SAĞLIK - 23 Ocak 2025 Perşembe 09:27

Yarıyıl tatili, çocukların göz sağlığı için fırsat

A
A
A
Yarıyıl tatili, çocukların göz sağlığı için fırsat

Çocukların göz muayenelerinin yaptırılması için sömestr dönemi ise en ideal zamanlardan biri olabileceğini belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, çocuklardaki görme sorunlarının okul başarısını olumsuz etkilediğini ve ileride akademik, sosyal ve günlük yaşamda pek çok problemle karşılaşılmasına sebep olabileceğini söyledi.


Yoğun geçen birinci eğitim dönemi boyunca fiziksel ve mental açıdan yorulan çocukların, yarıyıl tatilinde iyi bir dinlenme süreci geçirmesi önemli olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, "Tatil dönemi, çocukların yaşadığı görme problemlerinin çözümü için de önemli bir zaman dilimi. Tedavi edilmeyen görme bozukluklarının; çocukların öğrenme kabiliyeti, derslere uyum ve kişilik gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Ailelerin, çocuklarının eğitim hayatındaki başarısı için bu konuda önlem alıp gerekli tetkikleri yaptırması gerekiyor. Görme problemleri, okul öncesi çocukların yüzde 5-10’unu, okul çağındaki çocukların ise yüzde 20-30’unu etkiliyor. Bir çocuğun derslerinde başarısız olmasının sebebi, öğrenme kabiliyetinin yetersizliğinden değil, görme bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir. Bu sebeple, okula başlamadan önce ve okul süresince çocuklara düzenli göz muayenesi yapılması gerekiyor” dedi.


Çocuklarda en çok göz kayması, göz tembelliği, gözyaşı kanalı tıkanıklığı, miyop, hipermetropi, şaşılık, astigmatizma ve konjonktivit görüldüğünü söyleyen Op. Dr. Adnan İpçioğlu, “Erken teşhis konulmazsa çocuğun tahtayı yeterince iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle takip etmesi, bir gözünü daha öne alarak kitaba bakması, televizyonu yakından seyretmesi, gözlerde sulanma ve ödevlerini yaparken zorlanması gibi durumlar yaşanabiliyor. Bu da okul başarısını olumsuz etkiliyor” diye konuştu.


Çocuğunun görme bozukluğunun farkında olmayan ailelerin, derslerdeki düşük başarı oranını öğrenme yeteneklerine bağladığının altını çizen İpçioğlu, “Öğrenme kabiliyetinde eksiklik olmayan çocuklar, iyi göremedikleri için derslerinden geri kalabiliyor. Göz bozukluğunda önlem alınmadığında gözde tembellik başlıyor ve bu durum ilerleyen yıllarda çocuğun görme kalitesini daha ciddi oranda etkiliyor. Çocuk göz sağlığı için 6 ayda bir düzenli kontrol yapılması önemli. Erken konulan teşhis ile tedavi süreci de kolayca atlatılabiliyor” şeklinde bilgi verdi.



