SAĞLIK - 15 Kasım 2024 Cuma 13:18

Diyabetin birçok organa zarar verebiliyor

A
A
A
Diyabetin birçok organa zarar verebiliyor

Dünya Diyabet Günü dolayısıyla önemli bilgiler veren Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, diyabetin gözlere, böbreklere, sinirlere ve kalbe zarar verme riskini arttırdığını belirterek, “Diyabet ve kalp damar hastalıklarının dünya çapında önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alıyor” dedi.



Denizli Devlet Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Diyabet Hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Diyabetin, gözlere, böbreklere, sinirlere ve kalbe zarar verme riskini arttırdığını belirten Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, diyabet ve kalp damar hastalıklarının dünya çapında önde gelen ölüm nedenleri arasında olduğunu söyledi. Yapılan bilimsel çalışmalara göre Türkiye’de 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu ve yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edildiğini belirtti. Uz. Dr. Duran, diyabet bir kişinin hayatının her alanını etkileyebildiğini ve sıklıkla yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Ayrıca IDF tarafından yürütülen yeni bir anket çalışmasının verilerine göre, diyabetle yaşayan insanların yüzde 77’sinin kaygı, depresyon veya başka bir ruh sağlığı sorunu yaşadığını, yüzde 75’i duygusal ve ruhsak iyilik halleri için daha fazla destek almak istediklerini belirtildi. Yani diyabet bakımı genellikle kan şekerlerine odaklandığını ve birçok diyabetli kişiyi bunalmış halde bıraktığı belirtiliyor.



“Diyabetli insanlar birçok organa zarar verme riskini arttırır ve kanser türüyle de bağlantılıdır”


Diyabetin birçok organa zarar verme riskini artırdığı gibi ayrıca bazı kanser türleriyle de bağlantılı olduğunu dile getiren Uz. Dr. Duran, “Diyabet, kan şekeri olarak da adlandırılan kan glikozu çok yüksek olduğunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Glikoz, vücudun ana enerji kaynağıdır. Vücudunuz glikoz üretebilir, ancak glikoz aynı zamanda yediğiniz yiyeceklerden de gelir. İnsülin, pankreas tarafından üretilen ve glikozun enerji için kullanılmak üzere hücrelere girmesine yardımcı olan bir hormondur. Diyabetiniz varsa, vücudunuz yeterli veya hiç insülin üretmez veya insülini düzgün şekilde kullanmaz. Glikoz daha sonra kanınızda kalır ve hücrelerinize ulaşmaz. Diyabet, birçok organa zarar verme riskini artırdığı gibi ayrıca bazı kanser türleriyle de bağlantılıdır. Diyabeti önlemek veya yönetmek için adımlar atmak, diyabetin sağlık sorunları geliştirme riskini azaltabilir” dedi.



“Türkiye’de diyabetli olan insanların yarısı diyabetli olduğundan haberdar değil”


Diyabetli kişilerin %90’ından fazlasında sosyoekonomik, demografik, çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklanan tip 2 diyabet olduğunu belirten ve Uz. Dr. Duran, “Tip2 diyabet, dünya çapında sayıları hızla artan, büyük ölçüde önlenebilir ve tedavi edilebilir bulaşıcı olmayan bir hastalıktır. Tip 2 diyabetin artışına katkıda bulunan başlıca faktörler kentleşme, yaşlanan bir nüfus, azalan fiziksel aktivite seviyeleri, yanlış beslenme alışkanlıkları, aşırı kilo ve obezite yaygınlığının artmasıdır. Tip 1 diyabet önlenebilir değildir ancak insülin enjeksiyonları ile yönetilebilir. 2021 yılı verilerine göre 537 milyon insanın (20-79 yaş) dünya çapında diyabetle yaşadığı bilinmektedir. Diyabetlilerin yaklaşık yüzde 50’sinin teşhis edilmediği göz önüne alınınca aslında Dünyada yaşayan en az 10 kişiden 1’inin diyabetinin olduğu rahatlıkla söylenebilir. 2045 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1’i, yani yaklaşık 783 milyon kişi diyabet hastası olacak; bu da yüzde 46’lık bir artış anlamına gelecektir. Diyabetli toplam insan sayısının 2030 yılına kadar 643 milyona, 2045 yılına kadar ise 783 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu, yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve 20 yaş üzeri her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu.



