SAĞLIK - 06 Nisan 2025 Pazar 08:47

Besin tüketiminden sonra ilk 90 dakikaya dikkat

A
A
A
Besin tüketiminden sonra ilk 90 dakikaya dikkat

Halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtiker, en çok bahar aylarında görüldüğünü belirten uzmanlar, çeşitli uyaranlara bağlı olarak gelişen bir rahatsızlık olan ürtikerin kısa sürdüğü gibi uzun bir süre de devam edilebildiğini söyledi.


Besin kaynaklı ürtikerin 90 dakikada kendini gösterdiğini söyleyen Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Bölümü Uzm. Dr. Gülbiye Güler, bahar aylarında özellikle solunum yollarıyla vücuda alınan polenlerinürtikere yol açtığını söyledi. Uzm. Dr. Gülbiye Güler, "Ürtiker daha derin dokuları tutarsa buna anjiyoödem denir. Bunda dudaklarda, göz kapaklarında, el ve ayak tabanlarında şişmeler meydana gelir. Deri dışında sindirim sistemi ve solunum yolları tutulumu olursa karın ağrısı, midede dolgunluk hissi gelişir. Solunum yollarında ise seste çatallanma hissi, yutkunurken takılma hissi, nefes darlığı ve hastada panik hali görülür. Anjiyoödemde hayati tehlike olabildiğindenacil müdahale gerektirir. Çok nadiren de anafilaksi ve hipotansiyon oluşabilir’’ dedi.


Bazı antibiyotiklerin, ağrı kesici, antiinflamatuvar ve kas gevşeticiler ile radyo kontrast maddelerin en sık ürtiker yapan nedenler arasında yer aldığını aktaran Uzm. Dr. Gülbiye Güler, "Özellikle ileri yaşta olan kişilerde sık gelişir ve ürtikerde ilaçlar mutlaka sorgulanmalıdır. Çocuk ve genç yaş gurubunda daha sık görülür. Besin alındıktan 90 dakikalık süre içinde genellikle gelişir. Paketli gıdalar, süt ve süt ürünleri, balık ve deniz ürünleri, yumurta, fındık, fıstık, çilek, muz, kivi, domates, çikolata ve baharatlar ürtiker yapan en sık karşılaştığımız gıdalardır’’ diye konuştu.


