SAĞLIK - 23 Ekim 2024 Çarşamba 16:50

El hijyeni enfeksiyonlardan koruyor

A
A
A
El hijyeni enfeksiyonlardan koruyor

Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Çekiç Mor, kış mevsiminde enfeksiyonlardan korunmak için el hijyeninin önemine dikkat çekerek doğru el hijyeni için yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu.


Elde bulunan mikroorganizmaları temizlemenin en basit ve en etkili yolunun, su ve sabun ile yapılan el yıkama olduğunu belirten Uzm. Dr. Mor, “Bol suyla ve köpürterek yapılan el yıkama elimizde mekanik temizliği sağlar. Virüslerin ve bakterilerin lipit zarını bozarak sabun etkisiyle kimyasal bir yıkamadır. Tabi ki el yıkamanın süresi önemlidir. En az 20 - 30 saniye bol köpük ve su ile yıkama sonrası, tek kullanımlık havlu ile elleri kurutma el hijyeninin tamamlanmasını sağlar. Kuru ortamda bakteriler üreyemeyeceği için elleri kurutma da yıkadıktan sonra gerekli bir işlemdir” dedi.


Günlük yaşamda özellikle ellerin yıkanması gereken durumlara değinen Uzm. Dr. Mor, “Ellerimizi gün içinde tuvalete girmeden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra yemek yemeden önce ve yemek yedikten sonra, bebeğe bakım vermeden önce ve sonra, dışarıdan eve girdikten sonra ellerimizi yıkamalıyız. Alışveriş yaptık, paraya dokunduk, ellerimizi yıkamalıyız. Toplu ulaşım araçlarını kullandık, ellerimizi sonrasında yıkamalıyız. Aynı zamanda biz, hastanede hastaya dokunmadan önce ve sonra da ellerimizi yıkıyoruz. Bu aynı zamanda diğer hastaya mikroorganizmaların hastalıkların bulaşmasına engel olan hijyeni sağlamada önemli bir adımdır” şeklinde konuştu.


Virüslerin yayılmasını engelliyor


Su ve sabun ile el hijyenin, en temel temizlik ve bulaşıcı hastalıklardan korunma yöntemi olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Mor, “Ellerimiz, dış dünya ile en fazla iletişim içinde olan ve vücudumuzda en fazla mikroorganizma barındıran organlarımızdır. Bu mikroorganizmalar bakteri, virüs, mantar ve parazitlerdir. Özellikle çocuklar gibi el hijyenine uyum oranı düşük olan kişilerde çok sık bulaşıcı hastalıklara, ishal salgınlarına, grip influenza gibi salgınların yayılmasına neden olmaktadır” diye konuştu.


Eldiven enfeksiyonu arttırıyor


Son olarak el hijyeni sağlamak için yapılan yanlışlara dikkat çeken Uzm. Dr. Mor, sözlerini şu şekilde sürdürdü:


“El hijyeni, en basit yöntem olmasına rağmen uyum oranları sağlık çalışanlarında bile istediğimiz oranda değildir. Ancak halkımızın yanlış bildiği, el hijyenini sağlamada etkili olduğunu düşündüğü eldiven yöntemi var. Eldiven el hijyenini sağlamaz. Ellerimizi mikroplardan korumamıza yardımcı olmaz. Tam tersine yanlış bir özgüven geliştirerek enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına sebep olur”.



