GÜNDEM - 24 Ocak 2025 Cuma 10:46

“Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli rolü olacak”

A
A
A
“Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli rolü olacak”

Gazze’de 15 aydır süren bombardıman ve çatışmanın ardından İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası barış için umut oldu. Ateşkes sürecine ABD Başkanı Trump’ın etkisi olduğunu belirten uzmanlar, Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli bir rolü olacağını söylüyor.


İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası, yaklaşık 15 aydır devam eden insani felaket sonrası bölge barışı için de umut oldu. Ateşkesle birlikte İsrail’e destek veren şirketlerin gemilerinin Kızıldeniz’den geçişine izin vermeyen Yemen’deki Husi güçleri de İsrail’e füze saldırılarını durdurdu. Yaşanan son gelişmelerin ardından, ateşkesin kalıcılığı, harabeye dönen Gazze’nin yeniden imarı, yaraların nasıl sarılacağı, sürecin küresel ekonomiyi nasıl etkileyeceği de merak konusu oldu.


Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Tüzen siyaset, Makro Ekonomi Uzmanı Prof. İbrahim Ünalmış da ekonomi açısından süreci değerlendirdi.



Gazze’de esir takası ve ateşkesin kalıcı barış için umut olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Tüzen, Trump etkisine dikkat çekerek şunları söyledi:


“Hamas ile İsrail arasında yaşanan savaşta Gazze yerle bir oldu. Sonrasında bu savaş Lübnan’a taşındı. Bu dönemde, İran ve İsrail arasındaki gerilim, bölge güvenliğini tehdit eden karşılıklı füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına yol açtı. Bunlarla birlikte Yemen ve Suriye’deki iç savaşlar, Orta Doğu’nun güvenliğini tehlikeye atan ve 10 yıldan uzun süren başlıca olaylar olarak ortaya çıktı. Bu olayların ardından son iki ayda yaşanan gelişmeler bölgede barışının tesisi için umut ışığı olabilir mi sorusunu gündeme getirdi.”


Lübnan ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve Gazze’deki ateşkes anlaşmasının hepsinin Donald Trump’ın seçilmesinin ardından gerçekleştiğine dikkat çeken Tüzen, Trump’ın “savaşları sona erdirme” iradesinin bir göstergesi olarak İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes sağlanmasına destek verdiğini söyledi. Tüzen, şöyle konuştu: “Trump’ın bu politikası başarılı olursa Orta Doğu’daki çatışmaların sona erdirilmesine dair barış sürecine yönelik şimdilik umutları güçlendiren bir gelişme olarak kaydedilecektir.”



“Kalıcı barış için İsrail’in tavrı önemli”


Trump’ın bu “savaşları sona erdirme” politikasının Gazze örneğinde başarılı olmasının önündeki en önemli engellerden birinin İsrail hükümetinin tutumu olduğunu belirten Tüzen, “Öyle ki Başbakan Binyamin Netanyahu iktidarını kaybetme tehlikesiyle karşılaştığında Hamas’ı bahane edip sürekli Gazze’ye saldırarak koltuğunu korumaya çalışmıştır. Bu nedenle bu barış girişiminin başarılı olması için beraberinde Netanyahu’nun ve savaş kabinesinin de iktidardan gitmesi gerekmektedir. Burada İsrail muhalefetine ve yapılacak ilk seçimlerde İsrail halkına çok önemli bir görev düşmektedir” dedi.



“İki devletli çözüm en kritik adım olacaktır”


Batı Şeria’da hüküm süren Filistin Ulusal Yönetimi’nin desteğiyle, Gazze’nin siyasi ve idari yapısının yeniden oluşturulabilmesini temel bir adım olarak gördüğünü belirten Tüzen, “İsrail-Filistin arasında iki devletli çözüme yönelik müzakerelerin başlatılması, bölgedeki barışın temellerini sağlamlaştıracak en önemli adım olacaktır. Bu müzakerelerin başarısı, Gazze’nin yeniden inşası ve yönetimiyle doğrudan bağlantılı olup, kalıcı barışa giden yolda atılacak en kritik adım olacaktır. Uluslararası toplumun desteğiyle taraflar barışı önceliklendirirse, Orta Doğu’da uzun zamandır beklenen istikrar ve güven ortamının inşa edilmesi için bir fırsat penceresi açılmış olur” diye konuştu.



