EKONOMİ - 04 Eylül 2024 Çarşamba 14:05

Biortend’den Aliağa’ya 300 milyon dolarlık dev yatırım

A
A
A
Biortend’den Aliağa’ya 300 milyon dolarlık dev yatırım

İzmir’e yapılacak proje hakkında bilgilendirmelerde bulunan Biotrend CEO’su Özgür Umut Eroğlu, “Biotrend olarak, iş birliğine endüstri uzmanlığı ve İzmir Aliağa’da kurulacak olan gelişmiş plastik ileri dönüşüm tesisi inşa etme ve işletme deneyimini getiriyoruz. Aliağa’daki tesis için 300 milyon dolarlık yatırım yapıldı” dedi.


2017 yılından bu yana atık yönetimi ve enerji üretimi alanında faaliyet gösteren Biotrend, hem atıklara katma değer katıyor hem de iklim değişikliğiyle mücadele ediyor. ‘Gezegenin sürdürülebilirlik departmanı’ misyonuyla Türkiye genelinde; biyogaz, biyokütle ve entegre atık yönetimi tesisleriyle faaliyet gösteren şirket; mekanik ayrıştırma, atık su arıtma, kompost üretimi gibi birçok farklı alanda yatırımlarını sürdürüyor. Devam eden yatırımların ardından Biotrend ve Freepoint Eco-Systems işbirliğiyle, Aliağa’ya gelişmiş plastik ileri dönüşüm tesisi inşa edilecek. Projenin tanıtım toplantısı Aliağa’da bulunan bir otelde, Doğanlar Holding CEO’su Salih Tuncer Mutlucan, Biotrend CEO’su Özgür Umut Eroğlu ve aile meclisi üyelerinin katılımıyla düzenlendi.


‘Yeşil İzmir’ imajının destekleneceği projeyle 300 milyon dolarlık yatırım yapılmış olacak. İlk etapta 240 kişinin istihdam ettirilmesi hedeflenen projede, 40 kişi de Ar-Ge alanında çalışmalar yürütecek. Bu projelerle İzmir’e toplamda 350 milyon dolarlık yatırım planlanmış olacak.


Tanıtım toplantısında konuşan Doğanlar Holding CEO’su Salih Tuncer Mutlucan, “Holding olarak mobilya, enerji, inşaat ve perakende sektörlerinde faaliyet gösteriyoruz. Her markamızla, Türkiye’nin geleceği için önem arz eden sürdürülebilirlik ve yenilikçilik içeren girişimlerde bulunmak bizim için çok değerli. Atık yönetimi sektöründe kısa sürede önemli yol kateden ve sahip olduğu elektrik üretim lisanslarının toplam gücü olarak sektöründe en büyük iki oyuncudan biri olan Biotrend ile Türkiye genelinde 17 tesisimizle yıllık 3,2 milyon ton evsel atığı işliyoruz. Ülkemizde artan nüfus ve tüketim alışkanlıklarıyla birlikte atık üretimi de hızla artıyor. Bugün kişi başı günlük 1 kilogram atık üretiyoruz. Bu da ülke genelinde günlük yaklaşık 80 bin ton atık anlamına geliyor. Bu çarpıcı rakamlar, atık yönetiminin ne kadar önemli bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Döngüsel ekonominin Türkiye’deki öncü şirketi olarak yatırımlarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.



“2027’nin ilk çeyreğinde faaliyete geçmesi planlanıyor”


İzmir’de hayata geçirdiği yenilikçi projelere dikkat çeken Biotrend CEO’su Özgür Umut Eroğlu da “Özellikle plastik atıkların ekonomiye kazandırılması konusunda önemli adımlar atıyoruz. Honeywell işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin ilk plastik ileri dönüşüm tesisi, yıllık 60 bin ton plastik atığı işleyerek sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyor. 2027 yılının ilk çeyreğinde faaliyete geçirilmesi planlanan tesis sayesinde ekonomik ömrünü tamamlamış plastik atıklar, ileri teknolojilerle işlenerek yeni ürünlere dönüştürülecek ve böylece hem çevre korunacak hem de ekonomiye katkı sağlanacak” şeklinde konuştu.



