GÜNDEM - 19 Kasım 2024 Salı 10:25

Havalar soğudu, soba satışları başladı

A
A
A
Havalar soğudu, soba satışları başladı

Havaların soğumasıyla birlikte özellikle kırsal mahallerde yoğun olarak kullanılan sobalar kurulmaya başlanırken, soba satışlarında da hareketlilik yaşanıyor. Kış hazırlıklarını tamamlamak isteyen vatandaşlar sobacılara yönelirken ayrıca bir zamanlar odalarla birlikte aileyi de ısıtan odun veya kömür sobalarının nostaljisini yeniden yaşamak isteyenler de sobalara rağbet gösteriyor.



Şehirlerde her geçen gün ağı genişleyen doğalgaz başta olmak üzere modern ısınma sistemlerinin yaygınlaşması ile birlikte kullanım alanı giderek daralan sobalar, son yıllarda nostaljiyi yaşamak isteyenler tarafından da rağbet görmeye başladı. Bir zamanlar tek bir odada yanan soba sayesinde oluşan aile bütünlüğünü arayan vatandaşların, o nostaljiyi yeniden yaşamak için sobaya yöneldiğini ifade eden soba satıcısı Batuhan Büyüktarakçı, havaların soğumasıyla soba satışlarında hareketliliğin başladığını ve en çok şömine tipi sobalara ilginin olduğunu söyledi. Aynı zamanda kırsalda doğalgaz olmaması sebebiyle sıkça kullanılan sobaların yanı sıra fırınlı sobaların da hem ısınma hem de yemek ve börek pişirme gibi işlerde vatandaşların gözdesi olduğunu belirten Büyüktarakçı, şuan için satışların beklenen düzeyde olmadığını ama beklentilerinin yüksek olduğunu söyledi.



Dede mesleğini üçüncü kuşak olarak devam ettiren 29 yaşındaki Batuhan Büyüktarakçı, 8 yıldır sobacılık işini tek başına devam ettirdiğini ifade ederek, 1950 yılından bu yana aynı yerde soba satışı yaptıklarını söyledi. Soba satışlarının yavaştan başladığını, havaların iyice soğumasıyla artış yaşanacağını vurgulayan Büyüktarakçı; “Şimdi müşterilerimiz araştırmaya başladılar. Tabi bazıları alıyor. Yılbaşından önce zam gelmemesi adına biraz daha hızlı satışları bekliyoruz. Havanın soğumasıyla birlikte. Hareketler yavaş yavaş başladı. Biraz daha soğursa daha da hızlanacak. Şimdi biraz daha soğuk olmasını bekliyoruz. Artı doğalgazın gelmesi sebebiyle biraz yavaşlıyor işler ama beklentimiz yüksek” dedi.



“Her geçen sene biraz daha düşüyor”


Modern ısınma sistemlerinin yaygınlaşmasıyla soba satışlarında her geçen yıl düşüş yaşandığını sözlerine ekleyen Büyüktarakçı; “Satışlarda biraz daha düşüş var. Her geçen sene biraz daha düşüyor tabi. Yine de köylerden gelen alan oluyor. Bağ bahçe evleri pandemiden sonra arttığı için o müşterilerimiz de almak istiyor, nostalji yapmak istiyor. Doğalgaz olsa da tabii müşterilerimizin yaşadığı o nostalji sobalarda farklı oluyor. Onları arıyorlar. Onları arayanlar da gelip talep ediyor, veriyoruz. Şömine tipi sobalarımız var mesela. Onları biraz daha böyle bağ bahçe evi olanlar, şömine tarzını yansıtmak isteyenler tercih edebiliyorlar. Normal fırınlı sobaların fiyatları 4 bin 500 liradan başlayıp 12 bin liraya kadar gidiyor. Normal halk tipi dediğimiz sobalar da 2 bin 800 liradan başlıyor, 6 bin 500 liraya kadar devam ediyor. Şömine tipi sobalarımız da 10 bin liradan başlayıp 30 bin liraya kadar devam ediyor.



