SAĞLIK - 25 Eylül 2024 Çarşamba 09:31

Ayvalık’ta Engel Tanımayan Diş Hekimleri’nden ağız ve diş terapisi

A
A
A
Ayvalık’ta Engel Tanımayan Diş Hekimleri’nden ağız ve diş terapisi

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, bu yıl 32.’si düzenlenen Engelliler Şenliği çerçevesinde, Türk Kızılay’ı ile Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği’nin ortak yürüttüğü “Gülümse” projesi hayata geçirildi. Başlatılan proje dâhilinde, Ayvalık’ta 4 gün boyunca yüzlerce engelli ve ihtiyaç sahibine ağız ve diş sağlığı hizmeti sunuluyor.


Türk Kızılay, Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği ile imzaladığı protokolle engelli bireylere yönelik ağız ve diş sağlığı bilinçlendirme çalışmaları, muayene ve tedavi hizmetlerine ortak oldu. İş birliği çerçevesinde hayata geçirilen “Gülümse” isimli proje, Ayvalık’ta her yaştan yüzlerce engelli ihtiyaç sahibi gönüllü diş hekimlerinden ağız ve diş sağlığı hizmeti veriyor.


4 gün boyunca devam edecek diş sağlığı hizmeti kapsamında Türk Kızılay Balıkesir İl Başkanı Mustafa Burak Kelemençe, Ayvalık Şube Başkanı Mehmet Anıl Okyar, Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Sabah’ın katılımıyla Ayvalık Belediyesi Özel Çocuklar Eğitim Evi’nde gerçekleştiriliyor.


Başlattıkları proje ile ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği Başkanı Ertuğrul Sabah, 27-28 yıldan bu yana engellilere yönelik çalışmalar sürdürdüğünü kaydederek, “Türkiye’nin her yerinde bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dernek olarak çalıştığımız yerler; Milli Eğitim Bakanlığı’na ait ya da vakıfları engelli eğitim merkezleri ve benzeri alanlardır” dedi.


1976 yılında fakülteden mezun olduktan sonra eşiyle birlikte yurt dışına çıktığını anlatan Sabah, “Almanya’ya gittik. Çalıştığım kasabada, çocuk ve yetişkin psikiyatri hastanesi vardı. Onlarla birlikte çalışmaya başladım. Almanya’da okul diş hekimleri dışında devletin diş hekimi yoktur. Devlet tüm tedavi hizmetlerini serbest diş hekimlerinden alır. Bana göre de doğrusu budur. Dünya genelinde de uygulama aynıdır. Devlet tedavi hizmetlerinden elini çeker her ülkede. Ama Alman diş hekimleri için engelli çocuklarla çalışmak belki biraz zor oluyordu. Vakit ihtiyaçları vardı. ’Vakit, nakittir’ anlayışına döndükleri için, baktım ben bu çocukları tedavi edebiliyordum. Ben hızlı bir diş hekimiyim. Şefimle de anlaştım. ’Ben bu çocukların hepsini tedavi edeceğim’ dedim. Böyle başladım engelli çocuklara yönelik tedavilerime. 1983 yılında Almanya’daki üniversiteden mezun olduktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptım. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakülteme geri döndüm. Baktım üniversite bahçesinde atıl bir otobüs var. İçinde iki tane tedavi üniversitesi bulunuyordu. Otobüsü belediyenin imkânlarıyla aküsünü, lastiklerini, motorunu tamir ettirdik ve civar köylerle, engelli eğitim merkezlerine gitmeye başladık asistanlarımla birlikte. Baktım ki, bu iş yalnız olmuyor, 2001 yılında 14 arkadaşımla birlikte Ege Ağız ve Diş Sağlığı Derneği isminde bir dernek kurdum. Tedavi ünitelerimiz üçtü, dört oldu. Dörttü, beş oldu. Altı oldu. O zamandan beri Türkiye genelindeki tüm bu merkezleri dolaşıyor ve bu gönüllü tedavilerimizi sürdürüyoruz. Bu güne kadar 150 bin kilometre civarında yol katettik Türkiye genelinde. Ülke genelinde 250 bine yakın merkezde çalıştık. Bugüne kadar 150 bin çocuğumuzda gönüllü diş hekimi arkadaşlarımın emeği vardır. Ağız-Diş sağlığı muayenesi, diş fırçalama eğitimleri, acil diş hekimi tedavileri yani dolgu, çekim, kanal tedavileri gibi hizmetleri ücretsiz olarak veriyoruz. Engelli merkezleri ve diğer merkezlerde kurduğumuz modern bir diş hastanesiyle gönüllü olarak hizmet vermeye çalışıyoruz. Tabi Ayvalık bizim için çok özel bir yer. 27-28 yıldan bu yana Ayvalık’a gelip-gidiyoruz. Bence Ayvalık, Türkiye’de engelliler için en medeni ilçelerden birisidir. Çünkü düşünsenize 32 yıldır Ayvalık’ta bu engelliler şenliği düzenleniyor. Daha önce Türkiye’nin dört bir yanından 2 bin civarında engelli geliyordu bu şenliklere. Bu yıl bu sayı epey düştü. Şu anda yanılmıyorsam 400 kadar bir engelli sayısı mevcut bu şenliklerde. Bu sayı bu yıl biraz düştü ama olsun. Ayvalık sokaklarında bu engelli dostlarımız bir hafta süresince Ayvalık Belediyesi, Zihinsel Engelliler Federasyonu, Türkiye sakatlar Konfederasyonu’nun sağladığı her türlü imkândan faydalanarak gönüllerince tatil yapıyorlar. Biz de ağız ve diş sağlığı konusunda ihtiyacı olan engelli çocuklarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.



