GÜNDEM - 20 Kasım 2024 Çarşamba 19:27

Afet, güvenlik ve iletişim stratejileri sempozyumu gerçekleştirildi

A
A
A
Afet, güvenlik ve iletişim stratejileri sempozyumu gerçekleştirildi

Düzce Valiliği tarafından, Düzce Belediyesi ve Düzce Üniversitesi paydaşlığında düzenlenen "Afet, Güvenlik ve İletişim Stratejileri Sempozyumu” gerçekleştirildi.


Düzce Üniversitesi ev sahipliğinde Cumhuriyet Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Vali Selçuk Aslan, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Günden, protokol üyeleri, davetli konuşmacılar, akademisyenler, alanında uzman konuklar, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının arama kurtarma ekipleri ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.


Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Günden, afetlerin doğal kaynaklı ve beşeri davranışlar sonucu oluştuğunu ifade ederek sözlerine başladı. Ülkemiz ve Düzce için büyük öneme sahip afet konusun ele alındığı sempozyumla, afetlere karşı tutum geliştirme ve süreci yönetme noktasında önemli bilgilerin paylaşılacağına işaret eden Hasan Günden, afet yönetim süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.



“Afet yönetiminde kurumsal iş birliği önemli”


Düzce Belediyesi olarak kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye ve eylem planlarını uygulamaya hazır olduklarının altını çizen Hasan Günden, gerçekleştirdikleri afete hazırlık çalışmalarından söz ederek afet yönetiminde kurumsal iş birliğinin önemine değindi.



“Afetlerle mücadelede başarılı olabilmenin en anahtar yöntemi, etkin bir afet yönetim sistemi”


Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, afet yönetiminde iletişimin stratejik bir önemde bulunduğunu vurgulayarak “Ülkemizin de sık sık afet riskiyle karşı karşıya olduğu günümüzde, böylesine bir sempozyumun düzenlenmesinin çok anlamlı ve değerli olduğunu düşünüyorum. Üniversitemizin de programa ev sahipliği yapmasından dolayı ayrıca memnuniyetimi ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Afetlerle mücadelede başarılı olabilmenin en anahtar yönteminin, etkin bir afet yönetim sistemi oluşturulabilmesinden geçtiğine dikkat çeken Rektör Sözbir, afet yönetim sisteminde ise en kritik faktörün, sağlıklı ve doğru iletişim olduğunu sözlerine ekledi.


Düzce Üniversitesi olarak, deprem başta olmak üzere afetlere hazırlık noktasında yürüttükleri çalışmalardan örnekler veren Prof. Dr. Nedim Sözbir, “Sempozyumun, mevcut durumu anlama, gelecekteki gelişmeleri öngörme ve iyi uygulamaları paylaşma imkanı sunacağına yürekten inanıyorum” sözleriyle konuşmalarını noktaladı.



“Afet iletişimi bir tercih değil, zorunluluk”


Vali Selçuk Aslan, Türkiye’nin birçok farklı afet riski tehdidi altında olduğunu söyleyerek, afetlere karşı kamu yönetimi olarak hazırlıklı olma, toplumu risklere karşı koruma ve hazır tutma zorunlulukları olduğunu dile getirdi. Afet iletişiminin bir tercih değil, zorunluluk olduğunun altını çizen Selçuk Aslan, afet yönetiminin dünyanın her yerinde kabul gören bir parametre olduğunu ifade etti.



“İletişimi planlamak, yaşamı planlamaktır”


Afet yönetimiyle ilgili; risk azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamaları üzerinden önemli tespitlerde bulunan Selçuk Aslan, Düzce Valiliği olarak Düzce’deki arama kurtarma topluluklarının uluslararası akreditasyona sahip olması ve toplumun bilinçlendirilmesi noktasında samimi çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “İletişimi planlamak, yaşamı planlamaktır.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.



Afet iletişimiyle ilgili 3 oturum gerçekleştirildi


Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun oturumlar bölümüne geçildi. Afet Yönetimi, Koordinasyon, İletişim ve Haberleşme başlıklı birinci oturum, Düzce Vali Yardımcısı Dr. Ömer Yılmaz yönetiminde gerçekleştirildi. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Müdahale Planları ve Tatbikatlar Dairesi Başkanı Yusuf Aysu Afet Yönetimi ve Koordinasyon, TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy afet için ar-ge çözüm süreçleri, TÜRKSAT Genel Müdür Yardımcısı Dr. Selman Demirel afet yönetiminde uydu haberleşmesinin önemi, ULAK Haberleşme Genel Müdürü Dr. Ruşen Kömürcü ile Harward & Bloomberg Köşe Yazarı Prof. Dr. Uğur Batı ise afet ve haberleşme başlıklarındaki sunumlarını katılımcılarla paylaştı.


