Yerel Haberler
Antalya
22 Eylül 2024 Pazar - 11:34 Antalya’da 400 yıllık düğmeli evler ayağa kaldırılıyor Antalya’nın İbradı ilçesi Ormana ve Ürünlü mahallerinde turistlerin ilgi odağı olan tarihi "düğmeli evler" restore edilerek turizme kazandırılıyor. Mimari tarzından dolayı "düğmeli evler" olarak adlandırılan tarihi evlerin aslına uygun restore edilme çalışmaları sürüyor. Bu asırlık yapılar ustalar tarafından kanaviçe işler gibi işleniyor. Antalya’nın tarih dolu ilçesi İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü Mahallesi’nde bulunan 300-400 yıllık düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik” kapsamında desteklediği proje kapsamında aslına uygun restore ediliyor. Bu yıl İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü Mahallelerinde ikişer tane olmak üzere toplam 6 adet düğmeli ev restore edilecek. Bu evler için ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından toplam 7 milyon 400 bin lira hibe desteği verilecek. “Tarihi doku korunarak yapılıyor” Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün denetiminde gerçekleşen hummalı çalışmalar, tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyonları ortaya çıkarıyor. Bu projeler, sadece tarih severleri değil, aynı zamanda bölge turizmine de katkı sağlayacak şekilde tasarlanıyor. “Düğmeli evlerin özel konumu ve dünya mirası” Düğmeli evler, Antalya’nın İbradı ve Akseki ilçelerinde özel bir mimariye sahiptir. Sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbirine kenetlenen ahşaplarıyla düğmeli evler, dünyada sadece bu bölgede bulunuyor. “Bilimsel incelemeler Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden” Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin akademik çalışmalarına göre, düğmeli evlerin bu bölgede eşsiz olduğu tespit edilmiştir. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Akın Akyol, geleneksel düğmeli evlerin en önemli özelliğinin maharetli bir şekilde seçilmiş ve ustaca uygulanmış olan yapısal malzemeleri olduğunu söyledi. Akyol, “Bizim gördüğümüz yapılar taşlardan, harçlardan, kiremitlerden ve ihtişamlı ahşaplardan oluşuyorlar. İbradı’nın Ormana Mahallesi ve Akseki önemli bir kimliğe sahip. Literatürlerde “Düğmeli Evler” dediğiniz bir grup da bu yörelerde korunarak zamanımıza ulaşabilmiş durumda” dedi. “Literatürlerde görülmemiş. Dünyada düğmeli evler sadece bu bölgede” Düğmeli evlerin bu çerçevede ele alınması ve yapısal malzemelerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin literatürlerde görülmediğine dikkat çeken Akyol, “Tüm dünyada düğmeli evlerin sadece Akseki ve İbradı bölgesinde bulunduğunu söyleyen Akyol, malzeme olarak araştırıldığında duvarlarda, tavanlarda, cumbalarda hangi ağaç seçimi tercih edildiğinin kendileri için önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: "Düğmeli evlere baktığımız zaman onları gösteren ağaçlar. Fakat burada yapım sisteminde taşlar, ağaçların belli bir hatıl genişliği, yapının üç kata kadar ulaşan yapım sistemlerine ait bilgi ve tecrübeyi ustalar zamanında öğrenmişler biliyorlar ve uygulamışlar. Yapacağımız bilimsel çalışmalar ile düğmeli evlerin teknik yönden de tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz” “Düğmeli evlere yeniden hayat veriyor” Bölgede restorasyon işi yapan Selami Bayram Bozkurt, restorasyon mesleğini çocuk yaşta babasından öğrendiğini ve 30 yıldır bu işi yaptığını, özellikle düğmeli evlerin restorasyon işini yatığını ve restorasyon mesleğinin babasından kalma olduğunu söyledi. Dedesi ve babasının restorasyon ustası olduğunu ve kendisinin 3. Kuşak usta olduğunu anlatan Bozkurt, “Kendim babadan kalma restorasyon ustasıyım. 