SAĞLIK - 10 Ağustos 2024 Cumartesi 10:43

Kadavradan bağışlanan karaciğer bu kez bir doktora hayat verdi

A
A
A
Kadavradan bağışlanan karaciğer bu kez bir doktora hayat verdi

Organ bağışı, bu kez karaciğer yetmezliği nedeniyle eşi Seval Özler’den (48) nakil planlanan Dr. Atilla Özler için tam bir sürpriz oldu. Dr. Özler, “Eşimden alınacak karaciğer ile nakil olmaya fikren öyle hazırlanmıştım ki, kadavradan bağış haberi geldiğinde inanamadım. 4 saatte İzmir’de olmamız gerekiyordu. Adeta uçarak hastaneye geldik. Öyle telaşla hazırlanmışız ki, hastanede valizi açtığımızda bu cehennem sıcaklarda, kışlık kazakları koyduğumuzu fark ettik! Bağış yapan aileye minnettarız. Acılarını yaşarken bağış yaptılar ve hayat kurtardılar” diyerek herkesi organ bağışlamaya davet etti.



Muğla’nın Köyceğiz İlçesi’nde yaşayan ve devlet hastanesinde çalışan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. H. Atilla Özler, 1 buçuk yıl önce karaciğer yetmezliği tanısı aldı. Doktor kontrolünde günlerini geçiren Dr. Özler’in iki ay önce karnında sıvı birikmeye başladı. Sıvı miktarının artması üzerine takibinde olduğu Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç’a başvuran Özler’in sağlığına kavuşmasının ancak nakil ile mümkün olacağı söylendi. Nakil kararının alınmasının ardından Atilla Özler kadavradan organ bekleme listesine yazıldı, ama hiç umudu yoktu. Zira, nakil listesinde binlerce kişi vardı ve bu kadar kişi içinden kendisine bağış çıkması, imkansız gibiydi. Beklemek için zamanı da azalan Dr. Özler’e umut, eşi oldu. Gönüllü karaciğer vericisi olmak isteyen Seval Özler’e yapılan tahliller, bağışçı olabileceğini gösteriyordu. Doktorlar yaklaşık 3 ay içinde nakil yapılması gerektiğini belirttiler.



Köyceğiz’e dönen çift, bir ay bile geçmeden 4 Temmuz sabahı Acıbadem Kent Hastanesi’nden gelen “kadavradan karaciğer bağışı” müjdesi aldılar, duyduklarına inanamadılar! Apar topar İzmir’e gelen eşi ve Dr. Özler, Prof. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Rasim Farajov, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Nakil sonrasında kendisini hızla toparlayan Dr. Atilla Özler, kadavradan karaciğer bağışı çıkmasını hiç beklemediklerini, eşinin verici olup bir süre daha geçtikten sonra birlikte ameliyat masasına yatmayı planladıklarını söyledi. Bağış organın kendisine yeni bir hayatın kapılarını açan büyük bir sürpriz olduğunu belirten Dr. Özler organ bağışı konusunda önemli mesajlar verdi.



“Bağış, herkesin yapması gereken bir görev”


Dr. Özler şöyle konuştu: “Hastaneden gelen telefonla bir şok yaşadık ama sonrasında hemen İzmir’e geldik. Operasyon gerçekleştikten sonra günden güne kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Bir doktor olarak her gün birçok hastanın hayata tutunması için çabalıyorum ama bu kez, hayatını kaybeden hiç tanımadığım bir kişi beni hayata bağladı. Acılı aileye minnettarlığımı iletiyor, sabırlar ve rahmet diliyorum. Ben yaşadıkça evlatlarının bir parçası da bende yaşayacak”



Nakli gerçekleştiren doktorlara teşekkür eden Dr. Özler, “İyiyim ve çok mutluyum. Organ bekleyen tüm hastalara bu şans nasip olsun isterim. Bir hekim olarak bu durumu yakından biliyordum ama hasta olarak deneyimlemek çok başka bir şey Hastaların ve hasta yakınlarının yaşadığı acıları şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Ülkemizde benim gibi organ bekleyen, üstelik canlı verici bulma şansı olmayan çok sayıda hasta var. Onların hayata tutunmasının tek yolu, kadavradan bağış olması. Organ bağışı çok önemli, herkesin yapması gereken bir görev, sosyal sorumluluk aynı zamanda. İşe yarayacak, birilerine can aşısı olacak ne organım varsa hepsini bağışlıyorum” dedi.



“Kışlık kazaklarla geldik”


Organ bağışı konusunda duyarlı olduğunu ve 10 yılı aşkın süre önce tüm organlarını bağışladığını söyleyen Seval Özler de şunları söyledi: “Karaciğer bağışı çıktığı haberi verildi ve 4 saat içinde hastanede olmamız istendi. Bir heyecan ki size anlatamam. Saatlerle yarışıyor insan. Valizi nasıl hazırladık, nasıl yola çıktık hatırlamıyorum. Adeta uçarak İzmir’e vardık. Hastaneye geldiğimizde valizi bir açtık, o da ne; kışlık kazaklar çıktı. Bu yazın bu cehennem sıcağında kışlık kazak getirmişiz. Nasıl bir şok geçirdiysek artık! Böyle bir bağışı hiç beklemiyor, benim verici olacağım nakle hazırlanıyorduk. İkimiz bir ameliyatlı olup birbirimize bakmamız mümkün olmayacaktı. Bağış organ sayesinde ameliyat sonrası eşimin yanında, ona bakma şansım oldu. Bu şansı bize veren bağışçı aileye sonsuz teşekkür ediyor, acılarını paylaşıp sabır ve rahmet diliyorum. Ben de organ bağışçısıyım. Yıllar önce bağışladım, organlar toprak değil hayat olsun istiyorum. Bir organ bir hayat demek, eşim en güzel örneği. Başta Prof. Dr. Murat Kılıç olmak üzere tüm ekibe çok teşekkür ediyorum.”



