ASAYİŞ - 26 Kasım 2024 Salı 09:40

İzmir merkezli PKK operasyonunda 10 gözaltı

A
A
A
İzmir merkezli PKK operasyonunda 10 gözaltı

İzmir’de PKK/KCK silahlı terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 10 şüphelinin tamamı yakalanarak gözaltına alındı.


İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından PKK/KCK Silahlı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında, sosyal medyada PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapan, yurtdışında terör örgütü tarafından düzenlenen etkinliğe katıldığı tespit edilen, toplam 10 şüphelinin adresi belirlendi. Bu sabah saat 07.00 sıralarında adreslere yönelik gerçekleşen eş zamanlı baskınlarda şüphelilerin tamamı gözaltına alındı.


Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Mesleğin son ustaları yarım asırdır bakır dövüyor Gaziantep’te yaşayan 60 yaşındaki bakır ustası İsmail Akdağ, 4 metrekarelik dükkanında unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık mesleğini yaşatıyor. Akdağ, ilerlemiş yaşına rağmen mesleği ayakta tutmaya çalıştığını son ustalardan biri olduğunu söyledi. Gaziantep’te yaşayan 60 yaşındaki bakır ustası İsmail Akdağ, Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bulunan 4 metrekarelik atölyesinde unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık mesleğini teknolojiye direnerek yaşatmaya devam ediyor. Gaziantep’in en eski ustalarından olan Akdağ, yarım asırdır yaptığı bakır işleme mesleğiyle tarihe iz bırakan eserler yapıyor. Hayal gücüyle ilmek imek şekillendirdiği ve işlediği bakırları, Bakırcılar Çarşısı’na gelen yerli ve yabancı turistlere satıyor. Mesleği ayakta tutmaya çalışan son ustalardan biri olduğunu söyleyen İsmail Akdağ, gençlerin mesleği öğrenmek istemediğini belirtti. “Bizler bu mesleğin son ustasıyız” Mesleğe çocukluk yıllarında başladığını söyleyen bakır ustası İsmail Akdağ, mesleğin unutulmasını istemediklerini söyleyerek, “Bakırcılığa ilkokulu bitirdikten sonra çırak olarak başlamıştım. İyi ki de başlamışım, mesleğimiz oldu. Kimseye muhtaç olmadan ailemi geçindiriyorum. Bu mesleğin devam etmesini istiyoruz. Unutulmaya yüz tutmuş bir meslek haline gelsin istemiyoruz ama eleman yetişmiyor. Bizler bu mesleğin son ustasıyız” dedi. “Günde 100 ila 150 arasında bakıra şekil veriyorum” El emeği olarak günde 100 ila 150 arasında bakıra şekil verdiğini aktaran Akdağ, “Elimizden geldiğinde teknolojiye direnerek işimizi devam ettiriyoruz. Yanımızda eleman yetişmediği için ve verilen paraları beğenmedikleri için fabrikalara gidiyorlar. El emeği olarak günde 100 ila 150 arasında bakıra şekil veriyorum. Bardak, tabak, cezve ve çeşitli aletler yapıyorum” ifadelerini kullandı. “Bakıra dönüş hızlandı” Bakırın kaliteli olduğunu anlayan büyük firmaların bakır ürün satışına tekrar döndüğünü belirterek Akdağ, “Bakır çok faydalı bir ürün. Faydasını görmek için ürünü düzenli olarak kullanmak gerekir. İnsanlarımıza nasıl kullanması gerektiğini izah ederek satarsan bilgilenmiş olur. Bilinçsiz kullanıldığı takdirde bakırda oluşan oksitlenmeler vücuda zarar verebilir. Şuanda tüm büyük firmalar bakıra dönüyor. Bakırın kalitesini ve faydalarını anladılar. Dolayısıyla bakıra dönüş hızlandı” şeklinde konuştu. “Vazgeçilmez olarak evde bulunduruyorum” Bakır eşyaları çok sevdiğini ve evinde bulundurduğunu aktaran Ayşe Demir, “Bakır sunumlukları çok seviyorum. Bakır tepside yenilen tatlı ve yemekler çok lezzetli oluyor. Ben evimde genellikle sunum yaparken kullanıyorum vazgeçilmezim olarak bulunduruyorum. Dolayısıyla beğendiğim için tekrar alacağım. Diğer yandan Gaziantep’in vazgeçilmez sanatları arasında yer alıyor. İşçilik ve emek isteyen bir meslek. Dolayısıyla almasan bile bu tarihi çarşıyı gezmesi de zevkli” diye konuştu.
