EKONOMİ - 27 Ağustos 2024 Salı 12:29

Batı Akdeniz’de ihracat yaklaşık 2 milyar dolara ulaştı

A
A
A
Batı Akdeniz’de ihracat yaklaşık 2 milyar dolara ulaştı

BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, batı Akdeniz bölgesinde yılın ilk sekiz yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.2 civarında bir ihracat artışı olduğunu ifade ederek, “Yüzde 1.2 büyüme ile yaklaşık olarak 1 milyar 710 milyon dolar gibi bir ihracata ulaştık" dedi. Çavuşoğlu ayrıca, narenciyede Mısır’ın yükselen grafiğinden bahsetti.


Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, İhlas Haber Ajansı’na; yılın ilk sekiz ayında ihracat rakamları, vize başvurularında yaşanan sorunlar, bölgedeki konkordato oranları ve maliyetlerin ihracata yansıması hakkında bilgiler verdi.


“Ekonomik problemler, vize sorununun üzerine çıkmış durumda”


Başkan Çavuşoğlu, Bulgaristan sınır kapısında sorunların devam ettiğini fakat ekonomik problemlerin vize sorunun önüne geçtiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, “Bulgaristan Sınır kapısında problemler yaşıyorduk, ihracatın düşmesi ve ilave tedbirlerle bir nebze olsun rahatladı. Aslında vize problemleri hala had safhada devam ediyor, tır şoförlerine ve ihracatçıya vizede çok zorlanıyoruz. Çünkü randevu alınamamakta. Fakat artık ekonomik problemler, vize sorununun üzerine çıkmış durumda” diye konuştu.


“Zararına satışlar söz konusu”


Yılın ilk sekiz ayında hedeflenen rakamlara ulaşılamasa da Batı Akdeniz Bölgesi’nde (Antalya, Burdur, Isparta) ihracatın geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 1.2 arttığını açıklayan BAİB Başkanı Çavuşoğlu, artış yaşanmasına rağmen ihracatçının önümüzdeki dönemde sıkıntılı zamanlardan geçebileceğini öngördüğünü dile getirdi. Çavuşoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Şu an da ihracat anlamında baktığımızda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.2 civarında bir ihracat artışı söz konusu, bu çok sevindirici. Bir kısmı bizleri çok mutlu ediyor fakat şunu görüyoruz ki daha ileriki vadelerde sıkıntı yaşayacak gibi gözüküyoruz. Çünkü uzun zamandır maliyetlerin çok yüksek olmasına rağmen, kurdaki seviyelerin bizleri çok mutlu etmediğinden bahsediyorduk. Yüzde 1.2 bizler için gerçekten sevindirici gibi gözükse de hedeflerimiz çok daha yüksek olduğu için, hedeflerimizin çok altında kaldık. Sekizinci ayın sonu itibarıyla bölgemiz açısından, yüzde 1.2 büyüme ile yaklaşık 1 milyar 710 milyon dolar gibi bir ihracata ulaştık. Hedefimiz, hem bölgesel hem ülke olarak tüm sektörlerde orta ve uzun vadede çok yüksek ihracat rakamlarına çıkmak fakat böyle giderse müşteri kayıpları ile maalesef büyüme değil, mevcudu korumaya çalışacağız. Çünkü, firmalar ciddi bir daralma ve sıkıntı yaşıyor. Bunun en büyük sebeplerinin başında da maliyetler geliyor, bir yıllık süreçte dövizde yüzde 22-23 gibi bir artış söz konusuyken, enflasyon belli maliyetler belli olunca da firmalar kar edememeye başladı. Hatta müşteri kaybı yaşanmaması için zararına satışlar söz konusu. Firmalar nereye kadar dayanabilecek onu kestiremiyoruz”.


