ASAYİŞ - 16 Kasım 2024 Cumartesi 10:10

Almanya’dan şifa bulmak için geldiği İstanbul’da canından oluyordu

A
A
A

Almanya’dan şeker hastalığına şifa bulma umuduyla geldiği İstanbul’da Doktor Alper Çelik tarafından ameliyata alınan Makbule Sorkun ölümden döndü. Kendisine yapılan ameliyatlarda midesinin bir kısmı ve safra kesesi alınan Sorkun, şeker hastalığına şifa bulamadığı gibi sağlık durumu daha da kötüye gitti. Ne Almanya’da ne de Türkiye’de hastalığına şifa bulamayan Sorkun, Alper Çelik’ten şikayetçi oldu.

Almanya’da yaşayan şeker hastası Makbule Sorkun, televizyon programlarında gördüğü Doktor Alper Çelik’in çalıştığı hastaneye şeker hastalığına şifa bulma umuduyla gitti. Sorkun, iddiaya göre, 2019 yılında Doktor Alper Çelik ve ekibi tarafından ameliyata alındı. Hastaneden çıkıp evine giden Sorkun durumunun kötüleşmesi ve bilincinin kapanması üzerine aynı hastanede farklı tarihlerde iki kez daha ameliyat edildi. Ameliyatta midesinin alınmasını istemediğini belirten Sorkun’un iddiaya göre yapılan ameliyatlarda midesinin bir kısmı alındı, safra kesesi alındı ve bağırsağının bir kısmı alınarak yeri değiştirildi. Ameliyatlardan önce sadece şeker hastalığı için insülin ilacı kullanan Sorkun, ameliyatlardan sonra şeker hastalığının bitmediğini, durumunun daha kötüleştiğini, hemen her gün karnında ve sırtında ağrılar yaşadığını, eskisi gibi yemek yiyemediğini ve günde 15 ilaç kullandığını belirtti. Ağrıları geçmediği için Alper Çelik’in olduğu hastaneye farklı tarihlerde tekrar giden Sorkun, her gittiğinde kendisinin elle muayene edildiğini ve ağrı kesici verilerek hastaneden gönderildiğini belirtti. Almanya’da yaşayan ama her sene Türkiye’ye gelip giden Sorkun, hem Almanya’da hem Türkiye’de farklı hastanelere tedavi olmak için gittiyse de şifa bulamadı. Sorkun, şeker hastalığını tedavi etmek amacıyla kendisini ameliyata aldığı fakat sağlık durumunun daha da kötüye gittiği gerekçesiyle Doktor Alper Çelik’ten 2024 yılı Kasım ayında şikayetçi oldu.

Makbule Sorkun, “Alper Hoca’yı yurt dışındayken televizyonda gördüm. ‘Benim şekerim var ne yapabilirim’ diye danışmak için gittim. Beni Sağlık Bakanlığının izin vermediği yasaklı deneysel bir ameliyata aldılar, bunu benim üzerimde denemiş oldular. 3 sefer oldum. İyileşmedim, hala hastalığım devam ediyor. Yurt dışında da tedaviye devam ediyorum, gitmediğim hastane kalmadı. Türkiye’ye her geldiğimde onun hastanesine yattım ama bana hiçbir faydası olmadı. Kesilmesini istemediğim halde benim midemi almış, safra kesemi almış, bağırsağımı çevirmiş. Ben ameliyattan çıktıktan sonra kötü oldum. Bilinçsiz halde iki ay hastanede yattım. Ameliyattan çıktım, sancılarım devam ederken 1 hafta sonra evde kötüleştim, ambulansla hastaneye götürdüler. Tekrar ameliyata alındım, bir gün durdum sonra tekrar ameliyata alındım. Üçüncü sefer neden ameliyata alındığımı dahi bilmiyorum. Hiçbir şekilde iyi olmadım hala ağrılarım devam ediyor. Konsolosluktan davamı, şikayetimi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ilettim” dedi.

