Yerel Haberler
İzmir
13 Aralık 2025 Cumartesi - 17:33 MHP Kemalpaşa, şehit aileleri ve gazilerle buluştu Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kemalpaşa İlçe Başkanlığı tarafından geleneksel olarak düzenlenen kahvaltı programında, şehit aileleri ve gaziler bir araya geldi. Program, birlik ve beraberlik mesajlarının öne çıktığı anlamlı buluşmaya sahne oldu. Yoğun katılımla gerçekleştirilen programa; MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Kemalpaşa İlçe Başkanı Dr. Metin Yaşar, Kemalpaşa Kaymakamı Musa Sarı, Cumhuriyet Başsavcısı Bahattin Bilen, Kemalpaşa Emniyet Müdürü Salih Şen, Jandarma Komutanı Mehmet Önder Ortoğlu, Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, kurum amirleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Programda ayrıca Kemalpaşa Şehit Aileleri ve Gaziler Yardımlaşma Derneği Başkanı Tuncay Kılıç da yer aldı. MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu ise programa telekonferans yoluyla katılarak katılımcılara hitap etti. Programın açılış konuşmasını MHP Kemalpaşa İlçe Başkanı Mustafa Gözütok yaptı. Gözütok şunları söyledi: "Bizim için vatan; mukaddes değerlerimizin hepsinin buluştuğu, imanımızın neşvünema bulduğu, hürriyet ve istiklalimizin sağlam temeller üzerine oturduğu, çocuklarımızın hür doğup hür yaşadığı kutlu topraklardır. Bu sebeple bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, bilhassa milletimizin birlik ve beraberliği için son derece önemli adımlar atmış, iç cephemizin tahkimatı için son derece dikkat çekici önlemler almıştır. ’Terörsüz Türkiye’, bu önlemlerin; yani ülkemizi bir ve bütün tutma gayretinin en önemli girişimlerinden biridir. Hiç kimse bunun altında bir şey arayamaz. Liderimizin halis niyetli ve kararlı tavrı karşısında kimse iftira atamaz, haddini aşamaz. Varlığını Türk varlığına hediye eden, aklı her zaman Türkiye olan liderimizin ’Terörsüz Türkiye’ konusundaki tavrı nettir, ilkeleri bellidir, teminatı açıktır. Pazarlık yoktur. Al-ver süreci yoktur. Ve hiç kimse şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarını incitemeyecektir. Bu, Devlet Bahçeli sözüdür. Bu, Devlet Bahçeli imzasıdır." Tuncay Kılıç: "Tek millet, tek bayrak, tek vatan" Kemalpaşa Şehit Aileleri ve Gaziler Yardımlaşma Derneği Başkanı Tuncay Kılıç ise, "Bizler, yedi düvele karşı asırlardır süren varoluş mücadelemizde ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan’ şuurunu canıyla ve kanıyla perçinlemiş bu aziz milletin en onurlu temsilcileriyiz. Vatan dediğimiz bu topraklar yalnızca coğrafi bir sınır değil; şehitlerimizin al kanıyla sulanmış, her karışında iman ve aşk dolu mukaddes bir emanettir. Millet dediğimiz bu büyük aile ise tarihin en çetin sınavlarında bile sarsılmayan, birlik ve beraberlik ruhuyla ayakta duran ebedî bir çınardır" dedi. Veysel Şahin: "Hiç kimse şehitlerimiz üzerinden istismar parantezi açmaya kalkışmasın" MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin ise konuşmasında, "Hiç kimse şehitlerimiz üzerinden istismar parantezi açmaya kalkışmasın. Geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, ‘Müzakere