GÜNDEM - 24 Eylül 2024 Salı 10:43

Depremzedelerin evleri villaları aratmıyor

A
A
A
Depremzedelerin evleri villaları aratmıyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen iller arasında yer alan Gaziantep’te depremzede vatandaşların barınma ihtiyacını gidermek adına inşa edilen konut ve köy evlerinde son aşamaya gelindi. Yapılan depreme dayanıklı ve modern evlerin görüntüsü ise villaları aratmıyor.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın deprem bölgesinde TOKİ eliyle yaptığı ve teslim ettiği köy evleri vatandaşlar tarafından tam not aldı.


Deprem bölgesinin hızla ayağa kaldırılması için inşa edilen kalıcı konutun ve köy evlerinin yapımları da hızla devam ediyor. Dağ eteklerinde yapılan ve büyük beğeni toplayan köy evleri villaları aratmıyor.


Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nda bilim insanlarının tavsiyeleri doğrultusunda hafif çelikten yapımına başlanan köy evlerinden inşaatı tamamlananlar, depremzedeler tarafından büyük beğeni topladı.


Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçeleri ile depremin yıkıma neden olduğu diğer ilçelerde ikamet eden depremzede vatandaşlara hazır olan konut, iş yeri ve köy evleri teslim edilirken, inşası süren konut, iş yeri ve köy evlerinde ise son aşamaya gelindi.


Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerden etkilenen Nurdağı ilçesinin kırsal Sakçagözü, Başpınar ve Bademli ile diğer mahallelerdeki köy evlerinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Son rötuşların yapıldığı köy evlerinde sona gelinirken aralık ayında çok sayıda köy evinin hak sahiplerine teslim edilmesi bekleniyor.


Nurdağı ve İslahiye ilçelerindeki depremzedeler, yeni evlerine kavuşmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşarken, evlerini teslim alacak vatandaşların ise heyecanlı bekleyişi devam ediyor. Depremlerden sonra yapımına başlanan ve bir yıl gibi kısa sürede tamamlanan köy evlerinden inşaatı tamamlanan ve depremzedelere teslim edilen köy evleri ise vatandaşlar tarafından büyük bir beğeni alıyor. Köy evlerindeki çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini belirten kırsal Sakçagözü Mahallesi Muhtarı Hilmi Güneş, depremlerde büyük yıkım yaşayan Nurdağı ilçesinde geçtiğimiz yıl temeli atılan köy evlerinde sona gelindiğini söyledi.


Evlerimiz villa gibi yapıldı


İlçenin birçok mahallesinde inşaatı tamamlanan köy evlerinin hak sahiplerine teslim edildiğini bildiren Güneş, "Yaklaşık 19 ay önce büyük bir deprem felaketi yaşadık. Depremlerde aralarında ağabeyim, yengelerim ve yeğenlerim olmak üzere 10 yakınımı kaybettim. Çok acı bir olay yaşadık. Rabbim bir daha yaşatmasın. Allah devletimize zevallik vermesin. Deprem sürecinde olsun, deprem sürecinden sonra devletimiz her zaman yanımızda oldu. Sakçagözü Mahallesi’nde 400 adet konut yapılıyor. 300 tanesi hazır sayılır ve 100 tanesi de bitim aşamasına gelindi. Birçok köyde de köy evleri teslim edildi. Evlerimiz villa gibi yapıldı. Kendi imkanlarımızla bu şekilde ev yapamazdık. Devletimiz sağ olsun. Bize villa tarzı ev yaptı. Evlerde çok güzel oldu. Konumu olarak da çok güzel oldu’’ dedi.