Şu an yaşamını nasıl sürdürdüğü ve sağlık durumu hakkında konuşan Sorkun, “Yemek yiyemiyorum, istediğim her şeyi yiyemiyorum. Azıcık bir şey yiyorum ve sonra tüm gün yatıyorum. Sırtım, karnım ağrıyor, midem yanıyor. Başkalarının yediği gibi yemek yiyemiyorum ben. Şeker hapımı insülin ilacımı hala kullanıyorum ve şeker hastalığım bir gram bile eksilmedi. Yurt dışında benim doktorum var onunla da tedaviye devam ediyorum, o bile bana ‘Sen kendine nasıl bir şey yaptın’ diyor. Beni düzeltemiyorlar. Ben 60 kiloydum, hastanede 39 kiloya kadar düştüm. Şimdi 49 kiloyum. Milleti kesip kesip atıyorlar” diye konuştu.

Abdul Samet Kaya - Cem Güney Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih’te antika dükkanını lağım suyu bastı, esnaf kendi imkanlarıyla suyu dışarı attı Fatih Balat’ta 1 hafta önce kanalizasyon hattının zarar görmesi sonucu lağım suyu yan tarafta bulunan binanın altındaki antika dükkanını bastı. Lağım suyunu kendi imkanları ile dışarı atan iş yeri sahibi Rıfat Gavuz, İSKİ’yi aradığını, lakin İSKİ’nin sorunu çözmediğini iddia etti. Fatih Balat Ayvansaray Mahallesinde bir hafta önce bir kanalizasyon hattında arıza çıkmasıyla sebebiyle hattan akan lağım suyu yan tarafta bulunan binanın altındaki dükkanı bastı. Sabah saatlerinde dükkanına gelen Rıfat Gavuz, içeri girdiğinde etrafı su bastığını fark etti. Rıfat Gavuz, daha sonra kendi imkanları ile suyu dışarı attı ve arıza çıkaran kanalizasyon hattındaki tıkanıklığı temizleyerek sorunu giderdi. Bu konu ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ ekiplerini aradığını lakin aradan günler geçmesine rağmen sorunun çözülmediğini iddia etti. “Halıları kaldırdım, göl gibiydi” Yaşanan olayı anlatan antikacı Rıfat Gavuz, “Geçtiğimiz hafta ayında 9’unda Cumartesi günü dükkana geldim. Üstümü değiştirmek için odaya girdiğim esnada ayaklarım suyun içerisinde kaldı. Ne oldu diye şaşırdım. Baktım halıların olduğu yerde su vardı. Halıları kaldırdım, göl gibiydi. Buraya kanalizasyonun pis suyu akıyor. Baktım, duvarın altında su geliyor, sonra dışarı çıktık, kanalizasyonun tıkandığını fark ettik. Hattın dibi kırık, su toprağa sızıyor ve dükkâna geliyor” dedi. “İSKİ’yi aradım, durumu bildirdim” İSKİ’yi aradığını ama geri dönüş olmadığını söyleyen Rıfat Gavuz, “Ben de önlem için kovaları alıp dışarı su attım. İSKİ’yi aradım, durumu bildirdim. Defalarca bildirdim bugün 8’inci gün oldu. Bir haftadır arıyorum kimse gelip müdahale etmiyor. Kendim önlem alarak buraya duvar gibi bir set yaptım. Buradan duvarı kırdım. O pis su giderden gidiyor. Bir haftadır, bekliyorum, bir Allah’ın kulu gelmiyor” şeklinde konuştu.
Çorum Çorum Belediye Başkanı Aşgın: “Yaraların sarılması için gayretimizi ortaya koymuş olacağız” Çorum’da yıkımına başlanılan Hilal Apartmanı ile ilgili açıklamalarda bulunan Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, yaraların sarılması için çalışmaların devam ettiğini belirterek, "Çok kısa süre içerisinde de bu süreci tamamlamış olacağız. Maksimum düzeyde, hemşehrilerimizin zararlarının giderilmesi konusunda, İçişleri Bakanlığımızla iş birliği içerisinde, valiliğimizin himayesinde yaraların sarılması noktasındaki desteği vermiş olacağız" dedi. Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Osmancık Caddesi’nde meydana gelen doğal gaz patlamasında ağır hasar gören Hilal Apartmanı’nın yıkım çalışmaları ile ilgili açıklamada bulundu. Yaşanan patlamada 15 bina, 43 ev ve 31 iş yerinin etkilendiğini belirten Başkan Aşgın, vatandaşların yaralarının sarılması için Çorum Valiliği öncülüğünde çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Aşgın, "3 Kasım’da saat 10.30 sıralarında bir doğal gaz patlaması sırasında, bir hasarla karşı karşıya kaldık. Üzüldüğümüz noktalardan bir tanesi, kazada bir hemşehrimizin vefat etmesi. Hemşehrimize rahmet diliyorum. Patlama neticesinde 33 hemşehrimiz yaralanmıştı. 