Yerel Haberler
İzmir
Altınordu, Play-Off’a kalmayı başardı 21 Nisan 2025 Pazartesi - 14:16:52 TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, deplasmanda İskenderunspor ile 2-2 berabere kalarak ligin bitimine iki hafta kala Play-Off’a kalmayı başardı. Altınordu, TFF 2. Lig Beyaz Grup’taki 32. hafta mücadelesinde İskenderunspor ile deplasmanda karşı karşıya geldi. İzmir ekibi, zorlu mücadeleden 1 puan alarak ligin bitimine iki hafta kala Play-Off’a kalmayı başardı. Kırmızı-lacivertlilerde ilk maçına çıkan Teknik Direktör Namet Ateş de oyuncularının performansına yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Deplasmanda oynanan maçın ardından futbolcularını aldıkları başarılı sonuç ve iyi futboldan dolayı tebrik eden Ateş, "Alınan bu sonuçtan dolayı tüm oyuncularımı tebrik ediyorum. Oyuncularım neleri başarabileceğini herkese bir kez daha gösterdi. Bugüne kadar yardımcı antrenör olarak bir çok maça çıktım ama profesyonel teknik adam olarak ilk maçıma İskenderun karşısında çıktım. Bir maça çıktığında nasıl olmasını istersin deseler anlatsam yazsam böyle bir maç olmasını isterdim. Teknik adam olarak kenarda oyuncularıma futbolu öğretemem. Yardıma ihtiyaç duyduğunuzda baktığınızda kenarda beni görebiliyorsanız bana bu yeterli. Coşkuyu ve tebriki hak ediyorlar. Yolumuz uzun" diye konuştu. Öte yandan Altınordu’da İskenderunspor maçının ardından futbolculara iki gün izin verildi. İzmir ekibi, gelecek hafta sonu deplasmanda Sarıyer ile oynayacağı maçın hazırlıklarına 23 Nisan Çarşamba günü öğleden sonra başlayacak.
21 Nisan 2025 Pazartesi - 13:18 Anaokulu öğrencileri sütün serüvenini inceledi İzmir’de Bornova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün başlattığı "Tarımın Kalbinde Çocuklar" projesi kapsamında Orkide Anaokulu öğrencileri, sütün çiftlikten sofraya uzanan yolculuğunu adım adım deneyimledi. Bornova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen "Tarımın Kalbinde Çocuklar" projesi kapsamında, Orkide Anaokulu öğrencileriyle birlikte "Sütün Serüveni" adlı etkinlik düzenlendi. Programa; Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, İlçe Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Burak Ağa, Okul Müdürü Çisil Boyacıoğlu ve Orkide Anaokulu öğrencileri katıldı. Minik öğrenciler, gıdanın üretimden tüketime kadar olan yolculuğunu yerinde gözlemleme fırsatı buldu. Etkinliğin ilk durağında bir hayvancılık işletmesi ziyaret edilerek veteriner hekim eşliğinde süt sağımı süreci tanıtıldı. Çocuklar, sütün hayvanlardan nasıl elde edildiğini ilgiyle izledi. Ardından, sağımı yapılan sütün işlenerek süt ürünlerine nasıl dönüştüğü, bir süt ürünleri fabrikasında incelendi. Peynirin üretim aşamaları uygulamalı olarak gösterildi. Programın son ayağında ise öğrenciler, üretilen peynirlerin market raflarına ulaşma sürecini yerinde görmek için bir markete götürüldü. Burada ürünlerin satışa sunulma aşamalarını gözlemleyen minikler, öğrendikleri bilgileri pekiştirdi.
