Yerel Haberler
Bursa
Bursaspor’dan Atış Grup’a teşekkür 16 Kasım 2024 Cumartesi - 15:01:20 Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik, sezon başından itibaren kulübe desteğini esirgemeyen ve forma göğüs sponsorluğuyla katkısını sürdüren Atış Grup adına şirket CEO’su Ahmet Atış’a teşekkür plaketi sundu. Bursaspor - Kemerkent Bulvarspor maçı öncesinde düzenlenen törende, Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik, Atış Şirketler Grubu’nun şehre ve Bursaspor’a verdiği desteğin önemini vurguladı. Başkan Enes Çelik, Atış Grup’un Bursaspor’a sağladığı desteklerin yalnızca kulüp için değil, şehir adına da büyük anlam taşıdığını belirtti. Çelik, “Atış Şirketler Grubu, Bursaspor’a olan sevgisini ve bağlılığını her fırsatta göstermiştir. Bu değerli katkılar için kendilerine teşekkür ediyoruz,” dedi. Törene, Atış Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Atış, Yönetim Kurulu Üyesi Metin Atış ve Atış Grup yöneticileri de katıldı. Törende konuşan Atış Grup CEO’su Ahmet Atış, “Kültür, sanattan spora kadar her alanda Bursamıza katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bursaspor bizim için çok özel bir yere sahip. Bu şehrin değerlerine katkı sunmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı. Seremoninin ardından, Başkan Enes Çelik ve Atış Şirketler Grubu yöneticileri, taraftarların yoğun isteği üzerine tribünlere giderek taraftarları selamladı. Coşkulu alkışlarla karşılanan ekip, maç öncesinde taraftarlara unutulmaz anlar yaşattı.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 14:27 BTÜ konuşmalarının konuğu Rektör Necip Şimşek oldu BTÜ Konuşmaları’nın konuğu İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek, eğitimin milli egemenlik ve güvenlik meselesi olduğunu belirterek, “Güçlü devlet olmanın yolu, eğitimi iyi olan insandan geçiyor. Bir ve beraber, huzurlu bir ülke olmanın en önemli kısmı amaca yönelik eğitilmiş insandır” dedi. BTÜ Konuşmaları’nın 3’üncü sezon 25’inci bölüm konuğu, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek oldu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. HanifiParlar’ın moderatörlüğündeki programa; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık, Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. “Geleceğe Hazırlama Aracı Olarak Eğitim” başlıklı konuşmasıyla öğrencilerle buluşan Rektör Necip Şimşek, eğitimin bireyleri nasıl değiştirdiğini anlatarak, “Eğitimin bizi değiştirmesi için kendimizi teslim etmeliyiz ki alıp bizi bir yerlere götürsün. Eğitimin diğer yandan da bir amaca hitap etmesi gerekir. Eğitimi bilgiyle, bilgiyi de güç olarak tanımlıyoruz. Çünkü bilgisi olanlar güçlü olanlardır demek. Bilgi çok değerli, bilgiyi kullandığımız yer ise çok önemli. Biz bir bilgiyi amaca yönelik olarak kullanarak sonuç elde etmek istiyoruz. ‘Niye üniversite okuyorum’ sorusunun cevabı olması lazım ki gereğini yapabilelim. Eğitim bizi ancak teslim olarak, ardından bilgiyle donatarak ve aklımızı, vicdanımızı ikna eden bilgilerle değiştirir. Değişmek istiyorsak eğitimin içine girmeliyiz, bunları da bilgiyi kullanarak yapmalıyız” dedi. “Eğitimdeki asıl amaç mutluluktur” Eğitimdeki bütün amacın dünyayı mutlu ve huzurlu bir hale getirmek olduğunu vurgulayan Rektör Şimşek, “Mutlu ve huzurlu bir insan olmak meselesi, alemin farkında olan, bu farkındalıkla sorumluluk alan, daha sonra mutluluk adına mesafe kat etmekten ibarettir. Örneğin, bizler ülkemizde rahatken, yanı başımızdaki ülkelerde bir şeyler oluyorsa manen mutlu olamayız. Ben mutluluğu, şartlar değiştiğinde anlamı da değişen bir kavram olarak görüyorum. Mutlu olmak için bilim ve eğitimle kötülerin karşısında durmalıyız. Geleceğe hazırlayan eğitim, insanda etrafının farkında olan, faydalı ile zararlı olanı birbirinden ayıran ve gereğini yapan bir profil ortaya koyar” şeklinde konuştu. Gelecek öğrenciden ne istiyor? Gelecekte öğrencileri nelerin beklediğini ve kazanılması gereken yetkinlikleri anlatan Rektör Prof. Dr. Necip Şimşek, “Son dönemlerde moda olan bir cümle var ’21’inci yüzyıl yetkinliklerini kazanmak.’ Aslında bu yetkinlikler bu yüzyılda keşfedilmiş değil, insanda hep vardı. Geçmişe dönüp baktığımızda, bu yetkinlikleri kullanarak bir medeniyet kurduk. Mimar Sinan’da analitik düşünme yeteneği olmasaydı onca esere imza atabilir miydi? Evet, çağ bizden üretken, yenilikçi, analitik ve kritik düşünen, iletişim kurabilen olmamızı istiyor. Bunun yanında dijital yetkinliğe sahip, zamanı etkin ve verimli kullanan bir profile sahip olmamızı şart koşuyor. Bu yetkinlikler sizleri bir adım öne çıkaracak olanlardır” dedi. Eğitilmiş insan profilinde öğretmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Rektör Şimşek, “Öğretmenin ilham veren, insanların zihnine dokunabilen, öğrencinin iç dünyasına ulaşarak ona kendisini tarif eden olmalı” şeklinde konuştu. “Güçlü kurumlar güçlü insanlarla olur” Milli egemenlik, güvenlik ve eğitim ilişkisinden de bahseden Rektör Necip Şimşek, “Dünyada güçlü devletler güçlü kurumlara sahip, bunları da güçlü bireyler, güçlü bireyleri de eğitim oluşturuyor. Güçlü kurumlar, güçlü insanı ve vatandaşı ile güçlü ülkeleri beraberinde getiriyor. Bir ve beraber, huzurlu bir ülke olmanın en önemli kısmı amaca yönelik eğitilmiş insandır” ifadelerini kullandı. Rektör Şimşek, konuşmalarının ardından öğrencilerden gelen soruları yanıtladı. Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleşen program, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın, Rektör Şimşek’e plaket takdiminin ardından toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 14:25 Başkan Bozbey, 19. İnsan Yönetimi Zirvesi’ne konuk oldu PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Güney Marmara Şubesi tarafından düzenlenen 19. İnsan Yönetimi Zirvesi’ne konuk olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, insanların son yıllarda güven duygusunu birçok alanda kaybettiğini söyleyerek, “Temel hedefimiz, Bursa’da her bir bireyin mutlu, huzurlu, güven içerisinde yaşadığını hissetmesini sağlamaktır” dedi. PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Güney Marmara Şubesi’nin ’Güven’ temasıyla düzenlediği 19. İnsan Yönetimi Zirvesi, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Güney Marmara iş insanlarını buluşturmayı amaçlayan zirvenin ikinci gününde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuşmacı olarak katıldı. Oturum öncesinde Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız ve Ali Altunsoy ile birlikte stantları gezen Başkan Mustafa Bozbey, sponsor firmaların yetkilileriyle sohbet ederek bilgi aldı. “Yerel yönetimlere güven duygusunu artırmalıyız” Moderatörlüğünü Prof. Dr. Kurtuluş Kaymaz’ın yaptığı ‘Kent Güvenliği’ başlıklı oturumda konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yıllardır PERYÖN ile beraber çalıştıklarını, bilgi paylaşımı yaptıkları ve süreçleri birlikte yürüttüklerini söyledi. 19. İnsan Yönetimi Zirvesi için belirlenen ‘güven’ temasının önemine değinen Başkan Bozbey, insanların birbirlerine, kurumlara, yönetimlere, devletlere, çevreye ve adalete olan güven duygusunda düşüş olduğunu ifade etti. Anlamlı bir temayı tartışmaya açtığı için PERYÖN’e teşekkür eden Başkan Bozbey, “Güvenin olmadığı ortamlarda, kaosun oluştuğunu biliyoruz. Güven unsuru son derece önemlidir. Toplum, bir yöneticiye güven duyduğunda ona ‘baba’ rolü de verir. Çünkü baba, bir insanın sığındığı, herhangi bir zorlukta yanına gidip çözüm bulabileceğine inandığı bir kişidir. İnsanları ilgilendiren projelerde hızlı hareket de belediyelere olan güven unsurunu artırmaktadır. Kente sahip çıkma duygusunu artırmak için mutlaka yerel yönetimlere güven duygusunu artırmamız gerekiyor. Güveni verdiğinizde ve şeffaf olduğunuzda katılımcılığın da artığını görüyoruz” dedi. “Artık kazanma zamanı” Kurumlaşma, kamusal düzeni yapılandırma, adaletli olma ve hukuki düzene bağlı kalma, kaynakları adil paylaşma ve ekonomik istikrar, güvenliği tesis edilmiş çevre oluşturma, toplumsal yasalara ve normlara uyma gibi unsurların toplumdaki güvenin temel bileşenleri olduğunu anlatan Başkan Bozbey, “Yerel yönetimlere olan güvenin artmasıyla kenti daha sağlıklı yönetmek mümkün olur. Nilüfer Belediyesi’nde 20 sene sürdürdüğümüz