SAĞLIK - 23 Ağustos 2024 Cuma 13:07

Prof. Dr. Akalın: “M Çiçeği için pandemi beklentimiz yok”

A
A
A
Prof. Dr. Akalın: “M Çiçeği için pandemi beklentimiz yok”

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Akalın, halk arasında ‘Maymun Çiçeği’ olarak bilinen M Çiçeği virüsü hakkında bilinmeyenleri cevapladı. Yakın temas ve cinsel yollarla bulaşan virüsün, bulaş riskinin fazla olmadığını belirten Akalın, herhangi bir pandemi beklentisi olmadığına dikkat çekti.


Bursa Uludağ Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Akalın, son haftalarda dünya çapında sıkça görülen ve halk arasında ‘Maymun Çiçeği’ olarak da bilinen M Çiçeği virüsü hakkında açıklamalarda bulundu. Hastalık hakkında merak edilenleri cevaplayan Akalın, hastalığın 2003 yılına kadar yurt dışına çıkmadığını belirterek, 2022 yılında bazı Avrupa ülkelerinde görülmeye başladığını söyledi. Covid-19 gibi hızlı bulaşan bir virüs olmadığından muhtemel bir pandemi beklemediğini de söyleyen Akalın, tedbir maksatlı son 3 hafta içerisinde yurt dışı seyahati yapan kişilerden yakın temastan kaçınılması gerektiğini ifade etti.


2023 sonlarında Afrika’da vakalar arttı


Basın mensuplarına yaptığı açıklamada M Çiçeği’nin ilk görüldüğü günden günümüze kadar olan süreci aktaran Akalın, “M Çiçeği hastalığının aslında eski ismi maymun çiçeği ama artık biz M Çiçeği olarak tanımlıyoruz. Yeni bir hastalık değil aslında. İlk olarak baktığımız zaman 1959 yılında Danimarka’da maymunlarda saptanmış. 1970 yılında ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 9 aylık bir bebekte ilk olarak raporlanmış. Hastalığa baktığımız zaman M Çiçeği hastalığına 2003 yılına kadar Afrika dışına çıkmamış. Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklara biz zoonoz diyoruz ama insandan insana da geçebiliyor. Daha çok Orta Afrika ve Batı Afrika ülkelerinde görülen bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü 2022’nin Mayıs ayında halk sağlığı açısından acil durum uyarısı verdi. İngiltere’de 8 olgunun bildirilmesiyle ki bu 8 olgunun sadece bir tanesi Afrika bağlantılıydı. Ama diğer olgulara baktığımız zaman ne bu ilk saptanan olguyla bir temasları ne de bir Afrika’yla seyahat öyküleri bulunmaktaydı 2022 yılında tüm kıtalara yayıldı diyebiliriz. Yani birçok ülkede M Çiçeği hastalığı görüldü. 2023 yılının Mayıs ayına geldiğimiz zaman Afrika’daki ve dünyadaki hasta sayılarının azalmasıyla birlikte küresel acil durum uyarısı kaldırıldı. Ta ki 2024 yılı 14 Ağustos’a gelinceye kadar. Çünkü 2023 yılının sonlarından başlayarak özellikle Afrika’da hastaların sayısı artmaya başladı” şeklinde konuştu.


Ölüm oranı düşük olan bir hastalık


M Çiçeği’nin bulaş yollarını ve ölüm riskini değerlendiren Prof. Dr. Akalın, “Bulaş yoluna baktığımız zaman özellikle hasta kişilerle yakın temas sonucu geçiyor. Yani kişilerin salgılarından geçebilir. Kullandıkları eşyalara temas yoluyla geçebilir. Ama şunu da vurgulamak isterim. Örneğin metroda seyahat ediyorsunuz tutundunuz, elinize yara bere çatlak yok. Böyle bir risk yok. Yani burada önemli olan tabii hijyen kurallarına uymak. Yani sık sık ellerimizi yıkamak. Cinsel yolla da bulaşabiliyor. Bunu da vurgulamak istiyorum. Özellikle 2022’deki ilk acil durum ilanındaki Avrupa’da görülen hastalara baktığımız zaman cinsel yolun birazcık daha ön planda olduğunu görüyoruz. Ama bu sadece cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil. Yaklaşık olarak virüsle temas ettikten sonra hastalığın oluşmasına kadar geçen bir süre var. Biz buna kuluçka süresi diyoruz. Genellikle 5 gün ila 21 gün arasında değişiyor. Yani aklımızda kalması açısından pratik olarak 1 haftayla 3 hafta arasında değişiyor. Daha sonra özellikle 1-4 gün süren bizim program dediğimiz yani ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, sırt ağrılarının ön planda olduğu bir dönem var. Bu dönemi döküntülerin olduğu, genel olarak tüm vücudumuzda yaygın da olabilir. Ya da vücudumuzun herhangi bir bölgesinde de olabilir. Ya da genital bölgede de olabilir. Başlangıç döneminden sonra ateşin düşmesiyle beraber döküntüler ortaya çıkmaya başlıyor. Ölüm oranının düşük olduğu bir hastalık. En son 2024 yılındaki salgında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yaklaşık yüzde 3 bir ölüm oranı bildirildi. Ama ben ve bu konudaki birçok otorite orada hastalık izleme sistemlerinin çok güçlü olmaması dolayısıyla bu ölüm oranları bile yüksek” dedi.