21 Nisan 2025 Pazartesi - 12:26 Adalet Bakan Yardımcısı Can: "Mayınlı bir arazide koşuyoruz" Denetimli Serbestlik 20. Yıl Bölge Toplantıları’nın 2’ncisi İzmir’de düzenlendi. Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, "Mayınlı bir arazide koşuyoruz. 1 milyon kişi ceza hukuku sisteminde ve infaz sisteminde olduğu halde bir ’cezasızlık’ algısından bahsediliyor. Bir tarafta cezasızlık algısı, bir tarafta topluma kazandırma. Bu bir denge. Bu dengeyi de iyi korumak ve kollamak gerekiyor" dedi. Denetimli Serbestlik 20’nci yıl Bölge Toplantıları’nın 2’ncisi İzmir’de başladı. Ege Üniversitesi’nde 2 gün sürecek olan etkinliğin açılış töreni Ege Üniversitesi MÖTBE Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Etkinliğe Adalet Bakanı Ramazan Can, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Arapoğlu, Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Burak’ın yanı sıra adliye ve emniyet personelleri katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Açılış programında konuşan Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, cezaevinden tahliye olanların yüzde 40’ının yeniden suç işlediğine vurgu yaparak, bu sayının aşağı çekilmesi gerektiğini belirtti. Bakan Yardımcısı Can, "İnfaz rejiminde asıl amaç topluma kazandırmak, ıslah etmek, iyileştirmektir. Ancak buna rağmen bütün dünyada infaz sistemini atlattıktan sonra tahliye ve taburcu olduktan sonra suç işleyenlerin yüzde 40’lar civarı cezaevine geri dönüyor. Bir suç işledikten sonra suç işlemek daha da kolaylaşır. Bu eşik psikolojik bir eşik. Cezaevindeki şartlar, cezaevinde çıktıktan sonraki topluma kazandırmadaki problemler, toplumun bakışı, ötekileştirilmesi... Bütün bunları değerlendirdiğimizde dünya ortalamasının yüzde 40’ı, suç işlenmiş, ıslah olmamış, geri ceza almış. Bu sayı Türkiye’de de yaklaşık yüzde 45’ler civarında. Korkunç bir rakam. İnfaz rejiminin tüm sistemleri ele alması gerekir. Bu sadece Adalet Bakanlığı’nın tek başına yapabileceği bir iş değil. Ailenin, toplumun ve devletin hep beraber bu olaya el atması lazım" ifadelerini kullandı. "Toplumun da bu manada belli bir bedel ödemesi gerekiyor" Kişinin ıslah edilmesinin sadece kişinin değil toplumun da menfaatine olduğunun altını çizen Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, "Bugün 400 bin civarında tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde. Yaklaşık 600 bin civarında kişi de denetimli serbestliğe tabi. 1 milyon kişi şu an infaz hukuku sistemi içerisinde. Mayınlı bir arazide koşuyoruz.1 milyon kişi ceza hukuku sisteminde, infaz sisteminde olduğu halde bir ‘cezasızlık’ algısının da bahsediliyor. Bir tarafta cezasızlık algısı, bir tarafta topluma kazandırma. Bu bir denge. Bu dengeyi de iyi korumak ve kollamak gerekiyor. İstediğin kadar ceza evinde tut. Nereye kadar tutacağız? İnfaz hukukunun da belli şartları var. Zaten ceza ağır, infaz hukukunun şartları ağır. Dolayısıyla toplumu hazırlamamız lazım. Aramızda olduğu zaman bu kişiyi iyileştirmek, tedavi etmek, topluma kazandırmak, ıslah etmek sadece bu kişinin menfaatine uygun değil. Aynı zamanda toplumun menfaatine de uygun. Toplumun sağlıklı, huzurlu, güvenli bir şekilde hayatını idame ettirebilmesi için bu kişilerin de topluma uygun bir hale getirilmesi lazım. Dolayısıyla toplumun da bu manada belli bir bedel ödemesi gerekiyor. Bu kişilerin topluma kazandırılması, iyileştirilmesi çok kolay bir hadise değil. Çünkü suça temayül var. Dışarı çıktıktan sonra ekonomik, hadise var, psikolojik sorunlar var. Toplumda rehabilite durumları var" dedi. "Cezaevlerinde şiddet, işkence