ÇEVRE - 19 Kasım 2024 Salı 09:11

Zigana’nın beyaz cenneti Limni Gölü 150 bin turisti ağırladı

A
A
A

Gümüşhane’de Zigana Dağı’nın koynundaki Limni Gölü Tabiat Parkı, kar yağışıyla birlikte beyaz örtüyle bürünürken, göl yüzeyi hava sıcaklıklarının sıfırın altına düşmesi nedeniyle kısmen buz tuttu.

Gümüşhane’nin ve Karadeniz’in gözde doğal güzelliklerinden biri olan Torul ilçesine bağlı Zigana köyü sınırlarındaki Limni Gölü Tabiat Parkı, kar yağışı ve sıfırın altına düşen hava sıcaklıklarıyla birlikte eşsiz bir kış manzarasına büründü.

Beyaz ve yeşilin iç içe geçtiği görsel şölen çevresindeki çam ormanlarının ve zirvelerin karla kaplanmasıyla masalsı bir atmosfere dönüştü.

Bahar aylarıyla birlikte ziyaretçi ağırlamaya başlayan ve bugüne kadar 150 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği huzur veren mekan olan nitelendirilen Zigana’nın nazar boncuğu Limni Gölü Tabiat Parkı, hem huzur veren atmosferi hem de göz alıcı manzarasıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyorç

Doğal güzellikleri ve yılın her mevsiminde sunduğu benzersiz atmosferiyle ziyaretçilerin gözdesi olmaya devam eden, yaz ayları boyunca serin bir kaçamak noktası olan, denizden 2 bin 24 metre yükseklikte çam ormanları arasında temiz havası, eşsiz doğasıyla “Huzur veren mekan” ve “Zigana’nın nazar boncuğu” olarak nitelendirilen Limni Gölü Tabiat Parkını bu sezon çoğunluğu yabancı turistlerden oluşan 150 bini aşkın kişi ziyaret etti.

Bölgeye gelen Kadir Yılmaz, bu mevsimde ilk defa geldiği alanın kendisini çok etkilediğini belirterek, “İlk defa bu mevsimde geliyorum. Muhteşem bir manzara varmış. Beyaz örtü, yeşil örtü. Özellikle de gölün içindeki kazlar, buzun içinde geziyorlar. Muhteşem bir görüntüye, atmosfere sahip. Yani herkesin gelmesini tavsiye ediyorum. İmkanı olan, zamanı olan özellikle de hafta sonu çalışanlar için söylüyorum. Ailesiyle, çoluğuyla, çocuğuyla gelmelerini tavsiye ederim. Şehir ortamından uzak bir ortam. Bambaşka bir atmosfere sahip. Doğaya çıktığımızda her şeyden uzak, stresten uzak çok güzel bir gün geçiriyoruz. Buraya gelirken sisle beraber muhteşem bir görüntü çıkıyor. Fazla duramazsak bile yani arabanın içinde gördüğümüz manzara içimizi açtı” dedi.

İşletmeci Mustafa Eroğlu ise “Zigana Dağı’nın incisi Limni Gölü yine beyaz örtüye büründü. Bu yıl gerçekleşen üçüncü kar yağışı bu. Güzel bir sezon geçirdik. Yerli ve yabancı olmak üzere 150 bin ziyaretçiyi aştık. Yollarımız açık ama kar insanı ürpertiyor. Bir sonraki karda büyük bir ihtimal kapatmayı düşünüyoruz. Şu an gelenler için de hizmetimiz mevcut, restoranımız açıktır. Gelen turistlerimiz de memnun hem yaz manzarası hem kış manzarasıyla. Yerli ve yabancı olmak üzere yine rağbet gören bir yer olarak devam ediyoruz” diye konuştu.

Bu sezon yabancı ve Arap turist ağırlık ziyaretçileri olduğunu kaydeden Eroğlu, “Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, resmi tatillerde yerli ağırlıklı, geri kalan günlerde yabancı ağırlıklı sezonu bitirdik” ifadelerini kullandı.

