SAĞLIK - 19 Kasım 2024 Salı 13:03

Kuş gribine karşı uzman uyarısı

A
A
A
Kuş gribine karşı uzman uyarısı

Kuş gribinin yüksek patojenik türünün çiftliğe bulaşması durumunda tüm hayvanların telef olabileceğine dikkat çeken Veteriner Sağlık Teknikeri Tuncer Kocaağa, "Alınacak tedbirlerle bu hastalığın insan sağlığına olumsuz etkisi olmayacaktır" dedi.


Türkiye’de geçtiğimiz haftalarda görülen kuş gribi vakaları, kanatlı hayvan üreticileri arasında paniğe yol açtı. Konunun gündeme gelmesinin ardından Tarım ve Orman Bakanlığı, hastalığın yayılmasını önlemek için her türlü tedbirin alındığını ve salgın olarak nitelendirilebilecek bir durumun söz konusu olmadığını açıkladı.


Bolu’da kanatlı hayvan çiftliklerinde üreticilere destek veren Veteriner Sağlık Teknikeri Tuncer Kocaağa, "tavuk vebası" olarak da bilinen kuş gribinin yüksek patojenik türünün bulaşması halinde hayvanların tamamının telef olabileceğini söyledi.


"Ciddi bir ekonomik kayba sebep olur"


Kuş gribinin özellikle göçmen kuşlar aracılığıyla yayılma riski taşıdığına dikkat çeken Kocaağa, "Ülkemiz, göçmen kuşların konak yeri ve transfer noktasında. Göçmen kuşlar en büyük bulaşma özelliği taşıyan kuşlardır. Kuş gribi bir salgına neden olur. Göçmen kuşlardan, serbest gezen kuşlara bulaşır. Bulaşıcılığı oldukça yüksek ve viral bir hastalıktır. Gezen tavuklarımıza, kuşlarımıza ve en tehlikelisi de çiftlik hayvanlarımıza ulaşma ihtimali yüksektir. Kuş gribi ciddi ekonomik kayıplara sebep olur"


"Bolu, üretimin yaklaşık yüzde 30’unu karşılıyor"


Bolu’da 8 bin 233 metrekarelik alanda faaliyet gösteren çiftliklerin, Türkiye genelindeki üretimin yaklaşık yüzde 30’unu karşıladığını belirten Kocaağa, Tarım ve Orman Bakanlığı ile il ve ilçe müdürlüklerinin, muhtemel bir salgının önlenmesi için veteriner hekimlerle koordineli şekilde çalıştığını söyledi.


"Kuş gribi vakalarının insan üzerinde olumsuz etki oluşturacağına inanmıyorum"


Kocaağa, kuş gribinin insanlara doğrudan bulaşan bir hastalık olmadığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Kuş gribi, direkt insana bulaşan viral bir hastalık değil. O yüzden gıda güvenliği önemlidir. İlk önce bizim kendi biyogüvenliğimize kişisel olarak önem göstermemiz lazım. Ellerimizi her zaman temiz tutarak, hijyenimize dikkat etmemiz lazım. Biyogüvenlik önlemleri pandemide de aldığımız önlemlere benzer. Bu önlemleri aldığımızda kuş gribi vakalarının insan üzerinde olumsuz etki oluşturacağına inanmıyorum"


"Çiftliğin yüzde 100’ünü kaybetme riskimiz var"