Belediye Başkanı Ergin memnun


Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin de, ilçede 32.’sini düzenledikleri Engelliler Şenliği programı çerçevesinde Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği’nin de kendilerine anlamlı bir destek verdiğini söyledi.


Şenliğe yurt genelinden gelen yaklaşık 200 engellinin ağız ve diş tedavilerinin gerçekleştirildiğini aktaran Başkan Ergin, “Bu projenin diğer paydaşı da, Türk Kızılay’ı dır. Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği ile Türk Kızılay’ının Ayvalık’ta başlattıkları bu proje Türkiye’nin dört bir yanında da sürdürülecektir. Böylesi önemli bir projenin Ayvalık’taki paydaşı olmaktan son derece büyük mutluluk duyuyoruz. İnşallah bu proje Türkiye genelindeki engelliler ve ihtiyaç sahiplerine en iyi hizmeti götürecek, o insanları da gülümsetecektir” diye konuştu.



Proje Hatay ve İzmir’de de sürdürülecek


Türk Kızılay’ı Ayvalık Şube Başkanı Mehmet Anıl Okyar ise, Ayvalık’ta bu yıl 32.’si düzenlenen engelliler şenliğinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen engellilerle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.


Engel tanımayan doktorlar ve Türk Kızılayı’nın iş birliğinde engellilerle ailelerinin ağız ve diş sağlığı proje hazırladıklarını aktaran Okyar, “Bu projeye Ayvalık’tan start veriyoruz. Buradan Hatay ve İzmir’e giderek aynı çalışmaya devam edeceğiz. Bu proje yıl boyunca sürecek. Bugün başlangıcını Ayvalık’tan yapıyoruz. Hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şenlik süresince Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği ve Ertuğrul Sabah hocamızla birlikte Türk Kızılay’ı olarak bu çalışmaları sürdüreceğiz” diye konuştu.



