ASAYİŞ - 19 Ocak 2025 Pazar 09:34

’Asker eğlencesi’ dediler, sokağı ringe çevirdiler

A
A
A
’Asker eğlencesi’ dediler, sokağı ringe çevirdiler

Bursa’da asker eğlencesi sonrası 2 grup sokak ortasında birbirine girdi. Sokağı ringe çeviren gençlerin kavgası, saniye saniye amatör kamerayla kaydedildi.


Olay, merkez Osmangazi ilçesi Alemdar Mahallesi’nde meydana geldi. Asker eğlencesi sonrası iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa süre sonra kavgaya döndü. Sokağın ringe döndüğü anlar saniye saniye amatör kamera ile kaydedildi.



’Asker eğlencesi’ dediler, sokağı ringe çevirdiler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Kanalizasyon borusuna sıkışan buzağıyı itfaiye kurtardı Hatay’da hayvancılık yapan vatandaşın otlaması için bahçeye bıraktığı buzağı kanalizasyon borusuna sıkışarak mahsur kalınca yardıma itfaiye ekipleri yetişti. Olay, Antakya ilçesi Gökçegöz Mahallesi’nde yaşandı. Mahallede hayvancılık yapan Kadir Karakuş, 4 buzağını otlamaları için bahçesine bıraktı. Bir süre sonra konrol etitğinde Karakuş, buzağılardan birinin olmadığını fark etti. Karakuş, kanalizasyondan gelen sesi duyunca buzağının kanalizasyon borusu içiresinde sıkıştığını gördü. Buzağıyı kendi imkanlarıyla kurtaramayan Karakuş, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirildi. İhbar üzerine kısa sürede bölgeye gelen itfaiye ekipleri, buzağıyı kurtarmak için çalışma başlattı. Ekiplerin beton zemini kırmasıyla 60 metrelik boru içerisinde sıkışan buzağı kurtarıldı. Buzağının kurtarılma anı ise cep telefonu kamerasına yansıdı. “Kanalizasyonu kapattık, sabahta burayı kapatacağız ki bir daha başımıza böyle şeyler gelmesin” Bahçede ararken buzağının kanalizasyonda sıkıştığını fark ettiğini söyleyen Kadir Karakuş, “Sabah buzağıları dışarıya bırakmıştım. Bir süre baktıktan sonra bir buzağı eksikti. Yukarıda bir kanalizasyon vardı ve buzağı oraya gitmiş. Oraya gittiğimde buzağının sesini duydum. İtfaiye ekiplerini aradık ve hemen geldiler. Buzağı hava alsın diye buradan bir havalandırma açtılar. Buradan ittirerek aşağıdan çıkarttık. Buzağının sağlık durumu gayet iyi. İtfaiye ekiplerinin eline sağlık, gayet yardımcı oldular. Yukarıdaki kanalizasyonu kapattık ve sabahta burayı kapatacağız ki bir daha başımıza böyle şeyler gelmesin. Buzağı yukarıdan aşağıya doğru gelmiş” ifadelerini kullandı.
İstanbul Müzik aşkı 65 yaşından sonra gitarist yaptı Pendik’te yaşayan Derya Nassur, yıllardır içinde sakladığı müzik tutkusunu Pendik Sanat Akademisi’nde aldığı gitar eğitimiyle hayata geçirdi. 65 yaşından sonra gitarist olan Nassur, “Müziğin yaşı yok” diyerek gençlere ilham veriyor. Pendik Belediyesi Sanat Akademisi (PESEM) 7’den 70’e sanata gönül veren herkese kapılarını açmaya devam ediyor. 65 yaşında gitara merak salan Derya Nassur da bunlardan biri. İki ay önce kursa kayıt yaptırmaya gelen ve başvurusu kabul edilen Derya Nassur, PESEM sayesinde içindeki müzik yeteneğini ortaya çıkardı. Nassur, daha iki aylık kursiyer olmasına rağmen performansıyla görenleri hayrete düşürdü. ’Müziğin yaşı yok’ diyen Nassur ilgisi olan herkesi kurslara davet etti. "İçinizdeki hevesi bırakmayın" 65 yaşında gitar çalmayı öğrenen Derya Nassur, "Her çeşit müziği çok seviyorum ama gitarın tınısına bayılıyorum. A’dan Z’ye bir eğitim alacağım. Henüz ‘b’lerdeyim. Herkes içindeki o hevesi bırakmasın. Yaşı başı aldım demesin. Pendik Belediyesine minnettarım. Hocamız müthiş bir eğitim veriyor” diye konuştu. “Zamanla meyvelerini alacak” PESEM’de her yaştan 100’ün üzerinde öğrenci olduğunu belirten Gitar Öğretmeni Numan Yüksel, Derya Nassur’un yoğun ve disiplinli bir çalışmayla gitara hakim olduğunu ifade ederek, “Kendisi zamanla bunun meyvelerini alacak. Enstrüman herkes çalabilir. Yeter ki disiplinli çalışılsın” şeklinde konuştu.
