DÜNYA - 06 Kasım 2024 Çarşamba 21:15 | Son Güncelleme : 06 Kasım 2024 Çarşamba 21:22

Türk Devletleri Teşkilatı’ndan tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrısı

A
A
A
Türk Devletleri Teşkilatı’ndan tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrısı

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 11. Zirvesi’nin ardından yayınlanan bildiride, tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrısı yapıldı.

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 11. Zirvesi’nin sona ermesinin ardından bildiri yayınladı. Bildiride, TDT Devlet Başkanları’nın afet ve acil durumlarda ihtiyaçların etkin, koordineli ve hızlı bir şekilde karşılanması için TDT’nin ulusal afet yönetim makamları arasındaki işbirliğini güçlendirecek olan TDT Sivil Koruma Mekanizması’nın kurulmasına ilişkin anlaşmanın imzalanmasını ve Yeşil ekonomi alanında Türk sermaye piyasasını genişletmeyi amaçlayan Türk Yeşil Finans Konseyi’nin (TYFK) kurulmasına ilişkin Mutabakat Zaptı’nın imzalanmasını memnuniyetle karşıladıkları aktarıldı.
Bildiride, “TDT Devlet Başkanları, Türk Dünyası ideallerini korumayı ve güçlendirmeyi amaçlayan ‘Türk Dünyası Şartı’nın’ onaylanmasını takdirle karşıladıklarını, Türk kimliği, birliği, ortak mirası ve değerlerinin sembollerini yansıtan yeni TDT bayrağının kabul edilmesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. Macaristan’ın 2025 yılında Macaristan’daki gayrı resmi TDT Zirvesi’ne ev sahipliği yapma girişimini memnuniyetle karşıladıkları ve TDT Temsilcilik Ofisi’nin Türk Dünyası ile Avrupa arasındaki işbirliğinin geliştirilmesindeki önemini yeniden teyit ettiler” denildi.

TDT Devlet Başkanları, Gazze’ye engelsiz insani yardım ulaştırılması çağrısı yaptı

Gazze ve Lübnan’daki duruma ilişkin olarak TDT Devlet Başkanları’nın Gazze'deki yıkıcı insani durumdan duydukları derin endişeyi ifade ettikleri aktarılan bildiride, sivillerin ayrım gözetmeksizin hedef alınması kınandı.
BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları da dahil olmak üzere uluslararası hukuka tam uygun olarak acil ve kalıcı bir ateşkes sağlanması çağrısında bulunulan bildiride, Gazze'ye engelsiz insani yardım ulaştırılması ve İsrail-Filistin ihtilafına iki devletli çözüm temelinde adil ve kalıcı bir çözüm bulunması çağrısında bulunuldu. Bildiride, "TDT Devlet Başkanları, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 öncesi sınırlara dayalı bağımsız, egemen ve hemhudut bir Filistin Devleti'nin uluslararası alanda tanınmasını desteklediklerini ve BM Genel Kurulu'nun 10 Mayıs 2024 tarihinde Filistin Devleti'nin Birleşmiş Milletler üyeliğine ehil olduğunu ve bu nedenle kabul edilmesi gerektiğini tespit eden kararını memnuniyetle karşıladı ve henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya çağırdı” denildi.

Liderlerin, Lübnan'da derhal ateşkes çağrısında bulundukları belirtilen bildiride, “BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 (2006) sayılı kararının uygulanmasının önemini vurguladılar ve Lübnan'ın uluslararası tanınmış sınırları dahilinde toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını açık bir şekilde desteklediklerini, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) yönelik kasıtlı saldırılar konusunda derin endişe duyduklarını ifade ettiler” ifadeleri kullanıldı.

TDT liderleri, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’ye yönelik saldırıyı kınadı

Bildiride, TDT Devlet Başkanları’nın Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'nin Ankara'daki tesislerine 23 Ekim 2024 tarihinde düzenlenen terör saldırısını şiddetle kınadıkları ve Türkiye'nin terörle mücadelesine tereddütsüz destek verdiklerini ifade ettikleri aktarıldı.