Hastalığın daha etkili olan türünün çiftliğe bulaşması durumunda hayvanların tamamının kaybedilebileceğini belirten Veteriner Sağlık Teknikeri Tuncer Kocaağa, "Kuş gribinin iki türü vardır. Birincisi yüksek türdür. Bulaştığında hayvanların yüzde 100’ünü kaybedebiliriz. Bir de hafif bulaşıcı şekilde seyreden tür vardır. Çiftliğe, kuş gribinin yüksek türü bulaştığında hayvanların yüzde 100’ünü kaybetme riskimiz vardır. Peki, bu mevsimde böyle bir şey yaşanması mümkün mü? Mümkün tabii. Mevsim kış. Virüsler genellikle nemli ve daha sıcak mevsimleri severler. O yüzden ilerideki günlerde kuş hareketleri anlamında bir kısıtlama olacaktır. Soğuk havalarda kuşlar çok fazla hareket etmez. Bir de hava soğuk olduğu için hastalığın yayılma etkisi de doğal olarak azalma eğilimine gidecektir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu ‘Yapılmayan kış bakımı, arılarda koloni ve rekolte kaybına neden oluyor’ Türkiye’de en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’da arıcılar, koloni ve rekolte kayıplarının önüne geçmek için kışlık bakım çalışmalarına başladı. Ordu’da 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve yaklaşık 10 bin aile arıcılık sektöründen geçimini sağlıyor. Ordulu arıcılar tarafından 50’yi aşkın ilde üretimi yapılan ballar Avrupa ülkelerine de ihraç ediliyor, yılda 20 bin ton ile Türkiye’de en fazla bal üretimi Ordu’da yapılıyor. Bahar bakımlarının ardından yaklaşık 5 ay süren bal sezonunu tamamlayan arıcılar, şimdi ise kış mevsimi için bakımlara başladı. İlde bulunan arıcılar, varroa hastalığı başta olmak üzere, koloni ve balda rekolte kayıplarının önüne geçmek adına bu bakımlarını gerçekleştiriyor. “Koloni ve balda rekolte kayıplarına neden olabilir” Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, bakım yapılmadığı takdirde koloni ve gelecek sezon için rekolte kayıplarının yaşanabileceğini belirterek, “Arılarımız için sonbahar bakımı son derece önemli. Biz arılarımızı kış mevsimine ne kadar sağlıklı sokabilirsek, önümüzdeki sezona arılarımız daha düzenli çıkmış olur. Bununla ilgili zaten arıcılarımız gerekli çalışmaları yapıyorlar. Yaylalardan geldikten sonra arılarımızın bakımlarını yeterince yapmamış olursak, varroa mücadelesini yapmamış olursak, sonbahar bakımında arılarımızı yeniden yavrulatmaz isek gerçekten koloni kayıplarına yol açabilir, bununla birlikte rekolte kaybı da yaşanır” dedi. “Kışlık bakım arılarımız için son derece önemli” Ordu’da yaklaşık 35 yıldır arıcılık yapan Ercan Yıldız ise, “Normalde Nisan ayının 15’i ile Eylül ayının 15’i arasında bal sezonumuz oluyor. Bu tarihten sonra arılarımızın kışlık bakımlarını yapıyoruz. Bu bakımlarda eksik yiyeceklerini tamamlıyoruz, fazlalık çerçeveleri toplayıp, arılarımızı sıkıştırıyoruz. Bunların yanında varroa ilaçlamalarımızı yapıyoruz. Bu bakımları tamamladıktan sonra şubat ayına kadar arı ile ilgili pek bir işimiz kalmıyor, sadece gerekli kontrollerini sağlıyoruz. Kışlık bakımın ardından bahar bakımlarına başlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Antalya Kadın polisin yangın hassasiyetine emniyet müdüründen plaket Antalya’da yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu caddede bir iş yerinin bacasında çıkan yangında dumanları fark ederek Acil Çağrı Merkezini arayan ve bu sırada itfaiye ekiplerinin gelmesini hızlandırabilmek için var gücüyle çaba sarf eden trafik polisine İl Emniyet Müdürü tarafından plaket verildi. Yangın, 15 Kasım Cuma günü saat 15.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Elmalı Mahallesi Şehit Binbaşı Cengiz Toytunç Caddesi üzerindeki bir iş yerinin bacasında çıktı. Bu sırada devriye görevi yapan Antalya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne bağlı motorize şahin timinde görevli Elçin Arıkan adlı trafik polisi, dumanları fark edip 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbarın ardından bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edilirken, dumanlar etrafı sardı. Arıkan, yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu caddede ekiplerin işini kolaylaştırmak için yoğun çaba harcadı. Trafik polisi, yangın bölgesinden geçen yayaları uzaklaştırarak, olayları izleyip trafiği yavaşlatan sürücüleri ise ‘Bas gaza, önüne bak’ şeklinde uyardı. Baca yangını iş yeri çalışanlarının yangın tüpleriyle müdahalesiyle söndürülürken, bir süre sonra olay yerine gelen itfaiye ekipleri de soğutma çalışması gerçekleştirdi. İl Emniyet Müdürü plaket verdi İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) özel haberinin ardından, İl Emniyet Müdürü İlker Arslan, polis memuru Elçin Arıkan’ı gayretli ve özverili çalışmaları dolayısıyla tebrik etti. İlker Arslan, polis memuru Arıkan’a gayretli ve özverili çalışmalarından dolayı plaket vererek, Türk