GÜNDEM - 24 Ocak 2025 Cuma 07:10

Yayladan sofraya Erzincan Tulum Peyniri

A
A
A
Yayladan sofraya Erzincan Tulum Peyniri

Erzincan’ın meşhur tulum peyniri, yüksek rakımlı yaylalarda doğal yöntemlerle üretilen ve coğrafi işaretle korunan bir lezzet. Ancak üreticiler, peynirlerinin taklit edilmesinden şikayetçi.


Erzincanlı üreticiler, tulum peynirinin üretiminde kullanılan doğal malzemeler ve geleneksel yöntemler hakkında bilgi verdi. Peynirin lezzetinin, yüksek rakımlı yaylaların zengin bitki örtüsünden ve doğal beslenen hayvanların sütünden geldiğini belirttiler.


Üreticiler, özellikle hazır mayaların kullanılmasıyla peynirin lezzetinin kaybolduğunu ve peynirin rengini taklit ederek tüketicileri yanıltmaya çalıştığını ifade etti.


Erzincanlı tulum peyniri üreticisi Nurettin Yıldırım konu ile ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Erzincan tulum peyniri bölgemizde, Erzincan’ın merkezinde, ilçelerinde, üreticilerimiz yüksek rakımlı yaylalara, zirvelere çıkıyor. Akkaraman koyun sütünden doğal şırdan mayası kullanılarak üretilen bir peynirimizdir. Peynirimizin güzelliği yüksek rakımlı yaylaların doğasından, bin bir çiçek otundan, çiçeğinden gelen bir lezzettir. Hayvanlarımız doğal beslenir, sütünü bize verir. Almış olduğumuz bu sütü biz doğal yapmış olduğumuz şırdan mayasıyla mayalayıp, kemah tuzuyla tuzlayıp üretim yapmaktayız. Şırdan mayası dediğimizde, bildiğimiz doğal şırdanı yine yöremizde, yaylalarımızda topladığımız kekik otu, işte nohutla mayamızı yapar ve şırdan mayasıyla mayalarız. Bu çok doğal, etkin ve güzel bir mayadır. Yani hazır mayalara benzemez. Hazır mayayla denediğimiz zaman peynirimizin lezzeti kayboluyor. Biz yaylalardan günlük almış olduğumuz teleme peyniri mandıramızda 2 gün dinlendirip, merkeze fabrikamıza indiriyoruz. Fabrikamızda tekrar bu ürünü, suyunu doğal olarak attırıyoruz yani peynir altı suyunu. Kuruma aşamasına geldikten sonra bunu telememizi eziyoruz. Ezdikten sonra yöremize ait coğrafi tescili almış Kemah tuzuyla tuzluyoruz. Yine pamuktan yapılmış bez torbalara bunu sıkı basıyoruz. Bunu yine bir 15 gün dinlendiriyoruz. Her 3 günde bir ya da 2 günde bir ters yüz yapıyoruz. Hem tuzunu alsın, lezzetini alsın hem de suyunu atsın diye. Ondan sonra deriye basıyoruz bidona basıyoruz. Bunu soğuk hava depolarımıza diziyoruz olgunlaşmaya bırakıyoruz. Ne kadar olgunlaşıyor, 4 ay. Peynirimiz 4 ay olgunlaştıktan sonra tam kıvamına gelmiştir. Ondan sonra olgunlaşan her partiyi açıp paketliyoruz. Küçük paketlerde yarım kilo, bir kilo vesaire, isteğe göre sofralarınıza gönderiyoruz.


