POLİTİKA - 18 Nisan 2025 Cuma 16:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netanyahu ve cinayet şebekesini uluslararası mahkemelerde er ya da geç yargılandığını göreceğiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netanyahu ve cinayet şebekesini uluslararası mahkemelerde er ya da geç yargılandığını göreceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu" toplantısında yaptığı konuşmada, "Fanatik, soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen "Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu" toplantısına katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Filistin’i destekleyen parlamentolar grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ettiğini belirterek, "Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim. Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava bir siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin’i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz" dedi.


"Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, bahsedenler İsrail’in katliam politikası karşısında üç maymunu oynuyor"


İsrail hükümetinin çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinlileri katlettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail’in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7’den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu. Yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze’deki binaların neredeyse yüzde 80’i yıkıldı. Gazze taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz. İsrail yeniden başlattığı saldırılarıyla Gazze’de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze’nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ediyor. İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşeti Batı Şeria’da tüm hızıyla sürüyor. Meselenin daha vahim tarafı şudur değerli kardeşlerim. Bütün bu zulüm ve barbarlıklar tam 18 aydır medeni denilen dünya dahil tüm insanlığın gözleri önüne seriliyor. Gazeteciler öldürülüyor. Uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, insan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, batı dünyası seyrediyor. UNRWA gibi kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum. Nerede uluslararası hukuk? Nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar? En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken batılı devletler, soruyorum, İsrail’e karşı neredeler? Nerede BBC? Nerede CNN ve diğerleri? Gazze’de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken, bunları gören dünyada var mı?" ifadelerini kullandı.


"Gazze’de uluslararası sistem sınavı kaybetmiştir"


Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzenin, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkum olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bugün dünya zalim karşısında susan, hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil, güçlünün gücünü tahkim etmesinin aparatı haline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hakimdir. Gazze’de uluslararası sistem sınavı kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne birçok kurum kuruluş, savundukları ilkeleri çiğneme pahasına Gazze’de kötü bir imtihan vermiştir. Elbette başkalarını eleştirirken kendimizi ihmal edemeyiz. Bakın. Üzülerek söylüyorum. İçim kan ağlayarak söylüyorum. İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir. Şüphesiz çok gayret sarf edildi. Zulmü engellemek için pek çok yol denendi. Diplomasinin bütün imkanları kullanıldı. Toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildi. Ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadı. Bunun üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Müslümanlar olarak kapsamlı bir muhasebeye ihtiyacımız olduğu açıktır. Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere çok net biçimde söylemek isterim" diye konuştu.


"Biz hakkı haykırmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız"


Filistin halkının, işgal kuvvetlerine karşı bir özgürlük mücadelesi verdiğini ifade eden Erdoğan, "Gazze’li kardeşlerimizin mücadelesiyle, milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği istiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin direniş hareketi bizim nazarımızda bir Kuva-yi Milliye hareketidir. Filistinliler yalnızca son bir buçuk yıldır değil, aslında son bir asırdır direniyorlar. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve istilacı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyorlar. Ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın rahatsız olmaya devam etsinler. Biz hakkı haykırmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. Buradan bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinli kardeşlerimize en güçlü ifadelerle destek ve dayanışma mesajlarımızı gönderiyorum. İslam alemini ve tüm dünyayı, Filistin halkının tüm insanlık adına yürüttüğü haysiyet mücadelesine destek olmaya davet ediyorum. Sadece vicdan sahiplerini değil, İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yönetimlerine artık ’dur’ demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biriydi. Hamdolsun burada iyi bir sınav verdik. İyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmi kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız adeta Filistin ve Gazze için seferber oldu. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık" ifadelerini kullandı.


"101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık"


Filistinlilere yönelik insani yardımlarını aralıksız sürdürdüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyorum. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Ancak İsrail 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor. İşlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça İsrail hükümeti soykırım politikasına hız veriyor. Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmak, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevimizdir.


Unutmayın ki cezasız kalan her suç, faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz" dedi.


"Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir"


Kudüs-ü Şerif’e ve ilk kıble olan Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların da arttığını gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fanatik, soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir. Ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır. İsrail, Harem-i Şerif’in kudsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermelidir. İsrail saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı Filistin’le de sınırlı kalmıyor. Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar, Netanyahu yönetiminin Ortadoğu’da huzur ve barış istemediğini ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Yani meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın biz bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. Komşuda ateş yanarken dumanı bana gelmesin demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkansızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hali bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır" ifadelerini kullandı.


"İki devletli çözümün alternatifi yoktur"


Türkiye olarak coğrafyadaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadıklarını bundan sonra da sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz. Gelinen aşamada önceliklerimizi kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazze’li kardeşlerimize ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesi oluşturuyor. Bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel neticeye varmasını temenni ediyorum. Ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanması son derece mühimdir. Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim. Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymeti harbiyesi yoktur.