uygulamayı, şimdi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde aynı şekilde uyguluyoruz. Kentteki bir değişim havasının getirdiği sinerjinin önemli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz. Bunu Bursaspor’da, ilçelerde, halkımızda görüyoruz. Kimseyi ötekileştirmediğimiz sürece güveni kentin tümünde hissetmeye başlayacağız. Bunu sağlamak zorundayız. Çünkü güven ortamını yeterince aşağılara ittik. Artık kazanma zamanı” dedi. “Hedefimiz, ‘İyi ki Bursa’da yaşıyorum’ düşüncesini oluşturmak” Belediye içerisinde de çalışanların kendi aralarında ve üst yöneticilerle olan ilişkilerinde güven ortamının sağlanması gerektiğini anlatan Başkan Bozbey, bunu da hızlıca sağlamaya başladıklarını ifade etti. Bursa’da farklı projeleri hayata geçirme hedefinde olduklarını belirten Başkan Bozbey, “Biz zaten altyapı ve fiziki çalışmalar yapmak zorundayız. Bunun yanında kültürle, sanatla, sporla, eğitimle yöneticilerimizi, çalışanlarımızı ve vatandaşlarımızı değişim süreçlerine dahil ediyoruz. Kentin anayasası olan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı çalışmalarına katılımcı bir anlayışla başladık. Önümüzdeki yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Bursa’nın çıtasını daha yukarılara çıkaracak bir anlayışla planlama sürecimiz var. Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Kentsel dönüşüm konusunu çok önemsiyoruz. Bu konudaki projelerle kentin güvenliğini artırmaya çalışıyoruz. Temel hedefimiz, Bursa’da her bir bireyin mutlu, huzurlu, güven içerisinde yaşadığını hissetmesini sağlamak, ‘İyi ki Bursa’da yaşıyorum’ düşüncesini oluşturmaktır” dedi. Oturumun ardından PERYÖN Güney Marmara Şube Başkanı Neslihan Özer tarafından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve moderatör Prof. Dr. Kurtuluş Kaymaz’a günün anısına plaket takdim edildi.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 11:59 Yıldırım’ın altın kulaçlarından 153 madalya Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 29 Ekim Cumhuriyet Kupası ve 10 Kasım Atatürk’ü Anma Yüzme Yarışlarında takım olarak tüm kategorilerde şampiyon olan Yıldırım’ın altın kulaçlarıyla buluştu. Yıldırım Belediyespor, Türkiye Yüzme Federasyonu tarafından düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Kupası Müsabakaları’nda ve 8 Yaş Ulusal Gelişim Projesi Ligi 10 Kasım Atatürk’ü Anma Yüzme Yarışları’nda 153 madalya ile yarışmalara damga vurdu. Nilüfer Konak Yüzme Havuzu’nda düzenlenen müsabakalarda; katıldıkları 4 farklı kategorinin tamamında şampiyon olan Yıldırım Belediyesporlu yüzücüler 80 altın, 43 gümüş, 30 bronz olmak üzere 153 madalya ve 4 kupa elde ederek büyük bir başarıya imza attı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, sporda parlayan Yıldırım’ın yeni yüzü Doktor Sadık Ahmet Gençlik ve Spor Merkezi’nde antrenman yapan şampiyonlarla bir araya geldi. Yıldırım Belediyespor’un amatör branşlarda Türkiye’nin en iddialı kulüpleri arasında yer aldığını ifade eden Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yıldırım Belediyesi olarak; sporu tabana yaymak, gençlerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı ve dinamik bir hayata kavuşmalarını sağlamak için sportif hizmetlerimize devam ediyoruz. 11 tesiste 17 farklı branşta evlatlarımız uzman antrenörlerden eğitim alma imkânı buluyor. 2019 yılından bu yana spor okullarında 200 bini aşkın çocuğumuzu sporla tanıştırdık, binlerce evladımızı müsabakalara hazırlayarak şampiyonlar yetiştirdik. Spor okullarında çocuklara eğitim verirken aynı zamanda keşfettiğimiz genç yetenekleri altyapıya kazandırarak müsabakalara hazırlıyoruz. 2024 yılı itibariyle 4 bin 454 lisanslı sporcumuz var. Verdiğimiz eğitimler neticesinde geride bıraktığımız 5 yıl içerisinde 23 milli yüzücü yetiştirdik ve yüzme branşında sayısız Türkiye şampiyonluğuna imza attık. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda 29 Ekim ve 10 Kasım anma programları kapsamında düzenlenen müsabakalarda 4 yüzme takımımız şampiyon oldu. Evlatlarımızı, ailelerini ve antrenörlerini tebrik ediyorum. Yolun sonu olimpiyat olsun. Spor Kenti Yıldırım’da şampiyonlar yetiştirmeye devam edeceğiz” dedi.
