MAGAZİN - 11 Kasım 2009 Çarşamba 15:43

Teoman: Ünüm başarımın önüne geçti

A
A
A
Teoman: Ünüm başarımın önüne geçti

Ünlü şarkıcıdan çocukluğu hakkında hiç duyulmamış açıklamalar...

Rock müziğin ‘asi çocuğu’ Teoman, Mümin Sekman’ın “insan isterse: Azmin Zaferi Öyküleri 4” adlı kitabında yaşamının bilinmeyenlerini anlattı. İşte kendi dilinden Teoman’ın hikâyesi..

Ailenin tek çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldim. 2,5 yaşındayken babamı kaybettim. Annem, anneannem, teyzemlerle büyüdüm. Ailemin hep memnun olduğu bir çocuktum. Okul başarımla da onların gurur kaynağı oldum.

Gelecekle ilgili çok net hedeflerim yoktu. Uzun zaman casus olmayı istedim. Ama 11 yaşından itibaren tek hayalim şarkıcı olmaktı. Elvis Presley’in büyük hayranıydım. Elvis’i model olarak seçmiştim. Zaten insan kendine yakın figürleri seçiyor.

İLK GİTARIMI KOMŞULAR ALDI

Çocukluğumda maddi durumumuz yeterli olmadığı için komşular vasıtası ile bir gitara sahip oldum. Yokluğun o dönem bir avantajı vardı. Yokluğun farkında değildim, çünkü orta alt sınıf, orta sınıf insanlarla yaşıyorduk. Herhangi bir şey istediğimde “Anne bunu bana al” dememem gerektiğini biliyordum.  18 yaş benim için önemliydi. Kaşe pantolonla okula gitmek zorunda olmayacağım anı istiyordum. Lise bittiğinde bir hedefim yoktu.

BOĞAZİÇİ’NİN ORTAMINI BEĞENDİM

Bir arkadaşımın yanında gittiğim dershanenin sınavında iki-üç kez sınıf birincisi olunca kendime güvendim, dershaneye gitmedim. Üniversite sınavını kazanınca da arkadaşlarım ne yazıyorsa onu yazdım. “ışletme iyi bir şeymiş” diyorlardı. İstanbul ışletme’yi kazandım.

Okulun ilk günü İstanbul Üniversitesi yerine Boğaziçi Üniversitesi’ne gittim. Ortamı o kadar cezbediciydi ki, ‘Daha fazla çalışayım da buraya gireyim,’ dedim. Bir matematik kitabı aldım. Günde 7-8 saat çalışarak Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünü kazandım. Aldığım puan o kadar yüksekti ki TÜBıTAK burs verdi! ıki dönem üst üste fizikten kalınca, tekrar sınava girip Boğaziçi Sosyoloji’ye geçiş yaptım.

Müzik grubundaki arkadaşlarla haftada 3-4 gün, 7-8 saat prova yapıyorduk. İstediğimiz tarzlarda müzik yapıp da geçinebilen kimse yoktu. Tek örneğimiz o yıllarda Mazhar-Fuat-Özkan’dı. Bu arada kayıt dondurup bir yıllığına Amerika’ya gittim.

SADOMAZOHİST ÖYKÜSÜ YAZDIM


Amerika’da ilginç insanlarla tanıştım. San Francisco’da bir kız vardı, sadomazohist kulüplerde insanları kamçıladığını, taraklarla dövdüğünü anlatmıştı. Onunla röportaj yapıp, Türkiye’ye dönüşte gazeteye verecek, böylece medyaya girecektim. Aktüel Dergisi konuyu beğendi, yazıyı istedi. O dönem her yere atlıyordum.

Kız arkadaşım reklam işinde çalışırken ıngiliz yönetmenlere tercümanlık yaptım. Oradaki tavrımdan dolayı “Teoman kimseyle geçinemiyorsun. En iyisi bu işe hiç başlama” dedi. Tek seçeneğim kalmıştı: Müzik.

Boğaziçi’nde ilk konserimizi vermek için bir yıl çalıştık. şarkı söylerken utanıyordum. Sahnede gözlerimi kapatır, şarkıyı öyle söylerdim. Ama hayallerimde şovlar yapardım! ılk konserime çıktığımda her şey değişti. İlk kez gözlerimi açtım, hayallerimdeki gibi atladım zıpladım. O konseri öyle vermeseydim, ben başka birisi de olabilirdim.