“Ülkemizdeki firmalara önemli görev düşecek”


Makro Ekonomi Uzmanı Prof. İbrahim Ünalmış ise ateşkesin insanlık açısından sevindirici olduğunu söyledi. Gazze’de gıda ve sağlık sorunlarının çözülmesi, yıkılan evlerin, okulların, hastanelerin, sosyal tesislerin yeniden imarının ve alt yapı tesislerinin yenilenmesi gerektiğini belirten Ünalmış, yıkılan yapılarla insanların evlerinde kullanılamaz hale gelen mobilya, elektronik ihtiyacının da önemine vurgu yaptı. Öncelikli ihtiyacın gıda ve sağlık sektöründe bulunduğu belirten Ünalmış, bu süreçte uluslararası toplum ve bölge ülkelerinin desteğinin önemli olduğunu söyledi. İnşaat, mobilya, beyaz eşya sektöründe güçlü olan Türkiye’nin yaraların sarılmasında önemine dikkat çeken Ünalmış, “Türkiye’nin bölgede ekonomik ve kültürel önemli bağları var. Ülkemizdeki firmalara önemli görevler düşecektir” dedi.



Jeopolitik risk yüksek faiz getirdi


Barış sürecinin küresel ekonomiye de etkisine değinen Prof. İbrahim Ünalmış, bölgede yaşanan çatışma ve gerilimin özellikle küresel petrol fiyatlarını etkilediğini belirtti. Hamas ve İsrail arasındaki çatışmaların, Suriye, İran gibi ülkelere yayılma riskinin Türkiye’yi de etkilediğini belirten Ünalmış, özellikle İsrail saldırılarının devam ettiği 1.5 yıllık süreçte yaşanan çatışmanın yayılma ihtimalinin, ülkemize yatırımlarda ve borçlanmada da olumsuz etki oluşturduğunu söyledi. Savaş, çatışma ve gerilimler sebebiyle jeopolitik risk endeksinin olumsuz olduğunu ifade eden Ünalmış, “Bu olumsuz tablo sebebiyle ülkemiz daha yüksek faizle borçlanmak zorunda kaldı. Kalıcı barış mümkün olursa süreç jeopolitik riskleri düşüreceği için ülkemizin aldığı borç faizlerini de düşürecektir” dedi.



Kızıldeniz etkisi fiyatları yükseltti


Gazze’deki saldırılara karşı Yemen’deki Husi güçlerinin, İsrail’e destek veren ülke ve firmalara ait gemilerin Kızıldeniz’den geçişine izin vermemesinin de fiyatlara etki ettiğini belirten Prof. İbrahim Ünalmış, “Özellikle Uzak Doğu’dan Avrupa’ya ürün taşıyan birçok gemi Kızıldeniz yerine Afrika’yı dolaşarak yoluna devam etmek zorunda kaldı. Bu rota ise taşıma maliyetlerini artırdı. Bu da özellikle elektronik ve Uzak Doğu’da üretilen ürünlerin Avrupa pazarındaki fiyatını artırdı. Savaşın bitmesi ve barışın tesisi ile taşıma maliyetlerinden doğan fiyat farkının da düşmesi beklenebilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.



“Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli rolü olacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Tarihçi İlbey Ortaylı kütüphanesini Muğla’ya bağışladı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Arasarihçi, Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın kütüphanesini Muğla’ya bağışladığını açıkladı. İlber Ortaylı Kütüphanesi ve Cengiz Bektaş Kent Belleği Müzesi ve Muğla’nın 13 ilçesinin özelliklerini taşıyan mini bir kültürel park projesi için Muğla’ya gelen Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya projeler hakkında bilgi verildi. “Eski banka binası özel bir işlev kazanacak” Toplantıda konuşan Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, projelerin önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “ "Muğla’mızda çok önemli üç projenin bugün burada ilk adımları atılıyor. Bu kıymetli mekanları şehrimize kazandırmak için Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras büyük adımlar attı. Bugün, Alper hocamız ve İlber hocamızla birlikte bu projeleri değerlendirmeye başladık ve birçok somut gelişme kaydettik. Halk Bankası binamız şehrimizin tam merkezinde Cumhuriyet meydanında çok özel bir yapı olarak yeniden işlev kazanacak. Cengiz Bektaş Kent Belleği Müzesi’ne ev sahipliği yapacak. Burada Muğla’nın binlerce yıllık tarihini, kültürünü ve doğasını bir arada tanıtacağız. Aynı zamanda bu alanda bir mini Muğla Parkı gündeme getirdik bugün.” “İlber hocamız kütüphanesini Muğla’ya bağışladı” Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise projelerin ayrıntıları hakkında bilgi verirken, şehrin merkezinde bulunan eski banka binasında açılacak ‘İlber Ortaylı Kütüphanesi’ için İlber Hocanın kütüphanesini Muğla’ya bağışladığını açıkladı. Başkan Aras, “Muğla’da neler yapabileceğimizi hocamızın rehberliğinde aslında biraz da onun bize yol göstermesiyle tespit etmek istedik. Hedefimiz özellikle Muğla’mızın kadim tarihini ve bütün niteliklerini bunu eğitimle birleştirmek, bunu turizmle birleştirmek. Atacağımız adımlarla yine Menteşe’nin de şu Muğla’nın genel olarak turizmden aldığı paydan da en azından bir parça da olsun alabilmesini sağlamak. Yani ekonomik olarak da yine bazı katkıları kentimize taşıyabilmek. Şimdi Halk Bankası binamızı biliyorsunuz satın almıştık. Halk Bankası binamızda biz ilk günden beri zaten kıymetli hocamla görüşüp buranın fonksiyonu ne olur diye düşünürken sağ olsun bize kendi kütüphanesini bağışlamayı taahhüt etti hocamız ve onu kabul etti. Çok teşekkür ediyoruz. Bu çok kıymetli bir hediye olacak bizim için ve gelecek nesillerimiz için ve orada bir yine kültür merkezi ve kütüphane olacak ve ismi de çok kıymetli hocamız İlber Ortaylı olacak ve orası bir araştırma merkezi gibi de aynı zamanda tabii kullanılacak, bir tanıtım araştırma merkezi gibi tam da Muğla’mızın kalbinde. Cumhuriyet Meydanı’nda bu müzeyi, daha doğrusu kütüphaneyi ve kültür merkezini faaliyete geçirmiş olacağız” diye konuştu. 