SAĞLIK - 20 Kasım 2024 Çarşamba 14:06

Dünyada en çok görülen kanserlerden kolon kanserine yeni bir çare “Kara Mürver” meyvesi

A
A
A
Dünyada en çok görülen kanserlerden kolon kanserine yeni bir çare “Kara Mürver” meyvesi

Burdur’da akademisyenler çalışmalarıyla kolon kanseri hücreleri ile savaşabilen yeni bir özüt keşfettiler. Burdur ve Türkiye’nin bir çok yerinde doğada yetişen “Kara Mürver” meyvesi özütünü bileşenlerine ayıran bilim insanları bu bileşenlerin kanserli hücreleri yok ettiğini ispatladılar.


Dünyada en çok görülen kanserlerden bir olan ve dünyada üçüncü ölümcül kanser olarak bilinen kolon kanseri erken teşhis edilmediği sürece ölüm riskinin yüksek olduğu bir kanser olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde neredeyse her 10 kişiden birinde ortaya çıkan bu kanser halk arasında kalın bağırsak olarak bilinen sindirim sisteminin en son kısmındaki bölgede ortaya çıkıyor.


Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre ülkemizde de en sık görülen ilk beş kanser türü (akciğer, meme, prostat, kolon ve tiroid kanserleri) arasında yer alan kolon kanseri, birkaç yıl öncesine kadar 50 yaşından sonra gözlense de son zamanlarda adeta ‘bir salgın gibi’ daha genç insanlarda ortaya çıkmaya başladı.


Burdur MAKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu ve ekibi 2023 yılı Şubat ayında kolon kanserinde etkili olabileceğini düşündükleri ve içinde bulundurduğu antioksidan ve bağışıklık sistemi düzenleyici etkileriyle dikkat çeken bir meyve olan “kara mürver meyvesi” üzerinde çalışmalara başladı.


Prof. Dr. Dinçoğlu ve ekibi kendi geliştirdikleri sentez yöntemiyle yaptıkları bu çalışmalar sonrasında kara mürver meyvesi özütünün bileşenlerinin kolon kanseri hücreleri üzerinde öldürücü bir etkisi olduğu sonucuna vardı. Ülkemizde bir çok yerde doğal olarak yetişebilen kara mürver meyvesi bu özelliği ilerleyen dönemlerde yapılacak çalışmalar sonrasında kolon kanseri tedavisinde kullanılabilecek bir hale getirilecek.


Yapılan TÜBİTAK destekli tamamen milli ve yerli bu çalışma hakkında konuşan Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu; “Biz Kara Mürver meyvesinin yapısında bulunan “antosiyaninler” demiş olduğumuz bileşiklerin kansere karşı etkili olup olmayacağına dair bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmaya ekibimizle beraber geçen sene başladık. Bu çalışmada diğer buna benzer çalışmalardan farklı olarak daha yenilikçi ve yeşil bir teknoloji dediğimiz “sentez” yöntemini kullanmış olduk. Bu yöntem kendi geliştirdiğimiz bir yöntemdir. Kullandığımız yöntem ile kara mürver meyvesinin yapısında yer almış olan kansere karşı etkili olabileceğini düşündüğümüz bileşikleri saf bir halde özütleyebildik. Bu sonuç bizim çalışmamızın şu anki aşaması için zaten oldukça verimli bir basamaktı ve başarıyla sonuçlanmış oldu. Sonraki basamakta da biz bu bileşenlerin yapısına dair özellikleri inceledik. Bu süreci de başarılı bir şekilde tamamladık ve daha sonraki süreçte de laboratuvar deneyleriyle hücre testleri gerçekleştirerek bu bileşenlerin kolon kanseri hücrelerine karşı nasıl bir etki ortaya koymuş olduğuna dair çalışmalar gerçekleştirmiş olduk. Laboratuvarda gerçekleştirilen bir çok test ve yöntem ile bu süreç ilerlemiş oldu ve çalışmamızın sonucunda elde ettiğimiz veriler bize kara mürver meyvelerinden kendi özütleme yöntemimiz ile elde ettiğimiz bileşenlerin kolon kanseri hücrelerine karşı öldürücü yıkımlayıcı bir etki göstermiş olduğunu ortaya koydu” dedi.


