SAĞLIK - 16 Eylül 2024 Pazartesi 12:15

HPV virüsüne karşı uyarılar

A
A
A
HPV virüsüne karşı uyarılar

HPV virüsüne karşı uyarıda bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Semavi Ulusoy “Rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 80’inden fazlasında bu virüs rol oynar. Korunmak için 9-11 yaş arasındaki kız ve erkek çocukların aşılanması önerilmektedir” dedi.


Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Semavi Ulusoy, tüm dünyada çok yaygın görülen İnsan Papilloma Virüsü (HPV) hakkında bilgi vererek 200’den fazla türü olan bu virüsün yaklaşık 40 türünün genital bölgede enfeksiyonlara, bazı türlerinin de el, ayak, ağız veya boğazda siğillere neden olabileceğini söyledi.


Genital HPV türlerinin rahim ağzı kanserine yol açabilme ihtimaline göre "düşük riskli" veya "yüksek riskli" olarak gruplandığını belirten Dr. Ulusoy “Düşük riskli türler genital siğillere (kondilom) neden olabilir. En sık görülen düşük riskli türler HPV 6 ve 11’dir. Yüksek riskli kabul edilen 12 adet tür vardır: HPV 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58 ve 59. Bu türler, rahim ağzı kanseri yanı sıra vulva, vajina, anüs ve penis kanserleri ile ilişkilidir. Rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 80’den fazlasında HPV 16 ve/veya 18 tespit edilmektedir” diye konuştu.



“Bağışıklık sistemi genellikle vücudu 2 yılda temizler”


Dr. Semavi Ulusoy, genital siğillere sebebiyet veren HPV türlerinin kansere neden olabilen türlerle aynı olmadığına dikkat çekti. Ancak bununla birlikte, siğil varsa, kansere neden olabilecek HPV türlerine de maruziyet söz konusu olabileceği için, dikkatli değerlendirme gerektiğini ifade etti.


Cinsel olarak aktif olan çoğu insanın hayatının bir evresinde HPV ile karşılaştığına değinen Dr. Ulusoy “On vakanın dokuzunda, vücudun bağışıklık sistemi, HPV enfeksiyonunu kendiliğinden, herhangi bir tedavi olmadan ortadan kaldırarak iki yıl içinde temizler. Bu durum düşük riskli türlerde daha yüksek oranda görülmekle beraber, yüksek riskli türlerde çok daha nadirdir” dedi.



“Yıllar sonra bile ortaya çıkabilir”


Genital HPV’nin, enfeksiyonu olan biriyle cinsel ilişki sırasında deri teması yoluyla kolayca yayılabileceğini belirterek ilişki sırasında kullanılan prezervatif ve diğer lateks bariyerlerin, bulaşmayı tamamen önleyemediğini söyleyen Dr. Ulusoy “HPV’li çoğu insan, belirti göstermediği için virüse sahip olduğunu bilmez, ancak yine de virüsü başka birine bulaştırabilir. HPV’nin düşük riskli türleri, vulvada (dudaklar dahil), vajina veya anüste, penis, testis, kasık veya uylukta siğillere neden olabilir. Ten renginde, pembemsi veya beyaz küçük kabarcıklar olarak ortaya çıkan siğiller, HPV’ye maruz kaldıktan birkaç hafta, birkaç ay hatta yıllar sonra bile ortaya çıkabilir” dedi.



“Tedavi, siğilin boyutu, yeri ve sayısına göre belirlenir”


HPV için kesin bir tedavi olmadığını ancak siğiller kendiliğinden geçmezse ilaç tedavisi veya büyük lezyonların dondurulması ya da yakılması şeklinde cerrahi tedavi uygulandığını anlatan Dr. Ulusoy “Tedavi edilmezse, genital siğiller kaybolabilir, değişmeden kalabilir, boyut olarak büyüyebilir ya da sayıca artabilir. Tedavi yöntemi seçiminde siğillerin boyutu, yeri ve sayısı önem arz ederken tedavi sırasında siğillerdeki değişiklikler, hasta tercihi ve tedavinin yan etkileri göz önünde bulundurulur” diye konuştu.