“Diyabet, bir kişinin her alanını etkileyebildiği gibi de olumsuz ve bunalmış hissettirir”


Duran, diyabet hastalarının ilaç tedavisinin yanında diyet ve egzersizlerine mutlaka dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayarak diyabetin iyi yönetilmesinin önemli olduğunu söyledi ve bir kişinin hayatının her alanını etkiyebildiğini ve sıklıkla yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu belirten Uz. Dr. Duran, “Diyabet, bir kişinin hayatının her alanını etkileyebilir ve sıklıkla yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Diyabetle yaşayan insanların hayatlarını iyileştirmek ve risk altında olanlarda diyabetin önlenmesi ulusal sağlık politikalarının ve tüm Dünyanın amacı olmalıdır. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nün 2024-2026 yılları arasındaki teması “Diyabet ve Yaşam Kalitesi’’ olarak belirlenmiştir. Diyabet iyi yönetildiğinde, yani; doğru bir beslenme stili, doğru karbonhidrat miktarı ve insülin eşleşmesi, doğru bazal insülin miktarı ve spor gibi etkenlerle meydana gelen olumlu yaşam şekli ile geleceğimizi koruyoruz. Diyabet bakımında kişinin yaşam kalitesine yönelik destek önceliklendirilmelidir. Diyabetli milyonlarca kişi, evde, işte ve okulda durumlarını yönetmek konusunda günlük zorluklarla karşı karşıyadır. IDF tarafından yürütülen yeni bir anket çalışması, diyabetle yaşayan insanların yüzde 77’sinin kaygı, depresyon veya başka bir ruh sağlığı sorunu yaşadığını ortaya koymaktadır. Ayrıca diyabetli hastaların yüzde 75’i sağlık hizmeti sağlayıcılarından duygusal ve ruhsal iyilik halleri için daha fazla destek almak istemektedir. Diyabet bakımı genellikle yalnızca kan şekerine odaklanır ve ne yazık ki birçok diyabetli kişiyi bunalmış halde bırakır. Bu nedenle lütfen artık daha farklı bir şeyler yapalım; Bu Dünya Diyabet Gününde, yaşam kalitesini diyabet bakımının merkezine koyalım ve daha iyi bir Diyabet Hayatı için değişimi başlatalım” dedi.



