GÜNDEM - 17 Ocak 2025 Cuma 12:18

Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi iş arayanlara umut oldu

A
A
A
Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi iş arayanlara umut oldu

Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi (BEYKAM), 2024 yılında iş arayanlar ile işverenleri bir araya getirerek ilçedeki istihdam sorununa önemli katkılar sağladı. BEYKAM, yıl boyunca 25 bin 604 kişiyi çeşitli pozisyonlara yönlendirerek 182 kişinin istihdama kazandırılmasına öncülük etti.


İşverenler ve iş arayanları bir araya getirerek ilçedeki işsizliğin giderilmesine büyük ölçüde katkı sunan Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi (BEYKAM) 2024 yılında, 25 bin 604 kişiyi ilgili pozisyonlara yönlendirerek 182 kişinin bir işe yerleşmesini sağladı. İstihdam süreçlerini hızlandırmak ve geniş bir aday havuzu oluşturmak amacıyla BEYKAM, 2024 yılında 5 toplu mülakat düzenledi. Farklı sektörlerdeki firmalarla iş birliği yapılarak gerçekleştirilen bu mülakatlar, adayların yeteneklerini sergileyebileceği etkili platformlar sundu. Mülakat süreçlerinde, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar, üniversitelerin kariyer ofisleri ve meslek liseleri ile koordinasyon sağlandı. Adaylar, BEYKAM portalına kaydedilerek özel sektörün iş ilanlarına yönlendirildi.


İstihdam imkanları artırıldı


Öte yandan, BEYKAM, işverenlerle iş birliğini güçlendirmek ve istihdam imkanlarını artırmak amacıyla 2024 yılında birçok ziyaret gerçekleştirdi ve bölgedeki eğitim ile istihdam odaklı etkinliklere aktif olarak katıldı. Bu çalışmalar, iş arayanlar ile işverenleri buluşturarak toplumsal faydaya yönelik projeleri desteklemeyi hedefledi. BEYKAM’ın bu çabaları, ilçede işsizliğin azaltılmasına ve bireylerin nitelikli işlere ulaşmasına büyük katkı sağladı.



Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi iş arayanlara umut oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Adalet Bakanı Tunç: "Yapay zeka konusunda mahremiyet hakkı ile kamusal fayda arasında bir denge kurulması şarttır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Yapay zeka, muazzam güce sahip bir araçtır. Ancak unutmayalım ki, teknoloji insana hizmet etmelidir, insanlık teknolojiye hizmet etmemelidir. Eğer bu denge bozulursa, bir insanın hakları, özgürlüğü ve kimliği, yapay zekanın elinde birer rakama, birer sayıya dönüşüp esas varlığını yitirerek değersizleşebilir. İşte bu yüzden, kişisel verilerin korunması hakkı, yalnızca bir güvenlik meselesi değil, bir medeniyetin en çetin sınavlarından biridir. Ayrıca, yapay zeka konusunda mahremiyet hakkı ile kamusal fayda arasında bir denge kurulması şarttır" dedi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) ve Kişiler Verileri Koruma Kurulu (KVKK) tarafından düzenlenen "Veri Korumanın 44 Yılı: Mahremiyet Perspektifinden Yapay Zeka Çağı" konulu konferansa katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, güvenlik güçleri, yargı ve adliye personelini yapay zeka ve mahremiyet konusunda uyararak, "Yapay zeka evet, muazzam güce sahip bir araçtır. Ancak unutmayalım ki, teknoloji insana hizmet etmelidir, insanlık teknolojiye hizmet etmemelidir" dedi Bartın Üniversitesi’nde gerçekleşen panelde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Siber Güvenlik Kurulu, adalet bakanlığı bünyesinde ‘Yapay zeka bilim komisyonu’ kurulacağını açıkladı.Bakan Tunç, Siber Güvenlik Kurulu hakkında, "Tüm bu çalışmalarımızın yanında Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kurulacak ve Adalet Bakanlığımızın da üyesi olduğu Siber Güvenlik Kurulu ile ülkemizin siber güvenliğini daha da güçlendirecek strateji ve politikaları belirleyeceğiz. Bu çerçevede geçtiğimiz günlerde kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı sayesinde kurumlar arası koordinasyon etkin şekilde sağlanacak, tüm bu strateji ve politikalar, hazırlanacak eylem planlarıyla hayata geçirilecek" dedi. Adalet Bakanlığı’nda oluşturulacak olan Yapay Zeka Bilim Komisyonu’nda yargı personellerinin yanı sıra akademisyen ve bilim adamlarının da yer alacağını hatırlatan Bakan Tunç, "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2 Ekim 2024 tarihinde alınan kararla yapay zekanın kazanımlarına yönelik atılacak adımların belirlenmesi, bu alanda hukuki altyapının oluşturulması ve yapay zeka kullanımının barındırdığı risklerin önlenmesine ilişkin tedbirlerin belirlenmesi amacıyla araştırma komisyonu kurulmuştur. Biz de yapılacak bu çalışmalara teknik destek vermek amacıyla Adalet Bakanlığımız bünyesinde ‘Yapay zeka bilim komisyonu’ kuruyoruz. Bu komisyon, hem hukuki alt yapıyı destekleyecek çalışmalar yapacak hem de akademik araştırmalara katkıda bulunacak” şeklinde konuştu. Kişisel verilerin güvenliği Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dijital çağda yapay zeka teknolojilerinin geliştiğini ve art niyetli düşünce ile algoritmaların kişisel verilerin güvenliğini tehdit ettiğini vurgulayarak, "İçinde bulunduğumuz dijital çağda yapay zeka teknolojileri de baş döndürücü bir hızla gelişmektedir. Uygulama alanı giderek artan yapay zeka teknolojilerinin köklü dönüştürücü etkisi insanoğlunu yeni bir dönemin eşiğine getirmiştir. Ülkemiz bu büyük dönüşüme kayıtsız kalmayarak, on birinci kalkınma planı kapsamında hazırlanan ulusal yapay zeka stratejisi ile bu alandaki çalışmaları hayata geçirmektedir. Yapay zeka bugünün yeni bir kavramı olarak nitelendirilse de bundan tam 65 yıl önce bilim insanımız Ordinaryüs Profesör Cahit Arf, ’Makineler düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir?’ adlı makalesinde, yapay zekanın temel felsefi ve matematiksel prensiplerini ele almış, bu alanda dünyadaki ilk bilimsel çalışmalardan birine imza atmıştır. Yine bundan 9 asır önce sibernetik ve robotik çalışmaların ilk örneklerini veren El-Cezeri, yapay zekanın önünü açan, medeniyetimizin öncü şahsiyetlerden biri olmuştur. Geçmişimizden gelen bu bilgi birikimini, sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milli teknoloji hamlesiyle geleceğe taşımanın gayreti içindeyiz. Günümüzde akıllı yazılımlar, akıllı insansı robotlar, elektronik sözleşmeler, en bilinen yapay zeka teknolojileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu teknolojiler, başta hukuk, sağlık, eğitim, güvenlik olmak üzere hemen hemen her sektörde farklı uygulamalar ve yazılımlarla günlük hayatımızı kolaylaştırıcı fırsatlar sunmaktadır. Yapay zeka teknolojilerinin, sunduğu bu imkanların yanında bazı riskleri de beraberinde getirdiği göz ardı edilmemelidir. Bu teknolojinin yaygınlaşması, aynı zamanda kişisel verilerin güvenliğini sağlama konusundaki sorumluluğumuzu da artırmaktadır. Çünkü yapay zeka, eğer denetimsiz bir şekilde