El hijyeni enfeksiyonlardan koruyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Tuzağa düşürdükleri erkeklerin telefonunu çalıp dolandırıcılık yapan şebekeye yönelik ikinci operasyonda 8 gözaltı Ankara’da, komisyon verdikleri kadınlar aracılığıyla sosyal medyadan irtibat kurdurdukları erkekleri tuzağa düşürüp dolandırıcılık ve hırsızlık yapan çeteye gerçekleştirilen ikinci operasyonda 8 şüpheli gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, komisyon verdikleri kadınları kullanarak sosyal medyadan erkekleri tuzağa düşüren çeteye yönelik ikinci operasyonunu icra etti. Operasyon çerçevesinde 6 farklı olaya karıştığı tespit edilen ve aralarında elebaşının da bulunduğu 8 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda el konulan 6 cep telefonunun ise inceleneceği öğrenildi. Müzik dinleme bahanesiyle aldıkları cep telefonunu çalıp hesaplarına para aktarmışlar Çete mensubu kadınların, sosyal medyadan ağına düşürdükleri erkeklerle bir araya geldikleri, müzik açma bahanesiyle cep telefonunun şifrelerini öğrendikleri ve çeşitli bahanelerle mağduru kendinden uzaklaştırdıktan sonra telefonu alarak kaçtığı öğrenildi. Diğer çete üyelerinin kullandığı sahte plakalı araca binerek bölgeden uzaklaşan kadınların, çaldıkları telefonla aynı şifreye sahip banka hesaplarına sızdığı aktarıldı. Bu yöntemle kendi hesaplarına para havale eden şebekenin mağdur ettikleri kişi adına kredi de çekerek haksız kazanç elde ettikleri belirtildi. Hırsızlık anları kameraya yansıdı Kandırdıkları erkeklerin telefonunu çaldıktan sonra kaçan çete üyesi kadınların o anları ise güvenlik kamerasına yansıdı. Öte yandan çete elebaşının dolandırdığı paralarla kuyumcudan altın aldığı anlar da kameralara yansıdı. Geçen ay icra edilen operasyonun ilk ayağında ise 9 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Erzurum Sağlık çalışanları protestolarını 52’ncü haftada sürdürdü İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek amacıyla Erzurum’da bir yıl önce başlatılan "sessiz yürüyüş" sağlık çalışanlarının kararlı duruşuyla devam ediyor. Erzurum Lala Mustafa Paşa Camii avlusunda toplanan sağlık çalışanları, taşıdıkları pankartlarla Yakutiye Medresesi’ne yürüyerek İsrail saldırılarını protesto etti, Filistin halkına destek verdi. Erzurum Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencisi Mehmet Şan, ‘Selam olsun canlarıyla, kanlarıyla vatanlarında kalmanın bedelini ödeyen izzetli Gazze halkına. Selam olsun öldürülmek pahasına mesleklerinden vazgeçmeyen gazze’nin şeref ve haysiyet timsali hekim ve sağlık çalışanlarına. Selam olsun siyonist katillerin “hastaneyi boşaltın yoksa vururuz” ihtarına rağmen hastalarını yüz üstü bırakmamak için hastanesinden ayrılmayan Kemal Advan hastanesi başhekimi Dr. Hüsam Ebu Safiyeye. Selam olsun intikam için oğlunu öldürmelerine rağmen onlara inat oğlunun cenazesine bile önlüğüyle katılıp işine devam eden o hekim kahramana! Selam olsun hikayelerinin detayını bilmesek de niyeti aynı “son nefesiyle elinde kalan son şey olan sopayı İsrail’e fırlatan kutlu Şehid Yahya Sinvar” gibi olan şehitlerimize Selam olsun zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyen, kararlılıkla protestolara ve boykota devam eden vicdanlı insanlara’ dedi. Sessiz yürüyüşlerini 53. Haftasında yine yeniden meydanla olduklarını anlatan Mehmet Şan, ‘Biz en hayırlı işin az da olsa devamlı olan olduğuna inanarak, 1 senedir yılmadan hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Soykırımcı ve lanetli zümre siyonistlerin tam 400 gündür 50 bini aşkın insanı katlettiği Gazze yetmezmiş gibi Lübnan’ın güneyine başlattığı saldırılarda 1 milyondan fazla insan evinden oldu. İsrail, gazze şeridi’nin kuzeyindeki 700 bin Filistinliye sağlık hizmeti veren üç hastanenin tahliye edilmesini emretti. Kemal advan hastanesi, el avdah hastanesi ve endonezya hastanesi bu tahliye emrini aldı ve emre uymayanların şifa hastanesi’nde olduğu gibi tutuklanacağı ya da öldürüleceği tehdidiyle karşılaştı. Gazze hükümetinin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, “gazze şeridi’nin kuzey kesimi, işgalci israil’in saldırıları ve kuşatması nedeniyle benzeri görülmemiş bir felaketten geçiyor. Sağlık sistemini yaşanan bu felaket durumdan kurtarmak için derhal ve gerçek anlamda güvenli bir koridor açılması talebinde bulunuyoruz” ifadelerine yer verildi. Gazzeliler bizden adım bekliyor. Sağlık çalışanları olarak bizler gazze hükumetinin bu çağrısına sağlık bakanlığımıza yaptığımız baskıyla karşılık veriyoruz’ diye konuştu. Basın açıklamasının ardından sağlık çalışanları dua ettikten sonra bölgeden ayrıldı.
