SAĞLIK - 20 Kasım 2024 Çarşamba 14:22

Akciğer kanserinden korunmada ve tedavide egzersizin önemli

A
A
A
Akciğer kanserinden korunmada ve tedavide egzersizin önemli

SANKO Üniversitesi Hastanesi Onkoloji ve Hematoloji Uzman Fizyoterapisti Mürşide Özpineci, akciğer kanserinden korunma ve tedavi için egzersizin önemli olduğunu söyledi.


Akciğer kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklama yapan Uzm. Fzt. Özpineci, “Akciğer kanseri, günümüzde sık görülen kanser türleri arasındadır. Erkeklerde daha sık görülürken kadınlarda da görülme sıklığı artmaktadır” dedi.


Uzm. Fzt. Özpineci, akciğer kanserinin oluşumundaki risk faktörlerinden bazılarını şöyle sıraladı:


“Genetik, hareketsiz yaşam, çevresel ve mesleki maruziyetler, cinsiyet, diyet, sigara tüketimi. Yapılan çalışmalar sonucu akciğer kanserlerinin oluşumunun yaklaşık yüzde 85’nin sigara ve sedanter yaşam ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde ise görülen akciğer kanserlerinin yüzde 90’ının sigara kullanımı ve hareketsiz yaşama bağlı ortaya çıktığı belirtilmiştir.”


Akciğer kanserinden korunma ve akciğer kanserinin tedavisi için yaşam şekli değişikliğine ihtiyaç olduğunu ifade eden Uzm. Fzt. Özpineci, şöyle devam etti:


“Çalışmalar gösteriyor ki, kanserinin oluşumda yer alan risk faktörlerinde genetik gibi durumları değiştirememekle birlikte değiştirebilir risk faktörlerinin kanser oluşumunda etkisinin daha fazla olduğu görülmektedir. Yaşam şekli değişikliği yaparak kanser oluşum riskini azaltmaktayız. Akciğer kanserinde tanı ve tedavi süresi boyunca çeşitli komplikasyonlar gelişmektedir. Gelişen bu komplikasyonlar sonucunda hastaların fiziksel ve fonksiyonel kapasitelerinde ve yaşam kalitesinde azalma, yorgunluğun artması, uyku sürelerinde azalma, anksiyete ve depresyon gibi durumlar sık karşılanmaktadır. Görülen bu komplikasyonları azaltmak, tedavinin başarısını ve hastanın yaşam kalitesini artırabilmek adına fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarına akciğer kanserinin her evresinde ihtiyacımız vardır.”


Akciğer kanserinde pulmoner komplikasyonların en sık görülen semptomlar arasında olduğunu hatırlatan Uzm. Fzt. Özpineci, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:


“Bu durum bazen kanserin direkt kendisi bazen ise radyoterapi gibi kanser tedavilerine bağlı olarak kardiyorespiratuar sistemin etkilenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu etkilenim ile hastalarda solunum kaslarının zayıflaması sonucu nefes darlığı çok yaşanmaktadır. Akciğer kanserinin yönetiminde, uygulanan medikal tedavilerin yanı sıra doğru ve düzenli yapılan aerobik egzersizler ve solunum egzersizleri de en az medikal tedavi kadar önem arz etmektedir. Hastanın ihtiyacına göre doğru ve düzenli yapılan egzersiz programları sonucunda kanserden korunmak ve akciğer kanseri tanısı almış hastaların fonksiyonel kapasiteleri ve akciğer hacimlerinde görülen artış miktarıyla hastalar fiziksel ve psikolojik açıdan yarar görmekte olup, buna bağlı yaşam kaliteleri artmaktadır. Yapılan egzersizin türü, şiddeti ve süresi bireyin ihtiyacına özgü kapsamlı olarak değerlendirildikten sonra belirlenip, kişiye özel program oluşturulmaktadır. Unutulmamalıdır ki, doğru yapılan egzersiz sizin nefes alma biçiminiz olup yaşam kalitenizi belirlemektedir.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Emniyet Müdürü Arıbaş’tan özel güvenlik şirketlerine ‘KAAN’la etkin iş birliği mesajı Samsun İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, KAAN uygulamasının, kamu düzeni ve güvenliğin sağlanmasında özel güvenlik personeli ile güçlü bir iş birliği ortamını oluşturduğuna dikkat çekerek, “Bu uygulamayı aktif şekilde kullanarak Samsun’un huzur ve güvenliğine daha etkin bir katkı sağlayabiliriz” dedi. Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda, il genelinde faaliyet gösteren özel güvenlik şirket yöneticileri, güvenlik müdürleri ve amirleri ile emniyet yetkilileri bir araya geldi. İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, özel güvenlik sektörünün toplumsal huzur ve güvenliğe katkıları, görevlerdeki hassasiyet ve iş birliği konuları ele alındı. Toplantıda, özellikle Genel Kolluk-Özel Güvenlik İşbirliği ve Entegrasyon Uygulaması(KAAN) üzerinde duruldu. İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, bu uygulamanın, genel kolluk kuvvetleri ile özel güvenlik personeli arasında etkili bir koordinasyon sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir sistem olduğunu belirtti. Arıbaş, KAAN uygulamasının, bilgi paylaşımı ve güvenlik risklerine hızlı müdahale açısından taşıdığı kritik öneme vurgu yaptı. Konuşmasında, KAAN sisteminin amacının sadece olaylara müdahaleyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda proaktif bir güvenlik yaklaşımıyla suçların önlenmesine yönelik adımlar attığını ifade eden Arıbaş, “KAAN uygulaması, kamu düzeni ve güvenliğin sağlanmasında özel güvenlik personelimizle güçlü bir iş birliği ortamı oluşturuyor. Bu uygulamayı aktif şekilde kullanarak Samsun’un huzur ve güvenliğine daha etkin bir katkı sağlayabiliriz” diye konuştu. Toplantı, KAAN sisteminin işleyişi hakkında detaylı bilgilendirme yapılması ve katılımcılarla fikir alışverişiyle sona erdi. Samsun İl Emniyet Müdürlüğü, bu tür toplantılarla özel güvenlik sektörüyle olan iş birliğini güçlendirmeye ve güvenlik hizmetlerini daha üst seviyelere taşımaya devam edecek.
Sivas Ak Partili Toy’dan İmamoğlu’na sert yanıt AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Toy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in laiklik ile ilgili açıklamalarına destek vererek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuyla ilgili açıklamasını sert bir dille eleştirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alan AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Genç Toy, İmamoğlu’nun açıklamalarında geçmişte yaşanan mağduriyetleri görmezden geldiğini belirterek, Türkiye’nin içinden geçtiği karanlık günlerini hatırlattı. Toy, konuşmasında, “İkna odalarını, mobing ve eziyetlerle başörtülü kardeşlerimizin eğitim hakkını ellerinden alanları unutmadık. İmam Hatiplerin orta bölümlerini kapatıp katsayı adaletsizliğiyle meslek liselerinin önünü kesenleri, binlerce masum vatandaşı kamudan tasfiye edenleri unutmadık. Mehmetçik analarını yavrularına hasret bıraktılar. Seçilmiş, meşru hükümeti türlü baskı ve dayatmalarla istifaya zorladılar. Bütün bunları ‘Demokrasiye balans ayarı yaptık’ diyerek yapanlar, toplumumuza çok ağır travmalar yaşattı” dedi. “Süreçlerin birebir tanığıyım” Toy, bu süreçlerin birebir tanığı