TDT Devlet Başkanları’nın, Türk Devletleri arasında kolaylaştırılmış ve daha güvenilir dijital ticaret için yasal çerçeve oluşturacak olan “Türk Devletleri Teşkilatı Üye Devletleri Hükümetleri arasında Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması (DEPA)”nın imzalanmasını memnuniyetle karşıladıkları kaydedilen bildiride, “Sermaye yatırımlarının artırılması, üretilen mal ve hizmetlerin satışı için pazarların geliştirilmesi, modernizasyon ve teknik yeniden donatım dinamiklerinin hızlandırılması ve uygulamaya konulan teknolojilerin düzeyinin artırılmasını amaçlayan bir belgenin TDT çerçevesinde geliştirilmesi gerektiği kaydedildi” denildi.
Bildiride, TDT Devlet Başkanları’nın, Kazakistan’ın Türkistan bölgesinde Turan Özel Ekonomik Bölgesi'nin (TURAN ÖEB) kurulmasına yönelik tüm resmi prosedürlerin tamamlanmasını takdir ettiği, ekonomik işbirliğini daha da güçlendirecek ve bölgedeki yatırım fırsatlarını artıracak olan TURANSEZ'in resmi açılışının 2025’te yapılması konusunda işbirliği yapmaya teşvik ettikleri aktarıldı.

TDT devletlerindeki müzelere tek kartla giriş sağlayacak kart geliştirilecek

TDT Devlet Başkanları’nın, TDT üyesi devletlerdeki müzelere tek bir kartla girişi sağlayacak olan TDT üye devletlerinin vatandaşları için ortak müze kartı geliştirme konusunda çalışma talimatı verdikleri belirtilen bildiride, "TDT Devlet Başkanları, kayak merkezleri arasında daha güçlü bağlar kurarak, kayak turizminin gelişimini ön planda tutarak ve bu alandaki profesyonellerin uzmanlığını artırarak turist akışını artırmayı ve bölgesel turizm destinasyonlarını tanıtmayı amaçlayan Türk Kayak Merkezleri Birliği’nin kurulmasını memnuniyetle karşıladıklarını, TDT üye devletlerinde ortak turizm yatırım projeleri oluşturulmasının önemini vurguladıklarını ifade ettiler” denildi.

Bildiride, II. Türk Dünyası Kültür Forumu'nun 2025 yılında Türk devletlerinden birinde düzenlenmesinin önemini vurgulayan Devlet Başkanları, Türk kültür mirasının Türk Dünyası halklarını gerçek anlamda birleştiren güçlü bir temel teşkil ettiğini kabul ettiklerini ve bu bağlamda restorasyon, konservasyon çalışmaları ve maddi mirasın müzelerde sergilenmesine olan bilimsel yaklaşımın yoğunlaştırılmasının ve uygulanmasının önemli olduğunun altını çizdi.