Tedavi için onaylamış ilaçlar bulunmuyor


M Çiçeği için herhangi bir onaylanmış tedavi yöntemi olmadığını fakat çiçek hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçların kullanıldığını söyleyen Akalın, “Tedavi için bazı ilaçlar var. Genellikle ilaçların onayları dünyada hepimizin kabul ettiği FDA dediğimiz Amerika İlaç Gıda İdaresi tarafından onaylanmış tedavilerden bahsediyoruz. Henüz bunlar FDA tarafından bu hastalığın tedavisi için onaylanmış ilaçlar değil ama kullanılıyor. Kullanımına dair batıdan yayınlanan raporlar var. Çiçek hastalığıyla aynı grupta olan bir virüs. Çiçek hastalığına etkisi olan bir ilacın bu hastalık için de etkili olması bekleniyor. Ama kesin olarak bu hastalık için şu ilaç kullanılmalı diyebileceğimiz bir ilaç henüz yok” dedi.


Covid-19 gibi pandemi beklentisi yok


Covid-19 gibi bulaş oranının fazla olmadığını dolayısıyla muhtemel bir pandemi riski olmadığını ifade eden Akalın, “Ben pandemi beklemiyorum. Çünkü hastalığın bulaşma yollarına baktığınız zaman yakın temas gerekiyor. Kendimizi çok dikkatli bir şekilde yakın temastan koruyabiliriz. Sonuçta bütün olayların başlangıç noktası şu anda Afrika. Yani örneğin son 3 hafta içerisinde Afrika seyahatinden dönen bir kişiyle olan temas tehlikeli olabilir. Ama günlük olarak elinizde herhangi bir yara bere yoksa sosyal hayatta tokalaşmakla geçen bir hastalık değil. Ayrımcılık veya izolasyon yapmamak gerekir. Biz Afrika’yı ön plana alıyoruz ama sonuçta Avrupalı Afrika’ya gidebilir, hastalığı alabilir. Tekrar Türkiye’ye gelebilir. Yani burada yurt dışından gelme, yurt dışına seyahat etme özellikle son 3 hafta içerisinde büyük önem taşıyor” diye konuştu.


Türkiye M Çiçeği’ne hazır


Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun açıklamalarını değerlendirerek Türkiye’nin M Çiçeği’ne hazır olduğunu belirten Akalın, “Ben Sağlık bakanımızın beyanatlarından Türkiye’nin bu hastalığa karşı hazır olduğunu düşünüyorum. Burada aslında aşıya değinmek lazım. Aşı şu anda dünyada herkese önerilmiyor. Özellikle çok yüksek riskli olan gruplara öneriliyor. Laboratuvarda bu virüslerle çalışanlar veya çok farklı partnerlerle cinsel temasta bulunan kişilere aşı öneriliyor. Amerika’daki Hastalıkları Önleme Ve Kontrol Merkezi’nin önerilerine bile baktığımız zaman ya da Avrupa’daki önerilere baktığımız zaman rutin bir aşılama yok. Ama mutlaka ben bakanımızın açıklamalarından bir hazırlık olduğunu ben düşünüyorum. M Çiçeği ile ilgili zaten çok güzel bir kılavuz yayınlandı. Burada hem hastalık hakkında bilgi var hem de biz hekimler için müdahale konusunda bilgiler var. Şu ana kadar da bazı olgular olduğuna dair basında yer alan haberler var fakat henüz bir olguya rastlanmadı. Şüpheli olgular var ama onların hiçbiri teyit edilmedi, testleri negatif çıktı” ifadelerini kullandı.