İstanbul İnfluenza A, gıda zehirlenmesiyle karıştırılıyor: “48 saat içinde doktora gidin” Son dönemde oldukça yaygın olan İnfluenza A virüsü hakkında bilinmesi gerekenleri anlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Yaşanan belirtiler yüzünden genellikle gıda zehirlenmesi ile de karıştırılabiliyor. Ancak risk grubundaki kişiler bu virüse yakalandığında sonu ölüme kadar gidebiliyor. Bu yüzden kendilerinde grip bulguları fark edenler 48 saat içinde hastaneye başvurmalıdır” uyarısında bulundu. Sonbahar, kış grip vakalarının arttığı mevsimler. İnfluenza A yani domuz gribi de şu anda en sık gördüğümüz virüs enfeksiyonudur. Konuyla ilgili konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Acil servislere ve polikliniklere son günlerde yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı, şiddetli öksürük, baş ağrısı, boğaz ağrısı, bulantı, kusma, ishal şikâyetleriyle gelen hasta sayısında ciddi bir artış var. Bunun için test yaptığımızda en çok influenza A, H1N1 alt grubunun daha fazla olduğunu görüyoruz” açıklaması yaptı. “Mutlaka aşı olunmalı” İnfluenza A’ya bağlı ölümler olabildiğini belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Özellikle risk gruplarında bu daha fazla oluyor. 65 yaş üstü, kronik hastalık, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği tanıları olan hastalar, hamileler, 5 yaş altı çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar risk grubundadır. O yüzden risk grubundaki kişiler, Eylül- Ekim aylarında aşı olmalılar. Ama hastalık olduysa ve kendilerinde grip bulguları fark ettilerse mutlaka 48 saat içinde, erken dönemde hastaneye başvurmalılar. Erken tedavi edelim ki olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınmasın. Çünkü mevsimsel grip maalesef zatürre, bronşitle komplike olup ölümlere neden olabiliyor” dedi. “İzole olmak önemli” Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Pandemide herkes maske kullanıyordu. İzolasyon yöntemleri çok ciddi şekilde uygulanıyordu. Dolayısıyla grip vakalarını çok görmüyorduk. Kovid daha ön plandaydı. Ancak Kovid için aldığımız tedbirler, influenzanın da yayılmasına engel oluyordu. İnfluenzadan korunmak için kapalı ortamlar havalandırılmalıdır. Özellikle semptomları olan kişiler maske takarak izole olmalıdır. Eller sıkça yıkanmalı, hapşırma ve öksürme durumunda ağızlarını peçete ile kapatmaları, o peçeteyi atıp sonra ellerini yıkamaları gerekir. Böylece kişiden kişiye geçmesi önlenecektir” şeklinde konuştu. “Aşılar mutasyonlar öngörülerek hazırlanıyor” “İnfluenza grip virüsü aslında her yıl mutasyona uğruyor” diyen Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “İnfluenza A ve B’de bu mutasyonları görüyoruz. Aşılar da bunlar ön görülerek ona göre hazırlanıyor. Dolayısıyla örneğin zatürre aşısında her yıl olmak gibi bir şey yok ama grip aşılarının her yıl Eylül ve Ekim aylarında uygulanması gerekiyor. Bu aşılar mutasyonlar öngörülerek hazırlanıyorlar” dedi. “İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor” Gribin çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü yüksek ateşle seyrediyor. Yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı, şiddetli öksürük yapıyor. Soğuk algınlığı ise rinovirüs gibi virüslere bağlı ve daha hafif semptomlarla burun akıntısı, nezle, hafif boğaz ağrısı gibi şikâyetlerle geçiyor. Daha hafif seyirli. Kovid- 19 ile influenzanın birbirinden farkı ise Kovid19’da biraz daha fazla tat ve koku kaybını görüyoruz. Yine bu dönemde İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla bulantı, kusma, ishal yapabiliyor. Bu da gıda zehirlenmeyle karışabiliyor. Ama gıda zehirlenmelerinde gripteki yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı gibi diğer bulguları da görmediğimiz için onu da rahatlıkla ayırt edebiliyoruz. PCR dediğimiz virüsün izolasyon testi ve hızlı antijen testleri bu hastalıkları birbirinden ayırt etmede kolaylık sağlıyor.” “Antibiyotik kullanmamamız gerekiyor” Tedavisinden