DÜNYA - 11 Temmuz 2024 Perşembe 07:36 | Son Güncelleme : 11 Temmuz 2024 Perşembe 07:41

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: "Ukrayna'nın ittifaka katılımı, "eğer" değil "ne zaman" meselesi"

A
A
A

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Washington'daki NATO Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen Kuzey Atlantik Konseyi Toplantısı'nda Ukrayna'yı NATO'ya yaklaştıracak kararlar alındığını duyurdu.

 Stoltenberg, “Birlikte yaptığımız çalışmalar, zamanı geldiğinde Ukrayna’nın gecikmeden ittifaka katılmasını sağlayacaktır. Bu “eğer” değil, “ne zaman” meselesidir.” dedi.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, NATO üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları düzeyinde gerçekleştirilen Kuzey Atlantik Konseyi Toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenledi.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, basın açıklamasında NATO liderlerinin zirvede önemli kararlara imza attığını duyurdu. İlk olarak ittifakın caydırıcılığı ve savunma konusuna değinen Stoltenberg, “NATO’nun doğu kanadına muharebeye hazır kuvvetler konuşlandırdık. Soğuk Savaş’tan bu yana en kapsamlı savunma planlarını devreye soktuk ve şu anda ittifak dahilinde yüksek hazırlık durumunda 500 binden fazla kuvvetimiz mevcut” dedi.


ATO müttefiklerinin bugün NATO’nun komuta yapısını yenilemeye, füze savunma sistemlerini geliştirmeye ve savunma planlarını ihtiyaç duyulan yeteneklerle daha ileriye taşımaya karar verdiklerini açıklayan Stoltenberg, “Tüm bunlar, ittifak genelinde savunma yatırımlarındaki tarihi artışlar sayesinde mümkün oldu. 2014’te NATO zirvesinde gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 2’sini savunmaya ayırma taahhüdünde bulunduğumuzda, yalnızca üç müttefik bu hedefi karşılıyordu. Bugün 23 müttefik, gayrisafi yurtiçi hasılasının en az yüzde 2’sini savunmaya ayırıyor ve bu rekor bir sayı” dedi.

NATO müttefiklerinin bugün savunma üretimini artırma taahhüdünde de bulunduklarını duyuran Stoltenberg, “Tüm müttefikler, transatlantik savunma sanayi işbirliğini güçlendirme ve üretimi artırma taahhüdünde anlaştı. Müttefikler ayrıca, hava ve füze savunmamızı güçlendirme konusunda da mutabakat sağladı. Buna Polonya’daki yeni balistik füze savunma üssü de dahildir” dedi.

Ukrayna konusunda önemli kararlar alındı

Liderlerin Ukrayna konusunda da önemli kararlara imza attıklarını duyuran Stoltenberg, “Bugün, Ukrayna’ya desteğimizi daha da güçlendirmek ve bu yükü paylaşmak konusunda önemli kararlar aldık. Ukrayna için NATO güvenlik yardımı ve eğitim programını başlatmak konusunda anlaştık. NATO’nun Almanya’daki karargahında üç yıldızlı bir generalin komutasında ve ittifakın doğu kısmındaki merkezlerinde görev yapacak 700 personelle uluslararası güvenlik yardımlarının ekseriyetinin koordinasyonu ve tedarikini biz üstleneceğiz. Müttefik ülkelerde Ukrayna kuvvetlerinin eğitiminin gerçekleştirilmesi, Ukrayna’ya bağışların planlanarak koordine edilmesi ve ekipmanların transfer ve tamirini NATO gerçekleştirecek. Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin uzun vadeli gelişimi için de destek sağlayacağız. Bu, NATO’yu çatışmanın bir tarafı yapmayacak ancak, Ukrayna’nın kendini savunma hakkını korumasına destek olacaktır.” dedi.

NATO liderlerinin aynı zamanda Ukrayna’ya bugün Rusya’nın saldırılarının üstesinden gelme, yarın ise caydırıcılık kazandırmak için finansal taahhüt konusunda da anlaştığını duyuran Stoltenberg, “Önümüzdeki yıl için 40 milyar Euro’nun asgari bir temel oluşturması ve Ukrayna’nın kazanması için sürdürülebilir finansman sağlanması konusunda anlaştık. Ayrıca, 2025’teki zirvemizde de, bunun en azından Ukrayna’nın ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettiğinden emin olunması için bunu gözden geçirme konusunda da anlaştık. Biz bunu, savaşı uzatmak için değil, savaşı bir an önce sona erdirebilmek için yapıyoruz. Savaşı bitirmenin en hızlı yolu, savaşı kaybetmektir. Fakat bu barış değil, işgal getirir. Bu nedenle de Ukrayna’nın kaybetmesini ve Putin’e boyun eğmeyi istemiyorsak, kararlılık ve azim göstermeliyiz. Desteğimiz ne kadar güvenilir ve kalıcı olursa Moskova, zamana oynayamayacağını o kadar çabuk anlayacak ve savaş o kadar erken sona erecektir” dedi.
Toplantıda Ukranya’yı NATO üyeliğine yaklaştıracak yeni adımlar atma kararı da aldıklarını duyuran Stoltenberg, “Birlikte yaptığımız çalışmalar, zamanı geldiğinde Ukrayna’nın gecikmeden ittifaka katılmasını sağlayacaktır. Bu “eğer” değil, “ne zaman” meselesidir.” dedi.

