EKONOMİ - 24 Aralık 2024 Salı 21:14

Bakan Şimşek: "OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"

A
A
A
Bakan Şimşek: "OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"

İSTANBUL (İHA) – Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enflasyon düşüyor düşmeye de devam edecek. Enflasyon hedefiyle ilgili bazı alanlarda adım atacağız. Bütçe açığını kontrol altına almasaydık, kur korumalıdan çıkış sağlanmasaydı, cari açık üzerinden sağlanan alanla kurda istikrar sağlanmasaydı ne tür bir enflasyonla karşı karşıya olurduk, ayrı bir konu ama 2025 yılına ilişkin görünüm olumlu" dedi.



Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4. Finansın Geleceği Zirvesi ve Para Sohbetleri Programı’na katıldı. Bakan Şimşek burada yaptığı konuşmada enflasyonla mücadelede önemli yol kat edildiğine dikkat çekerek "Enflasyon düşüyor düşmeye de devam edecek. Enflasyon hedefiyle ilgili bazı alanlarda adımlar atacağız" ifadelerini kullandı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile ilgili de konuşan Şimşek, KKM’den büyük ölçüde çıkış olduğunu ve Türk Lirası’na güvenin arttığını belirtti.



"OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"


Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın (OVP) tek hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı olduğunu söyledi. Bunu enflasyonu düşürerek, mali disiplini sağlayarak, sürdürülebilir cari açığı yakalayarak, yapısal dönüşümle rekabet gücünü ve verimliliği artırarak sağlayabileceklerini belirten Şimşek, bu program sayesinde Türkiye’de kırılganlıklarını azalttıklarını, makro finansal istikrarı tesis ettiklerini ifade etti.



"Deprem için bütçeden tahakkuk eden miktar bugünkü fiyatlarla 2,6 trilyon lira"


Bakan Şimşek, "Yani ödemeler dengesi risklerini, enflasyonun kontrolden çıkma risklerini, bunların hepsini daha yönetilebilir bir noktada tuttuk. Bütçe disiplinini deprem yaralarını sararken tesis ettik. İki yıllık deprem için bütçeden tahakkuk eden miktar bugünkü fiyatlarla 2,6 trilyon lira. Bunu cari kura bölün, neredeyse 75 milyar dolarlık bir rakam. Yani dünyanın en güçlü ülkeleri bile bu tür büyük bir doğal afet karşısında bayağı etkilenirdi. Biz de etkilendik ama ona rağmen şu anda bütçe disiplinini 2025 itibarıyla tesis etmiş olacağız" dedi.



Cari açığın milli gelirin yüzde 1’inin altına indiğini belirten Şimşek, "Milli gelirin yüzde 2-2,5’ine kadar sürdürülebilir görüyoruz. Dolayısıyla aslında güneyimizdeki bu kriz olmasa muhtemelen bu seneyi sıfır açıkla kapatırdık. Türkiye’de cari açık milli gelire oran olarak bu sene muhtemelen yüzde 0,7-0,8 civarında olacak. Bu oldukça önemli bir kazanım. Çünkü bu makro finansal istikrar açısından çok önemliydi" dedi.



Türkiye’nin döviz rezervinin endişe kaynağı olmaktan çıktığını da ifade eden Şimşek, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminde (CDS) yaşanan düşüş ile ilgili olarak şunları söyledi: "CDS’ler düştüğü için borçlanma maliyetleri düştü. Gelecek 5 yılda bugünkü CDS’lerle, ki bu rahat sürdürülebilir muhtemelen aşağısına ineceğiz, yıllık faiz ödemelerinde 7 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağız."



"Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek"


Şimşek, "Raporda çok rahat bir şekilde cari açıktaki daralmadan, bütçe disiplininin tesis edilmesinden, yapısal dönüşüme ilişkin programdan, dezenflasyon sürecinden bahsediliyor. 3 ayrı reyting kuruluşu tarafından bir yılda ikişer kademe notun artırılması çok nadirdir ve 2024’te dünyada tek ülkeyiz. Dolayısıyla tüm bunlar aslında programın bir fark oluşturduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla bütçe açığını 2024’te azaltmışız ama cüzi bir oranda. 2025’te çok ciddi bir şekilde bütçe açığı azalacak. Bu da enflasyonun aşağı çekilmesine güçlü bir destek verecek. Dolayısıyla 2025 itibarıyla bütçe açığındaki düşüş dezenflasyonu destekleyici noktaya gelecek. Enflasyon düşüyor. 2022’de yaklaşık yüzde 64’lük bir yıl sonu enflasyonu var. 2023’te benzer şekilde yüzde 65. Bu sene muhtemelen Merkez Bankamızı son tahmini bu, yüzde 44-45 aralığında bitireceğiz. Öngörülerimizin bir miktar üzerinde. Ama Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre neredeyse 30 puana yakın bir düşüşten bahsediyoruz. Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ açıklamasında bulundu.



