GÜNDEM - 19 Ocak 2025 Pazar 13:17

THY, Küba uçuşlarında yüzde 86 doluluk oranı yakaladı

A
A
A
THY, Küba uçuşlarında yüzde 86 doluluk oranı yakaladı

Dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolu şirketi olan Türk Hava Yolları’nın (THY) Küba uçuşlarındaki doluluk oranları yüzleri güldürdü. THY, Küba’ya 2024 yılında 110 bin yolcu taşırken, yüzde 86 doluluk oranını yakaladı.


Şirket olarak 2017 yılında Havana’ya sefer başlattıklarını söyleyen THY Havana Müdürü Erkan İnce, 2024 yılı kış tarifesinde haftada 5 frekans olarak İstanbul-Havana seferlerinin düzenlendiğini açıkladı. Yolcularının yüzde 75’inin transit yolcu olduğunu ifade eden İnce, “5 frekans seferlerimiz İstanbul-Havana, Havana Karakas-İstanbul olarak operasyonlarımızı yürütmekteyiz. 2024 yılında 110 bin yolcu taşıdık ve doluluk oranımız yüzde 86 olarak gerçekleşti. Bunların yüzde 75’i transit yolcu olarak İstanbul üzerinden Havana’ya devam etti. Yüzde 25’i ise İstanbul’dan Havana’ya lokal olarak yolcu taşımaktayız. Buradaki gayemiz Küba’ya varışlı olarak yolcu taşıyoruz. Transit yolcularımız genellikle Belgrad, Atina, Romanya’da Bükreş, Sofya ve Kuzey Avrupa ülkeleri oluşturmakta. Seferlerimizin artmasıyla birlikte doluluk oranımızda ona orantılı olarak artıyor. Özellikle kış tarifesinde yolcu sayılarımız Kuzey Yarımküre’nin kış olmasından dolayı buraya daha fazla yolcu taşıyoruz. Umarım bu seferlerimiz önümüzdeki yıllarda frekans sayısı artarak devam edecektir” dedi.



“Yolcuların bizi seçmesinin bir nedeni de ikram”


Küba’ya sefer yapan başka hava yolu şirketleri olmasına rağmen Türk Hava Yolları’nın (THY) yolcular tarafından tercih edildiğini ifade eden Erkan İnce konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bizi, Küba’ya uçan diğer hava yolu şirketlerinden ayıran en önemli özelliğimiz network. Dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolu şirketiyiz. Bu bizim için en büyük artı konumunda. Dünyada 130 ülkeye uçuyoruz en son Şili seferiyle birlikte Guinness Rekorlar Kitabı’na girdik. İkram ve geniş uçuş ağımız yolcularımızın bizi tercih etmesinde önemli rol oynuyor.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ole Gunnar Solskjaer: "Benim felsefem hücum üzerine kurulu" Beşiktaş Teknik Direktörü Ole Gunnar Solskjaer, hücum üzerine kurulu bir oyun felsefesi benimsediğini ve bu bağlamda da genç ve hücumcu oyunculara ihtiyaç duyduklarını söyledi. Norveçli çalıştırıcı, başarı elde edebilmek için ise yönetim, takım ve taraftarın bir bütün içinde olması gerektiğini de vurguladı. Beşiktaş, 1 yılı opsiyonlu olmak üzere 2.5 yıllık sözleşme imzaladığı Norveçli Teknik Direktör Ole Gunnar Solskjaer için Tüpraş Stadyumu’nda imza töreni düzenledi. 51 yaşındaki çalıştırıcı imza töreninde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yönetimin, teknik heyetin, takımın ve taraftarın birlik olması halinde başarıların gelebileceğini dile getiren Solskjaer, "Bizler çok çalışan insanlarız. Pes etmeyiz, Beşiktaş camiası da böyle. Hatta sadece bir futbol takımından ibaret değil, bir spor kulübü. Benim kızım da 3 Mart 2003 doğumlu. Beşiktaş da 1903’te doğdu. Bence bu bir işaret arada. 