GÜNDEM - 24 Eylül 2024 Salı 09:47

Ders çalışmadığı için babasının döverek öldürdüğü 6 yaşındaki Mertcan’ın annesi çocuk katilleri için idam istiyor

A
A
A
Ders çalışmadığı için babasının döverek öldürdüğü 6 yaşındaki Mertcan’ın annesi çocuk katilleri için idam istiyor

Hatay’ın İskenderun ilçesinde, dersini yapmadığı için öz babası tarafından demir sopayla dövülerek öldürülen 6 yaşındaki Mertcan Yılmaz’ın annesi Gülistan Özger’in acısı yıllar geçse de dinmiyor. Acılı anne, evladının canını alan sözde baba ve çocuk katilleri için idam istiyor.


İskenderun ilçesinde Gülistan Özger ve Mehmet Ali Yılmaz bir süre evli kalmış ve 2 çocukları olduktan sonra ayrılmıştı. Ayrılma sürecinin ardından hafta sonunda babasında kalan 6 yaşındaki Mertcan Yılmaz, ders çalışmadığını söyleyen babası tarafından elektrikli süpürgenin demiriyle dövülerek öldürülmüştü. Türkiye’ye yasa boğan ölüm sonrası Mertcan Yılmaz, sonucu İskenderun Çankaya mezarlığına defnedilmişti. Yaşanan olayın üzerinden 5 yıl geride kalırken evladını döverek öldüren Mehmet Ali Yılmaz, ağırlaştırılmış müebbet almıştı. Diyarbakır cezaevinde cezasını çeken babanın yaptığı yıllar geçse de akıllardan silinmezken anne Özger, çocuk katilleri için idam istedi.



“İlk mahkemesi olunca resmen ağlıyordu, yalvarıyordu ve yanıltmaya çalışıyordu hakimi ve savcıları”


Oğlunu kaybeden 34 yaşındaki acılı anne Gülistan Özger, evladını öldüren caninin ilk mahmkemede kendini acındırmak için duygu sömürüsü yaptığını belirterek, “Mertcan Yılmaz 6 buçuk yaşındaydı daha 1. sınıfın ilk dönemine gidiyordu. İlk karnesini de almamıştı. Baba demek istemiyorum, onun yanındaydı ve ders yapmadığı için herhalde biraz bağırıp çağırmış o da ağlayınca kafasına demir sopayla vurmuştu. O an zaten düşmüştü yere birkaç sefer suni teneffüs falan yapmış sonra ambulansı falan çağırmış direkt hastaneye gittiler. Biz gittiğimizde apar topar hastaneye anlamışlardı, biz hastaneye giderken zaten ölmüştü. Söylemiyorlar ama biliyordum bir şey olmuştu ona çok kötüydü her yeri mosmor içindeydi. 3 gün boyunca yoğun bakımda kaldı ondan sonra zaten 5 Ocak’ta kurtaramadık onu. İlk mahkemesi olunca resmen ağlıyordu, yalvarıyordu ve yanıltmaya çalışıyordu hakimi ve savcıları. Ağırlaştırılmış müebbet yedi iki sefer ve hücre cezası yedi 10 sene kadar. İkinci mahkeme oldu o mahkemede cezasını düşürmüşlerdi. Avukat Mehtap hanımın her zaman arkamızdaydı, onlar itiraz edince gene müebbet hapis cezasına çevirdiler. 10 yıl da hücre cezası ama şu an daha beklemede cezası da tam belli değil” dedi.



“Çocuk katillerine idam getirilmeli”


Narin cinayetine de dikkat çeken anne Özger, çocuk katillerine idam getirilmesi gerektiğini söyleyerek “Yarın bir gün çıksa gene yanımdaki oğluna zarar verecek ve Narin’den sonra birkaç çocuk daha böyle vefat etti. Bu ilk olmayacak son da olmayacak böyle giderse. Mahkemeye verdim yani zaten karşı taraf hiçbir şekilde göremiyor göremez de zaten yasak da var ve soy ismini de kendi kızlık soy ismimi verdim. Yani hiçbir şekilde onun soyadını taşımıyor. Yani elimde olsa o kimlikteki ismini de değiştireceğim de o da herhalde yaş gereğince yapamıyorum o yüzden soy ismim benim üstümde vekaleti her şeyi. Bir iki kişiyi assalardı veya içeri aldıklarını çıkartmasalardı bu duruma düşmezdik. Fark ettiyseniz önce kadınlardı şimdi çocuklar ölüyor ama bir yerde dur demek gerekiyor idam edilsin yani idam çıkmadığı sürece bunlar devam edecek” ifadelerini kullandı.



