ASAYİŞ - 25 Eylül 2024 Çarşamba 14:07

İzmir’deki kazada can pazarı: 3 ölü, 2 yaralı

A
A
A

 İzmir’in Konak ilçesinde hasta ziyaretine giderken köprülü kavşaktan aşağı düşen araçta bulunan 5 kadından 3’ü öldü 2’si ise ağır yaralandı. Kaza güvenlik kamerasına böyle yansıdı.

Kaza, saat 12.15 sıralarında Eşrefpaşa- İkiçeşmelik Caddesi üzerinde Bayramyeri Köprülü Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Konak ilçesine bağlı Çankaya semtine doğru seyir halinde olan ve sürücüsü henüz belirlenemeyen 35 CBA 796 plakalı otomobil, bilinmeyen bir nedenle bariyeri aşıp yaklaşık 5 metre yükseklikten ters bir şekilde kavşağın battı çıktısına düştü. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından araç içerisinde bulunan 5 kadından 3’ünün öldüğü, 2’sinin ise ağır yaralandığı tespit edildi.

Hayati tehlikesi bulunan yaralılar İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Kaza sebebiyle bölgede yoğun trafik oluştu.

Hasta ziyaretine gidiyorlarmış

Otomobilde bulunan kişilerin hasta ziyaretlerine gittikleri öğrenilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Mehmet Pamuk - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğu Karadeniz’de dere yataklarındaki yapılaşma tehlike oluşturuyor Doğu Karadeniz Bölgesi’nde şiddetli yağışların yol açtığı sel ve heyelanlar dere yataklarındaki yerleşimlerde hasara neden oluyor. Çarpık yapılaşmanın ön plana çıktığı Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon illerinde yasa ve yönetmeliklerin uygulanması gerektiğini belirten Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Sürekli nüfus artıyor. Arsa arzı sürekli artıyor. Dolayısıyla yasa ve yönetmenlikler artık geçerli olmuyor. Dolayısıyla hala dere yatakları talan ediliyor” dedi. Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon illerinde şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanlar yerleşim yerlerine hasar veriyor. Su seviyesinin yükseldiği derelerdeki yapılaşma ile ön plana çıkan 4 ilde, geçtiğimiz yıllarda tespiti yapılan riskli binaların henüz yıkımı gerçekleştirilmezken, çarpık yapılaşmanın gözler önüne serdiği yapılaşmalar tehlike oluşturmaya devam ediyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, 50 yıl önce heyelan ve sel tehlikesinin az olduğunu ancak günümüzdeki artan nüfus ile bu tehlikenin arttığını söyledi. Artan nüfus ile arsa arzının sürekli arttığını ve dere yataklarının talan edildiğini kaydeden Bektaş, “Karadeniz bölgesinde dağlar doğu-batı istikametinde uzanıyor. Denize oldukça dik iniyor. Bu bağlamda hinterlandımız oldukça dar. Öte yandan bu dağları kesen kuzeye doğru dere yatakları da tarihten bu yana yerleşim alanı olarak görev yapmıştır. Çünkü bereketli topraklar suyun olduğu yerler insanları yerleşim alanlarıdır. Dolayısıyla Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tarihten bu yana iki şekilde yerleşim alanı gelişti. Biri kuzey güney doğrultusunda dere yataklarında kurulmuş yerleşim alanları bir de sahildeki yerleşim alanları. Tabii bu 50 yıl önce şehirleşme açısından, yerleşme açısından pek fazla sorun oluşturmuyordu. Ancak küresel ısınma iklim değişimine bağlı olarak yerleşim alanlarında sel ve buna bağlı heyelan riskini de artırmıştır. 