100 yılık fark var. Bazı resimler gördünüz. Ben iyi insanlara inanırım. Çok çalışan insanların olması önemli ama yetenek de önemli. Bazı şeyleri inşa etmek için yeteneğe de ihtiyaç olacak. Önümüzde 1.5 senelik süre var. Sonra da 1 yıl opsiyon var. Biz 18 ayda belirli bir antrenman kültürü oluşturmaya çalışacağız. Bir şey uğruna antrenman yapacağız. Mücadele edeceğiz. Takım içinde birliktelik olursa daha fazla başarılı olabiliriz. Yönetimden takıma, taraftara bütünlük içinde olunmalı. Jonas Svensson da Norveç mantalitesine sahip" ifadelerini kullandı. "Benim felsefem hücum üzerine kurulu" Norveçli teknik adam, oyun felsefesinden de bahsetti. Hücum futbolunu sevdiğini söyleyen Ole Gunnar Solskjaer, "Futbol bir denge işi. Bizler fırsatlar oluşturmak istiyoruz. Bunun için de savunmada agresif olmamız lazım. Benim felsefem hücum üzerine kurulu. Pas yaparak zaman kaybetmeyi sevmem. Mümkün olduğunca fırsatlar oluşturup, hücum etmeliyiz. Takımda iyi oyuncular var. Topu kazandığımızda hızlıca hücuma gittiğimiz oldu. Bizler adım adım gideceğiz. Her gün her idmanda gelişim göstermeyi istiyoruz. Yönetimimizle konuşarak doğru transferleri yapma hedefindeyiz. Yanlış transfer yapacak paramız ya da zamanımız yok" şeklinde konuştu. "Artık ileriye gitme vakti" 51 yaşındaki teknik direktör, siyah-beyazlı takımın iyi bir oyuncu grubuna sahip olduğunu ancak bazı mental problemlerin de var olabileceğini aktardı. Solskjaer, "Hata yapacak durumumuz yok. Kulübün son birkaç yılı zor geçmiş. Taraftarımız, oyuncularımız herkes takımın gelişmesini istiyor. Ben de oyucuydum, bu hissiyatı biliyorum. Oyuncular bir hedef ister. Daha stabil takımda oynamak ister. Oyuncular da bu durumda kendilerini güvende hissederler. Burada uzun süre bulunan oyuncular birçok hocayla çalışmışlar. Bazen bu durumlardan dolayı moralleri bozuk olabilir ama artık ileriye gitme vakti. İyi bir grubumuz var" diye konuştu. Transfer çalışmalarına yönelik gelen bir soruya ise Ole Gunnar Solskjaer, "Konuştuğumuz şey sadece benim ya da başkanın karar vereceği şey değil. Oyuncu izleme departmanımızla karar alacağız. Tabii ki ihtiyacımız olan oyuncular var ama iyi de bir oyuncu grubumuz var" cevabını verdi. "Moe yeni bir meydan okumaya hazırdı" Norveç ekibi Molde’de uzun süre teknik direktörlük yaptıktan sonra kendisinin ekibine yardımcı antrenör olarak dahil olan Erling Moe’yi bu göreve nasıl ikna ettiğini anlatan Solskjaer, "Erling ve ben uzun süre Molde’de görev yaptık. İyi arkadaşız. Birbirimize saygı duyuyoruz. Molde’de 6 sene teknik direktörlük yaptı ama yeni bir meydan okumaya hazırdı. Hep birbirimizi daha iyi kıldık. Kendisine bu projeden bahsettim. Yeni bir takım oluşturacağından bahsettim. Onun Molde’de benim Manchester United’da yaptığımız doğru işleri burada yapacağımızdan bahsettim. Kendisine buraya gelmesi için çağırdığımda çok mutlu oldu ve ’Hadi gidelim’ dedi. Bu göre hazır" dedi. "Dana önce de Beşiktaş’la görüştüm" Ole Gunnar Solskjaer, daha önce de Beşiktaş ile görüştüğünü ancak bu sefer Başkan Serdal Adalı’nın sunduğu proje, beklentiler ve taleplerin kendisine doğru şeyleri hissettirdiğini sözlerine ekledi. Solskjaer, "Kalp ritminizin yükseldiğini hissetmeniz lazım. Başkanımız ve yönetimin anlattıkları doğru projeydi. Ben de doğru proje olduğu için kabul ettim. Başka teklifler de aldım ama benim Norveç’te iyi bir hayatım vardı. Norveç’ten çıktığıma değecek bir proje olması lazım. İstanbul gibi muhteşem bir şehirde yaşamak ve böylesine bir kulübün içinde böyle bir projeye dahil olmaya hayır diyemezdim. Ölmeden önce pişman olacağım bir karar olurdu yoksa. Sözleri de gerçeklere dökmemiz lazım. Çalışmayı dört gözle bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. "Hücumcu ve genç oyunculara ihtiyacımız var" Hücumcu ve genç oyunculara ihtiyaç duyduklarını dile getiren Norveçli teknik adam, "Yeni bir inşa yapacağız. Doğu hamlelerle bu yapıyı oluşturacağız. Daha önceki süreç biraz kaotik geçti. Daha stabil yapının