"Bu program uygulanmasaydı enflasyon ne olurdu sorusunu kimse sormuyor"


Bakan Şimşek, ’Geçen yıl mayıs ayında enflasyon zaten bu seviyedeydi, şimdi onun üzerinde’ şeklinde yorumların olduğunu belirterek, "Bu program uygulanmasaydı enflasyon ne olurdu? sorusunu kimse sormuyor. O önemli bir soru. Yani bütçe açığını kontrol altına almasaydık, kur korumalıdan çıkış sağlanmasaydı, cari açık üzerinden sağlanan alanla kurda istikrar sağlanmasaydı ne tür bir enflasyonla karşı karşıya olurduk, ayrı bir konu ama 2025 yılına ilişkin görünüm olumlu. Neden? Çok basit. Para politikasını etkin bir noktaya getirmek zaman alıyor. Ama getirdikten sonra etkisi uzun süre devam ediyor. Biz tam o noktadayız" şeklinde konuştu.



Bu yıl ve önümüzdeki yıl üretilecek sosyal konut sayısından da bahseden Şimşek, "Deprem bölgesinde bu yıl sonuna kadar 200 bin, gelecek sene de 250 bin konut teslimi planlanıyor. Kiraların artış oranının aşağı çekilmesi sağlanacak. Bütçeden yarısı bizden kampanyası için çok ciddi kaynak ayırdık, ayıracağız. Bu kaynaklar sosyal konuta dönüşecek. Konut arzı olumlu etkilenecek" dedi.