“Anormal hücre oluşumuna sebep olabilir”


HPV’nin yüksek riskli türlerinin anormal hücre oluşumuna yani displaziye neden olduğuna değinen Dr. Ulusoy displazinin en yaygın görüldüğü yerin rahim ağzı olduğunu, vajina, vulva ve anüs gibi diğer bölgelerde daha az görüldüğünü ifade etti. Displazinin, kanser olmadığını ancak tedavi edilmezse kansere dönüşebileceğine işaret eden Dr. Ulusoy sözlerini “Bu nedenle, displazili hücrelere bazen ‘prekanseröz hücre’ yani kanser öncüsü hücre denir. Displazi ve rahim ağzı kanseri için tarama, erken prekanseröz değişikliklerin tespiti ve önlenmesi açısından hayati öneme sahiptir. Tanı için pap smear testi yapılır. Anormal bir rahim ağzı kanseri tarama testi, enfeksiyon, displazi veya kanser belirtisi olabilir ve yakından takip edilmelidir. Bu gibi durumlarda rahim ağzını daha yakından inceleyen kolposkopi ve biyopsi gerekebilir. HPV testi, smear testi ile birlikte, kansere ve prekanseröz durumlara yol açabilecek yüksek riskli HPV türlerini aramak için kullanılabilir” diye sürdürdü.



“Hem kızlar hem de erkekler aşılanmalı”


HPV’den korunmak için aşılamanın esas olduğunun altını çizen Dr. Ulusoy “9 ila 45 yaş arası için 3 farklı aşı kullanımını onaylamıştır: İkili aşı olarak bilinen bu aşı, HPV 16 ve 18’e karşı bağışıklık sağlar. Dörtlü aşı, HPV 6, 11, 16 ve 18 tiplerine karşı koruyucudur. Dokuzlu aşı ise dörtlü aşıdaki türlere ek olarak 5 adet daha yüksek riskli tür dahil edilmiştir” dedi.


HPV’ye maruz kalmadan bağışıklık kazanmak için tüm dozların ilk cinsel temastan önce önerildiğinden bahseden Dr. Ulusoy hem kızlar hem de erkekler için 11 veya 12 yaşlarında aşı yapılmasını; 9 - 15 yaş arasında 2 doz, 15 yaşından büyüklerde ise 3 doz aşı uygulandığını söyledi. Aşının, çoğu rahim ağzı kanserine ve genital siğillere neden olan HPV türlerine karşı koruma sağladığını; ancak, daha az yaygın HPV türlerine karşı koruma sağlamadığını da sözlerine ekledi. Bu nedenle, aşılamaya rağmen düzenli jinekolojik tarama gerektiğini hatırlattı.