Ülkemizde birçok yerde doğal bir şekilde yetişiyor


Çalışmalarda kullandıkları kara mürver meyvesi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu; “Kara mürver meyvesi Burdur ve çevresinde yetişebilen bir meyvedir. Özellikle Burdur’da Altınyayla ilçesinde yaygın bir şekilde doğada var olan bir meyvedir. Çok fazla ticari olarak kullanımı olmayan bir meyve olduğundan dolayı üretiminde genel olarak doğada kendiliğinden yetişmiş olan ağaçların bulunmuş olduğu bir flora yaygın. Fakat ülkemizde de yine güneyde, İç Anadolu’nun güney kesimlerinde bu kara mürver meyvesi yetişebilmekte. Bu meyve son zamanlarda yapısındaki sağlık açısından olumlu etki gösteren bileşenlerden dolayı oldukça ilgi görmekte ve birçok ülkede yetiştiriciliği de yapılmaktadır. İnanıyorum ki ülkemizde de bizim bu çalışmalarımızla beraber bu ağacın, bu bitkinin ve meyvenin yetiştirilmiş olması, ekonomiye kazandırılması ile çalışmalar artacaktır. Bizim çalışmamız olayın sadece bir boyutu. Bu meyvenin bileşenlerinin bir çok farklı sağlık etkisi vardır olumlu yönde gerçekleşen. Biz bu çalışmaların yanında başka araştırmalar da yürütüyoruz. Onlarla da ilgili çok güzel sonuçlarımız var. Bu meyvenin yetişmesi çok önemli şartlar istemiyor, doğada, ülkemiz ikliminde yetişebilen bir bitki türü olarak karşımıza çıkıyor.” şeklinde konuştu.


