GÜNDEM - 12 Nisan 2025 Cumartesi 18:28

Tatvan’da kar yağışı etkili oluyor

A
A
A
Tatvan’da kar yağışı etkili oluyor

Bitlis’in Tatvan ilçesinde sabah saatlerinde başlayan kar yağışı, aralıklarla etkisini sürdürüyor.


Yüksek kesimlerde etkili olan yağış, kısa sürede bölgeyi beyaza bürüdü. Kar kalınlığının bazı noktalarda arttığı gözlemlenirken, şehir merkezinde de yağış günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladı.


Yetkililer muhtemel olumsuzluklara karşı dikkatli olunması konusunda uyarıda bulundu. Kar yağışının gün içinde ve akşam saatlerine kadar aralıklarla devam etmesi bekleniyor.



Tatvan’da kar yağışı etkili oluyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Jose Morais: "Arkadaşlarınızın başarılı olmasını istersiniz, olaya böyle bakmak gerekiyor" Bodrum FK Teknik Direktörü Jose Morais, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun Trendyol Süper Lig’de şampiyon olmasını istediğiyle ilgili söylediği sözlerine açıklık getirerek, "Her arkadaşınızın kazanmasını istersiniz. O lafı söylerken kimseyi incitmek istemedim. Sadece arkadaşım olduğu için kazanması yönünde temennide bulunmuştum" dedi. Trendyol Süper Lig’in 32. haftasında Bodrum FK deplasmanda mücadele ettiği Galatasaray’a 2-0’lık skorla kaybetti. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Bodrum FK Teknik Direktörü Jose Morais, "İyi hazırlandık. Maç beklediğimiz gibiydi, yoğun başladı. Buna rağmen oyuncularım efor sarf etti. İlk 20 dakika savunmada oyunu tutmayı başardığımızı düşünüyorum. Takımım oyunu kontrol etti diyebilirim. 29. dakikada duran toptan yediğimiz golle 1-0 geriye düştük. Bu da detayları gösteren bir durum. İlk golü yedikten sonra oyunumuzu devam ettirmeye çalıştık, ofansif olarak geçişler aradık. Galatasaray bu durumda uyanık kaldı, çok fazla geçişlere izin vermediler. Bir-iki pozisyon yakalayabilirdik. Galatasaray bu duruma izin vermedi. İkinci yarıda orta sahayı kalabalıklaştırmak istedik. Galatasaray’ın etkili geçişlerini durdurmaya çalışacaktık. Ofansif olarak takım etkili değildi. İkinci golü de duran top sonrası kalemizde gördük. Genel olarak sonucun Galatasaray adına adil olduğunu düşünüyorum. Galatasaray’ı tebrik ediyorum. Kendi oyuncularımı da tebrik ediyorum, iyi karakter gösterdi. 50 bin taraftarın önünde kolay değil. Diogo’nun çok fazla çalışması gerekti. Birçok fantastik kurtarışa imza attı. Bu da aslında maçın özeti gibiydi. Kelecimiz Diogo’yu özellikle tebrik ederim. Maçın adamı seçecek olsam muhtemelen Diogo olurdu" diye konuştu. "Arkadaşlarınızın başarılı olmasını istersiniz" Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile yakınlığından dolayı Galatasaray maçına daha farklı motivasyonla çıkacağı yönünde yapılan eleştirilerin hatırlatılması üzerine Morais, "Her maça aynı motivasyonla hazırlanıyorum. Benim için kimse karşı oynadığımızın önemi yok. Ben profesyonel bir hocayım. Her maça kazanmak için çıkıyorum. Bu bazen mümkün olmuyor. Fenerbahçe maçıyla ilgili o maçta ben Rüzgar ile oynamak zorunda kaldım, 18 yaşında, profesyonel maçı olmayan bir oyuncumuz. Oyucularıma güveniyorum. O maçtan bir maç önce as kalecimiz Diogo sarı kart gördüğünde hakeme gidip, sarı kart gösterin demedim. Pozisyon gereği sarı gördü. İkinci kalecimiz Gökhan o dönemde de sakattı, bugün hala forma giyemiyor. 3. kalecimiz Kerem, 3 gün önce antrenmanda omzundan sakatlandı. O nedenle 4. kalecimiz 18 yaşındaki kaleci Rüzgar, kariyerindeki ilk maçına Fenerbahçe karşısında çıktı. Bugün bile Ege’yi oynattım. Puskas forma giymedi, Okita oynadı. Görev verdiğim her oyuncuya güvendiğim için oynatıyorum. 