3. Kuşak restorasyon ustasıyım. İşimiz eski evleri yeniye döndürebilmek, canlandırabilmek ve bir 200-300 yıl daha gidebilmesini sağlamaktır. Bu evler yaklaşık 200-300 yıllık evler. İbradı merkezde 29, Ormana mahallesinde bulunan 300 düğmeli evden 49 ve Ürünlü Mahellesinde ise 29 tane tescilli düğmeli evler bulunmaktadır. Buradaki düğmeli evlerin en düşüğü 200 yıl civarında olup, restorasyonu yapılan evler Kültür ve Turizm Bakanlığının hibe desteği ile yapılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı evlerin durumuna ve metre karesine göre bir milyon 750 bin liradan başlayıp, 2 milyon 500 bin liraya kadar hibe desteği çıkıyor. Denetimlerini bire bir yapmaktadır. Oldukça hassas bir restorasyon yapılıyor” diye konuştu. “Kanaviçe işler gibi işliyoruz” Restorasyon çok zor bir iş olduğunu dikkat çeken Bozkurt, “Restorasyon gerçekten kolay bir iş değil. Çok ince detayları var. Yeri gelince bir yılda bitiyor, bezen iki yılı buluyor. Zaten eleman bulamıyoruz. Bu mesleklere heves eden de yok. Ben 3. Kuşağım. Dedemden babamdan gelen bir meslek. Ben sadece ağaç işlerini hassas bir şekilde restore ediyorum. Bunları yaparken huzurlu ve mutlu oluyorum. Bu Osmanlı mimarisi evleri hassas şekilde kanaviçe işler gibi işliyoruz. Kültür Bakanlığımızın bu yapmış olduğu hibe desteği çalışmalar ile tarihimiz kültürümüz ayakta kalıyor. Her yıl ayrılan bütçeler ile tarihimiz yeniden canlanıyor. Bizde mutlu oluyoruz” dedi. “En önemlisi çatı” Düğmeli evlerin çökmeye başlamasının en önemli nedeninin çatı olduğunu dikkat çeken restorasyon ustası Bozkurt, “Düğmeli evlerin çökmesinin en önemli sorununun başında çatı gelmektedir. Çatı evin temel direğidir. Çünkü çatısı sağlam olmazsa, kırılan kiremitlerin yerine yenisini koymazsan çatı su almaya başlar. Su alırsa çökmeye başlar. En önemli şey çatıdır. Çatıdan su almadığı müddet ev 300 değil 500 yıl ve daha fazla ayakta kalır” diye konuştu. “Ata mirası düğmeli evi restore ettiriyor” Ormana Mahallesinde babasından miras kalan düğmeli evininin restorasyonunu yaptıran İhsan Tolay, “Ormana mahallesinde rahmetli babamdan miras kalan düğmeli evin restorasyon işlerine Kültür ve Turizm Bakanlığının hibe desteği ile başladım. Buradan Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a çok teşekkür ediyorum. Köyümüzün düğmeli evleri ve kültürü ile çok yakından ilgileniyor. Şu an restorasyonuna başladığım babamdan kalan düğmeli ev rahmetli babam ihsan Tolay tarafından bizzat kendisi yaptırmış. Babam düğmeli ev ustasıydı. Ormana ’da bir çok düğmeli evin yapımını gerçekleştirmiştir. Marangozluk işlerine varıncaya kadar bir eve hayat veren kişilerden bir tanesiydi. Köyde babamın yapmış olduğu birçok evde el izleri vardır. Turizm Bakanlığından ev için 1 milyon 200 bin lira hibe desteği verildi. Bu süreç bir buçuk, 2 yıl kadar sürdü. Şu anda evin restorasyon işlemlerine çatıdan başlayarak hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Yaklaşık 2, 2 buçuk ay içinde tamamlayacağız” dedi. “Düğmeli Evlerin yıkılmasının nedeni mirasçılar” Düğmeli evlerin yıkılmasının sebebinin mirasçılar arasında anlaşmazlıklar olduğunu dikkat çeken İhsan Tolay, “Ormana ‘da bulunan birçok düğmeli evlerin asıl sahipleri vefat etmiştir. Mirasçılar anlaşamadığı için düğmeli evlerin bazıları anlaşmazlıktan dolayı atıl durumda kalıyor. Bu evlerde çatıdan su almaya başladığında yıkılmaya mahkum ediliyor. Bun için atıl kalan evleri de ayağa kaldırmak için Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri ile Ormana’da ciddi anlamda çaba sarf ediyoruz. Bunlardan öncülerinden bir tanesi benim. Burada Devletimizin, Kültür ve Turizm Bakanlığının bize vermiş olduğu desteklerinden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Böylece asırlık tarihi düğmeli evlerimiz ayakta kalacak ve gelecek nesillere taşınacak” şeklinde konuştu.
