GÜNDEM - 25 Eylül 2024 Çarşamba 11:36

Öğrenci müşterileri dönercilerin yüzünü güldürdü

A
A
A
Öğrenci müşterileri dönercilerin yüzünü güldürdü

Eskişehir’de okulların açılmasıyla birlikte öğrencilerin öğle yemeklerinde sıklıkla tükettiği tavuk dönerin satışları yoğunlaştı.


2024-2025 eğitim-öğretim yılı, 9 Eylül 2024 Pazartesi günü itibariyle başladı. Okulların açılmasıyla yaz tatilinde ayrı kaldıkları öğrenci müşterileri ile buluşan esnafın yüzü gülerken, özellikle dönerci işletmelerinde yoğunluk arttı. Birçok öğrenci tarafından fiyatı ve lezzeti nedeniyle tercih edilen tavuk döner, yeni dönemde de yüksek oranda satılıyor. Öğle aralarında yaşanan kalabalık nedeniyle ise birçok işletmede yer kalmıyor. Dürüm, ekmek ve iskender gibi farklı şekillerde tüketime sunulan dönerin fiyatı konusunda öğrencilere yardımcı da olan esnaf, yoğunluğun ilerleyen günlerde daha da fazlalaşmasını bekliyor.



“Özlediğimiz öğrenciler tekrar geldi ve işlerimize bu yoğunluk yansıyor”


Dönerci esnafı Tanju Pekdemir, “Biz, beklediğimiz gibi yine öğrencileri ağırlıyoruz. Şu anda işler çok yoğun. Öğlen saatlerinde boş yerimiz kalmıyor. Normalde paket servis de yapıyoruz ancak öğlen saatlerinde buna pek fırsatımız olmuyor. Alıp giden öğrenciler oluyor. Yer olmadığı için bazıları paket yaptırmak zorunda kalıyor. Biz, öğrenciyi seviyoruz. Özlediğimiz öğrenciler tekrar geldi ve işlerimize bu yoğunluk yansıyor. Öğrencilere zaten gereken indirimleri yapıyoruz. Bu yoğunluğu seviyoruz ve çok şükür, yüzümüz gülüyor. Allah da onların yüzünü güldürsün. Fiyatlarımız çok uygun. Öğrencilere özel indirimler yapıyoruz. Şu anda hem kaliteli hem de ucuz olarak yine tavuk döner tercih ediliyor” dedi.