varlık gösterirse, bir insanın en mahrem verilerine, onun tüm varlığına hükmedebilir” ifadelerini kullandı Yapay zeka uyarısı Bakan Tunç, yapay zekanın tüm dünyayı güvenlik konusunda tehdit ettiğini de anlatarak, "Kötü niyetle kullanılan bir algoritma, bir yazılım; karar verme sürecinde, insanı yanlış anlayabilir, kişinin tercihinin ya da düşüncesinin arkasındaki anlamı yok sayabilir. İşte tam da bu noktada, yapay zeka bağlamında kişisel verilerin korunması, salt bir hukuki düzenleme meselesi olmaktan çıkmakta, aynı zamanda insan hak ve onurunun savunulması meselesine dönüşmektedir. Yapay zeka, muazzam güce sahip bir araçtır. Ancak unutmayalım ki, teknoloji insana hizmet etmelidir, insanlık teknolojiye hizmet etmemelidir. Eğer bu denge bozulursa, bir insanın hakları, özgürlüğü ve kimliği, yapay zekanın elinde birer rakama, birer sayıya dönüşüp esas varlığını yitirerek değersizleşebilir. İşte bu yüzden, kişisel verilerin korunması hakkı, yalnızca bir güvenlik meselesi değil, bir medeniyetin en çetin sınavlarından biridir. Ayrıca, yapay zeka konusunda mahremiyet hakkı ile kamusal fayda arasında bir denge kurulması şarttır. Bu bakımdan, yapay zeka konusunda yerleşik kural ve sistemlerin etkin bir denetime tabi tutulması son derece önemlidir. Bu yapılırken, başta insan onuru ve bireysel özerklik olmak üzere, özel hayatın gizliliği ve kişisel veriler korunmalıdır. Ayrıca eşitlik ve ayrımcılık yapmama, hukuki güvenlik, belirlilik, şeffaflık, veri sahipliği, etik standartlar ile hesap verilebilirlik ve mesuliyet ilkeleri esas alınarak, hukukî alt yapının oluşturulmasına yönelik çalışmalar da ihmal edilmemelidir. Nitekim tüm dünyada yapay zekânın güncel hukuka etkisi üzerinde önemle durulduğu görülmektedir. Günümüzde robotlardan kaynaklı yaralanmalı ve ölümlü iş kazalarında hukuki sorumluluğun ne şekilde olacağı, insansı robotlara vatandaşlık verilip verilemeyeceği, otonom sürüşlerde insansız araçların karıştığı kazalarda hukuki sorumluluğun ne şekilde olacağı, yapay zekaya hukuki kişilik verilip verilemeyeceği gibi hususlar, yanıt bekleyen karmaşık konular olarak karşımıza çıkmaktadır. Üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar tarafından yapay zekanın hukuka etkisi konusunda ve bu karmaşık sorulara cevap bulma adına çalışmalar yapmaktadır" ifadelerine yer verdi Cep telefonu uyarısı Bakan Tunç, cep telefonu ile akla gelmeyecek siber saldırılara maruz kalınabileceğini de kaydederek, "Hepimizin cep telefonları var, akıllı telefonlar cebimizde olduktan sonra artık biz açık bir alandayız. Herkes bizi görüyor. Yani cep telefonu yanımızdaysa biz yalnız başımıza değiliz. Dolayısıyla başka saldırılara da maruz kalabiliriz, mahremiyetimiz de ihlal edilebilir, suç işleyenler de bize ulaşabilir, bizi suça da bulaştırabilirler. Nelerle karşılaşıyoruz? Yani hiç ummadığınız kişiler bilişim yoluyla dolandırıcılığa maruz kalabiliyor. Dolayısıyla artık dijital çağda hem bu suç işlenmesini artırıyor, hem de suçların aydınlatılmasına yönelik de teknolojik imkanlarını da beraberinde getiriyor. Siber güvenlik teşkilatımız hem jandarmanın, hem emniyet teşkilatımızın, özellikle nasıl polislerimiz, güvenlik güçlerimiz sokaklarda devriye yapıyor, aynı şekilde sanal dünyada da devriye yapıyor, 24 saat tarıyorlar ve yakaladıklarını yargıya teslim ediyorlar. Tüm bunların takibini yapan