Yerel Haberler
Çankırı
15 Ocak 2025 Çarşamba - 14:21 Rektör Çiftçi: "ÇAKÜ Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" Son dönemde uluslararası alanda yaptığı projelerle dikkat çeken Çankırı Karatekin Üniversitesi, farklı ülkelerle yaptığı iş birlikleri ile akademik alanda önemli başarılara imza atıyor. Üniversitenin önemli bir tecrübeye sahip olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi, "Üniversitemiz sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" dedi. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin (ÇAKÜ) Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, son dönemde üniversitenin ön plana çıktığı uluslararasılaşma çalışmaları ile ilgili bilgi verdi. Rektör Çiftçi, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliğinin insan odaklı ve dönüşüme açık olması olduğunu belirtti. 2021 yılında göreve başladıklarında akredite edilmiş hiçbir programın olmadığına değinen Çiftçi, 12 programın akredite edildiğini söyledi. ÇAKÜ’nün uluslararasılaşma noktasında ciddi bir potansiyelinin olduğunu kaydeden Çiftçi, sadece Afrika’da değil, Suriye’nin yapılanması noktasında akademik destek sağlayabileceklerini ifade etti. “12 programımız akredite edilmiş oldu” Akredite oranlarının daha da yükseleceğini söyleyen Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliği, insan odaklılığının yanında, dönüşüme en açık olan üniversitelerden birisi. Akreditasyon süreçleri ile ilgili yükseköğretim kurumlarında bir hareketlenme başladı. Göreve geldiğimiz 2021 yılında akredite edilmiş programımız yokken, bugün 12 programımız akredite edilmiş oldu. 7 programımız ön lisans düzeyinde. Onların da belgelerini aldık. 5 programımız ise lisans düzeyinde, onlarında belgelerini inşallah değerlendirmeler tamamlanınca yakın bir süreçte alacağız. Biz ortaya ciddi hedefler koyuyoruz. Üniversitemizin odağına baktığımızda, sağlık alanındaki öğrenci sayımız ve çeşitliliği oldukça fazla. Bu yüzden sağlık alanında da bir cazibe merkezi olması için önümüzdeki yıl tüm sağlık ile ilgili programlarımızı akredite etmek istiyoruz. Akreditasyon, eğitimin niteliğini ve kalitesinin en önemli özelliği. Bu vesile ile eğitimimizin niteliği noktasında kendimizi ifade etmek istersek, akreditasyon belgelerini mümkün olduğu kadar bölümlere yaymak zorundayız. Özellikle birçok kurumsallaşmış ve eskiye dayalı üniversitelere baktığımızda, akreditasyon yüzdeleri yüzde 10 civarında. Şu anki süreçte bile bizim akreditasyon oranımız yüzde 15’lerde. Tabii bu oranları ilerleyen süreçlerde yüzde 40’lara kadar çıkartmak istiyoruz. Bizim avantajımız ise üniversiteye nitelikli öğrenci gelecek. Ayrıca, öğrenciler burada belge sahibi olunca Avrupa’nın birçok yerinde geçerliliği olacak” dedi. “Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacağız” İhtiyaç halinde çeşitli ülkelerin akademik anlamda yanlarında olabileceklerini belirten Çiftçi, “Ayrıca üniversitemiz, birçok hedeflerini gerçekleştirmenin mutluluğunu da yaşamakta. Özellikle, üniversitemizde fiziki altyapılar noktasında ciddi yatırımlar var. Birçok yatırımın bir sonraki dönemlere ertelendiği süreçte, bizim üniversitemizde sanki yeni bir üniversite açılıyormuşçasına inşaatlarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir. Üniversiteler toplumla buluşmalı, toplum ile iç içe olmalıdır. Bu yüzden üniversitemizi insanlara yakın bir duruma da getirmek istiyoruz. Başta Sudan olmak üzere Cibuti, Etiyopya, Somali gibi bize ihtiyaç duyulan her ülkenin yükseköğretim kurumları olarak yanlarında olmak zorundayız. Dolayısıyla bu alanda tecrübesi olan Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin de bu işi seve seve yapacağını da ifade etmek isterim. ÇAKÜ sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır. Uluslararasılaşma noktasında da üniversitemizin ciddi bir potansiyeli var. Uluslararasılaşmanın sadece gelen öğrenciler ve akademisyenler için değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde etkinlikler ve kongreler düzeyinde de olması için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.