Öte yandan meslektaş hastaları Atilla Özler’in nakil sonrasında hızla iyileştiğini belirten Prof. Dr. Kılıç, “Hastamıza eşi donör olmuştu. Ancak bu bağış sayesinde eşinin verici olmasına gerek kalmadı. Hekim olarak bizim de isteğimiz kadavradan bağışların artması ve canlı vericili nakilleri çok zorunlu olmadıkça yapmamak. Oysa ülkemizde, canlı verici nakil ön planda. Geçen yıl gerçekleşen 1500 civarında naklin yüzde 90’ı canlı vericili. Bu oranın tam tersi olmasını kadavradan bağışların yüksek olmasını istiyoruz. Hastamızın durumu iyi, ilerleyen günlerde daha da iyi olacak” dedi.



Kadavradan bağışlanan karaciğer bu kez bir doktora hayat verdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Whatsapp’tan grup kurup vedalaştı, peçeteye doğum ve ölüm tarihini yazıp ortadan kayboldu Antalya’nın Kumluca İlçesinde Halil İbrahim Öksüz’den (22), 3 gündür haber alınamıyor. Gencin son olarak Whatsapp grubu kurarak yakınları ve arkadaşlarıyla vedalaştığı öğrenildi. Bir peçetenin üzerine doğum tarihini, kaybolduğu günü ise ölüm tarihi olarak yazan Öksüz, Vasiyetimdir, mezar taşımı yaptırmayın” notunu paylaştı. Aile, gencin hayatından endişe duyuyor. Kumluca İlçesi Gödene Caddesi Akkoyunlu Apartmanı 4. katta yaşayan Halil İbrahim Öksüz, Whatsapp’ ta grup kurarak buradan gruptakilerle ile vedalaştı. O saatten sonra da ortadan kayboldu. Anne ve babası ayrı yaşayan genç, son olarak cumartesi gecesi Antalya’da yaşayan babası Halit Öksüz’ün yanından Kumluca’da yaşayan Anne Özlem Öksüz’ün yanına geldi. Son olarak markete girip çıkan gençten bir daha haber alınamadı. Gencin son görüntüsü ise market güvenlik kamerasına yansıdı. Halil İbrahim Öksüz’ün ailesi intihar edebileceğinden korktuklarını ve bir an önce bulunmasını istedi. “Peçetenin üstüne veda notu yazmış” Anne Özlem Öksüz (41), “22 Eylül Pazar günü sabah işe gittim. Ben işe gittikten sonra 09.00 - 09.30 gibi markete girip çıkmış. Tekrar eve gelmiş. Abisi kapıyı açmış. Abisi kapıyı açtıktan sonra tekrar yatmış. Ondan sonra evden çıkmış gitmiş. Benimde kız kardeşi beni arayıp haber verince bilgim oldu. Grup kurmuş vedalaşmış. Mesaj yazmış hakkınızı helal edin. Her şey için özür dilerim diye. O şekilde haber aldım. İş yerinden koştum geldim. Yoldayken kızımı arayıp polisleri aramasını söyledim. İtfaiye polis her şey gelmiş bakmış. Hiçbir yerde yok. Ama intihar etmesinden çok korkuyorum. Peçeteye intihar edeceğini yazıp bırakmış. Peçeteyi bir gün sonra buldum” dedi. "Anne hep eskileri düşünüyorum" Oğlunun en son ağlayarak yanına geldiğini aktaran Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Boynuma sarıldı. ‘Anne ben senin hasretini çektim. Hep öyle büyüdüm’ dedi. anıma gidip geliyordu, askere gitmeden önce yine gelmişti. Askerden sonra da geldi. ‘Biz abimle gidip çalışalım. Biraz birikim yapalım anne’ dedi. Antalya’ya gitti abisi ile yaşıyorlardı orda. Ama beni her aradığında ‘Benim psikolojim iyi değil beni doktora götür anne’ diyordu. Sonra buraya geldi. Cumartesi gece birlikte oturduk. Zaten hiç uyumadık sabah kadar. Bende uyumadım. Oğlum sıkıntın ne bana anlat dedim. Bana ‘Anne hep eskileri düşünüyorum. Kafamı hep ona takıyorum. Yaşadıklarımız hep gözümün önüne geliyor’ diyordu.” Abisi Batuhan Öksüz de kardeşinin bulunmasını istedi. "Doğum tarihini bir de ölüm tarihini yazmış" Kız Kardeş Feride Ayav ise kardeşinin peçeteye not yazdığını söyledi. Feride Ayav şunları söyledi: “Peçeteye ‘Mezar taşımı yaptırmayın. Vasiyetimdir. Ben acımı çekmeye gidiyorum. Kimseyi üzmek istemedim. Ama istemeyerek de olsa herkesi çok üzdüm’ demiş. Notun sol tarafına doğum tarihini, sağ tarafına da ölüm tarihi olarak 22 Eylül tarihini yazıyor. Emniyet yetkilileri bize tüm kameraları, otogardaki dahil izlediklerini, otobüse binmediğini, Antalya il merkezinde de aynı çalışmanın yapıldığını detaylı bir şekilde arama yaptıklarını, üzerine düştüklerini söylüyor. Kayıp bürodaki arkadaşlar bize kayıp olmadığını telefon sinyalinin Muratpaşa’da olduğunu, yeni sinyal takibi yapacaklarını söylediler, sabah saat 08’00’de aradım. Hala haber yok. Yeni sinyal takibinin sonuçlarının gelmediğini söylediler. Biz sizi arayacağız” dediler.”