22 Eylül 2024 Pazar - 11:02 Ön Büro Müdürü kadın çalışanının eşiyle kavga etti Manavgat’ta bir otelde ön büro müdürü olarak çalışan kadın ile çalışanının eşi arasında çıkan kavgada her iki kadına ait otomobillerin camı kırıldı. Alkollü olduğu belirlenen müdüre 6 bin 439 TL ceza uygulanırken ehliyetine ise 6 ay el konuldu Olay, Antalya’nın Manavgat ilçesi Herdford Caddesinde meydana geldi. İki kadının cadde üzerinde araçlarını durdurarak kavga ettiği ihbarı Manavgat Emniyet Müdürlüğü ekiplerini alarma geçirdi. Olay yerine gelen ekipler, ön camı kırılmış bir otomobil ve otomobilin yanında bir kadınla karşılaşırken, olayı gören vatandaşlar diğer otomobilde 1 kadın 1 erkek 2 kişi olduğunu, kadınlar kavga ederken erkeğin kadınları ayırmaya çalıştığını, kadınların ayrılmasının ardından kadınla erkeğin camı kırılan otomobillerine binerek hastaneye gittiğini belirttiler. 67 promil alkollü çıktı Olay yerinde bulunan ve Sorgun Mahallesindeki bir otelde ön büro müdürü olarak çalıştığı öğrenilen Ö.Ö., olay yerine gelen polislere çalışanının eşinin kendisine saldırdığını ve şikayetçi olduğunu belirterek kendi aracıyla polis merkezine gitti. Polis merkezinde taraflar şikayetlerinden vazgeçerken, otomobiliyle polis merkezine gelen Ö.Ö.’nün Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekiplerince yapılan kontrolünde 67 promil alkollü olduğu belirlendi. Ö.Ö.’ye alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası uygulandı ve ehliyetine 6 aylığına el konuldu.
Türkiye’de ilk kez rastlanan arkeolojik bulgu, Andriake Limanı’nın idare merkezinde kullanılmış olabilir
10 Eylül 2024 Salı - 13:49 Türkiye’de ilk kez rastlanan arkeolojik bulgu, Andriake Limanı’nın idare merkezinde kullanılmış olabilir Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Nevzat Çevik, Antalya’nın Demre ilçesindeki Andriake liman yerleşiminde yapılan kazılarda bulunan, "Millefiori" tekniğiyle yapılmış duvar dekorasyon levhalarına rastlanan binanın önemli konumdaki bir yapı olduğunu aktardı. Çevik, “Bu bulgu, Andriake Limanı’nda gümrük bölgesi dediğimiz alanda 42 numaralı yapıda ortaya çıktı, bu önemli konumdaki bir yapı. Bu kadar önemli duvar tezyinatının olduğu bir yerde de bu binanın bence limanın idare merkezi gibi bir yer olması lazım” dedi. Likya Birliği’nin Metropolisi olan Myra ve liman mahallesi Andriake’de kazı çalışmaları 2009’dan bu yana devam ediyor. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Myra ve Andriake Kazıları Kazı Başkanı Nevzat Çevik, Andriake liman yerleşiminde yapılan kazılarda bulunan, farklı renklerdeki cam çubuklardan kesilmiş çiçek motiflerinin birleştirilmesi ve desen oluşturulması olarak bilinen "Millefiori" tekniğiyle yapılmış dekorasyon levhaları hakkında bilgi verdi. “Arkeoloji pahalı bir iştir, değilse bu çalışmalar yürümez” Kültür ve Turizm Bakanlığının başlattığı “Geleceğe Miras” projesi kapsamında kazı çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Nevzat Çevik, bakanlığın Türk arkeolojisi için büyük bir finans kaynağı temin ettiğini ve bu sayede kazı çalışmalarının daha verimli düzeye çıktığını açıkladı. Çevik, şöyle devam etti: “Geleceğe mirasın önemli izlerini de her kazıda bu keşiflerle beraber ortaya çıkarıyoruz. Miras başka bir kelime ben kutsal koruma adına emanet demeyi tercih ediyorum, bu sebeple Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bu organizasyon için bu kaynakları