Hatay Karnelerini alan Suriyeli çocuklar aileleriyle birlikte ülkelerine döndü Hatay’daki sınır kapılarından Suriyeli vatandaşların ülkelerine dönüşleri sürüyor. Yarıyıl tatilinin başlamasıyla karnelerini alan Sana ve Ragat Hazladi kardeşler de aileleriyle birlikte yıllar sonra ülkelerine döndü. Suriye’de 13 yıl süren iç savaşın ardından muhalif güçler, 61 yıllık Baas rejimine son vermişti. Savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, ülkelerindeki savaşın son bulmasıyla yeniden ülkelerine dönmeye başladılar. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan ülkelerine dönen Suriyelilerin geçişleri devam ederken, sömestir tatilinin başlaması ile dönüşler arttı. Türkiye’de 7’nci ve 5‘inci sınıfta okuyan ve takdirname ile ilk dönemi bitiren Sana ve Ragat Hazladi kardeşler, ülkelerine döndükleri için çok mutlu ve heyacanlı olduklarını söylediler. “Arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özleyeceğim” 7 yıl sonra ülkesine döneceği için mutlu ve heyecanlı olduğunu ifade eden Ragat Hazladi, “Sınavları yaptık, sonra arkadaşlarla eğlendik. Karneyi dün aldık. Suriye’ye dönmek için karneleri almayı bekliyorduk. Takdirname belgesi aldım. Arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özleyeceğim. Çünkü onlar benim daha iyi olmama yardımcı oldular. Ülkeme gideceğim için çok mutluyum ve heyecanlıyım. Suriye’de yeni arkadaşlıklar kuracağım ve diğer akrabalarımla daha güzel vakitler geçireceğim. Halep’e gideceğiz. Suriye’den ayrıldığım zaman 5 yaşındaydım ve bu yüzden Halep’i çok hatırlamıyorum. Türk milletine çok teşekkür ediyorum. Türkiye’de 7 yıl yaşadım ve çok mutluydum. Büyüyünce mühendis olmak istiyorum. Çünkü bir şeyler tasarlamayı seviyorum” dedi. “Benimle arkadaş oldukları ve beni korudukları için hepsine teşekkür ederim” 5’inci sınıfta okuyan Sana Hazladi de, “7 yıldır Türkiye’deyim. Ülkeme gideceğim için çok mutluyum ve heyecanlıyım. Ailemle Suriye’ye gideceğiz. Karne olarak takdirname belgesi aldım. Bu yıl okul güzel ve kolay geçti. Öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı hepsini özleyeceğim. Benimle arkadaş oldukları ve beni korudukları için hepsine teşekkür ederim. En sevdiğim ders matematikti. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum. Esad kaçtığı için çok mutluyum. Suriye’ye gidip okuluma devam edeceğim. Halep’e gideceğiz. Halep’te sağlam evimiz var” diye konuştu.