KANTİNDE ŞİŞE TOPLAYIP SATTIM


Arkadaş grubumuzda kimsede para yoktu. Boğaziçi’nin sosyete kantininde sağa sola atılmış şişeleri toplar, depozitolarını harçlık yapardık. “Hadi bu akşam yemeğe gidelim” cümlelerini 30’lu yaşlarımda söyledim!

Üniversite döneminde (mezun olmam 10 yılı buldu!) bir yıl da ıngiltere’de kaldım. Bir kafede bulaşık yıkayıp yerleri sildim. Kazandığım parayla da vokal dersi aldım. Bulaşık yıkarken iyiydim ama servis işinde kötüydüm! Bulaşıkta kendimle beraberdim.

Şimdiki pozisyonumu hayal bile etmedim. “Bunu başaracağım” demedim. Sadece “Nasılsam öyle kalacağım. ınandığım bir şeyi yapacağım” dedim. Profesyonel olarak Etiler’de gece kulübü Wom’da Alman menajer Eberhar Shulds’un teklifiyle sahneye çıktım. Müzikten ilk kez o işle para kazandım.

ılk albümüm çıktığında bir kokteyle gidecektim. Etrafımdakiler “Bu masa örtüsü gibi pantolonla mı gideceksin?” dedi. Hâlbuki bana göre şıktım! Anladım ki bir evvelki star ne yaptıysa senden de onu yapman bekleniyor. O pantolonla kokteyle gittim, zaten kimse de ilgilenmedi. O gün kimseyi dinlememem gerektiğini anladım.

SİNEMA FİLMİNDE ÇOK PARA KAYBETTİM

Hiçbir zaman aktör olma hayali kurmadım. Zaten oyuncu olarak kendimi hiç beğenmedim. Performans olarak iyi olduğum günlerde ‘yanlışlıkla iyi oynuyorumdur’ diye düşünürüm. Gerçek aktörleri o kadar iyi buluyorum ki, sette benim yaptığım çok palavra geliyor. Yaptığım sinema filminde çok para kaybettim, ayrıca eleştirmenlerin de gazabına uğradım. Bu tepkileri bekliyordum.

“Balans ve Manevra”yı aşırı bir tutkuyla yaptım. şimdi yine sinema yapmak istiyorum, senaryom hazır. Ama “Balans ve Manevra”yı yaparkenki tutkum şu anda yok. O yüzden biraz ileriye atıyorum.

ÜNÜM BAŞARIMIN ÖNÜNE GEÇTİ

Bir konuda rahatsızlığım var. Ünüm müzikal başarımın önüne geçmiş durumda. Türkiye’de hemen herkesin tanıdığı bir figürüm ama müzikal anlamda o kadar büyük bir figür olduğumu zannetmiyorum. Genelde takmam ama “Hiç saygı duymadığım bu insanların arasında resmimin ne işi var?” diye kızdığım oluyor.

Bugüne kadar ne yaptıysam popüler olsun diye yapmadım. Zaten bu popülerlikten sıkılmış durumdayım. Kendimi geri vitese aldım. Aylardır röportaj vermiyorum, televizyona çıkmıyorum. Bu durum çok hoşuma gitti.