Ders çalışmadığı için babasının döverek öldürdüğü 6 yaşındaki Mertcan’ın annesi çocuk katilleri için idam istiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Parmfarm, domates çiftliğindeki iş verimliliğini yüzde 10 artırdı Güney Kore’de olgun domates yetiştiren Parmfarm firması, çiftlik yöneticisi Ation ile iş birliği yaparak, çiftlikteki iş verimliliğini yüzde 5-10 artırdığını duyurdu. Güney Kore’nin modern serası ’Parmfarm’, Güney Chungcheong eyaletinde bulunan Nonsan şehrinde olgun domates yetiştiriyor. Şirket, çiftlik yöneticisi Ation ile iş birliği yaparak, çiftlikteki iş verimliliğini yüzde 5-10 artırdığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; seranın yeni teknoloji uygulamaları ve veri tabanlı tarım yönetiminin yerleşimini yönetmekte olan ParmFarm’ın Genel Müdürü, ioCrops tarafından gerçekleştirilen bir röportajda şu ifadeleri kullandı: "Seracılık teknolojisi hızlı bir şekilde gelişmektedir. Fakat tarımın temeli hala çiftçiliktir. Seranın üretim verimliliğini arttırmak için çiftçilik öncü olmalıdır. Daha sonra, çeşitli teknoloji ve programların desteklerinin olması daha mantıklı olacaktır. Çiftlik yöneticisi Ation sayesinde, çalışanların değerlendirilmesi ve üstün çalışanların iş gücü yönetimi daha kolay ve pratik hale geldi. Ation’u getirdikten sonra, çiftliğin iş durumu, çalışanların yetenekleri gibi tüm veriler görüntülenmeye başlandı. ’Verilerin kayıtları ve yönetimi’, seradaki üretim verimliliği arttırmak için gereklidir. Ation’u kullanım sırasında, çalışanların iş yeteneklerinin sürekli arttığını gördük. Ation kullanmadan önce ve sonrayı karşılaştırdığımızda, sera tesislerimizde büyük bir değişiklik olmadı. Fakat iş verimliliği yüzde 5-10 oranında artış gösterdi. Aynı süre boyunca çalışanların yaptığı iş alanları öncekiyle karşılaştırıldığında yüzde 10 büyüme gösterdi."
Ankara Tartıştığı gelinini öldüren Demir’in yargılanmasına devam edildi Ankara’da oğlunun ölümünden sorumlu tutarak tartıştığı gelini Derya Demir’i silahla vurarak öldüren Satılmış Demir’in, "kadına karşı kasten öldürme" suçundan yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Ankara’da oğlunun ölümünden sorumlu tutarak tartıştığı gelini Derya Demir’i öldüren Satılmış Demir’in, "kadına karşı kasten öldürme" suçundan yargılandığı dava görülmeye devam etti. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanık Satılmış Demir ile avukatlar katıldı. Mahkeme Başkanı bir önceki celse istenen dijital materyallere ilişkin raporun dava dosyasına henüz gelmediğini belirtti. Bunun üzerine söz alan sanık avukatı maktule ait telefonun inceleme raporunun beklenilmesi talebinde bulundu. Müşteki avukatı da sanığın tahrik indirimi almak için duruşmayı uzattığını ifade ederek, dijital materyallerin çözümünün davaya bir katkı sağlamayacağını, süreci uzatacağını belirtti. Söz alan Cumhuriyet savcısı da dijital materyallere ilişkin raporun beklenilmesi ve bu aşamada adli kontrol tedbirleri yetersiz kalacağından sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini mahkemeden talep etti. Sanık Demir’in tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 13 Kasım’a erteledi. Olayın geçmişi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre, maktulün eşi Yusuf Demir, 21 Aralık 2023’de intihar etti. Derya Demir, kayınpederi Satılmış Demir tarafından oğlunun ölümünden sorumlu tutulup, 28 Aralık 2023’te tabancayla vurularak öldürüldü. Sanık Satılmış Demir, Altındağ ilçesindeki evinde ruhsatsız silahıyla gelinini öldürdüğünü ifade etti. Demir’in "kadına karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet" suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Mersin Sigorta sektöründe 100 bin istihdam fırsatı Özhedef Sigorta kurucu ortağı Abdulcelil Alkış, Türkiye’de hızla büyüyen sigorta sektörünün hem ekonomik güvenlik hem de istihdam açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Alkış, “Türkiye artık kendi sigorta ordusunu kurmalı” diyerek, sektörün ülke ekonomisi ve toplumsal güvenlik için stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Sigorta sektörünün, bireylerin ve işletmelerin hayatın beklenmedik risklerine karşı korunmasını sağlayan bir yapı olarak, Türkiye’nin ekonomik güvenlik ordusu olarak nitelendirildiğini kaydeden Alkış, sigorta sektörünün, sadece bireyleri ve işletmeleri değil, ülke ekonomisini de koruduğunu belirtti. Alkış, "Bu sektör, görünmez bir ordu gibi çalışarak, vatandaşların ve şirketlerin risklerden korunmasını sağlıyor. Daha da büyütülmesi ve güçlendirilmesi, Türkiye’nin geleceğini güvence altına almak anlamına gelir" dedi. "100 bin yeni istihdam mümkün" Sigorta sektörünün, yalnızca güvence sunmakla kalmadığını, aynı zamanda büyük bir istihdam kaynağı oluşturduğunu vurgulayan Alkış, sigorta sektöründe yeni iş fırsatlarının oluştuğunu ve 2025 yılı itibarıyla 100 bin kişilik bir sigorta ordusunun kurulabileceğini söyledi. Özellikle dijitalleşme ve artan sigorta bilinci ile birlikte, sektörün ekonomiye sağladığı katkının daha da arttığına işaret eden Alkış, "Sigorta sektörü, hem iş arayanlar hem de girişimciler için büyük fırsatlar sunuyor. Yeni iş gücü alımları ile bu fırsatlar daha da genişleyecek" diye konuştu. "Daha fazla destek bekleniyor" Sektörün daha fazla büyümesi ve istihdam sağlaması için devlet desteğinin önemine vurgu yapan Alkış, "Devletin sunacağı teşvik paketleri ve eğitim programları, sigorta sektörünün daha da güçlenmesine olanak sağlayacaktır. Sigorta bilincinin artması ve sektöre nitelikli elemanların kazandırılması için kapsamlı desteklere ihtiyaç var. Bireysel emeklilik sisteminde katılımcılara yüzde 30 destek veriliyor ancak aracılara destek verilmiyor. Devlet aracıları da desteklemesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı. "Bireysel emeklilik sistemi, konut ve sağlık sigortalarında büyük potansiyel" Özellikle konut ve sağlık sigortaları gibi alanlarda büyük bir büyüme potansiyeli olduğuna dikkat çeken Alkış, bu alanlardaki yatırımların hem vatandaşlar hem de ülke ekonomisi için önemli fırsatlar sunduğunu belirtti. Alkış, "Konut sigortaları, sağlık sigortaları, bireysel emeklilik sistemi gibi ürünler, vatandaşların hem tasarruf yapmasını hem de risklerden korunmasını sağlıyor. Bu alanlarda yapılacak yatırımlar ve istihdam artışı, sektöre büyük bir ivme kazandıracaktır" dedi. "Türkiye’nin sigorta ordusu ile geleceği güvence altında" Abdulcelil Alkış, Türkiye’nin bir sigorta ordusu kurarak hem ekonomik güvenliği sağlayabileceğini hem de iş gücü piyasasına önemli katkılar sunabileceğini belirterek şöyle devam etti: "Sigorta ordusu, sadece bireysel güvence değil, toplumsal bir güvenlik duvarıdır. Bu duvarı sağlam tutmak, Türkiye’nin geleceği için stratejik bir hamle olacaktır. Bu vizyon doğrultusunda, Türkiye’de sigorta sektörü hem vatandaşların güvenliğini sağlarken hem de ekonomiye büyük bir katkı sunuyor. Devletin teşvikleri ve destekleriyle 100 bin kişilik istihdam fırsatı sunan bu sektör, Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal güvenliğinde kilit bir rol oynayacak."