SPOR - 12 Aralık 2025 Cuma 16:00

TFF 3. Lig: 1926 Bulancakspor: 0 - Sebat Gençlikspor: 3

A
A
A
TFF 3. Lig: 1926 Bulancakspor: 0 - Sebat Gençlikspor: 3

TFF 3. Lig 3. Grup 13. haftasında 1926 Bulancakspor, konuk ettiği Sebat Gençlikspor’a 3-0’lık skorla mağlup oldu.



Stat: Bulancak İlçe


Hakemler: Birkan Altındaş, Volkan Esen, Hakan Dursun, Yunus Emre Kobalas


1926 Bulancakspor: İshak, Selman Faruk, Hüseyin Can, Seymen, Ahmet Tarık, Zafer, Abdullah, Talha, Mustafa, Mertkan, Hakan


Teknik Direktör: Bülent Demirkanlı


Sebat Gençlikspor: Ahmet, Abdulkadir, Halil, Talha (Efe Deniz dk. 90), Ahmet Arda, Furkan, Boran (Ebrar Ali dk. 61), Onur, Oğuzhan (Yusuf Kaan dk. 78), Ahmet Baha (Yavuzhan dk. 90), Rahmi Salih


Teknik Direktör: Turgay Karslı


Goller: Ahmet Arda Tuzcu (dk. 62), Onur Seis (dk. 80), Furkan Şan (dk. 86) (Sebat Gençlikspor)


Kırmızı Kart: Abdullah Yıldızer (dk. 69) (1926 Bulancakspor)


Sarı Kartlar: Talha Özcan (Sebat Gençlikspor), Seymen Yağmur (1926 Bulancakspor)