İhracatçıya yüzde 5 destek talebi


Maliyetlerin artışı ile birlikte yurt dışındaki müşterilerde kayıplar yaşamaya başladıklarına dikkat çeken Başkan Çavuşoğlu, devletin ihracatçıya verdiği yüzde 2’lik desteğin yüzde 5’e çıkarmasını talep ettiklerini söyledi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Yurt dışında yavaş yavaş müşteri kayıpları söz konusu olmaya başladı, birçok sektörde ciddi kayıplar yaşanıyor. Umuyoruz ki kısa sürede buna belli bir çözüm bulunur ve en azından müşteri kayıpları yaşamayız. Çünkü müşteri kaybı yaşamak yeni müşteri kazanmaktan çok daha zor, daha önce de yaptığımız görüşmelerde ihracatçıya yüzde ikilik bir destek verildiğini belirtmiştik bizler bu desteğin arttırılmasını arzu ediyoruz. Görüşmeler devam ediyor, yüzde 5 gibi bir talebimiz söz konusu oldu. Ekonomik dengeler bozulmayacak şekilde bir takım düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz”.


“2023 yılında konkordato ilan eden firmaların iki katına ulaşabiliriz”


İhracatçının faiz enflasyon ve maliyet sarmalında küçülmeler yaşadığına vurgu yapan Başkan Çavuşoğlu, Batı Akdeniz bölgesinde konkordato ilan eden firma sayısında artış yaşandığını açıkladı. Çavuşoğlu, “Son dönemde ciddi konkordatolar söz konusu olmaya başladı, tabii firmalar en azından kendini koruyabilmek ve belli bir süre toparlanabilmek için bu yola başvuruyor. Bu durumun iki tane sonucu ortaya çıkıyor; şöyle ki öncelikle konkordato alan belki belli bir süre rahatlayacak ama bunun daha kalıcı sonuçları olması gerekiyor. Bunun karşılığında da aynı zamanda konkordato ilan eden firmalarında borçlu olduğu firmalar var, bu firmalar da zora girecek. Tamamen çıkılmaz bir hale gidilmemesi gerekiyor, şu anda ciddi başvurular söz konusu ve bunun zaman içerisinde daha da artacağını düşünüyoruz. Özellikle önümüzdeki bir iki ayda çok daha yüksek seviyelere çıkacağını düşünüyoruz. Burada sadece konkordato ilan eden firmayı değil, bunun alacaklılarının da bir şekilde korunuyor olması önemli. Konkordato konusunda bölgemiz açısından ciddi rakamlara ulaşmış durumdayız, rakam vermek çok zor. Fakat sanki 2023 yılında konkordato ilan eden firmaların iki katına ulaşacağımız rakamlara doğru gidiyoruz, belki de üzerine çıkacağız gibi gözüküyor. İnşallah bu gerçekleşmez” ifadelerini kullandı.


“Personel çıkarmalar başladı”


Başkan Ümit Mirza Çavuşoğlu, üretimi ve ihracatı artırarak büyümeyi hedeflediklerini kaydederek, enflasyon ve faiz oranlarının bir an önce aşağı çekilmesi gerektiğini ifade etti. Çavuşoğlu, “Mücadele devam ediyor fakat yüzde 40’ın altında faiz oranıyla kredi kullanan yok. Birçok firma krediye erişimde çok zorlanıyor, ki yüzde 50’leri bulan maliyet faiz maliyetleri ile üretim yapılması mümkün değil. Bu anlamda öncelikle hem enflasyon hem de faizlerin aşağı çekilmesinde fayda var. Personel çıkarmalar veya işle ilgili ciddi küçülmeler söz konusu olmaya başladı, bizler bunu hiç arzu etmiyoruz. Üretimi ihracatı arttırarak büyümeyi hedefliyoruz, inşallah da bunu gerçekleştireceğiz” dedi.


