Yerel Haberler
İstanbul
Karaköy’de 66 yıl önce gereksiz yere yıkılan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin tekrar inşa edilmesi için İBB arsa takası bekliyor
18 Eylül 2024 Çarşamba - 10:53 Karaköy’de 66 yıl önce gereksiz yere yıkılan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin tekrar inşa edilmesi için İBB arsa takası bekliyor Karaköy’de 66 yıl önce yıkılan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin ihya çalışmalarına İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) engel olduğu ortaya çıktı. 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile onaylanan ihya projesine rağmen cami inşasının bekletildiğini ifade eden Gazeteci Tolga Saçıkara, “Arazi İBB ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait. İBB’ye ait olan ise büyük kısım. Kültür ve Turizm Bakanlığı 4 senedir ihya etmek istiyor, İBB’den bir türlü netice çıkmadı. Cami, siyasi kavgaya kurban gidecek bir eser değil, bir an evvel geri yapılması lazım” dedi. Öte yandan, caminin ihya edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün araziye karşılık İBB’ye birçok noktadan arsa teklif ettiği öğrenildi. Karaköy’de Fatih Sultan Mehmed döneminde ahşap tekke olarak inşa edilen yapı yıkılınca, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kendi adını verdiği bir cami yaptırdı. 17. yüzyılda yaptırılan cami zamanla metruk hale dönüşünce de 1903 yılında Sultan Abdülhamid Han tarafından tekrar inşa edildi. Tarihi caminin yeninden inşasının ardından yanındaki binaya 5 yıl sonra Masonların Türkiye’deki ilk locası kuruldu. Binada masonluğun sembollerinden olan Hiram Usta ve Dul Kadın heykelleri yer alıyor. 1958 yılında ise ‘İstanbul Nazım Çalışmaları’ sırasında Yahudi Mimar Aron Angel’ın hazırladığı planlar sonucunda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii bir kez daha yıkıldı. Kınalıada’da yeniden kurulmak üzere bütün taşları numaralandırılarak sökülen caminin iki parçası dışındaki bölümleri geminin yan yatması ile birlikte kayboldu. Vakıflar, İBB’ye tarihi caminin arazisine karşılık İstanbul’un birçok noktasındaki mülk teklif etti 2020 yılında 66 yıldır ihya edilmeyi bekleyen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin projesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile onaylandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yüzde 38, İBB’nin yüzde 61.70 mülk sahibi olduğu arazideki ihya çalışmalarına İBB’nin engel olduğu iddia edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, İBB’ye arazideki payına karşılık İstanbul’un birçok noktasından mülk teklif ettiği öğrenilirken, 4 yıldır yapılan tekliflerin İBB tarafından kabul edilmemesi tarihi caminin ihya çalışmalarına engel oldu. Yıkıldığı günden bu yana ihyası defalarca gündeme gelen eserin, masonik yapılar tarafından engellendiği de iddialar arasında yer aldı. Mehmed Şevket Eygi tarafından yazılan ‘Yakın Tarihimizde Cami Kıyımı’ adlı kitapta Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin İstanbul’un en tezyinatlı camisi olduğu anlatılırken, kasten yıkıldığı da belirtildi. Tarihte Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin bulunduğu, bugün ise boş kalan arazi havadan görüntülendi. Görüntülerde, tarihi caminin yanına inşa edilen Masonların Türkiye’deki ilk loca binasındaki Hiram Usta ve Dul Kadın heykelleri görüldü. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii arsa takasının ardından ihya edileceği günü bekliyor. “Masonların Türkiye’deki ilk locası” Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin yanına Masonların Türkiye’deki ilk locasının inşa edildiğini anlatan Gazeteci Tolga Saçıkara, “Sultan Fatih döneminde bir tekke olarak inşa edildi. Sonraki yıllarda atıl duruma düştü. 17. yüzyılda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa burada bir cami ihya etti. Bu cami de zamanla metruk hale geldi. 1903 yılında Sultan Abdülhamid Han döneminde İtalyan bir mimar tarafından tekrar geri yapıldı. 