Çalışmaları tamamlayıp endüstriyel aşamaya geçmek istiyoruz


Kara mürver meyvesi ile yapılan ilk çalışmaların tamamlandığını ve şimdi ise deney ve üretim olarak diğer aşamalara geçeceklerini de belirten Prof. Dr. Dinçoğlu; “Bu çalışmada biz birinci basamak aşaması olan “Faz 1” dediğimiz bir çalışma gerçekleştirmiş olduk. Hücre testleri ile süreci yürütmüş olduk. Burada önemli olan zaten olumlu sonuçlar elde edebilmiş olmaktı. Eğer olumlu sonuçlar elde edememiş olsaydık zaten bu çalışmanın bu aşamasından sonra ilerleyebilmemiz mümkün olmayacaktı. Elde ettiğimiz olumlu sonuçlar artık bizi ikinci ve üçüncü aşamalarda yani deney hayvanları veya onlardan olumlu sonuçlar elde edersek insanlar üzerinde gerçekleştireceğimiz çalışmalar ile artık nihai sonucu alma ve daha sonrasında da artık gerçekleştirilebilirse endüstri ile iş birliği yapılarak onlarda ürün geliştirme çalışmalarına girme süreçleri ile devam edecektir. Fakat şu an için sadece birinci basamak çalışmaları bitti. Bu çalışmalarda bize bu ürünün kolon kanseri üzerinde etkili olabileceğini gösterdi.” ifadesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Direklerarası Seyirci Ödülleri sahiplerini buldu Türkiye’nin ilk ve tek ’seyirci örgütlenmesi’ olan Direklerarası Seyircileri tarafından verilen Direklerarası Seyirci Ödülleri, Odunpazarı Belediyesi 100. Yıl Kültür Merkezi’nde gerçekleşen törenle sahiplerini buldu. 2023-2024 sezonunda ’Marifet İltifata Tabidir’ mottosu ile yola çıkan Direklerarası Seyircileri’nin oluşturduğu ’Halk Jürisi’ üyeleri, 2023-2024 Tiyatro Sezonu’nda Eskişehir, Amasya, Bolu, Düzce, Kocaeli, Konya, Ordu, Safranbolu, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da sahneye konulan oyunları seyretti. Jüri, tasarım, performans ve yapımlar kategorilerinde başarılı oyun, oyuncu ve tiyatroları değerlendirdi. Direklerarası Seyirci Ödülleri Ödül Töreni’nde Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’ndan Süleyman Karaahmet ’Uşak, Kral ve Ötekiler’ adlı oyun ile ’Oyun Yazarı’, Elçin Karaahmet ’Hasret’ adlı oyunla ’Yönetmen’, Abdullah Çiftçi ’Uşak, Kral ve Ötekiler’ adlı oyunla, Hüseyin Demir ise ’Hasret’ adlı oyunla ’Erkek Oyuncu’, Çiğdem Öztürk Uşak da ’Kral ve Ötekiler adlı’ oyunla ’Sahne Tasarımı’ ve ’Hasret’ adlı oyunla ’Kostüm Tasarımı’ ödülüne layık görüldü. "Eskişehir sanatın ve kültürün başkenti olsun istiyoruz" Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un da yer aldığı ödül törenine tiyatro camiasından birçok kişi katıldı. Törende konuşan Başkan Kurt, Eskişehir’in sanatın ve kültürün başkenti olsun istediklerini belirtti. Bu nedenle tiyatronun en önemsedikleri sanat dallarından biri olduğunu söyleyen Başkan Kurt, Direklerarası Seyirci Ödülleri’nin daha önce de Eskişehir’de gerçekleştiğini hatırlatarak, “Bir kez daha sizlerle bir arada olmaktan onur duyduk. Umarım bundan sonra, içinde bulunduğumuz bu salonu da yerel sanatçılarımıza, talep olursa şehir dışından gelecek olan sanatçılarımıza da açacağız. Küçük ama iddialı bir salon oldu. Bundan sonra da sizleri Eskişehir’e sık sık bekliyorum. Ödül alan sanatçılarımızı da kutluyorum" dedi. "Eskişehir tiyatro ile bütünleşmiş bir kültür şehri" Ev sahipliği için Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a teşekkür eden Direklerarası Seyirci Ödülleri Kurucusu Ömer Şahin Baş, 4 yıl aradan sonra tekrar bir ödül töreni için Eskişehir’de olmanın kendisine mutluluk verdiğini söyledi. Eskişehir’in tiyatro ile bütünleşmiş bir kültür şehri olduğunu dile getiren Baş, “Bunlar sizin sayenizde oluyor. Biz sadece buraya gelip arılar gibi bal topluyoruz. Çok teşekkür ediyoruz. Direklerarası tarzda bir ödül sistemini kurup, dünyaya açıldığından beri 25 yıl oldu ve bugün size bu 25 yılın başında beraberce yola çıktığım bir arkadaşımı da takdim etmek istiyorum. Onun da bir şeyler söylemesini istiyorum. Gültekin Karaöğüt ile bu yola beraber çıktık. Bu planları beraber yaptık. Bize bürosunu açtı, bize çalışmamız için yer açtı. Olmasaydı, Direklerarası da olmayabilirdi” şeklinde konuştu. "Halk ne verilirse onu almak