“Birçok fabrikanın Mısır’a taşındığını biliyoruz”


Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı sektörlerin başında gelen yaş sebze meyve sektöründe narenciye de Mısır’la rekabet edilemez duruma geldiğini de açıklayan Başkan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Türkiye özellikle tarımsal ürünlerde çok ciddi zorlanıyor, son zamanlarda özellikle yaş meyve sebzede çok ciddi zorlanmaya başlanıldı, rekabet edilemez duruma geldi. Şöyle bir örnek vereyim; Mısır’la artık narenciye de rekabet edemez duruma geldik, maalesef pek çok Türk firması da orada gidip işletmeler yapmaya başladı. Bu da Türkiye açısından ciddi olumsuzluklar teşkil ediyor, sadece meyve sebze değil birçok sektörde. Örneğin, tekstilde de birçok fabrikanın Mısır’a taşındığını biliyoruz. Bunlar da ülkemiz açısından oldukça olumsuz neticeler doğuruyor. Uzun vadede bunun tedbirini alıp, bu geçişleri engellememiz gerekiyor. Enflasyon çok ciddi problem, enflasyonla beraber faizin ciddi bir şekilde düşmesi gerekiyor ki üretim yapılıp ihracat gerçekleştirilebilsin”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Okuldaki gizli tehlike: Akran zorbalığı Son zamanlarda sosyal medya kullanımı ve şiddet içerikli oyunların artmasıyla okullardaki akran zorbalığı da gittikçe artıyor. Özellikle okullarda sözlü, fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar ileri yaşlarda daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor. Akran zorbalığı son yıllarda sosyal medyada yayınlanan olumsuz video içerikleri ve şiddet oyunları nedeniyle özellikle çocuklar arasında artış gösteriyor. Çocuklar arasında büyük boyutlara ulaşan akran zorbalığı olarak bilinen sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan çocuklar ileri yaşlarda ise daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor. “Ailevi problemler yaşayan çocuklar akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle akran zorbalığına sürükleniyor” Akran zorbalığıyla en fazla 7-15 yaş grubunda sıklıkla karşılaştıklarını söyleyen Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, “Akran zorbalığı, karşıyı sindirip onun üzerinde bir hakimiyet kurmak ve yaptırmakla karşımıza çıkıyor. Akran zorbalığına başvuran çocuklar, bireyler neden bunlarla karşılaşıyorlar; çocuğun kendini güçlü hissetmesi, özellikle sosyal medya fenomenlerinden ya da sosyal medya karakterlerinden esinlenerek kendilerini onlar gibi görmek istemeleri. Özellikle öfke kontrolü, ailevi problemler yaşayan, beraberinde ise akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle öğrencilerin akran zorbalığına sürüklendiğini söyleyebiliriz. Peki akran zorbalığı hangi türlerde neyle karşımıza çıkıyor dersek; fiziksel, duygusal, sosyal, sözel, siber sosyal ya da cinsel gibi farklı zorbalık türlerini görebiliyoruz. Öğrenciler arasındaki iletişimlere bakıyoruz, lakap takılabiliyor. Bazen dalga geçilen ve dedikodu yayma şeklinde sosyal medya üzerinden bazı çocukların zorlandığını görüyoruz. İstenmeyen cinsel dokunuşlar ya da kıyafetlerin kaldırılması, çıkarılması gibi, el konulan eşyalar ya da bazı zorla ödevini yaptırmak istemesi şekliyle karşımıza geldiğini söyleyebiliriz” dedi. “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor” Zorbalıkta aile içi iletişimin önemine vurgu yapan Rehberlik Uzmanı Aladağ, “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor. Bu nedenle aile içi iletişiminde problem olmayan, sağlıklı bir iletişim kuran bireylerin, toplumların, ailelerin çocuklarında bu tip sorunların olmadığını söyleyebiliriz. Tabii okullarda rehberlik servislerine ve öğretmenlere de çok fazlaca görev düşüyor. Zorbalığa uğrayan öğrenciyi kendi başına bırakmak, çözümü onun bulmasını istemek son derece yanlıştır. Bu nedenle zorbalığa