İlacın, diyabet tedavisinde sunduğu çift agonist özelliği sebebiyle geleneksel tedavilerden ayrıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Sonia Sanajou, “Hem glukoz-bağımlı insülinotropik polipeptid (GIP) hem de glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) reseptörlerini etkinleştiren Mounjaro, kan şekeri düzenlemesinin yanı sıra iştahı azaltarak kilo kaybına da katkıda bulunmaktadır. İlaç, resmi olarak kilo kaybı için onaylanmamış olmasına rağmen, kilo azaltma üzerindeki etkisi büyük ilgi görmektedir. Klinik çalışmalar, diyabeti olmayan bireylerin bile bu ilacı kullandıklarında önemli kilo kaybı yaşadığını göstermiştir. Bu durum, kilo yönetimi için endikasyon dışı (off-label) kullanımına yol açmış ve ’harikulade’ bir çözüm olarak görülmesine neden olmuştur” şeklinde konuştu.
“En yaygın yan etkiler arasında mide bulantısı, karın ağrısı yer almakta”
Klinik çalışmaların Mounjaro’nun kan şekeri kontrolünde belirgin bir iyileşme sağladığını, belirten Dr. Sonia Sanajou, FDA onaylı ilacın haftalık enjeksiyon dozları, tedavi sürecinde kan şekeri düşüşü ve kilo kaybı sağlama potansiyelini artırdığını buna karşın, medüller tiroid karsinomu veya pankreatit gibi ciddi sağlık riskleri göz önünde bulundurularak, hastaların kullanım öncesi mutlaka tıbbi destek almasını önerdi. Sanajou, “En yaygın yan etkiler arasında mide bulantısı, iştah azalması ve karın ağrısı yer almakta olup, bu yan etkilerin takibi önemlidir. Ayrıca Mounjaro, mide boşalmasını geciktirir ve bu durum, bazı ağızdan alınan (oral) ilaçların emilimini etkileyebilir” dedi.
“İlaç, Türkiye’de ters siyah üçgen ile ek izlemeye tabi”
Dünya genelindeki obezite oranının endişe verici bir hızla artmakta olduğunu milyonlarca insanın kiloyla ilgili sağlık sorunlarını yönetmekte zorlandığını söyleyen Dr. Sonia Sanajou, “Bu devam eden sorun, hızlı ve etkili kilo kaybı çözümlerine olan talebi artırmış ve Mounjaro umut verici bir seçenek olarak öne çıkmıştır. Yazılı ve görsel medya, sosyal medya, ünlülerin desteği ve geleneksel kilo yönetimi yaklaşımlarına kıyasla daha pratik bir alternatif algısı, Mounjaro’nun popülaritesini daha da artırmıştır. Ancak, bu eğilim, özellikle diyabeti olmayan hastalarda sadece kilo kaybı için ilacın kullanımıyla ilgili etik ve güvenlilik endişelerini de beraberinde getirmektedir. Türkiye’de de ruhsatlı beşeri tıbbi ürün olarak bulunan Mounjaro, güvenlilik nedeniyle ters siyah üçgen ile ek izlemeye tabidir” ifadelerini kullandı.
“İlaç, kiloyla mücadelede kapsamlı bir planın parçası olarak görülmeli”
Etkili kilo kaybının, düzenli egzersiz, sağlıklı bir diyet ve hekimin yönlendirmesi ile ilaç kullanımını içeren bütünsel bir yaklaşımı gerektirdiğin söyleyen Dr. Sonia Sanajou, “Yalnızca ilaçlara güvenmek geçici veya eksik sonuçlara yol açabilir ve kilo alımına katkıda bulunan temel yaşam tarzı faktörlerini ele almayabilir. Bu nedenle, Mounjaro kilo yönetiminde mücadele edenler için yeni bir seçenek sunsa da kapsamlı bir planın parçası olarak görülmeli ve tek başına bir çözüm olarak değerlendirilmemelidir. Uygun tıbbi rehberlik, risklerin farkında olma ve dengeli bir diyet ile egzersize bağlılık, bu tür ilaçların kullanımında birlikte yer alması gereken temel unsurlardır” dedi.
Dr. Sanajou son olarak “Mounjaro hem diyabet hem de kilo kaybı yönetiminde heyecan verici bir gelişme sunmaktadır. Ancak, bu amaçlarla bu ilacın kullanımı, güvenliliği ön planda tutan, yaşam tarzı değişikliklerini içeren ve uzman rehberliğine öncelik veren daha geniş, dengeli bir yaklaşımın parçası olmalıdır. Her ilaçta olduğu gibi, akılcı ilaç kullanımını oluşturan sorumlu kullanım, uzun vadeli başarı için kilit bir faktördür” diyerek sözlerini noktaladı.