Ayvalık’ta Engel Tanımayan Diş Hekimleri’nden ağız ve diş terapisi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Meme kanserini yenen hemşire: "Erken teşhis hayat kurtarır" Kırıkkale’de, erken teşhis sayesinde meme kanserini yenmeyi başaran ve 16 yıl önce annesini aynı hastalıktan kaybeden hemşire İlknur Uslu, "Erken teşhis hayat kurtarır" diyerek tüm kadınları düzenli kanser taraması yaptırmaya davet etti. Kırıkkale İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı 70. Yıl Cumhuriyet Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan hemşire İlknur Uslu, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) ücretsiz yapılan sağlık taramasında meme kanseri olduğunu öğrendi. 44 yaşındaki Uslu, erken teşhis sayesinde tedaviye başlandıktan sonra hastalığı yenmeyi başardı. İki çocuk annesi Uslu, 16 yıl önce annesini meme kanseri nedeniyle kaybetmişti. İlknur Uslu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlığına erken teşhis sayesinde kavuştuğunu belirterek, tüm kadınlara kanser tarama testlerini yaptırmaları konusunda çağrıda bulundu. "Kitle operasyonla alındı ve koruyucu tedavi uygulandı" Kitlenin ameliyatla alındığını belirten Uslu, "Bundan 3 yıl önce KETEM’e başvurdum. Başvurduğum sırada herhangi bir şikayetim ya da rahatsızlığım yoktu. Burada çekilen mamografi sonucunda şüpheli bir kitle tespit edildi ve ileri bir merkeze sevk edildim. Yapılan detaylı incelemeler sonrasında meme kanseri tanısı konuldu. Ancak erken teşhis sayesinde kitle operasyonla alındı ve koruyucu tedavi uygulandı. Erken tanı sayesinde yapılan tedaviyle sağlığıma kavuştum" dedi. "Anneme 4. evrede tanı konuldu ve geç kalındığı için tedavi yanıt vermedi" 16 yıl önce annesini kanserden kaybettiğini belirten Uslu, erken teşhisin hayat kurtaracağını belirterek, "O dönemde anneme 4. evrede tanı konuldu ve geç kalındığı için tedavi yanıt vermedi. Keşke o zaman da KETEM birimleri bu kadar yaygın olsaydı. Annem de erken teşhisle belki kurtulabilirdi" diye konuştu. "KETEM’lerde 3 farklı kanser taraması yapılıyor" Sağlıklı Hayat Merkezi sorumlu hekimi Dr. Dilek Ener de kanserin ölüm nedenleri arasında üst sıralarda yer aldığını ve önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtti. Dr. Ener, kanserle mücadelede koruyucu sağlık hizmetlerinin ve sağlık merkezlerinin büyük rol oynadığını vurguladı. Sağlıklı Hayat Merkezi’nde sigara bıraktırma, sağlıklı beslenme, hareketli yaşam ve obezite gibi birimlerle, kansere neden olan risk faktörlerine karşı topluma hizmet sunduklarını ifade eden Dr. Ener, "Kanserde erken teşhis tedavi olanağını artırarak hayat kurtarır. KETEM’lerde 3 kanser taraması yapılmaktadır. Bunlar meme kanseri, rahim ağzı kanseri ve kalın bağırsak kanseridir. Bu kanserleri taramada kullanılan testler kolay uygulanabilir ve ücretsizdir" şeklinde konuştu. Ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğunu hatırlatarak tüm vatandaşları KETEM birimlerine kanser taraması yaptırmaya davet eden Dr. Ener, "Hemşire hanım aslında bizim toplumumuz için büyük bir örnek. Kendisi herhangi bir semptomu ya da şikayeti olmadan birimimize başvurmuş ve yapılan mamografi filminde şüpheli bir durum tespit edilmiştir. Bunun üzerine üst merkeze sevk edilmiştir. Yapılan ileri tetkiklerde meme kanseri teşhisi konulmuş, tedavisine de çok erken dönemde başlanmış ve sağlığına kavuşmuştur" ifadelerini kullandı. Bu tür vakaların erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini anlatan Dr. Ener, "Bu durum bizim için örnek teşkil etmektedir. Bunun gibi birçok hastamız ve danışanımız vardır. Erken tanı sayesinde kişilere erken dönemde tedavi başlanarak hızlı bir şekilde kitlenin vücuttan uzaklaştırılması sağlanmaktadır. Kanser hastalığını yenmek mümkün hale gelmektedir" dedi.
Bursa Çocukları kışa hazırlayın Bursa Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde görevli Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Soyer, çocukları hastalıklardan korumanın yolları ve kış mevsiminde güçlü bağışıklık sistemi için yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Çocukların okul başlangıç döneminde aile hekimi ya da çocuk hastalıkları hekimine muayene ettirilmesinin faydalı olacağını dile getiren Uzm. Dr. Soyer, “Hekim, uygun görürse vitamin ve mineral açısından taramaları gerçekleştirir. Genel bir muayene de yapmış olur. Kış mevsimine girmeden çocuğun günlük A vitamini, C vitamini, D vitamini ve demir takviyelerini dışardan beslenerek alıp almadığının kontrolünü mutlaka yapılmalıdır” dedi. Çocuklarda üst solunum ve alt solunum yolu enfeksiyon bulgularının en başta ateşle kendini gösterdiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Soyer, “İlkokul çağı çocuklarında; 3 günden daha fazla süren 38 derece ve üstü inatçı ateş, iştah kaybı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, halsizlik, ciddi eklem ağrıları durumlarında mutlaka aile hekimine ya da çocuk hekimlerine başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Ancak çocuğun neşesi yerinde, iştahı normal ve inatçı olmayan bir ateş söz konusu ise hekime başvurmadan evde takibi yapılabilir. Ateş ve iştah takibi, ailelere en fazla önerdiğimiz şey. Bunu yakın takip ettiğimiz sürece çocuğun neşesi yerinde, iştah ve sıvı alımında herhangi bir problem yoksa çocuklarımızı hekime getirmeden ve endişe etmeden takip edebiliriz” şeklinde konuştu. Öğretmenlere önemli rol düşüyor Çocukların bağışıklık sistemleri güçlü, hastalanmadan ve kışa hazır bir şekilde girebilmeleri için aileler kadar okuldaki öğretmenlere de önemli rol düştüğünün altını çizen Soyer, “Sınıfların her teneffüste mutlaka havalandırılması gerekmektedir. Uzun teneffüsler sonrasında öğretmenlerimiz, çocukların el hijyenine dikkat etmeli; özellikle yemekten ya da tuvaletten sonra çocukların ellerini yıkadıklarından emin olmalıdırlar. Ayrıca çocuklar sabah sınıfa geldiklerinde tok olup olmadıklarını sorgulamalarında da çok fayda var” diye konuştu. Spora teşvik edin Çocukların günlük A, C, D vitaminleri ile demir açısından kış mevsimine özel meyve ve sebzelerle beslenmesini çok önemsediklerini ifade eden Soyer, bunun yanı sıra uyku ve günlük sıvı alımına da özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Son olarak çocukların kış döneminde mutlaka spor yapması gerektiğini vurgulayan Soyer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çocuklarınızı açık havaya çıkarın. Yürüme, koşma, bisiklet sürme faaliyetleri gün ışıdığında ve açık havada çocuklarımız için bağışıklık sistemini güçlü tutmak açısından çok önemli unsurlar. Ailelerimizin sınav kaygısıyla çocuklarını spordan mahrum bırakma gibi durumları oluyor. bunu tavsiye etmiyoruz. Çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde kışı geçirmeleri için temiz havada spor yapmalarını kesinlikle öneriyoruz”