temin ettiği için de müteşekkiriz. Arkeoloji böceği özellikle koruma pahalı bir iştir, değilse bu çalışmalar yürümez.” “İlk çıktığında şaşırdık” Myra ve Andriake kazılarını Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Akdeniz Üniversitesi adına yaptıklarını dile getiren Nevzat Çevik, her yıl önemli bulgulara rastlandığına işaret ederek, bu senenin sürprizinin ise "Millefiori" olduğunu aktardı. Çevik, “Millefiori olarak adlandırdığımız bin çiçek anlamına gelen bir cam tekniği, bundan üretilen cam plakalar duvar kaplama tekniğidir. Ama bundan Anadolu’da şimdiye kadar ilk defa keşfediliyor ve zengin formlarda ve sayıda çıkıyor. Önemli olan düz plaka şeklinde çıkmış olması, yoksa Millefiori’den üretilmiş bazı kap örnekleri vardı ama burada karşımıza duvar kaplaması olarak çıktı. Böyle bir şey beklemiyorduk ama kazılar devam ettikçe bundan yüzlerce ortaya çıktı. Bu bulgu; arkeoloji için kıymetli bir yeni bilgi olarak, sanat tarihine ve arkeoloji tarihine yazılmış oldu. Bu senenin sürprizinin gerçekten sansasyonel bir şey olduğunu düşünüyorum, hatta yılın bulgularından birisi olarak sayılabilir” şeklinde konuştu. “Çok pahalı lüks bir teknik” Millefiori’nin limandaki gümrük bölgesinde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıktığını belirten Nevzat Çevik, bulunduğu yerin, tekniğin pahalı niteliği nedeniyle limanın idare merkezi olabileceğini tahmin ettiğini söyledi. Çevik, şöyle devam etti: “Bu teknikte çubuklar çekiliyor ve bu stickler yan yana dizilerek bir kalıba konup kaynaştırılmıştır ve 10 cm ebatlarında plakalar halinde ve çerçeveleriyle birlikte duvara yerleştiriliyor. Bir tablo gibi çerçeveli olarak yerleştiriliyor ve köşelerine de diskler yerleştirerek duvar dekorasyonu kuruluyor. Bu bulgu, Andriake Limanı’nda gümrük bölgesi dediğimiz alanda 42 numaralı yapıda ortaya çıktı, bu önemli konumdaki bir yapı. Bu kadar önemli duvar tezyinatının olduğu bir yerde de bu binanın bence limanın idare merkezi olması lazım. Çünkü bu çok pahalı bir teknik, onun için binasının da önemli bir bina olması gerekiyor. Herhangi binada bu tür kaplamaları görmüyoruz.“ Kuş, deve ve aziz figürlerine de rastlandı Çeşitli renklerde taş ve mermer malzemelerin kesilip duvarlara ve zeminlere döşenerek bir desen oluşturulduğu "Opus Sectile" tekniğiyle yapılmış kuş, deve ve aziz figürleri de görüldüğünü belirten Çevik, muhteşem bir dekorasyonla karşı karşıya olduklarını ve bu teknikte aziz figürlerine de Türkiye’de ilk kez rastlandığını vurguladı. Çevik, “Şimdi rengarenk ve yepyeni bir bulgumuz var. Bu unsuru da arkeoloji bilgilerine kattığımız için bu sene çok heyecanlı ve memnun bir yıl geçirdik. Ofisimizde binlerce kırık parça var, on arkadaşımız daha fazla plakayı tümlemek için sürekli parça arıyor. Şu an en az 20 30 tane plakayı tümlemiş olmak bize keyif veriyor, büyük ihtimalle daha fazla da tümlenecek. Parçaları buldukça plakalar tümleniyor. Ve her birisi de farklı desenlerde ayrı eser niteliğinde çıkıyor” dedi. Likya Uygarlıkları Müzesi’nde sergilenecek Rengarenk bir duvar kaplaması ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Çevik, bulguların kazı alanın 20 metre uzağındaki Likya Uygarlıkları Müzesi’nde sergileneceğini dile getirdi. Çevik, konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Millefiori"leri kazı çalışmalarının 15’inci yılında ülkemiz arkeolojisine bir armağan olarak kabul ediyorum.”