"Dijial izi’min farkındayım"
27 Ekim 2024 Pazar - 14:16 "Dijial izi’min farkındayım" Özel eğitim meslek okullarında öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak yürütülen ve dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmeyi amaçlayan "Dijital iz’imin farkındayım" projesi tamamlandı. Proje çerçevesinde, Bursa’daki 6 özel eğitim meslek okulundan 24 öğrenciye siber zorbalık, dijital istismar ve internet güvenliği konularında farkındalık kazandırılarak güvenli internet kullanımı ile ilgili eğitimler verildi. Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), Bilişim Sektörü İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD), Bursa Coşkunöz Eğitim Vakfı ve Bursa İstihdam ve Kariyer Ofisi’nin (BİKO) paydaşları arasında yer aldığı projede, öğrencilerin dijital dünyada daha güçlü bireyler olmalarını sağlamak hedefiyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Proje kapsamında ayrıca iş hayatına geçiş ve istihdam süreçlerine ilişkin farkındalık programları da gerçekleştirildi. Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, projenin tüm aşamalarını büyük bir ilgi ve heyecanla takip ettiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü; “Günümüz dünyasında öğrencilerimizin dijital ortamda karşılaşabilecekleri tehditlere karşı hazırlıklı olmalarını sağlamak, aynı zamanda bizim de sorumluluklarımız arasındadır. Paydaşlarımızın çok kıymetli katkılarıyla hayata geçirilen ‘Dijital iz’imin farkındayım’ projesi, odağına insanı almış olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında da her sınıf seviyesindeki özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimize yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Proje çerçevesinde yürütülen etkinliklerle özel gençlerimiz dijital güvenlik konusunda özel bir programa dahil olmuşlar ve bu alandaki farkındalıklarını güçlendirmişlerdir. Teknik faydasının yanı sıra sosyal anlamda da bir bütünleşmeye vesile olan bu çalışmaya emek veren mesai arkadaşlarıma ve katkı sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.” Özel bireylerde farkındalık oluşturmayı, bu bireylere eğitim ve bağımsız yaşam konularında destek sağlayarak toplumla bütünleşmelerini kolaylaştırmayı ve özel bireylere hizmet sunan kişiler ile bu bireyler arasında bilimsel uygulamaların yaygınlaşmasını sağlamayı amaçlayan 4 bin 8 destekleme programı çerçevesinde Türkiye genelinde desteklenen 68 projeden biri olan “Dijital iz’imin farkındayım” projesi ile elde edilecek sonuçların, öğrencilerin dijital becerilerini geliştirmek için etkili stratejilerin belirlenmesine katkıda bulunarak bu alandaki bilinç ve farkındalık düzeyini artırması hedeflenmektedir.