Bizim sıkıntılarımız da bizim taklidimizi Türkiye’nin her noktasında, her ilde herkes yapıyor. İşte Erzincan Tulum peyniriyle hiç alakası olmayan bir peyniri benzetip, işte biri yaprak diyor, öbürü torba diyor ama satış yerlerinde de kağıda "Erzincan Tulum Peyniri" diye yapıştırıyorlar. Tüketicilerimiz bazen dikkat ediyor ama çoğunlukla dikkat edilmiyor. Bu tamamen bir emek hırsızlığıdır. Biz bunun önüne geçemiyoruz. Bu işte Erzincan’da yapıldığı zaman önüne geçiliyor, bakıyorsun Rize’de yapılıyor ya da Antalya’da yapılıyor. Türkiye’nin her tarafında bu yapılıyor. Tulum peynirinin rengini benzetiyorlar ama lezzetini, aromasını, gerisini benzetemiyorlar. Bizim peynirimiz coğrafi tescil almış, güzel, yöresel bir üründür. Kendine has kokusu, rehası, rengi vardır. Ama insanlarımız çok rahat, rengini benzetebiliyorlar, rengini benzettikten sonra götürüyorlar, tadı ve gerisi olmayınca çöpe atarlar, bize küserler. Erzincan tulum peyniri böyleyse biz bir daha tüketmeyelim diyorlar. Aslında Erzincan Tulum Peyniri çok güzel bir üründür. İşte kahvaltılarda, cevizle, üzümle, yani biz bu ürünü 4 mevsim, 3 öğün sofralarda yesek doymayız, bırakmayız. Başka bir şey istemeyiz. Ama işte bu bez torba peynirleri dediğimiz, yapma tulum dediğimiz, benzetilen tulumlar markette ya da şarküteride ya da kenar pazarlarda üzerine yapıştırılmış bir şeyde bir çubukta yazılır, "Erzincan Tulum Peyniri" gerisi yok. Bu konuda biz tüketicilerimizden çok küçük bir şey istiyoruz. Aldığınız her tulum peynirinin etiketine dikkat edin. Nerede üretilmiş ve içerisinde ne vardır? Etiket bilgilerinde yazılı. Yani tüketicilerimiz çok daha dikkatli olursa hem kandırılmamış olur hem de daha güzel bir tulum peynirine ulaşmış olurlar."



Yayladan sofraya Erzincan Tulum Peyniri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’daki yapılara itfaiyeden sıkı denetim: 2 bin 703 proje ve yapı denetlendi Samsun Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nca 2024’te 2 bin 703 proje ve yapı denetimi gerçekleştirildi. Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan yangın yapıların denetiminin önemini ortaya çıkardı. Samsun Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı da yangın güvenliğini sağlamak için denetim ve eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. 2024 yılında yangın riski açısından 976’sı proje kontrolü, 649’u iskan kontrolü, 960’ı iş yeri kontrolü, 21’i gençlik servisleri merkezi (GMS) kontrolü, 48’i kamu binası kontrolü, 49’u organize sanayi bölgesinde (OSB) iş yeri kontrolü olmak üzere toplamda 2 bin 703 denetim yapıldı. Binalarda alınacak önlemlere dikkat çeken İtfaiye Daire Başkanlığı Şube Müdürü Rıza Zengin, "İtfaiyemiz yangınlarla mücadelenin yanında yangın çıkmaması için de önlem alma adına çeşitli faaliyetler yapmaktadır. Bunun en başında proje aşamasından başlayan, iş yeri açılışına kadar olan denetim faaliyetidir. Bu denetimi de her yıl düzenli olarak yapıyoruz. 2024’te yaklaşık 2 bin 700 kadar yerin proje aşamasından başlayan bir denetimi söz konusudur. Bu önlemleri aldığımız zaman muhtemel yangınlarda insanların tahliye edilmesi kolaylaşıyor. Bunun için de yangın merdivenleri yapılıyor. Bir diğer önlem ise yangınlarda itfaiyenin müdahalesini kolaylaştıran bina içindeki ekipmanlar söz konusudur. Bir başka özellik ise iş yerlerinde muhtemel bir yangında yangının büyümesini önleyecek sistemleri donatıyoruz. Dolayısıyla önlemlerin başlangıç aşamasında yangını yakalayarak söndürülmesi, insanların kurtarılmasını sağlayan çok önemli fonksiyonları var. Bu anlamda bizler yangının çıkmaması için her türlü tedbirin alınması yönünde çalışmalara çok önem veriyoruz. Yangın öncesi önlemlerin alınmasının ne kadar önemli olduğu son dönemdeki yangınlarda ortaya çıkmıştır. Samsun İtfaiyesi olarak bizler denetim yanında eğitim de veriyoruz. Yangın anında nasıl kaçarız, nasıl korunuruz