POLİTİKA - 16 Mart 2025 Pazar 23:08

TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Terör örgütünün tarihin çöp tenekesine atıldığı bir dönemi yaşayacağız"

A
A
A
TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Terör örgütünün tarihin çöp tenekesine atıldığı bir dönemi yaşayacağız"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, "Türkiye’de artık terörün hiçbir şekilde adının anılmadığı terör örgütünün hiçbir şekilde faaliyetini göstermediği, silahların tamamen terk edildiği, silahların bırakıldığı ve terör örgütünün tarihin çöp tenekesine atıldığı bir dönemi yaşayacağız" dedi.


Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Göztepe’deki Filizi Köşk’ünde düzenlenen iftar programında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Burada konuşan Kurtulmuş, "Türkiye’nin özellikle önümüzdeki dönemde sözü güçlü tesirli bir Türkiye’ye çok büyük bir ihtiyaç olduğunu dünyadaki gelişmelerle birlikte görüyoruz. Allah’a çok şükür geldiğimiz noktada da bu özellikle önümüzdeki dönemde yaşayacağımız küresel ölçekte yaşayacağımız bunun bizim bölgemizde ve ülkemize de etkileri olacak bu büyük değişim sürecine Türkiye hazırlıksız yakalanmamıştır, hazırlıklıdır. Şunu söylemek istiyorum Dünya çok yakın dönemde iki önemli küresel ilişkiler bakımından iki önemli dönemi geride bıraktı bunlardan birisi Berlin Duvarı’nın yıkılması ile birlikte geride kalan iki kutuplu Dünya sistemiydi. Bir tarafında Amerika’nın bir tarafında Rusya’nın olduğu sistem, o sistem çöktü. Ardından sonraki o 45 yıl devam eden o sistem, sonraki dönemde Amerika’nın tek başına yönlendirdiğini zannettiği tek kutuplu Dünya sistemi olarak empoze edildi. Kanaatimce 2022 yılının yaz aylarında Amerika’nın Afganistan’dan apar topar çekilmesi ile birlikte dünya yeni bir döneme girdi. Sadece bununla değil birçok başka gerekçelerle de yeni bir döneme girdi. Artık tek bir ülkenin tek bir bölgenin tek bir kıtanın dünyayı yönlendirmesi mümkün değildir. Bundan sonra yeni bir sisteme doğru geçiyoruz. Bu yeni sistemin nasıl şekilleneceği hangi dengelerin oluşacağını bugünden sadece öngörebiliyoruz ama şunu çok net söyleyebilirim ki dünya sisteminin en temel özelliklerinden birisi çok kutupluluk olacak. Dünya çok merkezli bir dünya haline gelecektir. Bu çok merkezlilik de kendi bünyesinde farklı kültürlerin öne çıkacağı bir dünyayı öngörüyor. Bu çerçevede inanın ki bu dünyada herhalde 4-5 tane önemli ülke vardır ki bu çok kültürlü çok merkezli dünyada yeni bir güç merkezi olmaya aday olsun. Bunların başında gelen ülkede Türkiye’dir" diye konuştu.