“Kaliteli soba uzun ömürlü olur”


Soba alırken dikkat edilmesi gerekenleri de açıklayan Büyüktarakçı; “Kovalı sobalarda dayanıklılık değişir sadece. Isıtma falan hepsi aynıdır. Yani bugün uygun fiyata aldığınız bir sobayı bir iki sene kullanırken düzgün, kaliteli, biraz daha pahalı soba aldığınızda daha uzun ömürlü kullanıyorsunuz. Isıtma manasında herhangi bir farklılıkları olmuyor ama dayanıklılık konusu değişiyor. Soba alırken dikkat edilmesi gerekenler ise sac kalınlıkları ve döküm kalitesi onlara dikkat edebilirsiniz” şeklinde konuştu.



“Eskiden sobanın etrafında toplanılırdı”


Eskiden ailenin tek bir odada yanan sobanın etrafında toplandığını ve muhabbet etme fırsatı bulduğunu hatırlatan Büyüktarakçı, aynı nostaljiyi yaşamak isteyenlerin sobaya rağbet gösterdiğini ifade ederek “Eskiden sobalar bir odada yanardı. Bütün aile onun etrafında toplanıp muhabbet sohbet ederdi. Diğer odalar soğuk olduğu için ailecek oturup sohbet muhabbet biraz daha hoş oluyordu. Şimdi insanlarımız onları yakalayamıyor. Bunu yapmak isteyenler de şömine tarzı soba tercih ediyor. Mesela bahçe evinde, kış bahçelerine bu sobayı koyup tekrardan o nostaljiyi yaşamak istiyorlar. O yüzden de tercih sebebi olabiliyor bazen. Teknoloji ne kadar gelişse de sobanın verdiği zevki vermiyor hiçbir şey” dedi.



