TEKNOLOJİ - 02 Aralık 2024 Pazartesi 11:07

Hitit Üniversitesi’nde geliştirilen kalp masajı aparatı tescillendi

A
A
A
Hitit Üniversitesi’nde geliştirilen kalp masajı aparatı tescillendi

Hitit Üniversitesi’nde geliştirilen ve kuvvet etkisini koruyarak kalp masajı yapılmasına imkan sağlayan aparat Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi.


Hitit Üniversitesinde geliştirilen kalp masajı aparatı, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından tasarım tescili aldı. Kalp masajının daha etkin ve kuvvet etkinliğini koruyarak uygulanmasını sağlayan kalp masajı aparatının tasarım süreci başarıyla tamamlandı. Hitit Üniversitesi öğretim elemanları Öğr. Gör. Dr. Ayşe Çalmaz, Doç. Dr. Gülay Yılmazel ve Prof. Dr. Ali Kemal Erenler tarafından tasarlanan buluş ile kalp masajındaki sürenin uzaması durumunda bile kuvvet etkisi korunarak masaj yapılabilecek.


Hasta ile parmak temasını keserek kuvvetin sadece elin topuğunda kalmasına imkan tanıyan aparat, kalp masajını yeni öğrenen ya da ilk kez yapan uygulayıcılar için de elin yerleşimine yönelik ihtimal şüphe ve endişelerin önüne geçecek.


Geliştirilen aparat hakkında açıklamalarda bulunan Hitit Üniversitesi İskilip Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Dr. Ayşe Çalmaz, aparatın kalp masajı etkinliğini en baştan sona kadar korumak amacıyla planladıklarını kaydetti.


Masaj etkinliğini koruyabilmek adına buluş üzerinde bir etkinlik şeridinin oluşturulduğunu açıklayan Çalmaz, etkinlik şeridinin hastanın iman tahtasının altında bulunan minik bir çıkıntı üzerine yerleştirileceğini ifade ederek uygulayıcının 90 derecelik bir süreçle birlikte omuzdan bası yapmasını sağlayacağını belirtti.


Aparat üzerindeki bombeli kısmın da masaj etkinliğinin uygulayıcının tüm eline yayılmadan sadece elin topuğunda kalmasını sağlamak amacıyla planlandığını söyleyen Çalmaz, “Bu şekilde birinci dakikadan itibaren hastadan yanıt alana kadar aynı etkinliği sürdürmek amaçlandı ve bu buluşun en önemli amacı da buydu. Elin pozisyonunu koruyup kolun dik bir şekilde durmasıyla omuzdan bası uygulamasını kolaylaştıran aparat, pozisyonun korunmasıyla birlikte hastanın etkinlik kuvvetini, kalp masajını bitirme kararı alana kadar devam edeceği bir buluş olarak karşımıza çıkıyor" dedi.


Projede yer alan Hitit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülay Yılmazel ise Türkiye İstatistik Kurumunun 2021 yılı verilerine göre Türkiye’de her üç ölümden birinin dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı olarak gerçekleştiğini ve dolaşım sistemi hastalıklarının başında da kalp damar hastalıklarının geldiğini ifade ederek ölümlerin önemli bir oranının kalp durması nedeniyle olduğunu belirtti.


Konuşmasında kalp masajının büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Yılmazel, “Yapılan çalışmalarda hızlı ve etkili bir şekilde başlatılan kalp masajının her bir dakikasının hayatta kalma oranını yüzde 10 ila 13 oranında arttırdığı belirtilmektedir" diye konuştu.


Aparatın geliştirilmesinde görev alan Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Erenler, “Temel yaşam desteği herhangi bir sebeple durmuş olan kalbin, mevcut imkanlarla tekrar çalıştırılma çabalarına verilen isimdir. Bu uygulamanın üç temel halkası bulunmaktadır. Bunlar 112 sisteminin erken aktivasyonu, otomatik external defibrilbilatör dediğimiz elektro şok cihazının erken kullanımı ve etkin kesintisiz bir kalp masajıdır. Gerek temel, gerek ileri yaşam desteğinde kalp masajının etkin olabilmesi için doğru yere, doğru frekansta, doğru derinlikte ve doğru el pozisyonunda yapılması önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.