5 sene sonra arkasında bulunan taş bina yapılıyor. Burası içinde Masonların Türkiye’deki ilk locası olduğu iddia ediliyor. Bunu nereden anlıyoruz? Hem farklı Mason localarının dergilerindeki kaynaklardan hem de ön tarafında Hiram Usta ve Dul Kadın’ın heykelleri var. Masonluğun büyük sembollerinden olan 2 tane heykel. Hatta Hiram Usta’nın heykeli, hilafet merkezi olan Topkapı Sarayı’nı işaret etmektedir. 1 sene sonra Sultan Abdülhamid tahttan indirildi. Ardından zaten mevcut durumlar yaşanıyor” ifadelerini kullandı. “Karaköy meşhur olduğunun aksine aslında çok mübarek bir yer” Karaköy’deki binaların altlarında binlerce mübarek zatın haziresinin bulunduğunu belirten Saçıkara, “Karaköy aslında çok önemli bir yer. Hemen arka tarafta Yeraltı Camii var. Yeraltı Camii’nde 3 tane sahabe efendimiz var. İlk Hicri 48’de sahabe efendilerimiz buraya geldiler. Yani Peygamber Efendimizin (S.A.V.) vefatından 38 sene sonra. Farklı kaynaklarda belirtildiği üzere 200 bin civarı buraya İslam ordu geldi. Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nün bir çalışması vardı; Bizans ve Araplar diye. Orada 200 bin gibi bir rakam geçiyordu. Fatih alınamıyor ama o dönemde Karaköy alınıyor. Birinci kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, burada binlerce sahabe efendimiz ve tabiin efendilerimizin bulunduğunu biliyoruz. Burası çok mübarek yerler, belki binaların altlarında onlarca mübarek zatın yeri var. Karaköy meşhur olduğunun aksine aslında çok mübarek bir yer. Binlerce Ashabı-ı Kiram haziresine veyahut tabiin haziresine ev sahipliği yapıyor. Karaköy’ün sembol eseri de aslında burada olması gereken Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii” şeklinde konuştu. “Menderes yıkımlarını organize eden isim Aron Angel isimli Yahudi bir mimar” Tarihi caminin Yahudi mimar Aron Angel tarafından yıkıldığını dile getiren Tolga Saçıkara, “Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii 1958 yılında yıkıldı. ‘Menderes Yıkımı’ diye bilinen yıkımlarda. Menderes yıkımlarını organize eden isim Aron Angel isimli Yahudi bir mimar. Bugün Bağdat Caddesi’ni yapan mimar. 2000’li yıllarda vefat etti. Onun hocası ise Henry Prost’tur. Prof. Semavi Eyice’nin sömürge mimarı dediği bir isim. İstanbul’u talan eden nazım çalışmalarını başlatan isim. Onun talebesi Aron Angel döneminde de Merzifonlu Kara Mustafa Camii yıkıldı. Buradaki parçalar aslında Kınalıada’ya gönderilecekti. Gemi yan yatmış ve iki parçası kurtarılmış. Kınalıada’da ihya edilmesi gündeme alındı ama olmadı, maalesef birçok parça denize gömülmüş oldu. Aslında burası Menderes Yıkımları diye adlandırılıyor ama o tarihte Adnan Menderes’in arka tarafında iş çeviren farklı isimlerde görüyoruz. Mesela 1958 yılında burası yıkılırken, Menderes’in özel kalemi arkadaki Mason Locası’nın da üstadı olan Ahmet Zeki Korur. Caminin Ahmet Zeki Korur’un emriyle de yıktırıldığını iddia eden tarihçilerimiz var” diye konuştu. “Kültür Bakanlığı 4 senedir tarihi camiyi ihya etmek istiyor ancak İBB’den bir türlü netice çıkmadı” Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’nin ihya çalışmalarını İBB’nin engellediğini iddia eden Tolga Saçıkara, “2012 yılında burayı ihya etmek için merhum Kadir Topbaş döneminde bir planlama yapıldı. Birçok aksaklığa uğrayarak bekletildi. 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ihya edilmesi kararlaştırıldı. Burada şöyle bir sorun var; bölgenin üç tane kuruma ait olduğunu görüyoruz. İBB, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Beyoğlu Belediyesi’ne ait. İBB’ye ait olan büyük kısım. Yüzde 61.70 İBB’nin arazisi olarak görünüyor. Yüzde 0.3 ufak bir kısım Beyoğlu Belediyesi’ne ait görünüyor. Geriye kalan yüzde 38’lik kısımda Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait görünüyor. Burayı Kültür ve Turizm Bakanlığı 4 senedir ihya etmek istiyor. Yalnız İBB’den bir türlü netice çıkmadı. Farklı kurumlardan birçok yetkili ile görüştük, bu neticeye vardık. Hatta İBB’deki bazı arkadaşlar şunu iddia ettiler; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın 2028’de bir seçim yatırımı gibi burayı ihya etmek istediğini söylediler. Bu aslında siyasi kavgaya kurban gidecek bir eser değil. Bir an evvel geri yapılması gerekiyor. Karaköy’e ve İstanbul’a kazandırılması lazım” dedi.