50 yıl önce heyelan ve sel tehlikesi azdı. Ama bugün her ikisi de yükseldi. Sebep yağışların artması ve hızlı bir şekilde gelişip sağanak yağışlar alması, dere yataklarında nüfus yoğunluğunun artması, yine sahilde de aynı şekilde nüfus yoğunluğunun artması. Bu bağlamda iklim değişimine bağlı olarak da devlet yaklaşık 10 yıldan bu yana dere yataklarındaki ve sahildeki yerleşim alanlarında iklim değişimine bağlı bir takım yönetmenlikler, yasalar çıkardı. Amaç; iklim değişimine bağlı sellerin verecek olduğu zararları azaltmak ancak günümüzde bu yasa ve yönetmenlikler pek uygulanmıyor. Aksine kamu kuruluşları dere yataklarını yağmalıyor ve bilinçsiz bir şekilde yağmalıyor. Sürekli nüfus artıyor. Arsa arzı sürekli artıyor. Dolayısıyla yasa ve yönetmenlikler artık geçerli olmuyor. Dolayısıyla hala dere yatakları talan ediliyor. Şimdi Trabzon’un terminal binası dere yatağı üzerine kurulmuştur. Tehdit altındaki Değirmendere Vadisi aynı zamanda insanların yaşam alanıdır. Bugün küresel iklim değişimine bakarsanız en önemli alüminyum sahaları dere yataklarındadır” şeklinde konuştu. “Doğal afetler sürekli artıyor” Devletin çıkardığı yasa ve yönetmeliklerin doğrudan uygulanması gerektiğinin altını çizen Bektaş, “Bugün Doğu Karadeniz bölgesinin jeolojik yapısına bakarsanız yer altı suyu yoktur çünkü sediman kayaçlar veya su bünyesinde tutabilecek alüvyonlar yok denecek kadar azdır. Bu alüvyonlar ancak dere yataklarında bulunuyor. Dolayısıyla dere yataklarının bir önemi de su açısından, su kıtlığı açısından devreye giriyor. Her geçen gün nüfus arttıkça, yerleşim alanları dere yataklarında ve sahil kısımlarında bilinçsiz bir şekilde arttıkça hem sel ve heyelan tehlikesi hem de bunlara bağlı doğal afetler sürekli olarak artıyor. Yapılacak iş şu: Devletin çıkardığı yasa ve yönetmenlikleri doğrudan uygulamaktır. Bugün gelişen nüfus ve buna bağlı şehirleşmeye paralel olarak arsa talebi ya denizden dolgu şeklinde kazanma veya dere yataklarına hücum. Bu ikisi var. Bunu da önlemek devletin elinde. Ama maalesef bakıyorsun devlet çıkardığı yasaya rağmen gidiyor dere yatağına terminali kuruyor. Bu anlayışla sellerin, heyelanların vereceği yaraları azaltmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Adana Depremzedelere yardıma koştu, HGS cezası yedi Adana’da 6 Şubat depremleri sonrası bölgeye yardım götüren bir derneğin aracına 1 yıl 8 ay sonra faiziyle birlikte 2 bin 895 TL Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) ihlali cezası geldi. Uzun yıllardır Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Derneği, 6 Şubat depremlerinin ardından araçlarıyla 10 deprem iline defalarca kez yardım götürdü. Ancak, aradan 1 yıl 8 ay geçtikten sonra Ogün Abi Derneği’nin 01 FDD 81 plakalı aracına faiziyle birlikte 2 bin 895 TL idari para cezası borcu geldi. Borcu ödeyip itiraz edecek Borcu ödedikten sonra itiraz edecek olan Ogün Abi Derneği Başkanı Ogün Sever Okur, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Okur, “Depremin ardından bölgeye yardım götürdük. Biz o dönemde HGS’lerin kapalı olduğunu biliyorduk ancak bize geçtiğimiz günlerde ceza kaldı. Sadece 1 aracıma 2 bin 895 TL ceza geldi ama diğer araçlarımıza da bu cezalar geldi. HGS borcu önemli değil ama bize deprem zamanından ceza geldi. Meblağın hiçbir önemi yok ama bizim HGS’lerimiz otomatik ödemeye bağlıyken nasıl böyle bir ceza geldi anlamadık” ifadelerini kullandı. Kendisi gibi birçok mağdurun olduğunu anlatan Ogün Sever Okur, “Ben o bölgelere keyfimden gitmedim. Deprem sonrası yardım götürdüm, arama kurtarmalara katıldım. Cezalar geldikten sonra sosyal medyada paylaştım ve birçok kişi ‘Bize de ceza geldi’ diyerek bana mesaj attı. Bu hataların biran önce düzelmesini istiyorum” diye konuştu.