Yarıyıl tatili, çocukların göz sağlığı için fırsat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Saç ekerken kulak zarını biçti Bursa’da yaşayan Emrah Karadeniz, saç ektirmek için gittiği estetik merkezinde kulak zarı patladı. Saç ekiminin tutması için yapılan ozon tedavisinde gerekli önlemlerin alınmadığını söyleyen Karadeniz süreci yargıya taşıdı. Yeni saçlarının hayalini kurarken kulaklarında çınlama meydana gelen Karadeniz’in hayatı alt üst oldu. Bursa’da yaşayan Emrah Karadeniz (39), saç ektirmek için Nilüfer ilçesindeki bir estetik merkezine gitti. Aldığı seansta saç ekimi tutmayan Karadeniz’i, estetik merkezi tekrar çağırarak bir seans daha uyguladı. Saçın tutmamasının önüne geçmek için Karadeniz’e ozon tedavisi yapıldı. İddiaya göre işlem sırasında kulaklarda basınç oluşmasının önüne geçmek için kullanılan kulak tıkacı Karadeniz’e takılmadı. İşlem devam ederken Karadeniz, kulağından bir ses geldiğini söylese de operatör tarafından ‘bunları hissetmeniz normal’ denilerek işleme devam edildi. Yapılan işlemin ardından 10 gün sonra kulaklarında çınlama sesi yankılanan Karadeniz, bir kulak burun boğaz uzmanına göründü. Yapılan testlerde Karadeniz’in kulak zarının patladığı ortaya çıktı. “Yavaş yavaş veririz” İşleme girmeden önce sağ kulağından daha önce kulak zarı yırtıldığı için operasyon geçirdiğini söyleyen Karadeniz’e estetik merkezi doktoru “yavaş yavaş veririz” ifadelerini kullandı. İşlem hakkında bilgi verilmediğini söyleyen Karadeniz, “2024 yılında ilk olarak estetik merkezine gittim, orada bir kere ekim yapıldı. Ekim tutmayınca ben şikayet ettim, ikinci kez çağırdılar. Görüldüğü üzere çok da başarılı geçmedi. Saçtan ziyade büyük bir sağlık problemiyle karşılaştım. Kulak zarım delindi. Saça iyi geliyor diye ikinci seanstan sonra bana ozon kapsülü içerisinde hava verdiler. Hoca kulaklarında bir problem var mı diye sorduğunda 2012 yılında sağ kulağımdan operasyon geçirdiğimi söyledim. Esnaf ağzıyla ‘yavaş yavaş’ veririz diye geçiştirdi. Güvenlik ekipmanı olarak kulak tıkacı veriyorlarmış fakat bana verilmedi. Belki verilseydi ben bunları yaşamayacaktım. Ben işlem sırasında kulağımdan ses geldiğini duydum. Cihazı kullanan operatöre bunu bildirdiğimde ‘ilk kez girenler basınç hissedebilir’ yanıtını aldım. Öyle deyince işleme devam ettik. İşlemden sonra kulağımda basınç hissi hissedebileceğim söylendi. Dediği gibi de oldu ama basınç hissi kalkar kalkmaz benim kulaklarımda çınlama başladı. Hemen kulak burun boğaz uzmanına gittim. Ameliyat olmadığım diğer sağlam olan kulağımın zarının patladığını söyledi” şeklinde konuştu. Hayatı alt üst oldu Yaşadığı kulak çınlamasının herhangi bir tedavisi olmadığını öğrenen Karadeniz, “Her iki kulağım da çınlıyor, daha önce ameliyat geçirdiğim kulağım daha şiddetli çınlıyor. Bunun henüz tedavisi yokmuş. Bununla yaşamayı öğreneceksin dediler. Hayatım alt üst oldu. Hiçbir şeye odaklanamıyorum, uyku uyuyamıyorum. Yemek bile yemeye dikkat ediyorum çünkü tatlı tuzlu yediğimiz zaman kan basıncı artıyor, bu da çınlamayı daha da şiddetlendiriyor. Gürültülü ortamlarda bulunamıyorum, ses yankı yapıyor” dedi. “Bana sağlığımı geri versinler” Yaşadığı durumu yargıya taşıdığını belirten Karadeniz, “Hastane ile görüştüm, beni kendi doktorlarına götürdüler. Kendi doktorları da günümüzde çaresi olmadığını söyledi. Ben de yargı sürecini başlattım. Bana komik bir teklifleri oldu, ‘saç ekimi için ödediğim ücreti geri verelim sen de davadan vazgeç’ denildi. Konudan çok uzaklar, konu parayla alakalı değil. Bana sağlığımı geri versinler benim dileğim bu” ifadelerini kullandı.