"Türkiye’nin yaklaşık 2 trilyon dolar kaybına vesile olan bu terör belasından inşallah kurtulmamız gerekiyor"


Türkiye’nin yaklaşık 2 trilyon dolar kaybına vesile olan terör belasından kurtulmasının gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, "Yeni bir dünya şekilleniyor, Türkiye bu dünyada başkalarının bizi oturtturmak istediği yerde değil bu milletin oturmak istediği yerde oturacak. Böyle bir imkanı, gücü ve potansiyeli vardır. Bunun için yalnız çok daha ciddi çalışmak çok daha güçlü bir şekilde çalışmak mecburiyetimiz var. Önümüze çıkan imkanların her birisinin belki 20 yılda 30 yılda 50 yılda çıkacak büyük imkanlar olduğunu biliyoruz ama her imkanında çok büyük tehditler belirsizlikler ve bize karşı bir takım hareketlileri de bünyesinde barındıracağı aşikardır. Türkiye’nin her şeyden evvel kendi içerisinde birliği ve dirliği sağlaması, iç kalesini tahkim etmesi ve Türkiye’de huzur ve barış içerisinde zaten var olan çok geniş coğrafyamız da neredeyse parmakla gösterilen tek ülke olan istikrar ülkesi Türkiye’nin istikrarını daha da arttırması lazım. Bunun için 40 yılımızı heba ettiğimiz ayağımıza pranga ile bağlanan biz o zaman onun çalışmalarını da yapmıştık sadece 40.000 insanımızın ölmesine değil aynı zamanda da Türkiye’nin yaklaşık 2 trilyon dolar kaybına vesile olan bu terör belasından inşallah kurtulmamız gerekiyor. Bunun için İmralı çağrısından sonra planlandığı gibi beklendiği gibi adımlar atılacak. Ümit ederim ki Türkiye’de artık terörün hiçbir şekilde adının anılmadığı terör örgütünün hiçbir şekilde faaliyetini göstermediği, silahların tamamen terk edildiği, silahların bırakıldığı ve terör örgütünün tarihin çöp tenekesine atıldığı bir dönemi yaşayacağız" şeklinde konuştu.



"Netanyahu hükümetinin de eninde sonunda durdurulacağına gerçekten yürekten inanıyorum"


Netanyahu hükümetinin de eninde sonunda durdurulacağına inandığını ifade eden Kurtulmuş, "Ayrıca sizi temin ederim ki Türkiye’nin terörist Türkiye’yi inşa etmesi Sadece Türkiye için bir önemli adım değildir aynı zamanda terörsüz Türkiye terörsüz bir bölge demektir. Bunun ilk işaretlerini yeni Suriye yönetimiyle orada faaliyet gösteren bu örgütün uzantısı olan bir kolu arasında anlaşmanın ümit ederiz ki başkaları tarafından kışkırtılmadan bir takım provokasyonlara heba edilmeden başarıyla uygulanması sonucunda da orada da Suriye topraklarında da terör örgütünün izdüşümleri kalmayacaktır ve böylesi sadece Türkiye’nin değil terörden muzdarip olan bölge ülkelerimizin tamamında terörsüzlüğün hakim olduğu artık terörün adının bile anılmadığı terör örgütlerinin hiçbir şekilde icraat yapamadığı selamet yurdu olan bir bölge hale gelecektir. Bunun için mücadele ediyoruz bunun için gayret ediyoruz. Bu bölgedeki en önemli meselelerden birisi de İsrail’in saldırgan tutumlarına devam etmesidir. Daha dün akşam 9 sivil kişi orada yardım faaliyetleri düzenleyen oradaki Filistinli mağdurlara Gazze’de iftar sofraları hazırlamak için gayret eden 9 kardeşimizin şehit edildiği haberi bildiğiniz gibi medyaya düştü. Dur durak tanımayan uluslararası kural bilmeyen uluslararası hukuk tanımayan Netanyahu hükümetinin de eninde sonunda durdurulacağına gerçekten yürekten inanıyorum. Artık çok kutuplu çok merkezi bir dünyaya geçiyoruz. Yüksek teknolojilerde insanlık tarihinin yaşadığı en önemli en köklü değişimleri yaşadığımız bir döneme girdik. Yapay zeka, mikro teknoloji, biyo teknoloji, yeni enerji politikaları ve yeni enerji teknolojileri gibi birçok alanda akla hayale gelmedik büyük bir hızla ortaya çıkan değişim aslında sadece iş dünyasını değil toplumların sosyal yapısını da yakından etkilemektedir. Uzunca bir süredir tartışılan konu artık popüler hale de gelmeye başlamıştır, yapay zeka insanın yerini alabilecek mi? Şimdi insanlık artık bunu tartışmaya başladı. Bu süreçte çok şükür Türkiye teknolojik altyapısı bakımından da kuvvetli ülkeler sıralamasına geçmiştir" şeklinde konuştu.