yok. Şiddete sıfır tolerans var" İnsan haklarına ve hukukun evrensellik ilkelerine bağlı olarak görev yaptıklarına vurgu yapan Can, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin infaz rejimini insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğünü esas alan, adalete ne kadar hedef alan bir uygulama olduğunu biliyorum. Bu manada da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir itibarı olarak görüyorum. Bugün cezaevlerinde şiddet, işkence yok. Şiddete sıfır tolerans var. İnfaz koruma hukukunda kişinin işlediği suç ne olursa olsun, biz işlediği suça bakmaksızın suçluyu da eşrefi mahlukat olarak değerlendirilip insan haklarına, hukukun evrensel ilkelerine saygılı bir şekilde yaklaşık 85 bin personelle beraber bunu sağlamaya gayret ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti itibarına, bizim yapmış olduğumuz görev; o itibarı Avrupa’da ve dünyada belli bir yere getirdi ve korudu. Gelişmiş devletlerin, modern devletlerin infaz hukukuna, insan haklarına yaraşır bir şekilde, hümanist algıya destek olur bir şekilde itibar edilmekte. Bizim infaz sistemimiz ise insan olarak görüyor ve ona göre davranıyor. Bu manada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok başarılı bir sınav vermiştir" diye konuştu. Denetimli Serbestlik uygulamasına yönelik rakamlar paylaşıldı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım da açılış törenin denetimli serbestlik uygulamasına yönelik rakamları katılımcılarla paylaştı. Yıldırım, "Hali hazırda 149 Denetimli Serbestlik Müdürlüğümüz’de 6 bin personelimizle hizmet veriyoruz. 6 bin personelimiz şu an itibariyle 448 bin hükümlünün takibini gerçekleştiriyor. Bu son derece önemli bir sayı. Bu kapsamda 20 yıl zarfında 8 milyon 300 bin denetimli serbestlik kararının infazı yerine getirildi. 3 milyon 500 bin iyileştirme faaliyeti gerçekleştirilirken bunların 1 milyon 450 bini bağımlılara yönelik oldu. Bugün dünyanın başına bela olan madde bağımlılığı meselesiyle ilgili denetimli serbestlik içinde güçlü bir mücadele var.1 milyon 424 bin hükümlüye kamu yararlı bir işte ücretsiz çalışma imkanı getirildi. 62 bin hükümlüye nakdi yardım yapıldı. 69 bin hükümlünün denetimli serbestlik üzerinden elektronik izlemeyle takibi yapıldı. Bu sayılar her geçen gün artıyor. Batı sistemleriyle karşılaştırdığımızda kısa bir zaman rağmen çok büyük sayıları infaz ettiğimizi görüyoruz" açıklamasında bulundu. "Dönüm noktası olmuştur" Açılış programında konuşan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, "2005 yılında ceza adalet sistemimize kazandırılan denetimli serbestlik uygulamaları; suç işleyen bireylerin topluma kazandırılması, toplumsal barışın ve huzurun tehsisi noktasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Aradan geçen süre içinde güçlü ve dinamik bir yapıya kavuşarak adalet sistemimizin temel unsurlarından olmuştur. Bugün bir araya gelmemizin amacı denetimli serbestlik sistemimizin tüm boyutlarını değerlendirmek, karşılaştığımız sorunları tespit etmek ve çözüm yollarını tartışarak geleceğe daha güçlü adımlarla yürümektir" diye konuştu. Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Budak ise katılımcıları Ege Üniversitesi’nde ağırlamaktan mutlu olduklarının altını çizip üniversite olarak adalet sistemine katkı sağlamak için işbirliklerine devam edeceklerini vurguladı. Konuşmaların ardından çekilen aile fotoğrafıyla açılış töreni sona erdi. İki gün sürecek olan etkinlikte çeşitli sunumlar ve paneller düzenlenirken katılımcılar denetimli serbestlik ile ilgili bilgi alma ve tartışma fırsatı bulacak.