Küçükçekmece bilim şenliği’ne hazırlanıyor
18 Eylül 2024 Çarşamba - 10:51 Küçükçekmece bilim şenliği’ne hazırlanıyor TUBITAK 4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı kapsamında, Türkiye genelinde hibe alarak desteklenmeye hak kazanan 45 projeden biri olan “Küçükçekmece bilimin izinde şenleniyor!” projesi yaklaşık 50 bin kişilik katılımla 26-27-28 Eylül 2024 tarihinde Küçükçekmece Fevzi Çakmak Etkinlik Meydanı’nda gerçekleştirilecek. Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün proje kurumu olarak Küçükçekmece’de ilk kez düzenleyeceği bilimsel etkinliklerin hazırlıkları, TÜBİTAK Projeleri İlçe Koordinatörü ve Coğrafya Öğretmeni Uzman Leyla Arattan koordinasyonunda farklı kademe ve farklı okullardan gönüllü ve bilimsel proje ile yarışmalarda tecrübe kazanmış, proje eğitimleri bulunan sadece Küçükçekmeceli öğretmenlerden oluşan uzman bir ekiple son hızla sürdürülüyor. 3 gün boyunca bilime yolculuk yapılacak Yapılan açıklamada, "Projemizin vizyonu; çağın ve geleceğin becerileriyle mücehhez, bu donanımı insanlık için sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, nitelikli, ahlaklı bireyler yetiştirmek olarak belirlenmiştir. Eğitimi bir ekosistem olarak görmeyi ve sistemin alt bileşenlerini eşzamanlı tasarlamayı hedefleyen bu vizyondan hareketle Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak şenliğimizde amacımız okul dışı ortak bir öğrenme ve uygulama alanında tüm bileşenlerimizi bir araya getirmek ve dezavantajlı gruplar için de şartları eşitlemektir. Şenliğimizde bilim kültürü ve iletişimin toplumda yaygınlaştırılması, katılımcılara bilimsel bilginin ulaştırılması ve bilim-teknoloji ile toplum arasındaki etkileşimin etkinlikler yoluyla aktarılması amaçlanmaktadır. Bilim kültürü ve bilimsel süreçler konusunda disiplinler arası hazırlanan atölye ve etkinlikleriyle bilimsel farkındalık oluşturması, bilimi sevdirmesi beklenen “Küçükçekmece Bilimin İzinde Şenleniyor” adıyla gerçekleştireceğimiz bilim şenliğimiz, farklı sosyo-ekonomik düzeyde ailelerin yaşadığı ilçemizde farklı hazırbulunuşluk düzeyinde öğrencilerimiz ve imkânlar bakımında farklılık gösteren okullarımız açısından kaynaştırıcı olacaktır” ifadelerine yer verildi. Tüm İstanbullulara açık gerçekleştirilecek 4 yaşından itibaren tüm katılımcılara açık olarak gerçekleştirilecek şenlikte; uzman öğretmenlerin liderliğinde, yaklaşık 100 kişilik ekiple, 54 bilimsel atölye, 25 bilimsel etkinlik, 3 bilimsel temalı sergi, 5 bilim temalı yarışma, 4 bilimsel seminer gerçekleştirilecek. Küçükçekmece Kaymakamlığı, Küçükçekmece Belediyesi, Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü, Küçükçekmece İlçe Sağlık Müdürlüğü, Aydın Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Kültür Üniversitesi, 4 sponsor şirketin paydaşlığında sadece ilçe halkı değil İstanbul’un birçok yerinden gelen katılımcılarla bilimle buluşma gerçekleşecek. Şenlikte katılımcılar; Kriptografi, Takım Yıldızlarıyla 3D, Hazine Avı, Girişimcilik-Swot Analizi, Robotik, Böcek Oteli, Kutuplara Yolculuk, Biyomimikri, Görünmeyen Dünyaya Yolculuk, Siber Güvenlik, Afet Okuryazarlığı, Yogayı Birlikte Keşfedelim, Biyoplastik, Quilling ile Aritmetik, Yeşil Stüdyo, Oryantiring, Legohips, DNA’yı Gördün mü?, Model Uçak gibi multidisipliner atölyelerin yanı sıra akademisyenlerimizle bilimsel seminerler; Robot Yarışması, İHA Gösterisi, Planetaryum, Anadolu Masalları, Pop-Art Sergisi, “Bilim Kürsüsünde Rol Alma” Tiyatrosu, “Bilim ve Ötesi” Münazara Turnuvası, TÜBİTAK Retro Kafe, Tübitaksız Dünya Kısa Film Gösterimi, İllüzyon Değil Bilim Şov gibi etkinliklerle eleştirel düşünme, iş birliği, iletişim, yaratıcılık, bilgi teknolojileri gibi 21. yüzyıl becerilerini geliştirme, bilim ve eğlenceyi TÜBİTAK ile yaşama imkânı bulacak. Programda, özel eğitim öğrencileri için aktiviteler de yer alacak.