14 Ocak 2025 Salı - 09:41 Bakır bazlı hidrazon bileşiği ile meme kanserine karşı yeni umut Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerin bir araya geldiği ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezleyerek meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceğini ortaya koydu. Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerden oluşan bir ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezledi. Araştırma sonucunda, bu bileşiğin meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceği tespit edildi. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmada, meme kanserine yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınan insan hücreleri test edildi. Yapılan testte, hücrenin büyümesinin engellenmesi gözlemlendi. Sentezledikleri bakır bazlı bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olabileceğini belirten Çankırı Karatekin Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, hem meme kanserine umut, hem de yerli ilaç portföyünün genişletilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi açısından önemini vurguladı. “Bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz” Bakırın çinko ve demirden sonra gelen önemli bir element olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi arkadaşlarımızla bir ekip oluşturduk. Uzun zamandır bu konular üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Hidrazon ve metal kompleklerinin antibakteriyel ve antikanser çalışmaları üzerinde önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Biz de bu sebeple hidrazon bileşiğini içeren bakır bazlı yeni bir bileşik sentezledik. Bu sentezimiz ile Dünya Sağlık Örgütü’nün insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden ve birden fazla antibiyotiğe direnç gösteren bakteri türlerine etkisini inceledik. Ardından ise antikanser çalışmalarına odaklandık. Aslında bakır, insan vücudunda çinko ve demirden sonra gelen üçüncü önemli bir element. Bakır komplekslerinin yan etkileri oldukça düşük ve hücresel direnç gösterme riski az. Bu yüzden bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz. Biz de bakır komplekslerini içeren bir birleşik sentezleyerek aslında yeni bir ilaç ve meme kanserini tedavi edici bir potansiyel oluşturacağını düşünüyoruz. Yaptığımız bileşiği, insan hücresi olan MDA-MB-231 meme kanseri hücre hattı üzerinde test ettik. Bu, geç evrede ortaya çıkan güçlü, negatif ve agresif kanser hücresi. Çalışmalarımızda bu birleşiklerimizin sitotoksisite sonuçları kontrol grubuna kıyasla bileşiğin kanser hücrelerindeki büyümeyi, düşük dozlarda bile durdurduğunu ortaya koyuyor” dedi. “Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var” Yapılan testler sonucunda hücrenin büyümesinin engellendiği görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Aslında yaptığımız bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olması yönünde yenilikçi bir alternatif oluşturduğunu düşünüyoruz. Meme kanserinin tedavi yöntemleri var. Ama tabii ki gerekli testlerin yapılması lazım. Bizim yaptığımız bu çalışma sadece laboratuvar ortamında. Ama insan hücresi üzerinde, kansere yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınmış olan kanser hücresi üzerinde çalışmalar yaptık. Biz sadece laboratuvar ortamındaki etkisini gördük. Daha fazla denemelere ihtiyacımız var. Daha fazla denemeler yapıldıktan sonraki amacımız, patentli üretim aşamasına taşımak. Bu yüzden ekibimiz ile bir TÜBİTAK projesi içerisindeyiz. TÜBİTAK’ın öncelikli alanları arasında yer alıyor, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkı sağlıyor. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir” diye konuştu.