"Önümüzdeki süreçte devletleşen şirketlerle şirketleşen devletlerin olduğu bir döneme giriyoruz"


Devletleşen şirketlerle şirketleşen devletlerin olduğu bir döneme girildiğine değinen Kurtulmuş, "Dünyada bazı teknoloji alanlarında liderlik yapabilecek vasfa özelliklere kavuşmuştur. Ancak geçerli değildir, biz de teknolojinin hızından daha hızlı gelişimi ortaya koymak ve böylece bu teknolojik değişimin sağladığı yeni küresel ekonomik yapı içerisinde etkin bir ülke olarak yer almak zorundayız. Önümüzdeki süreçte devletleşen şirketlerle şirketleşen devletlerin olduğu bir döneme giriyoruz. Dünyanın en büyük ülkelerinden birisi neredeyse devletin başına bir CEO atıyor. Öte taraftan, dünyanın birkaç tane büyük teknoloji şirketinin onlarca devletten çok daha büyük bir güce sadece ekonomik gücü kastetmiyorum siyasi etki alanı ve toplumsal gücü itibariyle söylüyorum güce ulaştığı bir döneme doğru giriyoruz. Özellikle bütün bu ve benzer meseleler dünyada yeni bir arayışı köklü bir arayışı ortaya koyuyor, ayrıca önümüzdeki dönemin temel tartışma alanlarından birisi de uluslararası hukuk alanında yaşanacak gelişmelerdir. Uluslararası hukukun çok iyi metinlere sahip olmasına rağmen bu metinlerin artık hiçbir anlam ifade etmediği, gücü elinde bulunduranın metni istediği şekilde kenara fırlatıp atabildiği ve kendi başına bir düzen kurabildiği bir tecrübeyi yaşadım. Filistin meselesi bu anlamda da bütün dünyaya yeni bir uluslararası hukukun şart olduğunu öğretmiştir. İnsanların tamamının yaradılışta eşit olduğu ülkelerinde egemenlik de eşit olduğu bir dünya sisteminin kurulması için Allah’ın izniyle yeni bir dönemin kapıları ardına kadar açılmıştır" dedi.



TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Terör örgütünün tarihin çöp tenekesine atıldığı bir dönemi yaşayacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Yemek yeme süresinden şüphelendi hastalıktan kurtuldu Konya’da yemek yeme süresinin uzamasından şüphelenen genç kadına kontrol amaçlı gittiği hastanede akalazya hastalığı teşhisi konuldu. Burada yapılan tetkik sonrası yapılan ameliyat ile genç kadın sağlığına kavuştu. Konya’da okul öncesi öğretmenliği yapan 31 yaşındaki Betül Çiğdem Kozlu, geçtiğimiz ay yemek yemede zorlanmayla başlayan sorunlar nedeniyle farklı hastanelere giderek tedavi olmak istedi. Sorunlarından kurtulamayan Kozlu, Medicana Konya Hastanesine başvuru yaptı. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka ile görüşen Kozlu’ya endoskopi yapıldı ve akalazya hastalığı teşhisi konularak tedaviye başlandı. Küçük ve başarılı bir ameliyat sonrası yaklaşık 2 haftalık süreçte Betül Çiğdem Kozlu sağlığına kavuştu. "Yemek yeme sürem uzamıştı artık saatlerce sofrada kalabiliyordum" Rahatsızlığının yemek yerken takılmalar yaşayarak başladığını anlatan Betül Çiğdem Kozlu, "Takılmalar sıklaşmaya başladı. Her öğünde takılma yaşıyordum ve yemek yeme sürem uzamıştı. Artık saatlerce sofrada kalabiliyordum. Normalde de yavaş yiyen bir insandım ama yavaş yeme oranım gittikçe arttı. Daha sonra ailemin de