Havalar soğudu, soba satışları başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İlk defa yapılan Oryantirik Yarışması’nda sporcular Erciyes’ten memnun Kayseri Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmetlerini sürdüren Erciyes Kayak Merkezi ve Yüksek İrtifa Kamp Merkezi, birbirinden farklı etkinliklere imza atarken, spor aktivitelerine de ev sahipliği yapıyor. Bu kapsamda Kayseri’de gerçekleştirilen ve Erciyes’in ilk defa ev sahipliği yaptığı oryantirik yarışmasında sporcular, Erciyes bölgesinde yarışma fırsatı yakalayarak sağlanan imkânlardan memnun kaldıklarını belirtti. Erciyes Kayak Merkezi ve Yüksek İrtifa Kamp Merkezi, bulunduğu bölgenin imkânlarını sporculara yansıtmayı sürdürürken, sporun hemen her türüne de ev sahipliği yapıyor. Kayak, futbol, tenis, beyzbol, ragbi, voleybol, bisiklet ve oryantirik gibi birbirinden farklı alanlarda sporculara fırsatlar sunan tesisler, Büyükşehir Belediyesi idaresinde sporculara hizmet veriyor. Bu kapsamda düzenlenen ulusal ve uluslararası düzeyde yoğun ilgi gören oryantirik yarışmasının ilk günü, Gesi bölgesinde, ikinci günü ise Erciyes Lifos Yaylası’ndaki Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yarışmalara Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Avusturya, Rusya, Polonya, Azerbaycan, Kore ve Tayvan gibi ülkelerden, ayrıca Türkiye’nin 14 farklı şehrinden toplam 500 sporcu katıldı. Organizasyon, Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Spor A.Ş. ve Kayseri Oryantiring İl Temsilciliği’nin iş birliğiyle, Kayseri Erciyes A.Ş.’nin destekleriyle düzenlendi. Erciyes etabında gerçekleşen müsabakaların startını Kayseri Erciyes A.Ş. Genel Müdürü Zafer Akşehirlioğlu verdi. Kadın ve erkek sporcuların 28 farklı yaş kategoride yarıştığı organizasyonda, katılımcılar harita ve pusula yardımıyla hedef noktalarını bulmak için kıyasıya mücadele etti. Erciyes, bu etkinlikle yalnızca kayak ve kış sporlarıyla değil, doğa sporlarıyla da dikkat çekti. Sporcular, Kayseri’nin eşsiz doğal güzellikleri arasında yön bulma, strateji geliştirme ve fiziksel dayanıklılıklarını test etme fırsatı yakaladı. Kayseri Oryantiring Günleri, sporseverlere unutulmaz bir deneyim sunarken, Erciyes’in doğa sporları için de ideal bir destinasyon olduğunu bir kez daha kanıtladı. Organizasyon Kayseri’nin tarih kokan ilçesi İncesu’da tamamlandı. Dereceye giren yarışmacılar ödüllerini aldı. Türkiye Oryantiring Federasyonu faaliyet programında yer alan ve Erciyes’in ilk defa ev sahipliği yaptığı Kayseri Oryantiring Günleri kapsamındaki yarışmada konuşan Erciyes Kayseri Oryantirik İl Temsilcisi Erkan Öcal, Oryantirik Günleri kapsamında Kayseri’de 3 gün oryantirik yarışmaları düzenlendiğini ifade ederek, Erciyes Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Öcal şehir dışından gelen yaklaşık 500 sporcu ve 44 kulüp ile oryantirik yarışmasını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Yabancı sporcularımız da var, 15 sporcumuz var 3 ülkeden. Geçen sene Kayseri’de ilkini yapmıştık, bu sene ikincisini düzenliyoruz. Daha fazla katılım var. Çok büyük rağbet var. Buradaki yapılan tesislerin önemini, bu tesislerin çok amaçlı olarak kullanılmasının önemini bizlere anlattılar, onlardan dinledik. Gelen sporcular ülke içerisinde birçok yarışmaya katılıyor ama buradaki yarışmanın, organizasyonun güzelliğinden, tarihin güzelliğinden bizlere kısaca bahsettiler ve burayı sevdiklerini söylediler” diye konuştu. Jandarma Gücü Spor Kulübü sporcusu Şahin Demir ise ilk defa Kayseri Erciyes’e geldiğini dile getirerek yarışma ve hizmetlerden keyif aldığını kaydetti. Sporculardan Ahu Yetiş de Erciyes’teki tesisleri ‘gelişmiş’ olarak niteleyerek etkinliğin ve organizasyonu çok güzel olduğunu paylaşarak memnuniyetini dile getirdi.