İzmir İzmir Ekonomi’de ‘Mikro Yeterlilik’ Zirvesi İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), mikro yeterliliklere ilişkin farklı paydaşların bakış açılarını incelemek amacıyla ‘Dijital Çağın Kimlik Kartları’ konulu çalıştay düzenledi. Etkinlikte konuşan MYK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, dünya ile birlikte mesleklerin de büyük değişim içinde olduğunu belirterek, “OECD raporuna göre bir becerinin ömrü 6 yıl. 6 yıldan sonra mutlaka değişmemiz, kendimize yeni beceriler katmamız gerekiyor. Hepimiz, yeni çabalar içinde olmalıyız“ diye konuştu. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Mikro-Yeterlilikler: ‘Dijital Çağın Kimlik Kartları” adlı çalıştay; çok sayıda akademisyen ve iş dünyası temsilcisinin katılımıyla düzenlendi. Etkinlikte, özel çalışma masaları oluşturulurken, farklı mesleklerden kişilerin bir araya gelip ortak değerlendirmelerde bulunarak fikir önerileri geliştirmesi amaçlandı. Çalıştay kapsamında; Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurul Üyesi Prof. Dr. Feyza Arıcıoğlu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Mikro Yeterlilikler Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Eralp Hüseyin Altun, İEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nesrin Oruç Ertürk, MYK Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi Dairesi Başkanı Tuğba Topuz, Badgeway Eğitim ve Finans Teknolojileri CEO’su Prof. Dr. Güner Gürsoy’un katılımıyla bir panel de düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü ise, İEÜ Rektör Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Burçin Önder yaptı. "Çağımız ’Dönüşümle’ şekilleniyor" Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren MYK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, kurum olarak yaptıkları çalışmaları anlatırken, geleceğe ilişkin önemli mesajlar verdi. Prof. Dr. İlhan, “Artık çağımız; dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve ikiz dönüşümle şekilleniyor. Bazı meslekler yok olmaya yüz tutarken ya da yeni şekillerle var olmaya çalışırken, bazı meslekler ise yeniden ortaya çıkıyor. Bazı meslekler ise kayboluyor. Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2030 yılına atıf yaptığı meslekler raporunda, bir becerinin ömrünün 6 yıl olduğu belirtiliyor. Nitekim biz de Mesleki Yeterlilik Kurumumuzda becerilerimizi 5 yılda bir yeniliyoruz. Biz, Mesleki Yeterlilik Kurumu olarak ülkemizin iş gücü piyasasını güçlendirmek ve bireylerin daha nitelikli bir şekilde kariyerlerine yön verebilmek için önemli adımlar atmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. "En iyisiyiz" Prof. Dr. İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversitelerin, bizim kurumumuzdan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) logosu alması gerçekten çok önemli. Mezunumuz, iş başvurusuna gidip ‘Benim TYÇ logolu diplomam var’ dediğinde, görüyoruz ki bu kişi dünyada istenen bütün yeterliliklere sahip. Ama tüm bunları sağlarken arada bir boşluk olduğunu hissediyorum. Bunun da adı; mikro yeterlilik. Bireylerin mikro yeterliliklerini geliştirmek ve standartlara ulaştırmak gerekiyor. Bizim, sadece lisede ya da üniversitede aldığımız öğrenmeleri değil; kısa sertifikalar veren yerlerden öğrenmeleri ve serbest öğrenmeleri de belgelendirmemiz gerekiyor. Biz de MYK olarak bu konuda hızla ilerliyoruz. Avrupa İlerleme Raporu’na da baktığınızda, Türkiye’nin hem TYÇ logosu verme anlamında ve belgelendirmede istisnasız en iyi ülke olduğunu görebilirsiniz.” "İş dünyasının talepleri var" İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, mikro yeterliliklerin önemine dikkat çekerek, “Yeterliliklere dayalı eğitim modeli; endüstri ve iş dünyasının beklentilerine akademinin bir yanıtıdır. Ancak, hızla değişen bir dünyada bu model, iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılamada yeterince esnek ve erişilebilir olamadı. İşte mikro yeterlilikler, tam da bu noktada bireylerin belirli bir alanda yetkinliklerini hızla geliştirmelerine imkan tanıyan, odaklanmış, küçük parçalar halinde sunulan bir öğrenme yaklaşımı olarak gündemimize girdi. Toplum ve iş dünyası, mezunlardan diplomalarının ötesinde yeterlilik ve beceriler talep ediyor. Ama bu, tablonun sadece