gibi tahliye tatbikatları yaparak insanları bilinçlendiriyoruz. Maalesef üzücü yangınlar olabiliyor. Bu anlamda tüm vatandaşlarımızın binaların proje aşamasından kullanımına kadar geçen süreçte yönetmeliğin, yasaların verdiği önlemeleri almasını, zorunlu olan önlemleri aldırmasını gerekli olduğunu söylüyoruz" dedi. Binanın yüksekliğine göre önlem Yangın Yönetmeliği hakkında bilgi veren Zengin, "2007 yılında sil baştan yazılmış ve şu anda uygulamada olan bir yönetmelik. Proje aşamasında başlayan ve kullanımına kadar süren, hangi kurumun ne yapması gerektiğinden, mimarlardan, belediyelere, ruhsat verenlere kadar hangi aşamada kimin ne yapacağını belirten mevzuata konmuş unsurları içeren bir yönetmelik var. Biz de bu yönetmelik çerçevesinde bütün binalarla ilgili yapılması gerekenleri yapıyoruz. Bu yönetmelik bize birkaç kategoride bina sunuyor. Her binanın yüksekliğine bağlı olarak çeşitli önlemler aldırıyoruz. Bu önlemler de bizim müdahaleyi kolaylaştırıyor. Konut sektöründe yaklaşık 17-18 katlı bir binada artık bütün söndürme sistemlerinin yapıldığı bir binadır. Birden fazla merdivenin olduğu, tahliyelerin kolay olduğu, her mekanda otomatik söndürme sisteminin yapıldığı bir binadır. Bunlar başlangıç aşamasında yangını söndüreceği gibi bizim oraya vardığımızda içerdeki söndürme ekipmanlarını kullanarak yangına müdahale etmemizi sağlayacak ekipmanlardır. Dolayısıyla binalar yükseldikçe itfaiye merdivenlerini yükseltmememiz söz konusu değildir. İdeal merdiven araçlarımız veya müdahale araçlarımız şu anda var. Ekipman olarak gayet iyi bir durumdayız. Araç gereç kapasitemiz oldukça yüksektir. Binaların yangınlardan korunması için müdahaleden önce önlemin alınmasını önemsiyoruz. Bizler her zaman hazırız. Müdahalede önemli şey ilk ihbardır. Vatandaşlarımız da duyarlı olmalıdır. Gördüğü bir olayı gecikmeksizin ihbar etmesi gerekiyor" diye konuştu. “Her şey projede başlıyor” İnsanların bina veya işyeri projelerinde yer alan yangın önlemlerine uyması gerektiğini ifade eden Rıza Zengin, "Bizler binaların denetimlerini yapıyoruz. Ayrıca zorunlu olarak itfaiye raporu alması gereken iş yerlerinin denetimi var. Binalarda en önemli şey proje aşamasıdır. Projeler bazen çok doğru çizilse de uygulamada çok farklılar olabiliyor. Herkesin burada projelere uymasını önemle söylüyoruz. Her şey projede başlıyor. Projeden sonra dönüştürülmesi, tedbirlerin alınması, özellikle yapısal tedbirlerin alınması çok zordur. Yine iskan aşaması da önemli aşamadır. 2024 yılında 649 tane iskan belgesi ve itfaiye raporu düzenledik. Projeye uygun raporları biz düzenliyoruz. İş yeri kontrol konusunda 960 yangın raporu düzenledik. Bu çalışmalar 2025 yılında da devam edecek. Büyük fabrikaların denetimini yapıyoruz. Fabrikaları daha detaylı denetliyoruz. Şu anda 15’e yakın fabrikanın denetimini yaptık. 85 tane fabrikamız var. Bunların hepsini tek tek denetleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kilis Ağır hasarlı diye yıkılan ev kayıtlarda hafif hasarlı çıktı: Hem evsiz kaldı hem de hak sahibi olamadı Kilis’te depremin ardından AFAD tarafından ağır hasarlı olduğu belirtilerek evi ve ahırı yıkılan İshak Makas, yıkım sonrası hak sahipliği başvurusu yapınca evinin hafif hasarlı olduğu ve bu nedenle hak sahibi olamayacağının söylenmesiyle hayatının şokunu yaşadı. Yaşadığı olay sonrası evi yıkılan ve hak sahibi de olamayan Makas, yıllardır süren mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden destek istedi. Kilis’in Yavuzlu Köyü’nde yaşayan İshak Makas, 6 Şubat 2023 depreminde ağır hasarlı olarak yıkılan evinin ardından hak sahipliği sürecinde yaşadığı mağduriyet nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. 