Kısa vadeli dış borç stoku, Temmuz ayında 176,1 milyar dolar oldu
18 Eylül 2024 Çarşamba - 10:38 Kısa vadeli dış borç stoku, Temmuz ayında 176,1 milyar dolar oldu Temmuz sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2023 yıl sonuna göre önemli bir değişim göstermeyerek 176,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Temmuz ayı Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri’ni paylaştı. Buna göre, Temmuz sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2023 yıl sonuna göre önemli bir değişim göstermeyerek 176,1 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 12,7 oranında artarak 77,1 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,7 oranında azalarak 60,3 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2023 yıl sonuna göre yüzde 42,9 oranında artarak 18,0 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 4,4 oranında azalarak 19,1 milyar ABD doları, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 5,5 oranında azalışla 19,6 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 34,9 oranında artışla 20,4 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 3,6 oranında azalarak 52,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2023 yıl sonuna göre yüzde 11,6 oranında artarak 38,5 milyar ABD doları olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 3,8 oranında artarak 99,0 milyar ABD doları oldu. Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 1,4 oranında azalarak 94,7 milyar ABD doları, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 2,1 oranında azalarak 77,0 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. 2023 yıl sonunda 1,2 milyar ABD doları olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2024 Temmuz sonu itibarıyla 4,5 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 46 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. 2024 Temmuz sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 47,3’ü ABD doları, yüzde 21,5’i Euro, yüzde 14,8’i TL ve yüzde 16,4’ü diğer döviz cinslerinden oluştu. 2024 Temmuz sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 232,8 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu stokun 21,4 milyar ABD dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşuyor. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 23,7, Merkez Bankası’nın yüzde 16,6, özel sektörün ise yüzde 59,7 oranında paya sahip olduğu gözlendi.
Pendik’te ‘kız meselesi’nde silahlar konuştu: 3 yaralı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 09:53 Pendik’te ‘kız meselesi’nde silahlar konuştu: 3 yaralı Pendik’te aralarında ‘kız meselesi’ nedeniyle husumet bulunan iki taraf arasında bir arsada silahlı çatışma yaşandı. Çatışmada kurşunların isabet etmesiyle 3 kişi yaralandı. Yaralılardan biri sekerek olay yerinden kaçtı. Kaçış anları güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, İstanbul’un Pendik ilçesinde dün saat 16.40 sıralarında yaşandı. İddiaya göre, bir arsada bulunan ve içerisinde E.Y. ve Y.Y. adlı erkek şahıslar ile N.K. adlı kadının bulunduğu 34 EHT 030 plakalı kiralık otomobilin yakınına, 34 JR 5489 plakalı hafif ticari araç yanaştı. Ticari araçtan inen M.A. ‘kız meselesi’ nedeniyle aralarında önceden husumet bulunan E.Y. ve Y.Y. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın alevlenmesiyle silahına davranan M.A., otomobil içerisinde oturan E.Y. ve Y.Y.’ye ateş açtı. Karşı tarafın da silahla karşılık vermesiyle çatışma yaşandı. Çatışmada M.A., E.Y. ve Y.Y. kurşunların isabet etmesiyle yaralandı. M.A. yaralı halde olay yerinden sekerek kaçtı. E.Y. ve Y.Y. olay yerine gelen sağlık ekiplerince ambulansa alınarak hastaneye kaldırıldı. M.A. ise kendi imkanlarıyla hastaneye giderek tedavi altına alındı. Olay yerine gelen polis ve olay yeri inceleme ekiplerince çalışma yürütüldü. Olayla ilgili olarak, M.A., E.Y., Y.Y. adlı yaralılar ve N.K. adlı kadın ile beraber toplamda 6 kişi gözaltına alındı. Olay yerinde yaklaşık 15 el ateş edildiği ve bazı kurşunların otomobile de isabet ettiği görüldü. Ayrıca otomobil içerisinde yapılan aramalarda bir adet tabanca ele geçirildi. Olaya karışan şahısların kullandığı ticari araç ile otomobil, polisin incelemelerinin ardından çekici yardımıyla olay yerinden kaldırıldı. Öte yandan, silahlı çatışmaya giren bir şahsın topallayarak olay yerinden kaçtığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