Prof. Dr. Akalın: “M Çiçeği için pandemi beklentimiz yok”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Filistinli öğrenciler Uşak Üniversitesinde staj yapıyor Uşak Üniversitesi, Filistin Polytechnic Üniversitesi ile yapılan ikili işbirliği ve Erasmus+ ICM KA171 Projesi anlaşmaları kapsamında hastane stajlarını yapmak üzere gelen Filistin Polytechnic Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencilerini ağırladı. Uşak Üniversitesi, Filistin Polytechnic Üniversitesi ile yapılan ikili işbirliği ve Erasmus+ ICM KA171 Projesi anlaşmaları kapsamında hastane stajlarını yapmak üzerine Uşak Üniversitesi’ne gelerek Rektör Savaş ile bir araya geldi. Rektör Savaş, yaptığı konuşmada Filistin’in Türkiye için kardeş bir ülke olduğunu ve Filistinli öğrencileri ağırlamaktan mutluluk duyduklarını belirtti. Ayrıca, Uşak Üniversitesi’nin Filistin halkına her zaman destek vermeye devam edeceğini ifade etti. Uşak Üniversitesi’nin uluslararası ikili işbirliklerine çok önem verdiğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, “Tıp eğitimi alan bu pırıl pırıl öğrencilerimiz yaptığımız anlaşmalar sayesinde 3 yıldır üniversitemizde staj yapmaya geliyorlar. Öğrencilerimiz, hastanemizin farklı bölümlerinde staj yapıyorlar. İlk yıl 9 öğrencimiz geldi ve Acil Tıp Anabilim Dalı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ile Üroloji Anabilim Dalında staj yaptı. Geçtiğimiz yıl öğrenci sayısı 10’a çıktı ve Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Acil Tıp Anabilim Dalı ve İç Hastalıkları Anabilim Dalında staj yaptılar. Bu yıl Eylül ayında 16 öğrencimiz geldi. Şu an gelen öğrencilerimiz Nöroloji ve Acil Tıp Anabilim Dalında staj yapıyorlar. Ekim ayında ise 13 öğrenci daha gelecek’’ bilgisini verdi. Uşak Üniversitesi olarak öğrencilerin barınmalarından diğer ihtiyaçlarına her konuda yanlarında olduklarının altını çizen Prof. Dr. Ekrem Savaş ‘‘Bu işbirlikleri, Uşak Üniversitesi’nin uluslararası alandaki akademik ilişkilerini güçlendirmeye ve Filistinli öğrencilere önemli eğitim fırsatları sunmaya devam ediyor.’’ şeklinde konuştu. Filistinli öğrenciler, Uşak Üniversitesi’nde ve Türkiye’de bulunmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, kendilerine sunulan imkânlar için başta Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş olmak üzere Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi ve tüm Uşak Üniversitesi ailesine teşekkür etti. Uşak Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde staj yapmanın kendileri için önemli bir deneyim olduğunu belirten öğrenciler, Türkiye’nin Filistin halkına olan desteğinin kendileri için çok değerli olduğunu ifade ettiler. Etkinliğe, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kenan Taş, Prof. Dr. Lütfi Özav ile Prof. Dr. Osman Birgin, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hanefi Özbek, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mahmut Çay, Uşak Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İsmail Kaya, Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Doç. Dr. Tolga Kargın ve Erasmus+ Değişim Programları Koordinatörü Arş. Gör. Dr. Ercan Bahtiyar da katıldı.
Adana TEKNOFEST’e 1 milyon ziyaretçi bekleniyor Adana’da ‘TEKNOFEST’ için geri sayım başlarken festivalin genel sekreteri Muhammet Saymaz, "1 milyondan fazla ziyaretçi bekliyoruz. Gelen ziyaretçilerimiz internet sitemizden online başvurusu yapması onlar adına kolaylık sağlayacak" dedi. Adanalılar 2-6 Ekim arasında düzenlenecek TEKNOFEST için gün saymaya başladı. T3 Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ana yürütücülüğünden gerçekleştiren Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde 1 milyona yakın ziyaretçi katılması bekleniyor. Adana Şakirpaşa Havaalanında gerçekleştirilecek olan TEKNOFEST’te basın mensuplarına alan hakkında bilgi verildi. “1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu” TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammet Saymaz, “Bu yıl TEKNOFEST Adana’ya 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Bu yılda kendi rekorumuzu kırmayı başardık. İlk yılımızda 20 bin başvuru olmuştu. Aslında toplumumuzun bilim ve teknolojiye ne kadar ilgili olduğunun en bariz göstergelerinden bir tanesidir. Bu durumdan oldukça mutluyuz” dedi. “Şampiyonlar ligi formatını ilk defa yapıyoruz” Adana’da gerçekleştirilecek olan TEKNOFEST’te bu yıl ilk defa şampiyonlar ligini yapacaklarını dile getiren Saymaz, ”Aslında şampiyonların da şampiyonlarının çıkacağı bir alan oluşturacağız. Farklı görevler olacak be daha büyük ödüller olacak. Burada şampiyonlar ligi en önemli çıkış noktalarımızdan birisi olacak. Çağımıza uygun birçok yeniliği Adana’da hayata geçireceğiz” diye konuştu. “ 1 milyondan fazla ziyaretçi bekliyoruz” Adana’nın festival şehri olduğunu bildiklerini belirten Saymaz, ”Biz 1 milyondan fazla takipçi bekliyoruz. Belki 1 buçuk milyon katılımcı olur ama festivaller şehri olması hasebiyle ve vatandaşlarımızın da ilgisinin çok yüksek olduğunu bildiğimiz için katılımın ciddi anlamda yüksek olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Misafirler ‘Teknofest.org’ üzerinden akredite yapmaları gerekiyor” Katılımcıları ilgilendiren konular hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Saymaz, “Katılım sağlayacak misafirlerin ‘Teknofest.org’ üzerinden başvuru yapmaları gerekiyor. Vatandaşlarımızdan toplu ulaşım araçlarıyla gelmelerini rica ediyoruz. Özellikle erken saatlerde burada olmaları hem vatandaşlar açısından hem de bizlerin operasyon kabiliyeti açısından çok önemli. Online başvuru yapmayan katılımcılar girişte manuel kayıt oluşturacaklar. Ancak, manuel kayıt hem onları hem de bizi ciddi anlamda yoracaktır. O yüzden online başvuru yapılması çok daha kıymetli” dedi.