TFF 3. Lig: 1926 Bulancakspor: 0 - Sebat Gençlikspor: 3

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat İstanbul’dan memleketi Yozgat’a döndü, binlerce hayvan üreterek geçimini sağlıyor İstanbul’dan memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğiyle hem kendi geçimini sağlıyor hem de vatandaşlara uygun fiyatlı ürün sunuyor. Küçük bir başlangıçla çıktığı yolda bugün binlerce hayvan üretimine ulaşan Şahan, özellikle hindi üretimiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 10 yıl önce İstanbul’daki hayatını bırakarak Yozgat’ın Şefaatli ilçesine yerleştiğini belirten Hasan Şahan, kanatlı hayvanlara olan sevgisi nedeniyle bu alana yöneldiğini söyledi. İlk olarak 10-15 hayvanla işe başladığını ifade eden Şahan, bugün işletmesinde bine yakın hayvan bulunduğunu, bugüne kadar ise 10 ila 15 bin arasında hayvan üretip satışını gerçekleştirdiğini dile getirdi. "Kendi işimi severek yapıyorum" Köyde kendi işini yapmanın hem maddi hem manevi olarak daha kazançlı olduğunu vurgulayan Şahan, "İstanbul’da ya da Ankara’da asgari ücretle çalışmak yerine burada kendi işimi yapıyorum. Severek çalışıyorum ve güzel ekmek yiyebiliyoruz. İnsanların da bu işi yapmasını istiyorum, teşvik ediyorum" dedi. Şahan, Şefaatli Belediye Başkanı Zeki Bozkurt’un kendisine önemli destekler sağladığını belirterek, "Maddi anlamda zorlandığım dönemlerde başkanımızın çok desteği oldu. Barınma alanları, iş imkânları konusunda yanımda oldu. Kendisine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Herkes yiyebilsin diye 2 bin liradan satıyorum" Bu yılı ‘hindi yılı’ ilan ettiklerini söyleyen Şahan, yaklaşık 3 bin 500 hindi yetiştirdiğini belirterek, piyasada 3 bin ile 3 bin 500 lira arasında satılan hindileri vatandaşların uygun fiyata tüketebilmesi için 2 bin liradan satışa sunduklarını kaydetti. Şahan, "Vatandaşlarımız ucuz hindi yesin istedik. Hindilerimiz 6-8 kiloya kadar çıkıyor. İsteyenler gelip canlı olarak görebilir, isterlerse temizlenmiş şekilde de alabilir" diye konuştu. İşletmesinde hindi dışında ördek, tavuk, kaz gibi birçok hayvan türünün bulunduğunu aktaran Şahan, müşteri taleplerine göre üretim çeşitliliğini artırabildiklerini ifade etti. Yerli kazların 2 bin liradan başladığını belirten Şahan, Çorum kazı, Alman mas kazı ve mamut kaz gibi farklı türlerin de bulunduğunu, fiyatların türüne göre değişiklik gösterdiğini söyledi. Gelecek yıl için de yeni planlarının olduğunu dile getiren Şahan, "Bu sene hindiye girdik, seneye de inşallah kaz sezonu olacak. Şu anda kaz ve tavuk satışlarımız devam ediyor" dedi.
Şırnak Elektrik yok, makine yok: Şırnak’ta asırlık değirmenden dünyaya coğrafi işaretli tahin Şırnak merkeze bağlı Kumçatı beldesinde 1850’li yıllara uzanan tarihi bir değirmenin küllerinden doğan coğrafi işaretli tahin üretimi, KOSGEB’in makine ve girişimcilik destekleriyle yeniden hayat buldu. Şırnak merkeze bağlı Kumçatı beldesinde 1850-1860 yılları arasında kurulan su değirmeni KOSGEB desteği ile restore edilerek, doğal yöntemler ile coğrafi işaretli tahin üretimi yapılmaya başlandı. Geleneksel su gücüyle çalışan taş öğütme sisteminde, katkı maddesiz yüzde yüz doğal tahin üreten işletmede, Türkiye’nin 81 ilinden ve Avrupa’dan taleplere yetişmek için ara vermeden tahin üretimi gerçekleştiriliyor. KOSGEB’in stratejik desteğinin bu geleneksel mirası modern bir başarı hikayesine dönüştürdüğünü belirten KOSGEB Şırnak İl Müdürü Ömer Güngör, ’’Bize, burayı daha restore etmeden önceki halini gösterdi. Bu işletmeyi, tekrar aktif hale getirmek istediğini söyledi. 