bir güvenlik teşkilatı yani siber güvenlik teşkilatı var. Sizin ummadığınız kişiler gece yarısı bir suç işleyebiliyor ve yargının konusu söz konusu olabiliyor. Bilişim suçları giderek arttı. Şu anda yargı teşkilatımızın önemli bir yükünü teşkil ediyor. Vatandaşlarımızı bu konuda aydınlatmamız lazım. Bu konuda özellikle gençlerimizi aydınlatmamız lazım. Neyin suç olup olmadığı noktasında genç yaşta belki farkında değiller. Bu konuda ortaokullarda, liselerde özellikle hukuk ve adalet dersleri, ortaokullarda var, liselerde de seçmeli de olsa olması lazım. Bu konuda gençlerimizi, çocuklarımızı özellikle vatandaşlarımızı suçtan koruyabilmek için alınması gereken çok tedbir var. Çünkü dijital çağ çok açık bir alan, dolayısıyla bu alanda vatandaşlarımızı nasıl koruyabiliriz? İşte bu toplantı da bunun için yapılıyor” diye konuştu. Panelin sonunda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir tarafından "Kişiler Verilerin Korunması" konulu kitap, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun tarafından ise hat sanatı ile yazılmış bir tablo hediye edildi Öte yandan Bartın Üniversitesi konferans salonunda gerçekleşen "Veri Korumanın 44 Yılı: Mahremiyet Perspektifinden Yapay Zeka Çağı" adlı programa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, Bartın Vali Vekili Muhittin Gürel, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Orhan Uzun, güvenlik kurumlarının yetkili amir, müdürleri, yargı ve adliye personeli ile farklı kamu kurumlarında görev yapan personeller, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
Trabzon Trabzon’da 35 yıllık doktorun "Hız ve Huzurun Kesişimde" resim sergisine yoğun ilgi Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hülya Ulusoy’un "Hız ve Huzurun Kesişimde" isimli sergisi sanatsevelerin beğenisine sunuldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hülya Ulusoy, tıp kariyerinin ardından ilk kişisel resim sergisini açtı. Küçük yaşlarda ressam olma hayali kuran Ulusoy, meslekteki uzun yıllarının ardından tuvale döktüğü resimlerini 17-28 Ocak tarihlerinde Trabzon Güzel Sanatlar Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sundu. Yoğun ilginin olduğu resim sergisinin açılışına Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, sanatçılar ve sanatseverler katıldı. Hız ve huzurun konu edildiği resimlerinin bulunduğu serginin açılışında konuşan Trabzon Büyükşehir Belediyesi Ahmet Metin Genç, “Tarih, kültür ve sanat şehri olan Trabzon’umuzda sanatsal etkinliklerde mümkün olduğunca katılmaya çalışıyorum. Kalıcı olan özgün olandır. Belediye başkanının yaptığını gelip başka bir belediye başkanı yapabilir. Ama sanatçının yaptığını sadece kendisi yapabilir. Çünkü onun ruhuyla kendi aleminde kurguladığı, düşündüğü ve hayata geçirdiği eser özgün nitelikte sanat eseridir. Onun için çok kıymetli” dedi. Prof. Dr. Hülya Ulusoy ise, sergide 25 eserin bulunduğunu belirterek, "Bu benim ilk kişisel sergim. Yaşadığım heyecanı herkes bilir. 2008 yılından beri atölyede resim çalışmalarına başladım. Sergideki resimlere baktığım zaman kış mevsiminin beyaz karlarla dolu örtüsünün, sonbaharın altın sarısı renklerinin iç dünyamızın ihtiyaç duyduğu yansıtan manzaralar göreceksiniz. Benim hissettiğim sizlere de hissettirmek istediğim huzur ve sessizlik doğayla bütünleşme isteğini uyandırmaktadır” ifadelerini kullandı.