Öğrenci müşterileri dönercilerin yüzünü güldürdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana Sanayi Odası Başkanı Kıvanç : "Sanayide yeşil ve dijital dönüşüm artık zorunla hale geldi" Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç gerçekleştirdi. Kıvanç, sanayide yeşil ve dijital dönüşümün artık bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Kıvanç, Adana Sanayi Odası (ADASO) ev sahipliğinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü, Sanayide Yeşil ve Dijital Dönüşüm Destek Programları Tanıtım Toplantısında yaptığı konuşmada sanayide yeşil ve dijital dönüşümün artık bir zorunluluk haline geldiğini belirterek, "İhracatın büyük bir kısmı Avrupa’ya yapılıyor. Firmaların bu dönüşüme uyum sağlaması küresel rekabet gücü açısından kritik. Bu programlar, sanayimizin rekabet gücünü artırırken çevreye duyarlı üretim ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize de hizmet ediyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, Türk sanayisi için önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. İhracatımızın yarısından fazlasının Avrupa’ya yapıldığı düşünüldüğünde, bu süreç sadece bir tercih değil, zorunluluk haline geliyor. Şirketlerimizin bu dönüşüme ayak uydurması, küresel rekabet gücünü koruması açısından kritik öneme sahiptir. Adana Sanayi Odası olarak bu süreci yakından takip ediyor, firmalarımızı bu dönüşüme adapte etmeye çalışıyoruz” dedi. Bakanlık Destekleri ve Dönüşüm Süreçleri Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Abdullah Başar ise açılış konuşmasında sanayide yeşil ve dijital dönüşümün yalnızca bir gereklilik olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin küresel rekabet avantajı kazanabilmesi için büyük bir fırsat sunduğunu belirtti. Başar, dijitalleşmenin artık bugünün olmazsa olmazı olduğunu ve bu süreçte yapay zeka, büyük veri gibi teknolojilerin üretim süreçlerine entegrasyonunun önemine belirterek, “Tüm dünya ile birlikte sanayimizin geleceğini şekillendirecek iki temel dönüşüm var. Yeşil ve Dijital dönüşüm. Yeşil dönüşüm, sadece çevreye duyarlı bir üretim modeli değil, aynı zamanda dünyaya karşı sorumluluğumuzun da bir yansımasıdır. Karbon salınımını azaltmak, kaynakları daha verimli kullanmak ve sürdürülebilir üretimi teşvik etmek, bu dönüşümün temel hedefleri arasında yer alıyor. Avrupa Birliği’nin başlattığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile birlikte, bu değişime uyum sağlamak artık sadece bir zorunluluk değil, rekabet avantajı elde etmek için bir fırsat haline geldi. Türkiye, bu fırsatı değerlendirerek küresel arenada daha güçlü bir konum elde edebilir. Dijitalleşme ise, artık geleceğin değil, bugünün gerekliliğidir. Üretim süreçlerinde yapay zeka, nesnelerin interneti ve büyük veri gibi teknolojilerin entegrasyonu, verimlilik ve hızda çığır açacaktır. Bizler Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, işletmelerimizin bu dönüşüm süreçlerinde yalnız olmadıklarını göstermek için buradayız. Sunacağımız destek programları, firmalarımıza bu yeni dönemde rehber olacak ve onları küresel rekabetin en ön safına taşıyacaktır. Unutmayalım ki, yeşil ve dijital dönüşüme ayak uydurmak, sadece bugünü değil, geleceği kazanmanın anahtarıdır.” dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu dönüşüm sürecinde işletmelere rehberlik edeceklerini ifade eden Başar, sunulan destek programlarının bu dönüşümün anahtarı olduğunu söyledi. Açılış konuşmalarının ardından toplantıda, "Yeşil Sanayi Destek Programı", "KOBİ Dijital Dönüşüm Destek Programı", "Yeşil Dönüşüm Destek Programı", "Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi", "1832 Sanayide Yeşil Dönüşüm Çağrısı 2024-02" ve "1833 - SAYEM Yeşil Dönüşüm Çağrısı" gibi önemli destek programları tanıtıldı. Programlar, işletmelerin bu dönüşüm süreçlerine nasıl adapte olabilecekleri ve finansman olanakları hakkında detaylı bilgiler içerdi. Sanayiciler, sunulan programlara büyük ilgi gösterirken, bu tür desteklerin sektöre önemli katkılar sağlayacağı vurgulandı. Toplantı, sanayi sektörünün geleceğe uyum sağlama yolundaki adımlarını hızlandırması açısından büyük önem taşırken, iş dünyasının yoğun ilgisiyle karşılandı