de bahseden Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Gribal enfeksiyonlar viral enfeksiyonlardır. Dolayısıyla antibiyotik kullanmamamız gerekiyor. Çünkü gereksiz yere antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç oluşturmalarına neden oluyor. Bir de antibiyotiklerin gereksiz yan etkilerine maruz kalınıyor. İnfluenza A’da asıl antiviral ilaçları kullanıyoruz. Oseltamivir grubu ilaçları beş gün süreyle hastalarımıza verdiğimizde çok daha hızlı bir şekilde düzelmelerini sağlıyoruz. Özellikle ilk 48 saat içerisinde bu tedaviye başladığımızda virüsün vücuttaki yayılımını engellemiş ve şikâyetlerinin süresini azaltmış oluyoruz” dedi. “Tatil bitince çocuklarınıza dikkat edin” Okulların tatile girmesiyle influenza grip vakalarının azalacağına da değinen Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı son olarak şunları söyledi: “Çünkü çocukların birbirleriyle yakın temasları azalacaktır. Dolayısıyla yayılım zincirini de kırmış olacağız. Ama tekrar okulların açılmasıyla yeniden bir artış olacaktır. Dolayısıyla çocuklara el yıkama alışkanlığını kazandırmak, hasta çocukların okula gönderilmemesi ve şikâyetleri düzelene kadar da evde izole olarak kalmaları salgının kontrol altına alınmasında kolaylık sağlayacaktır.”
Denizli 8 yıl boyunca planlanan cinayette yeni bir detay ortaya çıktı Denizli’de 2016 yılında babasını ayağından vurup, annesini darp eden yaşlı adamı öldürmek için 8 yıl plan yapıp, kameraların yerlerini dahi ezberleyen zanlının yakalanmamak için tüfek fişeklerini de sobada yaktığı ortaya çıktı. Denizli’nin Pamukkale ilçesi Kocadere Mahallesi’nde 15 Ocak Çarşamba günü sabaha karşı meydana gelen olayda, 63 yaşındaki Hasan Öztürk, uyuduğu sandalyede pencereden açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti. Olayı titizlikle soruşturan İl Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ve Pamukkale İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler detaylı incelemelerde bulundu. JASAT timleri mahallede bulunan 18 kameraya ait 180 saatlik görüntüyü incelemesi sonucu görüntülerde yalnızca 3 saniye görünen Veli Tugay S.’den (24), şüphelendi. Veli Tugay S.’nin ikametine yapılan operasyonda gözaltına alınırken, evinde yapılan aramalarda da 2 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet kuru sıkı tabanca, 40 adet fişek, 3 adet tabancalara ait şarjör, 4 adet ruhsatsız av tüfeği, 1 adet ruhsatsız pompalı tüfek ve 257 adet tüfeklere ait fişek ele geçirildi. 8 yıl planlanan cinayeti JASAT 24 saat dolmadan çözdü Katil zanlısı Veli Tugay S., jandarmadaki ifadesinde; 2016 yılında Hasan Öztürk’ün anne ve babasıyla kavga ettiğini, Hasan Öztürk’ün babasını ayağından vurması, annesini darp etmesi sebebiyle kin beslediğini itiraf etti. 8 yıl boyunca atıcılık yaparken kendisini eğittiğini de belirten Veli Tugay S., yakalanmamak için de mahallede bulunan 18 kameranın yerini ezberlediğini, kameralara yakalanmamak amacıyla bahçe yollarını ve ara sokakları kullandığını söyledi. Yakalanmamak için tüfek fişeklerini sobada yakmış 8 yıl boyunca kendisini eğiterek cinayeti tüm detaylarına kadar planlayan Veli Tugay S., yakalanmamak için uyguladığı tedbirlerden bir yenisi ortaya çıktı. Jandarma ekipleri tarafından yapılan olay yeri incelemeleri sırasında Hasan Öztürk’ü öldüren silaha ait fişeklerin bulunmaması da JASAT timlerinin dikkatinden kaçmadı. Katil zanlısı Veli Tugay S., Hasan Öztürk’ü vurduktan sonra tüfeğe ait fişekleri de yanına aldığı ve evindeki sobada yakarak imha etmeye çalıştığı ortaya çıktı. JASAT timleri Veli Tugay S.’nin evindeki sobada yaptığı incelemeler sonucunda cinayette kullanılan fişeklerin plastik kısımları yandığı, metal kısımlarının kaldığı görüldü. Öte yandan, maktül Hasan Öztürk’ün Veli Tugay S.’nin babasını ayağında vurması sebebiyle cezaevinde bir süre kaldığı öğrenildi.