Afet İletişiminde Bütüncül Yaklaşım başlıklı ikinci oturum Düzce Vali Yardımcısı Ömer Sağlam yönetiminde gerçekleştirildi. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Koç Akgül afet yönetişim modeli üzerinden iletişimi yeniden düşünmek, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatun Boztepe Taşkıran ise afet risk iletişimi konularında bilgi ve deneyimlerini aktarırken, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Ece Karadoğan Doruk afet yönetiminde iletişim ve psikolojik boyutları, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan Doç. Dr. Nil Çokluk ise afet iletişimi eğitimi başlıklı sunumlarıyla katılımcıları bilgilendirdi.


Sempozyumun Afet Haberciliği, Sosyal Medya, Dezenformasyon ve Uygulamalar başlıklı üçüncü ve son oturumu ise Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç yönetiminde icra edildi. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık afet iletişimi ve sosyal medya, Kanal D Ana Haber Muhabiri İbrahim Konar afet haberciliği ve medya takip önemi başlıklı sunumlarında afet iletişimini habercilik ve sosyal medya üzerinden değerlendirirken, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Çakmak afet ve dezenformasyonla mücadele, Ülkem Okuyor Derneği Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Havva Aydanur Ertuğrul ise afet yönetiminde toplumsal gönüllülük ve uygulama örneği temalı konuşmalarında, afet yönetiminde dezenformasyon ve toplumsal gönüllülük üzerine bilgi ve uygulama deneyimlerini paylaştı.


Sempozyum kapsamında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) depremlerde yürüttüğü arama kurma faaliyetleriyle, basında çıkan deprem haberlerinin yer aldığı fotoğraf sergisi de ziyaretçilerle paylaşıldı.


Günümüz dünyasındaki teknolojik gelişmelerin dikkate alınarak afet, güvenlik ve iletişim stratejilerinin disiplinler arası bir yaklaşımla ele alındığı sempozyum, konuyla ilgili durum tespiti, çözüm önerileri sunma, farklı bakış açıları geliştirme ve toplumsal bilinç oluşturma açısından da büyük katkılar sağladı.



