GÜNDEM - 04 Eylül 2024 Çarşamba 13:12

Başkan Tugay: "İzmir’in daha mutlu bir kent olması için üzerimize düşeni yapacağız"

A
A
A
Başkan Tugay: "İzmir’in daha mutlu bir kent olması için üzerimize düşeni yapacağız"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, hedefinin İzmir Enternasyonal Fuarı’na daha fazla uluslararası katılımın sağlanması olduğunu söyledi. Katıldığı televizyon programında İzmirlilere seslenen Başkan Tugay, “Kent kimliğimizi güçlendireceğiz. İzmir’in, insanların yaşamaktan daha mutlu olduğu bir kent olması için üzerimize düşeni yapacağız” dedi.



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bir televizyon programının canlı yayın konuğu oldu. Fuarın renkli atmosferi içinde özellikle gençler için yapılan ve planlanan projelere ilişkin bilgi veren Başkan Tugay, önümüzdeki yıllarda nasıl bir fuar dönemi yaşanacağını da aktardı.



“Öncü kent kimliğimizi güçlendireceğiz”


İzmir’in öncü kent kimliğini güçlendireceklerini aktaran Başkan Tugay, “İzmir her zaman aydın düşünen insanlarıyla Türkiye için lider, öncü ve örnek kentlerden birisi olmuştur. Bu kent kimliğimizi güçlendireceğiz. İzmir’in, insanların yaşamaktan daha mutlu olduğu bir kent olması için üzerimize düşen çalışmaları yapacağız. Sorunların hiçbiri çözülmeyecek sorunlar değil. Ülkemiz genel olarak sorunlu bir dönem yaşıyor olsa da dayanışma ile ama bolca da çalışarak pozitif bilimlere, aydınlığa, Cumhuriyet değerlerimize olan inancımızla bu zor günleri aşacağız. Ben gençlerimizin enerjisine çok inanıyorum. Biz onlara bir şeyler verdikçe onların katlayarak geri vereceğini biliyorum. Ülkemizin tüm insanlarını kucaklıyoruz, gençlerimizin enerjisi ve bu ülkeye sahip çıkmasıyla bir şeyleri düzelteceğimize çok inanıyoruz. Kimsenin motivasyonunu, inancını kaybetmemesini, olabilecek olumsuzluklara karşı dayanışma içinde olmasını rica ediyorum. Her ne sorunumuz olursa olsun birlik ve beraberlik içinde kol kola, omuz omuza olduğumuz zaman çözülür. İzmir bu açıdan örnek bir kent olacak, buna yürekten inanıyorum” diye seslendi.



“Uluslararası katılım artacak”


Fuara daha fazla uluslararası katılım sağlayacaklarını dile getiren Başkan Tugay, “Bunun için yoğun çaba göstereceğiz. İzmir Enternasyonal Fuarı’nı diğer fuarlardan ayıran en önemli konu yoğun bir uluslararası katılım olmasıydı. Bunu lojistik olarak desteklediğimiz zaman teşvik edebileceğimizi düşünüyorum. Dünyanın dört bir köşesinde buraya taşıyabilecekleri ürünlerini, kültürel etkinliklerini sergileyebileceğimiz çokça ülke var. Mesela Uzak Doğu’dan çokça ziyaret alıyoruz. Sadece Çin bile ürünleri ile katılsa çok renkli fuar olur. Bu sene Küba özel bir konuğumuz. Önümüzdeki yıllarda de fuara katılım konusunda çok istekliler. Katılımları renkli olacak, İzmirlilerin ilgisini çekecek uluslararası şirketlerin katılımını da sağlayacağız. Bu sene sanat, kültür ve sosyal etkinlikler açsından çok zengin bir fuar düzenledik. Önümüzdeki yıllarda da hem ulusal hem de uluslararası düzeyde kültür, sanat ve sosyal etkinlikler konusunda bolca faaliyetin gerçekleştiği bir fuar olacak” sözlerine yer verdi.