13 ilçemizi tanıtan bir mini park yapacağız” Büyükşehir Belediye Başkanı Aras, “Yine ikinci adımımız Cengiz Bektaş Bölge Müzesi olarak başlanan müzemiz. Burası çok aktif bir yer olacak. Yani çok fonksiyonlu bir mekan olacak. Orası tamamen bir ilim-irfan yuvası olacak bana göre. Çünkü hem kentin tarihi ve doğasını orada tanıtırken bir taraftan da eğitim de devam edecek. Aynı zamanda da planlama ajansı, yani Muğla’nın geleceği planlanacak. Çok fonksiyonlu bir merkez olacak. Bunun için Alper Çınar Hocam ve ekibi de bir çalışma yaptı. Tabii bunu değerli İlber Hocamızın rehberliğinde geliştirmeye devam ediyoruz. Yine Muğla’mızın merkezinde, yine tam da bizim Cengiz Bektaş kent belleği ve müzemizin kenarında da, yanındaki parselde de Muğla’mızın 13 ilçesinin yine en önemli niteliklerini, özelliklerini taşıyan bir mini park yapacağız. Miniatürk gibi düşünün. Şimdi burada da bir kültürel park olacak. Bundan sonraki bütün çalışmalarımızda da çok kıymetli hocam bize rehberlik yapacağını zaten söyledi. Bu bizim için çok kıymetli” dedi. “Turizmin kıyağı az ve paralı turist de olur” Muğla’nın sürekli olarak göç alan bir il olduğunu ve su sıkıntısının yaşandığını belirten Prof. Dr. İlber Ortaylı, az ama paralı turistin tercih edilmesi gerektiğini açıkladı. Ortaylı, “Buranın istikbali aklı başında turist ve aklı başında sakin. Yani buraya gelen insan burada Yunan Adası’ndaki insanlar gibi bakın. Bunların üzerinde durulmuyor hiç. Böyle bir turizm. Efendim turizmin kıyağı az ve paralı turist de olur. Cahil insanlar harabelerinizi gezmeye kalkarsa sadece çöp kaldırırsınız” ifadelerini kullandı.
Ankara Dışişleri Bakanı Fidan: “Türkiye ile ABD‘nin tam iş birliği potansiyelinin ortaya çıkmasını bekliyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Amerika, Türkiye’nin önemli ve stratejik bir partneri. Biz yeni yönetimden de bir önceki yönetimden kalan CAATSA yaptırımları gibi yaptırımlar olmak üzere diğer problemli alanların ortadan kaldırılması, Türkiye ile ABD‘nin tam iş birliği potansiyelinin ortaya çıkmasını bekliyoruz. Cumhurbaşkanımız buna açık. Zaman zaman ABD’de siyasetin Türkiye-ABD ilişkilerinin belli boyutlarını rehin aldığını görebiliyoruz" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunun altını çizen Fidan, Türkiye’nin bu konudaki siyasi iradesini Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 Mayıs’ında tekrar seçildiğinde bir kez daha yinelediğini belirtti. "Bazı Avrupalı liderler Türkiye’nin üyelik konusunu kendi ülkelerinin iç siyaset konusu haline getirmişlerdi” Türkiye’de AB’nin Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir perspektif sunması beklentisi olduğunu aktaran Bakan Fidan, geçmişte bazı Avrupalı liderlerin Türkiye’nin üyeliği konusunu iç siyaset konusu haline getirdiklerini belirterek, ”Bunun sonucunu biz jeostratejik birtakım kayıplarla hem AB hem Türkiye olarak ödemek zorunda kaldık. Oy kazanmak amacıyla yapılan kimlik siyaseti, öngörülebilir ve rasyonel anlayışın yerini aldı. Bu durum Türkiye’nin liyakate dayalı üyelik sürecini ortadan kaldırmış oldu” ifadelerini kullandı. Küresel sistemde ve bölgede yaşanan gelişmelerin Türkiye-AB ilişkilerinin önemini gösterdiğini belirten Fidan, AB’nin Türkiye’ye olan yaklaşımını önyargısız, gerçekçi ve liyakat esaslı bir çizgiye çekmesinin her iki tarafın da yararına olacağını bildirdi. 2024 Aralık ayında AB Genel İşler Konseyinde alınan kararları olumlu gördüklerini vurgulayan Bakan Fidan, AB ile bir süredir Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Diyalog toplantılarının yeniden başlaması ve Türkiye’de AB Yatırım Bankası’nın açılması faaliyetlerini görüştüklerini dile getirdi. "AB’nin gerekli iradeyi göstermesini bekliyoruz” Bu kararların süratle hayata geçirilmesi ve Türkiye’ye yönelik kısıtlamaların bir an önce kaldırılması beklentilerini Kallas ile tekrar paylaştığını ifade dydı Fidan, ”Yüksek Düzeyli Siyasi ve Sektörel Diyalog toplantıları ile Ortaklık Konseyi toplantılarının yeniden başlatılması için AB’nin gerekli iradeyi göstermesini bekliyoruz. Yerleşik istişare mekanizmalarından da tam olarak istifade etmeliyiz“ dedi. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine vakit kaybetmeden başlanılması gerektiğinin altını çizen Bakan Fidan, Türkiye için diğer öncelikli konunun vize serbestisi olduğunu açıkladı. Bakan Fidan, "Böylece Türkiye-AB ilişkilerinde yeniden dinamik bir gündem oluşturulması mümkün olacaktır. Bizim için diğer öncelikli konu vize serbestisi diyaloğunda ilerleme sağlanmasıdır” şeklinde konuştu. Görüşmede vatandaşların vize süreçlerinin kolaylaştırılması beklentilerini de dile getirdiğini aktaran Fidan, "Buna ek olarak AB ile göç iş birliğimizin adil yük ve sorumluluk paylaşımının temelinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir“ dedi. Kallas ile bölgedeki gelişmeleri de ele aldıklarını belirten Bakan Fidan, Ukrayna’da yaklaşık 4 yıldır devam eden savaşın artık bir dönüm noktasına yaklaştığını gördüklerini, bu konuda adil ve kalıcı bir barış için demokrasinin yegane seçenek olduğuna inandıklarını belirtti. Fidan, ”Savaşın yeniden sona ermesi için müzakere sürecinin yeniden canlandırılmasına yönelik girişimlere destek vermeye hazırız” ifadelerini kullandı. Kallas ile Gazze’deki ateşkesi ve Filistin’in durumunu da değerlendiklerini kaydeden Bakan Fidan, "Ne yazık ki İsrail’in saldırılara devam ettiğini görüyoruz. İsrail’in ateşkese tam olarak uyması gerekmekte” dedi. Bu konuda uluslararası topluma çok büyük bir sorumluluk düştüğünü sözlerine ekleyen Bakan Fidan, insani yardımların ulaştırılması ve Gazze’nin yeniden imarının uluslararası toplumun önceliği olması gerektiğine dikkat çekti. Bu erçevede AB ile beraber çalışmaya hazır olunduğunu belirten Fidan, Kallas ile ayrıca Suriye’deki gelişmeleri ele aldıklarını söyledi. Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni dönemde nasıl şekilleneceği sorusu üzerine Bakan Fidan, ”Her seçim sonrası iktidara gelen yeni hükümetle yeni bir sayfa açılması gerekiyor. Özellikle Amerika’da Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında büyük farklılıklar olduğunu hesaba katarsak bölgemize yönelik ve Türkiye’ye yönelik politikalarda da bir takım değişiklikler olması mümkündür diye düşünüyoruz” diye konuştu. Türkiye’nin Amerika ile olan ilişkileri ve beklentilerinin genel itibarıyla iktidarda olan partiden ve görüşten bağımsız, devletten devlete stratejik ilişkiler şeklinde olduğunu söyleyen Bakan Fidan, ”Bunların başında iki ülkenin de birbirinin güvenliğine hassasiyet duyması, ekonomik alanda iş birliği, her türlü alanda iş birliği yapmamız. Özellikle Türkiye’yi ilgilendiren küresel sorunları çözmede beraber hareket etmemiz. Bunlar önemli konular. Türkiye’nin güvenliğine özellikle Suriye ve Irak’ta bizim istediğimiz oranda hassasiyet gösterilmemesi, bunların yanlış fiillerle pratiğe yansıtılması, aramızda bir güven bunalımına ve krizine sebep olmuştu. Biz diğer ilişkilerimizde de yaptığımız gibi bu sorun alanına bir parantez açıp bununla ilgilenirken, diğer iş birliğinde bulunduğumuz alanları genişletme anlamında da önemli adımlar attık” ifadelerini kullandı. “ABD, Türkiye’nin önemli bir stratejik partneri” ABD’nin Türkiye’nin önemli ve stratejik bir partneri olduğunu sözlerine ekleyen Bakan Fidan, şunları kaydetti: “Bu konudaki ilişki modalitesi devam edecektir. Biz yeni yönetimden de bir önceki yönetimden kalan CAATSA yaptırımları gibi yaptırımlar olmak üzere diğer problemli alanların ortadan kaldırılmasını, Türkiye-ABD‘nin tam iş birliği potansiyelinin ortaya çıkmasını bekliyoruz. Cumhurbaşkanımız buna açık. Zaman zaman ABD’de siyasetin Türkiye-ABD ilişkilerinin belli boyutlarını rehin aldığını görebiliyoruz. Bunu aşarak yolumuza devam edeceğiz.”