bir yüzü. Tablonun diğer yüzünde, halen çalışmakta olan iş gücünün ihtiyaç duyulan yeni becerilerle donatılması gerekliliği var” diye konuştu. "Stratejik hedeflerimiz arasında" Prof. Dr. Abacıoğlu, şöyle devam etti: “Mikro yeterlilikler, kapsayıcı bir eğitim modeliyle, farklı geçmişlere ve yaşam şartlarına sahip bireylerin öğrenim sürecine katılmasını sağlayarak sosyal eşitlik ve ekonomik kalkınma için de bir anahtar görevi görebilir. Değişim modellerini; yöntem, araç ve kaynaklarını birlikte geliştirmek zorundayız. Bunun için yenilikçi çözümlere ve kuşkusuz iş birliğine gerek var. İzmir Ekonomi Üniversitesi olarak bu konuyu çok önemsediğimizi, en önemli stratejik hedeflerimizden birisi olduğunu belirtmek isterim. Bu konuyu farklı boyutları ile irdeliyor ve çalışıyoruz. Bilgi ve deneyim biriktiriyoruz. Sizlerden öğrenmeye, bildiklerimizi paylaşmaya ve birlikte geliştirmeye tüm yüreğimizle açığız.” Donald Staub, eğitim ve istihdamın öneminden bahsetti Öte yandan 15 yılı aşkın süredir mikro yeterlilikler üzerine çalışmalar sürdüren İEÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Donald Staub, mikro yeterlilikler ve dijital rozetlerin tanımını ve içinde bulunduğumuz eğitim çağında neden kritik bir öneme sahip olduğunu açıklayan bir konuşma gerçekleştirdi. Esneklik, yetkinlik, güven, kalite, taşınabilirlik, yığılabilirlik ve dijitalleşme gibi kavramların mikro yeterlilikler ve dijital rozetlerin merkezinde yer aldığını ve bu kavramların eğitim ve istihdam için vazgeçilmez olduğunu ifade eden Dr. Staub, İEÜ genelinde oluşturulmuş ve uygulamaya konulmuş mikro-yeterlilikler ve dijital rozet örneklerini katılımcılarla paylaştı.
Hatay Karnelerini alan Suriyeli çocuklar, aileleriyle birlikte memleket yoluna düştüler Hatay’da bulunan sınır kapılarından Suriyelilerin memleketlerine dönüşleri sürüyor. Yarıyıl tatilinin başlamasıyla karnesini alan muhacir kardeşler Sana ile Ragat Hazladi, aileleriyle birlikte yıllar memleketlerine döndüler. Suriye’de 13 yıl süren iç savaşından ardından muhalif güçler, 61 yıllık bas rejimine son vermişti. Ülkelerinde savaşın son bulmasıyla savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, yeniden ülkeye dönmeye başladılar. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan memleketlerine dönen Suriyelilerin geçişleri devam ediyor. Okulların sömestr tatiline girmesiyle dönüşlerde artma yaşandı. Türkiye’de 7’nci ve 5 ‘inci sınıflarının karnelerinde takdirname belgesi kazanan muhacir kardeşler Sana ile Ragat Hazladi, ülkelerine döndükleri için çok mutlu ve heyacanlı olduklarını söyledi. “Arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özleyeceğim, çünkü onlar benim daha iyi olmama yardımcı oldular” 7 yıl sonra ülkesine döneceği için mutlu ve heyecanlı olduğunu ifade eden Ragat Hazladi, “Sınavları yaptık sonra arkadaşlarla eğlendik. Karneyi dün aldık. Suriye’ye dönmek için karneleri almayı bekliyorduk. Takdirname belgesi aldım. Arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özleyeceğim. Çünkü onlar benim daha iyi olmama yardımcı oldular. Ülkeme gideceğim için çok mutluyum ve heyecanlıyım. Suriye’de yeni arkadaşlıklar kuracağım ve diğer akrabalarımla daha güzel vakitler geçireceğim. Halep’e gideceğiz. Suriye’den ayrıldığım zaman 5 yaşındaydım ve bu yüzden Halep’i çok hatırlamıyorum. Türk milletine çok teşekkür ediyorum. Türkiye’de 7 yıl yaşadım ve çok mutluydum. Büyünce mühendis olmak istiyorum. Çünkü bir şeyler tasarlamayı seviyorum” dedi. “Benimle arkadaş oldukları ve beni korudukları için hepsine teşekkür ederim” 7 yıl sonra ülkesine dönen ve 5’inci sınıfta takdirname belgesi alan Sana Hazladi, “7 yıldır Türkiye’deyim. Ülkeme gideceğim için çok mutluyum ve heyecanlıyım. Ailemle Suriye’ye gideceğiz. Karne olarak takdirname belgesi aldım. Bu yıl okul güzel ve kolay geçti. Arkadaşlarımı, öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı hepsini özleyeceğim. Benimle arkadaş oldukları ve beni korudukları için hepsine teşekkür ederim. En sevdiğim ders matematikti. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum. Esad’ın kaçtığı için çok mutluyum. Suriye’ye gidip okuluma devam edeceğim. Halep’e gideceğiz. Halep’te sağlam evimiz var” ifadelerini kullandı. (RMZ-VK-