2016 yılında da Türkiye’deydim, Antalyaspor’u çalıştırıyordum. O dönemde Wesley Sneijder, Galatasaray’da oynuyordu. Inter’de birlikte çalıştığım bir oyuncu. Galatasaray’ın, Avrupa maçlarını kazanması için dua ettim, tezahürat yaptım diyebilirim. Çünkü Sneijder, benim arkadaşım. Her arkadaşınızın kazanmasını istersiniz. O lafı söylerken kimseyi incitmek istemedim. Sadece arkadaşım olduğu için kazanması yönünde temennide bulunmuştum. Morata’yı uzun yıllardır tanıyorum. O kazandığı zaman da mutlu oluyorum. Bu olaya bu şekilde bakarsak daha iyi değerlendirilebilir diyebilirim. Burada oturan herkes kadar ben de dürüst olduğumu söyleyebilirim. Hiçbir soruya cevap vermekten kaçınmam. Gomis ile de Al-Hilal’de birlikte çalıştım. Orada şampiyonluk yaşadık. Sonrasında Galatasaray’da geldi, Galatasaray’ın kazanmasını istiyordum. Çok sevdiğim biri. Onun başarılı olması isterim. O lafı söylediğimde çok fazla bir anlam yükleyerek söylediğim bir şey değildi. Kimseyi provoke etmek istemem. Herkese saygı duyarım. Herkes saygıyı hak ediyor. Olayı bu tarz bir yere gelmesi beni üzdü. Örneğin Beşiktaş’ta birçok Portekizli futbolcu var. Beşiktaş’ın da maçlarını kazanmasını isterim. Çünkü tanıdığım, sevdiğim insanlar orada oynuyor. Arkadaşlarınızın başarılı olmasını istersiniz. Olaya böyle bakmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
İstanbul Türkiye başta olmak üzere 4 ülkede uyuşturucu madde ticareti örgütlerine eş zamanlı operasyon: 232 gözaltı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, uyuşturucu madde ticareti ve suç örgütüne üye olmak suçlarına ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde 4 ayrı uluslararası organize suç örgütüne yönelik Türkiye başta olmak üzere 4 ülkede eş zamanlı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 97 şüpheliden 89’u tutuklandı. 135 şüphelinin emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aklama Suçlar Soruşturma Bürosunca, uyuşturucu madde ticareti ve suç örgütüne üye olmak suçlarına ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde, yurt dışında firari konumda olduğu tespit edilen Naci Yılmaz, Abdullah Alp Üstün, Haluk Şahin Çoruh, Mehmet Ünal ile geçen yıl Eylül ayında bulunduğu cezaevinde ölen Urfi Çetinkaya liderliğinde faaliyet yürüten 4 ayrı uluslararası organize suç örgütüne İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı ile İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce operasyon düzenlendi. Örgütle irtibatlı 232 şüpheli gözaltına alındı Soruşturmaya ilişkin MASAK tarafından hazırlanan raporda, uyuşturucu madde ticaretinin suç gelirleriyle elde edildiği belirlenen 774 adet taşınmaz, 249 adet taşıt, 82 şirketteki ortaklık payları, 264 şüphelinin banka hesaplarına el konuldu. Öte yandan, Türkiye’de gerçekleştirilen operasyonda, suç örgütleriyle irtibatının bulunduğu tespit edilen 232 şüpheli gözaltına alındı. Ayrıca, EUROPOL koordinesinde yapılan operasyonlar neticesinde de Hollanda’da 7, Belçika’da 1 ve İspanya’da 1 şüpheli olmak üzere toplam 9 şüpheli yakalandı. Suç örgütüne Türkiye başta olmak üzere 4 ülkede operasyon Soruşturma kapsamında 15 Nisan günü başta Türkiye olmak üzere Hollanda, Belçika, Almanya ve İspanya’da eş zamanlı yapılan operasyonlarda, Balıkesir Bandırma’da bulunan bir tesise de operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonda, yaklaşık 14 bin uyuşturucu bitki ile 100 kilogram uyuşturucu madde, 17 adet tabanca, çeşitli mühimmat ele geçirildi. Hollanda’nın Rotterdam şehrinde yapılan aramada ise uyuşturucu madde yapımında kullanılan makineler, yüksek miktarda nakit TL ile döviz para, yüksek miktarda altın ve ziynet eşyası, çok sayıda çek, senet ve tapu belgeleri, çok sayıda dijital materyale el konuldu. Gözaltına alınan 97 şüpheliden 89’u tutuklandı Operasyonlar neticesinde gözaltına alınan şüphelilerden 97’si, emniyette işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 89’u tutuklanarak cezaevine gönderildi. 