BEN HEP ARIZALIYDIM

Kelebek'in haberine göre; bende hep bir arıza vardı. Öğretmen-öğrenci ilişkisinde sorun yoktu ama insan ilişkisinde veya iş ilişkisinde sorun çıkıyordu. Okulda benim de saygı duyduğum bir kurallar zinciri vardı. Ama iş hayatı veya insan ilişkilerinde herkes birbirinin gururunu kırmak üzere çalışıyordu. ış piyasasında herkes rol yapıyor. O tip ortamlara girince kendimi sudan çıkmış balık gibi hissediyordum. Oraya ait olmadığımı biliyordum.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir E-spor milli takımından gururlandıran dünya ikinciliği Türkiye NBA2K Milli Takımı, Uluslararası Basketbol Federasyonu’nun (FIBA) düzenlediği FIBA E-Sports Sezon 3 Dünya Finalleri’ni dünya ikincisi olarak tamamladı. Milli takımda oyun kurucu olarak yer alan Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölümü mezunu Eren Demirtaş, Türkiye’yi başarıyla temsil etmekten gurur duyduğunu, geçen sene bronz, bu sene gümüş madalya kazandıklarını seneye de altın madalyayı almak istediklerini söyledi. Uluslararası Basketbol Federasyonu’nun (FIBA) Filipinler’de düzenlediği FIBA E-Sports Sezon 3 Dünya Finalleri’nde mücadele eden Türkiye NBA2K Milli Takımı, Portekiz’i mağlup ederek gümüş madalya kazandı. Takımda oyun kurucu olarak yer alan Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Turizm Rehberliği Bölümü mezunu, milli sporcu Eren Demirtaş turnuvalar boyunca büyük başarı gösterdi. eFIBA Sezon 3’te yarışan NBA2K Milli Takımı, 2024 eFIBA Avrupa Şampiyonası’nda elemeleri ve sezon sonu müsabakalarını 10 galibiyet ile namağlup tamamlayarak Avrupa Şampiyonu oldu. eFIBA Dünya Finalleri’ne katılmaya hak kazanan milli sporcular, yarı finalde Portekiz’i 2-1’lik skorla mağlup etti. Finalde son ana kadar zorlu bir mücadele veren takım, geçen senenin şampiyonu Amerika Birleşik Devletleri’yle yarışarak 2-0 yenildi ve eFIBA Dünya Finalleri’ni ikinci sırada tamamladı. “Hedefimiz dünya şampiyonluğu” 2020 yılından itibaren Türkiye NBA2K Milli Takımı’nda yer alan Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölümü mezunu milli sporcu Eren Demirtaş, “Öncelikle ülkemizi en üst seviyede temsil ettiğimiz için çok mutlu ve gururluyum. Benim için gerçekten çok güzel bir tecrübeydi. Bu sene, geçen sene dünya kupası yarı finallerinde kaybettiğimiz Fransa’yı, Avrupa kupasında eleyip Dünya Şampiyonası’na göndermeyerek geçen senenin intikamını almış olduk. Bu sene dünya ikincisi olduk ve finalde ABD’ye karşı oynama fırsatını yakaladık. Gönül isterdi ki ABD’ye karşı da galip gelelim ama olmadı. Geçen sene bronz, bu sene gümüş madalya kazandık. Umarım seneye de altın madalya kazandığımız bir turnuva olur” diye konuştu.
İstanbul “İleri yaştaki hamileler günde 1 fincandan fazla kahve tüketmemeli” İleri yaşlarda gebelik risklerinin bazı tedbirlerle azaltılabileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Erkan Elçi, “35 yaş ve üzerinde hamile olanlar sistemik hastalıkları için düzenli doktor takibinde olmalılar. Beslenmelerine dikkat etmeli, kilo alımı dengeli olmalı, haftada en az 2 gün egzersiz yapmalılar, tansiyon takibi ve şekerlerine dikkat etmeliler. Günde 1 fincandan fazla kahve tüketmemeliler” dedi. İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Erkan Elçi, ileri yaş gebelik hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Litaratürde ileri anne yaşının 35 yaş sonrası olarak belirlendiğini, çok ileri anne yaşının ise 40 veya 45 yaş üzeri olarak değerlendirildiğini ifade eden Doç. Dr. Elçi, “Bazı araştırmacılar 35 yaş üzeri anne yaşı