HPV virüsüne karşı uyarılar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Çöp toplayıp çevre temizliğine dikkat çektiler Yozgat Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ile İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü öncülüğünde “Temizlik Günü” etkinlikleri çerçevesinde Yozgat Çamlığı Milli Parkı ile Millet Bahçesi’nde çöp toplandı. Yozgat Belediyesi tarafından “Temizlik Günü” etkinlikleri çerçevesinde çevre bilinci oluşturmak amacıyla çöp toplama etkinliği düzenlendi. Yozgat Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen etkinlikte valilik ve belediye çalışanları, öğretmen ve öğrenciler ile sivil toplum kuruluşu üyelerinden oluşan grup, Millet Bahçesi ve Yozgat Çamlığı Milli Parkı’nda çöp toplama çalışması yaptı. Dünya genelinde her yıl eylül ayının üçüncü haftasında “Temizlik Günü” etkinliğinin düzenlendiğini belirten Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Açıkgöz, “Yozgat Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile birlikte Fatma Temel Turhan Ortaokulu ve Ayşe Ilıcak İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından temizlik çalışması gerçekleştirdik. Burada amaç bir farkındalık oluşturmak. En güzel temizlik kirletmemektir, biz onu her zaman savunuyoruz. Vatandaşlarımıza bu bilinci aşılamak için böyle bir çalışma gerçekleştirdik.” dedi. Yozgat Çamlığı Milli Parkı ve Millet Bahçesi’nde temizlik çalışmaları yapıldığını belirten Açıkgöz, “Şehir bizim, park ve bahçelerimiz bizim sahip çıkmamız gerekiyor. Buraların zarar görmesi bize büyük külfetler çıkarıyor. Vatandaşlarımızı çevre temizliği ve park ile bahçelerin korunması yönünde daha duyarlı olmaya davet ediyorum.” şeklinde konuştu.
İstanbul Sanatla Yaşam Atölyeleri 8. yılında Beylikdüzü Belediyesi’nin sosyal belediyecilik bilinciyle hayata geçirdiği ve ilçedeki sanatçıların kullanımına sunduğu Sanatla Yaşam Atölyeleri, tam 8 yıldır haftanın altı günü sanatseverlere hizmet veriyor. Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde bulunan “Sanatla Yaşam Atölyeleri”, 2016’dan bu yana; resim, seramik, çini ve ahşap üzerine çalışan sanatçılara, hem uygun çalışma ortamı sunuyor, hem de üretilen eserlerin halka açık bir alanda sergilenmesini sağlıyor. 6 aylık kullanım süreleriyle 50’yi aşkın sanatçının çalıştığı 10 atölye, pazar günü hariç haftanın her günü 10.00 - 17.30 saatleri arasında hizmet veriyor. İlçede görsel sanatlarda deneyim sahibi ve kendini geliştirmek isteyen sanatseverlerin kullanımına sunulan ücretsiz atölyeler, Vadi’nin 1. Etabında sanatseverleri bekliyor. “Örnek bir hizmet” Dört yıldır burada olduğunu söyleyen ressam Tülin Aykan, Sanatla Yaşam Atölyeleri için “örnek bir hizmet” yorumunu yapıyor. “Burada olmasaydım sanatım ölürdü” diyen sanatçı, memnuniyetini şu sözlerle ifade ediyor: “İyi ki Beylikdüzü’ndeyim. Ben 1998’den beri buradayım ki burada olmak benim hayalimdi. Yaşam Vadisi olağanüstü bir yer. Mavi Atölye’de altı kişiyiz. Bizler üretmeyi seven insanlarız. Burası olmasaydı belki de çalışmalarımızı sergileyemezdik. Hakikaten çok memnunuz, çok teşekkür ediyoruz” “Terapi gibi” Tülin Kara ise mevcut ekonomik şartlarda sanatçıların ayakta durabilmesi için yerel yönetimlerin de üstüne düşeni yapması gerektiğini vurgularken şunları söylüyor: “Türkiye’de koşullar malum. Masraflar ortada. Ne yazık ki, sanatçılar karnını doyurmakta zorlanıyor. İyi ki böyle bir şey düşünülmüş. Yaşam Vadisi’nde olmak bir terapi gibi. Sevdiğimiz için her gün geliyoruz. Burayı hizmete sunan Ekrem İmamoğlu’na da sürdüren Mehmet Murat Çalık’a da çok teşekkür ediyoruz.”
Çanakkale Üniversiteli Zeliha’nın öldüğü kazada tutuksuz yargılanan kamyonet sürücüsü ilk kez hakim karşısına çıktı Çanakkale’de bisiklet turuna katılmak için antrenman yaparken kamyonetin çarptığı 23 yaşındaki üniversite öğrencisinin hayatını kaybetmesine ilişkin davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada sanığın tutuksuz yargılanmasına devam edilmesine ve 4 Kasım’da olay yerinde keşif yapılmasına karar verilerek, duruşma 6 Aralık’a ertelendi. 28 Nisan’da saat 19.00 sıralarında ilçeye bağlı Kocadere köyü yakınlarında meydana gelen kazada, S.Ç. yönetimindeki 17 UR 284 plakalı kamyonet, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Zeliha Güneş’in (23) kullandığı bisiklete çarptı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen ambulansla Eceabat Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Güneş, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kazanın ardından kamyonet sürücüsü S.Ç., jandarma tarafından gözaltına alındı. S.Ç., işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemede adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Talihsiz olayın ardından yapılan araştırmalarda, Zeliha Güneş’in 5 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek olan Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’na katılmak için antrenman yaptığı belirlendi. "Beraatımı istiyorum" Kaza ile ilgili ilk duruşma bugün 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada sanık S.