yok, oyun kurmak yok, süreç yok; ya silahlar gömülecek ya da silahlarıyla birlikte gömülecekler’ diyerek Terörsüz Türkiye sürecini cesaretle ve kararlılıkla başlatmıştır" açıklamasına yer verdi. Tamer Osmanağaoğlu: "Yılmayacağız, yıkılmayacağız, mutlaka başaracağız" MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, katılımcılara telekonferans yoluyla hitap ederek şehitlik makamı ve terörle mücadele konularında değerlendirmelerde bulundu. Osmanağaoğlu şu açıklamalara yer verdi: "Şüphesiz şehitlik, Müslüman Türk milleti için en yüce makam, ulaşılacak en yüksek mertebedir. Kaldı ki şehitlerimizin peygamberlere komşu mesabesinde olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir. Her şehidimizin, her gazimizin; samimi bir inançla, adanmış bir hayatla ve nihayetinde anıtlaşmış mücadeleleriyle kalbimizde müstesna bir yere sahip olduğu bir gerçektir. Bilinmelidir ki onlar bizim ilhamımız, iftiharımız, itibarımız ve istikbalimizdir. Kaldı ki şehitlerimiz; istiklal irademizin tescili, hürriyet meşalemizin sönmeyen ateşidir. Bugüne kadar ne şehitlerimizin muazzez ruhunu sızlatacak ne de onların emaneti olan ailelerimizi kaygılandıracak hiçbir oluşumun içinde olmadık. En ufak bir tereddüdün hasıl olacağı bir sürecin parçası olmadık. Biz; yolumuz hep alçakların içinden geçecek olsa da bağımsız kalmak için yiğitçe vuruşmayı tercih eden Devlet Bahçeli’nin yol arkadaşlarıyız. Terörsüz Türkiye mefkûremiz konusunda bugün vehim içinde olanlara, akıllarınca bizimle istihza etmeye kalkanlara verilecek tek bir cevabımız vardır: Bir hilal uğruna şehit düşen, yaşatmak için yaşamlarından vazgeçen vatan evlatlarının ülkülerine halel getirirsek kanımız kurusun. Terörsüz Türkiye sürecinin derdi buğday değil, tarlanın ta kendisidir. Hedefimiz dönemsel değil, ulvî bir hedeftir. Tavize ve teslimiyete asla boyun eğmeyeceğiz. Kimseyle bir al-ver sürecinde değiliz, pazarlık içinde değiliz. Dün ne dediysek bugün de aynısını söylüyoruz: Ya silahlar gömülecek ya da silahı tutanlar gömülecektir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi: ‘Yılmayacağız, yıkılmayacağız, mutlaka başaracağız."
AK Partili Saygılı’dan, CHP’li Güç’e saha yanıtı
13 Aralık 2025 Cumartesi - 11:33 AK Partili Saygılı’dan, CHP’li Güç’e saha yanıtı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç’ün AK Parti’nin kente hizmet etmediğine ve sahada olmadığına yönelik eleştirilerine, "AK Parti olarak İzmir’e her zaman hak ettiği değeri verdik, bugün de yarın da vermeye devam ediyoruz. CHP’li yerel yönetim ise bu güzel şehri kokuya, çukura, trafiğe ve çöpe mahkûm etmekten öteye geçemedi" dedi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: "AK Parti olarak İzmir’e her zaman hak ettiği değeri verdik, bugün de yarın da vermeye devam ediyoruz. CHP’li yerel yönetim ise bu güzel şehri kokuya, çukura, trafiğe ve çöpe mahkûm etmekten öteye geçemedi. AK Parti hükümetimiz İzmir’de eğitimden sağlığa, TOKİ’den çevreyoluna kadar her alanda eser ve hizmet üretmeyi sürdürüyor. Buna rağmen CHP İzmir İl