Sivas Uzman takibi prematüre bebeklerin hayatını kurtarıyor Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Uçar, prematüre bebeklerin düzenli olarak çocuk doktorları tarafından kontrol edilmesinin gerektiğini söyledi. 37. gebelik haftasını tamamlamadan önce doğan bebekler için prematüre bebek denilmektedir. Her yıl yaklaşık 150 bin bebek prematüre olarak doğarken, bu bebeklerin bakımının uzman kişiler tarafından yapılması hayat kurtarıyor. Bebekler için en sağlıklı zamanında doğum olduğunu ifade eden Medicana Sivas Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Uçar, “Prematüre bebekler fiziksel ve asabi gelişimlerini tamamlamadan doğduklarından, riskli ve hassas bebeklerdir. Bu nedenle zamanında doğmuş bir bebeğe göre dış dünyaya uyum sağlamaları daha zordur. Prematüre bebek bakımında uzman doktor ve özel eğitim almış hemşireler, multidisipliner bir yaklaşım ile ihtiyaç duydukları her türlü hayati desteği, gelişen tıp bilimi ve bilgi birikimi dahilinde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sunmaya çalışır. Dünyaya gelmek için sabırsızlanan prematüre minikler de normal gelişim süreci geçirebilecek, üretken ve sağlıklı bir yaşam kapasitesine sahipler ancak bu kapasiteyi kendi başlarına harekete geçirme noktasında bazı sorunlarla karşılaşabiliyorlar” dedi. “Normale yakın bir hayat sürmesi sağlanabilir” Prematüre bebeklerin en büyük sorunlarından birinin solunum problemi olduğunu söyleyen Dr. Uçar, “Akciğer dokuları henüz tam olgunlaşmadığından, doğumun mutlaka teknik donanımı yüksek hastanelerde yaptırılması gerekmektedir. Anne karnındayken açık olan, kalp odacıkları arasında geçişi sağlayan ve doğumla beraber kapanması gereken kalp delikleri, prematüre bebeklerde açık kalabilmekte ve erken müdahale edilmezse kalp kasının kasılma fonksiyonları bozulabilmektedir. Beyin kan damarları daha ince ve hassas olduğundan, nörolojik açıdan da birtakım sorunlarla karşılaşabilmekteyiz. Belirtilerin erken tanınması durumunda yapılacak müdahaleler ile bebeğin daha normale yakın bir hayat sürmesi sağlanabilir. Besin ihtiyacını anne karnında annesinden sağlayan bebekler, mide-bağırsak gelişimleri tam olgunlaşmadan erken doğduklarında bir takım sindirim sorunları yaşayabilmektedir. Başlangıçta büyümeleri için gereken enerji damardan verilen protein, yağ, seker, vitamin ve mineralleri içeren sıvılarla karşılanır. Beslenmeye başladıklarında da öncelikle anne sütü tercih edilmelidir. Prematüre bebeklerin gözleri yeterince damarlanmamış retina tabakasına bağlı olarak göz içinde retina damar ve sinir tabakasında meydana gelen olumsuzluklar sebebiyle görme yeteneğini tamamen yitirebilmekteler. Bu tabloya prematüritenin yol açtığı retinopati yani ROP denilmektedir. Bu durum ciddi olduğunda tedavi uygulanmazsa görme kayıpları ve körlük gelişebilir. Periyodik göz muayenelerini takip etmek çok önemlidir” dedi. “Çocuk doktorları tarafından izlenmesi şarttır” Prematüre bebeklerin ideal olarak kendileri için özel hazırlanmış büyüme eğrileri ile takip edildiğini belirten Dr. Uçar “Hazırlanan bu eğriler üzerinden büyüme takipleri sağlık profesyonellerince yapıldığında en güvenilir yöntemdir. Eğriler üzerinden beklenen büyümenin olup-olmadığı, herhangi bir müdahale gerekip gerekmediği planlanır. Bu nedenle prematüre bebeklerin büyüme ve gelişmesinin düzenli aralıklarla çocuk doktorları tarafından izlenmesi şarttır. Prematüre bebek konusunda uzmanlaşmış hekim ve sağlık çalışanlarının amacı, erken doğan tüm bebeklerin en az zarar ile hayata tutunabilmelerini sağlamak ve ileriki yaşamlarında fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı birer birey olarak topluma kazandırabilmektir. Bu nedenle prematüre bebeklerin takiplerinin, prematüreliğin getirdiği fizyopatolojik ve psikososyal riskleri bilen bir ekip tarafından, bebek merkezli ve aile iş birliği yaklaşımı ile yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