İlçemizde çok ciddi bir çalışma var


Depremzedeler için yapılan köy evlerinin görüntüsü, bahçesi ve çevresindeki ormanlarıyla villaları aratmadığını belirten depremzede Mehmet Bozoğlan, "Evlerimiz bitmek üzere ve sadece bir çevre düzenlemesi kaldı. İlçemizde birçok köyde evler teslim edildi. Evlerimiz 126 metrekare şeklinde yapıldı. Yapılan evlerden çok memnun kaldık. Evlerimiz villa şeklinde yapıldı. İlçemizde çok ciddi bir çalışma var. Hiçbir sıkıntımız yok. İnşallah evlerin tamamı kısa bir sürede teslim edilir’’ şeklinde konuştu.


Depremlerde evi yıkılan Sakçagözü Mahallesi sakinlerinden Yusuf Gilgil, depremler sonrası devletin depremzede vatandaşlara her türlü desteği sağladığını belirterek, çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür etti.


“Devletin eline sağlık”


Gilgil, "Çok ağır bir deprem yaşadık. Allah kimsenin başına vermesin. Allah bir daha bu tür felaketler yaşatmasın. Devlet şu anda evlerimizi yapıyor. Bazı köylerde evler teslim edildi. Bizim evlerimiz de bitme aşamasına geldi. Allah devlete zeval vermesin. Evlerimiz yapılıyor. Her şey yavaş yavaş yoluna giriyor. Evler çok güzel yapıldı. Plan, projeleri de çok güzel oldu. Evlerimiz çokta sağlam görünüyor. Devletin eline sağlık. Gerçekten bu büyük bir başarıdır. Onca il, ilçe ve köyü ayağa kaldırmak kolay değil. Bugüne kadar birçok ev yapıldı. İnşallah çok uzun sürmez bizim evlerimizde teslim edilir’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Fotoğraf tutkunu savcı: Yaban hayatı ona poz veriyor Samsun Bölge Adliyesi’nde görevli Cumhuriyet Savcısı Vedat Soğukpınar, aynı zamanda Türkiye’de bulunan 450 kuş türünden birçoğunu fotoğraflayan ve yaban hayattaki canlıların fotoğraflarını çeken bir ’yaban hayat fotoğrafçısı’ olarak dikkat çekiyor. Yıllardır kuş fotoğrafçılığı yapan Cumhuriyet Savcısı Vedat Soğukpınar, izinli olduğu günlerinde herkesin uyuduğu saatlerde kamuflajını giyip Samsun Kızılırmak Deltası’na giderek kuşları fotoğraflayabilmek için saatlerce bekliyor. Bir kuş türünün fotoğrafını çekmek için saatlerce kıpırdamadan bekleyen Savcı Soğukpınar, Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan 350’ye yakın kuş türünü fotoğrafladı. Çektiği fotoğrafların yanı sıra ilginç ve gözlemlenmesi zor anları da videoya alan Savcı Soğukpınar, bir kuşun yılan avlayarak yemesini, saz horozlarının besin aramasını, kuşların sürüler halinde uçmasını, mandaların geviş getirmesini, kuşların banyosunu, çapraz gaganın su içişini, sincapların nasıl ses çıkardığını, bahrilerin nasıl toplu olarak uçtuğunu, yalıçapkınının eşini balıkla beslemesini, yabani sülünün ötüş anını, guguk kuşunun ötüş anını, tayların koşuşturmasını, büyük ak balıkçılın avlanmasını ve birçok hayvanın davranışlarını doğal yaşam alanlarında kameraya kaydediyor. “Tetiğe değil, deklanşöre bas” “Tetiğe değil, deklanşöre bas. Öldürme, ölümsüzleştir” diyerek doğanın eşsiz güzelliğini ölümsüzleştiren Cumhuriyet Savcısı Vedat Soğukpınar, çektiği kuş ve diğer hayvanların fotoğraflarını, videolarını kendi sosyal medya hesabından da paylaşıyor. Sosyal medyadaki paylaşımlar, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topluyor. Hayatlarında ilk kez değişik kuş türlerinin varlığından haberdar olan vatandaşlar, emeklerinden dolayı Savcı Sağukpınar’a teşekkürlerini sunuyor. Yakalanması oldukça zor olan kuş fotoğrafları, Samsun’un tanıtımına da vesile oluyor. Savcı Soğukpınar’ın objektifine çoğu Kızılırmak Deltası olmak üzere yalıçapkını, kara karınlı kum kuşu, sincap, manda sürüsü, uzunbacak, saz horozu, kızkuşu, ak kuyruksallayan, küçük iskete, saka, flamingo, tilki, sığırcık, florya, çıkrıkçın, yılkı atları, guguk kuşu, boyunçeviren ve kızılgerdanlı incirkuşu gibi birçok hayvan türü yansıyor.