Bursa Kredi kartı durduğu yerde cep yakıyor Bursa Tüketici Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, bankaların yıllık aidat adı altında ücret talep ettiklerini ve tüketicinin gelirinden fazla limit verdiklerine dikkat çekerek, kredi kartı aidatı ve kart limitleri ile ilgili tüketicinin korunması gerektiğini söyledi. Kredi kartı Türkiye’nin ve tüketicilerin temel sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Her yıl bankaların 65 milyar TL kredi kartı aidatı toplandığı Türkiye’de kart kullanarak aylık geçimlerini sağlayan tüketiciler yüksek orandaki faizlerin yanında kart aidatı adı altında her yıl ek olarak toplanan paralar yüzünden de sıkıntıya giriyor. Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, "Kredi kartı üzerinden tüketiciler birçok sorunla karşılaşmakta çünkü ülkemizde kredi kartı bir yaşam kartı haline gelmiş durumda. Bu nedenle yüksek faiz ödemelerine rağmen, bir de bankaların yıllık kart aidatı adı altında ücret talep etmeleri, tüketicilerimizi daha zor bir duruma sokmuştur" dedi. "Tüketici talepleri reddedilmektedir" Derneklerden hukuki bir destek alınması gerektiğini söyleyen Yılmaz, "Son günlerde kredi kartlarına ilişkin tahsil edilen ücretlerin geri alınamayacağına dair sürekli derneğimizi arayan tüketiciler var. Üzülerek belirtmek isterim ki, Merkez Bankası’nın yayınladığı tebliğ doğrultusunda, hakem heyetlerinde de yıllık kart ücretinin alınabileceğine ilişkin tüketici talepleri reddedilmektedir. Tüketicilerimizin kredi kartı aidatlarının iadesine ilişkin talepleri varsa, dernekten hukuki bir destek alarak başvuruda bulunmaları çok daha yerinde olacaktır" diye konuştu. "Tüketicinin korunmasına ilişkin tüketici kanununa uygun olmadığını iddia ediyoruz" 6 ay hareketsiz kalan kredi kartlarından ücret alınamayacağını dile getiren Yılmaz, "Kendi talepleri olmaksızın tüketicilere sunulan kredi kartlarından ücret alınamaz. Diğer durumlarda, finansal tüketicilere ilişkin yönetmelik ve Merkez Bankası tebliği üzerinden alınabileceğine ilişkin düzenlemeler olsa bile, dernek olarak görüşümüz, tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 4’üncü maddesine göre, kanunun ruhuna uygun ve tüketiciyi koruyacak şekilde bakanlıktan görüş alındıktan sonra tebliğ ve yönetmeliklerin uygulanması gerektiğidir. Tüketicinin korunmasına ilişkin tüketici kanununa uygun olmadığını iddia ediyoruz" dedi. "65 milyar TL yıllık kart aidatı alınıyor" Eğer bankalar tüketiciden mutlaka kart ücreti alacaklarsa, maliyetini sunarken almaları gerektiğini belirten Yılmaz, "Ülkemizde 130 milyona yakın kredi kartı bulunmakta. En azından 1 TL alınmış olsa 130 milyon TL eder. 130 milyon kredi kartını düşündüğümüzde ve en düşük limitin 500’ün üzerinde olduğu varsayıldığında, yaklaşık 65 milyar TL yıllık kart aidatı alınıyor demektir. Tüketici örgütleri olarak, eğer bankalar tüketiciden mutlaka kart ücreti alacaklarsa, kart maliyetini sunarken bunu alabilirler. Kredi kartının kullanım süresi 3 yıl olup, 3 yılda bir alsınlar diyoruz" şeklinde konuştu. "Tüketicinin yıllık gerçek gelirleri üzerinden belirlenmiş limitleri yok" Bankaların kanuna göre, ilk yıl 2 katı, 2’nci yıl ise 4 katından fazla limit veremeyeceğini söyleyen Yılmaz, "Tüketici, bankalara kredi kartı talebinde bulunduğu zaman, bankaların en azından tüketiciye ücretsiz bir kart konusunda bilgilendirme yapmaları zorunluyken, birçok tüketiciden aldığımız şikayetlere göre, ücretsiz kredi kartından haberleri olmadığını ve bu konuda bilgilendirilmediklerini görmekteyiz. Bu tüketiciler, aidatlı kredi kartı üzerinden ücret alındığını belirtiyorlar. Kredi kartı alındığında, birçok tüketicinin birden fazla kredi kartı bulunduğu görülmektedir. Bu kartların yıllık gerçek gelirleri üzerinden belirlenmiş limitleri yoktur. Tüketiciye, banka ve kredi kartları kanunun maddesine göre, ilk yıl gerçek gelirinin 2 katı kadar, 2’nci yıl ise 4 katından fazla limit verilemez" dedi. "Tüketicinin korunması gerekmektedir" Hiçbir talep olmadan bankaların limit artırdığını söyleyen Yılmaz, "Tüketicinin elindeki 10 kartı nasıl izah edebilirler. Bu nedenle sadece tüketiciyi amibine tabirle yolmak adına, istedikleri kartı ve istedikleri şekilde limit artırarak tüketiciden hak etmediği paraları almaktadırlar. Kendi kredi kartım üzerinden talebim olmaksızın her yıl bankalardan limitinizi artırdık diye mesaj alıyorum ve itirazda bulunuyorum. Ancak birçok tüketici, ihtiyaç duyduğu için yaşamını sürdürebilmek adına buna mahkum olup, bu ücretleri ödemek zorunda kalıyor. Bu nedenle tüketicinin korunması gerekmektedir" diye konuştu.