olması lazım. Bizlerin hücumcu ve genç oyunculara ihtiyacımız var. Kulübün doğru değerlerini bir araya getirmemiz lazım. Oyuncuları, kulübü ve taraftarı birbirine bağlamamız lazım. Ben kendime ve bana inanan insanlara inanıyorum. Bu yüzden buradayım. Bazı futbolcularla konuştuğunuzda onlar futbolu ne kadar sevdiğini anlatırlar. Ben de böyle bir futbolcuydum, futbolu çok severek futbola başladım. Sonra harika bir kariyerim oldu. Burada da böyle oyunculara bu felsefeyle yardımcı olmak istiyorum" ifadelerini kullandı. "Bu proje, Manchester United projesine benziyor" Solskjaer, Beşiktaş’ın kendisine sunduğu projenin İngiliz ekibi Manchester United’da çalıştığı dönemdeki projeye benzerlik gösterdiğini hatırlatarak, "Bu proje, Manchester United projesine benziyor. Orada da önce 6. bitirdik, sonra 3. ve 2. olduk. Tabii ki biz de kazanmak istiyoruz. Bunu yaparken umarım bir an önce yaparız ama gerçekçi de olmamız gerekiyor. Teklifler oldu ama bunlar değecek teklifler olmalıydı. Manchester’dan ayrılmamdan beri takımı takip ediyorum. İşleri döndürmemiz lazım. Umarım bunu burada yapabiliriz" şeklinde konuştu. "Oyuncular da meydan okumaya hazır" Oyuncu ilişkilerinin önemine değinen Solskjaer, "Özellikle yeni jenerasyonla iyi iletişim önemli. Birçok oyucuyla da bu sabah tanıştım. Onlar da bu meydan okumaya hazır. Ben futbolcularıma hayatı, gelişmeyi öğretmek istiyorum. Birlikte kalmamız lazım. Benimle olmalarını, takım arkadaşlarına yardımcı olmalarını ve takımı kendilerinden öne koymalarını isterim. Dünkü maçı analiz ettik. Gelişmesi gereken şeyler tabii ki var. Bu arada maçı kazanmayı hak ettik. Son dakika Semih’in bir pozisyonu var. Üzerine çalışacağımız şeyler var" dedi. "Kontrol edebileceğim şeylere bakmayı tercih ediyorum" Saha dışı etkenlere odaklanmayı sevmediğini vurgulayan 51 yaşındaki çalıştırıcı, Süper Lig’de uzun süredir yabancı bir teknik direktörün şampiyon olamaması durumunun da zamanla değişeceğini belirtti. Ole Gunnar Solskjaer, "Bu meydan okumaya hazırım. Tabii ki değişimler yapmamız gerekiyor. Değişim için onları hak etmemiz lazım. İyi futbol ve doğru şeyleri yaparsak skor da gelecektir. Diğer şeylere çok bakmıyorum. Yeterince iyi olursanız, kazanırsınız. Kontrol edebileceğim şeylere bakmayı tercih ediyorum. Burada son şampiyon olan yabancı hocanın Zico olduğunu biliyorum. Bu zamanla değişecektir. Bir şey için söz vermiyorum ama gece gündüz takımı geliştirmek için çalışacağım. Kazanmak için buradayım" diye konuştu. Solskjaer, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile henüz görüşmediğini ancak Portekizli çalıştırıcıya çok saygı duyduğunu söyledi. "Bizim odaklanmamız gereken şey gelişim" Gelecek sezon için belirlediği bir hedefin olup, olmadığıyla alakalı ise Solskjaer, "Gerçekçi olmak lazım. Geçen sezon 46 puan fark olmuş, bu sezon da 20 puan var. Bizim odaklanmamız gereken şey gelişim. Sonra nereye kadar gidebiliriz bakmamız lazım. Futbolda her şey olabilir ama performans odaklı bakmamız lazım" ifadelerini kullandı. "Tüm geçlere yardımcı olmaya çalışacağız" Mustafa Erhan Hekimoğlu ve Semih Kılıçsoy gibi genç forvetlerine güvendiğini yineleyen Ole Gunnar Solskjaer, "Ben santrforlarımıza, oyunculara her zaman yardımcı olmaya çalışacağım. Haaland dünyanın en iyi santrforlarından biri. Haaland, Semih, Mustafa örneklerinden bahsettik. Immobile de 35 yaşında genç bir oyuncu. Hala öğreneceği şeyler var. Bizler elimizden geldiği en iyi derecede çalışacağız. Hem Semih hem Mustafa’ya, tüm gençlere yardımcı olmaya çalışacağız" diyerek sözlerini tamamladı.