“Atatürk’ün verdiği ödevi yerine getiriyoruz”


Türkiye’nin en eski uluslararası fuarını düzenlediklerini belirten Başkan Tugay, “Cumhuriyet’in kuruluşundan hemen önce, İzmir İktisat Fuarı’nı takiben bu fuarın düzenlenmesi ile ilgili kararı veren Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere verdiği ödevi yerine getiriyoruz. O nedenle bu fuarı manevi duygularla yapıyoruz. Bütün İzmirlilerin uzun yıllardır hayatında var olan, her sonbahar başlangıcında bizlerde çok değerli hatıraları olan bir fuar. Türkiye’yi uluslararası arenada birçok yeniliğe taşıyan, pek çok ürünün ilk kez sergilendiği bir yer. Bu fuarı düzenlemek bizler için hala özel ve değerli. Bu yıl 14 ülke ve ülkemizden 53 şehirden firmaların katılımıyla yapılıyor. Bu sene etkinlik teması olarak da teknolojiyi seçtik. Teknoloji, özellikle gençlerin yoğun ilgisini çekiyor ama aynı zamanda hepimizin hayatında daha fazla var olan bir olgu ve gelecekte yaşadığımız tüm sorunlara çözüm getirmesini beklediğimiz bir meta. Geleceğin dünyasını, geleceğin şehirlerini, geleceğin İzmir’ini, Türkiye’sini hayal etmemize neden olan pek çok etkinlik fuarımızda gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı. Başkan Tugay, gençlik yıllarında stant kasiyerliği ve stant şefliğinin yanı sıra lunaparkta da çalıştığını sözlerine ekledi.



“Kent enstitüleri oluşturacağız”


Gençlere özel projelerin sorulması üzerine, gençlerin kendini geliştirmesi için bir program uyguladıklarını kaydeden Başkan Tugay, “Gençlerin kendi kararlarını kendileri vermesi ile ilgili adım adım devam eden program var. Genç İzmir adındaki programda bir taraftan genç sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapıyoruz. Gençlerin kendini geliştirmesi için gençlik merkezleri oluşturuyoruz. Lise ve üniversite çağında, henüz mesleğin ilk yıllarında olan genç arkadaşlarımıza pek çok imkan sunuyoruz. En çok desteğe ihtiyacı olan grup üniversite gençleri görünüyor. Onların barınma, beslenme ve eğitimle ilgili pek çok destek sunuyoruz. Sosyal yaşamlarını geliştirmeleri için imkanlar sağlanması açısından da pek çok etkinlik gerçekleştiriyoruz. Özel hizmetlerimiz var. 3 noktada ücretsiz çamaşırhane hizmeti veriyoruz. Eşyalarını naklederken ücretsiz nakliye hizmeti veriyoruz. Etkinliklere katılmaları için ücretsiz bilet veriyoruz. Yakında da kent enstitüleri oluşturup gençlerin atölye çalışmalarıyla ya da dijital veya mentor aracılığıyla yapacakları her türlü araştırmaya katkı olması için özel bir ortam sunacağız. Gençlerimiz her türlü konuda ihtiyaçları çerçevesinde belediyemize başvurabiliyor ve onlar için mutlaka bir seçenek oluşturuyoruz” diye konuştu.