Kahramanmaraş Kundura ustası: “Babamın mirasını yaşatıyorum” Kahramanmaraş’ta geleneksel kundura ustalığını üç kuşaktır sürdüren Mungan ailesi, el emeğiyle ürettikleri ayakkabılarla dikkat çekiyor. Onikişubat ilçesi Şehit Evliya Mahallesinde ayakkabı dükkanında çalışan baba ve oğlu teknolojiye meydan okuyor. El emeği ve ustalıkla şekillenen bu meslek, Mungan ailesinin azmiyle yaşatılıyor. Babasının izinden yürüyen Mungan, bu mirası gelecek nesillere aktarmak için çalışıyor. Mungan ailesi, modern fabrikasyon ayakkabıların yaygınlaşmasına rağmen geleneksel yöntemlerden vazgeçmiyor. Kundura ustası Şaban Mungan, mesleklerinin zorluklarına rağmen işlerini severek yaptıklarını dile getirerek, “Ben mesleği babamdan öğrendim, babam da kendi babasından öğrenmiş. Şimdi oğluma öğretmeye çalışıyorum. Bizden sonra bu işi devam ettirecek kimse yok gibi görünüyor. Tamamen el emeğiyle çalışıyoruz, müşterilerimize özel üretim yapıyoruz” dedi. Müşterilerinin ayak ölçülerine göre özel ayakkabılar yaptıklarını söyleyen Mungan, “Kösele, altı topuklu kundura, spor ayakkabı ve bot modelleri üretiyoruz. Ayak ölçüsünü alıp istediği modeli tasarlıyoruz. Bir ayakkabının yapımı yaklaşık üç gün sürüyor. Hem geleneksel hem de modern tasarımlarla müşterilerimize hizmet etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Yarım asırdan fazla aynı dükkanda kundura üreten baba Abdullah Mungan ise el yapımı ayakkabılara duyulan talebin devam ettiğini belirterek, “Genelde ayağına uygun ayakkabı bulamayan müşteriler bize geliyor. Tamamen el emeğiyle çalışıyoruz. Bu meslek sayesinde üç dört çocuk büyüttüm. İşimizi severek yapıyoruz ve elimizden gelenin en iyisini sunmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Adana Uzmanında zatürre ve tetanos aşısı açıklaması Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Behice Kurtaran, zatürre ve tetanos aşılarının yetişkinlikte tekrarlanması uyarısında bulundu. Aşıların toplum sağlığına katkısından bahseden Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Behice Kurtaran “Aşılar sayesinde birçok bulaşıcı hastalığın önüne geçilmiş, salgınlar kontrol altına alınmış ve bu hastalıkların yayılımı büyük ölçüde durdurulmuştur. Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda aşının önemi, hastalıkların önlenmesi ve uzun vadeli sağlık problemlerinin azaltılması açısından kritik bir rol oynar. Ancak maalesef ki aşı karşıtlığı nedeniyle bazı hastalıkların önüne geçilemiyor” dedi. “Zatürreye karşı aşı olunmalı” Enfeksiyon hastalıklarının önlenmesinde en önemli iki araçtan birinin hijyen diğerinin aşı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kurtaran “Türkiye, aşılamada özellikle çocukluk çağı hastalıkları açısından çok düzenli giden ve kaliteli bir aşı bakım hizmeti verilen bir ülke. Erişkin aşılama ise yıllarca tüm dünyada biraz ihmal edilmiş bir konu. Oysa çocukluk çağında aşılamadan sonra bu aşılar bir süre sonra etkinliğini kaybettiği için tekrar bu antijenleri