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekim adaylarına ilk ders
10 Eylül 2024 Salı - 13:43 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekim adaylarına ilk ders Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk dersi yapıldı. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yeşim Şenol ile Öğretim Üyelerinin ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete’nin de hazır bulunduğu derste, Tıp Fakültesi’nin yeni öğrencileri ilk derslerini Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan ve Tıp Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ömer Bayezid’den aldı. “Akademik başarı yanında sosyal gelişim de önemli” Akdeniz Üniversitesi ve Tıp Fakültesi’nin tanıtım videosunun ardından Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yeşim Şenol ders başlangıcında öğrencilere seslenerek, “Önceliğimiz akademik başarınız ve nitelikli hekimler olmanızdır. Ancak akademik başarının yanı sıra sanat, spor, müzik, yabancı dil gibi birçok etkinlikte kendiniz geliştirmenizi de çok isterim. Derslere devam etmeniz, aktivitelere katılmanız fakültemizin tecrübeli alanında saygın öğretim üyeleri ile iletişim halinde olmanız akademik ve sosyal olarak gelişmenizi sağlayacaktır. Sizlerle uzun bir yolculuğumuz var. Her zaman hep yanınızdayız sizleri destekliyoruz bunu unutmayın. Aramızda benim de hocam olan ve hocam olduğu için gurur duyduğum kalp naklini ilk yapan ekip içinde olan saygıdeğer hocam Prof. Dr. Ömer Bayezid ve yine aynı kurumda çalışmaktan büyük onur duyduğum Akdeniz Üniversitesi ve ülkemizin dünyaya açılan çok değerli öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan hocalarımız bulunmakta. İlk dersi vermek için buradalar. Tıp mesleğine ömürlerini adamışlar” dedi. “İnsanlık var olduğu sürece hekimlik mesleği var olacaktır” Gerçekleştirdiği başarılı nakillerle Akdeniz Üniversitesi’nin ve ülkemizin ismini dünyaya duyuran Prof. Dr. Ömer Özkan, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni yeni kazanan öğrencilerin ilk dersinde bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, “Arkadaşlar öncelikle hepiniz fakültemize hoş geldiniz. Her biriniz ülkemizin seçkin öğrencilerisiniz ve bugün ülkemizin en seçkin üniversiteleri arasında yer alan Akdeniz Üniversitemizin çok güçlü bir öğretim üyesi kadrosuna ve geniş imkanlarına sahip Tıp Fakültemizin öğrencisi oldunuz. Ailelerinizin de sizlerin de çok mutlu olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Hepinize eğitim öğretim hayatınızda ve tüm yaşamınız boyunca başarılar diliyorum. Hayatınızın yeni bir döneminin başlangıcındasınız. Moral ve motivasyonunuzu daima yüksek tutun” diye konuştu. Yapay zekanın mesleğe etkileri Yapay zekanın mesleğe olabilecek etkileriyle ilgili tartışmalara da değinen Prof. Dr. Ömer Özkan, “Son dönemde medyada sıkça çıkan yapay zekanın mesleğimizi elimizden alacağı haberlerine aldırış etmeyin. İnsanlık var olduğu sürece hekimlik mesleği var olacaktır. Yapay zekâ ancak bizim mesleğimizin bir destekleyicisi olabilir. Sizler kendinizi iyi yetiştirin ve para kazanmaya odaklanmak yerine hekimlik kalitenizi artırmaya odaklanın.” dedi. Öğrencilere uzmanlık seçecekleri zaman güncel trendlerden etkilenmemelerini tavsiye eden Prof. Dr. Ömer Özkan, “Çünkü bugünün trend bölümleri yarın aynı popülerlikte olmayabilir ya da bugün çok popüler olmayan bir bölüm gelecekte çok popüler bir bölüme dönüşebilir. Ben mesleki yaşantımda bu dönüşümlere çok şahit oldum. Bununla birlikte temel tıp bilimlerinin, immünoloji ve genetiğin yakın gelecekte çok daha önem kazanacağı da öngörülüyor. Yapay organ üretimi konuşuluyor bugün. Yakın zamanda bu konuda da çok hızlı gelişmeler göreceğiz” diye konuştu. “Hastalarınızla iletişim önemli” Öğrencilerin mezun oldukları zaman da hastalarına iyi davranmalarını öğütleyen Prof. Dr. Ömer Özkan, “Hekimlik tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok saygın bir meslek. Bu saygınlığı korumak biraz da bizlerin elinde. Lütfen hastalarınızla iletişiminizi sık sık gözden geçirin. Kendi ailenizin hastaneye gittiklerinde nasıl bir muamele görmesini arzu ediyorsanız siz de hastalarınıza o şekilde davranın. Genellikle adliyeye ve hastaneye insanlar mutsuz gelirler. Hastalarınızın psikolojilerini göz önünde bulundurmayı ihmal etmeyin. Bu sizi çok daha iyi bir hekim yapar” ifadelerini kullandı. “Hastaların yaşaması kadar kaliteli yaşaması da önemli” Kalp ve Damar Cerrahisinin duayenlerinden, Türkiye’de kalp naklinde öncü isimlerden, Akdeniz Üniversitesi’nde 26 yıl önce ilk kalp nakline başarıyla imza atan Prof. Dr. Ömer Bayezid de ilk derste öğrencilerle kalp nakliyle ilgili tecrübelerini paylaştı. Tıp biliminin her geçen gün geliştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Bayezid, “Bugün Üniversitemizde de kalp nakilleri yapıyor, yapay kalpler takıyoruz hastalarımıza. Hastaların yaşaması önemli ancak ondan daha da önemlisi onların kaliteli bir yaşam sürmeleri. Sizlerin ileride bu işleri daha da başarılı şekilde yapacağınıza inanıyorum. Bizler şu an hastalarımıza yapay kalp takıyoruz ama bugünkü şartlarda vücudun dışında hastanın hayat kalitesini düşürecek şekilde yapabiliyoruz bu işlemi. Ama ileride sizler kalbin yerini alacak ve hastanın yaşam kalitesine bir olumsuzluk yaşatmayacak şekilde bu operasyonları yapabilirsiniz. Ömer hocamın da bahsettiği yapay organlarla da bu işi çözebilirsiniz gelecekte. Yeter ki sizler çok çalışın ve mesleğinizin kıymetini bilin” şeklinde konuştu. Ders sonunda öğrencilerin sorularını da yanıtlayan akademisyenler yeni öğrencileriyle günün anısına toplu fotoğraf da çektirmeyi ihmal etmediler.