Erzincan Erzincan çiftçisi Tokat’ta Erzincanlı çiftçiler modern tarım teknikleri ile üretim noktasında yaşanan gelişmeler ile ilgili olarak araştırma enstitülerinin düzenlediği eğitim programlarına ve tarım fuarlarına katılım göstermeye devam ediyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü’nün organizasyonu ile 20 kişilik grup, Tokat ilinde bulunan Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" konusundaki eğitime katıldılar. Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" Eğitimi teknik personellerimiz tarafından verildi. Eğitime Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Ahmet Çelikkol ile 19 çiftçi katıldı. Eğitim programında tarım sektöründe kullanılan modern sulama sistemlerinin avantajları, verim ve kaliteye olan etkisi anlatıldı. Erzincan’da son dönemlerde özellikle sebzecilik ve meyvecilik başta olmak üzere tarım sektörünün birçok bölümünde modern sulama sistemi kullanımı yaygınlaşıyor. Çiftiler Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen "Sulama Sistemleri ve Suyun Etkin Kullanımı" eğitiminin ardından Tokat’taki Tarım Fuarına katılarak sektördeki yeni gelişmeleri yakından görme fırsatı buldular. Tarımsal Yayım Projesi kapsamında gerçekleştirilen çiftçi gezisine katılan Erzincanlı çiftçiler, sulama eğitimi ve tarım fuarı gezisinin kendileri açısından son derece yararlı olduğunu ifade ettiler.
Erzurum Geleneksel Erzurum evlerinde kitabeler Atatürk Üniversitesi’nden Zerrin Köşklü ve Muhammet Lütfü Kındığılı, Sanat Tarihi Dergisi’nde yayınlanan araştırmalarında Erzurum evlerindeki kitabeler üzerine ilgi çeken sonuçlara ulaştılar. Anadolu konut mimarisinde plan, mimari ve süsleme özellikleri ile dikkat çeken Erzurum evlerinin kitabeleri üzerine odaklandığı araştırmada, “Erzurum evlerinde tespit edilen kitabeler XVIII. -XX. yüzyıllara aittir. Çalışmada 65 evin kitabesi incelenmiş, bu kitabeler konum, istif-form, metin içeriği, hat, malzeme-teknik ve süsleme özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Kitabelerde dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekler tespit edilmiştir. İncelenen 65 kitabeden 37 örnekte “Mâşâallâh” ibaresine yer verilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmıştır. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş olup, içeride ahşap üzerine işlenmiş örnekler de mevcuttur. Kitabelerde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan süslemeler kompoze edilmiştir. Erzurum evi kitabeleri yapıldıkları dönemin tarihi belge niteliği, nazar ve nazara karşı korunma inancı ile verdiği mesaj ve bu mesajın farklı istif çeşitliliği ve diğer bezemesel ayrıntılarıyla korunması gereken önemli değerlerimizdendir.” denildi. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taş İncelenen 65 ev kitabesinden ancak 29 günümüze ulaştığı vurgulanan araştırmanın sonuç kısmında, “Diğerleri günümüze ulaşmayan kitabelerdir. Erzurum evlerinde kitabeler ön cephede ve iç mekânda olmak üzere farklı yerlerde karşımıza çıkmaktadır. Kitabelerin inşa kitabesi işlevi ile birlikte nazara karşı koruyucu bir güç olarak kullanılması dış cephede ve iç mekânda ilk bakışta rahatlıkla görülebilir yerlerin seçiminde etkili olmuştur. Erzurum evleri kitabelerinde daha çok celi sülüs hatla “Mâşâallâh” ibaresinin dikdörtgen (kare) çerçeveli ya da kartuş şeklinde, damla, nar, armudi ve ibrik formlu örnekleri tespit edilmiştir. Yanı sıra aynı formlarda tekil uygulamalarla diğer metin içeriklerine de rastlanmaktadır. Bu çeşitlilik bölgeye özgü tandırevi geleneğine bağlı unsurlarda kitabelere yer verilmesi ile de zenginleştirilmiştir. Erzurum evleri kitabelerinde ana malzeme taştır, yanı sıra ahşap kullanılmıştır. Taş kitabeler genellikle bölgeye özgü kamber taşındandır. Taş kitabelerin biri hariç tamamında kabartma tekniği uygulanmıştır. Ahşap üzerine işlenen kitabeler evin iç donatılarında olup, bunlarda oyma ve kabartma tekniği uygulanmıştır.” tespitlerine yer verildi. Kitabelerde sade tasarımlar kullanıldı Erzurum evlerinin kitabelerinin sade tasarımları olduğu dile getirilen araştırmada daha sonra şöyle denildi, “Kitabeler üzerinde istifli yazılarla birlikte palmet, çiçek, dal ve yaprak motifleri, ay-yıldız, hilal motifleri ile S kıvrımları ve yelpazelerle oluşturulan bezemeler dikkat çekmektedir. Kitabeli evler, Anadolu mimarisinde olduğu gibi Erzurum evlerinde de plan, mimari ve bezeme özelliklerinin yapıldıkları dönemlere ait özelliklerle tanımlanmasında etkili olmuştur. Kitabelerle tarihi belirlenen evlerin dönemsel değişimleri ve bu değişimlerin süreç içerisindeki görünürlüğü de dikkate değerdir. Erzurum ev kitabeleri tarih bilgisi, nazara karşı korunma inancıyla yazılmış metin içerikleri, istif çeşitliliği ve diğer bezemesel özellikleriyle korunması gereken değerlerimizdendir. Bununla birlikte geleneksel evlerin kitabeleri günümüzde çok az örnekle temsil edilmektedir. Çeşitli nedenlerle sorgulanabilecek (yıkımlar, kaybolma, çalınma, yer değiştirme) bu durum, belge niteliğini estetikle buluşturan ev kitabelerinin de özelliklerinin bilinmesi, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.”