Akut ürtiker tedavisinde temel ilacın antistaminikler olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Gülbiye Güler, "Akut atak nedeni belirlenebilirse bu tetikleyici faktör uzaklaştırılmalıdır. Antistaminik tedaviye yanıt vermeyen ürtikerlerde sistemik kortikosteroidler genellikle etkili olabilmektedir. Bazı olgulardahistamin 2 blokerleri kullanılabilir. Nadiren fototerapi ve kalsiyum kanal brokerleri kullanılabilir. Plazmaferez, İVİG ve kronik immünospresif tedavi verilebilir. Anjiyoödem tablosu varsa ve larinks tutulumu belirgin olan hastalarda antihistaminik ve sistemik kortikostoroid tedavisine cevap alınamıyorsa, anafilaktik şok riski nedeni ile sistemik adrenalin kullanılması gerekebilir. Fiziksel ürtikerlerin tedavisinde sürtünme, sıcak, soğuk, su ve güneş gibi etkenlerin uzaklaştırılması ile ürtiker kontrol altına alınabilir. Gıda ve gıda katkı maddelerinin ürtikeri tetikleyeceği belirtilerek diyet günlüğü tutması önerilebilir. Şüpheli besinlerin uzaklaştırılması diyeti yararlı olabilir. Uyku bozukluğu ile giden ürtikerlerde antidepresanlar da kullanılabilir. Yerel tedavide ılık veya soğuk banyo, duşlar, soğuk yaş pansuman sınırsız önerilir. Mentole benzer ferahlatıcı, kaşıntı dindirici losyonlar kullanılabilir" şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yerlikaya, Göç İdaresi Başkanlığı’nın 12’nci kuruluş yıl dönümünü kutladı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Göç İdaresi Başkanlığı’nın 12. kuruluş yıl dönümünde Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök ve Başkanlık personelini makamında kabul ederek, Göç İdaresi Başkanlığı’nın 12’nci kuruluş yıl dönümünü kutladı. İçişleri Bakanlığında gerçekleşen kabulde, Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök’ün yanı sıra, Göç İdaresi Başkan Yardımcısı Ramazan Seçilmiş, Düzensiz Göçle Mücadele ve Sınır Dışı İşleri Genel Müdürü Ahmet Küçükikiz, İletişim Danışmanı Özgü Yolcu, Düzenli Göç İzleme ve Analiz Daire Başkanı Özge Kaplan ve Göç İdaresi Başkanlığı personeli hazır bulundu. Bakan Yerlikaya kabulün ardından yaptığı sosyal medya paylaşımında, "Göç İdaresi Başkanlığımızın çatısı altında, 81 ilimizde, gece gündüz demeden kararlılıkla çalışan tüm teşkilat mensuplarımızın yıl dönümü kutlu olsun. Ülkemiz, göç yönetiminde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, tarihsel tecrübesi, insani yaklaşımı ve rasyonel bakış açısıyla Dünyaya örnek bir model ortaya koymaktadır. Hukuk, insan hakları ve millî menfaatlerimiz temelinde, medeniyet değerlerimizden aldığı güçle, kamu düzeni, güvenliği ve sağlığını koruyarak, göçün uzun dönemdeki risk ve fırsat boyutlarını gözeterek faaliyet göstermektedir. Düzenli göç, düzensiz göçle ve insan ticareti ile mücadele, uluslararası koruma, geçici koruma, gönüllü geri dönüş, sınır yönetimi dahil, göç yönetimini ilgilendiren tüm alanlarda başarılara ve yeniliklere imza atmaktadır" ifadelerini kullandı.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi patent performansıyla dikkat çekiyor Kastamonu Üniversitesi, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun yayımladığı rapora göre "100 başvuru başına en fazla üniversite başvurusu düşen iller" sıralamasında Türkiye birincisi oldu. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayımlanan "Üniversitelerin İnovasyon Haritası" raporuna göre Kastamonu Üniversitesi, sınai mülkiyet alanında gösterdiği performansla dikkat çeken üniversiteler arasında yer aldı. Üniversite, özellikle patent ve faydalı model başvurularında sergilediği başarıyla öne çıktı. 2010-2024 yılları arasında ilde yapılan toplam sınai mülkiyet başvurularının yüzde 45’inden fazlası Kastamonu Üniversitesi kaynaklı olarak gerçekleşti. Bu oranla Kastamonu, "100 başvuru başına en fazla üniversite başvurusu düşen iller" sıralamasında Türkiye birincisi oldu. Kastamonu’nun bu başarısı, büyükşehir olmayan iller arasında da özel olarak vurgulandı. Ayrıca üniversite, Türkiye genelinde en fazla başvuru yapan ilk 30 üniversite arasında 119 başvuru ile 26’ncı sırada yer aldı. Batı Karadeniz Bölgesi’nden listeye giren tek üniversite olan Kastamonu Üniversitesi, bu alandaki liderliğini sürdürdü. Raporda, üniversitemizin özellikle "Özel Makineler" teknolojisi başta olmak üzere, gıda kimyası ve malzeme-metalürji alanlarındaki Ar-Ge faaliyetleriyle de öne çıktığı ifade edildi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, yayımlanan rapora ilişkin yaptığı açıklamada, "Bilimsel üretimimizi toplumsal faydaya dönüştürme vizyonuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun yayımladığı bu rapor, araştırmacılarımızın ve akademik kadromuzun inovasyon ekosistemine yaptığı katkının somut bir göstergesidir. Başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır olmak üzere, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanımız Prof. Dr. M. Zeki Durak’a ve Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a sınai mülkiyet bilincinin yaygınlaşmasına sundukları destekten dolayı teşekkür ediyorum. Üniversitemiz, bu başarıyı daha ileri taşıma kararlılığını sürdürecektir" dedi.