isteğiyle doktora gidip sıkıntının ne olduğunu öğrenmek için, tedavisi varsa onu yapalım diye geldik. Endoskopi sonucunda tanıyı koydu hocamız. Başka testler de yaptırdık. Onun dışında da sürecin nasıl ilerleyeceğini anlattı bize hocamız. Gayet açıklayıcı bir şekilde ve o şekilde süreci tamamladık. Şu an çok iyiyim. Daha da düzelecek tabii. Şu an kendimi çok daha iyi hissediyorum. Açıkçası öyle çok korku sürecim olmadı. Çünkü gerçekten Bilal hocamın gayet açıklayıcı yaklaştığını düşündüm. Onun dışında zaten ben de araştırmalar yaptım. Çok fazla tehlikeli risk barındıran bir süreç olmadığını, sadece ilerlerse daha çok sıkıntılar yaşayacağımı gördüğüm için en azından hastalığımın çok ilerlemeden bunu fark ettiğim için daha rahat girdim ameliyata. Ameliyattan sonra sıvı gıdalarla başladım. Bir hafta boyunca sıvı gıda tüketmem biraz beni zorladı ama içten yapılan bir işlem olduğu için o bölgeyi de korumak gerekiyordu. Daha sonra taneliye geçtim ve şu an katı gıdaları yemeye başladım. Hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Sadece dikiş yerlerinde biraz acı hissediyorum ama zamanla o da zaten düzelecek. Şu anki süreçten çok memnunum" dedi. "Su içerek yutmayı sağlayıp tolere edilebilse de üzerinden aylar veya yıl geçtiği zaman bu şikayetler çok daha fazla artar" Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, Betül Çiğdem Kozlu’nun yutma güçlüğü şikayetiyle geldiğini belirterek, "Özellikle katı gıdaların yemek borusunun alt kısmında takılması, geçmediği için gıdalar üzerine su içme ihtiyacı duyuyordu. Bu şikayetler aylar içerisinde daha fazla artmaya başlayınca artık bir sorun mu var, durum nedir diye anlamak için bize başvurdu. Hastamız bize yutma güçlüğü şikayetiyle başvurdu. Daha önce başka hastanelerde yutma güçlüğü için endoskopik incelemeler yapılmıştı ama net bir sonuç elde edilememişti. Yutma güçlüğünün zamanla artması, özellikle katı gıdaları yedikten sonra üzerine su içme ihtiyacı duyması üzerine bize başvurdu. Öncelikle hastamızı yemek borusu ve mideyi değerlendirdiğimiz endoskopi işlemiyle değerlendirdik, inceledik. Aslında her zaman endoskopi işlemi esnasında akalazya hastalığı tam tanınmayabilir. Yemek borusunun alt kısmındaki geçişteki kapak biraz normalden sıkı görülür ama özellikle hızlı endoskopi yapıldığında bu fark edilmeyebilir. Tabii ki o sırada yemek borusuyla midenin birleştiği kesimde, kapağın biraz normalden daha sıkı olduğunu saptadık. Yaptığımız incelemelerde tipik akalazya olduğunu gördük. Başlangıç aşamasında semptomlar her ne kadar hasta iyi kötü üzerine su içerek yutmayı sağlayıp tolere edebilse de üzerinden aylar veya yıl geçtiği zaman bu şikayetlerin daha fazla arttığını da biliyoruz. Dolayısıyla bunu yeni endoskopik tedavilerden olan poem tedavisiyle hastamızı tedavi edebileceğimizi değerlendirdik ve kendisini bilgilendirdik. Daha sonra bir tür ameliyat olan poem tedavisi ile yemek borusunun alt kısmında aşırı gelişmiş sirküler kasları keserek onların rahat açılmasını sağlayacak hale getirdik ve tedavimizi tamamladık" diye konuştu.