Başkanı çıkıp "AK Parti teşkilatları sahaya çıkamıyor" diyebiliyor. Oysa kendisi ilçe başkanlıkları ziyaretlerine giderken, yolunun üzerindeki AK Parti eserlerini görmemesi mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde Selçuk’taydı; ancak ziyaretini sadece ilçe başkanlığıyla sınırlayıp ilçeden ayrılmış. Neden? Çünkü Selçuk’ta CHP belediyesinin ortaya koyduğu, gösterebileceği tek bir hizmet yok. Tevafuk bu ya, biz de iki gün sonra Selçuk’taydık. Programımıza ilçemizin gerçek temsilcileri olan muhtarlarımızla buluşarak başladık. Ardından Selçuk Devlet Hastanesi inşaatını, ocak ayında anahtar teslimi yapılacak TOKİ konutlarını ve Efes’i denizle buluşturacak Büyük Kanal Projesi’ni yerinde inceledik. Bugün 40 bin nüfusluk Selçuk’ta milyarlarca liralık yatırım devam ediyor. Biz bunları gönül rahatlığıyla sahada geziyor, vatandaşımıza müjdelerimizi veriyoruz. Peki, CHP’li belediye Selçuk’ta ne yapıyor? Altyapısını tamamlayamamış, arıtması olmadığı için atık suların Menderes Nehri üzerinden Pamucak sahiline akmasına sebep oluyor. Nerede çevreciliğiniz? Hâlâ kanalizasyonu olmayan mahalleleri görmezden gelen bir belediyecilik anlayışı var. Sayın Güç’ün yalnızca ilçe başkanlığını ziyaret edip hızla Selçuk’tan ayrılmasını elbette anlıyoruz. Çünkü kendi belediyelerinin ilçeyi "güç durumda" bırakan icraatlarını vatandaşın karşısında savunmaları mümkün değil".’
AK Partili Saygılı’dan Tugay’a kredi yanıtı
12 Aralık 2025 Cuma - 15:54 AK Partili Saygılı’dan Tugay’a kredi yanıtı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, hükmete yönelik "kredilerimiz onaylanmıyor" eleştirisine sert tepki gösterdi. Saygılı, "Cemil Bey unutuyor herhalde, temelini attığınız projenin kredisini İzmir’e özel sağlayan biziz. Onaylayan biziz. Engelleme diyorsunuz, bu dış finansman kredi paketinden faydalan 11 il içinde, en büyük payı sizin talebinizle hiçbir ayrım yapmadan İzmir’e verdik. AK Parti İzmir Milletvekillerini ve teşkilatlarını eleştirmekten çekinmiyorsunuz. Bir zahmet SGK ve vergi borçlarını ödeyin. Siz değil misiniz ‘bu şehre hizmet edenlere teşekkür edeceğim’ diyen. Teşekkür etseydiniz" dedi AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Dünya Bankası’ndan alınan 8,5 milyar TL’lik yağmur suyu projesi temel atma töreninde hükümeti eleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a sert çıktı. Saygılı, "Dünya Bankası’nın Türkiye’deki illere sunduğu kredi programına, hükümetimizin öncülüğü, AK Parti İzmir Milletvekillerimizin ve teşkilatımızın girişimleriyle İzmir’in de dahil edilmesi sayesinde hayata geçirilen 3 milyar TL’lik yağmur suyu ayrıştırma hattının temel atma töreninde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın hükümetimize yüklenmesini hayretle izledik.Cemil Bey unutuyor herhalde: Temelini attığınız projenin kredisini İzmir’e özel sağlayan biziz. Onaylayan biziz. Engelleme diyorsunuz, bu dış finansman kredi paketinden faydalan 11 il içinde, en büyük payı sizin talebinizle hiçbir ayrım yapmadan İzmir’e verdik. AK Parti İzmir Milletvekillerini ve teşkilatlarını eleştirmekten çekinmiyorsunuz. Siz değil misiniz ‘bu şehre hizmet edenlere teşekkür edeceğim’ diyen. Teşekkür etseydiniz. Bu kredi de şuan 170 milyon Euro yani 8,5 milyar TL. Şuan temelini attığınız yerdeki kredi 2023’te çıktı. 