Başkan Tugay: "İzmir’in daha mutlu bir kent olması için üzerimize düşeni yapacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un asırlık lezzet mirası; susamsız pekmezli simit Giresun’un vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan ve yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip Giresun simidi, taş fırınlarda, ekşi maya ile özenle hazırlanıyor. Hamura simit şekli verildikten sonra kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezli suya batırılarak pişirilen bu özel simit, şehrin simge lezzetlerinden biri haline gelmiş durumda. Giresun simidi, ekşi maya ile yapılan hamurun su, un ve tuz gibi basit malzemelerle hazırlanmasıyla doğallığını koruyor. Hamurun elle işlenerek simit şekli verilmesinin ardından, kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezi ile lezzetlendirilmesi, bu simidi diğer simitlerden ayıran en önemli özelliklerden biri. Özellikle susamsız oluşu ve ekşi maya ile yapılmasından dolayı mideyi rahatsız etmemesi, Giresun simidini hem hafif hem de lezzetli bir tercih haline getiriyor. Simit iller arası rekabet konusu Giresun’da 35 yıldır simit ustalığı yapan Engin Karakaya, Giresun simidinin yöre halkı için ne kadar özel olduğuna dikkat çekerek, “Giresun simidi, Giresun’a has bir lezzettir. Ancak komşu illerle aramızda tatlı bir rekabet de var. Bu rekabet, herkesin simidi en iyi şekilde üretmesine vesile oluyor. Fakat biz Giresun simidinin benzersiz olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu. Giresun simidinin sırrını açıkladı Karakaya, simidin tarihçesini de paylaşarak, “Giresun simidinin, Rumlardan miras kaldığı söylenir. Ekşi maya ile hazırlanan hamur, bir süre dinlendirildikten sonra elle şekillendiriliyor. Daha sonra kaynar suda haşlanıp üzüm pekmezli suda bekletiyoruz ve odun ateşinde pişiriyoruz. Pişirme sırasında sadece ormangülü odununu kullanıyoruz, bu da simidin eşsiz tadını ortaya çıkarıyor. Giresun simidi, doğal içeriği, ekşi maya ile yapılan hamuru ve odun ateşinde pişirme yöntemiyle geleneksel lezzetimizi korumaya çalışıyoruz” dedi. Günde 20 bin simit her dakika üretiliyor Kentin köklü simit fırınlarından biri olan Kumyalı Simit Fırını’nda her gün 15 ila 20 bin arasında simit üretildiğini belirten Karakaya, “Bu simitler sadece şehir içi değil, yurt dışına kadar ulaşıyor. Simitlerimiz Amerika’ya kadar gidiyor. Dünyanın dört bir yanındaki Giresunlular, bu lezzeti özleyip yanlarında götürüyor. Simidimiz bu sayede hem yerel hem de uluslararası boyutta ilgi görüyor” diye konuştu.
Trabzon Heyelan 5 katlı binayı teğet geçti, faciadan dönüldü Trabzon’un Arsin ilçesinde şiddetli yağışların ardından meydana gelen heyelanda 5 katlı binadakiler büyük tehlike yaşadı. Zemin katından toprak ve kaya parçaları nedeniyle zarar gören binanın yolu da kapandı. Trabzon’da önceki gün etkisini gören şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanların izlerini sarılmaya çalışılıyor. 4 ilçede etkisini gösteren şiddetli yağışlar nedeniyle bazı mahalle yolları ulaşıma kapanırken, belediye ve karayolları ekiplerince yapılan çalışmalar sürüyor. Arsin ilçesinin Yolüstü mahallesinde bulunan Can Küme Evleri’ndeki 5 katlı bina ise heyelanı teğet geçti. Aşırı yağışların ardından büyük bir gürültü ile meydana gelen heyelan 5 katlı binanın zemin katında maddi hasara neden olurken, 5 hanenin bulunduğu binanın yolu da toprak ve taş parçaları ile kapandı. Binada yaşayan bazı vatandaşlar komşularının evine giderken, bina sakinlerinden Aziz Can, “Akşam saatlerinde evde oturuyordum. Aniden bir heyelan. Şiddetli bir şekilde geldi. Gördüğünüz gibi yolumuzu kapattı. Evden çıkarak komşunun evine sığındım. Apartmanda patlamalar var. Ciddi bir hasar var. Sanki deprem oldu. Büyük bir ses oldu. Koku yaşadık. Evime giremedim. Çok hafriyat var. Bir an önce açılması lazım. Binada 5 hane var” dedi. Muhtar Tiryaki: “Burada büyük risk var, binayı görünce şaşırdım” Yolüstü Mahalle Muhtarı Bayram Tiryaki ise, binayı görünce şaşırdığını belirterek, büyük bir riskin olduğunu söyledi. Tiryaki, “Yağmurda bende rehin kalmıştım. Aracım selin ortasında kaldı. Bir şekilde oradan kurtulduk. Bir kız çocuğumuzda toprağın altında kalmıştı. Yollar kapalı olduğu için ne AKUT, ne itfaiye gidemedi. Sonrasında topraktan çıkarılmış. AKUT ambulans ile alınarak hastaneye getirdi. Açık bir tane yolumuz yok. Kepçeler ve greyderler çalışıyor ama yetersiz kalıyorlar. Bütün mahallelerde bu şekilde mağduriyet var. Burada büyük risk var. Bu binayı görünce şaşırdım. Belediyeden geldiler müdahale edeceklerini söylediler. 2 ay önce de bir sel olmuştu. Bu ikinci oldu. 50 yaşındayım ilk kez 2 afet gördüm. O da benim muhtarlığıma denk geldi” ifadelerini kullandı.