“250 bin ton plastiği ileri dönüştürebilecek”


Biotrend ve Freepoint Eco-Systems arasında yapılan potansiyel ortaklığa değinen Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ortaklık sayesinde atık plastikleri, yeni plastik üretiminde kullanılan hammadde olan piroliz yağına dönüştürerek döngüsel ekonomiye önemli katkı sağlayacağız. Bu sayede, hem çevresel kirlilik azaltılacak hem de ekonomik değer oluşturulacak. Biotrend olarak, bu iş birliğine endüstri uzmanlığı ve İzmir Aliağa’da kurulacak olan gelişmiş plastik ileri dönüşüm tesisi inşa etme ve işletme deneyimini getiriyoruz. Ortaklık, Türkiye, Balkanlar ve Orta Asya’da yeni projeler geliştirerek yıllık 250 bin ton atık plastiği ileri dönüştürebilecek toplam bir üretim kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Aliağa’daki tesis için 300 milyon dolarlık yatırım yapıldı. İlk etapta tesiste 240 kişi istihdam ettirmeyi hedefliyoruz. 40 kişisi Ar-Ge alanında çalışmalar yürütecek. Tesisin üretim hacmi arttıkça ve tesis büyüdükçe çalışan sayımızı artıracağız. Bu kapsamlı ileri dönüşüm çabası, plastik kirliliğinin azaltılmasında önemli bir rol oynayacak. Menderes’te yer alan biyogaz tesisi için de 50-55 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdik. İzmir’de gerçekleştirdiğimiz yatırımların yanı sıra yapılacak olan yatırımların toplamı 350 milyon dolar tutarında.”


9 ilde toplam 17 tesisi bulunan Biotrend, 114,2 megawatt elektrik (Mwe) kurulu güce sahip ve yıllık 6 milyon ton karbon emisyonunu engelliyor. 2-2,5 milyon ton yıllık düzenli karbon sertifikası üretim kapasitesi bulunan Biotrend, 2022’nin son çeyreği ile 2023’ün son çeyreği arasındaki 12 aylık dönemde 7,3 milyon dolarlık karbon geliri elde etti. Tüm enerji santrallerinin ise teknolojik makinelerle donatıldığı şirket, bu sayede yüksek enerji verimliliği ve düşük çevresel etki ile ön plana çıkıyor.