İstanbul İmamoğlu’na tepki için bal mumu köpek balığını tiner döküp yaktı İstanbul Beylikdüzü’nde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilçe belediye başkanıyken kullanımı için söz verdiği Türkiye Deniz Canlıları Müzesi alanı 3 yıl önce Yaşam Vadisine katılarak çay bahçesine dönüştürülmüştü. Belediye ekipleri bu kez ise metrekare değeri 200 bin liradan başlayan aynı tesise ait otopark alanının değerini bin 500 liradan göstererek yıktı. İtiraz mahkemesinin sürecinin devam etmesine rağmen yıkımın gerçekleşmesine tepki gösteren Balıkçı Kenan Balcı, müzedeki mumyalanmış köpek balığına tiner dökerek yakarak yardım istedi. İddiaya göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde, Beylikdüzü’nde bulunan Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Balıkçı Kenan Tesisleri’ne ait olan parseli yol olarak alma karşılığında, tesis sahibi Kenan Balcı’ya ücretsiz olarak hizmet verdiği mumyalanmış balık müzesi için tahsis ettiği alanı geri alıp başkasına çay bahçesi olarak vermesiyle başlayan süreç devam ediyor. Tesise ait olan otopark alanının metrekare fiyatı 200 bin lira yerine bin 500 liraya kamusallaştırmak için açılan davanın üst mahkeme sonucu beklenmeden alan geçtiğimiz hafta belediye ekiplerince yıkıldı. Duruma tepki gösteren ve yıllardır mücadele ettiğine işaret eden Balcı, işletmesinin girişine bugün, İmamoğlu’na tepki gösteren afişler astı. Balcı, müzesinde bulunan köpek balığı mumyasına da tiner dökerek yaktı. “İsteklerini yerine getirmedik diye bize zulüm üstüne zulüm yapıyor” Duruma ilişkin konuşan Balcı, arazisinin daha önce yüzde 50’sini yol için verdiğini ifade ederek, “Bu kalan yüzde 50’sinin de 10 sene önce Ekrem İmamoğlu’nun isteği ile Anadolu Caddesi’nin bir şeridini halkımızın emrine ücretsiz olarak vermişiz. Ekrem İmamoğlu o dönemde dedi ki, ‘Kenan abi sen zarar görmeyeceksin. Sana buradan yolu alıyoruz ama değişik yerden yer vereceğiz’. Bizde lafına inanarak bunu verdik. Sonradan kötü istekleri oldu yanlış istekleri oldu. O isteklerini yerine getirmedik diye bize zulüm üstüne zulüm yapıyor. Anadolu Caddesi Beylikdüzü’nün kalbinde. Burasının metrekaresi 200 bin lira ile 300 bin lira arasındadır. Bilirkişilere müdürlere baskı yaparak yalnız bin 500 liraya kamulaştırıyorum diyor. Ona da tamam diyoruz. Olay üst mahkemede mahkeme devam ederken geldi otoparkımızı perişan hale getirdi yıktırdı” dedi. “İmamoğlu bir esnafla uğraşacağına İstanbul’un sorunlarıyla uğraşsın” ‘Yol geçecek’ denilen alanın büyüklüğünün 800 metre kare olduğunu söyleyen Balcı, “Bizden kamusallaştırıyorsun ama yine 20 tane daha parsel var. O parsellerin tamamını da bin 500 liraya kamusallaştıracaksın ki 24 metrelik yol açılabilsin. O 20 tane dediğimiz arazilerden birisi milletvekilininmiş birisi diğerinin tanıdığıymış kimsenin arsasını istimlak etmeden bize kasıtlı olarak vurdukça vuruyor. Ayrıca 2021 yılında tapulu olan müzemizi de yıktı. Bir bölümü de kiralıktı. Yanlış belgelerle haksız belgelerle yerimizi yıktı. Orada 700 metre tapulu yerimiz var o tapulu yerimizi bir milletvekiline çay bahçesi yapmak için peşkeş çekmiştir. Ekrem İmamoğlu devletin malına çöküyor. Şimdi bizim gibi esnaf malına da çökmeye devam ediyor. Hiçbir eksiğimiz yok bize etmedikleri zulüm kalmadı. Beni defalarca mahkemeye verdi hapse attırmak için. Hakimimiz savcımız belgeleri görünce davaları reddetti. İmamoğlu bir esnafla uğraşacağına İstanbul’un sorunlarıyla uğraşsın” diye konuştu.