POLİTİKA - 20 Kasım 2024 Çarşamba 13:02

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet etti

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kardeşköy Mesire Alanı vatandaşların hizmetine açıldı Aydın’ın Efeler ilçesinde Efeler Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan mesire alanı düzenlenen tören ile hizmete açıldı. Efeler Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan, mangal bölümleri, çocuk oyun parkı, piknik yerleri ve modern düzenlemeleriyle dikkat çeken ve bölge halkının sosyal yaşamına renk katacak olan mesire alanı düzenlenen tören ile hizmete açıldı. Efeler Belediyesi Kent Orkestrası’nın mini konser verdiği açılış öncesi Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve Efeler Belediye Başkanı Anış Yetişkin mesire alanını birlikte gezdi. Vatandaşlarla sohbet eden başkanlar, fotoğraf isteklerini de geri çevirmeyerek büyük bir kısmı çocuklar ve kadınlar olmak üzere hatıra fotoğrafları çektirdi. Gezi sonunda Çerçioğlu ve Yetişkin mangalın başına geçerek köfte pişirip, köfteleri çocuklara tek tek ikram etti. Açılışın ilk konuşmasını yapan Kardeşköy Muhtarı Yusuf Alvan Efeler Belediyesi’ne mahallelerine kazandırdıkları mesire alanı dolayısıyla teşekkür ederek, "Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’in seçim döneminde mahallemize vermiş olduğu sözünü kısa zamanda yerine getirmesinin mutluluğunu yaşamaktayız. Bu güze hizmeti mahallemize kazandırabilmek için tüm ekibiyle canla başla çalışarak görüldüğü gibi bu hale getirmiştir. Bu güzel hizmetlerinin devamının geleceğine olan inancım tamdır. Belediye Başkanımız Anıl Yetişkin’e mahallemize yapmış olduğu tüm hizmetlerinden dolayı şahsım ve mahallem adına çok teşekkür ediyorum. Mesire alanımız mahallemize ve Efeler’e hayırlı olsun" dedi. Mesire alanının yapımında emeği geçen tüm belediye personeline teşekkür ederek sözlerine başlayan Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin, "Bizler bu yola çıkarken bir amaçla yola çıktık. Keyifli alanlar oluşturmayı Özlem başkanımızdan öğrendik. Onun da Mimar Sinan ve Aydın Tekstil Parkları olmak üzere Aydın’da iki tane büyük eseri var. Biz de kendi adımıza vatandaşların hizmetinde kullanılmak üzere güzel bir mesire alanı yapmak istedik. Kardeşköy’de bu alanı tespit ettikten sonra hemen çalışmalara başladık ve çok da keyifli bir alan oluşturduk. Davetimize icabet edip burada bizleri yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu da, "Bu ekonomik şartlarda vatandaşlarımız artık sinemaya gidemiyor, kafeteryalara gidemiyor. Bir baba hafta sonunda ailesi ile birlikte bir yere gidemiyor. İşte onun için bu tür alanlar çok önemli. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Konuşmalarının ardından kesilen açılış kurdelesi ile Kardeşköy Mesire Alanı vatandaşların hizmetine açılırken törene; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin, AYESOB Başkanı Muhammet Ali Künkcü, Kardeşköy Mahalle Muhtarı Yusuf Alvan, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, belediye birim müdürleri, siyasi parti başkanları, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta depremzede çiftler "Aile Gençlik Fonu" ile yuva kurdu Aile ve Gençlik Fonunun kurulması ile yeni evlenecek gençlere 150 bin lira tutarında 2 yıl geri ödemesiz şekilde verilen krediden faydalanarak dünyaevine giren Kahramanmaraşlı depremzede çift, devlete teşekkür etti. Depremden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Kahramanmaraş, “Aile Gençlik Fonu” kapsamında yapılan başvurularla dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından pilot olarak hayata geçirilen projeye Kahramanmaraş’tan 2 bin 960 kişi