ile tansiyon, gebelik şekeri, erken doğum gibi kötü perinatal sonuçlara sebep olduğunu yayınlanmıştır” diye konuştu. “35 yaş üzeri gebelere tavsiyeler” 35 yaş üzeri gebeliklerde nelere dikkat edilmesi gerekildiğini aktaran Doç. Dr. Elçi, “35 yaşın üzerinde gebe iseniz ya da hamile kalmayı düşünüyorsanız, hamilelik komplikasyonları riskinizi azaltmak için mevcut tıbbi bir hastalığınız olup olmadığını araştırın. Örneğin, diyabetiniz varsa kan şekerinizi aralıkta tutun. Gebelik döneminde düzenli egzersiz yapın ve stresi azaltın. Sigarayı ve tütün mamullerini kullanmayı bırakın. Alkol tüketimini bırakın. Bol miktarda meyve, sebze, yağsız et ve tam tahıl içeren sağlıklı bir diyet uygulayın. Gebelikte önerilen alınacak kilo aralığında (8-12 kg) kalın” dedi. “İleri yaşta anne olduğunda bazı riskler oluşabiliyor” Risk faktörlerini anlatan Doç. Dr. Elçi, şu bilgileri paylaştı: “Kadınların iş hayatına atılmasıyla birlikte evlilik yaşı artmaya başladı, bununla birlikte ülkelerin gelişmişlik durumu da artınca evlilik ve doğal olarak çocuk yapmak erteleniyor. Yardımcı üreme teknolojileri (tüp bebek veya IVF) gelişmesi, ileri yaşlarda gebe kalmaya sebep oluyor. İleri yaşta anne olduğunuzda siz veya bebeğiniz için diğer gebelere göre biraz daha riskler artıyor. Anne için Down sendromu veya diğer genetik bozukluklar, gebelik zehirlenmesi, gebelik şekeri erken doğum, sezeryan ile doğum sıklığının artması gibi durumlar olabilir. Bu yaştaki annelerin bebekleri için anne karnında gelişme geriliği (IUGR), bebeklerin düşük doğum ağırlığı ile doğması ve yenidoğan yoğun bakımda yatma ihtimalinde artış olur. Ayrıca yine hiç istemediğimiz ölü doğumlarda artış olur.” “İleri yaş hamileliğinin riskleri” İleri yaşlarda hamileliğin neden riskli olduğuna değinen Doç. Dr. Elçi, “İleri anne yaşında yaş ile beraber yumurtalıklarda yaşlanır. Yaşlanmanız, zamanla yumurta kalitenizin düşeceği anlamına gelir. Daha yaşlı yumurtaların kromozomal anomalilere neden olma olasılığı daha yüksektir. Bu yaşlanma sadece yumurtalarda olmaz, damarlarda hormon salgılayan bezle de olur. Bu sistemlerin çalışmasında sorunlar ve kronik tıbbi rahatsızlık geliştirme olasılığı artar. Vücudunuz yaşlandıkça bu rahatsızlıklara farklı tepki verir” dedi. “Kilo alımı dengeli olmalı” İleri yaşlarda gebelik risklerinin nasıl önlenebileceğini anlatan Doç. Dr. Elçi, “Genetik hastalık için genetik risk önlenemez ama genetik tarama yapılabilir, sistemik hastalıklar için ise düzenli doktor takibine olunmalılar. Beslenmelerine dikkat etmeli, kilo alımı dengeli olmalı, haftada en az 2 gün egzersiz yapmalılar, tansiyon takibi ve şekerlerine dikkat etmeliler” açıklamasında bulundu. “Annelik çok ileri yaşlara bırakılmamalıdır” İleri yaşlarda gebelik planlayanların nelere dikkat etmesi gerektiğine değinen Doç. Dr. Elçi, “Öncelikle anneliği çok ileri yaşlara bırakmamalılar, bir jinekolojik muayene olmalılar ve erteleme planları oluştuysa yumurtalık rezervlerini ölçtürmeleri gerekiyor. Mevcut sistemik hastalıkları (şeker, tansiyon, romatizmal, nakil hastaları) olan kadınlar bunun için uzman doktorlardan tavsiye almalılar” dedi. “Beslenme önerileri” İleri yaşlardaki gebelere, tüm anne adaylarına olduğu gibi aynı beslenme alışkanlıklarının önerildiğini söyleyen Doç. Dr. Elçi, “Karbonhidrattan az, proteinden ve lifli gıdalardan zengin diyet, bol su ve koyu yeşil yapraklı bitkiler tükenmesi önerilir. Çiğ gıdalar, alkol ve sigara tüketilmesini önermiyoruz” şeklinde konuştu. “Uygulanan testler” İleri yaş gebelere uygulanabilen