MAGAZİN - 19 Ekim 2025 Pazar 08:27

İngiliz ve Alman turistler Kale’nin biber tatarı ve pidesine bayıldı

A
A
A
İngiliz ve Alman turistler Kale’nin biber tatarı ve pidesine bayıldı

UNESCO Dünya Mirası Pamukkale’yi görmek için Türkiye’ye gelen yabancı turistler, Soyluer ailesinin misafirperverliği ve Türk yemeklerine hayran kaldı. İngiliz ve Alman turistlerin yemek tercihi, tescilli Kale biberinden yapılan tatar ve meşhur pidesi oldu.



Yaz turizm sezonunun tamamlanmasının ardından Ekim ayı itibariyle kışlık turlara ilgi arttı. Avrupa’nın birçok ülkesinden gelerek Marmaris üzerinden Türkiye’ye giriş yapan yabancı turistlerin tercih ettikleri yerler ise Ege’nin tarihi zenginlikleri Afrodisias, Efes, Hieriapolis ve Laodikya’nın yanı sıra UNESCO Dünya Mirası beyaz cennet Pamukkale oluşuyor. Türkiye’ye giriş yapan yabancı turistlerin ilk duraklarından birisi de Denizli’nin Kale ilçesinde 40 yıldır Soyluer ailesi tarafından turizm sektörüne hizmet veren tesisler oluyor. Tesislerde Türk misafirperverliği ile karşılanan turistin tercih ettiği yemeklerin başında ise tescilli Kale biberinden yapılan tatar ve meşhur pidenin yanı sıra döner, kebap çeşitleri ve börekler geliyor.



Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan tesisi ailecek 40 yıldır işlettiklerini belirten turizmci Murat Soyluer, "Yaz sezonunun bitmesinin ardından Ekim ayıyla birlikte kışlık turlarımız başladı. Bu turlar Mayıs ayı sonuna kadar devam ediyor. Rodos’tan gelen kafileler, Marmaris’ten Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra otobüslerle Pamukkale’ye giderken yemek ve diğer ihtiyaçlarını gidermek için her zaman bizim tesisimizi tercih ediyorlar. Tesisimizde onları en iyi şekilde ağırlayarak ülke turizmini ve Türk misafirperverliğini en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Babalarımızın Kale’ye kazandırdığı bu işletmeyi biz daha modern bir şekilde devam ettiriyoruz. Tesisimizde özelikle ilçemizin başlıca geçim kaynağı olan tescilli Kale biberimiz ile meşhur Kale pidemizi tanıtmaya çalışıyoruz. Turistler en çok yöresel yemekleri, pidemizi ve Kale biberinden yapılan tatarı tercih ediyor. Gittikleri yerlerin yemek kültürlerini de öğrenmeye çalışıyorlar ve bu yüzden yöresel sulu yemekleri de isteyenler çok oluyor. Rehberler ve tur firmaları da yaptıkları yönlendirmelerde Türk yemeklerinin tanıtımına büyük katkı sağlıyorlar" dedi.



"Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtmaya çalışıyoruz"


Yabancı turlarda yoğunluğun kış aylarında daha çok olduğuna işaret eden Murat Soyluer, "Her gün 4-5 otobüs yabancı turisti tesislerimizde ağırlıyoruz. Yabancıların dışından yerli turlardan da çok talep alıyoruz. Bodrum, Marmaris, Datça ve Muğla’dan yola çıkan GAP, Karadeniz ve Kapadokya turlarının da mola için yıllardır bizi tercih etmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Yerli veya yabancı ayrımı gözetmeksizin gelen tüm misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Gelen yabancı turistlerin çoğunluğunu İngiliz, Alman, Belçika ve Fransızlar oluşturuyor. Rodos üzerinden Marmaris’e gelip, Ege turuna çıkıyorlar. Afrodisias, Kuşadası, Meryemana, Efes ve Pamukkale’yi görmek için geliyorlar. Türkiye’ye girişlerinde ilk başlangıç noktalarından birisi olduğumuz için Türkiye’yi temsil etme anlamında en iyi ve en sağlıklı hizmeti vermeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.



İlk kez 20 yıl önce Türkiye’ye geldiğini ve daha sonra imkan buldukça ziyaretlerini sürdürdüğünü kaydeden Alman uyruklu Louis König de "Çeşme, Marmaris, Antalya, İstanbul ve İzmir’i gezdim. Gördüğüm yerlerin içerisinde en çok Çeşme’yi beğendim. Türk yemekleri de çok güzel ama ben en çok ekmek arası döner ve kebabı seviyorum" ifadelerini kullandı.