8 şüpheli ise ‘yurt dışı çıkış yasağı’ ve ‘imza’ şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Aynı soruşturma kapsamında düzenlenen bir başka operasyonda, 18 şüpheli daha adliyeye sevk edildi. Savcılıkta ifade işlemleri sonrası Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen şüpheliler de, yurt dışı çıkış yasağı’ tedbiri konularak serbest bırakıldı. Suç örgütüne yönelik yurt içi ve yurt dışında soruşturma çok yönlü olarak devam ediyor.
İstanbul Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Deklarasyonu yayımlandı Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Ortak Deklarasyonu’nda, İsrail parlamentosuna, uluslararası hukuk yükümlülükleriyle bağdaşmayan tüm yasa ve yasama girişimlerini geri çekmesi ve 15 Ocak tarihinde Gazze’de ilan edilen ateşkes anlaşmasının tüm aşamalarının uygulanmasını teminen derhal ve kalıcı bir ateşkes sağlanması çağrısı yapıldı. Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’nun İstanbul’da gerçekleştirilen ilk toplantısının ortak deklarasyonu yayımlandı. Deklarasyonda Bahreyn, Endonezya, Ürdün, Malezya, Pakistan, Filistin, Katar, Senegal, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal meclislerinin başkanları ve Cezayir, Azerbaycan, Mısır’ın ulusal meclislerinin başkanvekilleri olarak, söz konusu parlamentoların üyelerinin de katılımıyla, Filistin’deki siyasi ve insani durum ile güvenlik durumuna ilişkin görüşlerin dile getirilmesi ve Orta Doğu’da kalıcı barış, istikrar ve güvenliğin tesisi için yegane yol olarak görülen iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik güçlü taahhütlerinin bir kez daha ifade edilmesi için İstanbul’da bir araya gelindiği belirtildi. Parlamentolar arası ilişkilerin, temin ettiği diyalog kanalları sayesinde, diyalog ve diplomasinin geliştirilmesi ile şiddet döngüsünün kırılması noktasında önemli bir rol oynayabileceği inancının paylaşıldığı deklarasyonda, sivillere yönelik ağır ihlaller ve işlenen suçlar konusunda uluslararası ve ulusal adalet mekanizmaları nezdinde hesap sorulmasının önemine dikkat çekildi. Kendi kaderini tayin etme hakkı da dahil olmak üzere Filistin halkının meşru haklarını ve 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, özgür ve egemen bir Filistin Devleti’ne yönelik tam desteğin kararlılıkla teyit edildiği deklarasyonda, gösterdikleri mukavemet ve topraklarına sahip çıkma konusundaki özverileri için Filistin halkına duyulan saygı ve takdire yer verildi. Filistin’deki siyasi ve insani durum ile güvenlik durumunun iyileştirilmesinde parlamentoların üstlendiği benzersiz rol ile parlamenter diplomasinin sağlayacağı katkılara işaret edilen deklarasyonda, "Filistin halkının doğuştan gelen haklarını savunmak, korumak ve güvence altına almak amacıyla uygun kanallar ile siyasi etki oluşturmak üzere ‘Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’nun kurulmasına karar vermiş bulunuyoruz. İki devletli çözümün, iki bağımsız ve egemen devletin barış ve güvenlik içinde, bölgeyle bütünleşmiş biçimde yan yana yaşamasını sağlayacak güvenilir, sürdürülebilir ve geri döndürülemez biçimde uygulanmasını ve Filistin halkının devredilemez haklarını gerçekleştirecek adil ve kalıcı bir barışın tesisi için Filistinli mültecilerin uluslararası hukuk, ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi kararları ile Arap Barış Girişimi çerçevesinde geri dönüş hakkının temin edilmesini talep ediyoruz. Bölgedeki tüm ulus ve devletlerin güvenliği açısından tek uygulanabilir seçeneğin iki devletli çözüm olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, 16 Mayıs 2024 tarihli Manama Bildirisi de dahil olmak üzere iki devletli çözümü teşvik eden hükümetler arası ve parlamentolar arası girişimleri ve bildirileri desteklediğimizi ifade ediyoruz. Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu olarak, bu hayati konunun bölgesel ve uluslararası parlamenter asamblelerin çalışmalarına dahil edilmesi konusunda ortak kararlılık içinde hareket edeceğiz. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak Cezayir’in girişimleri de dahil olmak üzere, Filistin davasının uluslararası platformlarda savunulmasına yönelik olarak BM’de ve diğer uluslararası mecralarda hükümetlerimizin sarf ettiği gayretleri memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail parlamentosuna, Filistin halkının meşru haklarına saygı göstermesi, uluslararası hukuk yükümlülükleriyle bağdaşmayan tüm yasa ve yasama girişimlerini geri çekmesi ve insan hakları hukuku ile uluslararası insancıl hukuka aykırı tüm mevzuat çalışmalarına son vermesi yönünde güçlü bir çağrıda bulunuyoruz" ifadelerine yer verildi. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) bölgedeki istikrar sağlayıcı rolüne ilişkin desteğin yinelendiği belirtilen deklarasyonda, bu kuruluşun üstlendiği rolü azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin reddedildiği, UNRWA tarafından yürütülen faaliyetlerin siyasi ve insani bakımdan öncelik arz ettiği kaydedildi. Gazze’de ilan edilen ateşkes anlaşmasının yeniden başlatılması çağrısı Tüm devletlerin, UNRWA’ya yönelik siyasi, hukuki ve mali desteği arttırması daveti yapılan deklarasyonda, "İsrail’in işgalci güç sıfatıyla Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi’ndeki işgaline ve bu bölgelerdeki saldırılarına son vermesini; ilhak, yasa dışı yerleşimler, ev yıkımları, toprak gaspları ile Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria ve Gazze Şeridi üzerinde sözde egemenlik iddialarına yönelik tüm politika ve uygulamalarını derhal terk etmesini talep ediyoruz. İşgal altındaki Filistin topraklarının demografik yapısı, karakteri ve statüsünün değiştirilmesini, Filistin halkının bireysel ya da toplu olarak, kendi toprakları içinde ya da dışına zorla yerinden edilmesini ya da her türlü tehcir, sürgün ve sınır dışı edilmeyi hangi gerekçeyle olursa olsun kesin bir biçimde reddediyoruz. Bu tür girişimleri uluslararası hukukun ağır ihlali olarak görüyoruz. İsrail’in sivil halka yönelik askeri saldırılarını ve Gazze Şeridine yönelik insani yardımı engelleyen ablukasını en güçlü şekilde kınıyor, İsrail’in askeri operasyonlarını derhal sona erdirmesini, kuvvetlerini geri çekmesini ve insani yardımın Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerine herhangi bir engelle karşılaşmadan ulaştırılması için gereken adımları atmasını talep ediyoruz. Mısır Arap Cumhuriyeti, Katar Devleti ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ortak arabuluculuğuyla 15 Ocak tarihinde Gazze Şeridi’nde ilan edilen ateşkes anlaşmasının tüm aşamalarının uygulanmasını teminen derhal ve kalıcı bir ateşkes sağlanmasının ve müzakerelerin yeniden başlatılmasının acil bir gereklilik olduğunun altını çiziyoruz" ifadeleri yer aldı. BM’ye yaptırımlar da dahil olmak üzere ilave tedbirler uygulaması çağrısı Deklarasyonda, başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere, Birleşmiş