EKONOMİ - 25 Eylül 2024 Çarşamba 11:10

Vodafone robotik otomasyonlarla kullanıcılarına 300 bin saat kazandırdı

A
A
A
Vodafone robotik otomasyonlarla kullanıcılarına 300 bin saat kazandırdı

Vodafone, iş süreçlerini dijitalleştirmek üzere hayata geçirdiği Robotik Süreç Otomasyonu ile 4 yılda müşterilere de dokunan 265’in üzerinde süreç tasarladı. Müşteri ihtiyacı ve memnuniyeti önceliklendirilerek yapılan otomasyonlardan 300 bin saati doğrudan müşterilere etki etmek üzere toplam 731 bin saatlik süreç yapay zekâ destekli otomasyon aksiyonlarıyla dijitalleşti.


Vodafone, iş süreçlerinde dijitalleşmenin gücünden yararlanmaya devam ediyor. 4 yıl önce Robotik Süreç Otomasyonu projesine başlayan Vodafone, 265’in üzerinde süreç tasarladı. Müşteri ihtiyacı ve memnuniyeti önceliklendirilerek yapılan otomasyonlardan 300 bin saati doğrudan müşterilere etki etmek üzere toplam 731 bin saatlik süreç yapay zekâ destekli otomasyon aksiyonlarıyla dijitalleşti. Vodafone, Robotik Süreç Otomasyonu ile ürün ve hizmetlerine dair çözüm sürelerini kısaltarak müşteri taleplerini otomasyonla daha hızlı sonuca ulaştırdı. Bu sayede müşterilerine 300 bin saati aşkın zaman tasarrufu sağlamış oldu.


Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Levent Gemici, şunları söyledi: “Robotik Süreç Otomasyonu ile iş süreçlerimizde tekrarlayan ve kural tabanlı görevleri yapay zekâ desteğiyle manuel süreçten dijital süreçlere taşıyor; hem iş verimliliğini etkileyecek hem de müşteriye dokunan manuel işlerimizi otomatize süreçler haline getiriyoruz. Böylece, müşterilerimiz için daha hızlı, doğru ve yüksek memnuniyet sonuçlu süreçler geliştirmeyi hedefliyoruz. Temel prensibimiz, yapay zekânın gücünden faydalandığımız bu süreçleri seçerken ve iyileştirirken müşterilerimizin hayatını kolaylaştıracak, işlemlerdeki hata payını azaltacak, gerekirse 7/24 çalışarak müşteri ihtiyaçlarına cevap verecek, hızlı uygulanabilen ve değişimlere adapte olabilen süreçleri hayata geçirmek. Robotik Süreç Otomasyonu ile niteliği yüksek işlere daha çok zaman ayrılmasını sağlayabiliyor ve müşteri süreçlerinde hata payını minimumda tutup hızlı aksiyonlar alarak müşteri memnuniyetini daha yukarı taşıyabiliyoruz. Dijitalize ettiğimiz toplam süreç saatleri üzerinden performansımızı takip ediyor ve bu süreçlerin müşteriye dokunup dokunmadığına göre önceliklendirme sağlıyoruz. Şu anda yaptığımız iş süreçlerinin %64’ten fazlası doğrudan müşteriye dokunan, hayatlarını kolaylaştıran ve zamandan tasarruf etmelerini sağlayacak süreçlerden oluşuyor. Robotik Süreç Otomasyonu ile müşterilerimizin, Vodafone ürün ve hizmetlerinde çözüm sürelerini kısaltıyor ve taleplerini daha hızlı sonuçlandırıyoruz. Bu sayede müşterilerimize 300 bin saati aşkın zaman tasarrufu sağlamış olduk. Toplamda da 731 bin saatlik süreci yapay zekâ destekli otomasyon aksiyonlarıyla dijitalleştirdik.”


Müşteri talepleri yapay zekâyla anlamlandırılıyor


Şirket, Robotik Süreç Otomasyonu kapsamında metin sınıflandırmasıyla müşteri sorunlarına destek sağlayabiliyor. Müşteri taleplerinin toplandığı ve detaylandırıldığı metinleri yapay zekâyla anlamlandırıp uygun çözüm ekibine yönlendiren şirket, böylece ilgili sorunun doğru ve hızlı bir şekilde adreslenip konunun uzmanlarınca destek verilmesini sağlıyor. Bu proje “Müşteri Hizmetleri” alanında 18. Steve Ödülleri’nde ödüle layık görüldü.