olarak yaşanan acıların hâlâ derin yaralar bıraktığını dile getirerek, “O döneme bizzat şahit olan biri olarak söylüyorum; yaşadığımız acılara ‘vasatlık’ diyenler, vasatı bile yakalayamayan çukurlardır. Karartma yaparak, tahkir ve tezyif ederek bir davayı, o dava uğruna ödenmiş bedelleri, çalınan hayalleri ve söndürülen hayatları yok sayamaz, hafızalardan silemezsiniz” dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in eğitimdeki sorunların temelini hatırlatan açıklamalarını desteklediğini belirten Milletvekili Toy, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sayın Bakanımız, geçmişte yaşanan hataların bugün eğitimde ne denli sorunlara yol açtığını gayet açık şekilde dile getirdi. Biz, bu milletin yaralarını sarmaya, eğitimde fırsat eşitliği sağlamaya devam ediyoruz. İmamoğlu ve benzeri popülist söylemlerle siyaset yapanlar, bu ülkeye geçmişte yaşattıkları travmalarla yüzleşmeli ve bu travmalardan ders çıkarmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Eskişehir Direklerarası Seyirci Ödülleri sahiplerini buldu Türkiye’nin ilk ve tek ’seyirci örgütlenmesi’ olan Direklerarası Seyircileri tarafından verilen Direklerarası Seyirci Ödülleri, Odunpazarı Belediyesi 100. Yıl Kültür Merkezi’nde gerçekleşen törenle sahiplerini buldu. 2023-2024 sezonunda ’Marifet İltifata Tabidir’ mottosu ile yola çıkan Direklerarası Seyircileri’nin oluşturduğu ’Halk Jürisi’ üyeleri, 2023-2024 Tiyatro Sezonu’nda Eskişehir, Amasya, Bolu, Düzce, Kocaeli, Konya, Ordu, Safranbolu, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da sahneye konulan oyunları seyretti. Jüri, tasarım, performans ve yapımlar kategorilerinde başarılı oyun, oyuncu ve tiyatroları değerlendirdi. Direklerarası Seyirci Ödülleri Ödül Töreni’nde Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’ndan Süleyman Karaahmet ’Uşak, Kral ve Ötekiler’ adlı oyun ile ’Oyun Yazarı’, Elçin Karaahmet ’Hasret’ adlı oyunla ’Yönetmen’, Abdullah Çiftçi ’Uşak, Kral ve Ötekiler’ adlı oyunla, Hüseyin Demir ise ’Hasret’ adlı oyunla ’Erkek Oyuncu’, Çiğdem Öztürk Uşak da ’Kral ve Ötekiler adlı’ oyunla ’Sahne Tasarımı’ ve ’Hasret’ adlı oyunla ’Kostüm Tasarımı’ ödülüne layık görüldü. "Eskişehir sanatın ve kültürün başkenti olsun istiyoruz" Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un da yer aldığı ödül törenine tiyatro camiasından birçok kişi katıldı. Törende konuşan Başkan Kurt, Eskişehir’in sanatın ve kültürün başkenti olsun istediklerini belirtti. Bu nedenle tiyatronun en önemsedikleri sanat dallarından biri olduğunu söyleyen Başkan Kurt, Direklerarası Seyirci Ödülleri’nin daha önce de Eskişehir’de gerçekleştiğini hatırlatarak, “Bir kez daha sizlerle bir arada olmaktan onur duyduk. Umarım bundan sonra, içinde bulunduğumuz bu salonu da yerel sanatçılarımıza, talep olursa şehir dışından gelecek olan sanatçılarımıza da açacağız. Küçük ama iddialı bir salon oldu. Bundan sonra da sizleri Eskişehir’e sık sık bekliyorum. Ödül alan sanatçılarımızı da kutluyorum" dedi. "Eskişehir tiyatro ile bütünleşmiş bir kültür şehri" Ev sahipliği için Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a teşekkür eden Direklerarası Seyirci Ödülleri Kurucusu Ömer Şahin Baş, 4 yıl aradan sonra tekrar bir ödül töreni için Eskişehir’de olmanın kendisine mutluluk verdiğini söyledi. Eskişehir’in tiyatro ile bütünleşmiş bir kültür şehri olduğunu dile getiren Baş, “Bunlar sizin sayenizde oluyor. Biz sadece buraya gelip arılar gibi bal topluyoruz. Çok teşekkür ediyoruz. Direklerarası tarzda bir ödül sistemini kurup, dünyaya açıldığından beri 25 yıl oldu ve bugün size bu 25 yılın başında beraberce yola çıktığım bir arkadaşımı da takdim etmek istiyorum. Onun da bir şeyler söylemesini istiyorum. Gültekin Karaöğüt ile bu yola beraber çıktık. Bu planları beraber yaptık. Bize bürosunu açtı, bize çalışmamız için yer açtı. Olmasaydı, Direklerarası da olmayabilirdi” şeklinde konuştu. "Halk ne verilirse onu almak zorunda değildi" Baş’ın daveti ile kürsüye çıkan Gültekin Karaöğüt, Direklerarası Seyirci Ödülleri’nin neden doğduğunu anlattı. Karaöğüt, yapmış olduğu konuşmada şunları söyledi: “Bugüne kadar bir medya kurumunun, bir çıkarın, ideolojinin veya desteklenen unsurların dağıttığı tamamen ekonomiye dayalı ödüller veriliyordu. Biz, halktık. Halk ne verilirse onu almak zorunda değildi. Biz de buna karşı çıkalım, kendi çabamızla bir şeyler yapalım dedik. Önce ufak gruplar oluşturduk. Bu gruplara tiyatro nasıl izlenir, tiyatro kostümü, dekor nedir? İlk önce bunların eğitimlerini verdik. Bu konuda İstanbul’da bir sürü sanatçı arkadaşımız bize yardımcı oldu. Bunlarla ufak ufak başladık. Tehditlere kadar birçok şeye göğüs gerdik. Günümüzde gerçekten artık adı geçen, sanat camiasında adı geçen bir platforma ulaştık. Bu konuda hepinize teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. 