Bolu Boluspor 3 puan peşinde Boluspor Teknik Direktörü Ufuk Kahraman, Trendyol 1. Lig’in 7. haftasında sahalarında oynayacakları Manisa FK maçını kazanmak istediklerini ve bu açıdan takıma da güvendiğini söyledi. Boluspor, Trendyol 1. Lig’in 7. haftasında sahasında oynayacağı Manisa FK maçının hazırlıklarına başladı. Teknik Direktör Ufuk Kahraman yönetiminde hazırlıklarını sürdüren Bolu ekibi, karşılaşmadan 3 puan almak istiyor. “Alınan bir puan bizim için bir umut vericiydi” Geçtiğimiz hafta son dakika golüyle 1 puan elde ettikleri Amedspor mücadelesini değerlendiren Boluspor Teknik Direktörü Ufuk Kahraman, “Şansımıza Bolu’muzda hava çok güzel. Takımın havası da gayet iyi. Tabii bizim için ilk çıkılan maçta istemediğimiz mağlubiyet aldık. Özellikle bireysel birkaç hatadan dolayı ama ondan sonraki takımın reaksiyonu toparlanması, Amedspor maçına hazırlık, alınan 1 puan ki o kadar kötü bir zemine karşı.. Neredeyse rakibe hiç pozisyon vermeden gol yedik. Bir duran toptan gol yedik. Ama son dakikaya kadarki futbolcularımın performansı, özverisinden çok memnunum. Alınan 1 puan bizim için umut vericiydi. Hem de moral ve motivasyon anlamında önemliydi” ifadelerini kullandı. “Takımıma güveniyorum” Manisa FK maçı öncesinde takıma güvendiğini ve 3 puan almak istediklerini belirten Teknik Direktör Kahraman, “59 yıllık bir geçmişe sahip bir Bolu şehrinin takımına geldiğimin farkındayım. Bu takım Süper Lig ve 1. Lig’de neredeyse o 59 yılın 3’te 2’sini Süper Lig’de geçirmiş bir takım. Futbol şehri Bolu, taraftarıyla yerel basınıyla çok büyük bir camia. Bunun da farkındayım. Bu konuda biz de taşın altına elimizi sokarak ekibimle beraber Bolu şehrini, Bolu takımını bu armayı en üst seviyeye çıkarmak için çalışacağız. Hedef de sayabilirsiniz bunu. Tabii geçen sene play-off oynamış bir takım ve bunun üstüne nasıl çıkabileceği çalışıyoruz oyuncu grubumla. Oyuncu grubu çok aç, verilmeye aç, ne istersen almaya çalışan bir grup. Bu da bizim için bir artı. Her antrenman, her başka bir gün oyuncularımızı farklı konularla yükleyerek Manisa maçına hazırlanıyoruz. Buradan taraftarımızın desteğiyle alacağımız bir 3 puan ve arkasından milli takım öncesi Erzurum deplasmanı bizi çok farklı yerlere getirecektir. Bunun için de takımıma güveniyorum” dedi.
Elazığ Başkan Seyrek: ’’Koruma Bölge Kurulu bilime ve yönetmeliğe göre karar almalıdır’’ Elazığ Bakır Maden Kültür, Turizm, Kalkınma ve Dayanışma Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, 23 ve 25 Eylül 2024 tarihinde hazırladıkları altı dosya ile 15 eserin koruma altına alınması için başvuruda bulunduklarını belirterek, ’’Ümit ediyoruz ki Koruma Bölge Kurulu yeni başvuruları bilime ve yönetmeliğe göre değerlendirerek karar alır’’ dedi. Elazığ, Bakır Maden Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, altı dosyada 15 eserin koruma altına alınması için başvuruda bulunduklarını ancak kurulun taşınmazların heyelan bölgesinde yer almasından dolayı tescil başvurularını reddettiği düşünüldüğü, dernek olarak reddedilen başvuruların değerlendirilmesi için 26 Eylül 2024 tarihinde Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edeceklerini kaydetti. Maden ilçesi için kıymetli ve tarihi eser değeri taşıyan varlıkların korunması gerektiğini belirten Başkan Seyrek, ’’Dernek olarak kurulduğumuz günden bugüne Maden ilçemizin sorunlarını gündeme getiriyor, ilçemiz sorunları için çözüm önerisinde bulunuyor ve değerlerimizin korunması için tespit ve tescil çalışmaları yürütüyoruz. Bu kapsamda kültür varlıklarının korunması için Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne yaptığımız tescil başvuruları bir süredir reddediliyor. Özellikle ilçemizdeki afete maruz riskli alan içinde yer alan taşınmazların başvurusunun reddedilmesi toplumda farklı sorular sorulmasına neden oldu. Zira bu taşınmazlar Fırat Üniversitesi akademisyenleri tarafından da mimari olarak çok kıymetli bulunuyor. Kurulun taşınmazların heyelan bölgesinde yer almasından dolayı tescil başvurularını reddettiği düşünülüyor. Dernek olarak reddedilen başvuruların değerlendirilmesi için 26 Eylül 2024 tarihinde Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edeceğiz. Bölge kurulunun aldığı bu yanlış kararların koruma yüksek kurulundan döneceğine inanıyoruz. 23 ve 25 Eylül 2024 tarihinde de altı dosyada 15 eserin koruma altına alınması için başvuruda bulunduk. Ümit ediyoruz ki Koruma Bölge Kurulu yeni başvuruları bilime ve yönetmeliğe göre değerlendirerek karar alır’’ diye konuştu.