Dünyada dostlar ve müttefiklerin her zamankinden daha önemli hale geldiğini ve toplantıda özellikle Hint-Pasifik bölgesindeki ortaklıkları güçlendirme kararı aldıklarını vurgulayan Stoltenberg, “Güvenlik bölgesel değil, küreseldir. Putin’in savaşı, değerlerimizi paylaşmayanlar tarafından körükleniyor. İran ve Kuzey Kore doğrudan askeri destek sağlarken, Çin de Rusya’nın savaş ekonomisini destekliyor. Bu, geçici bir çıkar koalisyonu değil, büyük bir stratejik değişimdir. ABD’ye yönelik tehditleri ve bunların yarattığı tehlikeleri açık bir şekilde görmeliyiz” dedi.

NATO müttefiklerinin zirve deklarasyonunda Çin’e ilişkin tespitleri de olduğuna dikkat çeken NATO Genel Sekreteri, “Müttefikler, Çin’in yakın tarihte Avrupa’daki en büyük çatışmayı desteklerken, bunu kendi çıkarlarını ve itibarını olumsuz etkilemeden yapamayacağını açıkça belirtmişlerdir” dedi.

“Çin’e çok güçlü ve net bir mesaj gönderildi”

Basın toplantısının soru-cevap bölümünde zirvenin sonuç belgesinde Çin’e gösterilen tepkiye ilişkin bir soruyu yanıtlayan Stoltenberg, “32 müttefik ülke, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü hukuk dışı savaşta Çin’in belirleyici bir destekçi olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Hep birlikte dünya ekonomisinin yüzde 50’sini temsil ediyoruz. Tüm NATO müttefiklerinin üzerinde anlaşma sağladığı bir belgede böyle bir şeyi net bir şekilde ifade etmeleri ilk defa oluyor” dedi.
Çin’in Rusya’ya füze, uçak ve bomba üretiminde kullanılan malzemeler sağladığını vurgulayan Stoltenberg, “Bunun tüm NATO müttefikleri tarafından açıkça belirtilmiş ve kabul edilmiş olması, Çin’e önemli bir mesajdır. Burada ayrıca bunun Çin’in menfaatlerini ve itibarını etkilemeden bu şekilde devam edemeyeceğini de ifade ediyoruz. Elbette, günün sonunda karar alanlar münferit olarak hareket eden müttefikler olacak fakat buradaki NATO zirvesinden oldukça güçlü ve net bir mesaj gönderildiğini düşünüyorum. Ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşta Çin’in taşıdığı sorumluluğu da açık bir şekilde tanımladığımızı düşünüyorum” dedi.

Ukrayna’ya yönelik sınırlandırmalar yumuşatıldı

Ukrayna’nın Rusya topraklarının derinliklerindeki hedefleri vurma kapasitesi talebine ilişkin bir soruya cevap veren Stoltenberg, “Bu yaşanan şeyin ne olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Bu bir saldırı savaşı. Rusya, komşusuna saldırdı ve toprak bütünlüğünü ihlal ederek Ukrayna’yı askerler, füzeler, tanklar ve hava saldırılarıyla işgal etti. Bu uluslararası hukukun ihlalidir. Ukrayna, uluslararası hukuk çerçevesinde kendini müdafaa hakkına sahiptir. Onlara silah, mühimmat, füzeler sağlayarak kendilerini savunma hakkını korumalarına yardımcı oluyoruz” dedi.

Ukrayna’nın kendini savunma hakkının Rusya toprakları içindeki meşru askeri hedefleri vurmayı da kapsadığını vurgulayan Stoltenberg, bu çerçevede birçok müttefikin Ukrayna’ya sağladıkları silahlarla Rus topraklarındaki hedeflerin vurulması konusundaki sınırlandırmaları kaldırdığını veya yumuşattığını ifade etti. Stoltenberg, “Çünkü artık Harkov’de yeni bir taarruz var ve Rusya ile Ukrayna arasındaki cephe hattı ile sınır hattı neredeyse aynı. Tabii, şimdiye kadar çatışmaların çoğu Ukrayna topraklarında gerçekleşiyordu ve bu nedenle cephenin ötesini vurmak, Ukrayna topraklarını vurmak demek oluyordu. Ancak şimdi Harkov’da yeni bir cephe olduğunda, neredeyse günlük bazda Ukrayna topraklarına saldıran topçu birlikleri veya hava alanlarını vurmanın tek yolu, onları Rusya topraklarında vurmak oldu. Müttefikler de bunu mümkün kıldı” dedi.