Kooperatif Başkanı Ergün’den ’tamamlanmayan konut’ tepkisi: "Teslim edilmeyen konutlarla hüsrana uğradık"
20 Nisan 2025 Pazar - 18:49 Kooperatif Başkanı Ergün’den ’tamamlanmayan konut’ tepkisi: "Teslim edilmeyen konutlarla hüsrana uğradık" İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZBETON aracılığı ile başlattığı kooperatif sisteminde yaşadıkları mağduriyeti dile getiren Sınırlı Sorumlu İşadamları Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Teyfik Fikret Ergün, "İzmirli iş adamları ve İzmir Ticaret Odası ismine güvenerek 5 yıl önce Sınırlı Sorumlu İşadamları Konut Yapı Kooperatifine girmiştik ama 61 ayda tamamlanmayan katlar, bitmeyen kaba inşaat ve teslim edilmeyen konutlarla hüsrana uğradık" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun kurduğu kooperatif olan, Sınırlı Sorumlu İşadamları Konut Yapı Kooperatifi Genel Kurul Toplantısı, Karabağlar Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleşti. Toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda konuşan Kooperatif Başkanı Teyfik Fikret Ergün, "Teknik ve idari personellerimiz işten çıkarıldı ve çalışmalarımız engellendi. Ödemeyi yapmadıkları firmalar kapımızı çalmaya başladı. Proje lansmanı ile birlikte beş yıl sonra gerçekler karşımıza çıktı. Tamamlanmayan katlar, bitmeyen inşaat ve teslim edilmeyen konutlar. Bizler, İzmirli iş adamları ve İzmir Ticaret Odası ismine güvenerek 5 yıl önce Sınırlı Sorumlu İşadamları Konut Yapı Kooperatifine girmiştik ama 61 ayda tamamlanmayan katlar, bitmeyen kaba inşaat ve teslim edilmeyen konutlarla hüsrana uğradık" diye konuştu. "Bazı ortaklarla ilgili hiçbir kayıt yok" Üye sayılarının 231 olduğunu belirten Ergün, "Konut dikkate alındığında, üye sayısı 251’dir. Toplam 380 konutun 129 adedi, arsa sahiplerine aittir. Ortakların kooperatife giriş ve çıkışları, ortaklık pay defteri üzerinden takip edilmelidir. Mahiyetlerinde yeterli ofis personelinin olmasına rağmen, 2019 yılından itibaren ortakların giriş ve çıkışları ortaklık pay defterine yazılmamıştır. Bazı ortaklarla ilgili hiçbir kayıt bulunmamıştır" ifadelerine yer verdi. "163 milyon 875 bin TL ödedik" Tanıtım aşamasında, konutların ilk 2 yılda teslim edileceği ve üçüncü yıl ödemelere devam edileceği vaatlerinin verildiğini belirten Ergün, "Bu gerçekleşmedi. 31 Aralık 2023 tarihinde teslim edeceklerini beyan ettiler, olmadı. En son 2024 yılında önerdikleri ödeme planını kabul etmemizi istediler. ‘Konutlarınızı 2024 yılı Ağustos ve Eylül ayında teslim edeceğiz’ dediler. 163 milyon 875 bin TL ödedik. Teslim edemediler. Verdikleri sözleri, söyledikleri tarihlerde tutmadıkları gibi katları tamamlayamadılar. Kaba inşaatı bitiremediler. Konutları teslim edemediler. 26 Ocak 2025 tarihinde yapılan genel kurulda ‘Kasamızda para var, kredi çekeceğiz, Haziran - Temmuz 2025 ayında evlerinizi teslim edeceğiz’ diyeceklerdi. Fakat yine sözlerini tutamayacaklardı. İşleri güçleri, üyeleri ve ortakları kandırmak ve oyalamak olduğu net olarak ortaya çıktı" şeklinde konuştu. "Evler küçültülmüş" Sözlerini sürdüren Ergün, şunları kaydetti: "Proje lansmanında bize satılan evlerle, inşa edilen proje arasında çok büyük fark vardır. Evler küçültülmüş. Bu konuyu defalarca dile getirdik. Küçültülen pencere ve diğer imalatlara ait ruhsat onayı çıkmadan bu değişiklikler yapılmıştır. Biz bunları düzelteceğiz."
