EKONOMİ - 13 Nisan 2025 Pazar 13:35

Üreticiden fiyat farkına tepki: "Domates bizden 15 TL’ye alınıyor marketlerde 70 TL’ye satılıyor. Aradaki farkı kim yiyor"

A
A
A
Üreticiden fiyat farkına tepki: "Domates bizden 15 TL’ye alınıyor marketlerde 70 TL’ye satılıyor. Aradaki farkı kim yiyor"

Antalya’nın Aksu ilçesinde çiftçi kokteyl domatesin hal fiyatlarının düşmesi nedeniyle mahsulünü dalında çürümeye terk etti. Domatesin üreticiden 15 TL’ye alındığını söyleyen çiftçi, "Marketlerde ise 70 TL’ye satılıyor. Aradaki farkı kim yiyor" diyerek tepki gösterdi.


Türkiye’nin en büyük örtü altı tarım merkezlerinden biri olan Antalya’nın Aksu ilçesinde domates üreticileri, düşük fiyatlar nedeniyle zarar yaşıyor. Aksu Yurtpınar Mahallesi’nde 5 dekar alanda üretim yapan 20 yıllık çiftçi Mustafa Güvendir, domateslerini maliyetin çok altında satmak zorunda kaldığını, bu nedenle ürününü hasat etmeyip dalında bıraktığını söyledi.


Güvendir, sezon başında kilogram fiyatı 70 TL olan kokteyl domatesin şu an halde sadece 15 TL’ye satılabildiğini ve bu fiyatla maliyetini bile karşılayamadığını dile getirdi. Üretim maliyetinin en az 30-35 TL olduğunu belirten çiftçi, bir kilo naylon almak için kaç kilo domates satması gerektiğini hesaplayarak yaşadığı zorluğu gözler önüne serdi.


"Bir kilo muşamba 100 lira. 15 TL’den domates satsam kaç kilo satmam lazım" diyen Güvendir, domatesin dalında kaldığını, bir buçuk aydır hasat yapmadığını ifade etti. Domateslerini hale gönderdiğini ama ihracatçıların ilgisiz kaldığını, iç piyasada da fiyatların çok düşük olduğunu belirtti.


20 yıldır seracılık yaptığını vurgulayan Güvendir, ilk kez kokteyl domateste böyle bir kriz yaşadığını söyledi. Geleceğe dair umutsuzluğunu dile getiren çiftçi, "Ya bırakacağım çiftçiliği ya da başka bir geçim yolu arayacağım. Çünkü çocuğumun geleceğini düşünmek zorundayım" dedi.


"Domatesin maliyeti 35 TL, satış fiyatı 15 TL. Marketlerde ise 70 TL’ye satılıyor. Aradaki farkı kim yiyor" diyerek tepki gösteren Güvendir, yetkililerden destek istedi. Üreticiye sahip çıkılmaması halinde sadece tarımın değil, ülke genelinde gıda güvenliğinin de tehdit altında kalacağını ifade ederek, "Bugün çiftçisini hor gören, yarınını zor görür" sözleriyle çağrısını yineledi.



