GÜNDEM - 24 Eylül 2024 Salı 13:00

Bozdoğan’da fırınlar denetlendi

A
A
A
Bozdoğan’da fırınlar denetlendi

Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde Zabıta Müdürlüğü ekipleri ilçe genelinde fırınlarda kapsamlı denetimler gerçekleştirdi.



Denetimlerde, ekmek ve unlu mamullerin sağlıklı ve hijyenik şartlarda üretildiğini temin etmek amacıyla işletmelerin temizlik standartları, çalışanların kişisel hijyen kurallarına uyumu ve ürünlerin saklama şartları incelendi. Aynı zamanda, satışa sunulan ürünlerin gramaj denetimleri yapılarak, belirlenen standartlara uygunluğu kontrol edildi. Ekipler, halk sağlığını koruma sorumluluğunun bilinciyle vatandaşların güvenle tüketebileceği hijyenik ve sağlıklı ürünlerin üretilmesi için denetim çalışmalarının devam edeceğini belirtti.



Bozdoğan’da fırınlar denetlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazi’de balık sezonunun bereketi yaşanıyor Sultangazi Belediyesi, balık sezonunun başlamasıyla birlikte ilçede balık dağıtımına başladı. Bu yıl ilk balık dağıtımı Malkoçoğlu Mahallesi’nde bulunan Abdurrahim Karakoç Kültür Merkezi önünde gerçekleşti. Balıkçıların "Vira bismillah" diyerek tuttukları balıklar tezgahlarda yerini alırken, Sultangazi Belediyesi de vatandaşlara balık dağıtımına başladı. Bu yılın ilk balık dağıtımı ise Malkoçoğlu Mahallesi’nde bulunan Abdurrahim Karakoç Kültür Merkezi önünde gerçekleştirildi. Sultangazi Belediyesi ekiplerince gerçekleştirilen balık dağıtımı, vatandaşlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. “Vatandaşlarımıza taze balık dağıtımına başladık” Her yıl olduğu gibi bu yıl da tonlarca balığı vatandaşlara dağıttıklarını belirten Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Yeni balık sezonu bolluk ve bereketle başladı. Biz de balık sezonunun açılmasıyla birlikte vatandaşlarımıza taze balık dağıtımına başladık. Ekiplerimiz, 15 mahallemizde de vatandaşlarımıza taze balık dağıtımı gerçekleştirecek. Amacımız sosyal belediyecilik anlayışıyla tüm komşularımıza ulaşmak. Çünkü biz, mutluluğun paylaştıkça çoğaldığına inanıyoruz. Komşularımızla balık sezonunun bolluk ve bereketini paylaşmak bizleri de mutlu ediyor. İnşallah bu yıl da yine tonlarca balığı komşularımıza dağıtacağız” diye konuştu.
Samsun Motokuryenin ölümüne sebep olan 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücünün yargılanmasına başlandı Samsun’da 23 yaşındaki motokuryenin ölümüne sebep olan 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücünün yargılanmasına başlandı. Samsun’un Atakum ilçesi Kamalı Mahallesi’nde 20 Nisan Cumartesi günü gece saatlerinde meydana gelen kazada, 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü M.B. idaresindeki 55 AAH 229 plakalı otomobil, kuryelik yapan Sefa Şerif Efe’nin kullandığı motosiklete çarpmış, ağır yaralanan kurye kaldırıldığı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti. Kaza sonrası gözaltına alınarak Samsun Adliyesine sevk edilen ehliyetsiz sürücüye ev hapsi verilmişti. Ehliyetsiz sürücü M.B. hakkında Samsun 2. Çocuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Bugün görülen davanın ilk duruşması için Samsun Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Aydın Artan ve dernek üyeleri adliyeye gelerek meslektaşlarının acılı ailesine destek verdi. Davanın ilk duruşmasında Sefa Şerif Efe’nin babası Ömer Efe, annesi Songül Maraşlı Efe ile avukatları Arslan Bolat duruşmada hazır bulunurken, M.B. ise duruşmaya mazeret bildirip katılmadı. Baba Ömer Efe ile anne Songül Maraşlı Efe, "23 yaşındaki oğlumu, ehliyetsiz bir sürücünün sorumsuz davranışlarından dolayı kaybettim. 