Afet, güvenlik ve iletişim stratejileri sempozyumu gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da Çocuk Hakları Festivali Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kent Konseyi tarafından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuklara yönelik unutulmaz bir festival düzenlendi. Kent Meydanı’ndan Merinos’a kadar yürüyerek sahip oldukları haklara dikkat çeken çocuklar, atölye çalışmalarından renkli gösterilere ve konsere kadar birbirinden zengin içerikli aktivitelerle eğlenceli bir gün geçirdi. 20 Kasım 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldığı hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kent Konseyi tarafından ‘Dünya Çocuk Hakları Festivali’ düzenlendi. Kent Meydanı Atatürk Heykeli önünde buluşan yüzlerce anaokulu, ilkokul ve ortaokul öğrencisi, ellerinde çocuk haklarına dikkat çeken döviz ve pankartlarla Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ne yürüdü. Merinos Fuaye Alanı’nda Bando Takımı’nın gösterisiyle başlayan buluşmada, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Pınar Işıkyıldız, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, Bursa Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Yağız Vatansever, aileler ve öğretmenler de çocuklara eşlik etti. “Dünya sizin gülüşlerinizle güzel” Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, en değerli varlığımız olan çocuklarımız için anlamlı bir program düzenlediklerini söyledi. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nün herkese sorumluluklarını bir kez daha hatırlattığını belirten Mehmet Yıldız, “Her çocuk sağlıklı bir çevrede büyümeyi, kaliteli eğitim almayı, sevgiyi, güveni, şiddetten ve ayrımcılıktan uzak yaşamayı hak ediyor. Bu hakların korunması ve çocukların sağlıklı birey olarak yetişmesi için el ele vererek çalışmak zorundayız. Her alanda çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak zorundayız. Büyükşehir Belediyesi olarak bu alanları açmak için kararlıyız. Çocuklarımızın güvenle büyüyeceği bir Bursa hayal ediyor, bu doğrultuda projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Çocuklar, bizim umudumuz, ışığımız ve geleceğimizsiniz. Dünya sizin gülüşlerinizle güzel” dedi. “Çocuklarımızın her zaman yanındayız” Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, tüm dünya çocuklarının doğuştan sahip olduğu veya olması gerektiği hakların korunmasının, tüm ülkelerin üzerine titremesinin, ortak çaba sarf edilmesinin bir zorunluluk olduğunu hatırlattı. Bu konuda üzerlerine düşeni yapacaklarını belirten Aksoy, “Bugünün küçüklerinin, yarının büyükleri olacağı bilinciyle en değerli varlıklarımız çocuklarımızı; Mutlu, huzurlu, geleceğe güvenle bakan, çağdaş, ülkesine ve değerlerine sahip çıkan, bilimin ışığında, Atatürk ilke ve devrimlerinin yol göstericiliğinde bir birey olarak yetiştirmek herkesin öncelikli görevidir. Bursa Kent Konseyi olarak bu sorumluluğun bilincindeyiz. Çocuklarımızın her zaman yanındayız, yanlarında olduk ve olacağız. Çocukların haklarının korunması noktasında gerekli çalışmaları yapacağız. Dünyanın neresinde olursa olsun çocukların yaşadıkları hak ihlallerinin son bulmasını diliyoruz” dedi. “Mutlu çocuklar, güçlü toplumun temelidir” Bursa Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Yağız Vatansever, çocuk haklarının yalnızca birer metin ya da yasa maddesi olmadığını dile getirdi. Her çocuğun eşit şekilde sevgi görmesini, eğitim görmesini, sağlık hizmetinden yararlanmasını, güvenli çevrede büyümesini, düşüncelerini özgürce ifade edebilmesini, şiddetten uzak yaşam sürmesini güvence altına alan evrensel bir madde olduğunu anlatan Vatansever, “Ne yazık ki dünya genelinde milyonlarca çocuk hala açlık, yoksulluk, savaş, eğitim hakkından mahrumiyet ve istismar gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Her çocuk, dünyayı değiştirebilecek birer ışık ve potansiyele sahiptir. Mutlu ve sağlıklı çocuklar, huzurlu ve güçlü toplumun temelidir. Bizlerin haklarını korumak insani bir sorumluluktur. Bizlerin yüzündeki gülümsemeyi daim kılacak bir dünya diliyorum” dedi. Konuşmaların ardından birbirinden renkli atölyelere katılan çocuklar, eğlence dolu zaman geçirme fırsatı buldu. Eğlenceli deneyler ve sihirbazlık gösterisinin de yapıldığı festivalde, ŞUBADAP konseriyle coşku doruğa çıktı. Birbirinden güzel şarkılara eşlik eden çocuklar, gün boyunca unutamayacakları bir festival geçirdi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyesi savunma yaptı: "Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine üçüncü gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan Mehmet Halis Başli, "Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi liderleri ve üyelerinin yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Mehmet Halis Başli, savunma yaptı. "Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı" Başli savunmasında, Bağcılar Şafak Hastanesi’nde hemşire olarak görev yaptığını belirterek, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde, sonra da TRG Hospitalist Hastanesi’nde çalıştım. Reyap Hastanesi’nde 2019-2020 yılı arasında çalıştım. Hastanenin yoğun bakım işletme ücretini SGK ödüyordu. Ben de hastaneden yoğun bakım işletmesi ile maaş alıyordum. Dosyanın epikriz yazması için doktorun olması gerekiyor. Coursof ile bilgim yok. Sadece doktorlar bu ilaçların alınmasına karar verirler, alım satım işlemi ile alakalı bilgim yok maalesef. WhatsApp’ta Fırat Sarı ile aramda bir görüşmem olmamıştır" dedi. Hesap hareketlerine ilişkin konuşan sanık Başli, "İşletmeden maaş ödemesi alırdı, ek ödemeler ise fazla çalışmasının karşılığı olarak ödenirdi. Hastaların şekerini, tansiyonunu, beslenmesini biz gün içinde yazarız. Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı" diye konuştu. Alınan savunmaların ardından duruşmanın görülmesine yarın devam edilecek.