Osmaniye Farklı duraklarda şoförlük yapan karı koca birbirine rakip oldu Osmaniye’de 16 yıldır şoförlük yapan Şerife Güç Aslan, taksi şoförlüğüne başlayarak kocasıyla aynı mesleği yapmaya başladı. Farklı duraklarda çalışan Şerife Güç Aslan ve eşi Ökkeş Aslan rekabet içerisinde ekmek parasını kazanıyor. Osmaniye’de yaşayan 44 yaşındaki Şerife Güç Aslan, iş aradığı dönemde eşi Ökkeş Aslan’ın mesleği olan taksi şoförlüğüne başladı. Daha önce 16 yıl Osmaniye ve Antalya’da şoförlük yapan Şerife Güç Aslan, başladığı taksicilik mesleğinde eşiyle farklı duraklarda çalışarak eşine rakip oldu. Rakip duraklarda olmalarının kendileri için bir zorluk oluşturmadığını söyleyen Aslan, "Evde tatlı atışmalarımız oluyor ama bu durum bizleri motive ediyor" dedi. "35 yıl sonra tesadüfen karşılaştık şimdi eşimle aynı mesleği yapıyoruz" Geçmişte minibüs şoförlüğü gibi çeşitli şoförlük meslekleri yaptığı için zorlanmadığını ifade eden Şerife Güç Aslan, "Antalya’da yaşıyordum bir süredir, kızımı evlendirmek için buraya geldim ve burada da kaldım. Eşimle biz çocukluk arkadaşıydık küçük yaşlarda beraber oynardık, beraber gezerdik. Aradan 35 yıl sonra tesadüf eseri otogarda karşılaştık. Sonra birlikteliğimiz başladı. Evlendik, şimdi aynı mesleği sürdürüyoruz. Osmaniye’de daha önceki yıllarımda da galeride de çalıştım uzun bir dönem. Orada da yolcu getirip götürüyordum uzun yolculuklar yaptım. Şehir dışlarından yolcu aldım, müşteri aldım, müşteri getirdim. Onun dışında Antalya’da da minibüs şoförlüğü yapıyordum zaten aktif olarak. Bu yıla kadar yaptım. Ailevi gerekçelerden dolayı Osmaniye’ye tekrar döndüm. Burada da taksi şoförlüğü yapıyorum. Eşimle farklı duraklarda çalışmak zor olmuyor, aksine tatlı böyle atışmalarımız oluyor. Tatlı böyle rekabetlerimiz oluyor. Ufak böyle güzel çekişmeli yarışlarımız oluyor aramızda. Günün sonunda oturuyoruz, hesap yapıyoruz. Sen şu kadarlık yapmışsın, ben bu kadarlık yapmışım falan gibi tatlı bir rekabet içerisinde geçiniyoruz" diye konuştu. "Rakip durakta olmamızla daha zevkli tatlı bir atışmamız oluyor" Eşiyle farklı duraklarda birlikte çalışmanın kendilerine tatlı bir rekabet oluşturduğunu ifade eden Ökkeş Aslan, "Yaklaşık 1 senedir ticari taksi kullanıyorum. Keyifli bir meslek severek yapıyorum işimi. Ayrıca eşim de aynı mesleği yapıyor 5 aydır onunla da gurur duyuyorum. Birlikte güzel bir rekabetimiz var. Bu da bana çok mutluluk ve sevinç veriyor. Zorluklarını elbette düşündüm ama şu an biraz alıştı, içim biraz daha rahat çünkü eşimin daha önceden bir dönem şoförlüğü vardı. Uzun yıllardır kendi şoförlük yapmıştı, ben de eşime destek oldum. Rakip durakta olmamızla daha zevkli tatlı bir atışmamız oluyor. Akşama eve vardığımızda sen ne kadar iş yaptın, ben ne kadar iş yaptım diye birbirimize motive ediyoruz. Yani eşimin bu mesleği yaptığından dolayı onunla gurur duyuyorum" dedi.