5 aydır derin üzüntü içindeyim. En üst halden cezalandırılmasını istiyorum" dediler. Mağdur vekili Av. Arslan Bolat, "Sefa Şerif Efe, kuryelik yaparak geçimini sağlamaktaydı. Olay günü ehliyetsiz ve trafik kurallarını ihlal ederek bir kazaya sebebiyet veren sorumsuz bir vatandaşın kurbanı olmuştur. Dosyadaki kaza tespit tutanağı incelendiğinde olayın vahameti ortaya çıkacaktır. Biz sanığın eyleminin bilinçli taksire girdiğini düşünüyoruz. Bilinçli taksir hükümlerinin uygulanarak cezalandırılmasını talep ediyoruz. Şikayetçiyiz" diye konuştu. Duruşmaya zorla getirilmesi Mahkeme, ehliyetsiz araç sürücüsü M.B.’nin duruşmaya zorla getirilmesine ve bilirkişiden trafik kusur raporu alınmasına karar vererek duruşmayı 24 Aralık’a erteledi. Duruşma çıkışı açıklama yapan Avukat Arslan Bolat, "Bu dosya bir kurye arkadaşımızın vefatıyla ilgili değil, tüm kurye arkadaşların can güvenliğiyle alakalıydı. Her ne kadar savcılık taksirle yaralanma, yani kişinin istemeden yaralanmasına sebep vermeyi düşünmüş ise de, mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede kişinin bilinçli taksirle olabileceği, yani bu kişinin sonucu göre göre yaptığı ihtimali binaen savunmaların alınmasına karar verdi. Bu da bizim için çok önemli bir şey. Burada var olan kurye arkadaşlar ekmeğini yollarda kazanıyor ve diğer sürücüler tarafından görünür olmaları gerekiyor. Bu dava sadece Sefa Efe’nin ailesi tarafından değil, tüm kuryeler tarafından dikkatle takip edilip izlenebiliyor" şeklinde konuştu. Anne Songül Maraşlı Efe, "Duruşmamız 3 ay sonraya ertelendi. Tek dileğimiz başka canlar yanmasın. Hakime hanıma da özellikle bunu söyledim. Tutuklama olsun, cezasını alsın, başka canlar yanmasın. İnşallah adalet yerini bulur, cezasını çeker" diye konuştu. Samsun Motosikletli Kuryeler Derneği adına açıklama yapan Cem Burak Karagülle de "Sefa Şerif Efe kardeşimizin ilk celse davasını gördük. Karşı taraf mahkemeye katılmadı. Önümüzdeki mahkeme 3 ay sonraya ertelendi. Bu durumun yetkililer tarafından güzelce değerlendirilip en ağır ceza verilmesini bekliyoruz. Acımız büyük. Çok konuşmak istemiyoruz. Gün geçtikçe acınız tazeleniyor. Adalete güveniyoruz" ifadelerini kullandı.
Kayseri Havalimanı Terminal Binası’nın Yolcu Salonu açıldı Kayseri Havalimanı Yeni Terminal Binası’nda, Türk Hava Yolları İç Hatlar Özel Yolcu Salonu’nun (CIP) açılışı yapıldı. Yapımı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DHMİ Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Kayseri Havalimanı Yeni Terminal Binası hizmet verirken, havalimanı içerisinde yeni ve modern salonlar da yolculara hizmet vermeye başlıyor. Kayseri Havalimanı Yeni Terminal Binası ve Apron Yapım Projesi’nin hayata geçirilmesinin ardından, Türk Hava Yolları toplam 600 metre kare alan içerisinde 100 yolcu kapasiteli yeni CIP salonu ile yolcularına daha hızlı ve konforlu bir seyahat deneyimi sunmayı hedefliyor. Bu çerçevedea, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Türk Hava Yolları İç Hatlar Özel Yolcu Salonu’nun (CIP) açılışını gerçekleştirdi. Başkan Büyükkılıç, açılışta yaptığı konuşmada; "Kayseri’miz gelişiyor, güzelleşiyor. Bu arada havaalanı terminal binamız hayırlı uğurlu olsun diye paylaşırken, aynı zamanda zaman içerisinde bazı ihtiyaçlara da karşılık veriliyor” dedi. Bu hizmetlerin yolculara hitap ettiğini ifade eden Büyükkılıç, “Bunlardan