zorunda değildi" Baş’ın daveti ile kürsüye çıkan Gültekin Karaöğüt, Direklerarası Seyirci Ödülleri’nin neden doğduğunu anlattı. Karaöğüt, yapmış olduğu konuşmada şunları söyledi: “Bugüne kadar bir medya kurumunun, bir çıkarın, ideolojinin veya desteklenen unsurların dağıttığı tamamen ekonomiye dayalı ödüller veriliyordu. Biz, halktık. Halk ne verilirse onu almak zorunda değildi. Biz de buna karşı çıkalım, kendi çabamızla bir şeyler yapalım dedik. Önce ufak gruplar oluşturduk. Bu gruplara tiyatro nasıl izlenir, tiyatro kostümü, dekor nedir? İlk önce bunların eğitimlerini verdik. Bu konuda İstanbul’da bir sürü sanatçı arkadaşımız bize yardımcı oldu. Bunlarla ufak ufak başladık. Tehditlere kadar birçok şeye göğüs gerdik. Günümüzde gerçekten artık adı geçen, sanat camiasında adı geçen bir platforma ulaştık. Bu konuda hepinize teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. 2023-2024 Tiyatro Sezonunda Eskişehir, Amasya, Bolu, Düzce, Kocaeli, Konya, Ordu, Safranbolu, Tekirdağ, Trabzon ve Van’dan ödül almaya hak kazanan sanatçılara ödülleri takdim edildi.
Erzurum Erzurum’un tarihi zenginlikleri gün yüzüne çıkıyor Erzurum’un Karayazı ilçesinde bulunan ve 2021 yılında sit alanı ilan edilen "Kırk Pencereli Mağaralar", geçmişin izlerini taşımaya devam ediyor. Aşağı Çıkılgan köyündeki bu eşsiz mağaralarda kilise, tandır, oda ve şarap mahzeni gibi yapıların izlerine rastlanırken, mağaraların hangi döneme ait olduğu ve kimler tarafından kullanıldığının ortaya çıkarılması amacıyla Erzurum Valiliği koordinesinde kapsamlı bir araştırma başlatıldı. Araştırma, Atatürk Üniversitesinin uzman ekipleri tarafından yürütülecek. Mağaralar, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü tarafından 2021 yılında tescil edilmesinin ardından, "2025 Turizm Başkenti" ilan edilen Erzurum’un turizm rotalarına da dahil edildi. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi yaptığı açıklamada, bölgedeki saklı güzelliklerin gün yüzüne çıkarılmasının önemine değindi. Vali Çiftçi: “Bu tür Yapılar Ekonomiye de Katkı Sağlayacak Nitelikte” Vali Mustafa Çiftçi, Karayazı ilçesi Aşağı Çıkılgan köyündeki Kırk Pencereli Mağaraları ziyaret ettiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Burası yaklaşık 2 bin metre yükseklikte ve çok etkileyici bir bölge. Geçmişte bölgedeki terör olayları nedeniyle buralara ulaşmada zorluklar yaşanıyordu. Ancak artık devletimiz bu topraklarda güvenliği tam anlamıyla sağlamış durumda. Bu tür bölgeler, turizme kazandırılarak yerel halkın ekonomik olarak da fayda sağlayabileceği alanlara dönüşüyor." Rektör Hacımüftüoğlu: “Atatürk Üniversitesinin Araştırmaları Yol Gösteriyor” Kırk Pencereli Mağaralar hakkında yürütülecek çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, bölgenin tarihi mirasının gün yüzüne çıkarılmasının hem akademik hem de turizm açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Rektör Hacımüftüoğlu şunları söyledi: "Erzurum, doğal güzellikleri kadar tarihi zenginlikleriyle de ön plana çıkan bir şehir. Atatürk Üniversitesi olarak bu değerlerin korunması, belgelenmesi ve turizme kazandırılması için çeşitli projeler yürütüyoruz. Kırk Pencereli Mağaralar gibi alanlar, geçmişin izlerini günümüze taşıyan eşsiz yapılardır. Buradan elde edilecek bilgiler, hem bölgenin tarihine ışık tutacak hem de Erzurum’un turizm potansiyelini artıracaktır." “Erzurum, Turizm Açısından Büyük Potansiyele Sahip Bir Şehir” Karayazı ilçesindeki Aşağı Çıkılgan köyünde yer alan "Kırk Pencereli Mağaralar"ın etkileyici yapısıyla dikkat çektiğini belirten Rektör Hacımüftüoğlu: “Mağaraların kayalık bir yamaca oyulmuş olması, hem doğal oluşumların hem de insan eliyle şekillendirilen alanların bir arada bulunduğunu gösteriyor. Mağaraların içindeki kilise, tandır, oda ve şarap mahzeni gibi izler, buranın geçmişte yerleşim yeri ya da dini amaçlarla kullanılan bir alan olabileceğini düşündürüyor” diye konuştu. Altın rengi tonlar, mağaraların bulunduğu coğrafyanın gün batımıyla birleştiğinde ortaya çıkan büyüleyici manzarasını gözler önüne serdiğini aktaran