Türkiye’ye daha önce geldiği fakat Pamukkale’yi ilk kez göreceği için heyecanlı olduğunu söyleyen Margaret Johnson ise Türkiye ve Türk yemekleriyle ilgili şunları söyledi:


"İstanbul’u çok seviyorum. Kapalı Çarşıyı çok beğendim. Türkiye’de yediğim yemeklerin içerisinde en çok börekleri ve patlıcanlı yemekleri sevdim. Birçoğunun adını bilmiyorum ama Türk yemeklerinin çoğunu seviyorum"



İngiliz ve Alman turistler Kale’nin biber tatarı ve pidesine bayıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara DMM’den "Türkiye’ye BioNTech aşısı gelmedi" iddialarına yalanlama Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ’BioNTech aşısı gelmediği’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, bazı sosyal medya mecralarında, COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ‘BioNTech aşısı gelmediği’ yönünde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi. ‘BioNTech aşısı gelmediği’ iddialarının kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "COVID-19’a karşı geliştirilen BioNTech mRNA aşıları, klinik kullanım amacıyla doğrudan BioNTech SE firmasından temin edilmiştir. Pandemiyle mücadele kapsamında, Mart 2021 tarihinden itibaren salgının son dönemlerine kadar söz konusu aşılar mevzuata uygun şekilde tedarik edilerek vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Öte yandan salgın gibi küresel halk sağlığı acil durumlarında, aşı ve ilaçların temininde "Acil Kullanım Ön Onayı" mekanizması tüm dünyada işletilmektedir. BioNTech mRNA aşıları da Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası bilimsel otoritelerin acil kullanım ön onayı değerlendirmeleri esas alınarak Sağlık Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısıyla pandemi sürecinde yürütülen tüm aşılama faaliyetleri; insan sağlığının korunması önceliğiyle, bilimsel kriterler, şeffaflık ilkesi ve hukuki mevzuat çerçevesinde titizlikle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle kamuoyunun, teknik ve hukuki kapsamından koparılarak dolaşıma sokulan, yanıltıcı ve gerçek dışı nitelik taşıyan iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur."
Gaziantep 51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında firari sanıklar için 10 milyon TL’lik güvence bedeli kararı Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 51 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Furkan Apartmanı davasında iki firari sanık hakkında çıkarılan yakalama kararları, kişi başı 10 milyon TL güvence bedeli yatırılması karşılığında kaldırıldı. Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne neden olan Furkan Apartmanı davası bugün görüldü. Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Faik Ö., Eyüp Ö., Bülent B., Nejdet A., Mehmet A., Oktay A., Ömer Ş., Coşkun Ş., sanık avukatları, maktul avukatları ve maktul aile yakınları katıldı. Duruşmada söz alan maktul aile yakınları, suçluların en ağır cezayı almasını istedi. Sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, suçsuz olduklarını savundu. Duruşma savcısı, taraflarca yeniden bilirkişi raporu talebinin dosyaya geldiği aşama dikkate alınarak reddine ve yakalama kararı bulunan sanıklar için güvence bedeliyle haklarındaki yakalama kararının kaldırılması yönündeki talebinin de reddedilmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararları bulunan Hasan Hüseyin S. ile Abdullah Devrim S.’nin 10 milyon lira güvence bedeli karşılığında yakalama kararlarının kaldırılmasına, diğer sanıkların mevcut durumlarının devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ne olmuştu? Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 19 Temmuz 2024’te görülen karar duruşmasında, mühendis sanık Yılmaz Şahin Yurtyapan hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 16 yıl 8 ay hapis, sanıklar Faik Ö., kardeşi Eyüp Ö. ve Nejdet A. hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan Apartmanı davasında 3 sanık hakkında verilen kararı inceledi. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, beraat kararı verilen sanıklar Faik Ö. ve kardeşi Eyüp Ö. hakkında "kolon kesilmesi" iddiasıyla yeni bir iddianame hazırlandığı, bu nedenle olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu dosyaların birleştirilmesi ve sanıkların birlikte yargılanması gerektiğinin belirtildiği kararda, "Tüm dosyaların birleştirilmesine karar verilerek, tüm delillerin birlikte tartışılması hakkaniyetli bir yargılama için gerekli olmakla birlikte yerel mahkemece verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir" denildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da özel okulda 8 yaşındaki çocuğun darbedildiği iddiası Diyarbakır’da özel bir okulda 8 yaşındaki bir çocuğun darbedildiği iddia edildi. İddiaları reddeden okul yönetimi, darp izlerinin daha önceden olduğunun, öğrencinin ailesi tarafından kendilerine söylendiğini öne sürdü. Diyarbakır’da özel bir okulda eğitim gören 8 yaşındaki M.E.E.’nin geçtiğimiz günlerde okul müdürü ve sınıf öğretmeni tarafından darbedildiği iddia edildi. M.E.E.’nin ailesi, hastaneden darp raporu alarak şikayette bulundu. M.E.E.’nin dedesi Yılmaz Elaldı, geçen hafta okulun bir etkinliğine katıldıklarını belirterek, "Programda M.E.E., ille de beni eve götürün diyordu, bir korku vardı üzerinde. ’Okulun bitsin, öyle eve gideriz’ dedim. Çocuğun üzerinde baskı ve korku vardı. Orada da bize, kafasının çok ağrıdığını söyledi. Eve gelince ‘Müdür saçımdan tutup kafamı duvara vuruyordu’ dedi. Bu çocuklara bunu yapan insan değil. Çocuğu 10-15 gün önce de ben okula götürdüm. Sınıf öğretmeni bana herhangi bir şey de demedi. Bunu arkadaşları yapsa ’arkadaşıdır, normaldir’ olur derim. Bu, çocuğun çocuğa yapabileceği bir şey değil" diye konuştu. "Bunu yapan sınıf öğretmeni ve müdürü" iddiasında bulunan Elaldı, "Şahsen öğretmenle iki defa görüşmüştüm. Dört sefer okula gittim. İki etkinliğe gittim, iki sefer de çocuğu sormaya gittim. Çocuk darbedilmiş. Bu çocuğun herhangi özel bir durumu ve raporu yoktur. Herkes çocuklarını eve götürüp vücutlarına baksınlar. Çocukları dövüp, korkutup eve gönderiyorlar. Yasal işlemleri başlattık, sonuna kadar da bunun arkasındayız" dedi. Özel okuldan yapılan açıklamada ise 11 Aralık 2025 Perşembe günü okullarında meydana gelen hadisenin ilkokul 3. sınıf öğrencisi E.O.’nün sınıf öğretmenine ağlayarak, aynı sınıftaki sosyal mecrada ismi mağdur olarak gösterilen M.E.E. isimli öğrenci tarafından fiziksel şiddete uğradığını söylediği ifade edildi. Açıklamada, "Bunun üzerine sınıf öğretmeni, bu fiziki şiddet olayının ilgili öğrenci tarafından bu öğrenciye ve başka öğrencilere defaatle yapıldığı hususunu göz önünde bulundurarak, uyarması için okul müdürüne götürmüştür. Okul müdürü yanına getirilen öğrenciye önce sözlü nasihatlerde bulunmuş, sonrasında da yazı yazma ödevlendirmesinde bulunmuştur. Bu husus kurum kameralarında da açık ve şeffaf şekilde görülmektedir. Sosyal medyada tek taraflı servis edilen ve okul müdürlüğümüze isnat edilen fiziki şiddetin olmadığı hususu, kamera kayıtlarında da görülmektedir. İlgili kamera görüntüleri savcılık ve kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bununla birlikte şiddete uğradığı şikayetini öğretmene yapan E.O. isimli öğrencimizin darp raporu da mevcuttur. Sosyal medyada ismi geçen öğrencimizde bulunan diz altı morlukların daha önce de var olduğunu bizzat çocuğun annesi de sınıf öğretmenine söyleyerek, bunun için bir hafta önce hastaneye gittiklerini ifade etmiştir. En az bir hafta önceden de görülen morlukların, ilgili gün müdür tarafından darp uygulaması sonucu oluştuğu iddiasını, önyargılı ve tek taraflı olarak görüyoruz. Çünkü kamera kayıtlarından bu iddianın doğru olmadığını görmekteyiz. Kurum olarak bu morlukların oluş şekli ve zamanı ile ilgili gerekli tespitlerin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması için gerekli yasal başvurularımızı yapmaktayız. Kurumsal olarak bu ve benzeri durumlarda öğrenci tarafında olmak temel ilkelerimizdendir. Kurum olarak her iki öğrencimizin de yanındayız. Olayın adil ve ön yargısız çözülmesinin takipçisi olacağız" denildi. Veli olmayan bir kişinin bu olayı farklı yorumlayarak kamuoyuna yanlış biçimde aktarmasını tasvip etmediklerini kaydeden okul yönetimi, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Annenin bacaklardaki morlukların birkaç haftadır olduğu ile ilgili beyanı; çocuğun bacaklarındaki morlukların en az birkaç haftadır var olduğunu, annenin sınıf öğretmenine gönderdiği ses kaydından da açık bir şekilde anlayabilmekteyiz. Hatta bunun için iddia edilen olaydan bir hafta önce hastaneye gittiklerini, kansızlıktan dolayı morlukların oluşma ihtimalini doktora sorduğunu, doktorun da incinmelere dayalı oluştuğunu ifade ettiğini bu ses kaydından anlıyoruz. Kurumdaki kamera kayıtlarından da bu şiddet vakasının ilgili gün okulda oluşmadığı gayet açık bir şekilde görülüyor. Bu kamera kayıtları da emniyete ve savcılığa teslim edildi."