SAĞLIK - 19 Kasım 2024 Salı 10:30

Türk Radyoloji Derneği’nden uyarı: "Her ağrı, radyolojik inceleme gerektirmez"

A
A
A
Türk Radyoloji Derneği’nden uyarı: "Her ağrı, radyolojik inceleme gerektirmez"

Antalya’da yapılan 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde konuşan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, vatandaşların hekim değerlendirmesinden geçmeden radyolojik yöntemlere başvurmaması gerektiğini dile getirdi. Çevikol, “Vücut içerisindeki organları ve ağrının sebebini hesaplamak için çoğunlukla radyolojik yöntemlere başvuruyoruz. Fakat burada önemli olan şöyle bir durum var, direkt ağrı olur olmaz radyolojik yönteme başvurmak gerekmeyebilir” şeklinde konuşurken, Prof. Dr. Berna Oğuz ise, “Uygunsuz şekilde yapılan tetkik istemleri; gereksiz bir iş yükü, aynı zamanda hastalarımıza gereksiz bir radyasyon dozu ve sonuçta da bir maliyet getiriyor” dedi.


“Baştan ayağa ağrı” temasıyla Antalya’da Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen ‘TÜRKRAD 2024- 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde açıklamalarda bulunan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol ve Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Berna Oğuz, ağrı çeşitleri ve rahatsızlığa neden olan ağrı durumlarında radyoloji işlemlerinin ne zaman devreye gireceği hakkında bilgilendirme yaptı.



Hekim kontrolü şart


Bireyin, ağrıyla yaşamı boyunca aşırı zorladığı eklemlerinde ya da vücudunun herhangi bir organında sık karşılaşabileceğini aktaran Prof. Dr. Can Çevikol, her ağrının radyolojik işlem gerektirmediğini ifade etti. Çevikol, “Ağrı bir semptom, vücutta bir problem olduğunu gösteriyor. Bunlar bir anda ortaya çıkabilir, bir travma sonucunda ya da daha uzun süren kronik ağrılar da olabilir. Bütün bunların hepsinde, vücut içerisindeki organları ve ağrının sebebini hesaplamak için çoğunlukla radyolojik yöntemlere başvuruyoruz. Fakat burada önemli olan şöyle bir durum var, direkt ağrı olur olmaz radyolojik yönteme başvurmak gerekmeyebilir. Mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilip, tedavi sürecinden geçtikten sonra yanıt alınamayan durumlarda ya da hekimin laboratuvar sonuçlarıyla hastanın muayenesi ile birlikte değerlendirildiğinde durum aydınlatılabilir. Bunları aydınlatmak için, çoğu kez baştan parmak ucuna kadar hemen hemen her bölgeye ait görüntülemeler gerekebilir. Radyoloji alanından baktığımızda, standart görüntülemeler dışında cihazlardaki teknolojik gelişmelerle beraber biz artık daha ince kesiler alıp, daha detaylı dokuları inceleyebiliyoruz. Bazı durumlarda eskisinden daha fazla da bilgi verebiliyoruz, bunun yanında radyoloji içinde yer alan Algoloji diye bilim dalı da var. Girişimsel radyolojik uygulamalarla da ağrının giderilmesine yönelik birtakım işlemler de yapılabilir” şeklinde konuştu.



“Biz radyologların belki de en büyük sorunu, gereksiz tetkik yapmak”