33 hemşehrimizin aynı gün taburcu olması tek tesellimiz oldu. Ben tekrar tüm Çorum’a geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. İlk andan itibaren Sayın Valimizin öncülüğünde devlet tüm kurumları ile buradaydı. Sayın Valimizin önderliğinde, milletvekillierimizle istişareli bir şekilde, belediyemizin tüm birimleri, sağlık teşkilatı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, ilgili kurumların tamamı olay yerindeydi ve ilk andan itibaren de yapılması gereken tüm müdahaleler titizlikle yapıldı. Olay anında 4 dakika gibi çok kısa bir süre içerisinde Çorum itfaiyemizin gelmiş olması gurur verici. İtfaiyemize de huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Emniyet teşkilatımız, sağlık birimlerimiz çok hızlı bir şekilde olaya müdahale ettiler. Hepsini tebrik ediyorum" dedi. " Diğer binalara zarar vermeden, başka bir vatandaşımızın burnunun kanamasına müsaade etmeden bu yıkımı tamamlayacağız" Vatandaşların tahliyelerinin başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini ifade eden Aşgın, “Olayın bir adli, bir idari kısmı var. Bu bir doğal afet değil, bu bir kaza. Hem adli makamların adli kovuşturmayı sürdürmesi gerekiyordu hem de idari kurumların gerekli tetkikleri yapması gerekiyordu. Bu süre zarfında da bunların önemli bir kısmı tamamlanmış oldu. Özellikle yıkımla ilgili bizim buradaki esnafımızın, ‘yolun açılmaması bize ekonomik anlamda ciddi zarar veriyor’ diyordu. Ama adli kovuşturma yapan Çorum Cumhuriyet Başsavcılığımızın delil toplama gibi işlerinin tamamlanmamasından bu yıkımı yapabilmemiz mümkün değildi. Bu anlamda da geçtiğimiz Perşembe günü Cumhuriyet Başsavcılığımızdan muvafakatname yazımızı aldık. Burası özel bir yıkım gerektirdiği için çalışmalarımızı başlatmıştık. Ankara’dan gelen araç yukarıdan kat kat keserek yıkımı gerçekleştirecek. Diğer binalara zarar vermeden, başka bir vatandaşımızın burnunun kanamasına müsaade etmeden bu yıkımı tamamlayacağız” diye konuştu. Başkan Aşgın, felaket boyutundaki olayın 15 binayı etkilediğini, 43 mesken ve 41 iş yerine farklı ölçeklerde zarar verdiğini belirterek, "Nihayetinde bir kaza olarak kayıtlara geçti. Nasıl bir kazada devletin bir sorumluluğu yoksa, özel hukuk çerçevesinde zarar ziyanın giderilmesi gerekiyorsa, adli yönden takibi gerekiyorsa, kusura göre sonucun değerlendirilmesi gerekiyorsa burada da öyle bir kaza gözüküyor. Yeryüzünün en müşfik, en şefkatli, en merhametli devleti hiçbir zaman vatandaşını, sorumluluğu olmasa bile yalnız bırakmamıştır. Ben burada da huzurlarınızda teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanlığımızla görüşmelerimiz tamamlandı. Burası bir afet kapsamına alınamıyor. Ama farklı kalemlerden bir kaynak oluşturularak burada tespit edilen zararla ilgili olarak yaralar ne kadar sarılabilirse o kadar destek ve katkıyı İçişleri Bakanlığından gelecek kaynak ile hemşehrilerimize ulaştırmış olacağız. Çok kısa süre içerisinde de bu süreci tamamlamış olacağız. Maksimum düzeyde, hemşehrilerimizin zarar ziyanlarının giderilmesi konusunda, İçişleri Bakanlığımızla iş birliği içerisinde, valiliğimizin himayesinde yaraların sarılması noktasındaki desteği vermiş olacağız” şeklinde konuştu. Ekiplerin tüm çalışmalarını tamamlayarak hasar tespitini raporladıklarını belirten Aşgın, “Kaynağımız ulaşır ulaşmaz, hak sahipleri ile istişareler ederek yaraların sarılması noktasında gayretimizi ortaya koymuş olacağız” ifadelerini kullandı.