Kayseri Erciyes Kayak Okulu’nda sömestir dönemi kayak ve snowboard eğitimleri başladı Kayseri Büyükşehir Belediyesi kuruluşlarından Spor A.Ş. bünyesinde faaliyetlerine devam eden Erciyes Kayak Okulu, sömestir dönemi kayak ve snowboard eğitimlerine başladı. Erciyes Kayak Okulu; sömestir dönemi kayak ve snowboard eğitimlerine başlarken, eğitimlere ise ilgi yoğun oldu. Yetişkin kursunun yanı sıra sömestir tatiline girecek öğrenciler için de özel bir paket hazırlayan Spor A.Ş., Erciyes Kayak Merkezi’nde çocuklara unutulmaz bir yarıyıl tatili yaşatmak için düzenlediği eğitimleri başlattı. 2024 Avrupa Spor Şehirleri arasında "Yılın En İyi Spor Şehri" seçilen Kayseri’de Büyükşehir Belediyesi, kış turizminin yanı sıra kentte kayak sporunun gelişimini hedefleyen Kayak Okulu ile kayak ve snowboard kursları düzenlemeye devam ederken, sömestir tatilinde de öğrenciler unutulmadı. Spor A.Ş., yarıyıl tatiline özel kurslarına start vererek öğrencilerin tatili dolu dolu geçirmesine imkân tanıyor. Kayak Okulu’nda kayak ve snowboard kurslarında öğrenciler için unutamayacakları bir deneyim sunan Büyükşehir’in ilgi gören kurslarında öğrenciler, kayak yapmanın püf noktalarını öğrenmeye başladı. Sömestir Dönemi Paketleri ile öğrencilere, Erciyes Kayak Merkezi’nde nitelikli ve keyifli bir yarıyıl tatili sunmak için gayret eden Spor A.Ş. Kayak Okulu’nun 1.250 TL katılım ücretli kursu, iki hafta boyunca farklı seanslar şekilde planlandı. Sömestir Dönemi Paketleri, kurs ücretine; servis, snowboard, snowboard ayakkabısı, kayak, kayak ayakkabısı, baston, kask, gözlük, teleferik ve öğle yemeği dâhil olarak kayak severlere sunuldu. Kayak Okulu Sömestir Dönemi Paketleri için servis güzergâhları ise İpeksaray hattı: İpek Saray önü - Emirgan parkı önü - Cumhuriyet meydanı kale önü otobüs durağı - Seyyid Burhaneddin Türbesi karşısı, Talas hattı: Anayurt meydan - Emniyet Sitesi önü - Kaymakamlık otobüs durağı - Köşk Sosyal Yaşam Merkezi önü olarak belirlenirken, yetişkin kursları için servis hareket noktası Seyyid Burhaneddin Türbesi karşısı olarak belirlendi.
Muş Kardeşler arasındaki kan davası barışla sonuçlandı Muş’un Bulanık ilçesinde kardeşler arasındaki kan davası, köyün ileri gelenleri ve kanaat önderlerinin girişimiyle barışla sonuçlandı. Bulanık’a bağlı Dokuzpınar köyünde 23 Kasım 2024’te su kuyusu yüzünden çıkan kavgada amcaları E.Arslan’nın silahından çıkan mermilerle Y. Arslan hayatını kaybederken, M.Ş. Arslan ise yaralanmıştı. Olayın ardından başlayan kan davasının bitirilmesi için Dokuzpınar Muhtarı Aydın Saatçi ile köyün ileri gelenleri devreye girerek, kardeşleri barışmaya ikna etti. Dokuzpınar köyündeki camide düzenlenen barış töreni, Bulanık Müftü Vekili Harun Özkesemen’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Özkesemen, “Kardeşler arasında oluşan tatsız bir olayı bugün sulh emriyle, Rabbimizin ‘İki kardeşiniz arasında bir bozgunluk, bir sıkıntı olduğu zaman Allah rızası için o kardeşlerin sulhunu yapınız’ emriyle inşallah bugün küskünlüğü sonuçlandıracağız ve kardeşler arasında barışı tesis etmiş bulunacağız. Yaklaşık 2 ay önce kardeşler arasındaki bir husumet kötü bir olaya dönüştü. Bize düşen ise bunu sulhla sonuçlandırmak. Tatsız bir olay yaşanmış. Bunu büyütmeye çalışanlar da olmuştur ama bunlara fırsat vermeyeceğiz. Dinimiz emrediyor ki, bir toplumda insanları iyiliğe yöneltip, kötülükten alıkoyanlar olursa o topluluğa bereket yağar. Eğer o toplum bundan yoksun kalırsa bela ve musibet yağar” dedi. Emekli imam Kemal Temel ise, “Erkeklik kavga etmek değildir. Erkeklik barış yapabilmektir, kardeş olabilmektir, komşu olabilmektir, birlikte yaşayabilmektir. Kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi pekiştireceğiz. Allah kardeşlerimize suhuletli, güzel bir muhabbet ortamı nasip etsin inşallah. Barışta emeği geçen, katkı sağlayan herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. Barış töreni, verilen yemek ve aile fertlerinin Kur’an-ı Kerim’in altından geçmesi sonrası yapılan dualarla son buldu.