Dijitalize edilmiş süreçlerle istemsiz aşımlara çözüm sağlanıyor


Şirket, Robotik Süreç Otomasyonu kapsamında müşteri memnuniyeti aşım iade sürecini de otomatikleştirdi. Şirket, müşterilerine kullanımlarıyla ilgili hem SMS hem de dijital kanallar yoluyla bilgi veriyor. Bununla birlikte, müşteriler aşım yaptıklarının farkına sonradan varabiliyor ve istemsiz olan bu aşımlar memnuniyetsizliğe yol açabiliyor. Şirket, bu istemsiz aşımların iadesini bir defaya mahsus iade edip müşterilerinin tekrar bu sorunla karşılaşmaması için durma paketi tanımlıyor. Müşteri talebi ile başlayan bu süreç Robotik Süreç Otomasyonu ile uçtan uca otomatize edilip, müşteri talebine göre özelleştirilerek, fatura harcaması iadesiyle ilgili müşteriye bilgi verilerek hızlı bir şekilde tamamlanıyor.


Her çalışanın süreçlerini verimli hale getirebilmesi için otomasyon yetkinliği kazandırılıyor


Müşteri odaklı otomasyon projelerinin sürekliliği için tüm Vodafone çalışanlarına süreçleri dijitalize edebilme yeteneği kazandırmak üzere “Herkes için RPA” projesi hayata geçirildi. Bu proje kapsamında çalışanlara kendi iş süreçlerinde özellikle müşteriye dokunan, tekrarlı, zaman alan, hataya açık ve günlük verimliliği artıracak süreçleri kendilerinin otomatize edebileceği şekilde eğitimler verildi. Geçen yıl 20 çalışan bu eğitimleri alarak kendi projesini geliştirdi ve süreçlerini otomatize ederek katma değer sağladı. Eğitimlere bu yıl da devam edilecek.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Başkan Ceritoğlu Sengel’den turizm için markalama vurgusu İzmir Ticaret Borsası Eylül Ayı Meclis Toplantısı İzmir’in kadın belediye başkanlarının katılımıyla İZQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Efes Selçuk sadece İzmir’in değil sadece Ege Bölgesi’nin değil Türkiye’nin gözbebeğidir” dedi. İzmir Ticaret Borsası Eylül Ayı Meclis Toplantısı’nda İzmir’in kadın belediye başkanlarını çalışmalarını ve projelerini anlattı. İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer ve İzmir’in kadın belediye başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, İzmir’in kent olarak bir lobisi olması gerektiğinin altını çizdi. Sengel; “İzmir ihracat anlamında ürünlerin üretildiği yerlerden bir tanesidir. Bir meyve sepetinin içinde yaşıyoruz değil mi? İzmir’in gerçekten siyaset ile kamuoyu ile odalarla, kamu kurumlarıyla bir lobisi var mı? Hep beraber bir yerlerle kontak kuruyor muyuz?” dedi. İzmir’in tarihi, tarımsal ve turistik zenginliklerinin ortaya çıkarılması için bir kompozisyona ihtiyaç duyduğunun altını çizen Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Efes Selçuk Belediye Başkanı olarak şunu söylemek isterim ki; ’Efes Selçuk’ ibaresini kullanmaya başladığım 2019 yılından bu yana bir şeyin mücadelesini veriyoruz. Biz bir markalama çalışması yapıyoruz, değerlerimize sahip çıkıyoruz. Efes’i Aydın’da zannediyorlar. Agroturizm dediğimiz tarımı ve turizmi bir araya getiren bir kavram var. Bunun için özel sektör ve belediyeler olarak neler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. İzmir için, ilçelerimiz için bu kompozisyonu oluşturmalıyız. Biz bütün belediye başkanlarımız ile beraber bunu yapmaya çalışıyoruz. Geçen dönem de bunun için çalıştık ama bence bir lobi oluşturup bir kompozisyon yazmak zorundayız” dedi. Tüm belediye başkanlarının İzmir için birlik içinde çalışması gerektiğine dikkat çeken Başkan Ceritoğlu Sengel; “Hepimiz yan yana mücadele etmeye çalışıyoruz. Hem üzülüyorum hem de gurur duyuyorum. Üzülüyorum çünkü 30 yıldan bu yana İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi varken, en yüksek kadın belediye başkanı sayısı 8 oldu. Gurur duyuyorum, bugüne kadar en yüksek sayıya ulaştık, 9 tane kadın adayımız vardı. Ne kadının erkekten ne erkeğin kadından farkı yok. Yönetişim gönülle oluyor, akılla oluyor. Hepimizde de eşit var” dedi.