birisi de malum havaalanı yolcularının hep arzu ettiği ve bir bakıma da arayış içerisinde olduğu CIP hizmetleri. Bu hizmetlerin burada, bu binanın ruhuna uygun şekilde hayata geçiriliyor olması bizleri sevindirdi. İnşallah daha güzel hizmetlerle buluşmak ümit ve temennisiyle hayırlı uğurlu olsun” diyerek açılış kurdelesini kesti. Açılışın ardından salonu gezerek, personele çalışmalarında kolaylıklar dileyen Başkan Büyükkılıç, havalimanından yolculuk yapacak olan misafirlere daha kaliteli ve konforlu hizmet sunacak olan bu özel salonun kente ve yolculara hayırlı olmasını dileyerek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Sakarya Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Niye rahatsız oluyorsunuz?" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Müfredatın içerisine adalet, hak, hukuk, millet, vatanseverlik, merhamet gibi kavramları yerleştirdik. Şimdi bize karşı çıkıyorlar. Bende soruyorum. İnsanlar vatanseverlik kavramını çocuklara kazandırılmasından niye rahatsız oluyorlar? Merhamet, hak, hukuk, toplumsal değerlerimizin, milli ve manevi değerlerin çocuklara kazandırılmasından niye rahatsız oluyorsunuz diye açık açık soruyorum" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Adapazarı ilçesinde düzenlenen "Türkiye Buluşmaları Programı"nın basın toplantısına katıldı. Bakan Tekin, programda yaptığı açıklamada, Türkiye’nin geçmiş yıllarda uzun bir süre halktan kopuk ve halkın problemlerinden bihaber olan siyaset mekanizmasının sıkıntılarını yaşadığını söyledi. Bakan Tekin, "Adalet ve Kalkınma Partisini farklılaştıran şey, bu demokrasi tecrübesindeki geleneği kırmış olmasıydı. Bizzat sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı sürecinden başlayan girilmeyen ev, girilmeyen iş yeri bırakmadan çalışması Türk demokrasi tarihinde benim açımdan bir kırılma noktasıdır. Adalet ve Kalkınma Partisini farklılaştıran şey de, toplumla entegreli bir biçimde politika yürütmesi ve ürettiği bu politikaları kararlı bir biçimde hayata geçirmesi" dedi. Türkiye Buluşmaları’nın AK Parti’nin kendi içinde oluşturduğu geleneğin yeni bir versiyonu olduğunu ifade eden Tekin, "Yeni politikalar üretilmesi açısından, yeni yasama sürecinin kurgulanması açısından, sahadan alınan veriler bugün Sakarya’da yapacağımız, Türkiye’nin tamamında organize edilen bir anlamda çok kapsamlı saha araştırması neticesinde ortaya çıkacak iyi bir organizasyon" diye konuştu. "Sakarya’nın 20 yıl içerisinde toplam aldığı yatırım miktarı 200 milyar liraya yakın" 1923-2002 yılları arasında yapılan yatırımların günümüzde ikiye katlandığını kaydeden Bakan Yusuf Tekin, "Ben kendi alanımla ilgili söyleyeyim. Öğretmen, derslik, okul sayıları iki katından daha fazla artmış durumda. Aynı durumu sağlık politikalarında, ulaşım politikalarında söyleyebilirsiniz. Her noktada Adalet ve Kalkınma Partisi toplumun problemlerini çözebilecek, çağdan dünyayla entegre olabilecek politikalar üretti. Sakarya’nın 20 yıl içerisinde toplam aldığı yatırım miktarı 200 milyar liraya yakın. Bunun içerisinde yüzde 20’ye yakını eğitim yatırımlarını oluşturuyor. Bir o kadar da sağlık yatırımları var. Bunları zaten sahaya çıktığınızda da rahatlıkla görebiliyorsunuz ama ben bir hususun altını çizmek istiyorum. Bunu çok unutuyoruz, ihmal ediyoruz" şeklinde konuştu. "1995 seçimlerini hiç hatırlamak bile istemiyoruz" Bakan Tekin, konuşmasına şöyle devam etti: "Adalet ve Kalkınma Partisi tüm bunları yaparken aynı zamanda da Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından çok ciddi mesafeler kat etti. 2002 öncesinde nasıl bir Türkiye’ydik şöyle bir hatırlayalım. AK Parti’nin bu anlamda yaptığı şeyleri biraz daha iyi anlamak açısından bunları söyleyeyim. Bunları da çok unutuyoruz. 