Kalp masajı yapılırken elin topuk kısmının kullanılması gerektiğini, el ayasının ve parmak uçlarının hastanın göğsüne mümkün mertebe temas etmemesi gerektiğinin altını çizen Erenler, “Ne var ki uygulamada bu pozisyonun anlaşılmasında bazı problemler ve hatalarla karşılaşıyoruz. İşte bu hataları minimalize etmek için Ayşe ve Gülay hocalarımızın önderliğinde hem halka hem de sağlık çalışanlarına yönelik bir aparat geliştirmeyi düşündük” ifadelerini kullandı.



Hitit Üniversitesi’nde geliştirilen kalp masajı aparatı tescillendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Açılan tapu davası 71 yıl sonra sonuçlandı Manisa’nın Alaşehir ilçesinde 71 yıl önce açılan ve Türkiye’nin en uzun süren davalarından biri olan tapu davası sonuçlandı. Davayı açan mağdur ve avukatın öldüğü, 30’dan fazla hakimin değiştiği dava Türkiye’nin en uzun süren davalarından biri oldu. Manisa’nın Alaşehir ilçesinde 1953 yılında 1953/316 dava esas numarasıyla 1998 yılında vefat eden Hüseyin Uzan tarafından açılan dava, yaklaşık 300 dönüm araziyi kapsıyor. Hüseyin Uzan gibi toplamda 99 davacı ve 221 davalının bulunduğu dava, yıllar boyunca yaklaşık 30 hâkimin değişmesine neden oldu. Alaşehir’in Killik, Çakırcaali ve Ilgınköy mahallelerindeki parsellerle ilgili davada, Salihli Kadastro Mahkemesi 27 Kasım 2024 tarihinde kararını verdi. Mahkeme, Hüseyin Uzan’ın dava konusu olan 22 dönüm araziyi Hüseyin Uzan’ın mirasçıları adına tescil etti. "Arazimiz emanet gibi duruyordu" Davanın tarafları, yıllar boyunca arazilerinde tasarruf yapamadıklarını ve belirsizliğin kendilerini zor durumda bıraktığını ifade etti. Konuyla ilgili konuşan davacı aile üyeleri, "71 yıl boyunca kredi kullanamadık, teminat veremedik. Arazimizi istediğimiz gibi kullanamıyor, ileriye dönük yatırım yapamıyorduk. Şimdi nihayet rahat bir nefes aldık. Babamız, annemiz öldü. Bu dava 1953 yılında açılmış, avukatımız öldü. Dava bize kaldı, çok şükür aldık" dedi. İlk davayı açan avukat öldü 1953 yılında davayı açan avukat Mustafa Yıldırım, 55 yıl boyunca bu davayı takip etti. Ancak 9 Eylül 2021’de hayatını kaybetti. Yıldırım’ın yanında yetişen ve davayı devralan avukat Rasim Buğra Çetin, meslektaşının "Bu davayı bitirmeye benim ömrüm yetmedi, umarım senin ömrün yeter" diyerek espri yaptığını hatırlatarak şunları söyledi: "Bu dava, 1953 yılında Alaşehir Çakırcaali Mahallesi’nde kadastro çalışmaları sırasında yapılan bir hatadan dolayı açılmış. Kadastro tespitine itiraz eden Hüseyin Uzan, dedesinin hakkını korumak için dava başlatmış. Ancak davanın bu kadar uzun sürmesinin sebebi, arazi büyüklüğü, taraf sayısının fazlalığı ve dava açan kişilerin vefatıyla çok sayıda mirasçının devreye girmesi. Yaklaşık 30 hâkim değişti. Bizden önce bu davayı takip eden avukat Mustafa Yıldırım, 55 yıl boyunca büyük bir özveriyle çalıştı. Kendisi mesleği bırakırken bu davanın sonuçlanmasını görememişti. Allah rahmet eylesin. Bana bu davayı devrederken ’bitirmeye benim ömrüm yetmedi, umarım senin ömrün yeter’ demişti. Davayı sonuçlandırmak bize nasip oldu. 71 yıl sonra müvekkillerim adına olumlu bir karar çıktı."