Hacımüftüoğlu: “Bu estetik özellikler, Kırk Pencereli Mağaraları yalnızca tarihi değil, aynı zamanda turistik bir değer haline getiriyor. Üniversitemizin yapacağı araştırmalar, bu mağaraların geçmişteki kültürel ve tarihi anlamını gün yüzüne çıkarırken, Erzurum’un “2025 Turizm Başkenti” unvanına da büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bölgenin turizme kazandırılması, hem kültürel mirasın korunmasına hem de yerel ekonominin canlanmasına öncülük edecektir. Mağara, bölgenin sahip olduğu eşsiz güzelliklerin ne denli büyük bir potansiyele sahip olduğunun önemli bir göstergesi. Bu kapsamda, üniversitemiz öncülüğünde gerçekleşecek çalışmaların tarihe ışık tutacağına inanıyorum” diye konuştu.
Manisa Manisa’da çocuklar hakları için yürüdü Manisa’da 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Şehzadeler Kent Konseyi Çocuk Meclisi’nin öncülüğünde kortej yürüyüşü düzenlendi. Çocuklar, haklarına dikkat çekerek yetişkinlere çağrıda bulundu. Şehzadeler Kent Konseyi Çocuk Meclisi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında anlamlı bir etkinlik düzenledi. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı’nda sona eren kortej yürüyüşü, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Mert Özkösemen, Belediye Başkan Yardımcısı Erdem Yıldırım ve Şehzadeler Kent Konseyi Başkanı Yasemin Gümüş’ün katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte çocuklar, eşit haklar ve daha iyi yaşam şartları taleplerini dile getirdi. Durbay: “Çocukların sesi olmak için buradayız” Kortej yürüyüşü öncesinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda bir konuşma yapan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, etkinliğin önemine dikkat çekerek “Ben bugün çok mutluyum. Şehzadeler’in belediye başkanı olarak ilk defa bir çocuk yürüyüşü gerçekleşiyor kentimizde. Çocuklar haklarına sahip çıkıyorlar. Diliyorum ki çocukların çalıştırılmadığı, çocuk işçiliğinin bittiği, çocuk gelinlerin olmadığı ve çocukların eşit imkânlara sahip olduğu, hem eğitimde, hem gıdaya erişimde, hem de güvenli sokaklarda oynamakta eşit haklara sahip olduğu bir ülke için biz var gücümüzle çalışıyoruz. Bugün Şehzadeler’de ilk defa çocuklardan oluşan kent konseyinde çocuk konseyimizi kurduk. Kent Konseyi Başkanımız Yasemin Hanım da burada. Umarım çok daha güzel günlerde bugünün sıradan bir günmüş gibi kutlarız. Çünkü o gün biraz çok var gibi görünüyor ama eşit eğitim, eşit gıdaya erişim, eşit oyun hakkı tüm çocukların hakkı. Biz de bugün aslında çocukların sesine ses olmak için buradayız” dedi. “Eğitimde, sağlıkta, oyunda eşitlik talep ediyoruz” Çocuk Meclisi Yürütme Kurulu üyeleri Ecrin Gökçe Çelebi ve Tuğşad Kağan Yılmaz, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptıkları açıklamada şunları söyledi: “20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul ederek bu günü Dünya Çocuk Hakları Günü ilan etti. Bu sözleşme, çocuk haklarında köklü değişimlere yol açmış ve bugün biz çocukların hakları için temel bir uluslararası metin olmuştur. Sözleşme, her çocuğun özel ilgi ve yardıma hakkı olduğunu, yaşam şartlarının iyileştirilmesi için uluslararası iş birliğinin önemini vurgulamaktadır. Ancak günümüzde hâlâ pek çok coğrafyada çocuk hakları ihlalleri devam ediyor. Savaşlardan, yoksulluktan ve eşitsizlikten en çok etkilenen biz çocuklarız. Tüm çocuklar için eşit bir dünya ve eşit haklar istiyoruz. Eğitimde, sağlıkta, oyunda ve temel ihtiyaçlarımızda eşitlik sağlanmasını talep ediyoruz. Siz yetişkinlerden bizi duymanızı, çocuk hakları için birlikte çalışmayı talep ediyoruz. Biz de Şehzadeler Kent Konseyi Çocuk Meclisi olarak, tüm çocuklar adına çaba göstereceğiz. Hiçbir arkadaşımızın kötü muamele görmediği, eşit hakların sağlandığı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz." Çocuk Meclisi, Şehzadeler’de yaşayan tüm çocuklar adına mücadeleye devam edeceklerini ve eşit hakların sağlandığı bir gelecek için yetişkinlerle birlikte çalışacaklarını vurgulayarak etkinliği tamamladı. Çocukların anlamlı mesajı, yetişkinlerden de büyük alkış aldı.