Diyabetin birçok organa zarar verebiliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış Kayak Merkezi kış sezonuna hazırlanıyor Türkiye’nin en önemli kış turizmi merkezlerinden biri olan Sarıkamış Kayak Merkezi’nde yaklaşan kış sezonu öncesinde hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde yer alan ve sarıçam ormanlarıyla çevrili olan merkez, kar kalitesiyle kayak severlerin gözde mekanları arasında yer alıyor. Sarıkamış Kayak Merkezi pistleri ve telesiyejlerindeki çalışmaları yerinde gören Kaymakam Enis Aslantatar, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kaymakam Aslantatar, “Bu yıl ziyaretçilere daha konforlu bir deneyim sunmak amacıyla hem altyapı hem de sosyal tesislerde kapsamlı çalışma yapıyoruz. Pistler yenilenirken, telesiyej ve teleferik sistemlerinin bakımları da tamamlandı. Ayrıca, kayak tutkunlarının uzun süre beklemeden pistlere ulaşabilmesi için mekanik tesis kapasiteleri artırıldı” dedi. Kaymakam Aslantatar, pistlerde ve telesiyejlerde yürütülen çalışmaların biran evvel tamamlanmasını istedi. Öte yandan Sarıkamış Kayak Merkezi, doğal güzellikleri ve kristal kar yapısıyla bilinirken, bu yıl misafirlerini yeni aktivitelerle de karşılayacak. Snowboard, kızak ve kar motoru gibi alternatif eğlence seçeneklerinin yanı sıra, bölgede yerel lezzetlerin sunulduğu restoranlar da hizmet vermeye devam edecek. Ayrıca Sarıkamış Kayak Merkezi, doğal güzellikleri, modern altyapısı ve samimi atmosferiyle kış tatili planlayan herkes için unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor.
Mersin Klinikten yola fırlayan köpeklere araç çarptı: Bir köpek telef oldu, diğeri yaralandı Mersin’de özel bir veteriner kliniğinden yola fırlayan iki köpeğe araç çarptı. Köpeklerden biri telef olurken, diğeri yaralandı. Klinik yetkilileri, güvenlik kamerasına da yansıyan olay nedeniyle arkasına bile bakmadan uzaklaşan araç sürücüsüne tepki gösterdi. Olay, merkez Yenişehir ilçesi Çiftlikköy Mahallesi’nde geçtiğimiz günlerde meydana geldi. İddiaya göre, özel bir veteriner kliniğinde tuvaletini yapmak üzere dışarıya çıkarılacağı sırada bir köpek otomatik butona dokunarak elektronik kapıyı açtı. Bu sırada klinikteki diğer iki köpek sokağa fırladı. Sokaktan geçen bir aracın çarptığı Belçika kurdu cinsi Hilda isimli köpek ölürken, ’Alice’ isimli köpek ise bacağından yaralandı. Kazanın ardından köpeklere çarpan aracın durmadan yoluna devam etmesi kliniğin güvenlik kameralarına yansıdı. "Biz en azından bir özür beklemiştik" Klinik yetkilisi Fatma Yalçın Esen, "Geçtiğimiz hafta 2 köpeğimiz diğer bir köpeğimizin kapıyı açması sonucunda dışarıya fırlıyor. Sokaktan hızlı bir şekilde gelen araç, 2 köpeği de altına alarak arkasına bakmadan yoluna devam ediyor. Biz en azından bir özür beklemiştik kendisinden. Köpeğimizin bir tanesi vefat etti, çok kötü durumdaydı. Diğerinin de tedavisi hala devam ediyor. Tam olarak yürüyebildiği söylenemez. Kalça operasyonu geçirdi, iç organlarında sıkıntı vardı. Çarpıp giden kişiden hala bir geri dönüş yok. Bizim beklediğimiz tek şey, ertesi gün gelip en azından köpeklerin nasıl olduğunu sorarak özür dilemesi ve üzüntüsünü dile getirmesiydi. Bunu da yapmadığı için şikayetçi olduk zaten" dedi. Klinik önü olması nedeniyle sokaktan geçen sürücülerden daha dikkatli olmalarını isteyen Esen, "Burası sadece bir klinik önü değil, aynı zamanda bir yol. Dörtyol ağzı olması nedeniyle insanların daha dikkatli hareket etmesi gerekiyor, ki bir klinik olduğu zaman hayvanlara karşı daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Araç, kazanın ardından arkasına bile bakmadan gidiyor" diye konuştu. Olayın ardından polislerin geldiğini ve kamera görüntülerinden araç sahibine ulaşılmaya çalışıldığını aktaran Esen, "Plaka görüntüsünü tam net olarak alamadık kişinin. Yalnızca siyah bir araba olarak görünüyor. Aşırı hızlı zaten, durması mümkün değil. İnsanların bazı eleştirileri de var. Biz bunları kabul ediyoruz ama bu hızla zaten duramazdı. Karşısına bir çocuk da çıkabilirdi. Bizim gözümüzde şöyle bir durum var; ha bir insana çarpıp arkanı dönüp gitmişsin, ha bir hayvana çarpıp gitmişsin. Çünkü onlar da bizim canımız. Evladı gibi gören insanlar var ki, sahipleri çok kötü oldu" ifadelerini kullandı. "Bacağında kırık vardı, plak uyguladık" Yaralı köpeğin durumu hakkında bilgi veren Veteriner Hekim Dilan Yalçın ise, "Maalesef yaklaşık bir hafta önce çok üzücü bir olay yaşadık. Hilda ismindeki köpeğimizi kaybettik. 3-4 saat yaşadı ancak sonrasında hayatını kaybetti. Alice ismindeki 7 aylık köpeğimizin ise ilk 2 gün hayati riski vardı. Ortalama 70 saatten sonra operasyona aldık. Bacağında kırık vardı. Kırığına plak uyguladık. Şu an bacağına basıyor, antibiyotik tedavisi de devam ediyor. Sadece biraz anksiyetik problemleri başladı. Keşke diğerini de kaybetmeseydik" şeklinde konuştu. Aracın kaza anında yüksek bir hızla sokaktan geçtiğini kaydeden Yalçın, "Sadece normalde olması gereken hızın 2-3 katında bir hızla gittiği için bu kadar hasar verebildi bir köpeğe. O yüzden bizim tek beklediğimiz en azından gelip bir köpeklerin halinin sorulmasıydı" dedi. Öte yandan, aracın köpeklere çarptığı anlar kliniğin güvenlik kameralarınca anbean görüntülendi. Görüntülere klinikten çıkan köpeklere hızla gelen otomobilin çarparak yoluna devam ettiği anlar yansıdı.