Trabzon Ayşenur Kaba: "Ölümü hissettim" Trabzon’un Arsin ilçesinde önceki gün şiddetli yağışların ardından meydana gelen heyelanda toprak ve odun parçalarının altında kalan genç kız, ağabeyi tarafından kurtarıldı. Evini su basması nedeniyle kurtarma ekiplerince pencereden çıkartılarak 2 saatlik yürüme mesafesinin ardından ambulansla hastaneye götürülen genç kız, hastanede tedavi altına alındı. Korku dolu o anları anlatan Ayşenur Kaba, ölümü hissettiğini belirterek, “Üzerimde kilolarca koskoca kütükler ve toprak vardı. Onun altında kalmışım. Hiç görülmeyecek şekilde altındaydım. Anneme ve ağabeyime bağırarak nefesimi çok tükettim. Sonra annem benim sesimi duymuş. Ağabeyim gelerek beni kurtardı” dedi. Trabzon’da önceki gün etkili olan şiddetli yağışlar 4 ilçede sel ve heyelanları neden oldu. Sel sularının beraberinde getirdiği heyelanlar bazı bölgelerde ulaşımı etkilerken, Arsin ilçesindeki Yolüstü mahallesinde yaşayan Ayşenur Kaba (27), evinin yanındaki ırmağın taşmasını sonucu ağaçların zarar görmesini engellemek için müdahale etmek istedi. Ağaçların etrafını açtıktan sonra evine gitmek isteyen Ayşenur, bir gürültü ile kendini toprağın altında buldu. Kış aylarında kullanmak için biriktirdiği odunların arkasında meydana gelen heyelan ile toprak ve odun parçaların altında kalan Ayşenur, anne ve ağabeyine seslenerek yardım istedi. Annesinin sesini duymasıyla müdahale edilen Ayşenur, ağabeyinin gayretleri ile toprağın içerisinden çıkartıldı. Çamur içerisinde kalan ve eve getirilen Ayşenur için ailesi 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine olay yerine gitmek isteyen ekipler karayolunda meydana gelen heyelan nedeniyle zor anlar yaşadı. İtfaiye ve AKUT’tan oluşan kurtarma ekipleri, eve ulaştıklarında Ayşenur Kaba’nın evini su bastığı ve giriş kapısında giremeyeceklerini anladı. Pencereden evin içerisinde alınan sedyeye konulan Ayşenur, evin pencere bölümünde dışarıya çıkartıldı. Heyelan sonucu yollarda meydana gelen göçükler nedeniyle Ayşenur Kaba, sedye ile yaklaşık 2 kilometrelik yolculuğun ardından kendisini bekleyen ambulansa konuldu. Ambulans ile Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen genç kız tedavi altına alındı. “Ağabeyim beni kurtardı” Hastanede yaşadığı o korku dolu anları İHA muhabirine anlatan Ayşenur Kaba, çok korktuğunu ve daha önce böyle bir sel yaşamadığını söyledi. Kaba, “Evimin önünde oldu olay. Evimizin hemen yanında bir ırmak var. Çok yağmur yağdığı için o ırmak taştı. Taşınca da orada büz var onun etrafını açmak için gittim. Onun yanında da kışlık odunlarımız vardı. Orayı açtıktan sonra arkamı döndüm eve gidiyordum, Yukarıdan aşağıya bir ses geldiğini duydum. Gözümü açtığımda yerdeyim. Üzerimde kilolarca koskoca kütükler ve toprak vardı. Onun altında kalmışım. Hiç görülmeyecek şekilde altındaydım. Anneme ve ağabeyime bağırarak nefesimi çok tükettim. Sonra annem benim sesimi duymuş. Ağabeyim gelerek beni kurtardı. Oradan çıktığım zaman bacaklarımı hissetmiyordum. Öğrendim ki bizim evimize de su basmış. Eve getirdiler ama yere yatırdılar. Çünkü ben hiçbir şekilde hareket edemiyorum. AKUT ve itfaiye ekipleri geldi. Onlar beni pencereden dışarıya çıkardılar. 2 kilometre boyunca beni sedyede taşıdılar. Ambulans ile hastaneye geldim. Ama çamurdan çıkmış gibiydim, çok ağrım vardı. Ben orada ölümü hissettim. Çok korktum. Hayatımda bir böyle bir şey yaşamadım. Kırık çıkık yok ama bacaklarım çok zedelendi. İyi olmaya çalışıyorum. Daha önce böyle bir sel yaşamadım. Hayatımda ilk kez böyle bir şey gördüm. Evimi de su bastı. Bütün her şey zarar gördü. O evi yeni yaptırmıştık. Nasıl toparlayacağız bilmiyorum. Anne ve ağabeyim onunla ilgileniyor” ifadelerini kullandı.