3 çocuk babası Makas’ın depremin ardından ağır hasarlı denilerek evi ve ahırı yıkıldı. Makas, yıkım sonrası hak sahipliği için başvuru yapınca evinin hafif hasarlı olduğu ve bu nedenle hak sahibi olamayacağı söylemiyle hayatının şokunu yaşadı. Konteynerde ailesiyle beraber yaşam mücadelesi sürdüren Makas, yetkililerden sürecin hızlandırılmasını istiyor. Ağır hasarlı diye yıkılan evi kayıtlar hafif hasarlı çıktı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği müdürlüğüne başvurduğunu, ardından AFAD’a yönlendirildiğini belirten Makas, AFAD’ın kendisine "Evin az hasarlı, hak sahibi olamazsın" dediğini söylüyor. Ancak Makas, "Benim evim az hasarlı değil, yıkıldı ve enkazı kaldırıldı. Bana konteyner verdiler, burada yaşamaya başladım. Şu anda konteynerde yaşıyoruz, havalar çok soğuk ve neredeyse 2 yıl olacak" dedi. "Yetkililer hatanın farkında ama henüz çözüm yok" Hak arayışı için valilik de dahil olmak üzere birçok kuruma başvurduğunu belirten Makas, "Vali Bey’e kadar gittim. Bana ’Mahkemeye başvur’ dediler. Çevre Şehircilik Müdürlüğü yetkilileri bile hatayı kabul ediyor ve ’Evet, hata bizden kaynaklı, ama bu durumu sadece mahkeme çözebilir’ diyorlar. Mahkemeye başvuralı bir yıl oldu, hala bir sonuç çıkmadı" şeklinde konuştu. "İki yıldır konteynerde yaşıyorum, devlet büyüklerinde çözüm istiyorum" İshak Makas, "İki yıldır konteynerde yaşıyorum. Çocuğumu okutuyorum, düzenli bir gelirim ve maaşım yok. Köyde çiftçilik yaparak geçinmeye çalışıyorum, hayat giderek daha da zorlaşıyor. Çocuklarımın geleceği için yetkililerden bir an önce bu sürecin hızlandırılmasını ve mağduriyetimizin giderilmesini istiyorum. Özel İdare evimi yıktı. Sürecin bu kadar uzaması ailemi ve beni çok zorluyor. Devlet büyüklerimize sesleniyorum. Bu durumu çözün, bize yardım edin" diye konuştu.
Trabzon Trabzon’da itfaiyeden tesislere sıkı denetim Trabzon’da itfaiye ekipleri, bina, işletme ve tesislerde yangın güvenliği denetimlerini sürdürüyor. Trabzon Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Önleme Şube Müdürlüğü denetim ekipleri, her türlü yapı, bina, tesis ve işletmelerde yangın güvenliği denetimlerini sürdürüyor. İtfaiye ekipleri tarafından yapılan denetimlerde kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ve gerçek kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı ve kullanımı esnasında herhangi bir şekilde çıkabilecek yangınlarda can ve mal kaybını en aza indirerek en kısa sürede söndürülmesini sağlamak hedefleniyor. Yapılan denetimlerde Önleme Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından görülen eksiklikler, kurum, kuruluş ve iş yeri yetkililerine yazılı ve yerinde anlatılarak, gerekli olan teknik şartlarını yerine getirilmesi konusunda bildirimde bulunuluyor. Yangın Güvenliği Yönetmeliği şartlarını yerine getiremeyen tesis ve işletmelere ise güvenlik önlemlerini yerine getirinceye kadarki süreçte yangın emniyet raporu verilmiyor. Büyükşehir İtfaiye Önleme Şube Müdürlüğü denetim ekiplerince 2024 yılında 684 yapı, bina, işletme, tesis, kamu ve özel binalar yerinde denetlendi. Yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler veren Trabzon Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Önleme Şube Müdürü İdris Abanoz, “Önleme Şube Müdürlüğü olarak Trabzon Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde bulunan işletmelerin, iş ve iş yeri açma çalışma ruhsatının bir parçası olan itfaiye raporunu düzenlemekteyiz” dedi. “Otellerin ve işletmelerin büyüklüğüne, yüksekliğine, çalışan kişilerin sayısına göre bu denetimler değişebiliyor” Önleme Şube Müdürlüğü denetim ekibinde makine, inşaat ve elektrik mühendisinin bulunduğunu belirten Abanoz, “Yönetmelikte neler gerekiyorsa onları kontrol ederek, itfaiye raporlarını hazırlıyoruz. Otellerin ve işletmelerin büyüklüğüne, yüksekliğine, çalışan kişilerin sayısına göre bu denetimler değişebiliyor. Genel kapsamda otelleri düşündüğümüzde kaçış mesafelerine bakılarak en az iki yangın merdiveni -bu tabii yatak sayısına göre değişebiliyor- spring, alarm, buton ve alarm