Edirne Barçın Barı davasında sanık avukatından ilginç savunma: "Ben de alkollü araç kullanıyorum, normal" Edirne’de bisikletiyle seyir halindeyken alkollü sürücünün kullandığı otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybeden Dr. Barçın Barı davasında, tutuklu sanığın avukatı Demirkan Çağlayan, "Edirne’de alkol tüketimi normaldir, ben de alkollü araba kullanıyorum" sözleriyle savunma yaptı. Edirne’de 29 Ağustos 2024 tarihinde Atatürk Bulvarı’nda bisikletiyle seyir halindeyken alkollü sürücünün kullandığı otomobilin çarpması sonucu ağır yaralanan ve 33 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden Barçın Barı davasının karar duruşması Edirne 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kazada hayatını kaybeden bisikletli Barçın Barı’nın avukatları duruşmada yaptıkları savunmada, sanık otomobil sürücüsü B.K’nın daha önce de alkollü araç kullanmaktan iki kez ehliyetine el konulduğunu belirterek, kaza anında yapılan alkol ölçümünde 300 promil alkollü olduğunu söylediler. Tutuklu sanık otomobil sürücüsü B.K’nın avukatı Demirkan Çağlayan da, duruşmada savunma yaptı. Edirne’de alkol tüketiminin normal olduğunu belirterek savunmasına başlayan Çağlayan, "Edirne’de alkol tüketimi normaldir. Birçok insan alkol tüketir araç kullanır. Ben de alkollü arabaya biniyorum, yakalarsalar ceza versinler" ifadelerine yer verdi. Mahkeme hakimi, otomobil sürücüsü sanık B.K’nın kaza anında 300 promil alkollü olduğuna, daha önce de alkollü araç kullanmaktan iki kez ehliyetine el konulduğuna, kastla öldürme suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunun değerlendirilmesine karar vererek, dava dosyasını ağır ceza mahkemesine gönderdi. Mahkeme hakimi, "hukuki ve vicdani kanaatine varılarak davaya bakmanın mahkememizin görevinde olmadığı anlaşılmakla mahkememizin davadan görevsizliğine" sözleriyle duruşmayı sonlandırdı. Duruşmanın sonunda Barçın Barı’nın eşi Aslı Barı ve avukatları açıklama yaptı. Öte yandan, kazanın güvenlik kameraları ortaya çıktı. Korku dolu anlar, saniye saniye kameraya yansıdı.
Kayseri Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ya o silahlar gönüllü olarak bırakılacak ya da cebren bıraktırılacak” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhur İttifakı’nın tek gayesi vardır, terörsüz Türkiye döneminin kapılarını aralamaktır. Sadece buna odaklandık. Bunun dışında hiçbir pazarlığımız, niyetimiz yoktur. Herkesin sunacağı katkıyla bu hedefimize er ya da geç ulaşacağız. Ya o silahlara gönüllü olarak bırakılacak ya da cebren bıraktırılacak” dedi. Kadir Has Kongre Merkezi’nde yapılan AK Parti Kayseri 8. Olağan İl Kongresi’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "hoşbuldum gadasını aldıklarım” diye salonu selamlayarak, “Kayseri bizi mahçup etmedi, biz de mahçup olmadık. Kayseri’ye aşkla birlikte sizlerle birlikte milletimizin hizmetkarı olmaya devam edeceğiz. Son 22 yılda sayısız def geldiğimiz Kayseri’de bugün de il kongremizi gerçekleştirmek için bulunuyoruz. Kongremizin Türkiye, insanlık için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Kayseri 85 milyon olarak birliğimizin ve dirliğimizin çimentosudur” dedi. “Siyaset