Prof. Dr. Berna Oğuz ise ağrıları çeşitlendirerek, ağrıların tespit edilmesi konusunda vatandaşın kendi karar vermesinin doğru bir yöntem olmadığına dikkat çekti. Prof. Dr. Oğuz, “Ağrıları kronik ve akut diye ayırırsak bütün ağrı tiplerinde aslında tanıya giden yolda radyoloji var. Örneğin, bir boyun ağrısında, baş ağrısında bunun birçok sebebi oluyor. Altta yatan önemli sebepleri de önemsiz sebepleri de olabilir. Baş ağrısı yapan migren de tümör de olabilir. Ama bu durumda kendi kafamıza göre ’Hemen bir tomografi çektireyim, manyetik rezonans görüntüleme çektireyim’ değil de, bir uzman hekim tarafından görünüp gerekli endikasyonlar konulduğunda radyolojiye ihtiyaç duyuluyor. Örneğin; bir baş ağrısında altta yatan sebep kanama da olabilir, tümör de olabilir. Bunun için radyolojik tetkiklere ihtiyaç duyuluyor. Bel ağrılarında daha çok manyetik rezonans yöntemleri tercih ederiz. Ağrının, akut ya da kronik olmasına göre de tomografi ya da MR çekeriz. Biz radyologların belki de en büyük sorunu; her başımız, her boynumuz, her sırtımız, her belimiz ağrıdığında hastaların gereksiz tetkik yaptırmaları. Çünkü, uygunsuz şekilde yapılan tetkik istemleri gereksiz bir iş yükü, aynı zamanda hastalarımıza gereksiz bir radyasyon dozu ve sonuçta da bir maliyet getiriyor. Doğru endikasyon konulduğu zaman, ağrının tanısında radyoloji çok önemli rol alıyor” diye konuştu.