2 yıl boyunca bekleten ise sizsiniz. Her mecliste AK Parti grubumuz bu gecikmenin sebebini sordu. Ama anlaşılan 2 yıl sonra aklınıza geldi" dedi. "İzmir’e kazandırdığımız bir kaynak üzerinden hükümete yüklenmek, bulduğunuz en kolay yol olmuş" İzmir’e sağlanan yeni kredi desteklerini hatırlatan İl Başkanı Saygılı, "Buna ilaveten yeni iki krediye daha destek verdik. Ege Mahallesi köprülü kavşağı ve yan yolları için İller Bankası’ndan 38 milyon Euro, yaklaşık 2 milyar TL’lik, 25 yıl vadeli ve Çevre Bakanlığı garantili finansman sağlandı. Bunun temel atma töreninde de mi hükümetimizi eleştireceksiniz? 20 milyon Euro, yaklaşık 1 milyar TL’lik itfaiye araç alımı için yine devletimizin desteğiyle kredi temin edildi. Bunların teslim töreninde de mi AK Parti hükümetine saldıracaksınız? Cemil Bey madem konuşuyorsunuz, çıkmadan önce bari bürokratlarınıza bir sorun. Zira İzmir’in bu projeye özel olarak eklenmesini İzmir Milletvekillerimiz ve AK Parti İzmir teşkilatları yakından takip edip, destek olduk. Ben de İl Başkanı olarak o kredi sürecinin her aşamasında yakından takip ettim. İzmir’e kazandırdığımız bir kaynak üzerinden hükümete yüklenmek, bulduğunuz en kolay yol olmuş. Temennimiz odur ki, CHP Belediyeciliğinin diğer yarım kalan projeleri gibi bu projeyi de beceriksizlik kervanına eklemezsiniz. Bu arada bir zahmet SGK ve vergi borçlarını ödeyin. Ve son söz: Her kürsüye çıktığınızda hükümete laf yetiştirmeyi bırakın; Size Büyükşehir Belediyesi olarak sağlanan desteğin gereğini yapın, işinizi yapın" diye konuştu.
İzmir sahilinde ’yeşil’ istila
12 Aralık 2025 Cuma - 15:19 İzmir sahilinde ’yeşil’ istila İZMİR (İHA)-İzmir’in Karşıyaka ilçesi Bostanlı sahilinde deniz yüzeyi, "deniz marulu" olarak bilinen yeşil tabakayla kaplandı. Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Geçen yıl büyük bir plankton patlamasıyla olağanüstü bir balık ölümü yaşadık. Bugün deniz marulunun görülmesi, körfezin çok kirli olduğunun açık bir göstergesidir." dedi. İzmir Körfezi’nin Bostanlı kıyılarında sabah saatlerinden itibaren deniz yüzeyinde yoğunlaşan yeşil görüntü dikkat çekti. Sahil bandının kıyı kesimlerinde biriken ve deniz marulu olarak adlandırılan su yosunları, denizin rengini değiştirirken kıyıya vuran ve su yüzeyini kaplayan yeşil tabaka, sahil boyunca geniş bir alanda gözlemlendi. Özellikle dalga hareketlerinin az olduğu sığ bölgelerde yoğunluğun arttığı görüldü. Ayrıca havanın güzel olmasını fırsat bilerek Bostanlı sahiline yürüyüş ve spor yapmaya gelen vatandaşlar, denizdeki renk değişimini fark etti. Öte yandan deniz yüzeyindeki tabakanın kıyı boyunca belirli aralıklarla devam ettiği görüldü. "Bu mevsimde deniz marulu olmaz" Deniz marulunun çoğunlukla Ekim ve Mayıs aylarında görüldüğünü kaydeden Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "2007’de İzmir’de bir katliam yaptılar; derelerin altını betonlamaya başladılar. ‘Etmeyin, eylemeyin, körfezi öldürürsünüz, perişan edersiniz.’ dedik ama dinlemediler. Bugün Aralık’ın 12’si ve artık kış mevsimine geldik; bu mevsimde deniz marulu hiç olmaması gerekirken şu anda deniz marulu var. 2005’ten sonra arıtmayı kesince bir anda geri dönüş başladı; bir yıl sonra İzmir’de koku ortaya çıktı. 2012’lerden sonra ise deniz marulu yavaş yavaş patlamaya başladı. Önceleri yalnızca Mayıs ve Ekim aylarında görülürken zamanla aylar boyunca sürer hale geldi. Bu durum, denizin yeniden doygunluğa erişmeye başladığının göstergesiydi. Geçen yıl büyük bir plankton patlamasıyla olağanüstü bir balık ölümü yaşadık. Bugün Aralık’ın 12’sinde deniz marulunun görülmesi, körfezin çok kirli olduğunun açık bir göstergesidir." ifadelerini kullandı. "Kirliliğin nedeni arıtılmamış su" Körfezdeki asıl kirliliğin nedenin fabrikalardan gelen arıtılmamış su olduğunu belirten Yaşar, "İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina döneminden sonra jeoloji mühendislerine ve doğa bilimcilerine hiçbir şekilde yer vermedi. Asıl kirliliğin nedeni ise özellikle Bornova ilçesinin arkalarından gelen derelerden taşınan ağır kirliliktir. Fabrikalar arıtma yapmıyor. Bu nedenle fabrikalar arıtmalarını çalıştırmalı gerekirse enerjileri sübvanse edilmeli, bakanlıkla görüşülerek çözüm bulunmalı; hatta gerektiğinde derelerin üzerine küçük arıtmalar bile yapılabilir. Önemli olan, denize pırıl pırıl suyun ulaşmasıdır. Çünkü gördüğünüz bu iç körfez, tüm Akdeniz’in en verimli, en güzel körfezidir ve en kaliteli balıkların yaşadığı alandır. Ancak bunun için önce bilime inanılması ve bilimin dediğinin yapılması gerekir. Ne yazık ki mevcut yönetimin bilimle hiçbir ilgisi yok. 1999’dan beri belki 500 defa anlattık, yazılı basında 3-4 bin kez dile getirdik ama İzmir Büyükşehir Belediyesi bunlarla hiç ilgilenmedi. Bugün geldiğimiz noktada, 12 Aralık itibarıyla deniz marulları denizi kaplamış durumdadır. Temizlik çalışmaları sürüyor Öte yandan bölgede İzmir Büyükşehir Belediyesine ait yüzer-gezer palet aracı ile deniz yüzeyindeki deniz marullarını temizleme çalışmaları sürüyor.
Ege Üniversitesinin yeni rektörü Prof. Dr. Musa Alcı göreve başladı
12 Aralık 2025 Cuma - 14:13 Ege Üniversitesinin yeni rektörü Prof. Dr. Musa Alcı göreve başladı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ege Üniversitesine Rektör olarak atanan Prof. Dr. Musa Alcı, düzenlenen devir teslim töreniyle görevi Prof. Dr. Necdet Budak’tan devraldı. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararı ile Ege Üniversitesinin yeni rektörü belli oldu. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddesi uyarınca Ege Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Musa Alcı atandı. Gerçekleşen atamanın ardından Ege Üniversitesi Rektörlüğünde devir teslim töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Alcı, "Ege Üniversitesi, ülkemizin dördüncü sırada bölgemizde ise ilk sırada kurulan bir yükseköğretim kurumudur. Bu sene üniversitemiz yetmişinci yılını kutluyor. Prof. Dr. Necdet Budak hocamızın döneminde üniversitemiz, tam akreditasyon ve araştırma üniversitesi statüsü alarak önemli kazanımlar elde etti. İnşallah bundan sonra da el birliği ile üniversitemizi daha ileriye taşıyacağız. Ege Üniversitesinin kurucu rektöründen başlayarak, görev yapan tüm rektörlerimize şükranlarımı sunuyorum. Hayatta olanlara teşekkür ediyorum. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Ege Üniversitesi olarak yeni dönemdeki önceliğimiz eğitim-öğretim ve araştırma-geliştirme başta olmak üzere akademiye ağırlık vereceğiz. Üniversitemizi hep birlikte daha ileriye götüreceğiz. Beni Rektörlük görevine layık gören başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a şükranlarımı arz ederim" dedi. Rektörlük görevini Prof. Dr. Musa Alcı’ya devreden Prof. Dr. Necdet Budak ise, "17 Ekim 2017 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın tensip ve takdirleriyle atanarak onurla yürüttüğüm Rektörlük görevini bugün, değerli öğretim üyemiz Prof. Dr. Musa Alcı’ya devrediyorum. Beni bu göreve layık görerek üniversiteme hizmet etme onurunu bahşeden Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’nin 1955 yılında kurulan dördüncü üniversitesi olan Ege Üniversitesi, köklü geleneği ve güçlü akademik birikimiyle her zaman ülkemizin gururu olmuştur. Bu büyük mirasa layık olmak için hep birlikte çok çalıştık; üniversitemizin bugün ‘Araştırma Üniversitesi’ statüsüne yükselmesi ise en büyük mutluluklarımızdan biri olmuştur. Bu başarı, yalnızca bir yönetimin değil; akademisyeninden öğrencisine, idari personelinden tüm paydaşlarına kadar büyük bir ailenin ortak emeğidir. Hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Bugün görevi devralan Prof. Dr. Musa Alcı’ya yürekten başarılar diliyorum. Ege Üniversitesinin daha da büyüyüp güçleneceğine; bilimde, araştırmada ve uluslararasılaşmada çok daha ileri noktalara ulaşacağına inancım tamdır. Her zaman olduğu gibi, bundan sonra da Ege Üniversitesinin ve Sayın Rektörümüzün yanında olacağımı özellikle belirtmek isterim. Bu bayrak, aynı kararlılık ve heyecanla yoluna devam edecektir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Necdet Budak, rektörlük görevine atanan Prof. Dr. Musa Alcı’ya çiçek takdiminde bulundu. Prof. Dr. Musa Alcı kimdir? Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamlayan Prof. Dr. Alcı, yüksek lisans eğitimini de aynı fakültede tamamladı. Doktorasını Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde tamamlayan Prof. Dr. Musa Alcı, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Devreler ve Sistemler Anabilim Dalında 2000 yılında doktor öğretim üyesi, 2010 yılında doçent ve 2016 yılında profesörlük unvanı aldı. 2017 - 2020 yılları arasında Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Bölüm Başkanlığı görevini de üstlenen Prof. Dr. Alcı; Sistem Tanılama, Yapay Zeka, Bilgisayarda Öğrenme ve Örüntü Tanıma, Benzetim, Modelleme ve Tanıma, Elektrik-elektronik Mühendisliği, Bulanık Kümeler ve Sistemler, Sistem Dinamiği ve Kontrolü ile Mühendislik ve Teknoloji alanlarında akademik çalışmalar yürütüyor.