Antalya Eğitimlerini tamamlayan 11 koruyucu aile, 12 çocuğa yuva oldu Antalya Valisi Hulusi Şahin ve eşi Ebru Şahin, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde düzenlenen Koruyucu Aile Tanışma ve Sözleşme İmza Töreni’ne katılarak Antalya’da bulunan koruyucu aileler ve çocuklar ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinesinde yürütülen Koruyucu Aile Programına Antalya’daki vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Koruyucu Aile Sözleşme Töreniyle eğitim sürecini tamamlayarak Koruyucu Aile olmaya hak kazanan 11 aile, 12 çocuğa yuva oldu. Düzenlenen törene Vali Hulusi Şahin ve eşi Ebru Şahin, Vali Yardımcısı Erol Tanrıkulu, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Galip Sökmen, kurum personeli ile koruyucu aileler ile çocuklar katıldı. "Milletimizin yüksek karakterinin somutlaşmış halisiniz" Koruyucu ailelerin toplumumuz için umut kaynağı olduğunu ifade eden Antalya Valisi Hulusi Şahin, “Bu çocuklar milletimizin evlatları ve bizim göz bebeğimizdir. Koruyucu aileler ise milletimizin yüksek karakterinin somutlaşmış halidir. Evlatlarımıza kol kanat geren ve bu milletin çocuklarına sahip çıkan melekler bunlardır. Sizlerin yanında kendimi çok daha mutlu hissediyorum. Bu hayır ve merhamet yarışında inşallah koruyucu ailelerimizin sayısı daha da artacak ve Antalya ülkemizde ilk 3 il arasına girecek. Hepinize çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız” dedi. Konuşmaların ardından Vali Şahin, Koruyucu ailelerle çocukların teslim tutanağını imzalayarak günün anısına çocuklar ve aileler ile pasta kesti.
Konya Obezite bir teknoloji hastalığıdır Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) obeziteyi, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlarken, hızla artan obezitenin dünyada ve ülkemizde bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu Genel Cerrahlarından Op. Dr. Yılmaz Polat, “Günümüzde teknolojinin gelişmesi, fiziksel aktivitenin azalmasına neden oluyor. Hem hareketsizlik hem de yanlış beslenme alışkanlıkları obezite vakalarının artmasına yol açıyor. Obezite birçok kronik hastalığı beraberinde getiriyor” dedi. Obezite, vücudun ihtiyacından fazla kalori alınması sonucunda kişinin boy uzunluğunun kilogram cinsinden ağırlığına olan oranının yani vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olmasıdır. Obezite oluşumunu etkileyen birçok faktör olduğunu ifade eden Medicana Konya Hastanesi Genel Cerrahı Op. Dr. Yılmaz Polat, obezitenin günümüzde çoğunlukla teknoloji hastalığı olduğunu vurguladı. “Obeziteyle birlikte birçok hastalıkta beraberinde geliyor” Giderek daha fazla görülen obezitenin, sadece fazla kiloları değil, çeşitli hastalıkları da beraberinde getirdiğini, obezitede vücutta artan yağ dokusunun aşırı kilo olarak karşımıza çıktığını söyleyen Op. Dr. Yılmaz Polat, ‘’Obezitenin en önemli sebepleri arasında yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik yer alıyor. Günümüzde teknolojinin gelişmesi de fiziksel aktivitenin azalmasına neden olduğu için hem hareketsizlik hem de yanlış beslenme alışkanlıkları obezite hasta sayısının artmasına neden oluyor. Obezitenin