Çıralı’da caretta caretta rekoru
10 Eylül 2024 Salı - 13:42 Çıralı’da caretta caretta rekoru Türkiye’de caretta carettaların önemli yuvalama alanlarından olan Çıralı’da, son iki yuvanın açılışı gerçekleştirildi. Çıralı’da bu yıl 180 yuva ile son 30 yılın rekorunun kırıldığı ve yaklaşık 4 bin yavru caretta carettanın denizle buluştuğu belirtildi. Çıralı sahilinde son iki yuvanın açılış etkinliğine, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkan Vekili Sema Özdemir, Kemer Jandarma Komutanı Ömer Seyhan, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, Beydağları Sahil Milli Park Müdürlüğü Kemer Milli Park Şefi Hasan Tıraş ve Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı Habib Altınkaya, Ulupınar Muhtarı Salih Sarıca ile yerli ve yabancı turistler katıldı. Son 30 yılın rekoru 180 yuva ile kırıldı. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) nesli tehlike altındaki türlerde kırmızı listede gösterilen ’Caretta caretta’ ve ’Chelonia mydas’ türü deniz kaplumbağalarının Akdeniz’in Türkiye sahillerindeki yuvalama sezonu sona eriyor. Türkiye’deki 22 yuvalama alanından biri olan ve her yıl Avrupa’nın en iyi 10 plajı arasında yer alan Çıralı’da bu yıl ardı ardına sahile çıkan deniz kaplumbağalarıyla son 30 yılın rekoru 180 yuva ile kırıldı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı 6’ıncı Bölge Müdürlüğü ile Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi’nin protokolü ile yürütülen koruma ve izleme çalışmaları bu yıl rekor yılı olarak tamamlandı. Son olarak açılan iki yuvadan 214 yumurta çıktı. Yuvalardan 72 caretta caretta yavrusu kendi imkanlarıyla yuvadan çıkarak denizle buluşurken, bu sabah saat 06:30 da açılan yuvadan çıkan 8 yavru da denizle buluşturuldu. “Caretta carettalar ve kum zambakları koruma altında” Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, yaptığı açıklamada, 2024 yılının son yuva açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Mayıs ayında ilk yuvanın işaretlenmesini yaptıklarını hatırlatan Kaymakam Solmaz, “Mayıstan bu yana yuva sayısı çok arttı ve 180 yuvamızla son 30 yılın rekorunu kırdık. Caretta carettalar nesli tükenmekte olan canlılar olduğu için bölgemizdeki en önemli varlıklar durumunda. Bunun sorumluluğunun farkında olarak hem caretta carettaların korunması için hem de bölgedeki sürdürülebilir turizm adına yuva açılışlarını dışardan gelen turistlerle yapmaya gayret gösteriyoruz. Bu konuda her şeyini ortaya koyan Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi üyeleri ve gönüllü arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bölgemizin sürdürülebilir turizm anlamında caretta carettalar ve kum zambakları koruma altında. Bizler de bu konuda insanları bilgilendirmeye gayret gösteriyoruz” dedi. Kemer Belediye Başkan Vekili Sema Özdemir ise belediye olarak caretta carettaları korumak için ellerinden gelen desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti. Bu yıl ki son caretta caretta yuvasının açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin de “Bu sene yaklaşık 4 bin caretta caretta denize ulaştı. 180 yuva sayımızla bu yıl rekor kırdık. Gelecek yıllarda da bu rekorlar devam eder. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanlarımızı korumamız gerekiyor. Kemer Belediyesi olarak kooperatifimize elimizden gelen desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı Habib Altınkaya, bu yılın son yuvasını açtıklarına değinerek, “Doğa Koruma ve Milli Parklarla ile yaptığımız protokole istinaden sezonu kapattık. Bu yıl 180 yuva ile son 30 yılın rekorunu kırdık. 12 bin civarında yumurta sayısı oldu. Yaklaşık 4 bin yavru caretta carettayı da denizle buluşturduk. Çalışmalarımızda bize destek olan başta Kemer Kaymakamlığı, Kemer Belediyesi, Kemer Jandarma Komutanlığı, Sahil Güvenlik ve gönüllü vatandaşlarımıza teşekkür ederim” dedi.