Çocuklarda çağın tehlikesi obezite: Dijitalleşmeyi avantaja çevirin
18 Eylül 2024 Çarşamba - 09:10 Çocuklarda çağın tehlikesi obezite: Dijitalleşmeyi avantaja çevirin Çocukluk çağında giderek daha fazla görülen obezite, sadece fazla kiloları değil, çeşitli hastalıkları da beraberinde getiriyor. Çocuklarda obezite tehlikesine dikkat çeken Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, çocukları bu riskten korumak için beslenmeden fiziksel aktiviteye, dikkat edilmesi gereken önemli noktalara değindi. Hazır gıda tüketiminin ve hareketsiz yaşamın günümüzde neden olduğu en önemli rahatsızlıklardan biri de obezite. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığının ortak çalışmasıyla en son 2016 yılında hazırlanan rapora göre çocuklarda obezite oranı yüzde 9,9’a ulaştı. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, bu oranın günümüzde daha da arttığına dikkat çekerek, obezitenin önüne geçilmesi için önemli uyarılarda bulundu. Çocukluk çağında görülen obezitenin en büyük nedeninin yanlış beslenme alışkanlıkları olduğunu vurgulayan Bayram, “Bu alışkanlıkları daha geniş bir başlık altında toplayabiliriz. Örneğin, tek tip beslenme. Çocuklar makarna ve ekmek grubunu çok seviyor. Bu tarz besinlere yöneldiklerinde almaları gereken diğer besinleri alamamış oluyorlar. Bir diğer etken fast food tüketiminin oldukça yaygınlaşması ya da çocukların abur cuburlar başta olmak üzere işlenmiş paketli ürünlere erişiminin kolay olması. Bu ürünlerin akranları ya da ev halkı içinde yaygın bir şekilde tüketiliyor olması, bu ürünlerle ilişkili olan reklamlar ya da paketli ürünlerin sağlıklı şekilde sunulması diğer faktörler” dedi. Uykusuzluk da obezite nedeni Obeziteye neden olan bir diğer en önemli etkenin uykusuzluk olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte tablet, bilgisayar, cep telefonu ve televizyon kullanan çocukların ekran maruziyeti arttı. Bu noktada uykusuzluk da devreye giriyor. Uykusuzluk tek başına obeziteye neden olan bir etkenken dijital ekrana maruz kalmak da çocuklarda uykusuzluğa yol açabilir. Çocukların bunlara maruz kaldığı zamanlarda atıştırmalık isteği artabilir. Gece uykusuz kaldıkları takdirde gece yeme istekleri artabilir. Ya da yemekleri direkt ekran karşısında hızlı bir şekilde yedikleri ve ne yediklerini bilmedikleri için aldıkları kaloriler artabilir.” Obezite ile kanser türlerinin gelişimi artıyor Ailenin beslenme alışkanlıklarının ve sofra düzeninin önemli olduğunu belirten Bayram, üzüntü, stres, akran zorbalığı gibi durumlar nedeniyle de çocukların kendilerini rahatlatmak amacıyla yemeğe yönelebildiğini söyledi. Obeziteyle birlikte çocuklarda ortaya çıkan hastalıkları anlatan Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Obezite başlı başına kronik hastalıklar için bir problem. Obeziteyle birlikte tip 2 diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, bazı spesifik kanser türlerinin gelişimi artıyor olacak. Çocukluk çağı obezitesi yetişkinlik döneminde olduğundan daha önemli. Çocukluk döneminde obeziteye yakalandıysanız bu hastalıkların gelişim yaşı düşecek. Bu noktada ileri yaşlar için komplikasyon riski artmış olacak” dedi. Sağlıklı beslenme alışkanlığı ailede başlıyor Çocuklardaki sağlıklı beslenme alışkanlığının aileden başladığını belirterek, “İlk önce anne-babanın sağlıklı yeme alışkanlığını ediniyor olması lazım. Anne baba bu alışkanlığa sahipse, çocuk onları taklit ederek başladığı için doğruyu öğrenerek hayatına devam ediyor olacak” diyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, hareketsiz yaşamın obezite üzerindeki etkisini hatırlattı. “Ailece spor günü belirleyin” Havaların soğumasıyla çocukların eve kapanıp daha az fiziksel aktivitede bulunacak olması nedeniyle önemli tavsiyeler veren Bayram, “Dijitalleşmenin bu noktada faydaya dönüştürülmesi gerekli. Fiziksel aktiviteyi artıracak çeşitli dijital oyunlar var. Aile, çocuğu bu tür oyunlara teşvik edebilir hatta onlarla birlikte oynayabilir. Bir spor günü belirlenerek ailecek yürüyüşe ya da herhangi bir kış etkinliğine gidilebilir” dedi.