İstanbul Güvenli Ödeme Sistemi ile araç satışında dolandırıcılık ortadan kalkacak Araç satışında alıcıyı ve satıcıyı koruma amacıyla uygulanacak ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ 27 Eylül itibariyle zorunlu hale geliyor. İkinci el araç alım satımı sırasında nakit olarak ödenecek araç satış bedelini güvence altına alan ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ 27 Eylül’de zorunlu hale geliyor. Yeni sistem ile dolandırıcılıkların önüne geçilmesi, alıcıyı ve satıcıyı korumak hedefleniyor. Araç satışında sahte para ve satış bedelinin ödenmemesi gibi riskler ortadan kalkıyor Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliği işbirliğiyle uygulamaya alınan Güvenli Ödeme Sistemi ile nakit taşıma, sahte para ve satış bedelinin ödenmemesi gibi risklerin ortadan kaldırılması hedefleniyor. Uygulamada, önce satıcı güvenli ödeme sürecini başlatacak, sonra alıcı notere gitmeden önce referans numarası ile parayı aracı kuruluşa yatıracak. Yeni ruhsatın çıkması yani satışın onaylanmasının ardından güvenli hesapta bekleyen para anında satıcının hesabına geçecek. Güvenli Ödeme Sistemi’nin 27 Ağustos’ta yetki belgesi bulunan işletmelerde zorunlu olarak uygulanmaya başladığını, 27 Eylül’de ise tüm araç satışları için zorunlu hale geleceğini belirten Galerici Gökhan Ardeşen, ‘‘Güvenli Ödeme Sistemi çok basit uygulanacak bir sistem. Bu yöntem ile araç alım satımı çok daha güvenli oluyor. Sisteme dahil olan bankalarda araç bedeli ortak havuzda tutuluyor. Araç satışı gerçekleştiğinde siteme dahil bankaya bildirim gidiyor ve banka havuzda bekleyen satış bedelini anında satan kişinin hesabına aktarıyor’’ dedi. Uygulama güvenli bir sistem olduğunu ifade eden Ardeşen, ‘‘Biz yetki belgesi bulunan işletmeler olarak güvenli ödeme sistemini şuanda kullanıyoruz. Araç satışında banka, satış bedelinden 105 lira mahsup edecek. Bu bedelin 52,5 lirası işlem katılım payı olarak Türkiye Noterler Birliği’ne aktarılacak. Sistemi Ticaret Bakanlığı denetleyecek’’ şeklinde konuştu.
Yozgat Yozgat’ta Halk Pazarı’nda farkındalık çalışması Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından kadına yönelik şiddette farkındalık oluşturmak amacıyla Yozgat İl Merkezinde her hafta Çarşamba günleri kurulan Halk Pazarı ziyaret edilerek Pazar tezgahlarına çeşitli sloganların yazılı olduğu dövizler asıldı. Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından ‘Kadına yönelik şiddete hayır!’ kampanyasına yönelik farkındalık çalışmalarına pazarcı esnafı da dahil edildi. Daha önce Salı Pazarında farkındalık çalışması yapan kurum personeli, bugün de Çarşamba Pazarında esnaf ve alışveriş yapanlarla bir araya geldi. Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü personeli, Çarşamba Pazarı’nın kurulduğu kapalı Pazar yerine ellerinde dövizlerle geldi. Personel, pazarcı esnafını kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda bilgilendirme yaptı, broşür dağıttı. Üzerinde, "Lahanadan turşu olur, kadına şiddet son bulur, Domatese dikkat, kadına saygı şart, Çilek tatlı; şiddet olmaz haklı, Kabakla yap mücver, kadına birer mücevher, Bu tezgahta şiddete yer yok, Domates biber patlıcan kadından geliyor her can, Bir kadını ağlatan tek varlık soğan olsun; kadına şiddet son bulsun" gibi slogan yazılı dövizleri ise, pazarcı tezgahlarına astı. ‘Şiddetsiz Halk Pazarı’ sloganı ile yapılan çalışmalar kapsamında kadınların cep telefonlarına KADES uygulaması yüklenirken, pazarcı esnafına ve müşterilerine Kadına El Kalkamaz projesi