1990 yılından itibaren sadece size birkaç tane kaotik durumdan bahsedeyim. Mesela 1990 yılında aynı yıl içerisinde Muammer Aksoy, Turan Dursun, Çetin Emeç, Hiram Abas, Bahriye Üçok öldürüldü. 1991 yıl içerisinde Emekli Korgeneral Memduh Ünlütürk, HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın, Eski MİT Müsteşarı Adnan Ersöz’ün öldürülmesi, 1992’de Emekli Oramiral Kemal Kayacan, 1993 yılında; Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis, Elazığ-Bingöl Karayolunda yaşanan 33 erimizin 7 sivil ile beraber şehit edildiği olaylar, 2 Temmuz’da Sivas’ta yaşananlar, 6 Temmuz’da Başbağlar’da yaşananlar bunlar 2000 yılı öncesinde Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlardı. Yine aynı şekilde 1995 seçimleri öncesinde İstanbul’da gazi olaylarını hatırlamak lazım. Mesela 1995 seçimleri öncesinde anayasa mahkemesinin, seçim barajlarıyla ilgili açılan davada hiç yetkisi olmadığı halde iptal kararı vermesi, TBMM’nin iptal etmesi... Bunların hepsi seçimlere yönelik müdahalelerdi. 1995 seçimlerini hiç hatırlamak bile istemiyoruz. 1995 seçimlerinde biliyorsunuz seçimde birinci olan partiye, hükümeti kurma görevini vermemek için o zamanki Cumhurbaşkanımız şu ifadeyi kullanmıştı; ’Evet, bu parti birinci parti oldu, yüzde 25’e yakın oy aldı ama halkın yüzde 75’i buna karşı. Dolayısıyla buna hükümeti kurma görevi vermiyorum’ dediği bir Türkiye’yi yaşamıştık" "AK Parti kurulduğu günden itibaren bu konuda hassasiyetle yürüdü" Yaşanılan hükümet ve siyasi bunalımlarının olumsuz etkiler bıraktığına da dikkat çeken Bakan Tekin, "Şu bahsettiğim olayları 8 yıl içerisinde bir ülkede yaşanmıştır diye literatürde okusam, ’Bu ülke herhalde 3. dünya ülkesi’ tanımlaması yapardım. Bunu siyasete entegrasyonuna baktığımızda da bu olayların hepsi siyasi iktidarların, hükümetlerin sık değişmesini, hükümetlerin yapması gereken, toplumun sorunları açısından el atması gereken problemlere el atamamasını beraberinde getiriyor. Türkiye’nin hem ekonomik kalkınmasını hem maddi anlamda biraz önce bahsettiğim yatırımların yapılmamasını hem de Türkiye’nin uluslararası görünürlüğünün olumsuz etkileyen hususlardı. AK Parti iktidarı döneminde biraz önce ifade ettiğim maddi yatırımlar, maddi göstergeler açısından yaşadığımız sıçrama, bir taraftan da hep ihmal ettiğimiz, görmediğimiz normal olağan demokrasinin işlediği, dünyada da olağan demokratik süreçlerin takip edildiği bir ülke pozisyonuna geldi. Bunları ihmal etmemek lazım. Ben bu başarının arkasındaki mantığın işte bugün burada milletvekillerimizle beraber sahaya çıktığımızda sahadaki görüntüyü, sahadaki problemleri tespit edip, çözen ve ona göre tedbir alan bir siyaset anlayışından ortaya çıktığına inanıyorum. AK Parti kurulduğu günden itibaren bu konuda hassasiyetle yürüdü. Şimdi de bu yaz aylarında da inşallah bu kendi inşa ettiği geleneği devam ettirecek bir süreci başlatıyoruz. Milletvekillerimize beraber ilçe ilçe gidilmedik yer bırakmadık. Problemi sorunu dinlenmeden, derdi dinlenmeyen insan bırakmadan sorunları tespit edip, ardından da biz bakanlar kurulu olarak üstümüze düşenleri alacağız" "Mektupları okudum, gerçekten içim kan ağladı" 2002’de düzenlenen "2023’e Cumhuriyetimizin 100. Yılına Mektup Kampanyası" kapsamında yazılan mektuplara da değinen Tekin, "PTT yazılan mektupları ilgili bakanlara ulaştırdı. Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili olan mektuplar tarafıma gönderildi. Mektupları okudum, gerçekten içim kan ağladı. O günün şartlarında yaşadığımız eğitim, öğretim imkanlarını görünce üzüldüm. O günün şartlarıyla bugünü karşılaştırdığımda yapılan eleştiriler beni üzdü" diyerek yazılan mektupların içeriğini paylaştı. Mektuplarda 2002’de okullardaki yetersizliklerin yazıldığı aktarıldı. "Ders kitaplarında literatür olarak okutur" 20 yılda birçok eğitim yatırımının hayata geçirildiğine dikkat çeken Bakan Tekin, "Birçok ortamda söyledim. Bu yapılanları alt alta yazalım. Üstünde de Türkiye Cumhuriyeti ifadesini kaldıralım. Dünyanın X ülkesinde bunlar yapılmış diyelim. Şuan bizi eleştiren muhalefet bunu eline alır ve der ki, ’20 yılda X ülkesi eğitimde devrim yaptı’ Ders kitaplarında literatür olarak okutur. Bunu samimiyetimle söylüyorum. Sadece bununla da kalmadık. Yaptığımız binalar birinci sınıf. 6 Şubat’ta meydana gelen depremi yaşayan 11 ilimizde 2002 yılından sonra yapılıp da yıkılan okulumuz neredeyse yok. Teknolojik ve inşaat anlamında mükemmele yakın okullar yaptık" dedi. Bakan Yusuf Tekin, son 20 yılda okullarda öğretmen kadrosundan teknoloji imkanlarına kadar yapılan eğitim yatırımları hakkında da bilgilendirmelerde bulundu. "30 bin personeli de bu hafta içerisinde başlatmış olacağız" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim içerisinde olduğum bu sektör çok hızlı gelişen bir sektör. Bir an durduğunuz zaman çağı ıskalıyorsunuz. Biz sürekli kendimizi revize etmek zorundayız. Önümüzdeki dönemde dünyada eğitimde yapay zeka uygulamalarının kullanılması yönünde bir tartışma var. Bizde bu tartışmaların içerisinde ne yapmamız gerektiğini analiz ediyoruz. Aksaklıklarımız var, eksikliklerimiz var. Eski okullarımızın revize edilmesi gerekiyor. Bunları revize etmeye çalışıyoruz. Bu yılda eğitim öğretim sürecine büyük oranda sorunsuz şekilde başladık. Çalışma Bakanlığımız ile birlikte beraber yürüttüğümüz okullarımızdaki temizlik işleriyle ilgili bir problem yaşamıştık. Yeni uygulanan model ile ilgili, onun hayata geçirilmesiyle ilgili bir sorun yaşamıştık. Onu da sağ olsun Çalışma Bakanımız ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız ile beraber oturduk, konuştuk. Onun süreci de başladı. Bu tür sorunu yaşayan okullarımızda Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında 30 bin personeli de bu hafta içerisinde inşallah sürecini tamamlayıp, başlatmış olacağız" "Niye rahatsız oluyorsunuz" Müfredatı çağın gerekliliklerine uygun şekilde revize ettiklerine de değinen Bakan Yusuf Tekin, "AK Parti ve Cumhur İttifakı muhafazakar, milli ve manevi değerlerine bağlı, bunu önceleyen bir siyasi atmosfer oluşturdular. Müfredatta yaptığımız 3. şey de, çocuklarımızın bu ülkeyi bir arada tutan, ’toplumsal değerlerimiz’ dediğimiz değerlerimize sahip çıkan ve bunu gelecek kuşaklara aktaracak şekilde yetişmesini sağlayacak bir müfredat oluşturmaya çalıştık. Müfredatın içerisine adalet, hak, hukuk, millet, vatanseverlik, merhamet gibi kavramları yerleştirdik. Şimdi bize karşı çıkıyorlar. Bende soruyorum. İnsanlar vatanseverlik kavramını çocuklara kazandırılmasından niye rahatsız oluyorlar? Merhamet, hak, hukuk, toplumsal değerlerimiz, milli ve manevi değerlerin çocuklara kazandırılmasından niye rahatsız oluyorsunuz diye açık açık soruyorum" ifadelerini kullandı.