Bolu Kapalı caddeye motosikletle girenlere ceza yağdı Bolu’da motosiklet geçişine kapalı olan caddede polis ekipleri tarafından denetim yapıldı. Denetim çerçevesinde bir çocuğa, ehliyetsiz ve plakasız araç kullanmaktan 37 bin 607 lira cezai işlem uygulandı. Motosiklet girişinin yasak olduğu İzzet Baysal Caddesi’nde zaman zaman meydana gelen kazalar sebebiyle Bolu İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri denetimlerini sıklaştırdı. Polis ekipleri tarafından cadde ortasına kurulan uygulama noktasında caddeye girişi yasak olan motosiklet sürücüleri denetlendi. Denetimler çerçevesinde sürücülere girişin yasak olduğu caddede motosiklet kullanmak suçundan 690 lira cezai işlem uygulandı. Yaklaşık 1 saat boyunca yapılan uygulamada 50’ye yakın motosiklet denetlendi. Öte yandan, kask takmayan, plakasız ve ehliyetsiz motosiklet sürücüleri, ise cezai işlemden kaçamadı. 37 bin lira ceza Denetimler sırasında plakasız ve ehliyetsiz olduğu tespit edilen B.M. (17), isimli çocuğa, ehliyetsiz motosiklet kullanmak suçundan kendisine ve ruhsat sahibine 26 bin lira, tescilli aracı plakasız kullanmaktan 10 bin 917 lira, trafik işaretlerine uymamaktan ise 690 lira olmak üzere toplam 37 bin 607 lira cezai işlem uygulandı. Ayrıca motosiklet çekici yardımıyla otoparka çekildi. Motosiklet geçişine kapalı olan İzzet Baysal Caddesi’nde 13 Kasım itibariyle motosikletli sürücülere cadde üzerinde park yapılmasına da izin verilmeyeceği öğrenildi.
Erzincan Yaralı polis memuruna anlamlı ziyaret Erzincan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı Erzincan Öğrenci Yurt Müdürlüğü tarafından yürütülen Gönül Bağı projesi kapsamında, Konya’da görevi başında yaralanan polis memuru Mustafa Topuz’a anlamlı bir ziyaret gerçekleştirildi. Yurt öğrencileri, yaralı polis memuruna kendi hazırladıkları hediyeleri takdim edip geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Bu ziyaret, gençlerin yardımlaşma ve dayanışma duygularını güçlendirmeyi amaçladı. Erzincan Öğrenci Yurt Müdürlüğü, Gönül Bağı projesi çerçevesinde önemli bir dayanışma faaliyeti gerçekleştirdi. Projenin amacı, toplumda yardımlaşma ve birbirine destek olma kültürünü yaygınlaştırmak, toplumun her kesimiyle gönülden bağlar kurmaktır. Bu bağlamda, Erzincan Yurdu öğrencileri, Konya’da görevi başında yaralanan polis memuru Mustafa Topuz’u ziyaret ederek bu anlamlı projeye katkı sağladı. Hediye takdimi ve içten sohbet Yurt öğrencileri, polis memuruna geçmiş olsun dilekleriyle birlikte tatlı ve yurdun filografi kursunda yapılmış Türk bayrağı tablosunu hediye etti. Mustafa Topuz ve ailesi, ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirerek öğrencileri sıcak bir şekilde karşıladı. Polis memuru Topuz, yaşadığı olayı gençlerle paylaşırken, öğrenciler de ona desteklerini iletti. Ziyaret sırasında 12 öğrenci, Topuz ile birebir sohbet ederek moral verdi ve bağlarını güçlendirdi. Gençler için örnek bir deneyim Bu proje sayesinde gençler, yardımlaşmanın ve dayanışmanın gücünü bir kez daha hissetme fırsatı buldu. Polis memurunun yaşadığı zorluklara tanık olan öğrenciler, hem ona manevi destek sundular hem de topluma hizmet eden kahramanlarla bağ kurmanın önemini öğrendiler. Bu ziyaret, gençlerin gönül bağı kurma amacını gerçekleştirmelerine katkı sundu. Gönül Bağı projesi, toplum içinde yardımlaşma kültürünü pekiştirerek gelecekte daha güçlü bağlar kurulmasına vesile olmaya devam edecek. Erzincan Yurdu’nun bu anlamlı ziyareti, gençlerin sosyal sorumluluk bilincini geliştirmesi açısından büyük bir örnek teşkil etti.