Oksijen tesislerinde bıçaklı kavga
27 Ekim 2024 Pazar - 14:14 Oksijen tesislerinde bıçaklı kavga Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu, Orhangazi Oksijen tesislerinde iddiaya göre maça giden bir grup taraftar ile tesis çalışanları arasında çıkan kavgada 3 kişi bıçakla yaralandı. Çıkan kavgada yaralanan 4 kişi ise ambulanslarla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kavga sonrasında kaçan grubun yakalanması için jandarma ekipleri çalışma başlattı. Olay bugün saat 11.30 sıralarında Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Oksijen tesislerinde meydana geldi. İddiaya göre takımlarının maçı için yola çıkan Sakaryaspor taraftarı Orhangazi Oksijen tesislerinde mola verdi. Bu esnada grup ile buradaki çalışanlar ve müşteriler arasında tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüştü Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine taraftar grupları ile çalışanlar ve müşteriler arasında kavga çıktı. Kavga esnasında 3’ü bıçakla 1’i de darp sonucu olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevkedildi. Olayda yaralanan E. T. (41), A. A.(35), M. A. (29) ve S.K. (26) sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından ambulansla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. Zanlılar kaçtı Kavga sonrasında olay yerinden kaçan zanlıların yakalanması için Jandarma ekipleri çalışma başlattı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Yıldırım’da coşkuyla kutlanacak
27 Ekim 2024 Pazar - 11:43 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Yıldırım’da coşkuyla kutlanacak Yıldırım Belediyesi, Cumhuriyet’in 101’inci yıldönümü kutlamaları kapsamında ilçede 29 Ekim özel konseri düzenliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilân etmesinin üzerine her yıl ülke genelinde coşkuyla kutlanan Cumhuriyet Bayramı, 101’inci yıl dönümünde Yıldırım’da birbirinden güzel etkinliklerle kutlanacak. Bu kapsamda Yıldırım Belediyesi, Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında Ahmet Taner Kışlalı Meydanı’nda düzenleyeceği Elif Buse Doğan Konseri ile Yıldırımlılara unutulmaz bir bayram yaşatacak. Milletimizin iman, cesaret ve fedakârlığıyla zafere ulaşan bağımsızlık mücadelesinin 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ile taçlandığını ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Cumhuriyet; en zor şartlara ve bütün imkansızlıklara rağmen hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayan, bağımsızlığından asla taviz vermeyen, inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesini zaferle neticelendiren milletimizin, şanlı tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir. Göğsü iman dolu olan milletimizin yokluk ve yoksulluk içinde, cepheden cepheye koşarak, canı pahasına kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve yükseltmek bizlerin en büyük borcudur! Bu duygu ve düşüncelerle; başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi şükran ve rahmetle anıyor, Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum” dedi.
İlahiyat Fakültesinde bayrak değişimi
27 Ekim 2024 Pazar - 11:33 İlahiyat Fakültesinde bayrak değişimi Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İlahiyat Fakültesi yönetiminde görev değişimi yaşandı. Fakülte Dekanlığına Prof. Dr. Adem Apak getirildi. Son 3 yıldır İlahiyat Fakültesinde Dekanlık yapan Prof. Dr. Ali Kaya’nın yerine Prof. Dr. Adem Apak getirildi. Düzenlenen devir-teslim törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cafer Çiftci, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Prof. Dr. Zekariyya Arı, önceki dönem Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, dekanlık yöneticileri ve akademisyenler katıldı. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yürüttüğü başarılı çalışmalardan ötürü önceki yönetimde görev alan herkese teşekkür etti. Atamaların bir nöbet değişimi olduğunu aktaran Rektör Yılmaz;“ Görev süresi içerisinde Prof. Dr. Ali Kaya hocamızla ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirdik. Araştırma üniversiteleri sıralamasında gelecek yıllarda üst sıralara tırmanabilmek adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İlahiyat Fakültemizin çalışmaları bu anlamda çok önem taşıyor. Prof. Dr. Adem Apak hocamıza ve ekibine yeni dönemde üstün başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu. Son 3 yıldır dekanlık görevini üstlenen Prof. Dr. Ali Kaya ise kendisine katkı veren tüm ekip arkadaşlarına ve üst yönetime teşekkür etti. Dekanlık olarak öncelikli olarak iç huzurun sağlanması ve akademik başarıların elde edilmesi adına çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Kaya; “Güzel bir dönem geçirdik. Bizlere bu süreçte yardım eden herkese teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de Adem hocamıza başarılar diliyorum” dedi. İlahiyat Fakültesinin yeni Dekanı Prof. Dr. Adem Apak da kendisini bu göreve layık gören herkese şükranlarını iletti. Apak, yeni dönemde devraldıkları bayrağı çok daha yukarılara taşımak için ekip olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerinin altını çizdi.