Biortend’den Aliağa’ya 300 milyon dolarlık dev yatırım

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un asırlık lezzet mirası; susamsız pekmezli simit Giresun’un vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan ve yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip Giresun simidi, taş fırınlarda, ekşi maya ile özenle hazırlanıyor. Hamura simit şekli verildikten sonra kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezli suya batırılarak pişirilen bu özel simit, şehrin simge lezzetlerinden biri haline gelmiş durumda. Giresun simidi, ekşi maya ile yapılan hamurun su, un ve tuz gibi basit malzemelerle hazırlanmasıyla doğallığını koruyor. Hamurun elle işlenerek simit şekli verilmesinin ardından, kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezi ile lezzetlendirilmesi, bu simidi diğer simitlerden ayıran en önemli özelliklerden biri. Özellikle susamsız oluşu ve ekşi maya ile yapılmasından dolayı mideyi rahatsız etmemesi, Giresun simidini hem hafif hem de lezzetli bir tercih haline getiriyor. Simit iller arası rekabet konusu Giresun’da 35 yıldır simit ustalığı yapan Engin Karakaya, Giresun simidinin yöre halkı için ne kadar özel olduğuna dikkat çekerek, “Giresun simidi, Giresun’a has bir lezzettir. Ancak komşu illerle aramızda tatlı bir rekabet de var. Bu rekabet, herkesin simidi en iyi şekilde üretmesine vesile oluyor. Fakat biz Giresun simidinin benzersiz olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu. Giresun simidinin sırrını açıkladı Karakaya, simidin tarihçesini de paylaşarak, “Giresun simidinin, Rumlardan miras kaldığı söylenir. Ekşi maya ile hazırlanan hamur, bir süre dinlendirildikten sonra elle şekillendiriliyor. Daha sonra kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezli suda bekletiyoruz ve odun ateşinde pişiriyoruz. Pişirme sırasında sadece ormangülü odununu kullanıyoruz, bu da simidin eşsiz tadını ortaya çıkarıyor. Giresun simidi, doğal içeriği, ekşi maya ile yapılan hamuru ve odun ateşinde pişirme yöntemiyle geleneksel lezzetimizi korumaya çalışıyoruz” dedi. Günde 20 bin simit her dakika üretiliyor Kentin köklü simit fırınlarından biri olan Kumyalı Simit Fırını’nda her gün 15 ila 20 bin arasında simit üretildiğini belirten Karakaya, “Bu simitler sadece şehir içi değil, yurt dışına kadar ulaşıyor. Simitlerimiz Amerika’ya kadar gidiyor. Dünyanın dört bir yanındaki Giresunlular, bu lezzeti özleyip yanlarında götürüyor. Simidimiz bu sayede hem yerel hem de uluslararası boyutta ilgi görüyor” diye konuştu.
Trabzon Heyelan 5 katlı binayı teğet geçti, faciadan dönüldü Trabzon’un Arsin ilçesinde şiddetli yağışların ardından meydana gelen heyelanda 5 katlı binadakiler büyük tehlike yaşadı. Zemin katından toprak ve kaya parçaları nedeniyle zarar gören binanın yolu da kapandı. Trabzon’da önceki gün etkisini gören şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanların izlerini sarılmaya çalışılıyor. 4 ilçede etkisini gösteren şiddetli yağışlar nedeniyle bazı mahalle yolları ulaşıma kapanırken, belediye ve karayolları ekiplerince yapılan çalışmalar sürüyor. Arsin ilçesinin Yolüstü mahallesinde bulunan Can Küme Evleri’ndeki 5 katlı bina ise heyelanı teğet geçti. Aşırı yağışların ardından büyük bir gürültü ile meydana gelen heyelan 5 katlı binanın zemin katında maddi hasara neden olurken, 5 hanenin bulunduğu binanın yolu da toprak ve taş parçaları ile kapandı. Binada yaşayan bazı vatandaşlar komşularının evine giderken, bina sakinlerinden Aziz Can, “Akşam saatlerinde evde oturuyordum. Aniden bir heyelan. Şiddetli bir şekilde geldi. Gördüğünüz gibi yolumuzu kapattı. Evden çıkarak komşunun evine sığındım. Apartmanda patlamalar var. Ciddi bir hasar var. Sanki deprem oldu. Büyük bir ses oldu. Koku yaşadık. Evime giremedim. Çok hafriyat var. Bir an önce açılması lazım. Binada 5 hane var” dedi. Muhtar Tiryaki: “Burada büyük risk var, binayı görünce şaşırdım” Yolüstü Mahalle Muhtarı Bayram Tiryaki ise, binayı görünce şaşırdığını belirterek, büyük bir riskin olduğunu söyledi. Tiryaki, “Yağmurda bende rehin kalmıştım. Aracım selin ortasında kaldı. Bir şekilde oradan kurtulduk. Bir kız çocuğumuzda toprağın altında kalmıştı. Yollar kapalı olduğu için ne AKUT, ne itfaiye gidemedi. Sonrasında topraktan çıkarılmış. AKUT ambulans ile alınarak hastaneye getirdi. Açık bir tane yolumuz yok. Kepçeler ve greyderler çalışıyor ama yetersiz kalıyorlar. Bütün mahallelerde bu şekilde mağduriyet var. Burada büyük risk var. Bu binayı görünce şaşırdım. Belediyeden geldiler müdahale edeceklerini söylediler. 2 ay önce de bir sel olmuştu. Bu ikinci oldu. 50 yaşındayım ilk kez 2 afet gördüm. O da benim muhtarlığıma denk geldi” ifadelerini kullandı.