mi yapıyorlar, oyun mu oynuyorlar belli değil” Ana muhalefet partisine yüklenen Erdoğan, "Önümüze çıkan engellere aldırmadan kararlılıkla yürüyoruz. Ne yapıyorsak Kayseri ve 81 vilayetin huzuru için yapıyoruz. Muhalefetin artık eğlence malzemesi haline gelen içler acısı durumu sizler de takip ediyorsunuz. Ne yöneticilerinde ciddiyet var, ne de Türkiye’nin muhalefet partisi olmanın gerektirdiği olgunluk var. Siyaset mi yapıyorlar, oyun mu oynuyorlar belli değil. Bir fikriniz yok, bari soydaşlarımızın umutlarını kırmayın, ülkemiz meselelerinin çözümüne katkı veremiyorsunuz bari ittifakımız gölge etmeyin. Buradan muhalefet partisine şunu tavsiye ediyorum, küresel siyasette kartlar yeniden karılırken boş işlerle, artık komik bile olmayan projelerle uğraşmayın. Ey muhalefet, titreyin ve kendinize gelin” dedi. “Bize getirdikleri eleştirilerin hiçbirini Suriye’ye müdahale edenlere yapmadılar” Suriye konusunda kendilerini eleştirenlere de seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin Suriye’de kendilerini haklı çıkardığını kaydetti. Erdoğan, "Ülkemizin 911 kilometre sınırı paylaştığı Suriye’de 8 Aralık itibariyle yeni bir döneme giriyoruz. Birileri yıllarca Suriye’den size ne’ dediler. Sanki sınır komşumuz değilmiş gibi ‘Suriye’de ne işiniz var’ dediler. Meclis grup toplantısında da söyledim, bize getirdikleri eleştirilerin hiçbirini binlerce kilometreden gelip Suriye’ye müdahale edenlere yapmadılar. ‘Amerika’nın, Rusya’nın, İran’ın Suriye’de ne işi var’ demediler. Bırakın eleştirmeyi bir de utanmadan ‘bize mi saldıracak’ dediler. Yanı ilkesiz yaklaşımı Gazze’ye karşı sesimizi yükselttiğimizde de aldık. Açık ve net söylüyorum; muhalefetin aktörleri emperyalistlerin kirli oyunlarında figüran olmayı tercih etmişlerdir. Tarihin doğru tarafında yer almak cesaretini göstermemiştir. Tarih bizi Suriye konusunda da haklı çıkardı. Zalim Esad tasını, tarağını toplayıp arkasına bile bakmadan bir gecede Suriye’den kaçmak zorunda kaldı. Şimdi katliamda parmağı olanlar tek tek hak ettikleri muameleyi görüyor. Amacımız Suriye’deki terör örgütlerini tasfiye etmektir. Suriye’de eli silahlı bölücü teröristler varlık gösterdiği sürece kendimizi tamamen emniyette hissedemeyiz. Bölgemizin tamamında huzurun, kardeşliğin hakim olması için mücadelemizi vereceğiz” ifadelerini kullandı. “Gayemiz terörsüz bir Türkiye döneminin kapılarını açmak, bunun dışında hiçbir pazarlığımız yoktur” Cumhur İttifakı olarak amaçlarının terörsüz bir Türkiye’nin kapılarını açmak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "40 yılı aşkın süredir terör belasının defedilmesi yönünde çalışmalar sürüyor. Geçtiğimiz haftalarda kayda değer mesafe aldık. Milletimizin şunu çok iyi bilmesini özellikle bilmesini rica ediyorum. Attığımız her adımda şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetini gözetiyoruz. Cumhur ittifakının tek gayesi vardır, terörsüz Türkiye döneminin kapılarını aralamaktır. Sadece buna odaklandık. Bunun dışında hiçbir pazarlığımız, niyetimiz yoktur. Herkesin sunacağı katkıyla bu hedefimize er ya da geç ulaşacağız. Ya o silahlara gönüllü olarak bırakılacak ya da cebren bıraktırılacak” dedi.