Çıralı’da caretta caretta rekoru
10 Eylül 2024 Salı - 13:38 Çıralı’da caretta caretta rekoru Türkiye’de Caretta carettaların önemli yuvalama alanlarından olan Çıralı’da, son iki yuvanın açılışı gerçekleştirildi. Çıralı’da bu yıl 180 yuva ile son 30 yılın rekorunun kırıldığı ve yaklaşık 4 bin yavru caretta carettanın denizle buluştuğu belirtildi. Çıralı sahilinde son iki yuvanın açılış etkinliğine, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkan Vekili Sema Özdemir, Kemer Jandarma Komutanı Ömer Seyhan, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, Beydağları Sahil Milli Park Müdürlüğü Kemer Milli Park Şefi Hasan Tıraş ve Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı Habib Altınkaya, Ulupınar Muhtarı Salih Sarıca ile yerli ve yabancı turistler katıldı. Son 30 yılın rekoru 180 yuva ile kırıldı. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) nesli tehlike altındaki türlerde kırmızı listede gösterilen ’Caretta caretta’ ve ’Chelonia mydas’ türü deniz kaplumbağalarının Akdeniz’in Türkiye sahillerindeki yuvalama sezonu sona eriyor. Türkiye’deki 22 yuvalama alanından biri olan ve her yıl Avrupa’nın en iyi 10 plajı arasında yer alan Çıralı’da bu yıl ardı ardına sahile çıkan deniz kaplumbağalarıyla son 30 yılın rekoru 180 yuva ile kırıldı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı 6’ıncı Bölge Müdürlüğü ile Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi’nin protokolü ile yürütülen koruma ve izleme çalışmaları bu yıl rekor yılı olarak tamamlandı. Son olarak açılan iki yuvadan 214 yumurta çıktı. Yuvalardan 72 caretta caretta yavrusu kendi imkanlarıyla yuvadan çıkarak denizle buluşurken, bu sabah saat 06:30 da açılan yuvadan çıkan 8 yavru da denizle buluşturuldu. “Caretta carettalar ve kum zambakları koruma altında” Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, yaptığı açıklamada, 2024 yılının son yuva açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Mayıs ayında ilk yuvanın işaretlenmesini yaptıklarını hatırlatan Kaymakam Solmaz, “Mayıstan bu yana yuva sayısı çok arttı ve 180 yuvamızla son 30 yılın rekorunu kırdık. Caretta carettalar nesli tükenmekte olan canlılar olduğu için bölgemizdeki en önemli varlıklar durumunda. Bunun sorumluluğunun farkında olarak hem caretta carettaların korunması için hem de bölgedeki sürdürülebilir turizm adına yuva açılışlarını dışardan gelen turistlerle yapmaya gayret gösteriyoruz. Bu konuda her şeyini ortaya koyan Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi üyeleri ve gönüllü arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bölgemizin sürdürülebilir turizm anlamında caretta carettalar ve kum zambakları koruma altında. Bizler de bu konuda insanları bilgilendirmeye gayret gösteriyoruz” dedi. Kemer Belediye Başkan Vekili Sema Özdemir ise belediye olarak caretta carettaları korumak için ellerinden gelen desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti. Bu yıl ki son caretta caretta yuvasının açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin de “Bu sene yaklaşık 4 bin caretta caretta denize ulaştı. 180 yuva sayımızla bu yıl rekor kırdık. Gelecek yıllarda da bu rekorlar devam eder. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanlarımızı korumamız gerekiyor. Kemer Belediyesi olarak kooperatifimize elimizden gelen desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı Habib Altınkaya, bu yılın son yuvasını açtıklarına değinerek, “Doğa Koruma ve Milli Parklarla ile yaptığımız protokole istinaden sezonu kapattık. Bu yıl 180 yuva ile son 30 yılın rekorunu kırdık. 12 bin civarında yumurta sayısı oldu. Yaklaşık 4 bin yavru caretta carettayı da denizle buluşturduk. Çalışmalarımızda bize destek olan başta Kemer Kaymakamlığı, Kemer Belediyesi, Kemer Jandarma Komutanlığı, Sahil Güvenlik ve gönüllü vatandaşlarımıza teşekkür ederim” dedi. (BLT-SM-