Prof. Dr. Üstün Dökmen İzmir’de ailelerle buluştu
12 Aralık 2025 Cuma - 12:16 Prof. Dr. Üstün Dökmen İzmir’de ailelerle buluştu Radikal Okulları öncülüğünde düzenlenen ’Ailede ve Okulda Kaliteli İletişim’ seminerinde Prof. Dr. Üstün Dökmen, aile ve okulda kaliteli iletişimin temel unsurlarını anlattı. Etkinlik, aile içi iletişimi güçlendirmeyi ve okul-aile iş birliğini geliştirmeyi hedefledi. Radikal Okulları ile Bornova Belediyesi iş birliğinde, ünlü psikolog ve yazar Prof. Dr. Üstün Dökmen’in konuşmacı olarak katıldığı ’Ailede ve Okulda Kaliteli İletişim’ konulu seminer düzenlendi. Etkinlikte aile içi iletişimi güçlendiren yöntemler, empati temelli yaklaşım modelleri ve çocuklarla sağlıklı bağ kurmanın temel ilkeleri ele alındı. Seminerde Radikal Eğitim Kurumları Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Avcı, Radikal Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcıları Sevi Şeneken ve Cem Mert, Radikal Okulları Bornova Kampüsü Müdürü Ozan Çırak, Bornova Belediye Başkan Yardımcısı Cem Arıkan ve Bornova Belediyesi Kadın Aile Hizmetleri Müdürü Rengin Hanım Akşit de yer aldı. Prof. Dr. Üstün Dökmen, seminerde yaptığı konuşmada kaliteli yaşamın ailede, okulda ve toplum içinde nasıl sağlanabileceğine ilişkin görüşlerini paylaştı. İzmir’de pek çok konferans verdiğini hatırlatan Dökmen, "İzmir çok güzel bir şehir. Bugün ailelere, velilere, öğretmenlere ve topluma iletişimle ilgili düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım" dedi. Dökmen, kaliteli yaşamın önemine vurgu yaparak, "Tüm canlılar yarına kalmak ister. Ancak insan, kaliteli yaşayarak yarına kalmak ister. Bu kalite ailede nasıl sağlanır, okulda nasıl sağlanır, toplum içinde nasıl sağlanır; bunlardan söz edeceğim" ifadelerini kullandı. Radikal Okulları Bornova Kampüsü Müdürü Ozan Çırak ise seminerin okul-aile iş birliğine katkı sağladığını belirtti. Çırak, "Okullarda verilen eğitim tek başına yeterli değil. Ailedeki eğitimle bütünleşmesi gerekiyor. Bu noktada profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyduk ve bunu Türkiye’nin en deneyimli isimlerinden biri olan Üstün Dökmen ile gerçekleştirdik. Bornova bölgesinde bu çalışmayı geniş kitlelerle yürütmekten mutluluk duyuyoruz" dedi.
Anthony Dennis kariyerinin en golcü sezonunu yaşıyor
12 Aralık 2025 Cuma - 11:04 Anthony Dennis kariyerinin en golcü sezonunu yaşıyor Göztepe’nin Nijeryalı orta saha oyuncusu Anthony Dennis, bu sezon attığı 3 golle profesyonel kariyerinin en golcü dönemini yaşıyor. Göztepe’de Anthony Dennis rüzgarı esmeye devam ediyor. Bu sezon Trendyol Süper Lig’de sergilediği performansla dikkat çeken başarılı orta saha oyuncusu, mücadeleci yapısının yanı sıra gol katkısıyla da öne çıkıyor. 2025-2026 sezonunda şu ana kadar 14 maça çıkan Dennis, 3 kez rakip fileleri sarsarak profesyonel futbol kariyerinin en golcü dönemine ulaştı. Geçtiğimiz sezon sarı-kırmızılı formayla 37 karşılaşmada skor üretemeyip 2 asist yapan 21 yaşındaki oyuncu, 2023-24 sezonunda ise 1. Lig’de 2, U19 takımında da 2 gol kaydetmişti. Stoilov şans verdi Göztepe’nin scouting ekibi tarafından 2022-2023 sezonunda U19 takımına transfer edilen Anthony Dennis, ilk yarıyı genç takımla geçirirken, daha sonra Teknik Direktör Stanimir Stoilov tarafından A takımın devre arası kampına davet edildi. Kampta performansıyla teknik heyetin beğenisini kazanan genç orta saha, kısa sürede A takım kadrosunda yer buldu. Antrenmanlardaki hırsı ve isteğiyle dikkat çeken Dennis, 2023-2024 sezonunda Çorum FK deplasmanında sakatlanan Doğan Erdoğan’ın yerine 19. dakikada oyuna girerek ilk profesyonel maçına çıktı. Sahadaki başarılı performansının ardından ise takımın vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi. Avrupa’dan birçok kulüp oyuncuyu takip ediyor Göztepe’deki performansıyla dikkatleri üzerine çeken Anthony Dennis’in birçok Avrupa kulübünün transfer listesine girdiği öğrenildi. Nijeryalı orta saha için bazı kulüplerin Göztepe’nin kapısını çaldığı ve oyuncunun durumunu sorduğu ifade edilirken, sarı-kırmızılıların 21 yaşındaki futbolcuyu kolay kolay bırakmak istemediği belirtildi. Geçen yaz transfer döneminde Dennis’e Stuttgart, Leeds United ve Anderlecht’in ilgi gösterdiği, hatta Belçika ekibinin 3.3 milyon Euro’luk teklif sunduğu biliniyor.