polisinin insan odaklı hizmet anlayışı doğrultusunda kuvvetli ve disiplinli olmanın yanı sıra milletten şefkatini esirgemeden görevini hakkı ve layıkıyla yaptığını vurguladı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nden ‘Anne Kart’ Uygulaması Muğla Büyükşehir Belediyesi ulaşımda annelere destek olmak için ‘Anne Kart’ uygulamasını başlattı. Anne Kart Projesi ile Büyükşehir Belediyesi’nden halk kart desteği alan, sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan, 0-4 yaş çocuğu olan anneler il içindeki toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanacak. Annelere 60 ücretsiz biniş hakkı ve ücretsiz kişiselleştirilmiş kart basım desteği sağlanacak. Muğla Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik hizmetlerine bir yenisini daha ekleyerek ‘Anne Kart’ uygulamasına başlattı. Anne Kart uygulaması ile sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan 0-4 yaş çocuğu olan annelerin il genelinde toplu ulaşımdan ücretsiz faydalanması için hayata geçirildi. Halk kart uygulamasından faydalanan 0-4 yaş çocuğu olan annelere otobüslere 60 biniş hakkı, ücretsiz olarak kişileştirilmiş kart basım desteği sağlanacak. 0-4 yaş çocuğu olan annelere verilecek olan 60 biniş hakkının ücretini Muğla Büyükşehir Belediyesi karşılayacak. Başkan Aras; “Anne Kart” ile annelerimize ulaşımda destek olacağız” Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras öğrencilere, öğretmenlere ve 60 yaş üstü vatandaşlara yapılan ulaşım indirimlerinden sonra annelere de “Anne Kart” ile ulaşımda ücretsiz dönemi başlattıklarını söyledi ve sosyal desteklerin devam edeceğini belirtti. Başkan Aras; “Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda tüm vatandaşlarımıza destek olabilmek için projeler üretiyor, onlara moral olmaya çalışıyoruz. “Anne Kart”uygulamamızı başlatarak ulaşım hizmetini annelerimize ücretsiz hale getirmeyi amaçladık. Belediyemize başvuran, şartları uyan annelerimiz “Anne Kart” ile ulaşımdan ücretsiz yararlanacak. Büyükşehir Belediye’mizin de ailelerimizin bütçelerine bir nebze olsun katkısı olacak” dedi.
Samsun Üniversitede "dersimiz kivi hasadı" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi tarafından özel yetiştirilen kiviler, Bahçe Bitkileri Bölümü öğrencilerince arazi uygulaması kapsamında hasat edildi. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Serdar, "Asıl amaç derstir. Kiviyi tanımak, kivi hasadında nelere dikkat edilmeli gibi bilgileri öğrencilerimizin uygulamalı olarak öğrenmesi çok güzel” dedi. OMÜ Ziraat Fakültesi öğrencileri derslerini sınıf ortamının yanı sıra arazide uygulamalı olarak da işliyor. Atakum ilçesi Kaya Güney Mahallesi’ndeki Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu, öğrencilerin en verimli şekilde eğitim alması için birçok imkanı bünyesinde bulunduruyor. Birçok meyvenin ve sebzenin yetiştirilmesine tanıklık eden öğrenciler, arazi uygulaması kapsamında kivi bahçesine girerek hasat yaptı. "Kiviye dokunuyor, kiviyi tanıyorlar" OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Serdar, "Öğrencilerimizle birlikte kivi hasadı yapıyoruz. Bu sene çok kurak bir yıldı. Burayı yeterince sulayamadık. O nedenle meyvelerimiz biraz küçük oldu. Öğrencilerimiz kuraklıkta ne oluyor, meyve ne kadar büyüyebiliyor bunu görme fırsatı buldu. Dişi ve erkek bitkileri görüyorlar. Budamanın önemini anlıyorlar. Bazı ağaçlar çok güzel budanmış ve onlarda daha iri meyveler var. Dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi için uygulamalı eğitim çok önemli. Asıl amaç ders. Kiviyi tanıma ve kivi hasadında nelere dikkat edilmeli gibi bilgileri öğrencilerimizin uygulamalı olarak öğrenmesi çok güzel” diye konuştu. "Mühendislik için önden hazırlık" Ziraat Fakültesi öğrencisi Eylül Comart, “Uygulama için buradayız. Kivi hasadına başladık. Derslerde uygulama bizler için çok iyi oluyor. Kendimiz hasadı yapıyoruz. Mühendislik için önden bir hazırlık oluyor” şeklinde konuştu. Öğrenci Zehra Çakıcılar, “Bahçe bitkileri genel meyvecilik dersinde uygulama yapmaya geliyoruz. Kivi, fındık, kestane gibi hasatlar yapıyoruz. Bunlar ileriye dönük yatırım olarak bize geri dönüş oluyor” ifadelerini kullandı. Ziraat Fakültesinde öğrenci ve aynı zamanda Samsun’daki bir okulda öğretmen olan Selçuk Yıldırım, “Bu tarım sevdası bu yaştan sonra bizi öğrenciliğe itti. Eğitimde en büyük sorunlardan bir tanesi eğitimin teoride kalması, pratiğe geçmemesidir. Fakültemizin çok geniş uygulama sahaları mevcut. Bu noktada fakültemiz gerçekten çok avantajlı. Bağcılıkta, kivide, kestanede uygulamalar yapıyoruz" açıklamasında bulundu. Öğrenciler kivi hasadının yanı sıra istasyonda yetiştirilen kestane, fındık, mantar gibi mahsullerin de hasatlarını yaparak uygulamalı olarak öğrenme fırsatı buluyor.