ASAYİŞ - 05 Nisan 2025 Cumartesi 19:14

Söke’de narkotik polisleri uyuşturucuya geçit vermedi

A
A
A
Söke’de narkotik polisleri uyuşturucuya geçit vermedi

Aydın’ın Söke ilçesinde narkotik polis ekipleri tarafından gerçekleştirilen operasyonda uyuşturucu madde satışı yaptığı tespit edilen 1 şüpheli gözaltına alınırken, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.



Söke Narkotik Suçlarla Mücadele Büro Amirliği tarafından uyuşturucu madde kullanımını ve ticaretini önlemeye yönelik yapılan çalışmalar aralıksız sürüyor. Edinilen bilgiye göre, gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında bir çok kişi uyuşturucu madde sattığı tespit edilen F.K. isimli şüpheli düzenlenen operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Şüpheli F.K. emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de İlmî ve Kültürel Hayat sempozyumu başladı Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen "İzmir’de İlmî ve Kültürel Hayat I (14-16. yy)" başlıklı sempozyum açılış konuşmaları ile başladı. Ege Üniversitesi Kültür ve Sanat Evinde yapılan sempozyumun açılışına; Bornova Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, Bornova Müftüsü Fethullah Yavuz, Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Osman Ferda Beytekin, Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alev Fatoş Parsa, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Emrah Dindi, Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Topal ile Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ödemiş, idari- akademik çalışanlar, konunun uzmanları ve öğrenciler katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, "Birgivi İlahiyat Fakültemizin hazırlamış olduğu İzmir’de İlmi ve Kültürel Hayat konulu sempozyuma hoş geldiniz, onur verdiniz. Hafızamızı güçlü, bilinçli ve sağlıklı tutmanın yolunun, tarihi ve tarihçileri göz önünde tutmaktan geçtiğini söylemek isterim. Çünkü kişiler kendini, konumunu ve kimliğini ve daha da ötesi dünyadaki yerini ancak tarih yardımıyla bilir. Geçmişe bakarak geleceğini görür ve kurar, aynı zamanda kendini bilmesine yardımcı olan bu durum sayesinde Rabbini de bilir. İşte bu bilmeye yardımcı olarak araçlardan biri olan "mekân" tanıma hakkında hazırlanan bir sempozyuma iştirak ederek ve tarihi bir bölge ve dönem hakkında İzmir ve 14-16. yüzyıllarını konuşarak hafızamı yenileyecek ve bilincimizi geliştireceğiz" dedi. "Sempozyum, bugünkü bazı tartışmalara da cevap olacak nitelikte" Tarihçilik açısından bu dönemleri ele almanın ve gelecek olan "İzmir Sempozyumu II" başlıklı toplantıların çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Ersan, "Çünkü bugünümüz orada saklı, şu anımızın kökleri orada. Bunların bilinmesi ve sonrasına etkisinin ortaya çıkarılması önemli bir faaliyettir. Bilgimiz ne kadar geniş ve zenginse, bakışımız da o kadar doğruya kayar. Bu yüzden çok çeşitli alanlardan müracaatla oluşan oturumların mümkün olduğunca takip edilmesi, hepimizin bilgi dağarcığını zenginleştirecek ve daha doğru düşünce ve senteze gitmemizi sağlayacak. Devletimizin konuşlandığı bu toprakların, bizim için vatan yapılmaya başlandığı ve bu yapılanmanın ne suretle ve nasıl bir çabayla ortaya konduğu dönemleri bazı açılardan ele alan bu sempozyum, bugünkü bazı tartışmalara da cevap olacak niteliktedir. Bunun en basit örneği, ‘vatan olma’ süreç ve serüveninin ilk başlangıcını görmektir. Yani ‘fetih’ olgusu, sadece kılıçla veya silahla değil, çok yönlü ve çok zahmetli bir süreçtir ki, sempozyum tebliğlerindeki birçok başlık da bunu ortaya koyacak niteliktedir" diye konuştu. Prof. Dr. Mehmet Ersan, "Akademik dünyadan beklenen, bu kurumları diğer kurumlardan ve eğitimle ilgilenen cemaatlerden ayıran en belirgin faaliyet, konferans, panel, çalıştay, atölye ve sempozyum çalışmaları yapmalarıdır. Bunlar, hem akademik ve ilmi birikimlerin paylaşıldığı ve hem de tartışmaya açılarak test etmeye ve gelişip yenileşmeye imkân veren faaliyetlerdir. Birgivi İlahiyat Fakültemiz, birkaç senedir, bir çoğuna katılamamakla birlikte haberdar olduğum çok sayıda mezkur tarzda programa imza attı. Başından bugüne kadar sempozyumun hazırlanmasında emeği geçenlere ve katılımınız için sizlere teşekkür eder, sempozyumun başarılı geçmişini temenni eder, hayırlara vesile olmasını dilerim" dedi. "İzmir’in tarihî ve kültürel mirasına ışık tutulacak" Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, "Bugün burada, İzmir’in tarihî ve kültürel mirasına ışık tutan önemli bir akademik etkinlikte bir araya gelmiş olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. ‘İzmir’de İlmî ve Kültürel Hayat I (14-16. yy)’ başlıklı bu sempozyumun hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Başta bizlere her zaman destek olan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak, Sayın Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Ersan hocamıza ve üniversitemizin değerli üst yönetimine şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca bu sürecin her aşamasında özveriyle çalışan fakültemizin kıymetli akademik ve idari personeli ve öğrencilerimize de teşekkürü bir borç biliyorum. Bu sempozyumun odağında yer alan 14. ile 16. yüzyıllar arası dönem, İzmir’in ilmî ve kültürel kimliğinin şekillendiği, pek çok değerli şahsiyetin ve ilim merkezinin ortaya çıktığı son derece önemli bir zaman dilimidir. Bu mirası anlamak, sadece geçmişi bilmek değil; geleceğe daha sağlam adımlarla yürümek demektir. Bu vesileyle özellikle genç akademisyen ve öğrencilere seslenmek istiyorum: Yorulmadan, yılmadan çalışın. Çünkü bilgiye duyulan ihtiyaç hiçbir zaman azalmayacak. Sizler bu mirası geleceğe taşıyacak nesillersiniz. Unutmayın ki bilim yolculuğu sabır, azim ve tutkuyla yürünür" diye konuştu.
Malatya MTSO Başkanı Sadıkoğlu: "Malatya afet bölgesi ilan edilmeli" Malatya’da etkili olan kar yağışı sonrası meydana gelen zirai dondan kayısının büyük zarar gördüğünü belirten Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, "Kayısıda meydana gelen zirai don, 6 Şubat sonrası ikinci bir afettir. Malatya’mız Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edilmeli, zarar tespitleri titiz bir şekilde yapılarak kapsamlı destekler sunulmalıdır" dedi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan dolu afetinden sonra Malatya kayısısını şimdi de don afeti vurdu. Cumartesi gecesi kent genelinde etkili kar yağışı ve hava sıcaklığının sıfırın altını düşmesi sonrası yaşanan zirai don kayısıda büyük zarara sebep oldu. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, meslek komiteleri ve ilçelerdeki üreticilerden aldıkları bilgiye göre, şehrin ana tarım ürünü ve ekonomik girdisi olan kayısının zirai dondan büyük oranda etkilendiğini söyledi. Şehrin tamamındaki kayısı bahçelerinde dün geceki kar yağışı sonrası zarar oluştuğunu ifade eden Sadıkoğlu, "Hasar tespit çalışmaları hızlı bir şekilde yapılmalıdır. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem afetinden donra şehrimiz için ikinci bir afet olmuştur. Şehrimizin ana gelir kaynağı olan, 50 binden fazla ailemizin geçimini doğrudan şehrimizin tamamını da dolaylı yoldan etkilen kayısıda don zararı için ciddi adımlar atılmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve bakanlarımızdan şehrimiz adına talep ediyoruz. Malatya ’Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edilmeli ve ivedi olarak destek paketleri açıklanmalıdır. Hala depremde aldığımız yarayı tedavi sürecindeyken, zirai dondan dolay yaşanacak ekonomik kayıpların insanlarımız üzerinde oluşturacağı psikolojik ve sosyolojik baskı bütün şehri olumsuz etkileyecektir. Zirai donun açtığı ekonomik yarayı saracak kalıcı adımlar atılmazsa, üreticimizle birlikte yüzlerce sektör aynı mağduriyeti yaşayacaktır. Üreticimiz başta olmak üzere, esnafımız, tüccarımız, ihracatçımız ile zirai ilaç, gübre, çadır, branda, makine ekipman ve nakliye başta olmak üzere kayısıyla ilgili tüm sektörler desteklenmeli, ilimiz ekonomisinin önü açılmalıdır. Tarım sigortası kapsamındaki hasar tespit süreçleri hızlandırılmalı ve çiftçilerimize ivedilikle destek sağlanmalı. Üreticilerimizin tarımsal kredi borçları faizsiz olarak ertelenmeli. Ayrıca, TARSİM sigortası yaptıramamış üreticilerimizi de kapsayacak destekler sunulmalı" şeklinde konuştu.
Malatya Malatya’da kayısı da don felaketi Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Başkanı Salih Karademir, Malatya’da etkili olan yoğun kar yağışı ve zirai don olayının ardından kayısı bahçelerinde büyük çaplı zarar oluştuğunu belirterek, Malatya’nın acilen afet bölgesi ilan edilmesi çağrısında bulundu. MAGİNDER Başkanı Salih Karademir, Yeşilyurt ilçesine bağlı Topsöğüt Mahallesi’ne giderek zirai dondan etkilenen kayısı bahçelerinde incelemelerde bulundu. Karademir, burada yaptığı açıklamada, "Dün gece itibarıyla Malatya’da ciddi yoğunlukta bir kar yağışı meydana geldi. Bugün sabah saatlerinde bahçeleri gezdik. Gördük ki kayısılarımız tamamen yanmış durumda. Malatya’mız çok büyük bir felaket yaşadı" dedi. Kayısının Malatya ekonomisi için vazgeçilmez bir ürün olduğunu vurgulayan Karademir, "Geçen hafta bazı ilçelerimizde dolu felaketi yaşanmıştı. Bu hafta da kar yağışı ve ardından gelen don olayıyla birlikte kayısı ciddi zarar aldı. Üretici perişan, çiftçi çaresiz durumda" ifadelerini kullandı. Çoğu üreticinin TARSİM sigortasının bulunmadığını belirten Karademir, devletin acilen Malatya’yı afet bölgesi ilan etmesi gerektiğini belirterek, "Yetkililerimizi Malatya’ya davet ediyoruz. Sahada inceleme yapmalarını, üreticinin durumunu yerinde görmelerini istiyoruz" diye konuştu. 6 Şubat’ta kar yağışı sonrası deprem felaketi yaşadıklarını belirten Karademir, "Bu felaketin bir benzerini dün gece yeniden yaşadık. Şu an kayısıların üzeri adeta beyaz bir kefen gibi örtülmüş durumda. Allah herkesin yardımcısı olsun. Tüm çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" şeklinde konuştu.