uğrayan çocukların mutlaka aileleri ile öğretmenleri ile paylaşması gerekiyor. Çünkü zorbalığa uğrayan çocuk, sessiz kaldığı durumda bunun şiddeti artacaktır ve öğrenci üzerinde inanılmaz bir hakimiyet kurulacaktır. Zorbalığa uğrayan bireylerde özgüven eksikliği, okul fobisi, okula gitmeme, okuldan kaçma, aileyi içi çatışmalar gibi problemler çıkıyor” şeklinde konuştu. “Bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı” Akran zorbalığından kurtulma yollarının başında özgüvenin geldiğinin altını çizen Aladağ, “Çocuklarımıza özgüven yüklemeliyiz. Ama bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı okul dışında kurslara, spor, okuma, sanat gibi aktivitelere göndererek ortamlardan uzak tutmaya çalışmalıyız. En önemlisi de sağlıklı bir aile içi iletişim olduğunu söyleyebiliriz. Zorbalığa uğrayan çocuklar topluma uyumda problem yaşamaktalar ve inanılmaz bir özgüven eksikliği karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar gelecekteki yaşamlarında ciddi problemler, ciddi travmalarla karşılaşıyor, okul fobisi oluşuyor, öğrenciler toplumdan, akranlarından ve okuldan kaçıyor” diye konuştu.
Antalya Akdeniz Üniversitesi, Moskova heyetini ağırladı Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Moskova Hükümeti Dış Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Cheremin ve Rusya’nın çeşitli üniversitelerinden gelen heyeti ağırladı. Ziyarette Türkiye ve Rusya arasında başta akademi olmak üzere her alanda iş birliklerinin güçlendirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Moskova Hükümeti Dış Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Cheremin, Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Rektörü Natalya Masyagina, Rusya Federasyonu Antalya Başkonsolosu Sergey Vetrik, Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Dekanı Alexander Ivancov’un da aralarında bulunduğu heyet Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı ziyaret etti. Ziyarete Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz de eşlik etti. “Akademik bağlarımızın güçlenmesi önemli” Moskova Hükümet Bakanı ve heyet üyelerini ağırlamaktan büyük onur duyduğunu belirten Rektör Özkan, “Türkiye olarak Rusya ile hâlihazırda bulunan bağlarımızı derinleştirmek bizler için çok kıymetli. Ekonomik ve ticari bağların yanında akademik bağlarımızın da geliştirilmesi Akdeniz Üniversitesi olarak önem verdiğimiz bir nokta. Üniversitemizde 109 Rus öğrenci öğrenim görmekte, Turizm Fakültemizde Rusça dersler verilmekle beraber Rus Dili ve Edebiyatı Bölümlerimiz de Rus kültürü ile bizleri daha yakından tanıştırmakta. Komşu iki ülkenin üniversiteleri olarak sizlerle iş birlikleri gerçekleştirmek bizler için de çok kıymetli olacaktır.” ifadelerini kullandı. “Sizleri üniversiteme davet ediyorum” Bakan Cheremin, Rusya ve Türkiye arasındaki bağları her alanda güçlendirmek istediklerini belirterek, akademi alanındaki iş birliklerine de önem verdiklerini vurguladı. Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Rektörü Natalya Masyagina da dünyanın farklı ülkelerinden öğrencilerinin olduğunu belirterek, “Ama maalesef henüz Türkiye’den bir öğrencimiz yok. Umarım en yakın zamanda olur. Ben sizleri ve Akdeniz Üniversitesi’nden bir heyeti ve bir grup öğrenciyi üniversiteme davet etmek istiyorum.” dedi. “Türk üniversiteleri ile ilişkileri artırmak istiyoruz” Moskova Devlet Spor ve Turizm Üniversitesi Dekanı Alexander Ivancov, bağlı bulunduğu Üniversitenin 6 adet Nobel ödülüne sahip olduğunu belirterek Türkiye ile Akkuyu Nükleer Enerji Santrali konusunda anlaşmaları olduğunu ve bu konuda Türk yetkililere eğitimler verdiklerini ifade etti. Ivancov, Türkiye ve Türk Üniversiteleri ile ilişkilerini ve iş birlikleri her alanda artırmak istediklerini vurguladı.