vücuda hatırlatmak gerekiyor yoksa o antijenler hatırlanmadığı için mikropla karşılaşıldığı zaman hastalığın olma muhtemelliği ortaya çıkıyor” diye konuştu. Zatürrenin yaşlılarda en sık görülen hastaneye yatış sebebi olduğunu ancak çoğu kişinin zatürreye karşı aşı olması gerektiğini bilmediğini sözlerine ekledi. “Tetanos aşısı 10 yılda bir yapılmalı” Tetanos ve türevleri gibi bazı aşıların çok önemli olduğuna ve aşı karşıtlığının bu hastalıklarda ölümcül risk oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kurtaran “Türkiye’de tetanos vakalarını son derece az görmeye başladık ama çıkıyor mu çıkıyor. Tetanos aşısı çok etkili bir aşı, 10 yılda bir her erişkinin tetanos aşısı yaptırması gerekiyor. Biz ancak bir kaza geçirdiğimizde, elimizi kestiğimizde, deldiğimizde bu aşıyı yapıyoruz. Bazen 20 yıl başımıza bir şey gelmiyor ama 21. yıl bir mikrobu aldıktan sonra aşı yapsanız da etkisi olmayabiliyor” dedi. “Güvenilir olmayan bilgilere itibar edilmemeli” Aşıların yararları konusunda yeterli toplumsal farkındalık olmadığına işaret eden Prof. Dr. Kurtaran, “Bilimsel temele dayanmayan verilerle aşılar hakkında negatif düşüncelerin yayılması, toplum sağlığı açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Aşıların uzun yıllar bilimsel kontrolden geçerek yapıldığı akıldan çıkarılmamalı. Aşı olmayan bir kişi kendi sağlığını da toplum sağlığını da riske atıyor. Bu nedenle aşıların yararları daha sık anlatılmalı. İnsanlar aşılar konusunda sosyal medyada ya da internette güvenilir kaynaklardan olmayan bilgilere itibar etmemeli” dedi.
Bursa Haberde izlediği teknikle böyle can kurtardı Bursa’da bir kişi, işe gitmeden çay içmek için uğradığı kahvede yaşlı adamın yemek yerken nefessiz kaldığı fark edince haberlerden izlediği heimlich manevrasıyla nefessiz kalan adamın boğazına kaçan ekmeği çıkardı. O anlar kameraya yansırken, kaynak işçisi adam, “Haberlerden izlediğim kadarıyla müdahale ettim. Çok şükür kendisine geldi” diye konuştu. Bursa’nın Gürsu ilçesinde kaynak işçisi olarak çalışan İsmail Hakkı Arslan, akşam saatlerinde iş çıkışı bulunduğu mahallenin kahvesine giderek çay içmek istedi. Kahveye giren Arslan, mahalle büyüğü olarak tanıdığı 77 yaşındaki Hüseyin Dinç’in yemek yerken nefessiz kaldığı görünce, kendisine heimlich manevrası uyguladı. Yapılan müdahaleyle nefes borusuna kaçan ekmek parçası çıkınca, yaşlı adam derin bir nefes aldı. O anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansırken, kaynak işçisi olarak çalışan 2 çocuk babası Arslan, “ Olayın olduğu saatte ben işten geliyordum. Çay içeyim diye eve gitmeden de bir çay içeyim dedim. Mahallemizin büyüğü olarak tanıdığımız Hüseyin amcamızın da nefessiz kaldığını fark ettim. Buradaki arkadaşlar sırtına vurdular ama kendine gelmeyince, ben de haberlerden izlediğim heimlich manevrasını uygulamadım. Boğazına kaçan ekmek çıktı. Derin bir nefes aldıktan sonra kendine geldi. Çok şükür şuan sağlık durumu iyi” diye konuştu.