Türk Radyoloji Derneği’nden uyarı: "Her ağrı, radyolojik inceleme gerektirmez"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ANTGİAD ilk temsilciliklerini açtı Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD), büyümeye ve kurumsallaşmaya devam ediyor. Dernek, kurulduğu günden bu yana sürdürdüğü yenilikçi yaklaşım ve vizyon doğrultusunda, ilk kez ilçe temsilcilikleri oluşturma sürecini başlattı. Bu kapsamda Korkuteli, Kumluca ve Manavgat ilçelerinde ANTGİAD temsilcilikleri faaliyete geçti. ANTGİAD Başkanı Ercan Yavaş, derneğin kurumsallaşma yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olan bu gelişme hakkında şu açıklamalarda bulundu: "ANTGİAD olarak her zaman genç iş insanlarının gelişimine destek olmayı ve iş dünyasında dayanışmayı artırmayı hedefliyoruz. Antalya’nın farklı ilçelerinde oluşturduğumuz bu temsilciliklerle, ANTGİAD’ın vizyonunu daha geniş kitlelere ulaştırmak ve yerel ekonomilere katkı sağlamak için önemli bir adım atmış bulunuyoruz. Açılan temsilcilikler, ANTGİAD’ın Antalya genelinde sınırlarını genişletmesini sağlayarak, yerel iş dünyasına yeni bir dinamizm kazandırmayı hedefliyor. Korkuteli Temsilciliği görevine Muharrem Yavuz, Kumluca Temsilciliği görevine Hasan Nizamoğlu ve Manavgat Temsilciliği görevine Deniz Tanır atanmış olup, bu isimler ANTGİAD’ın değerlerini bulundukları ilçelerde başarıyla temsil edecekler." Başkan Ercan Yavaş, sözlerine şöyle devam etti: "Yeni temsilciliklerimiz aracılığıyla yerel iş insanlarını bir araya getirerek, Antalya’nın dört bir yanındaki iş potansiyelini harekete geçirmeyi hedefliyoruz. Bu süreç, hem derneğimizin büyümesi hem de genç iş insanlarının daha geniş bir ağda etkinleşmesi için de büyük bir fırsattır." Bu yeni yapılanma ile ANTGİAD, Korkuteli, Kumluca ve Manavgat’taki genç iş insanlarına ulaşarak, iş dünyasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlıyor. Temsilcilikler, ilçeler arasındaki ticari faaliyetleri geliştirmek ve ortak projelerle bölgesel ekonomiyi canlandırmak için çalışmalar yürütecek. Ayrıca, ilerleyen dönemde Antalya’nın diğer ilçelerinde de yeni temsilciliklerin açılması planlanıyor. ANTGİAD’ın bu atılımı, derneğin gelecekteki projelerine dair önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Kurumsal yapısını güçlendiren ANTGİAD, bölgesel ekonomiye katkı sağlamayı ve genç iş insanlarının sesi olmayı hedefliyor.
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyesi savunma yapıyor: "Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı, kimse hayrına bir şey yapmıyordu" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyeleri hakim karşısında savunmalarına devam ediyor. Duruşmada savunma yapan hemşire olan tutuklu sanık Hasan Basri Gök, "Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı. Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek basamakları ile oynama yapılıyordu. Hasta yatışları genelde uzundu. Sorumlu hekim karar veriyordu bu yatışlara. Bunu yapmalarının nedeni SGK’dan fazla para almaktı. Normalde epikriz raporlarını doktorun yazması lazım. Epikriz raporlarını ben de yazıyordum, başkaları da yazıyordu" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. "Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı, kimse hayrına bir şey yapmıyordu" Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda görülen duruşmada savunma yapan hemşire olan tutuklu sanık Hasan Basri Gök, "Savcılıkta ve emniyette bildiklerimi söyledim. Epikriz değiştirme şöyleydi; bir şablon sistemi vardı, hastane hemşireleri atardı, ona göre yapılırdı. Bunlar görevli kişilerin gönderdiği notlardı. Ben 2019 yılından beri hemşire olarak çalışıyorum. Fırat Sarı’nın normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardım ettim. 6 aylık sürede de şoförlüğünü yaptım. Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir yapıyordu. Esenyurt’ta tıp merkezinde doğan bebeğin doktoru, Fırat Sarı’nın tanıdığı doktordu. 112 araya girmeden sevk yapıyorlardı. Bebeğin doğduğu hastanenin çocuk doktoru ile Fırat Sarı kendi arasında sevki ayarlıyordu. Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı. Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek basamakları ile oynama yapılıyordu. Hasta yatışları genelde uzundu. Sorumlu hekim karar veriyordu bu yatışlara. Bunu yapmalarının nedeni SGK’dan fazla para almaktı. Normalde epikriz raporlarını doktorun yazması lazım. Epikriz raporlarını ben de yazıyordum, başkaları da yazıyordu. SGK’dan fazla para alıyorlardı. Hemşireler bundan bir şey kazanmıyordu. Fırat Sarı’nın belirlediği basamak oranları vardı. Denetim olunca bunları düşürüyorduk. Doğru değildi bu basamak oranları. Epikriz raporlarına göre basamak düzenlemesi yapılıyordu. Epikriz de doğru değildi" dedi.
İzmir İzmir’de gözaltına alınan cani baba adliyede İzmir’de görüntülü aradığı boşanma aşamasındaki eşine tehditler savurup, 3 yaşındaki çocuğunun boğazına bıçak dayayan baba, emniyetteki ifadesinde kan donduran videonun eski olduğunu ileri sürüp suçlamaları reddetti. Burdur’da bulunan resmi nikahlı eşi F.A.’yı görüntülü arayarak tehditler savuran Ş.A. (32), 3 yaşındaki oğlunun boğazına ekmek bıçağı dayadı. O anları telefondan izleyen anne dehşeti yaşarken, görüntüler sosyal medyada infial uyandırdı. Çok sayıda paylaşımla olayı emniyet birimlerine duyurmaya çalışan kullanıcılar, cani babayla ilgili öfke mesajları paylaştı. Görüntülerin hızla yayılması sonrası Ş.A. isimli şahsın İzmir’de ikamet ettiği ortaya çıktı. Karabağlar İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği ekipleri, cani babayı kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. ’Video eski’ diyerek kendisini savundu Gözaltına alınan Ş.A.’nın emniyetteki ilk ifadesinde videonun eski olduğunu ileri sürerek suçlamaları reddettiği öğrenildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmek üzere emniyet binasından çıkartılan Ş.A., basın mensuplarının sorularına da "Ben kimseye bir şey yapmadım" diye cevap verdi. Çocuklar devlet korumasında Bu arada, çiftin iki çocukları olduğu, Y.C.A. (7) ve boğazına bıçak dayanan B.A.’nın (3) Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Karşıyaka Çocuk Yurdunda koruma altına alındığı öğrenildi. Olayla ilgili başlatılan inceleme sürüyor.