Konya Beyşehir Halk Eğitim Merkezi’nden kurs atağı Konya’nın Beyşehir İlçesi Halk Eğitim Merkezi (HEM) tarafından farklı branşlarda açılan kurslar, kursiyerlerden yoğun ilgi görüyor. HEM Müdürü Mevlüt Bakır yaptığı açıklamada, Beyşehir’de vatandaşlara yönelik olarak açtıkları meslek ve sanat kurslarının başladığını belirtti. Kurum olarak kadınların da mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla hem merkez hem de dış mahallelerde yeni kurslar düzenlemeye başladıklarını da aktaran Bakır, “Özellikle kadınlarımızın yeteneklerini keşfetmeleri, meslek edinmeleri ve sosyalleşmeleri için hazırlanan bu kurslarımız büyük bir ilgiyle karşılandı. Merkezimizde, mahallelerimizde ve Beyşehir Aile Destek ve Eğitim Merkezinde (ADEM) açılan, ayrıca iş birliği kapsamında Beyşehir ASEM ve KOMEK Kurs Merkezinde açılacak olan kurslarımız arasında da dikiş, nakış, giyim, el sanatları, kuaförlük, aşçılık, bilgisayar kullanımı ve yabancı dil eğitimi gibi birçok farklı alanda eğitim veriliyor. Uzman eğitmenler eşliğinde verilen eğitimlerle düzenlenen bu kurslarımız sayesinde kursiyerlerimiz hem yeni beceriler kazanıyor hem de özgüvenlerini artırıyor. Kursiyerlerimizin ekonomik ve sosyal hayata katılımlarını artırmayı hedeflediğimiz bu projelerle kurslara katılan bireylerin yeteneklerini kazanca dönüştürmelerine de aynı zamanda imkan sağlamış oluyoruz. Kurslarımız ücretsiz olup, başvuru ve detaylı bilgi için Halk Eğitimi Merkezi’mize başvurulabilir. Tüm vatandaşlarımızı bu fırsattan faydalanmaya davet ediyoruz. Birlikte öğrenelim, birlikte üretelim diyoruz” diye konuştu.
Konya Beyşehir’de aile hekimleri, Beyşehir Devlet Hastanesi’nde toplantıda buluştu Konya’nın Beyşehir ilçesinde görev yapan aile hekimleri Beyşehir Devlet Hastanesinde düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Konya İl Sağlık Müdürlüğü öncülüğünde tüm ilçelerde planlanan ’’Aile Hekimlerimizle Hastane Buluşması Toplantısı’’ Beyşehir’de de gerçekleştirildi. Beyşehir Devlet Hastanesi’nin ev sahipliğinde yapılan ve İlçe Sağlık Müdürlüğü çalışanları ile aile hekimleri ve uzman hekimleri bir araya getiren toplantı, Başhekim Yardımcısı Dr. Kutay Güven’in açılış konuşması ile başladı. Toplantıda, İlçe Sağlık Müdürlüğü adına Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ali Kılınç, Başhekimlik adına ise Başhekim Yardımcısı Dr. Kutay Güven’in ‘Sağlıkta basamaklar arası entegrasyon çalışmaları’ konularındaki sunumları gerçekleştirildi. Beyşehir’in 1 ve 2’inci basamak sağlık hizmeti verilerinin de sunulup sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla karşılıklı görüş alışverişinde bulunulan toplantı, soru cevap bölümünün ardından son buldu. Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Sıtkı Küçükbuzcu, sağlıkta basamaklar arası entegrasyon çalışmaları çerçevesinde farklı basamaklarda çalışan hekimlerin buluşmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "İlçe Sağlık Müdürlüğümüz, aile hekimlerimiz ile uzman hekimlerimizin bir araya gelmesinin aramızdaki iletişimi güçlendireceğine inanıyor; bu anlamda başta Konya İl Sağlık Müdürümüz Prof. Dr. Mehmet Koç olmak üzere emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.