Zorbalık bir ömrü etkiliyor
12 Aralık 2025 Cuma - 10:38 Zorbalık bir ömrü etkiliyor Günümüzde yaygın bir sorun halini alan akran zorbalığına karşı Çeşme Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Medicana Çeşme Tıp Merkezi önemli bir çalışmaya imza attı. Medicana Sağlık Grubu Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Burçin Deniz, Çeşme’de ebeveynlerle bir araya gelerek akran zorbalığına karşı dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Klinik Psikolog Burçin Deniz, "Akran zorbalığı bir çocuğun geleceğini şekillendiren ve üzerinde dikkatle durulması gereken bir deneyimdir" diye konuştu. Genç ruhlarda olumsuz izler bırakan akran zorbalığı, son yıllarda mücadele edilmesi gereken konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve özel sektör el ele vererek akran zorbalığına karşı özellikle ebeveynlerin bilinçlenmesi için önemli farkındalık çalışmalarına imza atıyor. Söz konusu çalışmalardan biri de Medicana International İzmir Hastanesi’nin katkılarıyla, Çeşme Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Medicana Çeşme Tıp Merkezi işbirliğiyle hayata geçirildi. Ebeveynlerle Çeşme Kent Konseyi’nin konferans salonunda bir araya gelen Medicana International İzmir Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Burçin Deniz ‘Akran Zorbalığı’ başlıklı seminerde önemli mesajlar verdi. Klinik Psikolog Burçin Deniz akran zorbalığının tanımı, etkileri ve korunma yolları hakkında aileleri bilgilendirdi. Çocuk ve ergen sağlığını tehdit ediyor Akran zorbalığının çokça göz ardı edildiğini fakat zorbalığa uğrayan kişide derin etkilere neden olduğunu aktaran Klinik Psikolog Burçin Deniz, akran zorbalığının basit bir şakalaşmadan çok daha farklı bir olgu olduğunu vurguladı. Zorbalığın kasıtlı, tekrarlayıcı ve güç dengesizliğine dayalı bir davranış biçimi olduğuna dikkat çeken Klinik Psikolog Burçin Deniz, "Günümüzde fiziksel zorbalık kadar sözel ve ilişkisel zorbalıkta -ki özellikle dijital platformlarda yaşanan siber zorbalık- çocuk ve ergen ruh sağlığını tehdit eden en önemli unsurlardan biri hâline gelmiş durumda" dedi. Akran zorbalığının çocuklar üzerinde kısa ve uzun vadeli olumsuz sonuçlara neden olduğunu dile getiren Klinik Psikolog Burçin Deniz, "Özgüven kaybı, okula gitmek istememe, kaygı ve sosyal geri çekilme gibi belirtiler yalnızca başlangıç. Zorbalığın etkileri ilerleyen yıllarda güven problemleri, akademik düşüşler ve sosyal kırılmalarla kendini gösteriyor. Bu yönüyle zorbalık, yalnızca o an yaşanan bir problem olarak değerlendirilmemeli. Bir çocuğun geleceğini şekillendiren ve üzerinde dikkatle durulması gereken bir deneyim olarak görülmelidir" mesajını verdi.