Türkiye’de yılda 25 bin kadın meme kanseri teşhisi alıyor
27 Ekim 2024 Pazar - 09:43 Türkiye’de yılda 25 bin kadın meme kanseri teşhisi alıyor Dünyada yaklaşık 2,5 milyon insana meme kanseri teşhisi konulduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ferhat Erdem Uğraş, Türkiye’de ise bu sayının 25 bini bulduğunu ifade etti. Meme kanserinin Türkiye’de kanser sıklığı listesinin ilk sırasında yer aldığını belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ferhat Erdem Uğraş, son yıllarda bu sayının giderek attığına dikkat çekti. Dünyada yaklaşık 2,5 milyon insana meme kanseri teşhisi konulduğunu ifade eden Dr. Uğraş, “Türkiye’de ise bu sayı, 25 bin kadına ulaştı. Her yıl, ortalama 25 bin kadın meme kanseriyle tanışıyor. Elimizdeki görüntüleme imkânları ile elle muayenede bulunamayacak kadar küçük kitleleri teşhis etme imkanı sağlanmaktadır. Hastalığı ne kadar erken yakalarsanız çözüm bulmak o kadar kolaydır. Erken teşhis edilen meme kanserinde tedavi başarısı yüzde 95’lere kadar yükselmektedir. Erken teşhis edilen meme kanserindeki ölüm riski o kadar azalır. Cerrahi olarak yapılan tedavi, ameliyat kemoterapi ve ameliyat sonrası ışın tedavisi ile kanserden doğacak ölüm oranını oldukça azaltıyor” dedi. Erken teşhis için tarama yöntemleri uygulanmalı Meme kanserinin erken teşhisinde tarama programları olduğunu ve bu programlar sayesinde tümörün en küçük halinin bile tespit edildiğini söyleyerek hangi yaşta hangi kontrollerin yapılması gerektiği hakkında şunları söyledi; “20 yaşından itibaren genç kadınlar, her ay kendi kendine meme kontrolü yapmalıdır. Adetin 4 ve 10 gün arasında yapılacak bu kontrollerde koltuk altı da kontrol edilmelidir. Bu şekilde kendi yapısını tanıyan kadın, değişiklikleri fark edebilir hale gelir. 30 yaşından sonra kendi kendine kontrole devam ederken, aynı zamanda yılda bir kez meme ultrasonu yaptırmalılar. 40 yaşından sonrası için bu kontrollere yılda bir kez yapılacak mamografi eklenmelidir.” Taramaların sonucunda şüphe edilen bir durum olduğunda, kesin tanı için biyopsi yapılması gerektiğini belirten Dr. Ferhat Erdem Uğraş, ‘ya çıkarsa’ diye ifade edilen endişeler nedeniyle bazı kadınların kontrolden kaçındıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Korku, endişe yaşanması kontrollerin de ertelenmesine neden oluyor. Ama biz uyarmak isteriz, erken teşhis için zamanında kontroller yapılmalıdır. Erken teşhiste tedavi süreci kısa oluyor, meme kaybı da oluşmuyor. Son yıllarda, memenin hepsini değil sadece kanserli bölgenin çıkarılmasıyla meme koruyucu cerrahi yöntemler kullanılıyor. Böylece uzuv kaybı yaşanmıyor. Tüm memenin alınması gerektiği durumlarda da yeniden meme yapımı söz konusu oluyor. Meme kanserinin tedavisinde cerrahiden radyasyon onkolojisine, patolojisinden radyolojisine bir çok uzmanın birlikte çalışıyor ve hasta için en doğru yöntem seçiliyor. Tedavide hızla yeni yöntemler geliştiriliyor. Kişiye özel tedaviler, akıllı ilaçların da eklendiği yeni tedavi yöntemleriyle hastalarımızın tedavi başarısı giderek artıyor.”
Çocuk ve ailelerin kış sınavı başlıyor
27 Ekim 2024 Pazar - 09:35 Çocuk ve ailelerin kış sınavı başlıyor Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nuray Kurt Önal, kış aylarında havaların soğuması, hava kirliliğinin artması, kapalı ortamda daha fazla insanla ve tanecikle temas edilmesi ile birlikte bağışıklığı erişkinlere göre daha zayıf olan çocukların sık sık hastalanabileceğini söyledi. Okul, kreş, kapalı oyun parkları, alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları gibi kapalı ortamlar damlacık ve solunum yoluyla yayılan mikroplar için elverişli bir ortam hazırladığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nuray Kurt Önal, "Damlacıklar, gerek öksürük ve hapşırık yoluyla gerek çocukların birbirlerine ve birbirlerinin eşyalarına temas etmesi ile bir çocuktan diğerine yayılır. Ayrıca soğuk havalarda hem ısıtıcılar sebebiyle hem de soğuk nedeniyle ciltte burun ve ağız içini saran ıslak dokular da kurur. Koruyucu mekanizmaların çalışması azalır. Hareket azalır ve bununla birlikte daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelim artar. Dolayısıyla enfeksiyon kısa sürede birçok kişide ortaya çıkıverir. Çocuklar ve ailelerin birlikte katıldığı kış sınavı da başlamış olur" diye