"Unutmayın, Gazze Gazzelilerindir"


Konuşmasında Gazze’nin Gazzelilerin olduğunun altını çizen Erdoğan, "Unutmayın, Gazze Gazzelilerindir. Filistin Filistin halkınındır. Filistin Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Biz, Filistinli kardeşlerimizin kendi özyurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz" dedi.


(RU-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Yeni doğan bebek adına yapılan ’Beyaz Baston’ bağışı yürekleri ısıttı Altınokta Körler Derneği Aydın Şube Başkanı Bayram Özen, derneğe yıllardır destek veren gönüllünün, yeni doğan kızı adına yaptığı 5 adet beyaz baston bağışının dayanışma ve iyiliğin en güzel örneklerinden biri olduğunu söyledi. Altınokta Körler Derneği Aydın Şube Başkanı Bayram Özen, derneğe yıllardır düzenli olarak beyaz baston bağışında bulunan gönüllünün, bu kez yeni doğan kızı adına yaptığı anlamlı bağışı kamuoyuyla paylaştı. Derneğe olan desteğini aralıksız sürdüren gönüllü, dünyaya gelen kızı adına 5 adet beyaz baston bağışında bulunarak örnek bir dayanışma davranışına imza atarken bir yandan da kızına hayatının ilk günlerinde anlamlı bir miras bıraktı. Altınokta Körler Derneği Aydın Şube Başkanı Bayram Özen, yapılan bağışın yalnızca bir destek değil, aynı zamanda umut ve özgürlüğe açılan bir kapı olduğuna dikkat çekerek, "Yıllardır derneğimize düzenli şekilde beyaz baston bağışında bulunarak desteğini hiç eksik etmeyen değerli gönüllümüze en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu anlamlı destek, bugün çok daha özel bir hale geldi. Kıymetli gönüllümüz, yeni doğan kızı adına 5 adet beyaz baston bağışında bulunarak hem bir iyilik geleneği başlatmış hem de kızına dünyaya gelişinin ilk günlerinde örnek bir miras bırakmıştır. Bu duyarlı davranış, dayanışmanın, iyiliğin ve paylaşmanın en güzel örneklerinden biridir. Her bir beyaz baston, karanlığı aşan bir ışık; bir bireyin özgürce hareket edebilmesine açılan bir kapıdır. Derneğimiz ve tüm üyelerimiz adına bu anlamlı bağış için minnettarız. Yeni doğan yavrumuza sağlıklı, huzurlu ve iyilikle dolu bir ömür diliyoruz" dedi.
Aydın Uyarılara rağmen pazar yerini kirleten esnaf cezadan kurtulamadı Aydın’ın Germencik ilçesinde zabıta ekipleri tarafından pazar yerlerinde yapılan denetimlerde, çevre temizliği kurallarına uymadığı tespit edilen pazarcı esnafına mevzuat kapsamında idari yaptırım uygulandı. Germencik Belediyesi zabıta ekipleri tarafından pazar yerlerinde çevre temizliğinin sağlanmasına yönelik gerçekleştirilen denetimler aralıksız sürüyor. Bu kapsamda belediye tarafından pazar yerlerinin temiz ve düzenli kalması amacıyla pazarcı esnafına erken saatlerde çöp poşeti dağıtılmasına rağmen, yapılan kontrollerde geçtiğimiz hafta uyarılan bazı esnafın pazar alanını yeniden temiz bırakmadığı tespit edildi. Bunun üzerine ilgili esnaflar hakkında mevzuat kapsamında idari yaptırım karar tutanakları düzenlenerek cezai işlem uygulandı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Germencik Belediye Başkanı Burak Zencirci, pazar yerlerinde çevre temizliğinin önemine dikkat çekerek, denetimlerin aralıksız süreceğini belirtti. Başkan Zencirci, kurallara uymayanlar hakkında cezai işlemlerin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Sosyal alanların temiz tutulmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek, daha temiz ve düzenli bir ilçe için tüm esnaf ve vatandaşları kurallara uymaya davet eden Başkan Zencirci; "Zabıta ekiplerimiz, pazar yerlerimizin temiz ve düzenli kalması adına pazarcı esnafımıza erken saatlerde çöp poşeti dağıtmaktadır. Buna rağmen yapılan denetimlerde, geçtiğimiz hafta uyarılmasına rağmen pazar yerini tekrar temiz bırakmadığı tespit edilen esnaflarımıza ilgili mevzuat kapsamında idari yaptırım karar tutanakları düzenlenerek cezai işlem uygulanmıştır. Pazarcı esnafımızı bir kez daha uyarıyoruz. Pazar yerlerinde çevre temizliğine gerekli özen gösterilmediği takdirde denetimlerimiz aralıksız sürecek, kurallara uymayanlar hakkında cezai işlemler kararlılıkla devam edecektir. Sosyal alanlarımızı temiz tutmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Daha temiz, daha düzenli ve daha yaşanabilir bir ilçe için lütfen kurallara hep birlikte uyalım" dedi.