1850-1860’lı yıllardan kalma bir değirmen. KOSGEB’den bu konuda bize bir destek çıkar mı diye sohbet ettik. Biz de KOSGEB desteklerini anlattık. KOSGEB’in makine demirbaş anlamında bir desteğin olduğunu, girişimcilik destek programımız, iş geliştirme desteğimizin buna uygun bir model olduğunu, eğer böyle bir işletmeyi faal hale getirecekseniz destek sunabileceğimizi ilettik. Onlar da kolları sıvadılar ve başladılar. Çok şükür şuan neticelenmiş hali ile buradayız’’ dedi. "Bu üretim geleneksel değil tamamen doğal" Güngör, bölgenin coğrafi işaretli susam ve tahin mirasına dikkat çekerek, "Bulunduğumuz yerde susam coğrafi tescilli bir ürün ve burada üretimi gerçekleştirilen tahin de coğrafi tescilli. Ayrıca Kumçatı tahini ile bilinen bir yer Kumçatı beldesi. Doğal olarak böyle bir ürünü ülke içinde ve yurt dışında insanlar talep edecektir. Talep edildikçe de üretim konusunda onlara gerekli hizmeti sunacağız. Yurt dışına satışlar oluyor, yurt içinde çok çok fazla talep gördüğünü görüyoruz. Çünkü el değmemiş, dışarıdan herhangi bir katkı maddesi bulunmayan bir üründen bahsediyoruz. Eski bir üretim yönetimidir. Suyun çarklarını çevirdiği bir değirmen. Eski bir kavurma modeli, eski bir öğütme modeli ile yüzde yüz doğal bir tahinden bahsediyoruz. Özellikle belirtmek istiyorum, geleneksel bir üretim değil, tamamı ile doğal bir üretim" diye konuştu. İşletmeci Selahattin Demir, restorasyon öncesi zorluk çektiklerini kaydederek, "Biz ne yaptık burada, kültürümüze sahip çıktık, kültürümüzü yaşattık ve markalaştırdık, restorasyonumuzu yaptık. Türkiye’nin 81 iline gönderiyoruz. Taleplerimiz var. Avrupa’dan da talepler var. Biz insanların bunu tatmasını istiyoruz" şeklinde konuştu. Bölgenin sulak arazilerinde ekimi yapılan susamlar ile tahin üretimi yapılıyor Demir, üretim sürecini şöyle anlattı: ’’Susamlarımız, kendi sulak arazilerimizde ektiğimiz susamlarımız. Hasadı yapıldıktan sonra buraya getiriyoruz. Temizleme işleminden sonra taşta döverek soyuyoruz, taşta kavurduktan sonra yine taşta öğütüyoruz. Bütün aşamalar geleneksel ve o kültüre bağlı olarak yapılıyor. Tamamen su ile çalışıyor değirmenlerimiz. Elektrik yok, makine yok. KOSGEB bize destek oldu. KOSGEB’in makine desteği vardı bize. Paketlememizin tamamını KOSGEB destekledi. Zaten coğrafi işaretli bir ürün yapıyoruz. Türkiye’de yöntemi ile, mahreç alan tek ürün. Bazı yerler susamı ile alıyor. Ama biz geleneksel, doğal yöntem ile coğrafi işaret almış bir ürün yapıyoruz." İşletme, elektrik ve makineye sıfır bağımlılıkla, sadece su gücü ve taş teknolojisiyle üretim yapılarak çevre dostu bir model sunuluyor.
Çankırı Yerin 150 metre altındaki bu mağarada şifa arıyorlar Türkiye’nin dört bir yanından Çankırı’ya gelen astım ve KOAH hastaları, yerin 150 metre altındaki tuz mağarasında şifa arıyor. Çankırı’da Hititler döneminden kalan, yerin 150 metre altında bulunan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarası, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. İl merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafede bulunan ve 18 bin metrekare kapalı alana sahip mağara, astım ve KOAH hastalarına da umut oluyor. Hayata geçirilen proje kapsamında, farklı illerden Çankırı’ya gelen astım ve KOAH hastalarının mağarada her gün 4 ila 6 saat boyunca tuzlu havaya maruz kalmaları sağlanıyor. Mağarada çeşitli etkinlikler yapan hastaların kanındaki oksijen seviyesinde ciddi bir artış oluyor. Mağaradaki terapiye katılan hastalar, mağarada geçirdikleri her geçen gün daha sağlıklı olduklarını hissettiklerini ifade etti. "Yürüyüşlerimde hızlı ve nefes alışverişlerimin güçlü olduğunu hissettim" Mağara sayasinde rahat nefes alabildiğini söyleyen Bünyamin Erkaya, "Buraya ağabeyim ile birlikte Erzurum’dan geliyorum. Ağabeyim ileri derecede KOAH hastası bende de başlangıcı var. Tuz mağarasını ve hastanenin faydalarını duyduk ve buraya geldik. Bugün üçüncü günüm ve yürüyüşlerimde hızlı ve nefes alışverişlerimin güçlü olduğunu hissettim. Her geçen gün sağlıklı olduğumu hissediyorum" dedi. "Daha rahat nefes almaya başladım" Sağlık probleminde belirgin azalmalar olduğunu ifade eden Yaşar Yavuz da, "Çankırı’ya Safranbolu’dan geliyorum, KOAH hastasıyım. Şehirde bulunan çeşitli etkinlikler ve tuz mağarası bana çok iyi geldi. Buraya gelmeden önce oksijen seviyem 51’di ama şu an 95’e kadar çıktı. Daha rahat nefes almaya başladım" diye konuştu. "Burası insana huzur veriyor, nefes alışını ferahlatıyor" Mağarada rahat nefes aldığını belirten Zeliha Tekercioğlu, "Tuz mağarasına Ankara’dan gezmek için geldim. Burasının şifa kaynağı olduğunu da öğrendik. Burası insana huzur veriyor, nefes alışını ferahlatıyor. Güzel bir yer" ifadelerini kullandı. Mağaraya gezmek için geldiğini ve çok beğendiğini söyleyen Sevda Yılmaz ise, "Buraya Ankara’dan geliyorum. Daha önceden de burayı merak ediyordum. Mağara çok güzel, çok büyüleyici ve enteresan. Çok beğendik" şeklinde konuştu.