Osmaniye Farklı duraklarda şoförlük yapan karı koca birbirine rakip oldu Osmaniye’de 16 yıldır şoförlük yapan Şerife Güç Aslan, taksi şoförlüğüne başlayarak kocasıyla aynı mesleği yapmaya başladı. Farklı duraklarda çalışan Şerife Güç Aslan ve eşi rekabet içerisinde ekmek parasını kazanıyor. Osmaniye’de yaşayan 44 yaşındaki Şerife Güç Aslan, iş aradığı dönemde eşi Ökkeş Aslan’ın mesleği olan taksi şoförlüğüne başladı. Daha önce 16 yıl Osmaniye ve Antalya’da şoförlük yapan Şerife Güç Aslan, başladığı taksicilik mesleğinde eşiyle farklı duraklarda çalışarak eşine rakip oldu. Rakip duraklarda olmalarının kendileri için bir zorluk oluşturmadığını söyleyen Aslan, "Evde tatlı atışmalarımız oluyor ama bu durum bizleri motive ediyor" dedi. "35 yıl sonra tesadüfen karşılaştık şimdi eşimle aynı mesleği yapıyoruz " Geçmişte minibüs şoförlüğü gibi çeşitli şoförlük mesleklerini yaptığı için zorlanmadığını ifade eden Şerife Güç Aslan, "Antalya’da yaşıyordum bir süredir, kızımı evlendirmek için buraya geldim ve burada da kaldım. Eşimle biz çocukluk arkadaşıydık küçük yaşlarda beraber oynardık, beraber gezerdik. Aradan 35 yıl sonra tesadüf eseri otogarda karşılaştık. Sonra birlikteliğimiz başladı. Evlendik, şimdi aynı mesleği sürdürüyoruz. Osmaniye’de daha önceki yıllarımda da galeride de çalıştım uzun bir dönem. Orada da yolcu getirip götürüyordum uzun yolculuklar yaptım. Şehir dışlarından yolcu aldım, müşteri aldım, müşteri getirdim. Onun dışında Antalya’da da minibüs şoförlüğü yapıyordum zaten aktif olarak. Bu yıla kadar yaptım. Ailevi gerekçelerden dolayı Osmaniye’ye tekrar döndüm. Burada da taksi şoförlüğü yapıyorum. Eşimle farklı duraklarda çalışmak zor olmuyor, aksine tatlı böyle atışmalarımız oluyor. Tatlı böyle rekabetlerimiz oluyor. Ufak böyle güzel çekişmeli yarışlarımız oluyor aramızda. Günün sonunda oturuyoruz, hesap yapıyoruz. Sen şu kadarlık yapmışsın, ben bu kadarlık yapmışım falan gibi tatlı bir rekabet içerisinde geçiniyoruz." diye konuştu. "Rakip durakta olmamızla daha zevkli tatlı bir atışmamız oluyor" Eşiyle farklı duraklarda birlikte çalışmanın kendilerine tatlı bir rekabet oluşturduğunu ifade eden Ökkeş Aslan, "Yaklaşık 1 senedir ticari taksi kullanıyorum. Keyifli bir meslek severek yapıyorum işimi. Ayrıyeten eşim de aynı mesleği yapıyor 5 aydır onunla da gurur duyuyorum. Birlikte güzel bir rekabetimiz var. Bu da bana çok mutluluk ve sevinç veriyor. Zorluklarını elbette düşündüm ama şu an biraz alıştı, içim biraz daha rahat çünkü eşimin daha önceden bir dönem şoförlüğü vardı. Uzun yıllardır kendi şoförlük yapmıştı, ben de eşime destek oldum. Rakip durakta olmamızla daha zevkli tatlı bir atışmamız oluyor. Akşama eve vardığımızda sen ne kadar iş yaptın, ben ne kadar iş yaptım diye birbirimize motive ediyoruz. Yani eşimin bu mesleği yaptığından dolayı onunla gurur duyuyorum." dedi. (MSL-VK-