Bakan Şimşek: "OVP’nin hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun daha adil bir şekilde dağılımı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi’ndeki ritüeller yapay zeka ile canlandırıldı Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi’ndeki ritüeller yapay zeka ile canlandırıldı. İlçeye 13 kilometre uzaklıktaki Roma İmparatorluğu döneminde "askeri yerleşim" olarak kullanılan Zerzevan Kalesi, kentin önemli turizm değerleri arasında yer alıyor. Askeri yerleşimde, dünyada bulunan son Mithras tapınağının ortaya çıkarıldığı tarihi kaleye, ziyaretçi ilgisi her geçen gün artıyor. Yılın hemen hemen her günü ziyaretçilerini ağırlayan Zerzevan Kalesi, diğer yandan da tarihe ışık tutmaya devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne adını yazdıran tarihi kalede, bugüne kadar 60 dönüm alan üzerinde 12-15 metre yüksekliğinde ve 1200 metre uzunluğunda sur kalıntısı, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, konutlar, tahıl ve silah depoları, kaya mezarları, su kanalları ile 54 su sarnıcı, yer altı kilisesi, 400 kişinin sığacağı yer altı sığınağı, konutlar ve gizli geçitler, milattan sonra 4. yüzyılda Hristiyanlığın benimsenmesiyle önemini kaybeden, dönemin Mithras dinine ait yer altı tapınağı ve birçok eser ortaya çıkarıldı. Bu tarihi yapı ve içindeki gizem, yapay zeka ile canlandırıldı. Adem Ulusoy, Zerzevam Kalesi’nin şu anda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunmakta olduğunu belirterek, kalede en önemli olan şeyin Mitraizm olduğunu söyledi. Mitrazim’in insanlık tarihinin en gizemli inanç sistemlerinden biri olduğuna değinen Ulusoy, “Bu projede, Mitraizmin ayinleri ve Zerzevan Kalesi gibi eşsiz bir mekanın atmosferini yapay zeka teknolojisiyle buluşturarak canlandırdım. Amacım, tarihin derinliğindeki bu gizemli kültürü modern yaklaşımla yeniden yorumlamak ve insanlık mirasının bu değerli parçasını günümüzde taşımaktı. Bu çalışmada desteklerini esirgemeyen Kazı Başkanımız Prof. Dr. Aytaç Coşkun ve kıymetli ekibine de teşekkür ediyorum. Bu konuda bana çok yardımları dokundu” dedi. Yaptığı araştırmalarda Mitraizm’e giriş aşamasında 7 aşama bulunmakta olduğunu aktaran Ulusoy, “ Bu aşamaların her biri belli bir acı, belli bir eşikten sonra seviye atlıyorsunuz. Bu aşamaları, Aytaç hocamızın yazmış olduğu makalelerden araştırarak kendi çapımda bunları yapay zeka ortamında yorumlayarak birleştirdim ve güzel bir projeye imza attığımı düşünüyorum. Bu tapınağa ya yüksek rütbeli bir asker, ya başarılı bir insan, ya da zengin bir tüccar olmanız gerekmektedir. Bu inanca herkes girebilir ancak, Zerzevan Kalesi’nde bulunan Mithras Tapınağı’ndaki Mithras ayinlerine sadece orada bulunanlar girebilir ve bu hep gizem olmuştur” diye konuştu.
İstanbul Haluk Levent’in şikayetinden vazgeçmesi üzerine Deniz Akkaya’nın davası düştü Sanatçı Haluk Levent hakkında sosyal medyadan ‘depremzedelerin parasını çalıyor’, ‘nitelikli dolandırıcı’ şeklinde paylaşımlar yapan ve Levent’in şikayeti üzerine 3,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talebiyle hakkında dava açılan Deniz Akkaya’nın davası, Levent’in şikayetinde vazgeçmesi üzerine düştü. Sanatçı ve Ahbap Derneği’nin kurucusu Haluk Levent hakkında sosyal medya üzerinden ‘hırsız’, ‘nitelikli dolandırıcı’, ‘depremzedelerin parasını çalıyor’ şeklinde paylaşımlar yapan ve 3,5 yıla kadar hapis cezası talep edilen eski manken Deniz Akkaya’nın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Deniz Akkaya’nın avukatı hazır bulundu. Haluk Levent şikayetinden vazgeçti Mahkemede müşteki Haluk Levent’in avukatı aracılığıyla şikayetinden vazgeçtiğini içeren bir dilekçe sunduğu belirtildi. Duruşmada sanık Deniz Akkaya’nın avukatı, şikayetten vazgeçmeyi kabul ettiklerini ifade etti. Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığa isnat edilen suçun şikayete bağlı suçlardan olduğunu, müşteki Haluk Levent’in de şikayetinden vazgeçtiğini belirterek davanın düşmesine karar verilmesini talep etti. Dava düştü Kararını açıklayan mahkeme, sanık Deniz Akkaya hakkındaki davanın, Haluk Levent’in şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle düşmesine hükmetti. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, müşteki Haluk Levent’in savcılığa şikayet dilekçesi sunduğu, dilekçede şüpheli Deniz Akkaya’nın sosyal medya hesabından Levent’e yönelik mesnetsiz iddialarda bulunduğu, bu iddiaları lanse ederken düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşarak suç teşkil eden eylemlerde bulunduğu, insanlarda güvensizlik ve telaş ortamı meydana getirdiği, yardım faaliyetlerinin sekteye uğramasına neden olduğu, Levent’e ‘dolandırıcı’ diyerek hakaret ve iftiralarda bulunduğu ve dilekçede yer alan ifadelerin üzerine soruşturma işlemlerine başlandığı anlatıldı. Levent hakkında küçük düşürücü ve yanlış tanıtacak nitelikte ifadeler kullanıldığı belirtildi Hazırlanan iddianamede, şüpheli Akkaya tarafından sosyal medyada müşteki Levent’e ‘hırsız’, ‘nitelikli dolandırıcı’, ‘depremzedelerin parasını çalıyor’ şeklinde paylaşımlarla Levent hakkında küçük düşürücü ve yanlış tanıtacak nitelikte ifadeler kullanıldığı, Akkaya’nın sosyal medyada yer alan iddialar ile kendisine ulaşan kişilerin söylemleri üzerine bu paylaşımları yaptığını belirttiği aktarıldı. Uzlaşmanın sağlanamadığı kaydedildi Şüpheli Akkaya’nın farklı zamanlarda Levent hakkında doğruluğu ispatlanmamış paylaşımlarla Levent’in onur, şeref ve saygınlığını rencide ettiğinin belirtildiği iddianamede, haber içeriklerinin ise Levent’i küçük düşürecek ve kendisini yanlış tanıtacak nitelikte olduğu, ayrıca dosyanın Uzlaştırma Bürosu’na gönderildiği ancak müzakereler sonucu uzlaşmanın sağlanamadığı kaydedildi. İfadesinde çok ciddi iddialar olduğunu söyledi Şüpheli Akkaya’nın ifadesine de yer verilen iddianamede, Akkaya’nın 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinden sonra Ahbap Derneği’ne milyarlarca lira bağış yapıldığını, yardımların toplanmasından sonra bu derneğin toplanan yardımları amacına uygun şekilde kullanıp kullanmadığına ilişkin sosyal medyada ve çeşitli haber kaynaklarında ortaya çok ciddi iddialar atıldığını, ayrıca dernek başkanı olan Levent’in geçmişte hakkında ‘dolandırıcılık’ ve ‘sahtecilik’ iddialarından ötürü birçok dava açıldığını söylediği belirtildi. Amacının bu iddialar konusunda halkı bilgilendirmek olduğunu ifade etti İfadesinin devamında ise Akkaya’nın, genel olarak bu iddiaları dile getirdiğini, amacının ‘Ahbap Derneği’nin ve Haluk Levent’in toplanan milyarlarca lira seviyesindeki yardımı gereği gibi değerlendiremediği ve halkın parasına sahip çıkamadığı’ yönündeki iddialar konusunda halkı bilgilendirmek olduğunu, sadece kendi paylaşımlarıyla bu kişi hakkında kamuoyunda bir tepki oluştuğu iddiasını kabul etmediğini söylediği kaydedildi. 3 yıl 6 aya kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede şüpheli Deniz Akkaya’nın zincirleme şekilde ‘sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle alenen hakaret’ suçundan 4 aydan 3 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İstanbul Orta Doğu’da yeni düzen: Kuzey Kıbrıs’ın lehine gelişmelere sahne olabilir Gazeteci Mete Çubukçu, Yakın Doğu Üniversitesi’nde verdiği konferansta Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeleri ve Kıbrıs’a muhtemel etkilerini analiz etti. Yakın Doğu Üniversitesi Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen Konferanslar Serisi kapsamında gazeteci Mete Çubukçu, Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeleri ve Kıbrıs’a etkilerini ele aldı. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği “Orta Doğu’daki Son Gelişmeler ve Kıbrıs” başlıklı konferansta, özellikle son bir yılda Orta Doğu coğrafyasında yaşanan gelişmeler ve yeniden şekillenen bölgesel dinamiklerin Kıbrıs’a etkileri mercek altına alındı. Mete Çubukçu, kariyeri boyunca bölgede edindiği deneyimlerini ve analizlerini dinleyicilerle paylaşarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Orta Doğu’da ‘yeni bir paradigma’ ortaya çıktı konferansta, 7 Ekim 2023 tarihinden günümüze Gazze’de yaşanan gelişmeleri ve ardından Lübnan’a tezahür eden çatışmalara atıfta bulunan gazeteci Mete Çubukçu, son olarak Suriye’de Esad rejiminin çökmesiyle Orta Doğu’da ortaya çıkan yeni güç denklemine işaret etti. 7 Ekim 2023 tarihinin Orta Doğu’da tektonik bir sarsıntı oluşturduğunu ve zamanın hızlandığını vurgulayan Çubukçu, Son bir yılda İsrail’in bölgedeki etkisini artırdığını ve bölgesel denklemde İran’ın en büyük kaybedeni olduğunu belirtti. Orta Doğu bölgesinde “yeni bir paradigma” ortaya çıktığına dikkat çeken Çubukçu, Suriye’deki Esad rejiminin bölgede yaşanan bu değişimi iyi okuyamadığını söyledi. Suriye’deki değişimin iyi tahlil edilmesi gerektiğini dile getiren Çubukçu, yaşanan gelişmelerle Türkiye ve Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de artan önemine vurgu yaptı. Çubukçu, Orta Doğu’da son yaşananların KKTC’nin lehine gelişmelere sahne olabileceğine de değindi. Esad rejiminin çökmesiyle bölgede yeni bir gerçeklik oluştu Konferansın açılış konuşmasını Mükemmeliyet Merkezi Yönetim Kurulu üyesi aynı zamanda Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nur Köprülü yaptı. 2023 Ekim ayından bu yana yakın coğrafyamız Orta Doğu bölgesinde yaşanan gelişmeleri, Arap Baharı sonrası süreçte yeniden şekillenen bölgesel siyaset ve güç dağılımı ile ilişkili bir süreç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Köprülü, son olarak Suriye’de Esad rejiminin çökmesiyle bölgede yeni bir gerçeklikten bahsedebileceğini belirtti. Yapılan bu tarz etkinliklerin bölgesel ve uluslararası gelişmelerin doğru analiz edilmesi açısından büyük önem taşıdığına değinen Prof. Dr. Köprülü, üniversitelerinin bu tür konferanslarla öğrencilerin ve katılımcıların farkındalığını artırmayı hedeflediğini söyledi. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği konferans, soru-cevap bölümü ile devam etti. Konferans, Mükemmeliyet Merkezi Başkanı Prof. Dr. Evren Hıncal’ın Mete Çubukçu’ya teşekkür plaketi takdimi ile sona erdi.