Binlerce vatandaş Filistin için yürüdü
20 Nisan 2025 Pazar - 18:09 Binlerce vatandaş Filistin için yürüdü İzmir’de her yaştan binlerce vatandaş Filistin’e destek için yürüdü. Ellerinde Türk ve Filistin bayraklarıyla yürüyüşe katılan vatandaşlar, ’Hamas’a selam direnişe devam’, ’Mehmetçik Gazze’ye’, ’Katil İsrail, işbirlikçi Amerika’ sloganları attı. İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (İSTOK) tarafından Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen etkinlik kapsamında, binlerce vatandaş Basmane Meydanı’nda bir araya geldi. Ellerindeki afiş ve pankartlarla Konak Meydanı’na yürüyen kalabalık, Türk ve Filistin bayraklarıyla ’Hamas’a selam direnişe devam’, ’Mehmetçik Gazze’ye’, ’Katil İsrail, işbirlikçi Amerika’ sloganları attı. Yürüyüşün ardından Konak Meydanı’nda konuşma yapan İSTOK Dönem Başkanı Gökhan Temur, "Siyonist İsrail, gözü dönmüş bir şekilde gerçekleştirdiği saldırılarda insan, hayvan, canlı ne varsa yok etmektedir. Çocuklar ölüyor, insan hakları savunucuları ise seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliamı karşısında tam 19 aydır üç maymunu oynuyor. Nerede uluslararası hukuk? Nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Nerede ortalığı ayağa kaldırdığınız, bütçesi milyarlarca doları bulan uluslararası kuruluşlarınız, yapılarınız, örgütleriniz? Batılı devletlere soruyoruz; İsrail’e karşı neredesiniz" diye konuştu. "Canımız Kudüs ve Mescis-i Aksa’nın özgürlüğü için feda olsun" Sözlerini sürdüren Temur, "Yüreklerimiz yangın yeri. Bu savaş, hak ile batılın savaşıdır. Bu savaş, başta Kudüs olmak üzere Filistin’de Müslüman, Hristiyan ve diğer dinlere ait bütün ibadet yerlerinin ve her milletten insanın, ceddimiz Osmanlı döneminde olduğu gibi hür ve özgür bir şekilde var olabilmelerinin savaşıdır. Bu savaş, ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın özgürlük savaşıdır. Bu savaşın bedeli bir milyon şehit vermek de olsa, ’Biz canımızı bu yolda feda etmeye hazırız’ diyenler kazanacaktır. Canımız, kanımız, malımız; Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için feda olsun" ifadelerine yer verdi. ’İslam Birliği Teşkilatı’ vurgusu Gazze’de uluslararası sistemin iflas ettiğinden bahseden Temur, "Gazze konusunda kötü bir imtihan verdik. İslam dünyası, kendisinden bekleneni yerine getirememiştir. Gazze’nin tamamen yıkılmasına engel olamadık. Bunun üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Müslümanlar olarak kapsamlı bir yüzleşmeye, muhasebeye ihtiyacımız var. Yeni bir dünya için, İslam Birliği Teşkilatı gibi bazı kuruluşların acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yoksa zillete mahkum olacağız. Cezasız kalan her suç, İsrail’i daha da şımartıyor. Ülkemizde yaşayan, hem İsrail hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan katiller derhal tespit edilmeli ve vatandaşlıktan atılmalıdır" dedi. "Boykot bizim için önemli" Boykotun kendileri için önemli olduğunu aktaran Temur, "Gündelik tüm alışverişlerimizde boykot ürünlerini almayarak bu mücadeleye destek verin. Boykot bizim için bir yaşam biçimi haline gelmeli. Başta Türkiye olmak üzere, İslam ülkelerini, Siyonist işgalci İsrail’le diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkileri kesmeye davet ediyoruz. Gazze siyasi bir konu değil, insani ve İslami bir meseledir" açıklamalarında bulundu. "Ateşkes sağlanmalı" "Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Temur, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kudüs-i Şerif’te ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik son zamanlarda baskınlar artmaktadır. Siyonist İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyorlar. Gelinen