Çankırı, Kastamonu ve Sinop’ta 2023 yılında 8 bin kişi öldü
14 Haziran 2024 Cuma - 17:07 Çankırı, Kastamonu ve Sinop’ta 2023 yılında 8 bin kişi öldü Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Çankırı, Kastamonu ve Sinop’ta 2023 yılında 8 bin 39 kişi öldü. Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK) ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerini açıkladı. TÜİK Başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre, Çankırı’da ölüm sayısı 2022 yılında bin 909 iken 2023 yılında yüzde 11,2 azalarak 1 696 oldu. 2023 yılında ölen kişilerin yüzde 50,7’si erkek, yüzde 49,3’ünü ise kadınlar oluşturdu. Kaba ölüm hızı ise 2022 yılında binde 9,7 iken, 2023 yılında binde 8,5 oldu. 2023 yılında seçilmiş ölüm nedenlerine göre ölümler incelendiğinde yüzde 38,9 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bu ölüm nedenini yüzde 16,5 ile diğer hastalıklar, yüzde 14,3 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, yüzde 13,3 ile solunum sistemi hastalıkları izledi. Bebek ölüm sayısı 2022 yılında 13 iken 2023 yılında 12 oldu. Bebek ölüm hızı ise, 2022 yılında binde 6,6 iken 2023 yılında binde 6,4 oldu. Beş yaş altı ölüm hızı 2022 yılında binde 8,7 iken 2023 yılında binde 8,5 oldu. Kastamonu genelinde de ölüm sayısı 2022 yılında 4 214 iken 2023 yılında yüzde 4,0 azalarak 4 bin 047 oldu. 2023 yılında ölen kişilerin yüzde 53,6’sı erkek, yüzde 46,4’ünü ise kadınlar oluşturdu. Kaba ölüm hızı ise 2022 yılında binde 11,2 iken, 2023 yılında binde 10,6 oldu. 2023 yılında seçilmiş ölüm nedenlerine göre ölümler incelendiğinde yüzde 39,9 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bu ölüm nedenini yüzde 17,1 ile diğer hastalıklar, yüzde 15,6 ile solunum sistemi hastalıkları, yüzde 12,7 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler izledi. Bebek ölüm sayısı 2022 yılında 22 iken 2023 yılında 21 oldu. Bebek ölüm hızı ise, 2022 yılında binde 6,7 iken 2023 yılında binde 7,0 oldu. Beş yaş altı ölüm hızı 2022 yılında binde 8,9 iken 2023 yılında binde 8,0 oldu. Sinop genelinde ise ölüm sayısı 2022 yılında 2 579 iken 2023 yılında yüzde 11,0 azalarak 2 bin 296 oldu. 2023 yılında ölen kişilerin yüzde 55,2’si erkek, yüzde 44,8’ini ise kadınlar oluşturdu. Kaba ölüm hızı ise 2022 yılında binde 11,7 iken, 2023 yılında binde 10,2 oldu. 2023 yılında seçilmiş ölüm nedenlerine göre ölümler incelendiğinde yüzde 37,9 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bu ölüm nedenini yüzde 15,5 ile diğer hastalıklar, yüzde 14,2 ile solunum sistemi hastalıkları, yüzde 14,1 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler izledi. Bebek ölüm sayısı 2022 yılında 18 iken 2023 yılında 14 oldu. Bebek ölüm hızı ise, 2022 yılında binde 9,6 iken 2023 yılında binde 8,0 oldu. Beş yaş altı ölüm hızı 2022 yılında binde 9,6 iken 2023 yılında binde 8,6 oldu.
Çankırı ve Kastamonu’da Mayıs ayında 536 adet konut satıldı
13 Haziran 2024 Perşembe - 19:01 Çankırı ve Kastamonu’da Mayıs ayında 536 adet konut satıldı Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Çankırı ve Kastamonu’da Mayıs ayında 536 adet konut satıldı. Türkiye İstatistik Kurumu 2024 yılı Mayıs ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. TÜİK Başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre, Mayıs ayında Çankırı genelinde konut satışları 128 adet olarak açıklandı. Konut satışlarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33,3 azaldı. Mayıs ayında Çankırı, konut satış sayısı bakımından 75. il oldu. Mayıs ayında Çankırı genelinde ipotekli konut satışları 10 adet oldu. İpotekli konut satışlarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 74,4 azaldı. İpotekli satılan konutların toplam konut satışları içindeki payı yüzde 7,8 oldu. İpotekli satılan konutların 1 tanesi ilk defa satılan konutlardan oluşurken diğer 9 tanesinin ise ikinci el satış oldu. Diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,9 azalarak 118 adet oldu. Mayıs ayında diğer satışların toplam konut satışları içindeki payı yüzde 92,2 oldu. Kastamonu genelinde ise Mayıs ayında 408 adet konut satıldı. Konut satışlarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,8 arttı. Mayıs ayında Kastamonu, konut satış sayısı bakımından 54. il oldu. Mayıs ayında Kastamonu genelinde ipotekli konut satışları 28 adet oldu. İpotekli konut satışlarının önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,0 azaldı. İpotekli satılan konutların toplam konut satışları içinde payı yüzde 6,9 oldu. İpotekli satılan konutların 3 tanesi ilk defa satılan konutlardan oluşurken, geri kalan 25 tanesinin de ikinci el satış oldu. Diğer konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,2 artarak 380 adet oldu. Mayıs ayında diğer satışların toplam konut satışları içindeki payı yüzde 93,1 oldu.