konuştu. Çocuklarda en sık karşılaşılan sağlık sorunu üst solunum yolu hastalıkları olduğunu ifade eden Dr. Nuray Kurt Önal, "Burun ve boğaz iltihaplarına yol açan 200’den fazla virüs vardır ve sıklıkla hastalık etkenleri bu virüslerdir. Bakteriler de gerek kendi patojen yapılarıyla, gerek aşılama eksikliği, bağışıklık zayıflaması, yetersiz burun temizliği gibi hastaya ait durumlar üzerinden solunum yollarında hakimiyeti ele geçirebilir. Yılda 5-8 kereyi bulan üst solunum yolu enfeksiyonlarının sayısı, okula giden çocuklarda daha da artabilir. Üstelik ilk kez ve fazla sayıda hasta çocukla temas anlamına gelebilen okulun ilk yıllarında bu sayı daha da fazladır. Yaş ilerledikçe sayının azalması muhtemeldir. Bu süreçte hastalıkların beklenenden ağır geçmesi, hastanede yatış gerektirmesi, zatürre, orta kulak iltihabı, menenjit gibi organ enfeksiyonlarına sıklıkla ilerlemesi gibi durumlarda çocukların bağışıklık sisteminin çalışmasını incelemek gerekebilir" dedi. Çocuklarda en sık görülen solunum yolu hastalıklarını ise Dr. Nuray Kurt Önal şöyle sıraladı; "Soğuk algınlığı (nezle), en yaygın etkeni rinovirüstür fakat birçok virüs de etkeni olabilir. Çocuklarda da yetişkinlerde de maruziyeti takiben 3-4 gün içinde hafif ateş, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırık, boğazda yanma ve ağrı hissi gibi belirtileri vardır. Grip (influenza), kış aylarının damlacık yoluyla bulaşan en sık görülen hastalığıdır. Genellikle yüksek ateşin eşlik ettiği hafif üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyretse de inatçı ateş, burun akıntısı, boğaz ağrısı, gözlerde kızarıklık, kuru öksürük, karın ağrısı, ishal, yaygın kas ağrıları da sık rastlanır. Akut bronşiyolit, özellikle 1 yaş altı bebekleri etkileyen, 2 aydan küçük bebeklerde hastaneye yatış gerektirecek kadar ağır seyredebilen, virüslerin yol açtığı bir enfeksiyondur. Kalabalık veya sigara içilen ortama maruz kalan 1 yaş altı çocuklar daha risklidir. Akciğer içindeki en küçük hava yolları olan bronşiolleri etkilediğinden hızlı soluk alıp verme, göğsün derince içe girip çıkması, inleme, hışıltı sesi çıkarma, morarma, yorulma gibi solunum sıkıntısı belirtileri görülebilir. Pnömoni (zatürre), bakteri ve virüslerin akciğerde iltihaba yol açmasına denir. Ateş yüksekliği, halsizlik, iştahsızlık, öksürük, balgam, nefes güçlüğü, göğüs ve karın ağrısı gibi belirtiler gösterir. Zamanında tedavi edilirse tamamen iyileşebilirken geç kalınırsa apse, sıvı toplanması gibi istenmeyen durumlar gelişebilir ve 1-4 yaş arası yaşamı tehdit bile edebilmektedir. Bu yüzden üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren bir çocukta, 3 günü geçen ateş veya solunum sıkıntısı belirtileri görülmesi durumunda zatürre açısından değerlendirmek üzere bir hekime başvurmak çok önemlidir. Otit (Orta kulak iltihabı), bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben boğazla kulak arasında bulunan östaki borucuğu yoluyla enfeksiyon boğazdan orta kulağa geçebilir. Dayanılmaz kulak ağrısı, ateş yüksekliği, baş dönmesi, işitmede azalma, kulaktan ses gelmesi gibi şikayetler olabilir ve yatınca kulaktaki basıncın artışı sebebiyle geceleri şiddetlenebilir." Dr. Nuray Kurt Önal, kış sınavını enfeksiyonlara takılmadan geçirebilmek için bir kaç önemli hususu ise şu şekilde sıraladı; "Kapalı ve kalabalık ortamlardan, hava kirliliği ve sigara dumanından kaçınmak. Kapalı ortamları sık havalandırmak. Emzirme döneminde anne sütü ile beslenmek. Dengeli ve sağlıklı beslenmek, C vitamininden zengin meyve ve sebzeleri öğünlerde bulundurmak ve paketli-asitli gıdalardan uzak durmak. El yıkama alışkanlığı kazanmak, özellikle yemeklerden önce ve tuvaletten sonra el yıkama konusunda hassas davranmak. Başta su olmak üzere yeterince sıvı almak. Terlemekten de üşümekten de korunacak şekilde giyinmek, havanın aşırı kurumasına sebep olmayacak şekilde ortam sıcaklığını ayarlamak. Isıtıcı olan odalarda burun kuruluğundan korunmak için nemlendirme yapmak. Düzenli uyku düzeni kurmak. Temas edilen oyuncak ve eşyaları düzenli temizlemek. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak. Çocukluk çağı aşılarını ve riskli gruplarda grip aşısını yaptırmak. Hastalık durumlarında diğer kişilerle teması azaltmak, hapşırık öksürük sırasında ağız ve burunu kağıt mendille kapatmak."