“Çin’in silah sağlaması çok daha ciddi bir durum oluşturur”

Çin’in Rusya’ya doğrudan askeri destek sağlaması durumunda ne gibi adımlar atılacağına ilişkin bir soruyu cevaplayan Stoltenberg, “Bu durum her şeyi çok daha ciddi bir hale getirecektir. Zor olan konu, Çin’in halihazırda yaptığı şey ile silah göndermesi arasındaki farkın o kadar da büyük olmaması. Çünkü Çin, Rusya’nın bu silah sistemlerini geliştirmesi için ihtiyaç duyduğu araçları, ekipmanları, teknolojiyi, mikro işlemcileri ve mikro-elektrik bileşenleri tedarik ediyor. Elbette burada bir fark söz konusu ve Çin silah teslim etmeye başlarsa, durum çok daha ciddi olacaktır” dedi.

Sonuç bildirgesindeki ifadeyle Ukrayna’nın NATO üyeliğine giden yolunun “geri dönülmez” olmasının ne manaya geldiği yönündeki bir soruya cevap veren NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Bu, NATO müttefikleri olarak bizim Ukrayna’nın katılmasını gerçekten istediğimiz ve bunun gerçekleşmesi için Ukrayna ile çalıştığımız konusunda güçlü bir mesajdır” dedi.

Bu hususta icraatın sözlerden daha çok şey anlattığını vurgulayan Stoltenberg, “Bu nedenle, NATO üyeliğine giden geri dönüşü olmayan yolda neler yaptığımızı anlamanız gerektiğini düşünüyorum. NATO, şu anda uluslararası yardım ve eğitim faaliyetlerinin ekseriyetinin koordinasyonunu devralıyor. Bu durum, Ukrayna’nın NATO üyeliğine destek olmak için de önemlidir. Uzun vadeli taahhütlerimizin, Ukrayna’yı NATO üyeliğine daha da yakınlaştırdığı bir hakikattir. Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin NATO standartlarına erişmesi ve NATO doktrinlerini benimsemesi için yaptığımız her şey, Ukrayna’nın üyeliğe daha da yaklaşmasına yardımcı olmaktadır” dedi. 