aşamada önceliklerimiz; kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz bir şekilde Gazzeli kardeşlerimize ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesi oluşturuyor. Ateşkesin sağlanmasıyla birlikte, Gazze’nin imarı ve ihyası için tüm Müslümanlara görev düşmektedir." Filistinli öğrenci Gazze’yi anlattı İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan Filistinli öğrenci Hasan İsa ise "Bu kriz yalnızca sayılara indirgenmeyecek insan felaketidir. Gazze’de 22 binden fazla insan hayatlarını kökten değiştiren yaralanmalarla karşı karşıya kaldı. Omurilik ve beyin yaralanmaları, ağır yanıklar olan bu insanlar acil tedaviye ihtiyaç duyuyor. Gazze’deki 36 hastanenin 17’si kısmi kapasiteyle çalışabiliyor. Birçok sağlık tesisi saldırıya uğradı. 500’den fazla sağlık tesisine saldırı düzenlendi ve yaklaşık bin sağlık görevlisi yaşamını kaybetti. Tıbbi malzeme ve yakıt eksikliği nedeniyle hastaneler durma noktasına geldi. Ameliyathaneler çalışmıyor ya da imkanlardan yoksun. Temiz suya erişim yok. Kanalizasyon sistemi çöktü. Bu sebeple bulaşıcı hastalıklar hızlı yayılıyor. 50 binden fazla çocuk ağır beslenme yetersizliğiyle karşı karşıya" şeklinde konuştu
Kalbinizin sesine kulak verin
20 Nisan 2025 Pazar - 17:59 Kalbinizin sesine kulak verin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre kalp ve damar hastalıkları, dünya çapında sık görülen sağlık sorunları arasında ilk sırada yer alıyor. Kalp hastalıklarının hem dünya genelinde hem de Türkiye’de en sık görüldüğünü belirten Medicana International İzmir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor" dedi. Son yıllarda kalp hastalıklarının görülme sıklığında artış yaşanıyor. Her yıl yaklaşık 18 milyon kişinin kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayata veda ettiği bildiriliyor. Kalp hastalıklarının hem dünya genelinde hem de Türkiye’de en sık görüldüğünü belirten Medicana International İzmir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 verilerine baktığımızda ise ülkemizdeki ölümlerin yaklaşık üçte biri dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı. Bu oran, konunun ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı. Tengiz: "Kalp hastalıklarını önlemek mümkün" Kalp hastalıklarının büyük ölçüde önlenebilir olduğunun altını çizerek risk faktörlerinin kontrol altına alınmasının önemini şu sözlerle dile getiren Tengiz, "Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, obezite, sigara kullanımı, sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve stres; kalp ve damar sistemini ciddi biçimde tehdit ediyor. Ancak bu risk faktörlerinin önemli bir bölümü bireysel önlemlerle kontrol altına alınabilir. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla kalp hastalıklarının gelişimini geciktirmek hatta tamamen önlemek mümkün" diye konuştu. Günümüzde daha sık görülüyor Son yıllarda kalp hastalıklarının görülme sıklığındaki artışa dikkat çeken Tengiz, "Koroner arter hastalığı, kalp kasına kan taşıyan damarların kolesterol birikimiyle daralması sonucu gelişir. Bu damarlarda oluşan plaklar yırtıldığında kan pıhtısı ile damar tamamen tıkanabilir ve ani kalp krizi meydana gelebilir. Kalp yetmezliği ise kalbin vücuda yeterli miktarda kan pompalayamaması durumudur. Genellikle kronik ilerler ancak zaman zaman akut ataklarla da ortaya çıkabilir. En sık nedeni koroner arter hastalığı olmakla birlikte, hipertansiyon, kalp kapak hastalıkları ve kalp kası hastalıkları da etken olabilir. Kalp kapağı hastalıklarının günümüzdeki en sık nedeninin yaşlanmaya bağlı dejenerasyon olduğuna işaret eder. Kapaklarda daralma ya da yetmezlik görülebilir. Aritmiler ise kalbin çok