başvurdu. Aile kurumunu desteklemeyi, güçlendirmeyi ve gençleri sosyal risklere karşı korumayı amaçlayan proje, deprem bölgelerinde umut ışığı oldu. Başvurusu onaylanan çiftlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, faizsiz 150 bin TL kredi desteği sağlandı. Projenin en somut örneklerinden biri depremzede çift Bilal ve Rukiye Şipal oldu. Şipal çifti, “Aile Gençlik Fonu” desteğiyle hayatlarını birleştirdi. Kahramanmaraş’taki evliliklerini bu krediyle gerçekleştiren çift, destekten duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Bu proje, zor günlerimizde bizlere umut oldu. Yeni bir başlangıç için cesaret verdi” ifadelerini kullandı. Bölgedeki başvuruların yoğunluğu ise projenin ne kadar büyük bir ihtiyaca cevap verdiğini gösteriyor. Kahramanmaraş’ın yeniden ayağa kalkma sürecinde önemli bir adım olan bu destek, sadece ekonomik yardımdan ibaret değil, aynı zamanda depremzede ailelerin hayata tutunma ve gelecek planları yapma motivasyonunu artırıyor. Proje çerçevesinde ilerleyen süreçte daha fazla çiftin desteklenmesi bekleniyor. Toplumun yapı taşı olan aile kurumunu güçlendirmeye yönelik bu tarz adımlar, Kahramanmaraş gibi depremden etkilenen bölgelerde sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmayı hedefliyor. Bilal ve Rukiye Şipal çifti, "Evlilik kredisinden yararlandık. Allah razı olsun devletimizden. Deprem sonrası ekonomik olarak ihtiyaçlarımızı karşıladık, borçlarımızı ödedik. İş yerimizi toparladık. 2 yıl sonra ödemesi. Teşekkürler" dediler. Baba Metin Şipal ise, "Bizim dar zamanımızda bize destek olundu. Teşekkürler" ifadesini kullandı.
Karabük Özçelik- İş Sendikası Genel Başkanı Değirmenci: “KARDEMİR’de ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz" Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, örgütlü oldukları KARDEMİR’de toplu sözleşme görüşmelerin yakında başlayacağını ifade ederek, "Biz ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz" dedi. İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Özçelik - İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, bakanlığa yetki süreci başvurusunu tamamladıklarını ve Karabük’teki işçilerin kendilerinden neler beklediklerinin de farkında olduğunu kaydetti. Genel Başkan Değirmenci, “Toplu sözleşme bir bütün. İnşallah yetki sürecine girdik. Karabük Şube Başkanımız Kenan Yılmaz başkanlığında üyelerimizin taleplerini arkadaşlar toparlıyorlar. Genel merkezimize gelecek ve genel merkezimizle beraber toplu sözleşme taslağımızı hazırlayıp işverene sunacağız. Süreci başlatmış bulunuyoruz. Çünkü bakanlığa yetki süreci müracaatını tamamlamış olduk. Tabii Kardemir işçisinin bu hayat pahalılığında sendikasından neler beklediğinin farkındayız. Özellikle demir çelik sektörü dediğimiz de, ülkenin en ağır iş kolunda çalışan üyelerimizin hayat pahalılığına karşı korunması yönünde sendikasından bu toplu sözleşmeden beklentilerin de farkındayız. Dolayısıyla işverenle günün koşullarını, Kardemir’in durumunu, üyelerimizin beklentilerini dikkate alarak temsilcilerimizle, şubemizle, genel merkezimizle ortaklaşa yapacağımız çalışma sonucunda fevkalade mutlu edecek bir toplu sözleşmeyi üyelerimize hediye etmek istiyorum. Bununla ilgili bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda arkadaşlarımızı hiç mahcup etmedik. Bu toplu iş sözleşmede de mahcup etmeyeceğiz inşallah" dedi. Ücret konusunda Kardemir işçilerinin diğer kurumlardaki işçilerin gerisinde kaldığını belirten Değirmenci, "Kardemir kar ettiğinde de biz çalışanlarıyla kar etti, zarar ettiği ortada, bizimle beraber zarar etti. O zaman bizim suçumuz yok. Çalışanlar olarak biz yedi buçuk saatlik emeğimizi, verimli