Mirlan Medetov

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Bu cezaevi kendi ekmeğini üretiyor Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na bağlı Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki ekmek fabrikasında çalışan hükümlü ve tutukluklar, hem meslek sahibi oluyor hem de ekonomik kazanç sağlıyor. Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na bağlı Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki 14 hükümlü ve tutuklu ekmek fabrikasında çalışıyor. Hükümlü ve tutuklulardan 9’u, Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta da eğitim görüyör. Hükümlü ve tutukluların çalıştıkları gün sayısı kadar hesaplarına maaşları da yatırılarak, gelir elde etmeleri sağlanıyor. Şırnak T Tipi Kaplı Ceza İnfaz Kurumu ve Açık Ceza İnfaz Kurum Müdürü Serkan Kengil, Açık Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde faaliyet gösteren ekmek fabrikasında günlük olarak 3 bin 200 ekmek ve 350 adet simit-poğaça üretimi yapıldığını ifade ederek, “Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na bağlı Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun hizmet veren ekmek fırınındayız. Ekmek fırınımızda Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan hükümlülerin günlük iaşelerinde kullanılan ekmeğin yanı sıra personelimizin ve lojmanda kalan sivil vatandaşlar ile Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki hükümlü tutukluların faydalandığı simit poğaça üretilmekte. Günlük 3 bin 200 ekmek ile yaklaşık 350 adet simit-poğaça üretimi yapılmaktadır” dedi. Ekmek fırınında çalışan 9 hükümlünün aldıkları sertifikalarla tahliye olduktan sonra da ekmek fırınlarında çalışabileceklerini belirten Kengil, “Fırınımızda 14 adet hükümlü çalışmakta. Bu 14 hükümlü ve tutuklularımızdan 9’u Halk Eğitim Merkezi’ne bağlı infaz koruma memuru arkadaşlarımızdan birinin vermiş olduğu eğitimle sertifika alıp, dışarıda bu sertifika ile çalışabilmekte. Şu anda ekmek fırınımızda 9 hükümlümüz bu eğitimlerden faydalanıyor” diye konuştu. Ekmek fırınının hükümlü ve tutuklulara üç yönden katkıda bulunduğunu belirten Kengil, “Ekmek fırınımızda çalışan hükümlü tutuklulara ekonomik olarak aslında üç yönden katkıda bulunmaktayız. Birincisi sigorta olarak kaza sigortası ve kısa dönem sigortasından faydalanmaktalar. İkinci olarak kurumumuz Ceza İnfaz Kurumu olduğu için iaşe bedeli olarak belirlenmiş olan 6 aylık iaşe miktarı iş yurtları tarafından karşılanmakta. Bir diğeri de hükümlü tutuklulara çırak, kalfa ve usta olarak belirlenmiş olan üç kademede maaş olarak ekonomik katkı sağlamakta ve her ay kendi hesaplarına belirlenmiş olan maaşlar yatmaktadır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Menajer Ayşe Barım soruşturmasında oyuncu Nedim Saban ifade verdi Menajer Ayşe Barım hakkında sosyal medyadaki iddialara yönelik yürütülen soruşturma kapsamında oyuncu Nedim Saban, tanık sıfatıyla savcılığa ifade verdi. Savcılık ifadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Saban, “O konuya ilişkin de sorular soruldu ama bu konuda duyarlı olduğum için, tiyatro konusunda duyarlı olduğum için çok tweet attım, sadece bu olayla ilgili değil ve konu sadece Ayşe Barım değil, bu sektörün sorunu diye düşünüyorum” dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Serenay Sarıkaya gibi bazı sanatçıların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkında sosyal medya platformlarındaki paylaşım ve haberlerdeki iddialar ihbar kabul edilerek maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için re’sen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmanın ’çalışma hürriyetinin ihlali’ ve ’şantaj’ gibi iddialara ilişkin olduğu öğrenilirken, Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri de uygulanmıştı. Oyuncu Deniz Işın, mağdur sıfatıyla ifade vermişti Geçtiğimiz günlerde tanık sıfatıyla ifade veren Serenay Sarıkaya’nın ardından Deniz Işın da ’mağdur’ sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na gelmiş, burada yaklaşık 30 dakika ifade veren Işın, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandırmadan adliyeden ayrılmıştı. Oyuncu Nedim Saban, tanık sıfatıyla ifade verdi Son olarak bugün ise oyuncu Nedim Saban’da yürütülen soruşturmaya ilişkin, ’tanık’ sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. “Konu sadece Ayşe Barım değil, bu sektörün sorunu diye düşünüyorum” İfadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Saban, “Ben daha çok sektörle ilgili konuştum. Tabii sayın savcının dosyadaki gizliliği de ifadem” dedi. Basın mensuplarının Ayşe Barım hakkında attığı tweetlere ilişkin ise Saban, “O konuya ilişkin de sorular soruldu ama bu konuda duyarlı olduğum için, tiyatro konusunda duyarlı olduğum için çok tweet attım, sadece bu olayla ilgili değil ve konu sadece Ayşe Barım değil, bu sektörün sorunu diye düşünüyorum. Öğrenci de yetiştirdiğim için öğrencilerim mutluluğunu ve mutsuz olunca daha da mutsuz oluyorum. O yüzden duyarlı olduğum bir konu. Konu tiyatro olunca daha duyarlı oluyorum. Çok sinema ve dizi sektörünü bilmediğim için bu konuda konuşmadım, daha çok tiyatro da yaşanılan oyuncularımızın daha da mutlu olabilmesi için düşündüğüm şeyleri söylemek için geldim” diye konuştu. “Piyasada faaliyet gösteren belirli sayıdaki menajerlik şirketleriyle çalışmamaları halinde kendilerine iş imkanı doğmayacağını dile getiriyorlardı” Öte yandan Nedim Saban’ın savcılıkta verdiği ifade de ortaya çıktı. Savcılıkta 1 saat süren ifadesinde Saban, “Şu an oyunculuk ve yapımcılık mesleği ile uğraşıyorum. 43 yıldır oyunculuk yapmaktayım. Benim herhangi bir menajerlik veya yapım şirketiyle aramda devam eden bir sözleşme bulunmamaktadır, Ayşe Barım’ı tanımıyorum, kendisiyle 10 yıl önce bir proje ile ilgili bir kez telefon görüşmemiz oldu. Onun dışında kendisiyle bir tanışıklığım veya arkadaşlığım bulunmuyor. Barım’ın kendisine ait menajerlik şirketiyle çalışmayan oyuncuların yer aldıkları projelerden zorla çıkardığına bizzat şahit olmadım. Aynı şekilde birlikte aynı mesleği yaptığımız oyuncu veya tiyatrocu arkadaşlarımızdan da bu şekilde mağduriyet yaşadıklarına dair bizzat bir duyum almadım ancak benim eğittiğim tiyatro ve oyunculuk öğrencilerimin eğitim devam ettiği sırada bana bu işin ne kadar eğitimini alırsak alalım, piyasada faaliyet gösteren belirli sayıdaki menajerlik şirketleriyle çalışmamaları halinde kendilerine iş imkanı doğmayacağını dile getiriyorlardı. Zira biz, sektörümüze her yıl yüzlerce yeni genç oyuncu kazandırmamıza rağmen, sektörde şu an var olan birkaç oyuncu dışında diğer oyunculara hiçbir projede yer verilmemesi sebebiyle bu yeni genç oyuncuların yanı sıra, sınırlı sayıdaki diğer oyuncuların dışında kalan meslektaşlarımız hiçbir şekilde iş imkanı bulamamaktadır. Sosyal medya hesabımdaki paylaşımları yapma sebebim, daha önceden de gündeme getirmiş olduğum sorunları dile getirmekti” ifadelerini kullandı. “Menajerlik şirketlerinin tiyatro sektörüne de el atması nedeniyle bizim oyuncularımızı istihdam etme ve seyirciye ulaşma imkanı azaldı” İfadelerinin devamında Saban, “Bunların bırakın tek elde toplanmasını, birbirleriyle arkadaşlık ilişkisi içerisinde olmaları bile sektör açısından olumsuz bir durumdur. Ancak mevcut duruma baktığımız zaman, bu üç unsurun birçok menajerlik ve yapım şirketleri tarafından tek elde toplandığını görmekteyiz. Bu da, birkaç menajerlik şirketi dışındaki menajerlere bağlı çalışan diğer meslektaşlarımızın, iş imkanlarını kısıtlamaya yol açmaktadır. Ayşe Barım’ın kendisine ait yapım şirketi üzerinden tiyatro sektörüne de, yapım yapmaya başlaması ve bilinen tüm oyuncuları elinde bulundurması sebebiyle bizim tiyatro salonunda yer bulma imkanımız oldukça kısıtlanmıştır. Söz konusu menajerlik şirketlerinin tiyatro sektörüne de el atması nedeniyle bizim oyuncularımızı istihdam etme ve seyirciye ulaşma imkanı azaldı” diye konuştu.