Milletlere, bölgede barış ve güvenliği tesis etmekle ilgili sorumluluğunu derhal ve tam olarak yerine getirme ilgili tüm BM kararlarını eksiksiz uygulama ve ayrıca İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği ilhak, yerleşim faaliyetleri, ev yıkımları, toprak gaspları ve sivillere yönelik şiddet gibi yasa dışı faaliyetlerine karşı yaptırımlar da dahil olmak üzere ilave tedbirler uygulama çağrısında bulunuldu. Mısır tarafından sunulan, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından kabul edilen, Gazze Şeridi’nde toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarının ivedilikle hayata geçirilmesini öngören planın memnuniyetle karşılandığı belirten deklarasyonda, her türlü yerinden etme ve ilhak planlarına karşı durmak amacıyla uluslararası topluma vakit kaybetmeksizin söz konusu planı destekleme, benimseme ve planın uygulanmasına katkı sunma daveti yapıldı. Pakistan’ın Gazze Şeridi ve Lübnan’a yardım maksadıyla tesis ettiği destek fonu gibi, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için hükümetler tarafından hayata geçirilen girişimlerin takdirle karşılandığı ifade edilen deklarasyonda, Gazze’deki yetim çocuklara destek sağlanması ve özellikle dul kadınlar ile yetimler başta olmak üzere, uzuvlarını kaybeden yaralılara tıbbi yardım ve protez desteği temin edilmesi amacıyla, Birleşmiş Milletler iş birliğinde uluslararası bir fon kurulmasına yönelik çağrılara destek verildi. "Filistin halkı için adaletin sağlanması yönünde somut adımlar atma konusunda hükümetlerini teşvik etmelerini talep ediyoruz" Deklarasyonda, "Uluslararası toplumu Filistin halkına acil uluslararası koruma sağlamaya ve Filistin topraklarındaki insan haklarını korumak için uluslararası bir mekanizma geliştirmeye çağırıyoruz. Kudüs’ün çok dinli karakterine ve şehirdeki Müslüman ve Hristiyan kutsal mekanlarının hukuki ve tarihi statükosunun korunmasına verdiğimiz önemi vurguluyor ve bu bağlamda, Haşimi Vesayeti’nin üstlendiği rolü desteklediğimizi bir kez daha teyit ediyoruz. Uluslararası topluma işgal altındaki Filistin topraklarındaki tüm kültürel, tarihi ve dini varlıkların korunmasına yönelik gayretlerini yoğunlaştırma çağrısında bulunuyoruz. Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler ve bağlı organlarında tam üyeliğe kabul edilmesi hakkının desteklenmesi gerektiğini vurguluyor; Filistin Devleti’ni tanıyan ülkelerin tutumlarını takdirle karşılıyor ve henüz tanımamış olan devletleri bu yönde adım atmaya davet ediyoruz. Bu çerçevede, Arap Grubu adına Birleşik Arap Emirlikleri tarafından sunulan ve Mayıs 2024 yılında BM Genel Kurulu’nda kabul edilen, Filistin Devleti’ne tam üyelik önerisine yer veren kararı memnuniyetle karşılıyoruz. 5-9 Nisan tarihlerinde Özbekistan’ın Taşkent şehrinde gerçekleştirilen 150. Parlamentolar Arası Birlik (PAB) Genel Kurulu’nda kabul edilen ‘İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesinde Parlamentoların Rolü’ başlıklı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Dünya genelindeki parlamentolardan, Filistin halkı için adaletin sağlanması yönünde somut adımlar atma konusunda hükümetlerini teşvik etmelerini talep ediyoruz. İki devletli çözümü destekleyen parlamentolar ile uluslararası ve bölgesel parlamenter asambleleri, uygun görüldüğünde ev sahibi bir ülkede veya uluslararası konferanslar marjında toplanacak olan grubumuza katılmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Deklarasyonda, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’nun ilk toplantısına ev sahipliği yaptığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de teşekkür edildi.