Samsun Başkan Kurnaz: "Çocuklarımızın yerel yönetimlerde söz sahibi olmalarını önemsiyoruz" Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, İlkadım Kent Konseyi Çocuk Meclisi’nin bölgede seçimle oluşturulan ilk çocuk meclisi olduğuna dikkat çekerek, "İlkadım’da fikirleri ve projeleri olan çocuklarımızın yerel yönetimlerde söz sahibi olmalarını önemsiyoruz" dedi. Çocukların kent planlamalarında söz sahibi olmaları, kentlilik bilincinin aşılanması ve çocuklara yerel yönetimlerde katılım hakkı sağlanması amacıyla oluşturulan İlkadım Kent Konseyi Çocuk Meclisi’nin seçimli Genel Kurulu gerçekleştirildi. İlkadım Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen genel kurula 103 öğrenci katılırken, başkanlık için 11 aday yarıştı. Yapılan oylama sonucunda Tepecik 100. Yıl Millî Mücadele Ortaokulu 7. sınıf öğrencisi Serra Akagündüz, 17 oy alarak İlkadım Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı seçildi. Genel kurulda konuşan İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Çocuk Meclisi’nin katılımcı demokrasinin en güzel örneklerinden biri olduğunu söyledi. İlkadım Kent Konseyi Çocuk Meclisi’nin bölgede seçimle oluşturulan ilk çocuk meclisi olduğuna dikkat çeken Kurnaz, "İlkadım’da fikirleri ve projeleri olan çocuklarımızın yerel yönetimlerde söz sahibi olmalarını önemsiyoruz. 11 adayın yer aldığı bu genel kurulda katılımcı demokrasinin en güzel örneklerinden birini yaşadık. Çocuklarımız akranlarının ihtiyaçlarına yönelik projeler üretecek, bizler de bu projeleri memnuniyetle hayata geçireceğiz" dedi. Seçilen başkan ve yönetim kurulunu tebrik eden Kurnaz, öğrencilerin oy kullanırken okul ayrımı yapmadığını vurgulayarak, "En iyi çalışan, en iyi proje hazırlayan aday başkan seçildi. İşte demokrasi budur. Çocuk Meclisi Başkanlığına seçilen Serra Akagündüz’ü ve yönetim kurulunu tebrik ediyorum. Hazırlayacakları projeleri dört gözle bekliyoruz" diye konuştu. İlkadım Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Salih Kesgin ise çocukların hayallerinin kentin geleceğini şekillendireceğini belirterek, "Çocuklarımız, projeleri ve sorumluluk bilinciyle yarının İlkadım’ına katkı sunacak. Çocuk Meclisi’nin şehrimizin geleceğine büyük değer katacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Kayapınar Şehir Hastanesinde örnek hasta odası tamamlandı Diyarbakır Kayapınar Şehir Hastanesinde yapım süreci hızla ilerlerken, örnek hasta odası tamamlanarak incelemeye hazır hale getirildi. Hastanenin genel gerçekleşme oranı ise yüzde 72’ye ulaştı. Diyarbakır Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk, Kayapınar Şehir Hastanesinin yapımı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Şehir Hastanesinde hem fiziki ilerleme hem de iç mekan standartlarının oluşturulmasının eş zamanlı sürdüğünü kaydeden Asiltürk, ’’Örnek odanın tamamlanması, konfor, güvenlik ve modern sağlık hizmeti sunumuna ilişkin hedeflerimizi somut olarak görmemizi sağladı. İki başlıklı olarak tasarlandı. Normal şartlarda tek kişilik, acil durumlarda ise iki hastaya hizmet verebilecek şekilde planlandı. Geniş ve ferah kullanım alanı bulunuyor. Yüksek hijyen standartlarıyla uyumlu malzeme seçimi gerçekleşti. Modern aydınlatma, havalandırma ve iklimlendirme sistemi var. Sağlık çalışanlarının ergonomik çalışmasına uygun düzen oluşturuldu. Acil müdahale için gerekli tüm güvenlik ve teknik donanım altyapısı bulunuyor. Fonksiyonel depolama alanları ve kompakt mobilya düzeni var. Teknik altyapı, çevre düzenlemesi ve diğer birimlerdeki çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Hastane planlanan süre içerisinde hizmete açılması için çalışmalar aralıksız sürdürülüyor’’ dedi. Tamamlandığında Kayapınar Şehir Hastanesi, güçlü teknolojik donanımı ve kapsamlı hizmet kapasitesiyle Diyarbakır ve bölge halkına üst düzey sağlık hizmeti sunacak.