Üreticiden fiyat farkına tepki: "Domates bizden 15 TL’ye alınıyor marketlerde 70 TL’ye satılıyor. Aradaki farkı kim yiyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya ’Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin Türkiye’ye Etkileri semineri düzenlendi Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde "Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin Türkiye’ye Etkileri" konulu seminer düzenlendi. Seminer, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım, Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, Fırat Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Birim Koordinatörü İsa Telimen, Malatya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkan Vekili Osman Engin, Ziraat Mühendisleri Odası Müdür Yardımcısı Ekrem Öztürk, Battalgazi İlçe Müftüsü Dr. Hüseyin Vuruşkan, çok sayıda akademik ve idari personel ile öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan’ın günün anlam ve önemine yönelik konuşmalarında, "12 Nisan’da Türkiye’de bir zirai don faciasıyla karşı karşıya kaldık. Bu nedenle son günlerde gündem maddemiz, yaşanan bu zirai donda Türkiye’nin tarımsal anlamda üretiminde yaşanan zorluk ve sıkıntıların ortaya çıkardığı etkileri konuşuyoruz. Üretiminden ticaretine kadar tarımın her aşamasında görev alan herkese tekrardan çok geçmiş olsun. Son 150 yılın en büyük zirai don faciasını yaşadık. Zor bir süreç ancak bu süreçte hep beraber üniversitelerimiz, hocalarımızın bilgi birikimiyle arazide yaşadığımız zorlukları saracağız ve önümüzdeki yıla hazırlık yapacağız" ifadelerine yer verdi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, "12 Nisan’da yaşadığımız bu zirai don sonrasında gündemimizde de yer alan konu hakkında Prof. Dr. İbrahim Atalay hocamız sunumlarını gerçekleştirecekler. Prof. Dr. İbrahim Atalay hocamız çok iyi bir Malatyalı. Kendisinin yurt dışında çok yüksek akademik kariyer ödülleri var. Türkiye’nin coğrafyasını uluslararası platforma taşıyan bir hocamız. Yaşadığımız bu zirai donun ilimiz ve ülkemiz için ekonomik ve sosyal anlamda çok büyük zararları oldu. Ancak yapılan incelemelerle çok büyük bir panik havasına gerek olmadığı söyleniyor. Tüm üreticilerimizin, gerekli mercilerden gelen açıklamaları bekleyerek, gelecekte bu zirai donun etkilerini öğrenmeyi beklemeliyiz. Bilinçle ve ortak bir şekilde hareket ettiğimizde olumsuzlukları olumluya çevirebileceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. İbrahim Atalay ise küresel ısınma ve iklim değişikliğinin Türkiye’ye etkilerine yönelik sunumlarında Türkiye’deki güney ve kuzey cephelerinden, bu cephelerin yağış üretme ve düşürme potansiyeline dair bilgiler vererek, Türkiye hava atmosferinin sürekli bir değişim içerisinde olduğunu belirtti. Atalay, "Dünyada iklim değişmeleri var. Günümüzde mevsimler arasındaki değişikliklere iklim değişikliği demeyi tercih etmeyiz. Örneğin Orta Avrupa’da yağışta sıcaklık değişimi azken, bizim ülkemizde sıcaklıkta olmasa bile yağışlarda değişiklikler meydana gelir. Günümüzdeki iklim değişmelerinin temel sebebi karbondioksitten dolayı oluşan gazlardır. Sanayi devrimiyle birlikte havada karbondioksit artışı var. Bundan dolayı son 135 sene içerisinde dünyada sıcaklık bölgeden bölgeye değişmekle birlikte ortalama olarak bir derecenin üzerine çıktı. Bazı bölgelerde ise düşüş yaşandı. Bundan dolayı dünyada bir değişme var" şeklinde konuştu. Dünyada soğuk-kurak ve sıcak-nemli olmak üzere iki iklim olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Atalay, "Sıcaklık arttığında yağış artar. Türkiye’de yağış artışı söz konusu. Bizim yapabileceğimiz şey her türlü ihtimale karşılık hazırlıklı olmak. Kayısıyı çeşitlendirmemiz lazım. Öncelikle saha ekolojisini incelememiz lazım. Bilgi eksikliklerimizi kapatmamız lazım. Hangi alternatifleri kullanabileceğimizi değerlendirmemiz lazım" diye konuştu. Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin Türkiye’ye Etkileri semineri, soru-cevap kısmının ardından gerçekleştirilen toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Kahramanmaraş Arabesk müzikli ameliyat Kahramanmaraş’ta bel fıtığı nedeniyle ameliyat masasına yatan 62 yaşındaki Mehmet Ergen, spinal anestezi (belden uyuşturarak) ile yapılan operasyonu sevdiği arabesk şarkılar eşliğinde geçirdi. Özel Sular Akademi Hastanesi’nde spinal anesteziyle yapılan ameliyatı Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Zeki Yılmaz gerçekleştirdi. Uzun yol şoförlüğü yapan 62 yaşındaki Mehmet Ergen, ameliyat sırasında doktorundan arabesk müzik çalınmasını talep etti. Bu özel isteği kırmayan sağlık ekibi, hastayı sevdiği şarkılar eşliğinde ameliyat etti. Ameliyat sırasında hasta ile sohbet ederek ilerleyen sağlık ekibi, sürecin daha rahat geçmesini sağladı. Operasyon boyunca hem müzik dinleyen hem de sağlık çalışanlarıyla sohbet eden Ergen, rahat tavırlarıyla dikkat çekti. Ameliyat anında kaydedilen görüntülerde Ergen’in zaman zaman şarkılara eşlik ettiği de görüldü. "Hastaların rahatlamasını istiyoruz" 15 yıldır beyin cerrahlığı yapan ve 2 yıldır Özel Sular Akademi Hastanesi’nde görevde olan Op. Dr. Zeki Yılmaz, "Genelde bel fıtığı ameliyatları yaparken spinal anestezi ile yapıyorum ve belden uyuşturuyorum. Hastalarımıza ameliyathanemizde konforlu bir ortam sağlamaya özen gösteriyoruz. Çok severim ve müzik dinlerim. Burada da hastaların müzik tercihleri doğrultusunda onların da rahatlamasını istiyoruz. Hastamız uzun yol şoförü olduğu için daha çok arabesk müzik dinliyordu ve biz de bu şekilde uyguladık. Acil şifalar diliyoruz" dedi. Korktuğu ameliyatı şarkı dinleyerek geçirdi Operasyonu başarılı geçen Mehmet Ergen ise, "Ameliyattan korkuyordum. Tedavi için çok farklı kişilere gittim. Hocamızı buldum, dün ameliyat oldum şarkı dinleyerek ve söyleyerek. Bugün de ayağa kalktım. Tır kullanırken yolda arabesk dinliyorum. Ameliyat masasında da öyle oldu. Hocamızın ellerine sağlık" diye konuştu.
Erzurum Ağaç budama çalışmaları güvenlik ve süreklilik için özenle yürütülüyor Aras Elektrik, hizmet bölgesinde kesintisiz ve güvenli enerji arzını sağlamak amacıyla enerji dağıtım hatlarına yönelik ağaç budama çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Doğaya zarar vermeden, çevresel hassasiyetle yürütülen bu çalışmalar, hem can ve mal güvenliğini korumayı hem de doğal yaşamı desteklemeyi amaçlıyor. Elektrik dağıtım hatlarının güvenliği, kesintisiz enerji arzı için hayati önem taşıyor. Bu hatların geçtiği güzergahlarda, özellikle ağaçların enerji dağıtım hatlarına yaklaşması, can ve mal güvenliği açısından ciddi riskler doğurabiliyor. Şirket, bu riskleri ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirdiği ağaç budama çalışmalarını, doğaya zarar vermeden ve çevreye duyarlı bir yaklaşımla sürdürüyor. Geniş kapsamlı budama çalışmaları Doğaya Saygı, Enerjiye Sorumluluk anlayışıyla yürütülen bu çalışmalar sayesinde, hem sürdürülebilir enerji temini sağlandığına hem de doğal dengeyi koruduklarını belirten Eğitim Müdürü Murat Caf: "Enerji hatlarımıza yakın bölgelerde yapılan budama çalışmaları, sadece enerji güvenliği için değil, aynı zamanda doğal yaşamın korunması adına da büyük önem taşıyor. Bu nedenle çalışmalarımızı mevsimsel döngülere uygun olarak planlanıyor ve bölge ekosistemine en az etkiyi verecek şekilde gerçekleştiriliyoruz." dedi. Uzman ekiplerle doğru müdahale Caf: "Ağaç budama işlemlerimiz, alanında uzman, saha deneyimine sahip ve eğitimli personelimiz tarafından yürütülüyor. Ekiplerimiz, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) standartlarına uygun olarak, teorik bilgilerini sahada pratikle pekiştiriyor. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan personelimiz Mesleki Yeterlilik Belgesi almaya hak kazanıyor. Bu sayede hem iş güvenliğini sağlıyor hem de müdahaleleri profesyonel bir yaklaşımla gerçekleştiriyoruz." Güvenli müdahale temiz çevre Sistem İşletme Koordinatörü Muharrem Kalkan: "7 il genelinde yaptığımız ağaç budama çalışmaları, elektrik hatları ve direkleriyle temas edebilecek ağaçları kapsıyor. Bu sayede, olası elektrik kesintilerinin ve yangın risklerinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Ayrıca, elektrik hatları üzerindeki olası zararlar da minimize edilmiş oluyor. Çalışmalar sırasında kullanılan ekipman ve yöntemleri, hem çalışan güvenliğini hem de çevre sağlığını ön planda tutacak şekilde seçiyoruz. Elektrikli testere, çeşitli budama aletleri gibi ekipmanlar sayesinde ağaçlara zarar vermeden, yalnızca risk oluşturan dallara müdahale ediliyor. Budanan ağaç artıkları ise doğaya rastgele bırakılmadan, çevre yönetmeliklerine uygun şekilde bertaraf ediliyor. Doğal yaşam bilinçlendiriliyor Çalışmalar öncesinde hem güvenli bir çevre sağlanıyor hem de tüketicilerin doğaya yönelik farkındalığı artırılıyor. Ayrıca ağaç budama işlemleri, kuşların yuvalama dönemleri gibi doğa için hassas dönemler dikkate alınarak titizlikle planlanıyor.