bir şekilde harcıyoruz. Yönetim şeklimi, üretim şekli mi? Talepler mi? Ben bunları bilemem. Kimsenin işine karıştığım da yok. Ama orada emeğini satan, pazarlayan işçinin zararda hayatta katkısı olmaz. Dolayısıyla biz Kardemir’in tabii ki ekonomik durumunu ciddiye alırız, dikkate alırız. Ama bu bizim emeğimizin karşılığını ucuzlatacak anlamına gelmesin. Biz ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz. Zararla ilgili çözümü arayanlar biz değiliz. Biz olmamamız lazım. Yönetim tarafı olması lazım. Yönetim daha bu zararın nedenlerini niçinlerini araştırıyordu. Önümüzdeki 2025 yılında demir çelik sektöründe bir rahatlama ve pazarın genişleyeceğini düşünüyoruz hep beraber. O zaman bu zararlar telafi edilir. Kaldı ki işletmelerin iş yerlerinde yılın sonuna bakılır. Altını çizdiğinizde kar mı ediyorsunuz, zarar mı ediyorsunuz? O zaman belli olur. Üç çeyrekte zarar eden Kardemir’in dördüncü çeyrekte toparlanmayacağını düşünmek mümkün değil. Belki de toparlayacak. 2025 yılında daha ümitli gireceğiz belki. Zaten bu toplu sözleşmemiz de 2025-2026 dönemini kapsayacak. Dolayısıyla biz önümüzdeki sürece göre çalışanların beklentilerini, geçim şartlarını, huzuru, sağlığı, refahı, çalışma esnasındaki huzurlu çalışmaları dikkate alarak toplu sözleşme görüşmelerine başlar ve sonuçlandırırız. Dolayısıyla bu zarar noktasında bizim gerçekten yapacağımız bir şey yok” dedi. “Babadan oğul konusu da masada olacak” Değirmenci, babadan oğula konusundaki alımlarla ilgili de açıklama yaparak, “ Fabrika yönetimiyle yaptıkları geçmişteki görüşmelerde babadan oğula sistemini hayata geçirelim ve ayniyat duygusu oluşmuş, evinde çalışanının yanında büyümüş evlatlarımız oraya alalım diye bir mutabakatımız var idi. Bu bir dönem uygulandı. Şimdi sayıları bildiğim kadarıyla 70-80 civarında olan bir grup var. Ben yönetime de söyledim. Bundan sonraki görüşmemizi de söyleyeceğim. Bir sefere daha mahsus bu arkadaşlarımızın çocuklarının Kardemir’e alalım, sonrasında bu meseleyi kapatarak hakkaniyetli bir işçi alım süreci devam etsin. Zaten öyle devam ediyor. Üyelerimizin bizden beklentileri var. Ben yönetimden aldığım olumlu havayı üyelerimize ilettim. Merak etmeyin, sizin sorunlarınız yıl başından önce çözülecek diye. Bu toplu sözleşme görüşmelerinde bir sefere mahsus bu bekleyen arkadaşlarımızın çocuklarını Kardemir’e işe başlatmamız lazım. Bununla ilgili de görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah bir sorun olacağız düşünüyorum. Şimdi Kardemir’de bana göre bir problem var. Yönetim Kurulu Başkanımıza da ilettim bunu. Bir tarafta fazla mesaili çalışma var. Bir taraf fazla işçi var. Bu işletmelerin yapacağı iş organizasyonunda, planlamasında eksik yere fazla yerden kaydırarak bir denge sağlanması lazım. O zaman eksik ortaya çıkıp ona göre personel alınması lazım. Tabii ki eksik var. Ama bir tarafta fazlalık var. İşte bu dengesizliği önce içimizde çözmemiz lazım. Ben yönetim kurulu başkanımıza yetmiştim. Çok tecrübeli alanında yeterli bir genel müdürümüz iş başına geldi. Demir çelik sektöründe yıllarını eksiltmiş bir arkadaşımız orada genel müdür. Ona da söyledim. Siz planlamanızı bir yapın eksik yerlere fazla yerlerden aktarım yapın. Bir denge sağlansın. Ondan sonra eksik eleman ortaya çıkacak. Ve ondan sonra işçi alınması lazım. Eksik eleman buna rağmen çıkacak, ben inanıyorum" "Hem çalışanların çocuklarını hem de orada vagon boşaltma dahil 70 -80 tane yıllardır ağır işlerde çalışan taşeron işçi arkadaşlarımız var. Bunların da bizden ve yönetimden beklentisi var" diye devam eden Genel Başkan Değirmenci, "Bunların da kadroya alınmasıyla birlikte nereden baksan yüz