Ç., "Olay günü yönetimimdeki 17 UR 284 plakalı kamyonetimle Gökçeada’dan geldim. Eceabat istikametine gidiyordum. Kamyonetim boştu, olay yeri olan eski Toprak Mahsulleri Ofisi mevkiine geldiğimde yolun sağ tarafında yani tali yolda iki bisikletliyi gördüm. Bisikletliler yan yana tali yolda idi. Ben normal kamyonetimle en fazla 60-70 km/s hızımla seyir halinde iken birden müteveffa bisikleti ile kamyonetimin sağ tarafına çarptı, ben sola manevra yapmaya çalıştıysam da kazaya mani olamadım. Bisiklet sürücüsü birkaç metre sağ tarafa savruldu, ben hemen az ileride durdum. Hemen düşen yolcunun başına geldim, baktığımda müteveffa cansız vaziyette genç bir delikanlının kucağındaydı. Hemen 112’yi aradım ambulans çağırdım, ambulans geldi onları alıp götürdü ve jandarma geldi. Ben o sırada alkollü değildim. Ehliyetimi 2012 yılında aldım, daha önce hiç kaza yapmamıştım. Ben suçsuzum, kazada benim bir kusurum yoktur. Bu yüzden beraatımı istiyorum. Mahkeme aksi kanaatte olacak ise lehe olan hükümlerin hakkımda uygulanmasını dilerim. Ben de trafik kazasında 4 yaşındaki torunumu kaybettim. Bu acıyı bilirim, huzurunuzda müştekilerden özür diliyorum. Acılarını paylaşıyorum, başsağlığı diliyorum. Kazadan sonra kendilerine ulaştık, aracılar kıldık, taziye için görüşmek istedik fakat bunu kabul etmediler. Buna da saygı duyuyorum. Müteveffanın anne babasının varsa maddi manevi zararlarını karşılamak isterim" dedi. "Acım çok büyüktür" Duruşmada konuşan Zeliha Güneş’in babası Satılmış Güneş ise, şikayetçi olduğunu ifade ederek, "Şikayetçiyim. Davaya katılma talebim vardır. Kızım Zeliha Güneş kazada vefat etmiştir. Evladım 23 yaşında idi. Ben olayı görmedim, sigorta bizim zararımıza karşılık toplamda 950 bin TL ödeme yaptı. Kazadan sonra sanık hiçbir şekilde bize ulaşmadı, bir başsağlığı dahi dilenmedi. Biz perişan olduk, benim akıl sağlığım bozuldu. 3 evladım vardı, birisi bu şekilde vefat etti. Acım çok büyüktür. Kendisi üniversite öğrencisiydi, kızım çocukluğundan beri bisiklet kullanır. Yeşilay’ın tertip ettiği bisiklet maratonuna dahi iştirak etmiştir" diye konuştu. "Benim kızımın bütün kemikleri kırılmıştır" Anne Gülsüm Güneş ise, "Şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardır. Ben olay yerinde değildim. Ancak maktül kızımın olay sırasında üzerinde bulunan sırt çantasını size gösteriyorum, kızımın ayakkabıları ve her yeri kana bulandığı halde sırt çantasında en ufak bir kan izi yoktur. Ve gördüğünüz gibi sırt çantasının askıları kopmuştur. Böylece bu çantayı delil olarak dosyaya sunuyorum. Demek istediğim kamyonetin aynası veya başka bir yeri sırt çantasına takılmış ve sırt çantasının bağcıkları, askıları böylelikle kopmuştur. Benim kızımın bütün kemikleri kırılmıştır, çok feci halde can vermiştir. Kendisi durduğunu ve 112’yi aradığını söylemektedir fakat bu beyan doğru değildir, yalandır. Olay yerinden kaçarken motosikletli bir çocuk kendisini durdurmuş, 112’yi de oradan geçen bir bayan avukat aramış. Buna dair çokça görgü tanığımız vardır. Bu avukat bayan bizimle iletişime geçmiştir. Bayan avukatın adını şu an bilmiyorum. Kendisi olaydan sonra bir sefer bizi arayıp taziyede dahi bulunmamıştır. Ben 5 aydır bir saat uyku uyumuş değilim, acım çok büyüktür. Kendisi tutuklanmamıştır. Bizim manevi acılarımızı bir nebze tatmin etmek istiyorsanız bu kişinin tutuklanmasına karar vermenizi talep ediyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada sanık S.Ç.’nin adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına devam edilmesine ve 4 Kasım’da olay yerinde keşif yapılmasına karar verilerek, bir sonraki duruşma 6 Aralık’a ertelendi.
Afyon Patates üreticileri bilgilendirildi Afyonkarahisar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü teknik personelleri Kozluca Köyünde patates hasadı yapan çiftçilere Tarımsal Üretim Planlaması ile birlikte ne gibi faydalar sağlayacağı konusunda bilgiler verildi. Afyonkarahisar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü, üreticilerin pazarlama sorunlarıyla karşılaşmasının önüne geçilmesi ve refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede üreticilere gerekli bilgilendirmeler yapılmaya devam ediyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada; “Patates bitkisi ülke açısından stratejik öneme sahip olması hasebiyle, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından planlı üretim kapsamında belirlenen 13+1 ürün içerisinde yer almaktadır. İlimiz açısından da büyük öneme sahip olan patates bitkisi, merkez tarım havzamızda planlamaya konu havza ürün deseni içerisinde bulunduğu için, merkez tarım havzasında patates üretimi yapan çiftçilerimiz Temel Destek yanında bir de Planlı Üretim Desteklemesi alabilecektir. Tarımsal Üretim Planlamasıyla birlikte, arz ve talep dengesinin de gözetilerek, stratejik ürünlerin en uygun yerlerde üretilmesi, kaynak kullanımında optimizasyon ve verimlilik artışı hedeflenmektedir. Bu sayede, hasat döneminde üreticilerin pazarlama sorunlarıyla karşılaşmasının önüne geçilmesi ve refah düzeyinin yükseltilmesi amaçlanıyor” denildi.