(Özel) Tüketicilere gıdada ’gizli zam’ ve ’yalancı indirim’ uyarısı
27 Ekim 2024 Pazar - 09:31 (Özel) Tüketicilere gıdada ’gizli zam’ ve ’yalancı indirim’ uyarısı Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu, özellikle gıda ürünlerinde gramajlar düşürülerek yapılan “gizli zam” ve fiyatın yükseltilip tekrar düşürülmesiyle “indirim” gibi gösterilen yalancı kampanyalara dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Bir süre önce 5 litrelik iki teneke zeytinyağı aldığını anlatan Ağaoğlu, “Para verip aldım. O zeytinyağlarından birinin 5 litresi 700 liraydı. Bir diğeri 750 liraydı. Beş litrelik bir erken hasat taş baskı natürel zeytinyağı bu fiyata mümkün değil. Bunu biliyorum. İki tenekeyi para verip aldım. Aldıklarımdan birisi Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı tağşişli ürünler listesinde yer aldı. Öbürünü de Bakanlığın İstanbul İl Laboratuvarına götürdüm. Oraya da para ödeyerek analize bıraktım. Sonuçlarını alınca konuşuruz” diye konuştu. Yalancı indirimin cezası 550 bin liraya kadar çıkıyor Tağşiş ve taklitle tüketiciler kandırıldığı gibi büyük markalı firmaların da başka yollarda aldattığını vurgulayan Ağaoğlu, şöyle devam etti: “Gramaj oyunlarıyla bir de gizli zamlar var. Paketli gıdalarda gramajı düşürüyorlar ama paket aynı paket fiyat aynı fiyat. Tüketici bunu aynı fiyat diye alıyor ancak zamlı aldığını bilmiyor. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde ’Tüketicilere sunulan bir malda birim fiyatını farklılaştıracak şekilde adet, uzunluk, ağırlık, alan, hacim ölçüleri ve benzeri unsurlarından birinde değişiklik yapılmasına rağmen, değişiklik yapılmadığı düşüncesi uyandıran yanıltıcı ambalajlama uygulamaları’ maddesi bulunuyor. Bu maddeye göre gizli zamla tüketiciyi aldatanlara 550 bin liraya kadar ceza uygulanabiliyor.” Yalancı indirime de dikkati çeken Ağaoğlu, şunları kaydetti: “Hakikaten bunu insanlara yeterince anlatamadım. İndirim yapıyorum diyebilmesi için firmanın o ürünün son 30 günde satıldığı en düşük fiyatı baz alması lazım. Yani 100 liraya satmış, 120 ya da 150 liraya satmış. 150 lira üzerinden indirim uygulayamaz. 100 lira üzerinden indirim yapabilir. Bunu fark eden tüketiciler Ticaret Bakanlığına başvurmalı. Otuz gün geriye dönüp satıyorsunuz. 100 liradan satmış en düşük. Yüz liradan daha ucuza satıyorsa indirim diyebilir. Mesela 90 liraya satıyorsa ona indirim yaptın denebilir. Yalancı indirim olduğu takdirde bununla ilgili idari para cezasına muhatap olacaktır. Fiyatı yükseltip sonra indirim yaptık demek tüketiciyi yanıltıcı uygulamalardır ve cezayı gerektirir.” Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığının her ürünü takip etmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Ağaoğlu, denetimde tüketicilere büyük görev düştüğünü söyledi. Şikayetle ilgili büyük kolaylıklar sağlandığını dile getiren Ağaoğlu, “2025’te değerlenme oranı da artacaktır ancak bu yıl için 104 bin liraya kadar olan uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetleri yetkili. Cep telefonları, çamaşır ve bulaşık makineleri, buzdolaplarında yaşanan sıkıntılarda bile fiyatları açısından mahkemeye gitmeden bu yolla çözüm yolu aranabilir” dedi.