elli civarında elemanı aldık. Bir 150 daha alsanız altı yüzü tamamlarsınız. Ve devletimizin büyüğüne karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz. Kardemir’in de işi eksikliğini gidermiş oluruz. Aksi halde yaş ortalaması ilerledikçe o fazla çalışan arkadaşlarımızda iş kazası bitti artar, hastalık artar. Yorgunluk başka felaketleri getirir. Yoksa işçi fazla mesai yapmakla çok fazla ücret alacağını ben biliyorum. Herkes biliyor. Ama ücret çözüm değil ki. Sağlık ve verimlilik önemlidir. Dolayısıyla bu konuda da görüşümüzü belirttik. Önümüzdeki süreçte bunu da tekrar değerlendireceğiz inşallah” diye konuştu. “Karabük’e yakışır bir şube binası inaa edeceğiz” ‘Karabük benim göz bebeğim, ciğerim, canım’ diyen Genel Başkan Değirmenci, “Kendi öz malımızla sendikacılık yapar hale geldik. Genel Merkez binası, İskenderun şube binası, konuk evini yaptık, şubelerin bütün dairelerini aldık, elhamdülillah. Bu işler zor ve riskli işler. Herkesin hakikaten bize destek olunup, sahip çıkılması gereken bir iş bu iş. Karabük bizim gözbebeğimiz. Sendikamızın kurulduğu yer. Her ne kadar orada ileri geri konuşanlar olsa da biz onlara kulağımızı tıkadık, işimize bakıyoruz. Karabük’e kurulmuş bir sendikaya yakışır bir şube binasını Karabük’e ve Karabük emekçilerine hediye etmek benim boynumun borcu. Biz düğmeye basıp binamızı yıktık. Belediye ile ilgili işlemlerimizi tamamladık. Zemin etüt çalışmasını yerine getirdik. Şimdi proje aşamasındayız. İnşallah 8 katlı koskoca devasa bir eseri yapmak için yola çıktık. Ankara Üniversitesi’nden bu konuda Türkiye’de uzman birkaç arkadaş üzerinden projemizi çizdirmeyi hedefliyoruz. Projeyi çizdikten sonra o bizim proje namusumuz. O projeyi biz kısa zamanda tamamladıktan sonra teklifler toplayacağız. Başta Karabük’te kendine güvenen öz sermayesi olan burayı yapabileceğine kendinde emin bir vasıf gören bütün müteahhit arkadaşlarımızdan teklif toplayacağız. Belki başka şehirlerden de çıkacak. Ama buradaki ölçümüz iki tane. Bir kaliteli bir binayı güvenli bir müteahhitte yaptık. İki, tabii ki ucuza yaptırmak. Kaliteli bir binayı daha uygun ekonomik bir fiyata kim teklif ederse ona yaptırmak. Burada sendikamız çok açık ve şeffaf aleni herkesin huzurunda herkesin bildiği şekilde belki gelen teklifleri de son kez değerlendirdikten sonra kamuoyuna yapacağımız açıklamayla da herkese bilgilendirebiliriz. Ama gönlüm Karabük’ten bir babayiğidin çıkıp bu binayı yapmasından yana. Olmuyorsa alan müteahhit kim nereden olursa olsun inşaatta kullanılacak bütün malzemeleri Karabük esnafından alacak, onu şart koşacağız. İster Karabüklü bir müteahhit alsın, ister başka yerden bir müteahhit alsın ama inşaatta kullanılacak bütün malzemenin Karabük esnafından temin edilmesi yönünde de bir yaptırım olacak. Bu büyük eser, büyük bir eser. Bir genel merkezi yaptırdığımızda çok pahalı gelmişti ama şimdi ucuz olduğu gözüküyor. Enflasyonla para eridi ve binanın değeri arttı ama belki de genel merkezimizden iki üç katı fazla bir maliyetle bir bina yapacağız oraya. O bina belki de Karabük’te ilk göze çarpan mükemmel bir bina olacak. Dolayısıyla binamızı yapmaya talip olan herkesin kendine güveni olması lazım ve sermayesi olması lazım. Proje çıktıktan sonra o hedefi açıklamak lazım. Çünkü projenin nasıl çıkacağını bilmiyorum. Aşağıya bir kat mı israf mı inecek? Onu bilmiyoruz. Otoparkı falan çözelim diyoruz. Ama şu anda proje çıkmadığı için bir hedef belirleyemiyoruz ama bizim paramız var. Biz kredi falan kullanmayız. Müteahhit de kendine güveniyorsa bir yıl içerisinde o bina biter, bir buçuk yıl içerisinde de taşınırız inşallah. Ama güzel ofisler çıkacak” diye konuştu.