Recep Ergin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek keşfetti. Literatüre geçen gece kelebeğinin, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrıldığı belirtildi. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları keşiflerine bir yenisini daha ekledi. Daha önce, literatüre “Günsel” adı ile giren Kıbrıs’a özgü bir örümcek türü keşfeden üniversite araştırmacıları, bu defa tanımlanmamış yeni bir gece kelebeği türünü Kuzey Kıbrıs’ta keşfetti. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve proje ortağı Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer’ın imzasını taşıyan yeni keşif, bilimsel dergilerden “Zootaxa”ta da yayımlandı. Dünya genelinde, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle biyolojik çeşitlilik hızla azalırken, yeni keşifler biyoçeşitliliği koruma açısından büyük bir önem taşıyor. Yapılan son araştırmalar, 1970 yılından bu yana yaban hayatı popülasyonlarının ortalama yüzde 73 oranında azaldığını gösterirken, bilim insanları, biyolojik çeşitliliği korumanın hayati önemde olduğunu vurguluyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nde yapılan bu önemli keşif ise; Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğine ışık tutarken, bilim dünyasına da yeni bir tür kazandırdı. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer; Girne, Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinden topladıkları örnekler üzerine yaptıkları çalışmalarda; dünya için yeni bir tür olduğu keşfedilen canlının “Gelechiidae” güve familyasına ait “Scrobipalpa chardonnayi” isminde bir güve türü olduğunu ortaya çıkardı. Bir güve cinsi olan ve dünya çapında 300’den fazla türü bulunan “Scrobipalpa” cinsinin üyelerinden olduğu belirtilen “Scrobipalpa chardonnayi” türü, Kıbrıs’a özgü yeni bir türün varlığını ortaya koydu. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli Yeni keşfedilen “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve Gnorimoschemini güve ailesine özgü üç siyah nokta taşıyan bu tür, özellikle erkek ve dişi genital yapılarındaki farklarla dikkat çekiyor. Yapılan DNA analizleri, bu kelebeğin daha önce tanımlanmış türlerden, yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini de ortaya koydu. Makale, Zootaxa dergisinde yayımlandı Dünya literatürüne geçen bu önemli keşfin detayları, Zootaxa dergisinde yayımlandı. Hayvan taksonomisi ve sistematik üzerine dünyaca tanınan saygın bir akademik dergi olan Zootaxa, bu çalışmayı; alandaki bilimsel gelişmelere katkı sağlayacak önemli bir kaynak olarak literatüre kazandırdı. Kıbrıs’ın doğa tarihi kayıt altına alınmaya devam ediyor “Araştırmacılarımızın Kıbrıs’ın doğal zenginliklerini dünya bilimine kazandıracak araştırmalara öncülük etmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Pof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Daha önce keşfettiğimiz ve literatüre ‘Günsel’ adıyla geçen örümcek türünün ardından, şimdi de ‘Scrobipalpa chardonnayi’ adlı yeni bir gece kelebeği türünün keşfiyle Kuzey Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini bilim dünyasına tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünün 20 yılı aşkın bilimsel bir çalışmanın sonucunda oluşturulan Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’ne de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Müzemizde, tarihi 250 milyon yıl öncesine kadar giden Kıbrıs’ın jeolojik materyallerinin yanı sıra 20 binden fazla bitki ve canlı örneği sergileniyor. Keşfini yaptığımız yeni kelebek türü ile Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Günsel, “Bu önemli keşfi yapan araştırmacılarımızı tebrik ediyor, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları ile dünya bilim literatürüne katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise “Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğine ışık tutan bu yeni keşif, üniversitemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer’ın yürüttüğü bu uluslararası iş birliği, akademik çalışmaların sınırları aşan etkisini bir kez daha ortaya koymuştur. Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde yapılan bu keşif, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır. Bu başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımızı yürekten kutluyorum” dedi. Prof. Dr. Özge Özden: “Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde bu keşif çok değerli” Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden keşfettikleri yeni gece kelebeği türünü “Kuzey Kıbrıs’ın kireçtaşı dağlarında tanımladığımız yeni keşif, genellikle dar, saçaklı kanatları olan küçük bir güve türü” sözleri ile tanımladı. “Yapılan araştırmalar, dünya genelinde hızlı şekilde türlerin kaybolduğu yönünde bulgular ortaya koyuyor” diyen Prof. Dr. Özden, “Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek ülke ve dünya bilimi için çok değerli” ifadelerini kullandı. Uluslararası iş birlikleri yaparak biyoçeşitlilik alanında bilimsel araştırmalar yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Özden, “Yaptığımız yeni gece kelebeği keşfi de Avusturyalı Entomolog Peter Huemer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak bir projenin sonucu” dedi. Prof. Dr. Özden, “Desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz üniversitemiz yönetimine ve manevi desteğini esirgemeyen Çevre Koruma Dairesi’ne de teşekkür ediyorum” dedi.