hızlı, çok yavaş ya da düzensiz atmasıyla seyreder. Bazı aritmiler hafif olabilirken, bazıları ciddi ritim bozukluklarına ve hatta ani ölümlere yol açabilir" şeklinde konuştu. Teknolojik gelişmeler büyük rol oynuyor Tanı yöntemlerinin çeşitlendiğini ve artık daha erken evrede hastalıkların tespit edilebildiğini belirten Tengiz, "EKG, ekokardiyografi, efor testi, ritim ve tansiyon holterleri gibi girişimsel olmayan testlerin yanı sıra gerektiğinde anjiyografi gibi girişimsel işlemler de uygulanabiliyor. Özellikle BT koroner anjiyografi gibi modern görüntüleme teknikleriyle erken ve doğru tanı şansı artıyor" dedi. Tedavi yaklaşımlarının hastalığın türüne ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlendiğini vurgulayan Prof. Dr. İstemihan Tengiz, şöyle devam etti: "İlaç tedavisi, kalp hastalıklarının temel tedavi yöntemlerinden biridir. Yüksek tansiyon, kolesterol, ritim bozuklukları ve pıhtı önleme ilaçları uygun hastalarda kullanılır. Ancak bazı durumlarda ilaç tedavisi yeterli olmaz. Bu hastalarda anjiyoplasti ve stent uygulamaları gibi girişimsel işlemler ya da by-pass cerrahisi gündeme gelebilir. Uygun vakalarda robotik cerrahi de kullanılabilir." Kalp sağlığı için harekete geçin Kalp hastalıklarından korunmak için yapılabilecekler konusunda da önerilerde bulunan Tengiz, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Tuzu ve doymuş yağı azaltan, sebze ve meyve açısından zengin bir beslenme düzeni benimseyin. Haftada en az beş gün, günde 45-60 dakika tempolu yürüyüş yapın. Sigara ve tütün ürünlerinden kesinlikle uzak durun, alkol tüketimini sınırlandırın. Ağırlığınızı kontrol altında tutun, beden kitle indeksinizi izleyin. Kan basıncı, kolesterol ve kan şekeri düzeylerinizi düzenli olarak takip edin. Stresle başa çıkma yöntemleri geliştirin ve kaliteli uykuya önem verin. Bu alışkanlıklar, kalp sağlığı için temel koruyucu adımlardır. Kalbiniz için bugün bir adım atın. Yaşam tarzınızı gözden geçirin, düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin ve sevdiklerinizle birlikte sağlıklı bir gelecek inşa edin."
Karşıyaka Basketbol, ligde kalma yolunda yara aldı
20 Nisan 2025 Pazar - 10:42 Karşıyaka Basketbol, ligde kalma yolunda yara aldı Karşıyaka, Basketbol Süper Ligi’nde birebir rakiplerinden birisi olan Manisa Basketbol’a deplasmanda 100-79 kaybederek ligde kalma yolunda yara almış oldu. Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Karşıyaka, 26. hafta mücadelesinde Manisa Basketbol ile deplasmanda karşı karşıya geldi. İzmir ekibi, rakibine 100-79 mağlup oldu. Böylece 10 galibiyeti bulunan yeşil-kırmızılılar, düşme hattıyla arasında sadece 2 galibiyet kaldı. Ligde kalma yolunda büyük bir yara alan İzmir ekibi, kalan maçlarında maksimum sayıda galibiyet alıp sezon sonunda kötü bir durum yaşamak istemiyor. Karşıyaka Başantrenörü Ahmet Çakı, Manisa Basketbol müsabakasına dair de önemli açıklamalarda bulundu. Maçın ilk bölümünde kolay sayıları atamadıklarını söyleyen Çakı, "Savunmada oldukça kolay sayılar yedik ve ritmi tamamen rakibimize verdik. Deplasmanda bu konuda daha dikkatli olmalıydık. İlk çeyrekten itibaren kontrolü eline alan rakibimizi sürekli geriden takip eden taraf olduk. Maçın başında aynı fikirde olmadığımız bazı hakem kararları olsa da, takım olarak bu durumlara fazlasıyla takıldık. Bu da oyunun kontrolünden uzaklaşmamıza sebep oldu. Kötü bir mağlubiyet aldık. Bu kadar farklı kaybetmeyi hiç beklemiyorduk. Ancak artık bu maçı geride bırakıp bir sonraki maçımıza hep birlikte hazırlanmalıyız. Ligde kalmayı başaracak galibiyetleri almak için odaklanmalı ve sezonu bu şekilde tamamlamak için çalışmaya devam etmeliyiz" diye konuştu.