hakkında bilgi verildi. Çarşamba Pazarı’nda gerçekleşen etkinlik sonrası konuşan Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal, kadına şiddete hayır sloganı ile daha önce salı pazarında yaptıkları farkındalık çalışmasını Çarşamba Pazarı’nda da gerçekleştirdiklerini söyledi. İl Müdür Yardımcısı Sevda Şahin ise kadına yönelik şiddet bir insanlık suçu olduğunu, insanlığa ihanet olduğunu belirtti. Bu ihaneti sona erdirmek için, toplumda farkındalık oluşturmak için, kadınların telefonlarına KADES uygulamalarını indirmelerini, halk pazarına geldiklerini ve farkındalık çalışması yaptıklarını kaydetti. Çeşitli sloganlarla çalışma yaptıklarını dile getiren Şahin, ‘’Esnafımız bu konuda çok duyarlı. Bizlere destek oluyorlar, sloganlar hoşlarına gitti, bunu pazar tezgahlarında görmeleri onları da bizleri de mutlu etti. Oradan alışveriş yapan vatandaşın da bir nebze olsun dikkatini çekti’’ dedi. Etkinliğe Yozgat Vali Yardımcısı Türker Çağatay Halim ile Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal da katıldı.
Erzurum Matbaalar dijitalleşme mağduru Erzurum Matbaa, Kırtasiye, Tabela ve Fotoğrafçılar Esnaf Odası Başkanı Hikmet Karaca, esnafa e fatura ve e-arşiv mecburiyeti getirildikten sonra ülke genelinde yaklaşık 40 bin matbaanın iş yerini kapatmak zorunda kaldığını söyledi. Dijital çağın hızla ilerlediği bir dönemde, matbaa sektörünün kendi evrimini yaşamak durumunda olduğunu ifade eden Karaca, “Ancak bu evrim beraberinde çeşitli zorlukları da getiriyor. Teknolojik gelişmelerin hızına ayak uydurmak, değişen taleplere cevap vermek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek matbaa sektörünün önündeki en büyük zorluklar arasında yer almaktadır” dedi. Karaca, bir dönem her tür materyalin basılmasında ve çoğaltılmasında anahtar bir rol oynayan matbaaların günümüzde farklı bir gerçeklikle karşı karşıya kaldığını anlatan Başkan karaca açıklamasını şöyle sürdürdü; “Dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, belgelerin ve yayınların çoğu dijital ortamda paylaşılır hale geldi. Elektronik medya, basılı yayınları gölgede bırakırken, matbaa sektörü de buna ayak uydurmak zorunda kaldı. Hazine ve Maliye Bakanlığının büyük, küçük demeden bütün esnafı E Fatura veya E Arşiv sistemine geçirmesi ile birlikte yaklaşık 35-40 bin matbaa işinin %60’ını kaybetti, birçok matbaa da kapısına kilit vurmak mecburiyetinde kaldı.’’ Matbaa sektörünün kullandığı malzemelerin yüzde 85’i dövize endeksli ve ithal ‘’Matbaa sektöründe başta kâğıt olmak üzere boya ve diğer kimyasalların %90’ına yakını ithal. Fotokopi kâğıdının bile %16’sı Türkiye’de üretiliyor, geriye kalan %84’ü ise ithal ediliyor. Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra devlet tarafından açılan 13 tane kâğıt, karton ve selülozik üretebilen kâğıt fabrikalarımız vardı. SEKA fabrikaları kâğıt ihtiyacımızın yüzde 65’ini karşılıyordu. Yazık ki bu fabrikalarımızın tümü özelleştirme adı altında kapatıldı. O fabrikaların birçoğunun yerinde ya TOKİ siteleri yapıldı ya da özel şirketler tarafından satın alınarak başka amaçlarda kullanıldı. Kâğıt, karton ve selüloziğe ulaşma hususunda büyük sıkıntılar yaşayan sektörümüzün az da olsa rahatlayabilmesi için devlet desteğinde ya da devletin kendisi yurdun değişik bölgelerinde, değişik kâğıt türleri üretebilen en az 10-15 tane kâğıt fabrikasını açıp acilen üretime geçirmesi gerekiyor. Ayrıca Resmi Dairelere yapılan işlerde kesilen tevkifat uygulamasından vazgeçilmeli. Öte yandan birçok kâğıt cinsinde KDV oranı yüzde %10, kâğıda baskı yapıldıktan sonra ise KDV oranı %20’ye çıkıyor. Matbaacıyı zor durumda bırakan bu yanlış uygulamadan da bir an önce vaz geçilmesi gerekiyor.’’