Çanakkale Çanakkale’deki deniz solucanları yetiştiriciliği tesisi sektörde tek Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde bulunan deniz solucanı türleri yetiştiriciliği tesisi sektörde tek olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Ayvacık ilçesi Gülpınar köyünde bulunan deniz solucanları yetiştiriciliği tesisi sektörde tek olma özelliği taşıyor. 10 yıllık AR-GE çalışmalarının bir sonucu olarak faaliyete geçen ve Türkiye’de bu alanda lugworm üreten tek tesis konumunda bulunan işletmenin yıllık üretim kapasitesi 35 ton. 20 bin 350 metrekarelik özel mülk alanında kurulan tesis, her biri 55 metrekare olan toplam 210 adet dikdörtgen havuzdan oluşuyor. Bu kapasite üretimde, Arinicola Marina’da 17,5 ve Perinereis Aibuhitensis’te 17,5 ton olarak türleri arasında eşit olarak paylaştırılıyor. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Türkyılmaz’dan tesise ziyaret Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Turgay Türkyılmaz, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürü Ergün Demirhan, Daire Başkanı İlhan Üze, İl ve İlçe Müdürlüğü İdarecileri, deniz solucanı türleri yetiştiriciliği tesisinde incelemelerde bulundu. Genel Müdür Turgay Türkyılmaz ve beraberindeki heyeti, tesis sahibi Önder Eryılmaz ile tesise danışmanlık yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Erdal Aldağ karşılayarak tesisin teknik altyapısı, üretim modeli ve kapasitesi hakkında kapsamlı bilgi sundu. Ziyaret sırasında Genel Müdür Turgay Türkyılmaz, tesisin sahip olduğu potansiyelin değerlendirilerek ihracata yönelinmesi gerektiğini ifade ederek bu konuda kararlılık beklediğini belirtti.
Kayseri AK Parti Kayseri Teşkilatı’ndan Özgür Özel’e yYanıt: "Algı değil, belgeler konuşsun" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kayseri’de düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti teşkilatına yönelik sözlerine, AK Parti Kayseri teşkilatından sert tepki geldi. Yapılan açıklamada, muhalefetin söylemlerinin algı üretmeye yönelik olduğu belirtilerek, siyasetin sloganlarla değil somut belgelerle yapılması gerektiği vurgulandı. AK Parti Kayseri teşkilatı adına yapılan açıklamada; CHP yönetiminin açıklamalarının kamuoyunda güvenilirliğini yitirdiği ifade edilerek, "Tüm Türkiye biliyor ki, CHP yönetiminin yaptığı açıklamaların büyük bölümü ya gerçeği yansıtmıyor ya da ciddi şüpheler barındırıyor" denildi. Açıklamada özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi; "Eğer matematiğinize ve söylediklerinize güveniyorsanız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki muhasebe kayıtlarını, ortaya çıkan dosyaları ve kamuoyuna yansıyan belgeleri detaylı şekilde inceleyin. O zaman neyin ne olduğu çok daha net anlaşılacaktır." AK Parti cephesi, ortada yalnızca iddia değil; dosyalar, kayıtlar ve görüntüler bulunduğunu vurgulayarak, tüm bunlara rağmen ‘hiçbir şey yok’ söyleminin siyaset değil, açık bir inkâr olduğunu ifade etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kayseri mitinginde kullandığı, ’Tayyip Erdoğan ve çevresi 22=4 dese ben kerrat cetvelini kontrol ediyorum’ sözlerine de açıklamada net yanıt verildi. AK Parti Kayseri teşkilatı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Sayın Özel, kerrat cetveli basit bir hesaptır. Biz de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar bu millete ne söylediğine ve ne kazandırdığına bakarız". Açıklamanın devamında asıl meselenin matematik değil, siyasi samimiyet olduğu vurgulanarak şu değerlendirme yapıldı; "Ortada dosyalar, iddialar ve görüntüler varken kendi belediye başkanlarınıza ‘hiçbir şey yok’ demek matematik mi, siyaset mi? Biz doğruya ‘doğru’ deriz. Siz yanlışa kılıf ararsınız. Fark budur." Açıklama; "Milletin aklıyla alay edilmesine kimsenin tahammülü yok. Kamuoyunun gördüğü gerçekleri yok saymak, gerçeği değiştirmez" ifadeleriyle sona erdi.