Kepez’in kreşlerinde yeni eğitim-öğretim yılı başladı
10 Eylül 2024 Salı - 12:58 Kepez’in kreşlerinde yeni eğitim-öğretim yılı başladı Antalya’da Kepez Belediyesi’ne bağlı Nasreddin Hoca Kreş ve Gündüz Bakım Evleri, 2024-2025 eğitim ve öğretim yılına merhaba dedi. İlçenin farklı noktalarında bulunan 6 şubesi ile hizmet sunan kreşlerde, bu yıl bin 12 öğrenci eğitim görecek. Kepez Belediyesi’nin Nasreddin Hoca Kreş ve Gündüz Bakım Evleri, 2024-2025 eğitim ve öğretim yılına merhaba dedi. Teomanpaşa Şubesi 233 öğrenci, Sakarya Şubesi 150 öğrenci, Varsak Şubesi 212 öğrenci, Ahatlı Şubesi 143 öğrenci, Erenköy Şubesi 100 öğrenci, Özgürlük Şubesi 174 öğrenci olmak üzere bu yıl toplamda 1012 çocuğa hizmet verecek. “Gözlerindeki ışık, yarınlarımızın teminatıdır” Hafta içi sabah 08:00 ile akşam 17:30 saatleri arasında açık olan kreşler de çocuklara, sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı olmak üzere günde üç öğün yemek hizmeti sağlanıyor. Ayrıca, okul öncesi eğitiminin yanında drama, İngilizce, spor, satranç, modern dans ve halk oyunları gibi branş dersleri ile öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sağlanıyor. 2024-2025 eğitim ve öğretim yılının tüm öğrencilere başarı getirmesi dileğinde bulunan Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, “Sevgili minikler, eğitim hayatına adım atmanızın heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Sizlerin gözlerindeki ışık, yarınlarımızın teminatıdır. Kreşlerimizde aldığınız eğitim, gelecekteki başarılarınızın ilk adımı olacak. Hepinize sağlıklı, mutlu ve verimli bir eğitim yılı diliyorum“ dedi.
Antalya’da 42 adrese eş zamanlı uyuşturucu operasyonu
10 Eylül 2024 Salı - 12:42 Antalya’da 42 adrese eş zamanlı uyuşturucu operasyonu Antalya’da polis ekiplerinin 42 adrese yönelik düzenlediği eş zamanlı uyuşturucu operasyonlarında çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirildi. Olayla ilgili 98 şahıs hakkında adi işlem başlatıldı. İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı narkotik ekipleri, uyuşturucu madde alıcı ve satıcılarının irtibatını kesmek, gençlerin uyuşturucu maddelere kolaylıkla erişimini engellemek amacıyla tespit edilen riskli bölgeler ile uyuşturucu madde nakli yapan şahıs ve gruplara yönelik operasyon gerçekleştirdi. Eş zamanlı operasyon düzenlendi Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen çalışmalarda; Muratpaşa, Kepez ve Serik ilçelerinde belirlenen 42 adrese yönelik, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Özel Harekat Timleri olmak üzere narkotik madde arama köpeği ile birlikte helikopter destekli eş zamanlı çalışma düzenlendi. Operasyonlarda toplam; 27 kilo 590 gram esrar maddesi, 27 kilo 300 gram skunk maddesi, 2 kilo 538 gram metamfetamin maddesi, 91 gram eroin maddesi, 80 gram kokain maddesi, 777 adet yaklaşık 88 bin 787 kullanımlık sentetik kannabinoid(a4), 441 adet sentetik ecza maddesi, 208 adet extacy maddesi, 66 kök kenevir bitkisi, 6 adet hassas terazi, 2 adet tabanca ve uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiği değerlendirilen nakit Türk lirası ve döviz ele geçirildi. 98 kişi hakkında adli işlem başlatıldı Öte yandan, 51 şahıs hakkında ‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak ve sağlamak’ suçundan, 46 şahıs hakkında ‘Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ve bulundurmak’ ve 1 şahıs hakkında ‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırmak, özendirmek’ suçlarından toplam 98 kişi hakkında adli işlem başlatıldı.