Antalya Annesini öldürüp elbise dolabında saklayan oğlunun davasından karar çıkmadı Antalya’nın Alanya ilçesinde 70 yaşındaki annesini bıçaklayarak öldürdükten sonra cansız bedeni elbise dolabında saklayan Süleyman Sevinç (50) ’kasten öldürme’ suçundan hakim karşısına çıktı. Sanığın SEGBİS ile verdiği savunmasındaki talebi üzerine duruşma 22 Ekim’e ertelendi. Geçen yıl 3 Mayıs’ta meydana gelen olayda Hacet Mahallesi Kaptanoğlu Sokak’taki bir apartman dairesinde yaşayan Fatma Sevinç (70) ile oğlu Süleyman Sevinç (50) arasında iddiaya göre henüz belirlenemeyen nedenle kavga çıktı. Kavgadan sonrası kadından 2 gün haber alamayan komşuları durumu polise bildirdi. İhbar üzerine kadının yaşadığı eve gelen polis ekipleri savcılıktan alınan iznin ardından çilingir yardımıyla kapıyı açarak içeri girdi. Polis ekipleri Fatma Sevinç’in cansız bedenini çarşafa sarılmış olarak gardıropta buldu. Yapılan incelemelerde kadının boğazından bıçaklanarak öldürüldüğü belirlendi. Polis ekiplerinin yaptıkları teknik ve fiziki takipte 2 gün önce Fatma Sevinç ve oğlunun tartışma seslerini duyduğunu tespit etti. Polis ekipleri olay sonrası kaçan cinayet şüphelisi Süleyman Sevinç’in yakalanması için çalışma başlattı. 4 gün sonra yakalandı Cinayet şüphelisi 4 gün sonra Antalya Atatürk Caddesi üzerinde elinde poşetle yürürken, durumundan şüphelenen motosikletli polis timi tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde annesini öldürdüğünü itiraf eden Süleyman Sevinç buradaki işlemlerinin ardından soruşturmanın devam için Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. "Babamın vefatından sonra annem sürekli benim üzerime geliyordu” Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Süleyman Sevinç, ifadesinde suçunu kabul ederek, “Ölen Fatma Sevinç benim öz annem olur. Ü.S. ise öz kardeşim olur. Ben ailevi problemler nedeniyle üçüncü eşimden ayrı yaşamaktaydım. Bu nedenle annem Fatma ile yaklaşık 8 yıldır birlikte yaşamaktayız. Ben 3 evlilik yaptım, her evliliğimde annem sürekli olarak bana karşı çıktı ve eşlerim için uygunsuz kelimeler söylüyordu. Bu nedenle son eşimden de annemden dolayı ayrıldım. Babam 31 Aralık 2022’de vefat etti ve babamın vefatından beri annem sürekli olarak benim üzerime gelmekteydi. Babamı benim öldürdüğümü söylüyor, aynı zamanda son eşimin de başka insanlarla birlikte olduğu belirterek, uygunsuz ithamlarda bulunuyordu. Bu yüzden son 15 gündür tartışmalarımız şiddetlenmişti” dedi. “Annemi bu şekilde öldürdüğüm için çok pişmanım” Tartışmaların olay günü daha da arttığını öne süren Süleyman Sevinç, şunları söyledi: “En son 2 Mayıs günü gece 00.30-01:30 sıralarında annem Fatma Sevinç ile ikamette bulunduğumuz sırada yine bu sebeplerden ötürü tartışmaya başladık. Annem ayrıldığım eşime sürekli bel altı kelimeler söylemeye başladı. Bu sırada benim yüzüme birkaç tokat attı. Daha sonra mutfakta bulunan ekmek bıçağını alarak benim odamın kapısının girişine geldi ve bana hitaben ’ya sen ya ben’ diyerek bıçağı salladı. Ben tam bu sırada elinden bıçağı almak istediğimde elimi ısırdı. Bıçağı aldıktan sonra ben o an şuurumu kaybettim. Annemin boğazına doğru bıçak ile birkaç defa salladım. Kaç defa bıçağı vurduğumu hatırlamıyorum. Annem yere düştükten sonra onu odamdaki dolabın içerisine koyarak üzerini battaniye ile örttüm. Daha sonra yerleri temizledim. Olayda kullanılan bıçağı nereye bıraktığımı hatırlamıyorum. O gece evde kaldım. Sabah olduğunda telefon ile araç kiralama şirketini arayarak bir araç kiraladım. Kiralama şirketi aracı ikametimin önüne 2 Mayıs günü saat 19.00 sıralarında getirdi. Aracın anahtarını dışarı çıkarak aldım. Daha sonra bu araç ile Antalya’ya doğru yola çıktım. Annemi bu şekilde öldürdüğüm için çok pişmanım. Üzerime atılı suçlamayı bu haliyle kabul ediyorum.” Cinayet şüphelisi ifadesinin ardından sulh ceza hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Sizin huzurunuza çıkmak istiyorum” Müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Süleyman Sevinç, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Alanya Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan sanık Süleyman Sevinç, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Sanık Sevinç savunmasında, “Sizin huzurunuza çıkmak istiyorum, avukatım bir gün olsun hiç yanıma gelmedi” dedi. Savunmanın ardından mahkeme heyeti, sanığın mahkeme salonunda hazır bulundurulmasına karar vererek duruşmayı 22 Ekim 2024 tarihine erteledi.