tesisatları, yangın yönlendirmeleri, aydınlatma ve söndürme sistemlerinin olması gerekiyor. Bize müracaat yapıldıktan sonra biz iş yeri sahibini yerinde kontrol ederek, denetimi yapıp ilgili ruhsat mercilerine bildiriyoruz. Otel ise Kültür ve Turizm Müdürlüğüne, fabrika ise Organize Sanayi Bölgesi’ne ve ilçe belediyesi olumlu veya olumsuz bir şekilde tesislerin raporlarını bildiriyoruz. Ona göre ruhsat mercilerinin görevlerini yapmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. “Uzungöl’de ahşap yapılarla ilgili ekstra önlemlerimiz var” Turizm merkezi Uzungöl’de ahşap yapılarla ilgili ekstra önlem alındığını kaydeden Abanoz, “Gittiğimiz yerlerde eksik bir durum gördüğümüzde ilgili kişiye neler yapması gerektiği hakkında bir rapor düzenliyoruz. Örneğin ikinci bir yangın merdiveni yapması gerekiyor, bunu anlatıyoruz. Bu raporlar resmi bir şekilde iş yeri sahiplerine veriliyor. Binalardaki eksiklikleri giderdikten sonra tekrar bize müracaat ediyor. Sonrasında uygunluğunu tekrar yerinde tespit ederek, buton, korna tesisatlarını çalıştırarak, bütün sistemlerin çalıştığına emin olarak uygun raporunu veriyoruz. Uzungöl’de ahşap yapılarla ilgili ekstra önlemlerimiz var. Zeminden belli bir seviyeye kadar yanmaz malzeme ile kaplanması konusunda, yangın merdivenlerinin bina ahşap olsa dahi merdivenlerin yangına 120 dakika dayanıklı duvarlarla yeniden örülerek yangın merdivenlerinin basamakları ve içindeki bütün sistemleri yeniden yapılırsa raporunu veriyoruz” ifadelerini kullandı. Otelini son teknoloji ile donattı Trabzon’da faaliyet gösteren marka otel yatırımcılarından Fatih Yıldız ise, otelde yanmayan halı, koltuk, perde, tül, oda içi seslendirme, aşırı dumanda ise çıkış kapılarına yönlendirme levhalarının bulunduğunu belirterek, “İtfaiyenin bu denetimlerinden memnun kalıyoruz. Yatırımcı olarak her şeyi bilme şansımız yok. Bu noktada bizim danışman firmalarımız var. Bu firmalar üzerinden biz imalatlarımızı yapıyoruz. Sonra o danışman firmalar bunları denetliyor. Onlar uygundur dedikten sonra sisteme hazır hale getiririz. Muhtemel bir yangını önlemek için otelimizdeki odalarda yangına dayanaklı kapılarımız, yanmayan halılarımız, koltuklarımız, perde ve tüller gibi özel eşyalarımız bulunuyor. Spring, havalandırma ve egzozlandırma sistemleri ile otelimiz son teknoloji ile donatılmıştır. Muhtemel bir yangına karşı son teknoloji ile donatılan sistemimizde her misafirimiz tahliye edilirken rahat bir şekilde nefes alabilecek” diye konuştu. “Kat ve odalar arasında özel bir köpük sistemi var” Muhtemel bir yangında ölüm riskini ortadan kaldırmak için her şeyi özenle yaptıklarını kaydeden Yıldız, “Elektrik tesisatının yanmaz özelliğine sahip olması gerekiyor. Yangın durumunda çalışan, yanma esnasında zehirli duman çıkarmayan tesisat yapılmalı. Bu anlamda yangın esnasında ses ve alarm sistemleri ile yangın otomasyonun devreye girmesi için kablolama çok önemli. Yangın pompalarımız UL/FM onaylı ve motoru yedekli olmak zorunda. Orta alanlardaki havalandırma sistemleri veya egzozlandırma sistemlerinin de mutlaka olması gerekiyor. Yangın merdivenlerinde havalandırma ile yönlendirmeler yapılıyor. Otomasyon ile çalışan kapılar arasında duman tutucular ve o dumanı tahliyemiz mevcut. İnsan sağlığı bizim için çok önemli. Bunun yanında yaptığımız yatırımları korumamız gerekiyor. Her yangında ölüm riski olmuyor. Ölüm riskini ortadan kaldırmak için bütün her şeyi yapmaya özen gösterdik. Yönetmeliğe tamamıyla yerine getirerek, 2024 teknolojisini buna ilave ederek bir sistem oluşturduk. Yangın durumunda ses ve alarm sistemleri devreye giriyor. Onun haricinde devreye giren otomasyon sistemi de mevcut. Kat veya oda aralarında kablo geçişleri olsun, herhangi bir malzeme geçişinde etrafında özel bir köpük sistemi var. O köpük sistemi yangın esnasında şişerek katlar ve odalar arasında yangını engelliyor” dedi.