2023-2024 Tiyatro Sezonunda Eskişehir, Amasya, Bolu, Düzce, Kocaeli, Konya, Ordu, Safranbolu, Tekirdağ, Trabzon ve Van’dan ödül almaya hak kazanan sanatçılara ödülleri takdim edildi.
Erzurum Erzurum’un tarihi zenginlikleri gün yüzüne çıkıyor Erzurum’un Karayazı ilçesinde bulunan ve 2021 yılında sit alanı ilan edilen "Kırk Pencereli Mağaralar", geçmişin izlerini taşımaya devam ediyor. Aşağı Çıkılgan köyündeki bu eşsiz mağaralarda kilise, tandır, oda ve şarap mahzeni gibi yapıların izlerine rastlanırken, mağaraların hangi döneme ait olduğu ve kimler tarafından kullanıldığının ortaya çıkarılması amacıyla Erzurum Valiliği koordinesinde kapsamlı bir araştırma başlatıldı. Araştırma, Atatürk Üniversitesinin uzman ekipleri tarafından yürütülecek. Mağaralar, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü tarafından 2021 yılında tescil edilmesinin ardından, "2025 Turizm Başkenti" ilan edilen Erzurum’un turizm rotalarına da dahil edildi. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi yaptığı açıklamada, bölgedeki saklı güzelliklerin gün yüzüne çıkarılmasının önemine değindi. Vali Çiftçi: “Bu tür Yapılar Ekonomiye de Katkı Sağlayacak Nitelikte” Vali Mustafa Çiftçi, Karayazı ilçesi Aşağı Çıkılgan köyündeki Kırk Pencereli Mağaraları ziyaret ettiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Burası yaklaşık 2 bin metre yükseklikte ve çok etkileyici bir bölge. Geçmişte bölgedeki terör olayları nedeniyle buralara ulaşmada zorluklar yaşanıyordu. Ancak artık devletimiz bu topraklarda güvenliği tam anlamıyla sağlamış durumda. Bu tür bölgeler, turizme kazandırılarak yerel halkın ekonomik olarak da fayda sağlayabileceği alanlara dönüşüyor." Rektör Hacımüftüoğlu: “Atatürk Üniversitesinin Araştırmaları Yol Gösteriyor” Kırk Pencereli Mağaralar hakkında yürütülecek çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, bölgenin tarihi mirasının gün yüzüne çıkarılmasının hem akademik hem de turizm açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Rektör Hacımüftüoğlu şunları söyledi: "Erzurum, doğal güzellikleri kadar tarihi zenginlikleriyle de ön plana çıkan bir şehir. Atatürk Üniversitesi olarak bu değerlerin korunması, belgelenmesi ve turizme kazandırılması için çeşitli projeler yürütüyoruz. Kırk Pencereli Mağaralar gibi alanlar, geçmişin izlerini günümüze taşıyan eşsiz yapılardır. Buradan elde edilecek bilgiler, hem bölgenin tarihine ışık tutacak hem de Erzurum’un turizm potansiyelini artıracaktır." “Erzurum, Turizm Açısından Büyük Potansiyele Sahip Bir Şehir” Karayazı ilçesindeki Aşağı Çıkılgan köyünde yer alan "Kırk Pencereli Mağaralar"ın etkileyici yapısıyla dikkat çektiğini belirten Rektör Hacımüftüoğlu: “Mağaraların kayalık bir yamaca oyulmuş olması, hem doğal oluşumların hem de insan eliyle şekillendirilen alanların bir arada bulunduğunu gösteriyor. Mağaraların içindeki kilise, tandır, oda ve şarap mahzeni gibi izler, buranın geçmişte yerleşim yeri ya da dini amaçlarla kullanılan bir alan olabileceğini düşündürüyor” diye konuştu. Altın rengi tonlar, mağaraların bulunduğu coğrafyanın gün batımıyla birleştiğinde ortaya çıkan büyüleyici manzarasını gözler önüne serdiğini aktaran Hacımüftüoğlu: “Bu estetik özellikler, Kırk Pencereli Mağaraları yalnızca tarihi değil, aynı zamanda turistik bir değer haline getiriyor. Üniversitemizin yapacağı araştırmalar, bu mağaraların geçmişteki kültürel ve tarihi anlamını gün yüzüne çıkarırken, Erzurum’un “2025 Turizm Başkenti” unvanına da büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bölgenin turizme kazandırılması, hem kültürel mirasın korunmasına hem de yerel ekonominin canlanmasına öncülük edecektir. Mağara, bölgenin sahip olduğu eşsiz güzelliklerin ne denli büyük bir potansiyele sahip olduğunun önemli bir göstergesi. Bu kapsamda, üniversitemiz öncülüğünde gerçekleşecek çalışmaların tarihe ışık tutacağına inanıyorum” diye konuştu.