testlerden bahseden Doç. Dr. Elçi, “Genetik tarama testleri tüm gebelikler için önerilir ancak özellikle ileri anne yaşı olan kişiler kromozamal anomalilik riski daha fazla olduğu için önemlidir. Öncelikle anne kanından yapılan non invaziv test ile Fetal DNA yaptırmaları gerekmektedir. Problem olma olasılığında invaziv yöntemlerden anne karnından su alma (amniyosentez) ya da bebekten örnek alınan yöntemlerin yapılmasından (CVS, kordo sentez) kaçınmamaları gerekiyor” ifadelerini kullandı. “İleri yaş gebelere sağlıklı öneriler” Doç. Dr. Elçi, ileri yaşlarda gebelere sağlık önerilerde bulundu: “Doğum öncesi tüm randevularınıza katılın ve tarama testlerinizi yaptırın. Hamilelik döneminde sağlıklı miktarda kilo alın. Mevcut veya yeni oluşan gebelik durumlarınızı (tansiyon, şeker vb.) yönetin. Stres seviyenizi azaltın ve yeterince uyuyun. Düzenli egzersiz yapın ve sağlıklı beslenin. Bol su için tuz alımını azaltın. Alkol ve sigara tüketmeyin ve 1 fincandan fazla kahve tüketmeyin.”
İzmir Aliağa’da açılan şirket sayısındaki yükseliş sürüyor Türkiye’de sanayisi ve ticareti en güçlü ilçelerden biri olan petrokimya, demir çelik, enerji, liman, lojistik ve gemi söküm gibi stratejik sektörlere ev sahipliği yapan Aliağa, açılan şirket sayısı bakımından 2024 yılını da oldukça hareketli geçirdi. 2024 yılında Aliağa’da açılan şirket sayılarında artış yaşanırken, kapanan şirket sayıları da azalış gösterdi. 2024 yılında kentte açılan firma sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,34 oranında artarken, kapanan firma sayısında ise 2024 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,06 oranında azalma oldu. Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertürk, hem global hem de ulusal anlamda enflasyonla mücadelenin öne çıktığı ve şirketler açısından zor bir yıl olan 2024 yılında, ALTO’ya 336 şirketin kayıt yaptırdığını, 95 firmanın ise kaydını kapattığını belirtti. Açılan şirket sayısı 336’ya yükseldi Aliağa iş dünyası olarak ekonomide yaşanan olumsuzlukların negatif etkilerine rağmen, ülke ve bölge ekonomisine değer katmaya sürdürdüklerini belirten Başkan Ertürk, “2024 yılında şehrimizde toplam 322 şirket kurulmuştu, 2024 yılında bu rakam yüzde 4,34 düzeyinde artarak 336’ya yükseldi. 2024’te kentte kapanan şirket sayısı ise 98’den 95’e geriledi. Böylece kapanan şirket sayısında düşüş oranı da yüzde 3,06 oldu. Yatırımcılarımız yaşanan bazı olumsuz şartlara rağmen üretim, yeni yatırım ve istihdam oluşturma motivasyonunu sürdürüyor” dedi. "Yeni açılan şirketlerimizle birlikte Aliağa’mızın ekonomideki başarısı sürecek" Türkiye’nin hedeflerine, Aliağa gibi üretim ve ticaret kentlerinin yatırım ortamlarının iyileştirilerek ortaya konulacak yoğun çalışmalarla ulaşacağını ifade eden Ertürk, “Aliağa iş dünyası, şartlar ne olursa olsun üretimden ve yatırımdan geri durmuyor. Yeni yılda da yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik stratejilerle şekillenmesini, işletmelerin büyümesi ve yeni istihdam alanları oluşturmasını destekleyecek finansal bir ortamın oluşturulmasını ve ülke ekonomisine her zaman değer katan sanayicilerimize, üreticilerimize, tüccarlarımıza gerekli desteğin artarak devam etmesini umut ediyoruz. 2025 yılında da yeni açılan şirketlerimizle birlikte Aliağa’mızın ekonomideki başarısı sürecek ve kentimizin yıldızı daha da parlayacaktır. Büyük bir özveriyle çalışan ve kentimizin geleceğine yatırım yapan girişimcilerimize ve iş dünyamızın tüm temsilcilerine teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.