Trabzon Ayşenur Kaba: "Ölümü hissettim" Trabzon’un Arsin ilçesinde önceki gün şiddetli yağışların ardından meydana gelen heyelanda toprak ve odun parçalarının altında kalan genç kız, ağabeyi tarafından kurtarıldı. Evini su basması nedeniyle kurtarma ekiplerince pencereden çıkartılarak 2 saatlik yürüme mesafesinin ardından ambulansla hastaneye götürülen genç kız, hastanede tedavi altına alındı. Korku dolu o anları anlatan Ayşenur Kaba, ölümü hissettiğini belirterek, “Üzerimde kilolarca koskoca kütükler ve toprak vardı. Onun altında kalmışım. Hiç görülmeyecek şekilde altındaydım. Anneme ve ağabeyime bağırarak nefesimi çok tükettim. Sonra annem benim sesimi duymuş. Ağabeyim gelerek beni kurtardı” dedi. Trabzon’da önceki gün etkili olan şiddetli yağışlar 4 ilçede sel ve heyelanları neden oldu. Sel sularının beraberinde getirdiği heyelanlar bazı bölgelerde ulaşımı etkilerken, Arsin ilçesindeki Yolüstü mahallesinde yaşayan Ayşenur Kaba (27), evinin yanındaki ırmağın taşmasını sonucu ağaçların zarar görmesini engellemek için müdahale etmek istedi. Ağaçların etrafını açtıktan sonra evine gitmek isteyen Ayşenur, bir gürültü ile kendini toprağın altında buldu. Kış aylarında kullanmak için biriktirdiği odunların arkasında meydana gelen heyelan ile toprak ve odun parçaların altında kalan Ayşenur, anne ve ağabeyine seslenerek yardım istedi. Annesinin sesini duymasıyla müdahale edilen Ayşenur, ağabeyinin gayretleri ile toprağın içerisinden çıkartıldı. Çamur içerisinde kalan ve eve getirilen Ayşenur için ailesi 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine olay yerine gitmek isteyen ekipler karayolunda meydana gelen heyelan nedeniyle zor anlar yaşadı. İtfaiye ve AKUT’tan oluşan kurtarma ekipleri, eve ulaştıklarında Ayşenur Kaba’nın evini su bastığı ve giriş kapısında giremeyeceklerini anladı. Pencereden evin içerisinde alınan sedyeye konulan Ayşenur, evin pencere bölümünde dışarıya çıkartıldı. Heyelan sonucu yollarda meydana gelen göçükler nedeniyle Ayşenur Kaba, sedye ile yaklaşık 2 kilometrelik yolculuğun ardından kendisini bekleyen ambulansa konuldu. Ambulans ile Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen genç kız tedavi altına alındı. “Ağabeyim beni kurtardı” Hastanede yaşadığı o korku dolu anları İHA muhabirine anlatan Ayşenur Kaba, çok korktuğunu ve daha önce böyle bir sel yaşamadığını söyledi. Kaba, “Evimin önünde oldu olay. Evimizin hemen yanında bir ırmak var. Çok yağmur yağdığı için o ırmak taştı. Taşınca da orada büz var onun etrafını açmak için gittim. Onun yanında da kışlık odunlarımız vardı. Orayı açtıktan sonra arkamı döndüm eve gidiyordum, Yukarıdan aşağıya bir ses geldiğini duydum. Gözümü açtığımda yerdeyim. Üzerimde kilolarca koskoca kütükler ve toprak vardı. Onun altında kalmışım. Hiç görülmeyecek şekilde altındaydım. Anneme ve ağabeyime bağırarak nefesimi çok tükettim. Sonra annem benim sesimi duymuş. Ağabeyim gelerek beni kurtardı. Oradan çıktığım zaman bacaklarımı hissetmiyordum. Öğrendim ki bizim evimize de su basmış. Eve getirdiler ama yere yatırdılar. Çünkü ben hiçbir şekilde hareket edemiyorum. AKUT ve itfaiye ekipleri geldi. Onlar beni pencereden dışarıya çıkardılar. 2 kilometre boyunca beni sedyede taşıdılar. Ambulans ile hastaneye geldim. Ama çamurdan çıkmış gibiydim, çok ağrım vardı. Ben orada ölümü hissettim. Çok korktum. Hayatımda bir böyle bir şey yaşamadım. Kırık çıkık yok ama bacaklarım çok zedelendi. İyi olmaya çalışıyorum. Daha önce böyle bir sel yaşamadım. Hayatımda ilk kez böyle bir şey gördüm. Evimi de su bastı. Bütün her şey zarar gördü. O evi yeni yaptırmıştık. Nasıl toparlayacağız bilmiyorum. Anne ve ağabeyim onunla ilgileniyor” ifadelerini kullandı.