İbrahim Aydoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Okuldaki gizli tehlike: Akran zorbalığı Son zamanlarda sosyal medya kullanımı ve şiddet içerikli oyunların artmasıyla okullardaki akran zorbalığı da gittikçe artıyor. Özellikle okullarda sözlü, fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar ileri yaşlarda daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor. Akran zorbalığı son yıllarda sosyal medyada yayınlanan olumsuz video içerikleri ve şiddet oyunları nedeniyle özellikle çocuklar arasında artış gösteriyor. Çocuklar arasında büyük boyutlara ulaşan akran zorbalığı olarak bilinen sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan çocuklar ileri yaşlarda ise daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor. “Ailevi problemler yaşayan çocuklar akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle akran zorbalığına sürükleniyor” Akran zorbalığıyla en fazla 7-15 yaş grubunda sıklıkla karşılaştıklarını söyleyen Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, “Akran zorbalığı, karşıyı sindirip onun üzerinde bir hakimiyet kurmak ve yaptırmakla karşımıza çıkıyor. Akran zorbalığına başvuran çocuklar, bireyler neden bunlarla karşılaşıyorlar; çocuğun kendini güçlü hissetmesi, özellikle sosyal medya fenomenlerinden ya da sosyal medya karakterlerinden esinlenerek kendilerini onlar gibi görmek istemeleri. Özellikle öfke kontrolü, ailevi problemler yaşayan, beraberinde ise akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle öğrencilerin akran zorbalığına sürüklendiğini söyleyebiliriz. Peki akran zorbalığı hangi türlerde neyle karşımıza çıkıyor dersek; fiziksel, duygusal, sosyal, sözel, siber sosyal ya da cinsel gibi farklı zorbalık türlerini görebiliyoruz. Öğrenciler arasındaki iletişimlere bakıyoruz, lakap takılabiliyor. Bazen dalga geçilen ve dedikodu yayma şeklinde sosyal medya üzerinden bazı çocukların zorlandığını görüyoruz. İstenmeyen cinsel dokunuşlar ya da kıyafetlerin kaldırılması, çıkarılması gibi, el konulan eşyalar ya da bazı zorla ödevini yaptırmak istemesi şekliyle karşımıza geldiğini söyleyebiliriz” dedi. “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor” Zorbalıkta aile içi iletişimin önemine vurgu yapan Rehberlik Uzmanı Aladağ, “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor. Bu nedenle aile içi iletişiminde problem olmayan, sağlıklı bir iletişim kuran bireylerin, toplumların, ailelerin çocuklarında bu tip sorunların olmadığını söyleyebiliriz. Tabii okullarda rehberlik servislerine ve öğretmenlere de çok fazlaca görev düşüyor. Zorbalığa uğrayan öğrenciyi kendi başına bırakmak, çözümü onun bulmasını istemek son derece yanlıştır. Bu nedenle zorbalığa uğrayan çocukların mutlaka aileleri ile öğretmenleri ile paylaşması gerekiyor. Çünkü zorbalığa uğrayan çocuk, sessiz kaldığı durumda bunun şiddeti artacaktır ve öğrenci üzerinde inanılmaz bir hakimiyet kurulacaktır. Zorbalığa uğrayan bireylerde özgüven eksikliği, okul fobisi, okula gitmeme, okuldan kaçma, aileyi içi çatışmalar gibi problemler çıkıyor” şeklinde konuştu. “Bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı” Akran zorbalığından kurtulma yollarının başında özgüvenin geldiğinin altını çizen Aladağ, “Çocuklarımıza özgüven yüklemeliyiz. Ama bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı okul dışında kurslara, spor, okuma, sanat gibi aktivitelere göndererek ortamlardan uzak tutmaya çalışmalıyız. En önemlisi de sağlıklı bir aile içi iletişim olduğunu söyleyebiliriz. Zorbalığa uğrayan çocuklar topluma uyumda problem yaşamaktalar ve inanılmaz bir özgüven eksikliği karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar gelecekteki yaşamlarında ciddi problemler, ciddi travmalarla karşılaşıyor, okul fobisi oluşuyor, öğrenciler toplumdan, akranlarından ve okuldan kaçıyor” diye konuştu.
Antalya Akdeniz Üniversitesi, Moskova heyetini ağırladı Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Moskova Hükümeti Dış Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Cheremin ve Rusya’nın çeşitli üniversitelerinden gelen heyeti ağırladı. Ziyarette Türkiye ve Rusya arasında başta akademi olmak üzere her alanda iş birliklerinin güçlendirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Moskova Hükümeti Dış Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Cheremin, Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Rektörü Natalya Masyagina, Rusya Federasyonu Antalya Başkonsolosu Sergey Vetrik, Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Dekanı Alexander Ivancov’un da aralarında bulunduğu heyet Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı ziyaret etti. Ziyarete Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz de eşlik etti. “Akademik bağlarımızın güçlenmesi önemli” Moskova Hükümet Bakanı ve heyet üyelerini ağırlamaktan büyük onur duyduğunu belirten Rektör Özkan, “Türkiye olarak Rusya ile hâlihazırda bulunan bağlarımızı derinleştirmek bizler için çok kıymetli. Ekonomik ve ticari bağların yanında akademik bağlarımızın da geliştirilmesi Akdeniz Üniversitesi olarak önem verdiğimiz bir nokta. Üniversitemizde 109 Rus öğrenci öğrenim görmekte, Turizm Fakültemizde Rusça dersler verilmekle beraber Rus Dili ve Edebiyatı Bölümlerimiz de Rus kültürü ile bizleri daha yakından tanıştırmakta. Komşu iki ülkenin üniversiteleri olarak sizlerle iş birlikleri gerçekleştirmek bizler için de çok kıymetli olacaktır.” ifadelerini kullandı. “Sizleri üniversiteme davet ediyorum” Bakan Cheremin, Rusya ve Türkiye arasındaki bağları her alanda güçlendirmek istediklerini belirterek, akademi alanındaki iş birliklerine de önem verdiklerini vurguladı. Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Rektörü Natalya Masyagina da dünyanın farklı ülkelerinden öğrencilerinin olduğunu belirterek, “Ama maalesef henüz Türkiye’den bir öğrencimiz yok. Umarım en yakın zamanda olur. Ben sizleri ve Akdeniz Üniversitesi’nden bir heyeti ve bir grup öğrenciyi üniversiteme davet etmek istiyorum.” dedi. “Türk üniversiteleri ile ilişkileri artırmak istiyoruz” Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Dekanı Alexander Ivancov, bağlı bulunduğu Üniversitenin 6 adet Nobel ödülüne sahip olduğunu belirterek Türkiye ile Akkuyu Nükleer Enerji Santrali konusunda anlaşmaları olduğunu ve bu konuda Türk yetkililere eğitimler verdiklerini ifade etti. Ivancov, Türkiye ve Türk Üniversiteleri ile ilişkilerini ve iş birlikleri her alanda artırmak istediklerini vurguladı.