artması da birçok kronik hastalığı beraberinde getiriyor” dedi. Obez olan kişilerde genellikle karın bölgesinde daha yoğun olmak üzere tüm vücutta yağ birikimi gözlenirken, artan yağ dokusunun vücudun normal işlevlerini bozduğunu, obezitenin sadece beden değişikliğine yol açmadığını ifade eden Genel Cerrah Op. Dr. Yılmaz Polat, obez insanlarda nefes darlığı, yorgunluk ve halsizlik, eklem ve sırt ağrılarının görülebileceğini söyledi. Ayrıca psikolojik sorunların da olabileceğini ekleyen Op. Dr. Yılmaz Polat, obezitenin kişinin kendine olan güvenini ve beden imajını olumsuz etkilediğini, bu durumdan dolayı da çoğu kişide depresyon ve anksiyeteye neden olabileceğini kaydetti. Obezitenin başlıca neden olduğu hastalıkların kalp dolaşım sistemiyle ilgili olduğunu açıklayan Op. Dr. Yılmaz Polat, şöyle devam etti: ‘’Obezite dolaşım sistemini etkileyerek kalp hastalıkları, kalp krizleri, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kötü yağ asitlerinde artış, hiperlipidemiye sebep olabilir. Bunun yanı sıra beyinle ilgili sorunlar yani inme, yürüme bozuklukları ve migrene de yol açabilir. Endokrinolojik olarak neden olduğu en önemli hastalık ise Tip2 Diyabet’tir. Kadınlarda polikistik over sendromu ve bununla ilişkili infertiliteye yani kısırlığa neden olabilir. Solunum sistemini etkileyerek pulmoner emboli ve uyku apnesine neden olabilir. Ayrıca obezite asosyal kişilik bozuklukları ve depresyonun en önemli nedenlerinden biridir. Obezite yaşam için vazgeçilmez olan karaciğerde yağlanmaya, safra taşlarında artışa ve reflü hastalığına da sebep olabilir. Son yıllarda artan kanser hastalıkları da obezite ile ilişkilidir. Özellikle meme, rahim ve kolon kanseri riski obezite ile birlikte artış göstermektedir.” “Çok geç olmadan harekete geçilmelidir” Obezitenin tedavisinde; doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, fiziksel aktivite ve egzersiz, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi yöntemleri uygulandığını kaydeden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yılmaz Polat obezite hastalarının, hastalıklar gelmeden harekete geçmelerini söyledi. Polat, “Obezite tedavisi hekim, diyetisyen, hemşire, psikolog ve fizyoterapist işbirliği içinde olduğu bir ekip tarafından yönetilmelidir. Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler, bireyin kilosuna, yaşına, sağlık durumuna ve yaşam tarzına göre değişiklik gösterir. Öncelik her hasta için doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılmasıdır. Bunun yanında fiziksel aktivite ve egzersiz ile desteklenmelidir. Gene de vücut kitle indeksi 30’un altına düşmeyen hastalarımız için gastrik balon uygulaması tavsiye edilebilir. Bu yöntem, kilo vermeye yardımcı olur ve obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının riskini azaltır” ifadelerini kullandı. Obezite tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler de olduğunu, obezite cerrahisinin, diğer tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda başvurulan bir seçenek olduğunu kaydeden Op. Dr. Yılmaz Polat, “Mide küçültme, midenin boyutunu küçülterek alınan kalori miktarını azaltan bir cerrahi yöntemdir. Mide by-pass, midenin bir kısmının bypass edilerek ince bağırsağa doğrudan bağlandığı bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntem, midenin hacmini küçültür ve besinlerin emilimini azaltır. 60 yaşına kadar her bireyde bu yöntemler kullanılabilir” diye konuştu.